Fit Hub Blog Sayfa 116

Kas Ağrılarınızı Geçirmeye Yardım Edebilecek 3 Yöntem

0

Kas ağrılarının hepimize zor zamanlar yaşattığı olmuştur. Özellikle spora ilk başladığımız zamanlarda, yeni sistemler uyguladığımız ya da ağırlıkları arttırmaya karar verdiğimiz zamanlardan sonra da bu etkiyi daha çok görmüşüzdür. Bu ağrılara çözüm olarak belli başlı şeyler de denemişizdir. Peki bu konuyla ilgili en etkili yöntemleri öğrenmek istemez misiniz? Fitness uzmanlarının kas ağrılarına karşı uyguladığı en etkili yöntemleri sorduk,

En çok uygulanan 3 yöntemi sizler için belirledik:

1. Sıcak-Soğuk Duş Etkisi:

Kan dolaşımını hızlandırması ve bununla beraber kastaki enflamasyonu gidermesi açısından bu yöntem önemli bir yer edinmektedir. Bu yöntemde 20 saniye soğuk su ile, hemen ardından sıcaklığı değiştirerek 10 saniye boyunca sıcak su ile duş almanın etkisi görülmüştür(Süre sistemi tıpkı Tabata antrenmanları gibi). 5 dakikaya yakın bir süre boyunca bu döngüyü uygulamanız ağrılar konusunda size yardımcı olacaktır.Antrenmanın sonrasındaki kas ağrıları için de o bölgeye buz tedavisi uygulayabilirsiniz.

2. Zerdeçal

Asya kıtasına özgü bu bitkiden yapılan baharatı hepimiz duymuşuzdur. Bu baharatın yeterli dozlarda alınması durumuna enflamasyona karşı etkisi olduğu görülmektedir. Gün içinde, özellikle antrenmandan sonra zerdeçal kullanmanız durumunda size ağrı konusunda yardımı olacaktır. Öğünlerinizin içinde kullanmak ağır gelebileceğinden kapsül olarak da satılan bu baharatı kas ağrılarınız varsa kesinlikle deneyin.

3. Masaj:

Biraz maliyetli olsa da, kaliteli ve etkili bir masaj, ağrılarınız konusunda size fazlasıyla yardımcı olacaktır. Kasta oluşan gerginliklere karşı da etkisini bildiğimiz masajlar, bu tarz birçok açıdan antrenman sonrası için iyi bir tercihtir. Antrenman sonunda enerjiniz kalmışsa Foam Roller ile de kas dokularına masaj yapabilirsiniz.

https://fithub.com.tr/esnetme-hareketleri/

Reklam

Kardiyo Antrenmanlarının Sanılanın Aksine Kasları Büyüttüğünü Biliyor musunuz?

0

Evet, doğru okudun. Şu zamana kadar duyduğun her şeyi unut. Kardiyo antrenmanları kasları küçültmez, aksine kas gelişimine katkısı sanıldığından daha büyük. Sebeplerini antrenör Anıl Yarar’a sorduk.

Özellikle vücut geliştirme ile ilgilenen kişiler, kas kütlelerinde düşüş yaşama korkusuyla kardiyo çalışmalarını göz ardı ederler. Eğer sende göz ardı edenlerdensen bu yazıyı okumanda fayda var.

Hipertrofi antrenmanları yapan kişilerin izlemesi gereken yol, Hiit Kardiyo (Yüksek Yoğunluklu Aralıklı Antrenman) ya da Liss Kardiyo (Düşük Yoğunluklu ve Sürekli) sisteminde antrenmanlara gereken önemi vermektir.

Liss kardiyo sisteminde, etkili bir kalori harcamak için hafif tempo 45-50 dakika çalışmanız gerekir. Bu çalışma sıkıcı bulunduğundan ve vakit nakittir düşüncesinden dolayı daha kısa sürede kardiyo yapmak için daha çok HIIT kardiyo edilir.

Peki, neden HIIT?

HITT ile kısa süreli kardiyovasküler antrenmanlar yapabilirsin. Önemli ölçüde aerobik ve anaerobik kapasiteni genişletebilir, testosteron hormonu seviyesini arttırarak kas hipertrofisini hızlandırma hedefine de rahatça ulaşabilirsin.

Şimdi gelelim HIIT antrenmanının ne zaman yapılması gerektiğine ?

HIIT antrenmanının, hipertrofi antrenmanı öncesinde değil sonrasında yapılmasında fayda var. Çünkü antrenman öncesi yaparsan büyük ölçüde enerji harcayacağın için hipertrofi antrenmanında performansında düşüş gözlemleyeceksin. Hipertrofi antrenmanı sonrası yapacağın HIIT ise kalbin kan pompalama volümünü arttıracak; kaslara daha fazla oksijen içeren ve yüksek besin değerli kan ulaştıracak; kandaki alyuvar sayısı, hemoglobin sayısı, hücrelerdeki mitokondri sayısını dengeleyecek; dinlenik nabzı düşürerek antrenman performansında maksimum verim sağlayacaktır. Ayrıca antrenman sonrası toparlanma evresini hızlandırma etkisini de unutmamak lazım.

Yüzde 100’e yakın kas toparlanması için düzenli kardiyovasküler egzersizler büyük önem taşıyor. Yapılan çalışmalar sonucunda kardiyovasküler antrenmanların kalbin kan pompalama volumünü arttırdığı da kanıtlanmış.

Bir örnekle açıklamak gerekirse: Kardiyovasküler antrenman yapmayan kişilerin vücudunda ortalama 5 litre kan varken, kardiyovasküler antrenman yapan kişilerde ortalama 7 litre olduğu gözlemlenmiştir. Vücudunda pompalanan kan miktarı, kaslarının ihtiyacı olan besin değerlerini ve oksijeni de etkiler. 5 litre benzini olan araba mı, yoksa 7 litre benzini olan araba mı? Kararı sen ver!

Bu yüzden kardiyovasküler antrenmanlara hak ettiği değeri vermenizi diliyorum.

Anıl Yarar Kimdir?

Küçük yaşlarından itibaren birçok spor ile uğraşan Yarar, Kickboks ve Muay Thai branşlarında uzmanlaşmıştır. 2009 yılından beri profesyonel olarak fitness eğitmenliği yapmaktadır.

Plate Front Raise Hareketinin Doğru Formda Yapılışını Uzmanına Sorduk

Reklam

Beyin Sağlığınızı Korumak İstiyorsanız Aktif Yaşamanız Şart!

0

Beyin sağlığını korumak için, kişinin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden de sağlığını koruması gerekiyor. Bunun için zihinsel ve fiziksel yönden aktif bir yaşam tarzı, anlam ve değerler taşıyan bir hayatın öncelikli şart olduğunu belirten uzmanlara göre, doğal ve doğru beslenme ve temiz bir çevre, tütün, alkol, narkotik gibi toksik maddelerden uzak durmak gerekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, beyin sağlığını korumanın fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden de sağlığın korunmasıyla mümkün olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Beyin, hayata ait tüm insani değerlerin ve ilişkilerimizin, düşüncelerimizin, kararlarımızın, eylemlerimizin, davranışlarımızın, duygularımızın, sevinçlerimizin, mutluluğumuzun, hüznümüzün kaynağı olan organımızdır. Bir anlamda bizi biz yapan organımız beyindir ya da sinir sistemidir diyebiliriz. Dolayısıyla, insan organizmasında tüm yapılar, dokular, organlar, sistemler sağlıklı bir yaşam için önemlidir kuşkusuz ancak, beyin sağlığı, insanın varlık dünyasını anlamlandıran ve ona yön veren bir yapının işlevselliği için elzemdir ve çok dikkat edilmelidir” diye konuştu.

Beyin sağlığı için bu önerilere kulak verin

İnsanın genel olarak sağlık durumunun bir bütün olduğunu belirten Prof. Dr. Bozbuğa, beyin sağlığını korumak için günlük hayatımızda dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:

“Sağlıklı bir insan diyebilmek için, biyopsikososyal bir varlık olan insanın fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olması beklenir, düşünülür. Burada, beyin sağlığı elbette merkezi ve en üst derecede önem taşıyan bir konumdadır. Bu yaklaşımla bakıldığında, beyin sağlığını korumak için, kişinin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden de sağlığını koruması – sağlıklı olması gerekmektedir. Bunun için zihinsel ve fiziksel yönden aktif bir yaşam tarzı, anlam ve değerler taşıyan bir hayat öncelikli şartlardır. Doğal ve doğru beslenme ve temiz bir çevre, toksik (= zehirli) maddelerden tütün, alkol, narkotik gibi maddelerden uzak durmak, kaliteli ve yeterli sürede uyku uyumak, stresin kontrolü, varsa hipertansyon ve diyabet gibi sistemik hastalıkların kontrol ve tedavi altına alınması, genel vücut sağlığı ve beyin sağlığı için dikkat edilmesi gereken en önemli faktörler olarak söylenebilir.”

Baş ağrıları ihmal edilmemeli

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, sağlıkla ilgili her alanda önemli olduğu gibi beyin sağlığında da erken tanının önemli olduğunu söyledi. En önemli ve yaygın yakınma durumunun baş ağrısı olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “İnsan organizmasında “homeostazis” dediğimiz, sanki Hipokrat’ın “doğa kendini tedavi eder” söyleyişine karşılık gelen, çok iyi işleyen bir onarım, uyum, esneklik, yenilenme mekanizması vardır ve hastalıklar ya da sorunlar, en azından belli bir aşamaya kadar belirti ve bulgu vermeyebilirler veya hatta vücuttan atılabilirler – düzeltilebilirler. İnsan vücudundaki bu muazzam gücü/homeostazisi etkin tutabilmek, büyük ölçüde doğru bir yaşam biçimi sürdürmek ile olanaklıdır; ayrıca, periyodik sağlık kontrollerinin düzenli bir şekilde yapılması ve herhangi bir yakınma durumunda (en önemlisinin –ve yaygın olanının- baş ağrısı olduğu söylenebilir) gecikilmeden bir hekime başvurulması beyin sağlığı ve erken tanı bakımından değer taşımaktadır” dedi.

Reklam

Obezite Hastalarına Az Ye Demek Kilo Aldırıyor, Ameliyat Son Çare mi?

0

Şişmanlık günümüzde estetik bir sorun olmaktan çıktı! Ölümcül hastalıkları da beraberinde getiren obezite en çok kadınları vuruyor. VM Medical Park Pendik Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Samet Yardımcı, “Öncelikle hastanın yakınlarının, çevresinin bilinçli olması gerekiyor. ‘Ne var ki tut boğazını’, ‘rejim yap’, ‘az ye’, ‘spor yap’, ‘ ‘bak komşunun kızı kaç kilo verdi’ demeyin” diyerek uyardı.

Obezite çağın en büyük sorunlarından biri haline geldi. Bunda iki faktör var; birincisi yediğimiz içtiğimiz şeylerin içeriği değişti. Çok fazla rafine şeker içeren yiyecekler ve içecekler hayatımıza son hızla giriş yaptı. Yediğimiz tüm tatlılarda, ekmekte, makarnada bu yarı sindirilmiş rafine şeker var. Aynı zamanda şehirleşmenin artması hareketsiz bir yaşam tarzına alıştırdı bizi. Her yere araba veya toplu taşıma ile gidiyoruz, bilgisayar karşısında masa başı işlerde çalışıyoruz ve çok televizyon seyrediyoruz. Obezite şu an önlenebilir ölüm sebepleri arasında sigaradan sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu haliyle kuş gribi veya küresel ısınmadan çok daha tehlikeli olduğu tüm bilim çevrelerince kabul edildi. Uzun yıllar obezite cerrahisi üzerinde çalışmalar gerçekleştiren ve başarılı sonuçlara imza atan VM Medical Park Pendik Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Samet Yardımcı obeziteyle ilgili korkutan gerçeği gözler önüne serdi.

Kadınların Yüzde 41’i Aşırı Kilolu!

Bugün obezite ile ilişkili olduğu kanıtlanmış birçok hastalık var. Bunların en başında şeker hastalığı olarak bilinen tip 2 diyabet hastalığı yer alıyor. Yine kalp damar hastalıkları yani kalp krizi riski, yüksek tansiyon, damar tıkanıklıkları, uyku apnesi, karaciğer yağlanması ki siroza kadar götürebilir hastayı, ciddi eklem rahatsızlıkları ve artmış kafa içi basınç sayılabilir. Yine birçok kanser türünün obez bireylerde daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bunların en başında meme, kalın barsak, rahim ve yemek borusu kanserleri geliyor. Yapılan araştırmaya göre ülkemizde erkeklerin yüzde 20’si, kadınların da yüzde 41’i obeziteyle karşı kaşıya! Örneğin 1.70 boyundaki birisi 115 kiloyu aştıysa bu artık morbid obezdir. Türkiye’de yaklaşık 1 milyon morbid obez var. Öncelikle hastanın yakınlarının, çevresinin bilinçli olması gerekiyor. ‘Ne var ki tut boğazını’, ‘rejim yap’, ‘az ye’, ‘spor yap’, ‘yürü biraz da’, ‘bak komşunun kızı kaç kilo verdi’ gibi yaklaşımlar bu hastalarda hiçbir işe yaramadığı gibi, birçok hastamızı da gereksiz yere suçluluk hissine kapılmasına sebep olmakta. Obez olmak kişinin suçu değil, bu bir hastalık.

‘Rambo Doktor’ Devri Kapandı

Obezite, bu işle profesyonelce ilgilenenlerin tedavi etmesi gereken bir hastalık. Birçok doktoru ilgilendiriyor aslında. Öncelikle obeziteye yol açan hormonal veya psikiyatrik bir bozukluk var mı onun araştırılması gerekiyor, sonra doğru beslenmenin hastaya öğretilmesi gerekli. Doktor kontrolünde kullanılabilecek bazı ilaçlarla destek sağlanmalı, egzersiz programı hastaya özel olarak planlanmalı. Çünkü bu hastaların standart egzersizler esnasında sakatlanma ihtimali çok yüksek. Tüm bunların denenip de başarısız olduğu hastalarda obezite ameliyatı en etkili tedavi yöntemidir. Dolayısıyla birbiri ile uyum içine çalışan endokrinolog veya dahiliye uzmanı, obezite ameliyatlarında tecrübeli cerrah, psikiyatrist ve diyetisyen mutlaka tedaviyi beraber üstlenmeli. Her şeyi tek başına yapan ‘Rambo Doktor’ devri kapandı, zaman beraber çalışma zamanı.

Hastayı Tedavisiz Bırakmak Ameliyattan Daha Tehlikeli!

Ülkemizde obezite arttıkça, obezite ameliyatları da buna paralel olarak arttı. Bir diğer konu da teknolojinin hayatın her alanına olduğu gibi ameliyatlara da sirayet etmesi oldu. Yeni çıkan cihazlar ve görüntüleme yöntemleriyle, eskiden kapalı yöntemle yapılması neredeyse imkansız olan ameliyatları, çok rahat ve emniyetli olarak yapabilir hale geldik. Ameliyatsız tedavi yöntemlerinin tükendiği noktada bu kadar ölümcül bir hastalıkla hastayı baş başa bırakmak ve ameliyat etmek gibi iki seçeneğiniz var. Risksiz bir ameliyat da maalesef yok, her ameliyatın olduğu gibi obezite ameliyatının da kendine göre bazı riskleri var. Ayrıca, tecrübeli ellerde yapıldığında, bu ameliyatın riski aslında bir safra kesesi ameliyatı kadardır. Şunu unutmayalım, obezite hastalarını tedavisiz bırakmak ameliyattan çok daha tehlikeli bir durumdur.

Son Günlerin En Çok Konuşulanı: Dr. Nowzaradan Diyeti

Reklam

Yedikçe Yiyesiniz Gelecek Proteini Bol Enfes Cheesecake Tarifi!

0

Yoğun tadı, hem tok hem yumuşacık kıvamı ile nefis bir cheesecake yemekten kalorili diye kaçıyor musunuz yoksa… Kaçmanıza gerek yok! Sizin için bol proteinli harika bir cheesecake tarifi hazırladık!

Haklı olarak bol protein ve cheesecake kelimelerini yan yana koyamıyor olabilirsiniz ama biz koyabiliyoruz. Sağlıklı beslenmeye başlamış biriyseniz tatlıları hayatınızdan komple çıkarmanıza hiç mi hiç gerek yok. Marketten bir koşu alabileceğiniz az miktarda malzeme ile gününüzü tatlandırabilirsiniz.

Aşağıda sizin için protein oranı yüksek, kalorisi düşük, lezzetini enfes vanilya ve hurmalardan alan tatlı mı tatlı nefis bir cheesecake tarifi var:

Malzemeler (8 servis)

Tabanı için:

  • 1,5 su bardağı bütün çiğ badem
  • 1,5 su bardağı yulaf ezmesi
  • Yarım tatlı kaşığı kosher tuz
  • 12 ince ince doğranmış Medjoul hurma (kudüs hurması)
  • 2 tatlı kaşığı yulaf unu
  • 1/3 su bardağı hindistan cevizi yağı, eritilmiş

Peynir dolgusu için:

  • 2 su bardağı lor peyniri (yurtdışında cottage cheese kullanılıyor)
  • 2 büyük yumurta
  • 2 yemek kaşığı krem peynir
  • 2 ya da arzu ederseniz 3 ölçek protein tozu
  • Yarım tatlı kaşığı vanilya
  • 2 yemek kaşığı taze rendelenmiş zencefil

Hazırlanışı

Tabanı:

  1. Tuzu, bademleri, yulafı blenderdan geçirin yalnız un ufak olmaması gerekiyor. Kıtırlı bir malzeme elde edince iyi bir forma kavuşmuş olacaktır. Hurmaları, yulaf ununu da ekleyerek tekrar biraz daha çevirin. Son olarak hindistan cevizi yağını karışıma katın ve yapışkan kıtırlı bir kıvama gelinceye dek tekrar çevirin.
  2. Taban karışımını 23 santim bir kalıba alın, karışımı iyice sıkı bir şekilde yayın. Elinizle ya da bir bardağın tabanı ile bu işlemi yapabilirsiniz.
  3. 350 derece fırında 10 dakika tabanı pişirin.

Peynir dolgusu:

  1. Bütün malzemeleri blendera koyun ve pürüzsüz olana der karıştırın.
  2. Fırından çıkardığınız tabanın üzerine peynir dolgusunu dökün.
  3. 350 derece fırında 40 dakika pişirin. Kekinizin orta kısmı hâlâ biraz yumuşak olabilir.
  4. Fırından cheesecakeinizi çıkarın 20 dakika kadar oda sıcaklığında soğumaya bırakın. Üzerine taze meyveler ekleyerek serviz yapabilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun!

Diyete Uygun, Bol Proteinli, Besleyici Karides ve Bezelyeli Salata Tarifi

Reklam

Canınızı Sıkan Uykusuzluğun 5 Temel Nedeni

0

Yatağa girdikten sonra uyumakta sıkıntı çekiyorsanız ya da geceleri aniden uyanıyorsanız dikkat etmeniz gereken belli konular var. Bu konulara dikkat vermeniz önemli çünkü uykusuzluk ciddi bir sorun. Uykunun önemini hepimiz biliyoruz. Ruh, sağlık ve işlev yeteneğimiz üzerinde çok etkili olduğu da bilinen bir gerçek. Hepimiz zaman zaman uyku ile ilgili sıkıntı yaşamışızdır. Yeteri kadar uyumayınca tüm günü baş ağrısıyla ya da bitkin geçirmek gibi. Buna neden olabilecek durumları tespit edip, çözüm üretmek fazlasıyla yardımcı olacaktır.

Aşağıdaki 5 Maddeyi Uykusuzluğa Neden Olan Etkenleri Görebilmeniz için Hazırladık.

Çay ve Kahve Kullanımı:

Kahvenin önemini ve etkisini biliyoruz. Sabah veya antrenman öncesi kullanımında bize ilaç gibi geldiği su götürmez bir gerçek. Ancak bu tarz kafein içerikli içeçeklerin geç saatlerde kullanımı kafeinin amacını sağlayacağından yani uykumuzu kaçıracağından tercih edilmemeli. Araştırmalara göre uykudan önceki son 6 saat içinde kahve kullanımı uyku bozukluklarına neden olmaktadır. Bununla beraber kafein içerikli gıda takviyelerinin gün içinde kullanım zamanlarına da aynı nedenden dolayı dikkat edilmeli.

Antrenmanı Geç Saate Bırakmak:

Antrenman yapmanın faydalarını hepimiz biliyoruz. Nabzımız yükseliyor, terliyoruz, metabolik olaylar hızla gerçekleşiyor ve bununla beraber belli hormonlar salgılıyoruz. Dopamin de bu hormonlardan biri. Dopamin, mutlu hissetmemiz sağlayan, bizim için faydalı bir hormon. Ancak uyku kaçırıcı özelliği olduğundan geç saatlerde antrenman yapmamız, gece vakti uykumuzu kaçırabilir. Eğer akşam saatleri dışında antrenman yapmaya fırsat bulamıyorsanız Yoga ya da Pilates gibi daha sakinleştirici egzersizler size yardımcı olacaktır.

Stres:

Hayatınızı stres içinde yaşıyorsanız, çoğu şeyi gerçekleştirmek sizin için zorlaşır. Uyku da bunlardan biri. Stres, periyodik uykusuzluk nöbetlerinin en sık nedenlerinden biridir. Stresin, duygusal, fiziksel ve bilişsel faktörleri olumsuz etkilediği birçok araştırmada mevcut. Bu yüzden sizi mutsuz eden ve strese sokan şeylerden uzaklaşmanız uykunuzu daha kaliteli hale getirecektir. Uyku öncesi sakinleştici müzik dinlemek, kitap okumak ya da nefes çalışmaları yapmak da size stres konusunda yardımcı olacaktır.

Elektronik cihazlar:

Gün içinde sürekli kullandığımız telefon ve televizyon gibi ışık saçan cihazlar uykularımızın kaçmasındaki sebepler arasında önemli bir rol oynuyor. Bunun nedeni uykudan sorumlu olan melatonin hormonu ile alakalıdır. Elektromanyetik dalgalar melatonin salgılanmasını engeller. Melatonin karanlıkta daha çok salgılandığı için bu tarz ışık saçan cihazlar da olumsuz bir etki göstermektedir. Bu nedenden dolayı yatma saatlerimiz yaklaştığında elektronik cihazlardan uzak durmamız işimizi kolaylaştıracaktır.

Alkol:

Alkolün uyumayı kolaylaştırdığını düşünmekteyiz. Bu konuda da gerçekten yardımcı olmaktadır. Ancak yapılan bazı araştırmalar, alkolün uykuya dalmaya yardımcı olduğunu ancak uykuyu kalitesizleştirdiğini ve ertesi gün yorgunluğa sebep olduğunu göstermektedir. Bununla beraber akşam vakti fazla alkol alma durumlarında uyku döngüsünü olumsuz etkilediği de görülmektedir. Bu yüzden alkol alacağım diyorsanız uykudan en geç 1-2 saat önce ve 1-2 kadeh olmasına dikkat edelim.

Uyku Apnesi (OSAS) Hakkında Her Şey

Reklam

3 Ayda 32 Kilo Veren Süper Anneannenin Sırrı Ne?

0

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: kaçımız kilo vermek istiyor ama bahaneleri ile sürekli kilo vermekten kaçıyor? Malesef birçok kişinin bu kategoride olduğunu biliyoruz…

50 yaşında 5 torun sahibi bir anneanne olabilir ve 3 ayda pekâlâ 32 kilo verebilirsiniz! Şaka yapmıyoruz; Avustralyalı anneanne Ana Reyes bunu yapmış! E o zaman siz de yapabilirsiniz.

Gelin Ana Reyes’ın sırrını öğrenelim:

Ana Reyes tam 50 yaşında ve 2 çocuk 5 torun sahibi,

Kilo vermeden önceki hâli ile ilgili şunları söylüyor: Ayak tırnaklarıma kendim başıma oje süremiyordum, merdivenleri çıkmak benim için çok zor bie mesele haline gelmişti, nefes nefese kalıyordum…

Bir gün onu zorlayan kilolarının altında kaybolduğunu düşünürken,

Fotoğraflarda eskiden nasıl göründüğünü fark ediyor. Aile fotoğraflarında şu ân ki Ana ile kilometrelerce fark olduğunu fark ettiği an onun için oldukça zor olmuş.

Bir anda kendini inanılmaz depresif hisseden Ana,

Eski görüntüsü ile ne kadar kolay kıyafet bulabildiğini, günlük işlerini ne kadar kolay yapabildiğini düşünmüş. Bu depresif dakikaların etkisinden ise bir anda tekrar o günlere dönmek için çabalaması gerektiğini kabul ettiği anda sıyrılmış.

Azim göstermeden kilo veremeyeceğini ayrıca sağlığına kavuşamayacağını anladığı sırada,

Artık düzgün ve sağlıklı beslenmeye adım atması gerektiğini de anlamış.

50 yaşında olması onun bu isteğini gerçekleştirmesine asla bir engel olamamış.

İlk günlerde zorlandığını kabul eden Ana, 3 ayın sonunda tam 32 kilo vererek inanılmaz bir değişime imza atmış.

Ana Reyes’ın şu anki görüntüsü tüm ailesinin büyülüyormuş,

Özellikle torunlarının kahramanı olduğunu söyleyen Ana, erkeklerin sokakta yürürken kendisine baktığını fark ettikçe de gülüyormuş.

Yani senelerce çektiği kilo probleminin üstesinden gelmesi,

Ana’nın yalnızca sağlıklı ve temiz beslenmeye yönelmesi ile sağladığı bir değişim olmuş!

Beslenmenin gücüne inanan Ana Reyes,

Et, balık, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeyi bir dengeye oturtmuş durumda.

Kendisi için güne meyve ile başlamanın uygun olduğunu

ve öğle ve akşam öğünlerinde muhakkak protein tükettiğini belirtiyor. Genellikle öğle yemekleri salata yanında hafif protein kaynakları ve akşam yemekleri ise yüksek protein tüketimi ile geçen Ana beslenmeyi kontrol altına aldığınız anda kilo kontrolünüzü de sağlayacağınıza inanıyor.

Ana’nın yoğun olarak uygulamadığı şey ise spor,

Bu sayede de beslenmenin kilo kontrolündeki gücünü daha iyi fark etmiş. Günlük hayatındaki hareketliliğinin dışında özel bir spor yapmamış.

Kaynak: Dailymail

Moda Endüstrisine Kafa Tutan Sadece 45 Yaş Üstü Modeller İle Çalışan Rus Ajans

Reklam

Yağ Yüzdenizi Azaltmak İçin Bunları Yapmanız Şart

0

Mükemmel karın kası bir efsaneden ibaret değil. Aslında sizde o karın kası var. Tek sorun karın çevresindeki yağların altında saklanıyor olması. Bölgesel yağ yakımı diye bir şey seçenek de olmadığı için geriye kalan vücut yağ yüzdesini düşürmek oluyor. Karın kaslarını ortaya çıkarabilmek için bahsedilen sihirli sayımız yüzde 10. Vücut yağ yüzdemizi  %10 civarına getirdiğimiz zaman o istediğimiz fevkalade görüntüyü elde edeceğiz.

Bu kısma düşük yağ yüzdesinin(fazla düşük olmaması şartıyla), sağlıklı olması açısından bakmak daha önemli. Yağ yüzdenizin fazla olması tahmini yaşam sürenizi olumsuz etkiler. Fazla kilolu ya da obez olmanız kalp hastalığı,diyabet ve kanser gibi birçok hastalığa yakalanma riskinizi arttırır. Düşük yağ yüzdesi size daha sağlıklı bir yaşam sağlamakla kalmayıp daha mutlu bir yaşam ihtimali de sunabilir. Araştırmalara göre, kilo veren insanların diğer kesime göre daha pozitif düşünce yapısında oldukları, cinsel hayatlarında gelişme olduğu ve sağlıksız alışkanlardan uzak oldukları görülmüştür.

Anlaşıldığı gibi yağ yüzdesini yüksek tutmamanın bir sürü olumlu etkisi var. Aşağıdaki püf noktalar size bu konuda yardımcı olacaktır.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Yeterli Uyku: İsterseniz dünyanın en etkili antrenmanlarını yapın ya da beslenmenize çok dikkat edin. Uyku düzeniniz yoksa ve az uyuyorsanız yakmanız gerekenden daha az yağ yakmaya mahkumsunuz.

Yeterli Miktarda Beslenme: Evet, doğru duydunuz. Burada önemli kısım ne yediğinizdir. Öğünlerinizde sebze var ise bu kısmı doğru uygulamış oluyorsunuz. Çünkü besin değeri yüksek ama kalorisi düşük besinler kilo vermenize yardımcı olacaktır.

Her Öğünün Yanında Bir Bardak Su: Sıvı ihtiyacınızı karşılamakla beraber doygunluk hissi sağlayacaktır. Ayrıca metabolizmayı hızlı tutmaya yardımcıdır.

Kas Kütlenizi Arttırın: Bu, hepinizin önceliği olmayabilir. Ancak kas kütlenizi 1.5 kilo civarı arttırmak haftada 1000 kaloriden fazla yakmanızı sağlayabilir.

Çok Eklemli Egzersizleri Uygulayın: Büyük kas grupları dahil birçok kas grubunu çalıştıran egzersizler, yağ yakımı konusunda size yardımcı olacaktır. Tıpkı squat ve power clean egzersizleri gibi.

Bol Yeşilli Diyet: Sebzelerden ayrı olarak yeşil çay içmeniz de size fayda sağlayacaktır. Yeşil çayın yağ yakımına yardımcı olduğunu söylemeden olmaz. İçine 1 yarım limon sıkmanız da insülin direnci ihtimaline karşı size yardımcı olacaktır.

Kardiyo Antrenmanlarınızı Kısa ve Yoğun Tutun: Interval cardio egzersizlerinin kalori yakımı konusunda ne kadar etkili olduğunu söylememize gerek yok tahminimce. Bunların arasında Tabata antrenmanlarını ayrı tavsiye ederim.

Baharatlar: Kapsaisin isimli, biberlerde bulunan, acı tadı sağlayan bu madde, metabolizmayı hızlı tutmaya yardımcıdır. Özellikle acı seviyorsanız bunu aklınızda bulundurun derim.

Süt Ürünleri: Kalsiyum seviyenizin az olmasının metabolizma üzerinde olumsuz etki yarattığına dair bilimsel araştırmalar var. Bu yüzden süt ürünlerini diyetinizden eksik etmemeye bakın. Yağsız ya da az yağlı ürünler tercihiniz olsun.

D vitamini: Araştırmalara göre, günlük ihtiyaç seviyesinde alınmasının kilo vermeye yardımcı olması ve kas gelişimine yardımcı olması D vitaminini önemli bir etken yapıyor. Balık, süt,yumurta ve yulafta fazlasıyla bulunmakta.

Lifli Besinler: Bol lifli besinlerin yağ yakımına yardımcı olduğu birçok ciddi araştırma bulunmaktadır. Bu yüzden tam tahıllı ürünleri unutmayın.Günlük 25 gram civarı alımı yeterli olacaktır.

Diyet Yapıyor ve Kilo Veremiyorsanız Bu 6 Hastalığa Dikkat!

Reklam

Baktıkça Aklınızı Karıştıracak ve ‘Ben Az Önce Neye Baktım’ Hissi Oluşturacak 21 Çizim

0

Bazen internette rastladığınız şeylere “ben ne gördüm” demin demiyor musunuz?

Öyle bir video oluyor ki mesela insanı arkasına yaslatıp “ben demin ne izledim” diye düşündürüyor. İster garip ister komik ister hiçbir anlamı olmasın, bu görseller bir anda patlayıp çılgın bir hızla internet alemini eline geçirebiliyor. Bir anda herkes sadece onu konuşuyor oluyor. Popüler kültür ve teknolojinin mükemmel birlikteliğinin gücü ile şimdiye kadar kaç tane böyle akımla karşılaştık belli değil…

İllüstrasyon severlerin özellikle ilgisini çekecek efsane bir çizim serisi ile karşılaştık. Gudim Anton, Moskovalı bir illüstratör. Yaptığı çizimler ise baş döndürüyor. Algınızla oynayan, özelden genele çıkan mükemmel bir anlatıma sahip çizim serisi, “ben az önce neye baktım” hissini size yaşatacak!

Anton’un 21 Efsane Çizimi

#1

Every damn time!

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#2

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#3

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#4

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#5

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#6

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#7

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#8

#gudim Once again?

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#9

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#10

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#11

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#12

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#13

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#14

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#15

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#16

Rainy day #gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#17

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#18

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#19

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#20

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

#21

#gudim

A post shared by Gudim Anton (@gudim_public) on

 

Minyatürlerin En Sevimli Halleri: Miniature Calendar

Reklam

Uyguladığınız Takdirde Kol Kaslarınızı Patlatacak En Etkili Antrenman

0

En iyi kol antrenmanını öğrenmek istersiniz değil mi?

43. yaşını deviren Jason Powell tam bir unvan zengini: model, genetik laboratuvar operatörü ve profesör bunlardan sadece birkaçı. Ancak “salon faresi” unvanını hepsinden önde tutuyor. Hava Kuvvetleri gazisi Powell vücut geliştirmeye 20’lerinde başlamış. Şimdiyse vücudunu yıl boyunca formda tutan eklektik bir antrenman programı uyguluyor.

“Haftanın 4 veya 6 günü aynı stilde çalışmaktansa her antrenmanım ya ağır, ya yüksek hacimli, ya orta seviye ya da drop set stilinde ilerliyor” diyor Powell. “Sürelere bölünen doğrusal antrenmana nispeten daha çabuk toparlanıyor ve sakatlanmadan çalışabiliyorum.”. Powell haftada beş kez ağırlık kaldırıp haftada dört gün de dövüş sanatları yapıyor. Beslenme tarafındaysa Powell kendine özgü bir beslenme planı hazırlamış.“12-15 yıldır aynı şekilde besleniyorum. Her öğünde 45 gram protein, 60 gram karbonhidrat ve 15 gram yağ tüketiyorum.” diyor Powell.

Meseleye çözüm odaklı yaklaşan Powell gençlere alıştıkları stilleri sorgulamalarını öğütlüyor. “Ağırlığı kaldırmanın tek bir yolu yoktur çünkü hareket aralığı kişiye göre değişir. Vücudunuza en iyi şekilde uyan hareket ve pozisyonları bulun.”

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Powell’ın Kol Antrenmanı

Powell hareket başına 12-15 tekrarlı dört set yapıp her sette ağırlığı yükseltiyor. Bu, onun “orta seviye” çalışması!

HAREKET SET TEKRAR
Süper Set
Dar Ters Tutuş Bench Press 4 12-15
Alternating Dumbbell Hammer Curl 4 12-15
Süper Set
Lying Dumbbell Triceps Extension 4 12-15
Hammer Strength Preacher Curl 4 12-15
Süper Set
Ağırlıklı Triceps Dips 4 12-15
Incline Dumbbell Supitaning Curl 4 12-15

Jason’ın 40 Yaş Üstü Erkeklere 3 Tavsiyesi

1. Şişmeyi Önden Başlatın

Yaşlandıkça sertleşen dokuları gevşetmek için fazladan 1 veya 2 ısınma seti yapın. Bu sayede çalıştırdığınız kasa daha çok kan pompalanacaktır.

2. Egonuza Sahip Olun

Yapabildikleriniz konusunda kendinizi kandırmayın. Daha önce hiç 180 kiloyla squat yapmadıysanız veya sırtınız veya dizleriniz ağrıyorsa, kendinize 180 kiloyla squat gibi hedefler koymayın.

3. Doğru Hareketleri Seçin

Hareketi 20-25 tekrarla tamamlayın. Etkisini istediğiniz kaslarda hissedemiyorsanız, hissedene kadar hareketi değiştirin.

Gelişmiş Teknikler Kullanılarak Hazırlanmış İleri Seviye Kol Antrenmanı

Reklam