Fit Hub Blog Sayfa 116

Güne Zinde Başlamanızı Sağlayacak Evde Yapabileceğiniz 10 Egzersiz

0

Herkesin çevresinde sabah erken saatte kalkıp üşenmeden spora giden kişiler varken, bir yandan da iş, hayat ve sporu dengeye oturtmaya çalışan insanlar var. Herkesin sporu hayatının bir parçası haline getirmeye çalıştığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi ile iş birliği içerisinde olan Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Doç. Dr. Marlis Gonzalez-Fernandez güne zinde başlamak için; evde rahatlıkla yapılabilecek 10 egzersiz önerisi paylaştı.

Sabahları Muhakkak Yapmanız Gereken 10 Egzersiz

Odaklı Nefes Alma

Yoga matı gibi rahat bir zemine yüz üstü uzanın ve kollarınızla başınıza yastık yapın. Derin ve düzenli şekilde nefes alın; her nefes aldığınızda karnınızın şişerek yere değdiğini hissedin. Bu şekilde yoğunlaşarak 10 kez nefes alıp verdiğinizde rahatlayacak ve o havaya gireceksiniz. Bu aslında bir şekilde şunu söylemek oluyor: Ben şimdi kendime özen göstereceğim ve kısa bir süreliğine yalnızca buna odaklanacağım.

Sfenks Duruşu

Başınızı kaldırın ve kollarınızın ön kısmı birbirine paralel olarak ileriye doğru uzatın. Dirsekleriniz yerde kalacak şekilde kollarınızın ön kısmından güç alarak yükselin, gövdenizin üst kısmını yukarıya doğru kaldırın ve sırtınızı esnetin. Başınızı aşağıya ve yukarıya indirip kaldırın; önce yukarı tavana doğru bakın, sonra çenenizi göğsünüze yaklaştırın. Sonra sırasıyla sağ ve sol kulağınızı omuzunuza değdirecekmiş gibi başınızı iki yana doğru eğin; sonra da başınızı önce sağa, sonra sola çevirin. Gevşeyin ve bu hareketi birçok kere tekrarlayın.

Çapraz Dirsek-Diz Hareketi

Sırt üstü yatın ve ellerinizi başınızın arkasında birleştirin. Dizlerinizi kırarak ayak tabanlarınızla yere basın. Karın kaslarınızı sıkıştırmak için omuzlarınızı ve ayaklarınızı yerden yükseltin, sonra da sırasıyla sağ dirseğiniz sol dizinize, sol dirseğiniz sağ dizinize gelecek şekilde gövdenizi çevirin. Bir sağ bir sol olacak şekilde hareketi tekrarlayın.

Yuvarlan ve Emekle

Sırt üstü yerde yatarken ellerinizle dizlerinizi kucaklayın ve ileriye ve geriye doğru yuvarlanın. Sonra yerde emekleyin (Karın kasları için mükemmeldir).

Çapraz Kol-Bacak Hareketi

Ellerinizin ve dizlerinizin üzerinde, dört ayak şeklinde durun, sonra çapraz olacak şekilde kolunuzu ileriye, bacağınızı geriye doğru düz uzatın —yani sol kol sağ bacak, sağ kol sol bacak. Bu hareket sayesinde kollardaki ve bacaklardaki neredeyse tüm eklemleri harekete geçirerek harika bir şekilde esnetiyorsunuz.

Şınav

Bunun bir klasik olmasının geçerli bir sebebi var. Doğru şekilde uyarlandığında, şınav hareketi yaştan ve fiziksel kondisyondan bağımsız olarak herkes tarafından yapılabilir. Yeni başlayanlar için dizler aşağıda durabilir. Diğer herkes, ayak parmaklarının ucunda duracak. Ufak ufak başlayın, güçlendikçe tekrar sayınızı artırırsınız.

Tek Ayak Duruşu

Ayağa kalkın ve ayaklarınız birbirine bitişik olacak şekilde durun. Sonra bir ayağınızı dizden bükük şekilde havaya kaldırarak tek ayak üzerinde durun. Sonra diğer bacağınızla aynı hareketi tekrarlayın.

Heel Dips Hareketi

Bir merdivenin en alt basamağında ayakta durun. Parmak ucunda merdivenin basamağında dururken ellerinizle tırabzanı tutun ve topuklarınızı indirip kaldırın. Hareketi tekrarlayın.

Merdiven Çıkma

Heel dips hareketinden sonra, merdivenleri inip çıkın. Kalça kaslarınızı çalıştırmak için, merdiven çıkarken topuklarınızdan güç alın. Merdiven çıkmak, en iyi kardiyovasküler egzersizlerden biridir.

Yürüme

Yürümek, kanı pompalamanın basit ama etkili bir yoludur. Gün boyu, en az 30 dakika olacak şekilde elinizden geldiğince yürüyün. Eğer hava soğuksa, kapalı alanda düzenli adımlarla yürümek de iyi bir seçenek olabilir.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin

Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

1-9 arasındaki egzersizlerin her biri bir ya da iki dakika boyunca yapılmalı. Ayrıca 30 dakikalık yürüyüşler yapmak hedeflenmeli. Kişinin kendisini zorlamak ve dengesini geliştirmek için 1-7 arasındaki egzersizler gözler kapalı olarak yapılabilir.

Fit in Class ile Evde Spor Yapın!

Fit in Class’a üye olarak yoga, pilates, kick boks ve daha birçok grup dersine online ve sınırsız bir şekilde katılabilir, güne daha zinde başlayabilirsiniz. Böylece, zoom üzerinden gerçekleşecek olan egzersizler sayesinde birçok eğitmenin deneyimlerinden de faydalanabilirsiniz. 

Spor Her Yaşta Yapılmalı

Anadolu Sağlık Merkezi’nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, düzenli egzersizin faydalarının saymakla bitmediğini ve bilimsel çalışmaların düzenli egzersizin kalpten, kemik sağlığına kadar vücuttaki bütün sistemleri olumlu etkilediğini vurguladı. Prof. Dr. Semih Akı en önemli noktanın kişinin yaşına, cinsiyetine, sağlık durumuna ve spordan beklentilerine uygun bir sportif aktivite veya egzersiz programının seçebilmesi olduğunu belirterek, “Spor her yaşta yapılması gereken bir aktivite. Ancak sporun alışkanlık haline gelebilmesi için çocuklukta başlanması çok önemli. Çocukluk çağında; çocukların basketbol, voleybol gibi daha çok takım sporlarına yönlendirilmesi, beraber çalışma alışkanlığını ve paylaşma alışkanlığını geliştirmesi açısından son derece önemli. Yazın yapılacak spor saatlerinin havanın ısısına göre ayarlanmasına dikkat edilmeli” dedi.

Yüksek Yoğunluklu Egzersiz Çocuklarda Obeziteyi Azaltabilir mi?

Reklam

Gelişimini Bir Üst Seviyeye Taşımak İsteyenlere: Dev Set Sistemi

0

Dev setler, dört ya da daha fazla hareketi “büyütülmüş bir set” içerisinde yaptırarak sizi bir (ya da dört) adım daha ileriye taşır.

Sevdiğiniz egzersizleri birbiri üstüne yığarak yapmak sevineceğiniz sonuçlar doğurabilir. Aralarda dinlenmeden peş peşe iki hareketle yaptığınız süper setlerde deneyimlediğinize benzer bir deneyim yaratan bir sistemden bahsediyoruz. “Devleşmek”, antrenman yoğunluğunu arttırmak için uzun süredir kullanılan bir teknik ancak kimi sporcular için bu, antrenmanın felsefesi gibi bir şey. Rutininizi dev setler etrafında şekillendirerek uzun vadede devlere yakışır kaslar elde etmeniz mümkün.

Dev Setin Mantığı

Önce bir iki tanım yapalım. Birbiriyle eşleştirilen iki egzersizin aralarda mola verilmeden peş peşe yapılmasına süper set denir. Üçlü set (Triset) ise aynı mantığın üç egzersizle uygulananıdır. Dev sette ise dört ya da daha fazla egzersiz olur. Hareketler aynı kas grubunu hedefleyebileceği gibi (quadriceps vb.), komşu kas grupları için de (quadriceps, hamstring, kalça) yapılabilir. Dev setin mantığı, ne kadar egzersiz varsa egzersizleri o kadar çeşitli tutmamızı gerektiriyor. Alt vücut dev seti, örnek vermek gerekirse, Leg Extension, Squat, Leg Press, Leg Curl ve Lunge gibi hareketlerden oluşur.

Alt setler arasında mola vermeden doğru bir şekilde uygulandığında, dev setler vücudu tüketen ama daha çok kas lifini çalıştırırken, kaslara daha çok kan pompalatan etkili bir antrenman çıkarmanızı sağlar. Egzersizlerin tamamında yoğunluğunu düşürmemeniz gerekiyor ancak kalabalık bir salonda bir istasyondan ötekine gitmek engel oluşturabilir. Örnek vermek gerekirse, siz Leg Extension ya da Squat yaparken, biri Leg Press makinesini kapabilir veya salondaki tek Leg Curl makinesinin başında biri kamp kurmuş olabilir. Bu sebeplerden ötürü sporcular dev seti daha çok karın antrenmanında kullanırlar. Onun dışında ise genelde yoğunluğu arttırmak için başvurulan bir teknik olarak kalır. Yine de bu tekniği düzenli olarak kullanan vücut geliştirme sporcuları var.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin

Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Dev set sistemi yıl boyunca uygulanacak bir sistem olarak önermiyoruz ancak 6-8 haftalık dönemler dahilinde yapıldığında vücudunuzu daha çok büyümeye iten bir şok içine sokar. Dev setlerin yağları yakarken fazladan kas gelişimine etki ettiği görülmüştür. Bu stratejiyi uygulamak istiyorsanız, kas grupları arasında en az 1 gün veya ideal olarak 2 gün ara verin. Yüksek hacimli baraj sizi ciddi bir DOMS (Egzersiz Sonrası Gecikmeli Kas Ağrısı ya da Hamlama) haline sokar. Ancak bir iki hafta sağlam yüklenirseniz devleşmeye başlayabilirsiniz.

Dev Set Omuz Antrenmanı

Dumbbell Lateral Raise 10-12
Dumbbell Seated Rear Lateral Raise 10-12
Barbell Front Raise 10-12
Dumbbell Overhead Press 10-12
Wide Grip Barbell Upright Row 10-12

Bu 5 egzersizi arka arkaya uyguladıktan sonra bir set tamamlanmış oluyor. Ne kadar zor olabileceğini siz de anlamışsınızdır. Bu yüzden başlangıçta daha hafif ağırlıklarla başlamanızda fayda var. Egzersizler arası dinlenmemeye çalışın. 1 seti tamamladıktan sonra 2-3 dakika civarı dinlenin. 3-5 set uygulamaya çalışın.

Kaynak: MF, Ağustos, 2017

Yatarken Rahatsız Oluyorsanız Sorun Omuz Sıkışması Olabilir

Reklam

Kas Gelişimini Sağlamak İçin Dikkat Etmeniz Gereken 3 Temel Kavram

0

Kas gelişiminiz için dikkat etmeniz gereken belli kavramlar vardır. Bunlardan bazıları ise olmazsa olmazlar arasındadır. Bu yazıda, bunlar arasında temel olarak bilinen 3 temel kavramdan bahsedeceğiz.

1. Antrenman

Antrenmanın buradaki öneminden fazla bahsetmemize gerek olmadığı ortada. Antrenman yapmazsak belirli bir kas gelişimi olamayacağını hepimiz biliyoruz. Burada asıl bahsetmek istediğim, antrenmanın yarattığı etkinin yeterliliğidir. Yıpranma olmazsa toparlanma da olmaz. Çünkü antrenmanınız yeterli seviyede ve kalitede olmazsa, hedeflenen gelişimi göremeyeceksiniz. Yani, hedeflenen hasarı, tahribatı sağlamazsak bunun için gerekli olan toparlanma ve gelişim süreci de gerçekleşemez. Bununla beraber her gün saatlerce antrenman yapmak ve kaslarımızı her gün fazlasıyla yormak, kas gelişiminin engellenmesine ve atrofiye neden olabilir.

2. Beslenme

Beslenmenin kas gelişimindeki önemi(özellikle yeni başlayanlarda) çok ama çok fazladır. Vücudunuzun kas onarımından ve gelişiminden sorumlu proteinleri yeterli miktarda almazsanız gelişim olmayacaktır. Size rahat bir şekilde bunun garantisini verebilirim. Protein yönünden zengin et, tavuk, yumurta ve süt ürünlerini beslenme programınıza eklemeyi unutmayın. Eğer yeterli protein alımını sağlamaya zaman ve fırsat bulamıyorum diyorsanız gıda takviyelerini de deneyebilirsiniz.

Beslenme kısmı tabi ki de sadece proteinle bitmiyor. Kaslarınızın enerji ihtiyacı için gerekli olan karbonhidratlara da önem vermeniz gerekli. Bunlarla beraber mineraller ve vitaminler de önemli bir rol oynamakta. Emin olun ki dengeli ve zengin bir beslenme, gelişiminize çok katkı sağlayacak. Bu yüzden besin değerleri yüksek besinlere yönelmenizde fayda var.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

3. Uyku

Dinç bir zihin ve vücutla yeni güne hazırlanmak için uyku çok önemlidir. Gün içinde harcanan enerjiyi depolamada da önemli rol oynamaktadır. Ve kas gelişiminin önemli bir kısmı da uykuda gerçekleşmektedir. Geç saatlere kalmadan, 7-8 saatlik verimli bir uyku, kas gelişiminize çok yardımcı olmaktadır.

Kas, antrenman ile yıpranır. Beslenme ve uyku sayesinde de toparlanıp, gelişir.

Bonus: Genetik

Bu konuda sizin yapabileceğiniz pek bir şey yok. Ama gerçek şu ki, bazılarımızın genetik yapısı ve vücut yapısı kas gelişimine daha uygun. Gördüğünüz çoğu profesyonel vücut geliştirme sporcusunun da genetik açıdan şanslı insanlar olduklarını söyleyebiliriz. Bu durum, kas gelişimi yaşayamayacaksınız anlamına gelmez. Sadece bazı insanlar için daha kolay bazı insanlar için de zor gerçekleşeceği anlamına gelir. Ama sizin de bildiğiniz gibi, sıkı çalışmanın önüne hiçbir şey geçemez. Kas gelişimi konusunda uzun süredir ilerleme göremiyorsanız, belli fikirlere kapılıp anne babanızı suçlamadan önce yukarıdaki 3 maddeye çok ama çok önem vermenizi tavsiye ederim.

Karar Veremeyenler İçin: Sabah Antrenmanı mı? Akşam Antrenmanı mı?

Reklam

Şekeri Beslenmenizden Çıkarmanıza Yardımcı 5 Süper Yöntem

0

Eğer beslenme düzeninizde gerçek bir değişiklik yaparak kilo vermek ya da sadece daha sağlıklı beslenmek istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey şeker tüketiminizi azaltmanızdır.

Şekerin yoğun tüketiminin vücuda olan zararlarının kanıtlandığı birçok araştırma bulunmaktadır. Kronik kalp damar rahatsızlıkları, tip 2 diyabet, sindirim sistemi rahatsızlıkları ve kanser ile ilişkisinin gözlemlendiği bu çalışmaları ayrıca şeker tüketimi sonrası gelen uyuşukluk ve yorgunluk da desteklemektedir.

Tüm bu kötü sonuçlardan ötürü şeker tüketimini minimuma çekmek uzun vadede daha sağlıklı bir yaşama sahip olabileceğinizin bir göstergesidir. Ancak biliyoruz ki hemen her öğünde şekere yer verebilen bireyler olarak bunu pat diye başarmak kolay olmayabiliyor.

Eğer şeker tüketiminizi azaltmak istiyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız size birkaç tavsiyemiz olacak.

5 Yöntem ile Şeker Tüketiminizi Azaltmaya Başlayın

1. Şekerli Ürünleri Kademeli Olarak Azaltın

Hiçbir bağımlılık için bir yere kendinizi kapatıp saatler geçirmeniz pek akıllıca bir çözüm değil.

Şekere de hem psikolojik hem fizyolojik olarak bağımlı olabilirsiniz. Bu sebeple kademeli olarak şeker kullanımınızı kontrol altına almalısınız. Gün içerisinde tükettiğiniz şeker kaynaklarınız neler? Bunu fark etmenin en iyi yollarından biri bir kenara yedikçe not almak; hatta ilk birkaç günü sırf neler tükettiğinizi gözlemlemek için not alarak geçirebilirsiniz.

Şekere geri dönersek, şekerlemeleri mi çok tüketiyorsunuz, şekerli içecekleri ve sodaları mı, paketli ürünleri mi? İlk kademede o hafta 5 şekerli ürünü planınızdan çıkarın. Bir sonraki hafta 4 tane daha çıkarın. Bu şekilde devam ederek haftada 1 şekerli ürüne inene kadar planı sürdürün.

Bir süre sonra siz daha az şeker tükettikçe vücudunuz da daha az şeker arayacaktır. Ayrıca şekeri kademeli bir şekilde azalttıkça, bir anda kesmenin getirebileceği baş ağrısı, aşırı istek, konsantrasyon bozukluğu ve yorgunluk gibi etkilerden korunmuş olursunuz.

2. Şeker ile Doğal Tatlı Yiyeceklerin Yerini Değiştirin

Doğal olarak şekerli tada sahip birçok leziz yiyecek var. Özellikle meyveleri düşünün, muz, mango, kırmızı-mor küçük meyveler ve ananas. Çayınız içerisinde bal ya da maple şurup denilen akçaağaç şurubunu kullanabilirsiniz.

Bir kere beyniniz şeker olarak bu tatlı yiyecekleri kabul ettiği andan itibaren rafine şekerlere ihtiyacınız kalmayacak.

Unutmayın birçok tarifte muz ve hurma, şeker yerine kullanılmaktadır. Hamurlu tatlılarda, kek ve turtalarda hurma ve muz içerikleri ile bol bol karşılaşabilirsiniz çünkü bu meyveler gerçekten tatlı! Hem de sağlık doğal şekerlerden gelen bir tatlılık!

3. Tatlandırıcılara da Dur Deyin

Evet tatlandırıcıların şeker ihtiyacınızı bastırdığını biliyoruz. Ancak yapay tatlandırıcılar sindirim sisteminiz için oldukça zorlayıcı ürünlerdir. Kısa vadede şişkinlik uzun vadede sindirim problemlerine sebep olabilir. Ayrıca, tatlandırıcıları yoğun bir şekilde kullanmanız şeker açlığınızı ve isteğinizi canlı tutacaktır. Bu da sizin; şeker kullanmadıkça tatlandırıcı ile şeker isteğinizi bastırmaya devam edip tatlandırıcıya mahkûm kalmanıza sebep olacaktır.

4. Hazır ve İşlenmiş Gıdalardan Uzak Durun

Tatlı yerine tuzlu ve işlenmiş yiyecekler ile kriz durdurmaya çalışıyor olabilirsiniz. Ya da patates kızartmaları harika bir atıştırmalık gibi gözükebilir. Ancak sodyum ve yağ oranı yüksek besinler aldıkça tam tersini daha çok canınız çekmeye devam edecek: tatlıdan bahsediyoruz! Yani sizi anlamsız bir çarkın içine atan bu durum sonucu, işlenmiş gıdaların ve şekerin yoğun tüketimi olacaktır. Paketli ürünleri mümkün oldukça hayatınızdan çıkarıp, kendi yaptığınız gerçek yiyecekler ve bol su ile açlığınızı yatıştırın.

5. Yemek Planları Hazırlayın ve Yemeklerinizi Yapın

Tüm atıştırmalıklarınız dahil olmak üzere yemek planları yapın!

Eğer Pazartesi işe geldiğinizde bugün ne yiyeceğinizi bilmiyorsanız öğleden sonra masanızda koca bir brownieyi mideye indirirken kendinizi bulabilirsiniz. Plansız yemekler çoğu zaman plansız bir beslenme ve açlık hissi demektir. Pazar günleri mutfağa girin, kendinize doğal şekerleri kullanarak tatlılar hazırlayın, yeşillikli ve proteinli yemeklerinizi yapın. Bunlar açlığınızı ve şeker isteğinizi kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Pazartesiye bu şekilde başlamak haftanıza daha sağlıklı daha kontrollü ve daha güçlü başlamak demektir!

Yedikçe Yiyesiniz Gelecek Proteini Bol Enfes Cheesecake Tarifi!

Reklam

Karar Veremeyenler İçin: Sabah Antrenmanı mı? Akşam Antrenmanı mı?

0

Antrenmanlarınızı sabah yapmak mı daha iyi yoksa akşamları yapmak mı?

Bu yazıda sabahları ya da tam tersine iş ya da okulunuzun bittiği akşam vakitlerinde antrenman yapmanın artıları ve eksilerini ortaya sereceğim. Burada bazı gerçekleri ortaya dökeceğiz ve sabah antrenman yapıp yapmamak konusundaki kararı size bırakacağız.

Hepimizin farklı programları var bu bir gerçek ve çoğumuz aile, okul ve işlerimizle meşgulüz. Mantığımız bize, iş ya da okul öncesi antrenman yapmak için erken kalkmak zorunda olmadığımızdan ötürü akşamları antrenman yapmanın daha kolay olduğunu söyler. Ancak bu kanıya varmadan önce yazımızda paylaştığımız gerçekleri görün ve değişim konusunda hazırlıklı olun.

1. Yüksek Testosteron Seviyeleri

Araştırmalara göre toparlanmaya katkı yapan ve kas inşa eden en güçlü hormonlar sabah saatlerinde tavan yapar ki bu da gelişiminiz için bir artıdır.

2. Daha İyi Bir Odaklanma

Akşamları antrenman yapmanın spor salonunu, süper setler ve üçlü setler gibi platomuzu aşmamızı sağlayan antrenman sistemlerini kullanmak konusunda bizi sınırlayan insanlarla paylaşmak anlamına geldiğini fark ettim. Birden fazla makineyi kapmak ve bu esnada antrenmana odaklanmak oldukça zor. Bu yüzden spor salonunun neredeyse boş olduğu sabah saatlerinde antrenman yapmayı tercih ediyorum. Hem kendimi antrenmanlarıma tam anlamıyla verebiliyorum, hem de gelişim hızım iyi durumda.

3. Zamanın Size Kalması

Şurası bir gerçek ki fazla zamanlarımızda ailemize, işimize ve diğer önceliklerimiz zaman ayırmayı isteriz. Şayet sabahları antrenmanınızı bitirirseniz yukarıda saydıklarımıza daha çok zaman ayırabilirsiniz.

4. Antrenmanlarınızı Aksatmazsınız

“Antrenmanlarınızı sakın ola aksatmayın.” demek kolay ancak şunu unutmamalıyız ki hayatın temposu antrenmanlarımızı aksatmamızı ve antrenman programımızın rutininden çıkmasına neden olabilir. İşte bundandır ki sabahları antrenman yapmak gün içi koşturmacalarının sizi antrenman programınızdan alıkoymasına mani olur.

5. Erken Uyanmak

Sabahları antrenman yapmak konusunda aklıma gelen tek dezavantaj şayet akşamları antrenman yapmayı seçerseniz daha uzun uyuyabileceğiniz gerçeğidir. Ancak rutininizi değiştirip antrenmanlarınızı sabah vakitlerine almak size birçok fayda sağlayacaktır.

Sabah erken kalkıp iş öncesi spor salonunun yolunu tutmak zor olabilir ama buna alıştığınızda vücut saatiniz yeniden kurulacak, erken yatağa gitmeye alışacak ve erken uyanmaya başlayacaksınız. Başlangıçta sabah antrenmanı konusunda kendinizi güçlü hissedemeyebilirsiniz ama kendinize birkaç hafta şans verin; performansınız düzenli bir şekilde antrenman yaptıkça artacaktır ve sabah saatlerinde kendinizi daha güçlü hissetmeye başlayacaksınız. İlk zamanlarda yeterli enerjiye sahip hissetmezseniz, kreatin ve benzeri antrenman öncesi alabileceğiniz gıda takviyelerini deneyebilirsiniz. Şayet hala sabah saatlerinin size uymadığını düşünüyorsanız bu yazımızı hatırlayın ve sabah antrenmanlarına bir şans verin.

Kaynak: MF, 2017, Ağustos

Sabah Antrenman Yapmak mı Doğrudur Akşam Antrenman Yapmak mı?

Reklam

Fonksiyonel Antrenman Nedir? Faydaları Nelerdir?

0

İşlevsel anlamına gelen fonksiyonel kelimesi artık Fitness sektöründe de çok kullanılmaktadır. Özellikle ‘Fonksiyonel Antrenman’ kavramı günümüzde önemli bir yer edinmektedir. Adından da anlaşılacağı gibi bu antrenmanların birçok işlevi, yani birçok etkisi ve faydası vardır. Temel olarak da vücudumuzun işlevsellik kazanmasını hedef alan bir antrenman sistemidir. Yani buradaki amaç fiziksel ve fonksiyonel olarak belli bir uygunluğa sahip olmaktır. Bu uygunluğu sağlayan özelliklere örnek olarak genel kavramlardan bahsetmek istersek kuvvet, esneklik, mobilizasyon, koordinasyon, kardiyorespiratuar uygunluk gibi kavramları örnek verebiliriz. Buradan yola çıkarak birçok parametreye katkı sağlayan ve birçok kas grubunu çalıştıran antrenmanlara Fonksiyonel Antrenman diyebiliriz.

Fonksiyonel antrenmanların temeli fonksiyonel egzersizlere dayalıdır. Fonksiyonel egzersizler de birden fazla eklem hareketinin gerçekleştiği belli hedeflere uygun egzersizlerdir. Bu hedeflere örnek olarak core kuvvetini geliştirmek, postürü düzeltmek ya da omuz mobilizasyonunu geliştirmekten bahsedilebilir.

Günümüzde bir çok antrenman sisteminin ve fitness akımının temelinde fonksiyonel egzersizler vardır. Örneğin Crossfit, yüksek yoğunlukta yapılan fonksiyonel egzersizlere dayalıdır. Moda olan bu tarz antrenman sistemlerinin temelinde birden çok kas grubunun çalıştırılması, stabilizasyon ya da mobilizasyona katkı sağlaması, esneklik ve dayanıklılığın geliştirilmesi de yatmaktadır.

Fonksiyonel ismini almasının bir nedeni de gün içindeki hareketlerimize, günlük yaşantımıza katkı sağlayacak hareketlere odaklı olunmasıdır. Bu tarz egzersizlerde itme, çekme, zıplama ,fırlatma gibi kavramlar ön plandadır. Bahsettiğimiz bu hareketler de, aslında gün içinde hep yaptığımız hareketlerdir. Farklı açılarda ve yüksek yüklenmelerle bunları uygulamak olumlu etkiler sağlayacaktır. Örnek vermek gerekirse antrenmanlarında Dumbbell Step Up egzersizini uygulayan birinin gün içinde merdiven çıkarken kolay kolay eklem ya da kas ağrısı yaşamayacağını söyleyebiliriz. Ya da gün içinde dik durmaya dikkat eden, antrenmanlarında Deadlift egzersizine ve esneme hareketlerine zaman ayıran bir kişiyi ele alalım. Bu kişinin yerden bir şey almak için eğilmesi durumunda bel ağrısı yaşama ihtimali sedanter birine göre çok daha azdır.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Amacımıza ve gerekliliklerimize uygun fonksiyonel egzersizleri uygulamamız bize sadece kuvvet ve güç konusunda katkı sağlamaz. Bize dayanıklılık, denge, koordinasyon ve esneklik gibi birçok kavramda yardımcı olacaktır. Bu da bize daha kaliteli bir yaşam sunacaktır.

Örnek fonksiyonel egzersizleri görmek için buraya bakabilirsiniz.

2017’nin Fitness Trendleri Hakkında İlginç Bilgiler

Reklam

Gudim Anton’un Muhteşem Çizimleri Akılları Karıştırmaya Devam Ediyor

0

Daha önce sizinle Gudim Anton’un interneti sallayan çizimlerini paylaşmıştık.

Baktıkça Aklınızı Karıştıracak ve ‘Ben Az Önce Neye Baktım’ Hissi Oluşturacak 21 Çizim

Yalnız Gudim’in yeteneği birkaç çizime sığmıyor. Instagram hesabında saatlerimizi kaybettiğimiz, bakmalara doyamadığımız, bakıp da anlayamadığımız daha sonradan anlayınca Gudim’in çalışmalarına hayran kaldığımız doğrudur. Sizinle Gudim Anton’un zihninizi zorlayacak hicivli ve eğlenceli çizimlerinden başka bir seri daha paylaşmak istedik.

Instagram ve sosyal medya dünyasının bu muhteşem yetenekli illüstratörünün çizimleri:

#1

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#2

 

#3

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#4

View this post on Instagram

#gudim #morning

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#5

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#6

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#7

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#8

#9

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#10

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#11

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#12

 

#13

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#14

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#15

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#16

 

#17

 

#18

View this post on Instagram

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#19

 

#20

Reklam

Kas Ağrılarınızı Geçirmeye Yardım Edebilecek 3 Yöntem

0

Kas ağrılarının hepimize zor zamanlar yaşattığı olmuştur. Özellikle spora ilk başladığımız zamanlarda, yeni sistemler uyguladığımız ya da ağırlıkları arttırmaya karar verdiğimiz zamanlardan sonra da bu etkiyi daha çok görmüşüzdür. Bu ağrılara çözüm olarak belli başlı şeyler de denemişizdir. Peki bu konuyla ilgili en etkili yöntemleri öğrenmek istemez misiniz? Fitness uzmanlarının kas ağrılarına karşı uyguladığı en etkili yöntemleri sorduk,

En çok uygulanan 3 yöntemi sizler için belirledik:

1. Sıcak-Soğuk Duş Etkisi:

Kan dolaşımını hızlandırması ve bununla beraber kastaki enflamasyonu gidermesi açısından bu yöntem önemli bir yer edinmektedir. Bu yöntemde 20 saniye soğuk su ile, hemen ardından sıcaklığı değiştirerek 10 saniye boyunca sıcak su ile duş almanın etkisi görülmüştür(Süre sistemi tıpkı Tabata antrenmanları gibi). 5 dakikaya yakın bir süre boyunca bu döngüyü uygulamanız ağrılar konusunda size yardımcı olacaktır.Antrenmanın sonrasındaki kas ağrıları için de o bölgeye buz tedavisi uygulayabilirsiniz.

2. Zerdeçal

Asya kıtasına özgü bu bitkiden yapılan baharatı hepimiz duymuşuzdur. Bu baharatın yeterli dozlarda alınması durumuna enflamasyona karşı etkisi olduğu görülmektedir. Gün içinde, özellikle antrenmandan sonra zerdeçal kullanmanız durumunda size ağrı konusunda yardımı olacaktır. Öğünlerinizin içinde kullanmak ağır gelebileceğinden kapsül olarak da satılan bu baharatı kas ağrılarınız varsa kesinlikle deneyin.

3. Masaj:

Biraz maliyetli olsa da, kaliteli ve etkili bir masaj, ağrılarınız konusunda size fazlasıyla yardımcı olacaktır. Kasta oluşan gerginliklere karşı da etkisini bildiğimiz masajlar, bu tarz birçok açıdan antrenman sonrası için iyi bir tercihtir. Antrenman sonunda enerjiniz kalmışsa Foam Roller ile de kas dokularına masaj yapabilirsiniz.

https://fithub.com.tr/esnetme-hareketleri/

Reklam

Kardiyo Antrenmanlarının Sanılanın Aksine Kasları Büyüttüğünü Biliyor musunuz?

0

Evet, doğru okudun. Şu zamana kadar duyduğun her şeyi unut. Kardiyo antrenmanları kasları küçültmez, aksine kas gelişimine katkısı sanıldığından daha büyük. Sebeplerini antrenör Anıl Yarar’a sorduk.

Özellikle vücut geliştirme ile ilgilenen kişiler, kas kütlelerinde düşüş yaşama korkusuyla kardiyo çalışmalarını göz ardı ederler. Eğer sende göz ardı edenlerdensen bu yazıyı okumanda fayda var.

Hipertrofi antrenmanları yapan kişilerin izlemesi gereken yol, Hiit Kardiyo (Yüksek Yoğunluklu Aralıklı Antrenman) ya da Liss Kardiyo (Düşük Yoğunluklu ve Sürekli) sisteminde antrenmanlara gereken önemi vermektir.

Liss kardiyo sisteminde, etkili bir kalori harcamak için hafif tempo 45-50 dakika çalışmanız gerekir. Bu çalışma sıkıcı bulunduğundan ve vakit nakittir düşüncesinden dolayı daha kısa sürede kardiyo yapmak için daha çok HIIT kardiyo edilir.

Peki, neden HIIT?

HITT ile kısa süreli kardiyovasküler antrenmanlar yapabilirsin. Önemli ölçüde aerobik ve anaerobik kapasiteni genişletebilir, testosteron hormonu seviyesini arttırarak kas hipertrofisini hızlandırma hedefine de rahatça ulaşabilirsin.

Şimdi gelelim HIIT antrenmanının ne zaman yapılması gerektiğine ?

HIIT antrenmanının, hipertrofi antrenmanı öncesinde değil sonrasında yapılmasında fayda var. Çünkü antrenman öncesi yaparsan büyük ölçüde enerji harcayacağın için hipertrofi antrenmanında performansında düşüş gözlemleyeceksin. Hipertrofi antrenmanı sonrası yapacağın HIIT ise kalbin kan pompalama volümünü arttıracak; kaslara daha fazla oksijen içeren ve yüksek besin değerli kan ulaştıracak; kandaki alyuvar sayısı, hemoglobin sayısı, hücrelerdeki mitokondri sayısını dengeleyecek; dinlenik nabzı düşürerek antrenman performansında maksimum verim sağlayacaktır. Ayrıca antrenman sonrası toparlanma evresini hızlandırma etkisini de unutmamak lazım.

Yüzde 100’e yakın kas toparlanması için düzenli kardiyovasküler egzersizler büyük önem taşıyor. Yapılan çalışmalar sonucunda kardiyovasküler antrenmanların kalbin kan pompalama volumünü arttırdığı da kanıtlanmış.

Bir örnekle açıklamak gerekirse: Kardiyovasküler antrenman yapmayan kişilerin vücudunda ortalama 5 litre kan varken, kardiyovasküler antrenman yapan kişilerde ortalama 7 litre olduğu gözlemlenmiştir. Vücudunda pompalanan kan miktarı, kaslarının ihtiyacı olan besin değerlerini ve oksijeni de etkiler. 5 litre benzini olan araba mı, yoksa 7 litre benzini olan araba mı? Kararı sen ver!

Bu yüzden kardiyovasküler antrenmanlara hak ettiği değeri vermenizi diliyorum.

Anıl Yarar Kimdir?

Küçük yaşlarından itibaren birçok spor ile uğraşan Yarar, Kickboks ve Muay Thai branşlarında uzmanlaşmıştır. 2009 yılından beri profesyonel olarak fitness eğitmenliği yapmaktadır.

Plate Front Raise Hareketinin Doğru Formda Yapılışını Uzmanına Sorduk

Reklam

Beyin Sağlığınızı Korumak İstiyorsanız Aktif Yaşamanız Şart!

0

Beyin sağlığını korumak için, kişinin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden de sağlığını koruması gerekiyor. Bunun için zihinsel ve fiziksel yönden aktif bir yaşam tarzı, anlam ve değerler taşıyan bir hayatın öncelikli şart olduğunu belirten uzmanlara göre, doğal ve doğru beslenme ve temiz bir çevre, tütün, alkol, narkotik gibi toksik maddelerden uzak durmak gerekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, beyin sağlığını korumanın fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden de sağlığın korunmasıyla mümkün olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Beyin, hayata ait tüm insani değerlerin ve ilişkilerimizin, düşüncelerimizin, kararlarımızın, eylemlerimizin, davranışlarımızın, duygularımızın, sevinçlerimizin, mutluluğumuzun, hüznümüzün kaynağı olan organımızdır. Bir anlamda bizi biz yapan organımız beyindir ya da sinir sistemidir diyebiliriz. Dolayısıyla, insan organizmasında tüm yapılar, dokular, organlar, sistemler sağlıklı bir yaşam için önemlidir kuşkusuz ancak, beyin sağlığı, insanın varlık dünyasını anlamlandıran ve ona yön veren bir yapının işlevselliği için elzemdir ve çok dikkat edilmelidir” diye konuştu.

Beyin sağlığı için bu önerilere kulak verin

İnsanın genel olarak sağlık durumunun bir bütün olduğunu belirten Prof. Dr. Bozbuğa, beyin sağlığını korumak için günlük hayatımızda dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:

“Sağlıklı bir insan diyebilmek için, biyopsikososyal bir varlık olan insanın fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olması beklenir, düşünülür. Burada, beyin sağlığı elbette merkezi ve en üst derecede önem taşıyan bir konumdadır. Bu yaklaşımla bakıldığında, beyin sağlığını korumak için, kişinin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden de sağlığını koruması – sağlıklı olması gerekmektedir. Bunun için zihinsel ve fiziksel yönden aktif bir yaşam tarzı, anlam ve değerler taşıyan bir hayat öncelikli şartlardır. Doğal ve doğru beslenme ve temiz bir çevre, toksik (= zehirli) maddelerden tütün, alkol, narkotik gibi maddelerden uzak durmak, kaliteli ve yeterli sürede uyku uyumak, stresin kontrolü, varsa hipertansyon ve diyabet gibi sistemik hastalıkların kontrol ve tedavi altına alınması, genel vücut sağlığı ve beyin sağlığı için dikkat edilmesi gereken en önemli faktörler olarak söylenebilir.”

Baş ağrıları ihmal edilmemeli

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, sağlıkla ilgili her alanda önemli olduğu gibi beyin sağlığında da erken tanının önemli olduğunu söyledi. En önemli ve yaygın yakınma durumunun baş ağrısı olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “İnsan organizmasında “homeostazis” dediğimiz, sanki Hipokrat’ın “doğa kendini tedavi eder” söyleyişine karşılık gelen, çok iyi işleyen bir onarım, uyum, esneklik, yenilenme mekanizması vardır ve hastalıklar ya da sorunlar, en azından belli bir aşamaya kadar belirti ve bulgu vermeyebilirler veya hatta vücuttan atılabilirler – düzeltilebilirler. İnsan vücudundaki bu muazzam gücü/homeostazisi etkin tutabilmek, büyük ölçüde doğru bir yaşam biçimi sürdürmek ile olanaklıdır; ayrıca, periyodik sağlık kontrollerinin düzenli bir şekilde yapılması ve herhangi bir yakınma durumunda (en önemlisinin –ve yaygın olanının- baş ağrısı olduğu söylenebilir) gecikilmeden bir hekime başvurulması beyin sağlığı ve erken tanı bakımından değer taşımaktadır” dedi.

Reklam