Fit Hub Blog Sayfa 111

Sabah Limon Suyu İçmenin Faydalarını Öğrenince Çok Şaşıracaksınız!

0
sabah-limon-suyu-icmenin-faydalari

Sabah uyandığınızda bir bardak limon suyu içmenin faydaları saymakla bitmez desek yanlış bir şey söylemiş olmayız…

sabah-limon-suyu-icmenin-faydalari

Limon nasıl bir besin?

Limon, turunçgiller ailesinden bir meyvedir. Bu nedenle C vitamini yönünden zengin bir meyvedir. Limon, diğer meyve ve sebzeler gibi birçok vitamin, mineral ve fitokimyasal adı verilen bileşikleri bol miktarda içermektedir. Kuvvetli aroması nedeniyle salatalara ve yiyeceklere güzel bir tat katar. Limon, magnezyum ve bakır yönünden zengin bir besindir. Limon tüketiminin kan damarlarını genişletici etkisiyle kan akımı hızlanır. Bu da kalp damar sağlığı açısından olumlu bir etki yaratır. Limon, damar açıcı özelliğiyle karaciğerin sağlığı açısından önem taşır. Limon suyunu sabah uyandığımızda hemen içersek sindirim sistemimizi harekete geçirir. Sabah düzenli olarak içilen limonlu su barsak hareketlerinizin düzenli olmasına yardımcı olur.

Limonlu su yaşlanmayı geciktiriyor!

İçeriğindeki sitrik asit nedeniyle enzim aktivitesini artırıp karaciğeri temizler, dolayısıyla toksit maddelerin atımını hızlandırır. Toksik maddelerin vücutta birikimi cildinizde elastikiyet kaybına neden olur, kırışıklıkları artırır. Limonlu suyun yaşlanmaya karşı etkisi büyüktür. C vitamininin vücuttaki yağın metabolize edilmesinde rol oynadığını düşündürecek bazı araştırmalar vardır. “Amerikan Klinik Beslenme Dergisinde” yayınlanan bir araştırma, yeterli miktarda C vitamini alan katılımcıların egzersiz sırasında yağ yakımını artırdığını belirtmektedir. Araştırmacılar yeterli miktarda C vitamini alanlarda daha düşük beden kitle indeksi seviyesi görülebildiğini söylemektedir. C vitamini tek başına zayıflatıcı etkide değildir ancak egzersiz sırasında yeterli C vitamini tüketenlerin yağ yakımı daha iyi olduğundan kiloları da daha azdır.

Yeterli su tüketimi cilt kırışıklıklarını önlüyor!

sabah-limon-suyu-icmenin-faydalari

Diyetinize destek olan limonlu suyunuzun içerisine güzel bir koku ve lezzet katması için tarçın ekleyebilirsiniz. Araştırmalarla kanıtlanan kan şekeri kontrolüne yardımcı olan tarçın iştahınızı kontrol altına alırken zayıflamanıza da yardımcı olacaktır.

pH dengesi önemli mi?

Su nasıl olmalı? Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün yayımladığı içilebilir su rehberinde vurgulanan en önemli nokta suyun pH’ının insan sağlığına etkisinin olmadığıdır. Yapılan çalışmalara göre vücudumuz için önemli olan dengedir. Aşırı asidik ya da aşırı alkali su, insan sağlığına olumsuz yönde etki etmektedir. Limon, içeriğindeki zengin bileşikleriyle kilo kaybının ötesinde sağlık yararları sağlayabilmektedir. O yüzden limonu sofralarımızdan eksik etmeyelim!

Aç karnına limonlu su içmek için 20 sebep:

1) Limonlu su, zengin elektrolitleri ile (potasyum, kalsiyum ve magnezyum) bedenin her köşesini şahanesiyle sular.

2) Karaciğerin en sevdiğidir. Tüm yiyeceklerden daha fazla enzim üretmesine yardımcı olur.

3) Karaciğeri toksinlerden temizler, arındırır. Yani limonlu su, süper bir detoks içeceğidir.

4) Bağışıklık sistemini güçlendirir.

5) Bedenin kendini iyileştirme mucizesini destekler.

6) Limonlu su, serotonini yükseltir. Modu mutluluğa çevirir.

7) Limonlu su, stres savardır. Tüm endişeleri, negatif kuruntuları ve hatta depresyonu da alt eder.

8) Beyne iyi gelir. Dikkati canlandırır.

9) Metabolizma ve sindirimi sorunlarını giderir. Beden besinleri daha iyi özümser. Bu da elbette kilo vermek demektir.

10) Pektin lifi içeriği ile iştah kontrolü de sağlar.

11) Kemik erimesini önler.

12) Böbrek taşı, safra taşı, pankreas taşı ve kalsiyum birikimlerini eritir.

13) Limonlu su; kanı, damarları, arterleri temizler.

14) Yüksek tansiyona iyi gelir. Düşük tansiyonluların dikkat etmesi gerekebilir. Düşük tansiyon için limonlu suya Himalaya veya deniz tuzu eklenmesi önerilir.

15) Enfeksiyonları hafifletir.

16) Limonlu su, eklemlerde biriken ürik asidi seyreltir. Eklem ağrılarına ve dizlere iyi gelir.

17) Diş ağrılarına ve diş eti hastalıklarına da iyi gelir.

18) Limonlu su, bütün bedeni yeniler, gençleştirir.

19) Müthiş bir antioksidandır. Cildin kolajen üretimini destekler. Çizgiler, sarkmalar yok olur.

20) Limonlu su, vücudun pH değerini alkali yönünde yükseltir. Bedenin yüksek pH seviyesinde uzun süre kalmasını sağlar. Daha yüksek pH seviyesi, hastalıkların bedende yaşayamamasına sebep olur. Kanser dahi alkali bir ortamda yaşayamaz.

Kaynak: İndigo Dergisi

Reklam

Moda Dünyasının 1.5 Milyon Takipçiye Sahip Plus-Size İkonu Tess Holliday

0
tess-holliday-kilo

Fazla kilo hep problem ve çirkin dediler… Oysa Tess Holliday varlığı ile bu kalıpları tek tek kırıp, kadınların bedenlerine uzatılan dilleri kesiyor!

 

Küçüklüğünden beri kilo problemleri yaşayan Tess Holliday,

Mississippi’li genç bir kadın.

 

Okul yıllarında özellikle ergenlik çağında,

Çevredekilerin kilosu yüzünden ona karşı inanılmaz acımasız olduklarını anlatıyor.

 

Aşağılamalar dalga geçmeler bir yana annesinin sakatlanması,

Anneannesinin ve dedesinin evinin arkasında bir romörkte yaşamak zorunda kalması özellikle ergenlik yıllarını çok huzursuz ve zorlu geçirmesine sebep olmuş.

 

Lise yıllarında görüntüsü yüzünden artan aşağılamaların ölüm tehditlerine bile dönüştüğünü

Dile getiren Tess Holliday, annesinin kendisine liseyi bitirdikten sonra okulu bıraktırdığını dile getiriyor ki bu durumdan dolayı hiç de şikayetçi değil.

 

Etrafındaki tüm o acımasız kişilerden kurtulduktan sonra,

Küçüklüğünden beri sahip olduğu şişman bedene daha iyi odaklanmaya ve onu tanımaya başlamış.

 

Tess, annesinin de desteğini aldığı bu dönemde vücut ölçülerini dikkate almadan,

Sosyal medyada moda odaklı fotoğraflarını çekmeye başlamış.

 

Bu fotoğraflar için çok çalıştığını dile getiren Tess Holliday,

Ajanslar ile görüşmeye çalıştığını, model olmak için giyiminden makyajına görüntüsü üzerinde bedenine yakıştırdığı her şeyi denediğini söylüyor.

 

Obez vücudunun ölçüleri, aşağılamaları arkada bırakıp kendisini kabul ettikten sonra,

Tess Holliday’i hiç rahatsız etmemeye başlamış.

 

Nihayetinde Los Angeles’a gelip yarı zamanlı respsiyonistlik yarı zamanlı bir ajansta modellik yapmaya başlayan Tess,

????

A post shared by T E S S ? (@tessholliday) on

“Heavy” adlı televizyon programının billboardlardaki yüzü olmak için ilk projesine imza atmış.

 

Kendi yüzünü Los Angeles billboardlarında görmek özgüvenini daha da arttırmış.

2011 yılında başlayan Heavy çalışmasından sonra zaman ile birçok projeye dahil olan Tess, 2015’te Londralı Milk Model Ajansı ile anlaşarak ajansın en yüksek kiloya sahip plus-size modeli olmuş.

 

2015 itibari ile, Marie Clarie, People, H&M, Iggy Pop, Addition Elle ve daha birçok büyük marka ile çalışmalara başlayan Tess Holliday,

Şu anda beden ölçüleri, görünüşleri, yaşları ve diğer tüm özellikleri ile başta kadınlar olmak üzere herkesin özgürce yaşayabilmelerini istiyor.

 

Sosyal medyada ve özellikle instagramda oldukça aktif olan Tess,

Bowie is such a ham for the camera. Don’t know where he gets it from. ?? ? #byeeeee

A post shared by T E S S ? (@tessholliday) on

Tüm kadınlara bedenlerini sevmelerini ve asla bedenlerinden utanmamalarını öğütlüyor!

Tek Bacağını Kanserle Kaybeden 6 Madalya Sahibi Paralimpik Snowboarder Brenna Huckaby

Reklam

Kilo Alma Sebepleri Nelerdir, Nasıl Kilo Alırız?

0
kilo-alma-sebepleri-nelerdir

İnsanlar obeziteyle mücadele etmenin sadece iradeyle ilgili olduğunu düşünebilir. Ancak tıbbi araştırmalar bunun tersini söylüyor. BBC’nin Obezite Hakkındaki Gerçekler isimli belgeselinin ortaya çıkardığı beş şaşırtıcı faktörü sıraladık.

İşte bu sebeplere göre kilo alma sebepleri nelerdir ve nasıl kilo alırız?

Kaynak: BBC Türkçe

1. Bağırsak mikropları

Gillian ve Jackie ikiz kardeşler. Ancak bir tanesi diğerinden 41 kilo daha ağır.

Profesör Tim Spector İngiltere’de İkiz Araştırmaları Örgütü’nün bir projesi kapsamında bu iki kardeşi 25 yıldır takip ediyor.

Spector’a göre iki kardeşin kiloları arasındaki fark bağırsakların derinliklerinde yaşayan ufak organizmalara yani mikroplara bağlı.

“Her yemek yediğinizde yüz trilyon mikrobu da besliyorsunuz. Asla yalnız yemiyorsunuz” diyor Spector.

İkizlerden dışkı örneği alındığında daha zayıf olanı Gillian’ın vücudunda çok çeşitli mikroplar bulunurken Jackie’nin mikrop çeşitliliğinin çok az olduğu görüldü.

Profesör Spector “Ne kadar çeşitliyse o kadar zayıf oluyorsunuz. Eğer çok ağırsanız mikroplarınız da olması gerektiği kadar çeşitli değil” dedi. Spector benzer sonuca araştırma yaptığı 5 bin kişi üzerinde de ulaştı.

kilo-alma-sebepleri-nelerdir

Lifli gıdalarla birlikte sağlıklı ve çeşitli bir diyete sahip olmanın daha çeşitli bağırsak mikroplarına neden olduğu ispatlandı.

Profesör Spector İngilizlerin çoğunun tüketmeleri gereken lifli gıdaların ancak yarısını tükettiklerini söyledi.

Lifli gıda kaynakları arasında bunlar bulunuyor:

  • tam tahıllı kahvaltı gevrekleri
  • armut ve kabuksuz meyveler
  • brokoli ve havuç gibi sebzeler
  • fasulye
  • baklagiller
  • sert kabuklu yemişler

2. Genetik piyango

Neden bazı insanlar diyet ve spor yaptıkları halde sonuç almakta zorlanırken diğerleri çok az çaba göstererek kilo almaz?

Cambridge Üniversitesi’ndeki bilim insanları ağırlığımızın yüzde 40-70’inin bunun bize miras kalan genlere bağlı olduğunu söylüyor.

Profesör Sadaf Farooqi “Bu bir piyango. Kilomuzun düzenlenmesinde genlerin rol oynadığı artık biliniyor. Bazı genlerinizde hata varsa obezitenin gelişmesi için yeterli olabilir” dedi.

Bazı genler bir insanın iştahını, ne kadar çok yemek yemek istediklerini ya da ne tür gıdaları tercih ettiklerini etkiliyebilir. Genler ayrıca nasıl kalori yaktığımızı ve bedenimizin yağlarla etkin bir şekilde mücadele edip etmediğini de belirleyebilir.

Kiloyu etkileyen en az 100 gen var. Bunlardan biri MC4R.

Her bin kişiden birinde MC4R geninin kusurlu olduğu sanılıyor. Bu gen beyinde açlığı ve iştahı kontrol ediyor. Kusurlu gene sahip insanlar daha aç oluyor ve daha yağlı yiyeceklere ihtiyaç duyuyor.

Profesör Farooqi “Genlerinizle ilgili bir şey yapamazsınız. Ancak bazı insanların genleri nedeniyle kilo alacağını bilmesi diyet ve sporla bunu engellemelerinin önünü açabilir” dedi.

3. Vücut saati

“Kral gibi kahvaltı, lord gibi öğle yemeği, fakir gibi akşam yemeği ye” deyişinde doğruluk payı olabilir. Ancak tahmin ettiğiniz nedenlerden değil.

Obezite uzmanı Dr. James Brown ne kadar geç yersek o kadar kilo alma olasılığının arttığını söylüyor. Gece daha az aktif olduğumuz için değil ancak vücut saatimiz nedeniyle.

Dr. Brown “Beden geceye kıyasla kalorilerle gündüz çok daha etkin bir şekilde başa çıkabiliyor” diyor. Bu nedenle düzensiz saatlerde çalışanların kilo almayı engellemeleri daha zor olabilir.

Geceleri vücutlarımız yağ ve şekerleri sindirmeye çalışıyor. Eğer akşam 19:00’dan önce yemek yerseniz bu sizin kilo vermenizi ya da almamanızı sağlayabilir.

kilo-alma-sebepleri-nelerdir

Dr. Brown’a göre son on yılda İngiltre’de akşam yemeği saati 17:00’dan yaklaşık 20:00’a çıkması artan obezite düzeyine katkı sağladı.

Günümüzün çalışma ritmi ve yoğun hayat tarzı bir kenara, bel çevremize farklılık getirecek adımlar var.

Kahvaltıyı atmalamak ya da sadece bir dilim ekmek yemek Dr. Brown’a göre yapılmaması gereken bir şey.

Aksine bol proteinli, yağlı ve karbonhidratlı bir kahvaltı, örneğin ekmek üstü yumurta, sizi daha uzun süre tok tutar.

Bunu besin değeri yüksek bir öğle yemeği ve hafif bir akşam yemeği takip etmeli.

4. Beyninizi kandırın

Araştırmalar İngilizlerin ne kadar yediklerini ve kalori almanın insanların yüzde 30-50’si tarafından önemsenmediğini gösteriyor.

Davranışsal bilim insanı Hugo Harper yeme alışkanlıklarınızı bilinç altında değiştirmenin birkaç yolu olduğunu söylüyor.

Örneğin görsel cazibeleri yok etmek sadece iradeye güvenmekten daha etkili olabilir.

Mutfak tezhagı üstünde sağlıksız atıştırmalıklar bulundurmayın. Bir meyve çanağı yada sağlıklı atıştırmalıkları ulaşılabilir ve görünen yerlere koyun.

Televizyonun karşısına bir paket bisküviyle oturmayın. Bir tabağa yemek istediğiniz kadarını koyun ve onu bitirin.

Dr. Harper ikame davranışları cesaretlendiriyor. En sevilen yiyecekleri yasaklamak yerine onların düşük kalorili çeşitlerini tüketmek gibi.

Meyve sularının diyet versiyonlarını tercih etmek ya da porsiyonları azaltmak daha etkili olabilir.

kilo-alma-sebepleri-nelerdir

Dr. Harper insanların posiyonlarının yüzde 5-10 azaldığında fark etmediklerini söylüyor.

Düşünmeden yemek yeme eğilimi göz önüne alınırsa yemek paketlerindeki servis önerilerini dikkate almak ya da daha küçük tabaklar kullanmak fazla kalori almayı engelleyebilir.

5. Hormonlar

Bariatrik cerrahisi sadece daha küçük bir mide yaratmak için değil aynı zamanda hormonları da değiştirmekle ilgili.

İştahımız hormonlarımız tarafından kontrol ediliyor ve bariatrik cerrahi bize tok hissettiren hormonların artmasına ve bize aç hissettiren hormonların azalmasına neden oluyor.

Ancak bu büyük bir ameliyat çünkü midenin yüzde 90’ı alınıyor ve sadece vücut kitle endeksi en az 35 olan insanlarda uygulanıyor.

Londra’da Imperial College üniversitesindeki araştırmacılar bariatrik cerrahinin ardından iştahta değişikliğe neden olan bağırsak hormonları yaratmayı başardılar.

Dört hafta boyunca hastalara üç karma hormon enjeksiyon yoluyla nakledildi.

Dr. Tricia Tan “Hastalar daha az açlık hissediyor, daha az yiyor ve 28 günde 2-8 kilo veriyor” dedi.

Eğer bu karışım güvenli bulunursa hastaların sağlıklı bir kiloya kavuşana kadar kullanılması planlanıyor.

Reklam

8 Muhteşem Hareket ile Kalçalarınızı Yaza Hazırlayın

0
bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yaza dik kalçalar ve sütun gibi bacaklarla girmeye ne dersiniz? İhtiyacınız olan tek şey bir mat ve istikrar!

Yaz için 1 ay gibi kısa bir süre kalmış olsa da düzenli egzersiz yaparak ve dikkatli beslenerek hızlıca kaçlalarınızı dikleştirip şekillendirebilirsiniz. Mükemmel bir bikini vücudu sahibi olmak için 1 ayı hiç de küçümsememelisiniz.

Fizyoterapist Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, düzenli olarak her gün 30 tekrar ile rahatlıkla yapabileceğiniz egzersizleri sizin için hazırladı:

8 Kalça Egzersizi

1. Supine Leg Lifts

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Sırtüstü yatıp tek dizinizi bükün. Diğer bacağınızı ileri doğru uzatın.

Nefes alırken ileride uzun olan bacağınızı yukarı doğru kaldırın.

Nefes verirken bacağınızı yere indirin.

2. Leg Circles

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Sırtüstü yatın. Tek bacağınızı yere düz uzatın. Diğer bacağınızı yukarı kaldırın.

Nefes alırken yukarı uzattığınız bacağınızı diğer bacağınıza doğru yaklaştırarak daireyi başlatın.

Nefes verirken bacağınızı gövdenizden uzağa doğru devam ettirerek başlangıç pozisyonuna dönün.

Aynı bacak ile 8-10 tekrar yaptıktan sonra diğer bacağa geçin.

3. Köprü

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Sırtüstü yatıp dizlerinizi bükün. Kollarınızı gövdenizin iki yanında avuç içleriniz yere bakacak şekilde uzatın.

Nefes alırken başlangıç pozisyonunda bekleyin.

Nefes verirken ellerinizle yeri itip, kalçanızı sıkarak yukarı kaldırın.

Nefes alırken kalçanız yukarıda bekleyin.

Nefes verirken yavaşça başlangıç pozisyonuna geri dönün.

4. Side Serisi

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yan yatın. Bir kolunuz başınızın altında diğer kolunuz yere temas halinde olsun.

Nefes alırken üstteki bacağınızı kalçanızı sağa sola devirmeden yukarı kaldırın.

Nefes verirken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

5. Side Serisi Kapı Açma

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yan yatın. Bir kolunuz başınızın altında diğer kolunuz yere temas halinde olsun. Bacaklarınızı 90 derece büküp karnınıza doğru çekin.

Nefes alırken kalçanızı sağa sola devirmeden üstteki bacağınızı yukarı doğru kaldırın.

Nefes verirken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

6. Side Serisi İstiridye

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yan yatın. Bir kolunuz başınızın altında diğer kolunuz yere temas halinde olsun. Bacaklarınızı 90 derece büküp karnınıza doğru çekin.

Nefes alırken kalçanızı hareket ettirmeden, ayaklarınızı birbirinden ayırmadan üstteki dizinizi yukarı kaldırın.

Nefes verirken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

7. Gluteus Maximus

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yüzüstü yatın. Ellerinizi alnınızın altına koyun. Tek dizinizi bükün.

Nefes alıp harekete hazırlanın.

Nefes verirken ayak tabanınızı tavana doğru yukarı kaldırın.

Nefes alırken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

8. Gluteus Medius

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yan yatın. Bir kolunuz başınızın altında diğer kolunuz yere temas halinde olsun.

Nefes alırken üstteki bacağınızı yukarı kaldırıp harekete hazırlanın.

Nefes verirken üstteki bacağınızı geriye doğru uzatın.

Nefes alırken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

https://muscleandfitness.com.tr/baslangic-seviyesi-4-haftalik-ayrintili-antrenman-programi/

Reklam

Daha Sağlıklı Bir Hayat İçin Yemeniz Gereken 5 Yaz Meyvesi ve Faydaları

0
yaz-meyvelerinin-faydalari

Soğuk havalar yerini yaz mevsimine devrederken, besinler de hava gibi bir devir sürecinde. Sadece soğuğun yerini güneşe bırakmasının değil kestanenin yerini çileğe, ayvanın karpuza, portakalın kavuna, kerevizin de bayrağını semizotuna bıraktığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ulaş Özdemir, “Yaz mevsimi denilince akla gelen şeylerden biri de taze meyveler oluyor” dedi. Özdemir, yaz meyveleri içerisindeki ilk 5’i ve faydalarını şöyle sıraladı.

  • Çilek: Berries grubundan olan çilek B, C ve K vitamini açısından oldukça zengindir.
  • Dut: Resveratrol bakımından zengin olan dut iyi bir antioksidandır.
  • İncir: Lif içeriği bakımından zengin olan incir kabızlık ile mücadele bakımından oldukça önemlidir.
  • Kayısı: Lif ve potasyum bakımından oldukça zengindir.
  • Kiraz: Antioksidan bakımından zengindir ayrıca diüretik su atıcı özelliğe sahiptir.

‘Ne yapsam kilo veremiyorum’ diyenlere 4 öneri

Öncelikle yeme alışkanlıkları gözden geçirilmeli. Gün içerisinde farkında olmadan tüketilen kuruyemişler, elin altında bulunan leblebi, bir parça da olsa tüketilen çikolatalar engel olabilir.

Hızlı yemek yenmemeli, bu noktada doymak ile dolmak arasındaki fark karışmaya başlar.

Soslu besinlere dikkat edilmeli. Severek tüketilen masum bir yiyecek soslar neticesinde ciddi kalori bombalarına dönüşebilir.

İnsülin direnci veya hipotiroid gibi metabolizma problemleri olabilir. Bu nedenle kan değerleri mutlaka kontrol edilmeli.

Yaz mevsimindeki su ve mineral kaybını önlemek için milkshake tarifi:

Yaz mevsiminde daha fazla idrar ve terleme gibi sebeplere bağlı hem mineral hem de su kayıplarını önlemek açısından evde yapılabilecek milkshake malzemeleri:

  • 1 su bardağı süt
  • 12 adet yaban mersini
  • 4 adet buz
  • 1 orta boy incir
  • 1 tatlı kaşığı yulaf kepeği

Malzemeleri blenderdan geçirip afiyetle yiyebilirsiniz!

Chia Tohumu Sizi Hem Tok Tutacak Hem Zayıflatacak Süper Güç!

Reklam

Kalça Kasının Hakkını Verin, Hip Thrust Hareketini Muhakkak Deneyin!

0
hip-thrust-kalca-antrenmani

Öncelik listenizin üst sıralarında olmasa da, kalça kasları daha yüksek ağırlıklar kaldırmanızda önemli bir rol oynar.

Yazan: Sean Hyson

İnanın ya da inanmayın, kalçalarınızı çalıştırdığınızda daha yüksek ağırlıklar kaldırabilir, sakatlanmaları önleyebilir ve bütün spor dallarında daha iyi performans çıkarabilirsiniz. Biliyoruz, plajda yürürken kol ve göğüslerinizin etkilediği kadar insanı etkilemiyorlar ancak kalçalarınız sağlam olduğunda siz de sağlam olursunuz. Kasları gelişmiş bir kalçaya sahip olmanın yollarını öğrenmek için bu kaslarını iyi bilen bir uzmanla görüştük.

Eksik Parça

hip-thrust-kalca-antrenmani

Kalça kaslarınız, özellikle de squat ve deatlift hareketleri gibi alt vücut hareketlerinin çoğunda çalışan kaslardır ancak araştırmacı ve kuvvet koçu Doktor Bret Contreras, geleneksel hareketlerin bu kasların hakkını vermediğini söylüyor. “Lisedeyken hiç kalça kasım yoktu. Bacaklarım direkt belime bağlanıyordu.”

Kalça kaslarını doğru çalıştırmayı öğrendikten sonra ise diğer kaldırışları da güçlendi ve en sonunda pantolonunun arka kısmını dolduracak bir hacme sahip oldu.

“Kalça kasları farklı kısımlara ayrılır. Dolayısıyla güçlendirilmesi gereken farklı hareketler ve farklı hareket aralıkları var. Çeşitli çalışmalısınız.”

Bugün ise adı fitness endüstrisinde “Kalça Kası Uzmanı” olarak geçen bir otorite olmuş durumda.

Vücudunuzu daha iyi gösterip daha ağır kaldırmanızı sağlamasının yanı sıra, güçlü kalça kasları atletik performans için de elzemdir.

“Deparlarda, atlamada, yan koşmada, yüzmede ve vurma hareketlerinde hep kalça kasları kullanılır” diyor Contreras.

Bir de bel, uyluk ve diz ağrılarınız varsa kalça kaslarınızı çalıştırmak size iyi gelebilir. “Kalça kaslarınız güçlendikçe onları daha çok kullanmaya başlarsınız.” Ayrıca daha zayıf olan spinal erektörlerinizi ve hamstring kaslarınıza yüklenmeyeceksiniz. Bu da sonuç olarak daha iyi antrenman yapmanıza yardımcı olacak.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Perde Arkası

Contreras, dört ayrı kalça çalıştırma kategorisi olduğunu söylüyor: squat, yani çömelme hareketleri (tek veya çift bacakla), üst bacağa dayanan hareketler (deadlift çeşitleri), yanal veya dönel hareketler (ayak bileklerinde bant sarılıyken yanlamasına yürüme) ve alt vücudu ileri itme hareketleri, yani hip thrust (güreşçi köprüsü gibi üst sırtınız destekliyken bacakları açma). Contreras’ın en sevdiği ise ileri itme hareketi ki bu hareketin ünlenmesinde herkesten çok payı var. Journal of Applied Biomechanics dergisinde 2015 yılında çıkan bir çalışma hip thrust hareketini klasik arka squat hareketiyle karşılaştırmış ve sonuç olarak da hip thrust hareketinin squat’a göre kalça kaslarının tümünü ve hamstring kaslarının bir kısmını aktive ettiğini yazmıştı.

Contreras, 3-12 tekrar aralığında 3-4 setten haftada 1-3 kez bir squat hareketi yapılmasını tavsiye ediyor. Hip hinge/deadlift hareketleri ise aynı set ve tekrar sayılarıyla haftada 1-2 kez yapılabilir. Yan kalça kası antrenmanı ise bacak antrenmanlarınızın sonunda 20-30 tekrarla 2-3 set halinde yapılabilir.

“Hip thrust hareketini haftada iki kez yapın: bir gün beş tekrar gibi düşük bir sayıda, diğer gün 20 tekrar gibi yüksek bir sayıda.”

Kalça kaslarını çalıştırmanın diğer bir avantajı ise quadriceps ve hamstring kaslarını da hazırlıyor olması.

“Dört kalça kası kategorisine ek olarak birkaç leg extension ve leg curl hareketi yapabilirsiniz. İşte o zaman, bacak gelişiminizi tam olarak ateşlemiş olursunuz.”

Barbell Hip Thrust

Şekilli bir kalçanın olmazsa olmazı hip thrust hareketidir!

Yere oturup ağırlık yüklü bir barbeli kucağınıza alın. Acıtmaması için bar pedi veya squat süngeri kullanabilirsiniz. Dizlerinizi 90 derece büküp ayaklarınızı zemine sabitledikten sonra ayak parmaklarınızı 30 derece döndürün. Üst sırtınızı sehpaya yaslayarak karın kaslarınızı sıktıktan sonra üst bacaklarınız gövdenizle aynı hizaya gelene kadar kaldırmak için topuklarınızı zemine bastırarak yukarı kalkın.

Kaynak: M&F 2017, Nisan

D Vitamini Eksikliği Baharda Daha da Yorgun Hissettiriyor!

Reklam

D Vitamini Eksikliği Baharda Daha da Yorgun Hissettiriyor!

0
bahar-yorgunlugu-vitamin-d

vitamini eksikliğinde uyuklama hali, yorgunluk hissi ve fiziksel aktivite isteksizliği yaşanıyor. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte yorgun hissedenlerin ve çalışma yerinde azalanların sayısı daha da artıyor. Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, bahar yorgunluğuna karşı halsiz ve vücutunda yaygın olan olan d vitamini eksikliği belirtilerini taşıdığını ve mutlaka kanda D vitamini düzeyine baktırmaları belirtiyor.

İnsan sağlığı için büyük önem taşıyan ve sağlama sistemini güçlendiren D vitamini, bahar yorgunluğuna karşı da bir kalkan olarak karşımıza çıkıyor. Kaslara güç veren D vitamini, eksiklik baharında tetikliyor. Hava ve mevsim değişikliğinde insan biyoritmini olumsuz etkilediğini belirten Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, “Bahar mevsiminde havadaki elektrik yükü artar ve bu yük, havada bulunan pozitif ve negatif yüklü iyonlar kullanarak taşınır. Bu taşıma dengesi; iklim değişikliği dönemlerinde sıkça karşımıza çıkarak, insanlarda yorgunluk belirtilerine ve hatta ruhsal sıkıntılara yol açar. Kaş ağrıları, omuz, sırt ve boyun ağrıları yine baharın gelişiyle artar, yorgunlukla birlikte; yetersiz sinirlilik, hafıza zayıflaması ve yetersiz olabilir. D vitamini eksikliği de bilindiği gibi yorgunluk, halsizlik ve kas güçsüz olma neden olur. Bu tür bahar yorgunluğuna karşı kanda D vitamini düşük çıkanlar bir kez eksiğini tedavi için tedaviye başlamalıdır. ” açıklamasında bulundu.

“D vitamini kaslara güç veriyor, yorgunluğa iyi geliyor”

bahar-yorgunlugu-vitamin-d

Kaslarda güçsüzlük ve ağrının D vitamini belirtileri olduğunu ifade eden Diyetisyen Kümeli “D vitamini kaslara güç sağlar ve sistemini güçlendirir. Devamlı yorgunluk ve vücudunda yaygın olan olan kişiler mutlaka kanda D vitamini düzeyine baktırmalıdır. Bahar yorgunluğu için; Beslenme alışkanlıkları, vitamin ve mineral beslenme besinlerle ilgili beslenme biçimi, beslenme alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları. Geceleri ağır ve yağlı yemek yememeye özen gösterilmelidir. Sıcak – soğuk kafeinli buzdolabında azaltılmalıdır. Tüketilen su miktarı artırılmalıdır. Düzenli olarak haftada 3 gün 45 dakika Sunulan tempolu yürüyüşü içeren aktif bir yaşam tarzı benimsen gerekir.

D vitamini; kanda 20 ng / mL’den düşük ise D vitamini eksikliği; 20 ile 30 ng / mL arasında ise D vitamini yetersizliği; 30 ng / mL’den yüksek yeterli düzey D vitamini olarak tanımlanır. Tercih edilen aralık 40-60 ng / mL’dir. Avrupa Endokrin Derneği Klinik Uygulama Kılavuzu’na göre 18 yaş ve üzeri günlük idame olarak gereken D vitamini dozu  1000 adettir. Kullanımı kolay sprey formda, katkı maddesi ve BHA içermeyen D3 vitamini tercih edilmesi uygundur “dedi.

Reklam

Egzersizler Hakkında Doğru Bilinen 7 Yanlış

0
egzersizler-hakkinda-dogru-bilinen-yanlislar

Ne kadar sağlıklı beslenirsek beslenelim, sağlıklı ve uzun bir yaşam için hareket etmek olmazsa olmaz gereksinimlerden biri. Buna karşın modern çağın yol açtığı hareketsizlik evden işe hatta sosyal yaşantımıza sirayet ederek sağlıklı bir yaşam tarzından pek çoğumuzu hızla uzaklaştırıyor. Günlük hayatın bitmez yoğunluğu da çoğu kez egzersiz yapacak hal bırakmıyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ hareketsizliğin kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümleri artırdığının bilimsel olarak 1950’li yılların başında ortaya konulduğunu belirterek “O günden bu yana giderek artan veriler, hareket etmenin sağlığımızı korumada; kalp damar hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet ve osteoporoz gibi hastalıkların tedavisinde önemli bir ilaç olduğunu göstermektedir. Egzersiz sağlığımıza katkılarıyla daha sağlıklı yaşlanmamızı, ruh sağlığımızın korunmasını sağlar ve sosyal gelişimimize katkı yapar. Egzersiz, hareket ve spor olmadan bizim ve özellikle çocuklarımızın, torunlarımızın sağlığının koruması mümkün değil gibi görünmektedir” diyor. Buna karşın toplumumuzda egzersizle ilgili bazı yanlış inanışlar fayda yerine zarara neden olabiliyor.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Prof. Dr. Tolga Aydoğ, Egzersizle İlgili Doğru Bilinen 7 Yanlışı Anlattı, İş Yerinde Basit Egzersiz Yöntemleri

Düşük Şiddetli Egzersizler Daha Az Yararlı: Yanlış!

Pek çok kişi, yürüme ve bahçe işleri gibi düşük şiddetli egzersizlerin vücut için daha az yararlı olduğunu düşünerek önemsemeyebiliyorlar. Oysa düşük şiddetli egzersizler – her gün olabildiğince çok bahçe işleriyle ilgilenmek veya haftanın 5 günü yarım saat düzenli ve tempolu yürümek ya da haftanın 3 günü 20’şer dakika koşmak- genel sağlığı korumada ve bir çok kronik hastalıklarla ilgili riskleri azaltmada ve yaşam süresini uzatmada ideal.

Egzersizde Ne Kadar Yorulursanız O Kadar Faydalı: Yanlış!

Antrenman sonrası yorgunluk hissedilmiyorsa egzersizin şiddetinin artırılması gerektiği düşüncesi doğru değil. ‘Acı yoksa gelişim yok’ öngörüsü kas iskelet sistemi ve kardiak sorunlara neden olabilecek bir görüş. Yapılan bilimsel çalışmalar, ağrıyı göz önüne almadan ciddi yüklenmelerin aşırı kullanım yaralanmalarına zemin hazırladığını ve birçok sağlık sorununu artırabildiğini ortaya koyuyor. Egzersizler ile beklenen sağlık ve fiziksel gelişme elde edilemiyorsa, hekimin onayının olması şartıyla yüklenme şiddeti, süresini ve tipini artırmak, değiştirmek iyi olabilir.

Kilolu Kişilerin Egzersizle Kalplerini Zorlaması Tavsiye Edilmez: Yanlış!

Kilolu olmak egzersiz yaparken kas iskelet ve kalp sorunu çıkma ihtimalini artırır ancak genel sağlığı uygun olan kişilerde, gerekli sağlık kontrollerinin yapılması şartı ile çok şiddetli egzersizlerin bile yapılması mümkün. Ama kilolu olmanın bir çok ek sağlık sorunu yaratabildiğini de unutmamak gerekir. Öte yandan, egzersiz yapmayan normal kilolu bir kişinin kalp hastalığından ölme riskinin, egzersiz yapan şişman birinden daha çok olduğunu unutmamak gerekir.

Mekik Karın Yağlarını Eritiyor: Yanlış!

Karın yağlarını eritmek için özel karın egzersizleri yapmak, örneğin mekik çekmek, sanılanın aksine çok etkili olmuyor. Doğrusu hiçbir egzersiz lokalize yağları eritmek için özel etkiye sahip değil. Ancak vücudumuzda genel yağımızın azalması istenen bölgedeki yağları azaltabilir. Buna karşın karın bölgesine yapılacak mekik gibi egzersizler, karın kaslarımızın belirgin görünür hale gelmesini sağlayabiliyor.

Yaşın Artması ile Metabolizma Yavaşlar: Yanlış!

Prof. Dr. Tolga Aydoğ, “Bu söylem kısmen doğru ama metabolizmayı yavaşlatan en önemli unsur aslında yaşın artmasına bağlı olarak kişinin fiziksel aktivitesinin ve bunun sonucunda da kas kütlesinin azalmasıdır. Dolayısı ile yaşı bir kenara koyup hareketliliği, özellikle kuvvet egzersizleri ile kas kuvvetini artırmak; bir taraftan yaşlanmaya karşı durmaya, diğer taraftan metabolizmayı artırmaya olanak sağlar” diyor.

Yağları Azaltmak İçin Düşük Tempolu Egzersiz Yapılmalı: Yanlış!

Yağları azaltmak için egzersiz temposunun düşük tutulması düşüncesi de yanlışlardan birisi. Düşük tempolu egzersiz yağ, yüksek tempo ise karbonhidrat yakmak konusunda daha etkili gibi görünse de kilo kontrolünde, kilo vermede temel; egzersiz ile ne kadar kalori harcandığıdır. Çünkü hiçbir egzersiz izole bir enerji kaynağını kullanmaz ve amacınız kilo kontrolü ise şiddetli egzersizlerle, düşük tempolu egzersizlerin kombine edildiği, interval egzersizler en doğrusu.

Egzersiz Aç Karna Yapılmalı: Yanlış!

Egzersizin zamanlaması kişinin alışkanlıkları ile ilgili bir durum. Egzersiz ne aç ne tok karna değil, yemekten iki-üç saat sonra yapılmalı. Sabah erken spor yapanlar için bu süre azaldığından gıdanın kahvaltıdan sıvıya dönmesi gerekir. Tok karna egzersiz; kaslarımızda olması gereken kanın; mide, bağırsak gibi iç organlarımıza yönelmesine ve kasların etkin çalışamamasına ve kişinin karın ağrısı hissetmesine neden olabilir. Aç karna yapıldığında ise kişi egzersizi devam ettirecek yeterli kuvveti bulamayabilir. Hipoglisemi, diyabet gibi hastalığı olanlar bunlara bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.

İş Yerinde Uygulamak İçin 5 Pratik Egzersiz

Kapı veya odada köşeye geçin. Kollarınızı omuz hizasına kadar kaldırın, yüzünüzü köşeye/duvara dönün, dirseklerinizi bükün ve kapıya/köşeye yerleştirin ve gövdenizi öne doğru alın. Bu şekilde 30-45 saniye kadar kalın. Bu hareketi 4-5 kez tekrarlayın.

Bir elinizle kafanızı yana doğru eğerken, diğer elinizi dirsekten bükülü şekilde arkadan belinizedoğru alın. Bu şekilde 30-45 saniye kadar kalın. Bu hareketi 4-5 kez tekrarlayın.

Ellerinizi belinize koyup dirseklerinizi arkadan birbirine doğru yakınlaştırın. Bu şekilde 5 saniyekalın. Bu hareketi 10-20 kez tekrarlayın.

Elleriniz yanınızda dik bir şekilde durun; omuzlarınızı yukarı ve geriye doğru alın. Bu şekilde 5 saniye kalın. Bu hareketi 10-20 kez tekrarlayın.

Koltuğunuzda düzgün bir şekilde oturun ve karşıda bir noktaya bakın. Kafanızı önce öne doğru iyice uzatın, akabinde kafanızı ve çenenizi olabildiğince geriye doğru çekerek boynunuzun arkasındaki boşluğu doldurduğunuzu hayal edin. Bu şekilde 5 saniye kalın. Bu hareketi 10-20 kez tekrarlayın.

Kilo Aldırıcı (Gainer) Nedir? En Etkili Nasıl Kullanılır?

Reklam

Sürekli Açlık Hissi Yaşam Biçiminizse Bu 4 Nedenden Birine Sahip Olabilirsiniz

0
sürekli-aclik-hissi

Sürekli açlık hissediyorsunuz… Son öğününüzden bu yana tam olarak iki saat 36 dakika geçti. Bunu biliyorsunuz, çünkü aynı zamanda sürekli saate de bakıyorsunuz. Canınızın bir şeyler istemesi yaşam biçiminiz olmuş. Mideniz dipsiz bir kuyu. İkinci akşam yemeği olmazsa olmazınız. Üstelik “açlık ve öfke krizi” sizin için gerçek ve daimi bir tehdit. Peki, neden?

1. Hızlı bir metabolizmanız vardır

Bazıları şanslı doğmuştur (teşekkürler, genetik). Başkaları çok çalışmıştır, kas yapmıştır ve metabolizmalarını bu şekilde hızlandırmıştır. Tabii ki, metabolizmanız ne kadar hızlı olursa, o kadar fazla yakıta ihtiyacınız olur. Vermont Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre insanların yüzde 32’sinin nüfus ortalamasına göre yüzde 8’in üzerinde bir oranda farklı (daha hızlı ya da yavaş) bir metabolizmaları var. Hızlı bir metabolizmaya sahip olmak günde 100 ila 400 ekstra kalori yakmaya eşit olabilir. Bu umduğunuz kadar fazla olmayabilir; fakat az önce yediğiniz ikinci porsiyon lazanyayı açıklayabilir.

2. Rafine gıdalar tüketiyorsunuzdur

Beyaz ekmek, kurabiye ve hatta salata sosları gibi işlenmiş gıdalar kan şekerinizi aninden yükseltir, sonra hızla düşmesine sebep olur ve bütün o şeyleri yemeden öncekinden daha da aç hissedersiniz. International Journal of Obesity’de (Uluslararası Obezite Bülteni) yayımlanan bir araştırma, yağ ve şeker oranı yüksek gıdaların beyindeki ruh halini düzenleyen kimyasalların düzenini bozarak depresyon ve aşırı yeme semptomlarına yol açtığını gösteriyor. Rafine şeker, beynin ödül merkezi üzerinde çok güçlü bir etkiye sahip olduğundan, insanların gün boyunca iştahlarının bu kadar yüksek olmasının en yaygın sebebidir. Yediğiniz ambalajlı gıdaların miktarını kısıtlayın ve mümkün oldukça tam tahıllı karbonhidratlar tüketin.

3. Hormonlarınız zıvanadan çıkmıştır

PMS (adet öncesi / premenstural sendrom) bir yana, bazı hormonal açmazlar sizi bütün bir ay boyunca acıktırabilir. Hipertiroidizmin, yani aşırı aktif bir tiroid bezine sahip olmanın sürekli açlık hissetmenin en yaygın hormonal sebebi olduğu bilinir. Tiroid hormonları gereğinden yüksek olduğunda bedenin hayati fonksiyonları hızlanır ve olması gerekenden daha hızlı bir şekilde enerji yakarsınız. Tiroid bezini etkileyen bir bağışıklık sistemi bozukluğu olan Graves hastalığı, hipertiroidin en yaygın sebebidir. Bu arada, hipoglisemi (kan şekerinin sürekli düşük olması) da pre-diyabet ve diyabet gibi (fazlasıyla yüksek kan şekeri düzeyleri) açlık krizlerine yol açabilir. Eğer yukarıdaki durumlardan herhangi birinin sizin için geçerli olabileceğini düşünüyorsanız, herhangi bir hormonal dengesizliğin olup olmadığının değerlendirilmesi için doktorunuzla görüşün.

4. Açlığı iştahla karıştırıyorsunuz

Bunu söylediğimiz için üzgünüz, fakat “sürekli aç” olan pek çok insan aslında yalnızca daima yemek istiyordur. Açlık, baş ağrısı, titreme ve midenizden gelen o aç gurultulara yol açan bağırsak kasılmaları gibi fiziksel semptomlarla ilişkilendirilen ilkel, biyolojik bir güdüdür. İştahsa, belirli bir yiyeceği arzulayıp onu aradığınız psikolojik bir güdüdür. İdeal olan, ikisinin bir arada ortaya çıkması olsa da, durum hiç de böyle değildir.

Kilo Vermek İsteyenlerin Kesinlikle Uzak Durması Gereken 7 Kahvaltı Seçeneği

Reklam

Hamilelikte Omega 3 (Prenatal DHA) Kullanımı Nasıl Olmalıdır?

0
hamilelikte-omega-3-prenatal-dha

Hamilelik dönemi hem anne için hem de bebek için oldukça önemli olan biyolojik bir süreçtir. Prenatal DHA, hamilelik boyunca sağlıklı bir bebek gelişimi için en çok ihtiyaç duyulan besinlerin anne tarafından alınmasına yardımcı olur.

Annenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi; bebeğin anne karnındaki gelişimini en iyi şekilde tamamlayabilmesi için gereken en önemli faktördür. Bu doğrultuda Prenatal DHA üzerinde yapılan birçok araştırmada, hamilelik döneminde bebeğin beyin fonksiyonlarının ve görme yetisinin gelişmesinde önemli bir rol olduğu gözlemlenmiştir.

DHA nedir? Prenatal DHA Anne ve Bebek Sağlığını Nasıl Etkiler?

Omega-3 yağ asitleri vücutta üretilemeyen, esansiyel yağ asitleridir. DHA, omega-3 yağ asidi çeşitlerinden biridir. Anne adayları üzerinde yapılan araştırmalar sonucu; DHA, bebeğin normal kalp fonksiyonlarını desteklemesinin yanısıra, beyin fonksiyonlarının daha sağlıklı gelişmesine yardımcı olduğu ve doğumu itibari ile gelen öğrenme yeteneğini arttırdığı gözlemlenmiştir. DHA ayrıca, öğrenme yeteneği için de elzem olan sinir sistemi gelişimine, güçlü bir bağışıklık sistemine ve görme kabiliyetinin sağlıklı olmasına katkıda bulunmaktadır.

Annelerin hamilelik ve emzirme dönemlerine yönelik geliştirilmiş, DHA (Dokozahekzaenoik Asit) yönünden zengin olan Omega 3 ile D3 vitaminini bir arada sunan özel bir balık yağı takviyesidir. Nature's Supreme Prenatal DHA, servis başına 500 mg DHA içeriğiyle, hamileler için önerilen günlük DHA gereksinimini cömertçe karşılar, anneler ve bebekleri için güvenli ve etkili omega 3 desteği sunar. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde annelerin DHA düzeylerinin yeterli seviyede olması önemlidir. Çünkü DHA’nın anne tarafından alınması, fetusun ve emzirilen bebeklerin normal beyin ve göz gelişimine katkıda bulunur. Bunu yanı sıra DHA alımı, 12 aylığa kadar olan bebeklerin normal görme gelişimine katkıda bulunur. Nature's Supreme Prenatal DHA, annelerin yanı sıra yaşamın her döneminde DHA’nın etkinliğinden yararlanmak isteyen bireyler için de kullanıma uygundur. Omega-3’den gelen DHA, normal beyin fonksiyonlarının ve normal görme yetisinin korunmasına katkıda bulunur. EPA ve DHA kalbin normal fonksiyonuna katkıda bulunur. Satın almak için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. #naturessupreme#naturesupreme#nature#lovenature#healthy#fit#naturefit#sağlık#beslenme#sağlıklıbeslenme#aktifyasam#egzersiz#instanature#detox#atletik#green#prenantal#dha

A post shared by Nature's Supreme (@naturessupreme) on

Prenetal DHA içerisinde bulunan DHA, bir omega-3 yağ asidi çeşidi olduğu için vücutta üretilemez. Doğal beslenme ya da gıda takviyesi olarak alınması uzmanlar tarafından sıklıkla belirtilir. Anne adaylarının hamilelik sürecinde düzenli DHA tüketimi, bebeğin daha sağlıklı bir ömür sürmesine yardımcı olur.

Emzirme döneminde ise anne sütü, bebeğin tek DHA kaynağıdır. Özellikle ilk 6 ayda doktorların tavsiye ettiği anne sütü, bebeğin görme ve beyin fonksiyonları gelişiminin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur.

Bununla birlikte DHA; kurşun ve civa içermeyen yağlı balık, ceviz ve keten tohumu gibi yiyecekler ile sağlanabilir. Ancak bunları beslenme programınız içerisinde oldukça yoğun bir şekilde tüketmeniz gerekir. Böyle bir beslenme düzeni oluşturamadığınız takdirde anne adayları ve emziren anneler için Prenatal DHA tüketimi tavsiye edilir.

Spor ve Aktif Yaşamda DHA’nın Yeri

Omega 3 ile DHA, düzenli spor yapan ve aktif yaşayan bireylerin önemsediği bir besindir. Omega 3 elzem yağ asitleri olup, tarafından üretilemez ve besinler ile karşılanması zorunludur. Omega 3’den gelen DHA, normal beyin fonksiyonlarının ve normal görme yetisinin korunmasına katkıda bulunur. Ayrıca EPA ve DHA kalbin normal fonksiyonuna katkıda bulunur.

Ayrıca yapılan araştırmalar neticesinde DHA ağırlıklı takviye kullanımının egzersiz kaynaklı kas inflamasyonunu azalttığını ve bu da DHA grubunda placebo grubuna göre % 23 daha düşük ağrı derecelendirmesi ile kanıtlandığını göstermektedir. Dahası, DOMS ve kas sertliğinden dolayı birçok katılımcı, ekstremotik egzersizden 48 saat sonra dirsek eklemini tamamen genişletemedi; ancak bu, DHA grubunda daha az sayıda hastayı etkiledi (Kaynak 1)

Prenatal DHA, Anne Adayları İçin Yeterli Bir DHA Takviyesidir!

hamilelikte-omega-3-prenatal-dha

Anne ve bebek sağlığının korunması ve bebeğin daha sağlıklı gelişimi için DHA’nın öneminden bahsettik. Marka olarak önerimiz ise, hiç şüphesiz içeriğindeki yüksek DHA oranı ile Nature’s Supreme olacak. Nature’s Supreme Prenatal DHA, daha verimli bir gıda takviyesi olabilmek için DHA’nın vücutta emilimini kolaylaştıracak; annenin hamilelik süreci ve sonrasında kemik ve diş sağlığını destekleyecek olan D3 vitaminine de Prenatal DHA takviyesinde yer verir.

D3 vitamini güneş ışınlarının ciltte sentezlenmesi ile oluşabilmektedir. Ayrıca D vitamini çocuklarda normal büyüme ve kemik gelişimi için gereklidir. Bu sebeple DHA ile birlikte yeterli D3 vitamini alımı da sağlanmalıdır.

Nature’s Supreme Prenatal DHA glutensiz ve GDO’suz hızlı emilime sahip bir takviyedir. Dünyanın önde gelen balık yağı üreticilerinden Kanada menşeli MEG-3 ve yüksek verimliliğe sahip İsviçre menşeli Quali-D ham maddeleri kullanılarak üretilmiştir. Anne ve bebek sağlığının hem hamilelik sürecinde hem de hamilelik sonrasında desteklenebilmesi için geliştirilen Nature’s Supreme Prenatal DHA, doktorunuza danışarak alabileceğiniz bir takviyedir.

Nature’s Supreme Prenatal DHA’yı şuradan satın alabilirsiniz.

Reklam