Fit Hub Blog Sayfa 4

Okul Döneminde Çocuklara Özel Vitamin Önerileri

0

Okul dönemiyle beraber yeni bir rutine girmek, aynı zamanda beslenmenin de düzenlenebileceği yeni bir dönem anlamına gelebilir. Her çocuğun gelişiminde vitaminlerin ve minerallerin rolü büyüktür. Genel olarak bu bileşenler besinler yoluyla vücuda alınabilir ancak çocuğunuz yemek seçiyorsa ya da yoğun veya hareketli bir yaşamı varsa yeteri kadar iyi beslenemeyebilir ve takviyeler bu konuda size yardımcı olabilir.

Okul döneminde de çocukların gelişimlerine destek olabilecek vitaminlere bakacak olursak…

çocuklara özel vitamin

A Vitamini

A vitamini; çocuklardaki büyümeyi ve gelişmeyi destekleyen vitaminlerin arasında bulunur. Bu özelliğine ek olarak kemik gelişimi, cilt ve göz sağlığını geliştirme gibi özellikleri ile öne çıkar. Özellikle okul döneminde A vitamini, çocukların gelişimini destekleyen bir vitamin olarak biliniyor.

A vitamini takviyeleri için tıklayın.

çocuklara özel vitamin

B Vitaminleri

B vitaminleri ailesi (B2, B3, B6 ve B12); çocuklarınızın metabolizması için önemlidir. Özellikle mevsim geçişleri ve okulda geçirilen uzun zamanlar sonrasında metabolizma ve bağışıklık sisteminin en iyi şekilde korunması, çocuğunuzun genel sağlığı için önem taşır. Bunların yanı sıra B vitaminleri, çocuğunuzun ihtiyaç duyacağı enerjinin üretilmesine, sağlıklı dolaşım ve sinir sistemlerinin geliştirilmesine de yardımcı olur.

B vitaminlerine hemen göz atın.

D Vitamini

Güneşin daha az görüneceği sonbahar ve kış döneminde D vitamini eksiklikleri ile karşılaşmak oldukça normal ve yaygın bir durumdur. Çocukların gelişim süreçlerinde D vitamini, besinlerin emilim düzeyini artırarak yeterli kan kalsiyum düzeyinin korunmasına yardımcı olur. Bu da çocukların güçlü kemikler oluşturmasına destek olur ve aynı zamanda bağışıklık sisteminde kritik bir rol oynar.

D vitamini takviyelerini inceleyin.

çocuklara özel vitamin

Multivitamin

İdeal olarak, bir çocuğun ihtiyaç duyduğu tüm vitaminleri zengin bir beslenme planıyla alması beklenir. Ne yazık ki çoğu çocuk için okul macerası, dengeli beslenme olanakları sunamayabiliyor. Bu durumda ise multivitamin takviyelerine olan ilgi artıyor.

En sevilen multivitamin takviyelerine hemen göz atın.

Omega 3 ve Balık Yağı

Omega 3 yağ asitleri; yediden yetmişe her insan için önerilen takviyelerin arasında yer alıyor. Sağlıklı beyin gelişiminin yanı sıra cilt sağlığı, bağışıklık fonksiyonu ve genel sağlık üzerindeki etkileri ile öne çıkıyor. Ayrıca araştırmalar; psikolojik ve davranışsal sağlığı destekleyen uygun nörotransmitter işlevi için belirli düzeylerde omega 3’e ihtiyaç duyulduğundan da bahsediyor. Dolayısıyla çocuğunuzun gelişimi için omega-3 yeri doldurulamaz bir bileşen olarak karşımıza çıkıyor.

En iyi omega-3 ve balık yağı takviyelerini inceleyin.

çocuklara özel vitamin

Bonus: Probiyotikler

Probiyotikler, çocukların tükettikleri besinlerden en iyi şekilde yararlanmasına yardımcı olarak besinlerin hem sindirimini hem de emilimini iyileştirmeye yardımcı olmasıyla biliniyor. Çocuklarınızın sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmasını sağlamak, genel sağlık ve bağışıklık sistemi fonksiyonunun yanı sıra beyin gelişimi için de önemli.

Probiyotik takviyesi satın almak için tıklayın.

İlginizi çekebilir: Çocuğunuzu Okula Hazırlayacak Beslenme Önerileri

Reklam

Bitki Bazlı Beslenme Hakkında Her Şey

0

Marketlerde, restoranlarda, halka açık etkinliklerde ve fast food zincirlerinde bitki bazlı seçeneklere daha geniş bir yelpazede rastlıyoruz. Giderek yükselen beslenme trendlerinin arasında olan bitkisel beslenme (plant-based), her gün daha fazla insan tarafından uygulanmaya başlıyor.

Bitkisel Beslenme Ne Demek?

Bitki bazlı beslenme; et, süt ürünleri ve yumurta gibi hayvansal ürünleri sınırlandırırken, meyve, sebze, tahıl, baklagiller, kabuklu yemişler ve tohumlar gibi bitkisel kaynaklara odaklanan bir beslenme şekli olarak biliniyor. Aynı zamanda doymuş yağ oranı düşük ve antioksidan oranı yüksek olmasıyla öne çıkıyor, bu da bitkisel beslenmeyi sağlığı korumak için faydalı bir seçim hâline getiriyor.

Bitki Bazlı Beslenme, Vejetaryen ve Vegan Beslenmenin Farkı

Vegan ve vejetaryen beslenme türleri, bitki bazlı beslenmeye benzemesiyle öne çıkıyor. Ancak üçü de birbirinden farklı türler. Bitki bazlı beslenme, az miktarda hayvansal ürün içerebileceğinden katı bir vegan veya vejetaryen diyeti gibi değil; yine de odak noktası bitki kaynaklı gıdalar. Bitki bazlı beslenme, minimum düzeyde işlenmiş gıdaların tüketildiği veya hiç tüketilmediği bir beslenme biçimi.

Vejetaryen beslenmede ise genel olarak et ürünleri yer almıyor ancak yumurta ve süt ürünleri tüketilebiliyor. Çünkü vejetaryen yaklaşım, hayvanların besin olarak sunulmak üzere öldürülmesini hoş karşılamıyor. Dolayısıyla süt ürünleri ve yumurta gibi besinlere yer verilebiliyor. Vegan yaklaşım ise hayvanların besin olarak tüketilmesine ve insanların ihtiyaçları için sömürülmesine karşı. Bu nedenle hayvansal kaynaklı hiçbir içerik tüketilmiyor. Bitki bazlı beslenmenin motivasyonu ise en başta iyi olma halinin desteklenmek olarak biliniyor.

Bitki Bazlı Beslenmenin Özellikleri

Bitki bazlı beslenme, genel olarak sağlıklı ve dengeli bir beslenmeyi simgeliyor. Bu tarz bir beslenmenin birçok olumlu etkisi bulunuyor. Aralarından en önemli olan özellikleri ise şöyle açıklanabilir:

Kilo Vermeye Yardımcı Olabilir

Çoğu insan kilo vermek için farklı beslenme türlerine başvuruyor. Obezite ise çağımızın büyük bir sorunu haline geldi. Neyse ki diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmak kilo kaybını kolaylaştırabiliyor ve sağlık üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olabiliyor. Bu durumda artık bitki bazlı beslenme daha çok tercih ediliyor ve gün geçtikçe uygulanma sayısı artıyor. Sebebi ise bu beslenme türünün yüksek lif içeriği, işlenmiş gıdaları içermemesi ve sağlıklı yağlar ile bezenmiş olması olarak açıklanabilir. Bitki bazlı beslenmenin bu ve bunun gibi özellikleri, fazla kilolardan kurtulmak için gerekli olan bir kombinasyon olarak açıklanabilir. Ek olarak da bu beslenme anlayışında izin verilmeyen şeker, fast food ve rafine tahıllar gibi işlenmiş gıdaları kesmek de başlı başına güçlü bir kilo verme aracı olarak bilinir.

Bitki Bazlı Diyetler Çevre İçin Daha İyidir

Modern tarımın çevreyi nasıl yok ettiğine dair bugüne kadarki en kapsamlı araştırmalara göre; doğa ve geleceğimiz için önem taşıyan karbon ayak izimiz önemli olan konulardan biri. Karbon ayak izini azaltmanın en etkili yollarından biri ise et ve süt ürünlerini tüketmeyi bırakmak olarak açıklanıyor. Örnek olarak dünyanın kaynakları artık sınırlı olduğunu biliyoruz ancak hayvansal ürünlere olan talep sebebi ile çok fazla kaynak tüketiliyor. Dolayısıyla bitki bazlı beslenme kaynakların yönetilmesi ve karbon ayak izinin azaltılması adına bitki bazlı beslenme daha mantıklı bir seçim olarak öneriliyor.

Diyabetin Gelişmesini Azaltabilir

Diyabet hastalığı, şeker tüketimi ile alakalı olmakla beraber sağlıksız beslenmenin de olumsuz bir sonucu olarak gösteriliyor. Özellikle glisemik indeksi yüksek gıdalar tüketmek, kandaki şeker seviyelerinin dalgalanmasına neden oluyor. Bu durumda sağlıklı ve dengeli bir beslenmeyi tercih etmek, diyabet hastalığının gelişmesini engelleyebilir. Bunların yanı sıra bitki bazlı diyetlerin, özellikle meyveler, sebzeler, tam tahıllar, kabuklu yemişler ve baklagiller gibi besleyici bitki bazlı gıdaları içermesinden dolay, tip 2 diyabetin önlenmesinde fayda sağlayabileceği düşünülüyor.

Bitki Bazlı Beslenmeye Geçiş için Yapabilecekleriniz

Beslenme tarzını değiştirmek çoğu insan için zor ve korkutucu olabilir. Bu durumda bitki bazlı beslenmeye geçmek için yapabileceğiniz çözümler var. Öncelikle aslında damak tadımızın anne sütüne dayandığını ve tuzlu veya şekerli gıdaların da bebekken enerji vermesi için bizlere verildiğini unutmamak gerek. O zamanlardan itibaren oturan damak tadı ise aslında kolaylıkla değişebilir.

Beslenme uzmanları, beynimizin daha sağlıklı yiyecekleri sevmeyi öğrenme yolunun, bu sağlıklı yiyeceklerin lezzetini artırarak başka bir duyusal zevk sağlamak olacağını söylüyor. Yani, bitki bazlı besinleri, sevdiğiniz diğer bitki temelli gıdalar ile birleştirerek (baharatlandırarak, salata tiplerinizi çoğaltarak vs.) daha kolay adapte olabileceğinizi söylüyor.

Bitki bazlı protein kaynaklarına hemen göz atın!

Reklam

Anksiyeteyi Artırabilecek Durumlar

0

Çağımızda sıkça rastlanılan anksiyete, psikolojik bir rahatsızlık olarak tanımlanıyor. Kaygı bozukluğu olarak da bilinen bu durum, gelecek ya da geçmiş adına duyulan kaygıdan doğuyor. Anksiyeteye iyi gelen birçok yol bulunuyor ve bunun tam aksine anksiyeteyi tetikleyebilen bazı durumlar da elbette mevcut.

Anksiyeteyi tetikleyebilen bu durumlara gelecek olursak…

Kafein Alımını Artırmak

Artık bir kültür haline gelen sabahları kahve içmek, güne daha iyi uyanarak başlamanın sevilen bir yoludur. Aslında kafein düşük dozlarda güvenlidir. Ancak yüksek dozlar, kaygı ve sinirlilik gibi hoş olmayan etkilere neden olabilir. Araştırmalar, ortalama bir yetişkinin genellikle olumsuz etkiler olmaksızın günde 400 miligrama kadar kafein tüketebileceğini söylemekte ancak daha fazla oranlarda kafein, anksiyeteyi artırabilir.

Kafeinin sizi yorgun hissettiren adenozin kimyasalını bloke ederek uyanıklığı artırdığı bilinir. Ayrıca enerjiyi yükselttiği bilinen adrenalin salınımını da tetiklediği düşünülüyor. Kafein miktarı yeterince yüksekse, bu etkiler daha güçlüdür ve anksiyetenin artmasına neden olabilir.

Hareketsiz Yaşam Tarzı

Egzersiz hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için önem taşıyor. Egzersizin, kortizol ve adrenalin gibi stresle ilişkili hormon düzeylerini azaltarak stresi azalttığı düşünülüyor. Dolayısıyla düzenli olarak egzersiz yapmak, anksiyetenizi hafifletmeye yardımcı olabilir.

anksiyete

Uykusuzluk

“Anksiyete mi uykusuzluğa neden olur yoksa uykusuzluk mu anksiyeteye neden olur?” diye düşünebilirsiniz. Aslında her ikisi de birbirini etkileyebilir ancak bu sorunun cevabını öğrenebilmek adına uzmanlar; hangisinin önce geldiğini tanımlamanın altını çiziyor. Bunlara ek olarak uyku yoksunluğunun, anksiyete bozuklukları riskini artırabileceği düşünülüyor. Uykusuzluk ayrıca var olan anksiyete semptomlarını kötüleştirebilir veya iyileşmeyi önleyebilir. Anksiyete, genellikle uykusuzluk veya kabuslar şeklinde uykunun bozulmasına da katkıda bulunabilir. Aslında günümüzde çoğu araştırma yeterli bir gece uykusunun hem zihinsel hem de duygusal dayanıklılığı beslemeye yardımcı olduğundan bahsediyor. Dolayısıyla düzenli bir uyku, anksiyete semptomlarınızı azaltmaya yardımcı olabilir.

Melatonin takviyelerine de göz atabilirsiniz.

Alkol Tüketimi

Araştırmalar alkolün sıvı alımı ve uyku üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğinden bahsediyor ve her ikisi de bastırıldığında kaygı seviyelerinin artabileceğini de ekliyor. Alkol aldığınız gecelerde kalitesi düşük bir uyku, ertesi gün kaygılarınızı daha da artırmaya alan açabilir.

anksiyete

Fazla Şeker Tüketimi

Şeker tüketimi ve anksiyete arasındaki ilişki uzun zamandır araştırma konusu olmaya devam ediyor. İlave şeker, kan şekerini aniden yükseltir ve böylelikle enerjiniz de yükselir. Kan şekeriniz tekrardan hızlıca düştüğünde ise ruh haliniz olumsuz etkilenebilir ve kaygı seviyeniz de artabilir. Çünkü vücudumuz fazla glikozu emmeye ve kan şekerini dengelemeye yardımcı olmaya çalışır. Bunu da insülin salgılayarak yapar ancak çok fazla şeker tüketimi bu süreci aksatabilir ve dengesiz kan şekeri durumunu ortaya çıkarabilir.

Havasız Ortamlarda Vakit Geçirmek

Açık havada az zaman geçirmek ve yeterli oranda oksijene maruz kalmak, anksiyeteyi tetikleyen faktörlerin arasında yer alıyor. Doğada geçirilen zamanın sakinleştirici bir etkisi olduğu biliniyor, bu nedenle küçük doğa gezileri düzenleyerek anksiyetenizin azalmasına yardımcı olabilirsiniz. Örneğin, yürüyüşleriniz esnasında farklı parkları keşfedebilirsiniz veya sakin ve huzurlu hissetmenize yardımcı olan favori restoranınıza veya kafenize uğrayabilirsiniz.

anksiyete

Yeterince Su İçmemek

Dehidrasyon birçok olumsuz sonucun oluşmasına neden olabiliyor ve yeterince su içerek bu konunun üstesinden gelmeniz mümkün. Dehidrasyon ve depresyon arasındaki bağlantı güçlü olmasına rağmen, araştırmacılar kaygının yeterince su içmeyenlerde daha yüksek olduğundan bahsediyor. Başka bir araştırma ise su alımını artırmanın veya azaltmanın farklı su içme alışkanlıklarına sahip kişilerde ruh halini etkileyebileceğinden bahsediyor. Araştırmaya göre; genellikle çok su içen insanların, su alımları düştüğünde daha az sakin, daha az huzurlu ve daha gergin hissetme olasılıklarının arttığından bahsediyor. Dolayısıyla su içmek, zihinsel sağlığı etkileyebildiği için dikkat edilmesi gereken adımların arasında yer alıyor.

Reklam

Önemli Baklagiller ve Özellikleri

0

Baklagiller, sık tüketilen besin gruplarından biri. İster istemez hepimiz baklagilleri hayatımıza dahil ediyor, tüketiyoruz. Yüksek besin değerleri, sağlıklı olmaları, ağzı sulandıran lezzetleri dolayısıyla baklagiller tariflerin başrolü olmaya devam ediyor.

Her bir baklagilin kendine özel özellikleri ve tadı olduğu aşikâr. Beslenme ve kilo hedefinize göre doğru seçimi yapmak da önem taşıyor. Doğru seçimi yapabilmek adına bu baklagilleri inceleyebilirsiniz!

Mercimek

Baklagiller familyasından olan mercimek türünün özellikle kırmızısı, Türk mutfağında köftesi, salatası, çorbası ve mezeleri ile en çok tüketilen bakliyatlarından biri olarak biliniyor. Kırmızı mercimek, farklı özellikleri sayesinde öne çıkıyor ve sıklıkla tüketiliyor.

Kırmızı Mercimeğin Özellikleri

Tok tutar: Kırmızı mercimeğin besin değeri yüksektir ve bu sayede tok tutuculuğu fazladır. Buna ek olarak bu özelliği sayesinde kilo kontrolüne yardımcı olur.

Metabolizmayı hızlandırır: Düzenli tüketimde adeta bir detoks etkisi ile metabolizmayı harekete geçiren kırmızı mercimek, hangi yaşta olursanız olsun işe yarayacaktır. Hızlı bir metabolizma için kırmızı mercimeği daha sık tüketebilirsiniz.

Vitamin ve mineral değeri yüksektir: Sodyum, potasyum, protein, magnezyum, C vitamini, demir, kalsiyum, A, B12, D vitamini açısından zengin olan kırmızı mercimek; doğal bir vitamin kaynağı olarak bilinir.

baklagiller

Nohut

Nohut, diğer yüksek karbonhidratlı gıdalara kıyasla özellikle yemek sonrası kan şekerini düşürmek ve insülin duyarlılığını artırmak için faydalı bir besin olarak bilinir. Türk mutfağında ise nohutun yerini alabilecek bir baklagil neredeyse yoktur. Mezesinden yemeğine, salatasından falafeline nohut, birçok tarifte sıkça karşılaşılan bir baklagil.

Nohutun Özellikleri

Hücre onarımını sağlar: Sağlıklı bir bedene sahip olmak için hasar görmüş hücrelerin hızlıca onarılması gerekir. Nohut tam da bu noktada etkilidir ve hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur. Hücre ve doku onarımını hızlandıran nohut, enfeksiyon ve yara gibi durumlar için önerilen besinlerin arasında yer alır.

Lif açısından zengindir: Nohut, yüksek lif içermesiyle öne çıkar. Bu özelliği ise sindirim problemi yaşayan kişiler için etkili olabilir. Lif içeriği sayesinde bağırsakların düzenli şekilde çalışmasını destekleyebilir.

Önemli mineraller içerir: Nohutta; kalsiyum, fosfor, çinko, magnezyum gibi mineraller yer alır ve bu sayede kemik sağlığı başta olmak üzere birçok alana etki eder. Düzenli tüketim sayesinde ihtiyaç duyulan mineral desteği sağlanabilir.

baklagiller

Bezelye

Bezelyenin yüksek proteini, bir yemekten öteye geçmesine ve vegan sporcular için protein kaynağı olmasına kadar uzanıyor. Bezelye hem protein hem de lif açısından oldukça zengin. Mikro besinleri ve antioksidan bileşikleri ise öne çıkan en önemli özelliklerinin arasında bulunuyor.

Bezelyenin Özellikleri

K vitamini kaynağıdır: Bezelye, kan pıhtılaşması ve kemik sağlığı için gerekli olan ve yağda çözünen bir vitamin olan K vitamini için iyi bir kaynaktır. Düzenli olarak tüketerek özelliklerinden faydalanabilirsiniz.

Kas gelişimine yardımcı olabilir: Yukarıda da söylediğimiz gibi bezelyedeki protein oranı yüksektir. Çoğu araştırma, genellikle gıdalara eklenen veya takviye olarak kullanılan bezelye proteininin kas gelişimini destekleyebileceğinden bahseder.

Kalp sağlığına destek olabilir: Bezelye; magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi kalp dostu mineraller, kalbi koruyucu karotenoidler ve flavonoller gibi bitkisel besinler içerir.

baklagiller

Siyah Fasulye

Yüksek besin değerlerine sahip olmasının yanı sıra, bağırsak bakterilerini olumlu yönde etkileyen özellikleri sayesinde oldukça seviliyor. Türk mutfağında pek rastlanılmasa da artık modern mutfağın hatrı sayılır baklagillerinden biri olduğu söylenebilir.

Siyah Fasulyenin Faydaları

Glisemik indeksi düşüktür: Siyah fasulye, diğer birçok yüksek karbonhidratlı gıdaya kıyasla daha düşük glisemik indeksi nedeniyle kan şekeri yönetimine yardımcı olabilir. Yemekten sonra kan şekerinde daha küçük bir artışa neden oldukları olarak kan şekeri seviyelerini dengede tutabilir.

Tok tutar: Bu fasulyedeki lif oranı yüksektir ve bu sayede tok tutucu özelliği ile öne çıkar. Siyah fasulyeyi çeşitli tariflerde deneyerek öğünlerinizi lezzetlendirebilirsiniz. Sağlıklı seçimler yaparak uzun süre acıkmamak için siyah fasulyeyi daha sık tüketebilirsiniz.

Antioksidan kaynağıdır: Siyah fasulyenin kendine has rengi, antioksidan maddeleri içermesindendir. Antioksidan bir besin olan siyah fasulye, vücudun savunma mekanizmasını canlı tutar. Enfeksiyona karşı tetikte olan siyah fasulye, bedenin zararlı maddelerden arınmasına destek olmasıyla öne çıkar.

baklagiller

Soya Fasulyesi

Soya fasulyesi, izoflavon adı verilen yüksek düzeyde antioksidanlar içerir ve bu antioksidanın kanser gibi hastalıkların ilerlemesini engellediği düşünülür. Bunlara ek olarak bu fasulye, birçok veganın alternatif gıdaları arasında yer alır. Tofu gibi peynirler veya bitkisel sütler elde etmek isteyenlerin en sevdiği bakliyattır.

Soya Fasulyesinin Özellikleri

Vitamin deposudur: Soya fasulyesi; A, K, B3, B6, B2, B1 ve E vitaminleri açısından zengin doğal kaynaklardan biri olarak tüketilir. Besin değeri yüksek olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.

Metabolizmayı hızlandırır: Soya, metabolizma hızını artırmaya, sağlıklı bir şekilde kilo kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Kilo kontrolü sırasında sıkça tüketilen bakliyatların arasındadır.

Lif bakımından zengindir: Soya, yüksek lif oranı içerir ve bu sayede sindirim problemlerinin önüne geçilmesine, hazımsızlığa veya gaz gibi problemlerin giderilmesine yardımcı olur.

Reklam

Gün İçinde Enerjinizi Artıracak Tüyolar

0

Sabah saatlerinde her işin üstesinden kolaylıkla gelmemizi sağlayan enerjimizi, öğleden sonra muhafaza etmek genellikle pek kolay olmuyor. Yoğun bir gün ile karşı karşıya kaldığımızda, toplantıdan toplantıya koşarken ya da rutinlerimizi tamamlamaya çalışırken daha fazla enerjiye ihtiyacımız olabiliyor. Yapabileceğiniz basit birkaç değişiklik sayesinde siz de gün içinde enerjinizi artırabilirsiniz!

Beslenmenizi Düzenleyin

Günlük koşuşturmacada yetersiz beslenmenize sebep olacak yiyecekleri tercih etmek; yorgunluğa, düşük enerji seviyelerine, zihinsel etkinliğin ve net düşünme yeteneğinin azalmasına yol açabilir. Eğer gün içerisinde enerjinizi artıracak besinler tüketirseniz; enerji artışını sağlayabilir, aynı zamanda vücudunuzu gün boyunca sağlıklı ve uyanık tutmak için gerekli besin değerlerine de sahip olabilirsiniz. Badem, ceviz, Antep fıstığı, kaju, fındık, ceviz, yumurta, yulaf ezmesi, hurma, mercimek ve avokado gibi besinler tüketerek enerjinizi destekleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Uykusuzluk, Stres ve Enerji için Besin Önerileri

Şekerleme veya Yürüyüş Yapın

Öğle yemeği sonrası kısa bir uyku olarak tanımlanan siestanın, birçok kültürde popüler olmasının elbette bir nedeni var. Öğle arasında 20 dakikalık bir şekerleme yapmak kendinizi yeniden şarj olmuş gibi hissetmenize yardımcı olabilir. Ofiste çalıştığınız için şekerleme yapacak bir yer bulamıyorsanız; 10-15 dakikalık bir yürüyüş de size aynı derecede iyi gelebilir. Sadece, daha enerjik hissetmek için ağırlık hissini atlatmanız gerekir ve siesta ya da yürüyüş bunu yapmanın en etkili yollarıdır.

Yeterli Miktarda Su İçin

Su tüketimi ve enerjinin sürdürülebilirliği arasında sıkı bir bağ bulunduğu biliniyor. Gün boyunca yeterli miktarlarda su tüketmek, kasların su kaybetmesini önüne geçerek yorgunluk ve bitkinlik hissini de engelleyebilir. Gün içinde enerjinizin azaldığını hissettiğinizde su içerek enerjinizin yerine gelmesine ve yenilenmiş hissetmenize yardımcı olabilir.

İlginizi çekebilir: İçme Suyunuza Ekleyebileceğiniz Meyve ve Sebzeler

Kendinizi Müziğin Büyüsüne Bırakın

Her insanın çok sevdiği bir müzik türü ve sanatçı vardır. Kendinizi enerjisiz hissettiğiniz anlarda neşeli bir şarkı açmak bir anda tüm modunuzu değiştirebilir. Üstelik, şarkı dinlemek için yeterli enerjiniz olmadığı zamanlarda bile sizi mutlu eden melodileri hayatınıza dahil edebilirsiniz. Gün içerisinde size yardımcı olması için modunuzu yükseltecek bir müzik listesi oluşturabilirsiniz.

Tutkularınızın Peşinden Gidin

Araştırmalar, bir amaca sahip olmanın motive kalmayı kolaylaştıracağını söylüyor. Buradaki çözüm; işinizi veya ailenizi destekleyecek bir tutkuya sahip olmanızın yanı sıra sevdiğiniz hobileri yapmak veya gönüllülük gibi hayatta değer verdiğiniz herhangi bir aktivitede yer almak olarak açıklanabilir. Daha fazla amaca sahip olmak ve umut etmek, baş koyduğunuz yolda size enerji verebilir.

Olumlu Düşünün

Olumlu bir bakış açısına sahip olmanın sizi daha enerjik hissettirmesi mümkün. Araştırmacılar, ruh haliniz ile enerji seviyeniz arasında bir bağlantı olduğuna inanıyor. Bu durumda denemekten zarar gelmeyeceğini var sayarsak, olumlu düşünmeyi benimseyebilirsiniz.

Uyanırken Gün Işığına Bakın

Uyanırken gözlerinizi açtığınız o an, sabah enerjinizin ateşlendiği ilk andır. Gün içinde enerjinizi korumak için saat kaçta kalkarsanız kalkın, gözlerinizi bir saat içinde iki ila beş dakika doğal güneş ışığına maruz bırakmaya özen gösterin. Bu şekilde gün ışığı, beyninizin sirkadiyen merkezine uyanmasını söyleyen özel nöroreseptörleri harekete geçirerek daha hızlı uyanmanızı sağlar. Bunu bir kez yapmak olumlu bir zincirleme reaksiyon başlatır: Ertesi sabah daha uyanık hissederek uyanırsınız. Böylece gün içinde daha enerjik hissedebilirsiniz.

Gün içinde enerjinizi korumanıza yardımcı olan multivitamin desteklerini de inceleyebilirsiniz.

Reklam

Antrenmandan Önce Hangi Gıdalar Tüketilmemeli?

0

Antrenman seansından en iyi şekilde yararlanmanız için ihtiyacınız olan yakıtı almanız gerekiyor. Ancak kötü planlanmış bir yemek seçimi antrenman sürecini baltalayabiliyor.

Egzersiz yaparken çalışan kaslara büyük miktarda kan pompalanıyor. Sonuç olarak, egzersiz sırasında mideye giden kan akışı azalıyor. Bu nedenle midenizin olması gerekenden daha fazla çalışması, mide sorunlarına yol açabiliyor.

İşte, bazı insanlara antrenmandan önce yediklerinde rahatsızlık veren yiyecekler ve vücudunuza ihtiyaç duyduğu enerjiyi yan etki olmaksızın sağlayabilecek alternatifler!

Bol Lifli Gıdalar

Antrenmandan önce fasulye gibi lif açısından zengin herhangi bir yiyecek) tüketmek ise şişkinliğe ve gaza neden olabilir. Fasulye, lif ve protein kaynağı bir gıdadır. Ancak sindirilemeyen bir karbonhidrat olan rafinoz da içerir. Antrenmandan önce fasulye veya diğer lifli yiyeceklerden başka seçeneğiniz yoksa, porsiyon boyutunu küçük tutabilir ve egzersize başlamadan önce en az 30 dakika bekleyebilirsiniz.

Alternatif: Bir dilim kepekli ekmek üzerine muz dilimleri ekleyebilir ve üzerine tarçın ekleyebilirsiniz. Bu antrenmanınız boyunca enerji sağlamak için iyi bir kompleks karbonhidrat karışımı içerir. Muz vücuda potasyum sağlarken tarçın da kan şekerinizi dengelemeye yardımcı olabilir.

Egzersiz Öncesi Beslenme

Süt Ürünleri

Belirli bir yiyeceğe karşı hassasiyetiniz var ise özellikle antrenmandan önce bu yiyeceklerden kaçınmanız gerekir. Laktoz hassasiyetiniz varsa bağırsak kramplarına yol açabilecekleri için süt ve yumuşak peynirler gibi laktoz ağırlıklı süt ürünlerinden uzak durabilirsiniz. Sert peynirler, yoğurt, kefir ve laktozsuz süt, düşük laktozlu beslenmeye ihtiyaç duyanlar için lezzetli süt ürünleri seçenekleridir.

Alternatif: Elma, badem ezmesi ve kuru üzüm karışımını deneyebilirsiniz. Bu üçlü, yüksek miktarda karbonhidrat, orta miktarda protein, az miktarda ise yağ ve lif içerir.  Bir elmayı dilimleyin ve üzerine bir (veya iki) yemek kaşığı badem ezmesi sürün. Ardından, enerji dokunuşu eklemek için doğal şeker görevi gören kuru üzümleri üzerine serpin.

Rafine Şeker

Antrenmandan önce sisteminizde yetersiz miktarda şeker ve karbonhidrat olması, özellikle egzersiz yaparken uyuşukluğa ve yorgunluğa neden olabilir, ancak şekerin kaynağına dikkat etmelisiniz ve her zaman olduğu gibi rafine şekerden kaçınmak için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız. Karbonhidrat açısından zengin besinlerde bulunan glikozu veya meyve ve sebzelerde bulunan fruktozu tercih edebilirsiniz; vücudunuz bu şeker türlerini çok daha etkin ve verimli kullanır.

Alternatif: Yulaf ezmesi ve taze meyve, spor salonuna gitmeden önce yiyebileceğiniz harika bir atıştırmalıktır. Bu lezzetli yemek hem karmaşık hem de basit karbonhidratlardan oluşur. Yulaf ezmesi egzersiziniz için enerji sağlarken, taze meyve tatlı bir dokunuş katar.

Baharatlı yiyecekler

Baharatlı Yiyecekler

Baharatlı yiyecekler damak zevkinize hitap etse de birkaç nedenden dolayı egzersizden önce tüketmek iyi olmayabiliyor. Örneğin baharatlı yiyecekler; hazımsızlığa veya mide yanmasına neden olabiliyor veya efor miktarınızı etkileyebilecek kramplara yol açabiliyor.

Alternatif: Eğer antrenmandan önce en az bir saatiniz varsa, gerekli karbonhidratları almak için meyveli bir smoothie hazırlayabilirsiniz. Bir ölçek çikolatalı whey proteini, bir adet muz, bir bardak su, bir avuç ıspanak ve bir çorba kaşığı fıstık ezmesini blender’dan geçirin.

İlginizi Çekebilir: Antrenman Sonrasına Özel Smoothie Tarifleri

Reklam

“Clean Bulk” Nedir?

0

Sağlıklı kilo almak ve kas kütlesi kazanmak; genellikle daha yüksek protein alımına, yeterli ağırlık çalışmasına ve fazla kalori alımına bağlıdır. Daha fazla yemek yiyerek kilo almak kulağa kolay gelse de yağ birikimi olmadan, yağsız kas kazanmak zordur. Bu kısımda ise stratejik beslenme devreye girer.

Vücut geliştirme dünyasında oldukça popüler olan “bulking” terimi, genellikle ağırlık antrenmanıyla birlikte kalori alımını da aşamalı olarak artırmayı içerir. Burada ise iki yöntem karşımıza çıkar: “Clean bulk” ve “dirty bulk”. Clean bulk döneminde kısaca temiz beslenme üzerine odaklanılır. Temiz hacim dönemi olarak da adlandırılabilir. Bu dönemde sağlıklı yiyecek seçeneklerine ek olarak kalorilerde daha ılımlı bir artış sağlanır. Dirty bulk döneminde ise hızlı kilo alımını teşvik etmek amacıyla abur cuburlar da dahil olmak üzere yüksek kalorili yiyeceklerden çok fazla ekstra kalori alınır.

Clean Bulk Döneminde Neler Yenir?

Bu dönemde işlenmemiş veya herhangi bir işlenme aşamasında yapısını kaybetmemiş “tam gıdalar” tüketilir. Clean bulk döneminde genellikle aşağıdaki besinler tercih edilir:

Protein: Tavuk, balık, biftek, hindi ve yumurta vb.

Karbonhidrat: Pirinç, patates, kinoa, muz, elma ve diğer işlenmemiş karbonhidratlar

Yağ: Fındık, tohumlar, zeytin, zeytinyağı, fındık yağı, avokado vb.

Clean Bulk Döneminde Hangi Gıdalar Tüketilmez?

Bu dönemde özellikle kaçınılması gereken birkaç gıda grubu vardır.

Eklenmiş Şeker: Şekerle tatlandırılmış yiyecekler, içecekler ve işlenmiş karbonhidratlar

Doymuş Yağ: Margarin ve tereyağ gibi yağ çeşitleri

İşlenmiş Gıdalar: Kızarmış yiyecekler, cipsler, fast food  ürünleri, paketlenmiş hamur işleri; kekler ve kurabiyeler vb.

Clean Bulk Planının Potansiyel Faydaları Nelerdir?

Clean bulk, dirty bulk dönemine kıyasla çeşitli avantajlar sağlayabilir.

Aşırı Yağ Depolamayı Önleyebilir

Temiz beslenme, diğer hacim kazanma yöntemlerine göre kontrollü bir yaklaşım sağlar ve aşırı yağ kazanımını önleme eğilimindedir. Kas kazanmak için çıkılan yolda elbette kalori fazlalığını da korumak gerekir. Günde 350-500 kalorilik bir fazlalığın, genellikle yağ depolamayı en aza indirdiği ve kas kazanımlarını artırmada etkili olduğunu düşünülür.

Dirty bulk döneminde ise kilo ve kas kazanımını hedeflemek için genellikle daha yüksek bir kalori fazlalığı kullanır ve bu fazlalık 500 kaloriyi aşar.

Bazı Sağlık Risklerini Önleyebilir

Temiz hacim yaklaşımı, aşırı kalori alımıyla ilişkili olumsuz etki riskini azaltabilir. Yediklerinize dikkat etmeden aşırı kalori almak; daha yüksek kolesterol ve kan şekeri, dolayısıyla da kronik hastalık riskinizi artırabilir. Temiz hacim döneminde ise sıkı bir şekilde düzenlenmiş bir kalori fazlalığı kullanılır.

Ancak beslenme düzeninde kalori oranını artırmanın oldukça bireysel olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle, kalori alımını artıran bir beslenme döngüsüne girmeden önce altta yatan sağlık sorunlarını göz önünde bulundurmak önemlidir.

Beslenme İçeriği Zengindir

Clean bulk döneminde beslenme dönemi tam gıdalardan oluştuğu için vitaminler, mineraller, bitkisel besinler ve lif bakımından zengin beslenilir.

Bitki bileşikleri olan fitobesinler, anti-enflamatuvar etkiler sunar. Yüksek lifli beslenme ise sindirim sağlığını destekler. Ayrıca tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve kanser gibi çeşitli rahatsızlık riskinin azalmasıyla bağlantılıdır.

İlginizi Çekebilir: Bulking ve Definasyon Dönemleri için Beslenme Rehberi

Reklam

Sabah İnsanı Olmak ve Kolayca Uyanmak için Yapabilecekleriniz

0

İş, çocuklar veya sorumluluklar derken bir çırpıda geçen, organize etmeye zorlandığınız sabahlarınız varsa ve rahat uyanamamaktan şikayetçiyseniz; sabah insanı olduğunuzu söyleyemeyiz. Yine de bazı alışkanlıklar edinerek, hızlı ve karmaşık geçen sabah saatlerinizi daha keyifli hale getirmeniz mümkün. Enerjileri ile günümüzü değiştiren sabah insanlarından biri olmayı hedefliyorsanız, doğru yerdesiniz. Siz de birkaç değişiklik ile sabah insanı olabilirsiniz!

İşte sabah insanı olmak için yapabilecekleriniz…

Aynı Saatte Uyuyup Uyanın

Öncelikle daha zinde olmak adına her gece 7-8 saat uyumayı hedeflemelisiniz. Uykuya dalmakta güçlük çektiğiniz zamanlarda ise dinlendirici müzikler açabilir, kitap okuyabilir veya sizi rahatlatacak diğer yollara başvurabilirsiniz. Vücudunuzun alışabilmesi için bir süre boyunca uykunuz olmasa dahi belirlediğiniz saatte yatakta bulunmanız gerekebilir. Aynı saatte uyumaya başladığınızda ise vücudunuz zaman içinde buna alışacaktır. Bu düzeni oturtmak, sabahları daha rahat ve zinde kalkmanıza yardımcı olabilir.

Yemek Saatlerinizi İyi Ayarlayın

Eğer sabah insanı olmayı deniyorsanız, yapmanız gerekenlerden biri de yemek saatinizi erkene çekmektir. Bunun için yatmadan üç saat önce yemek yemeyi durdurmanız önerilir. Bu sayede daha kaliteli bi uykuyu deneyimi yaşamanız kolaylaşır. Sindirim sisteminizin fazla çalışması uykunuzun bölünmesine sebep olabilir veya rahatsız bir şekilde uyumak durumunda kalabilirsiniz.

Sabah Rutini Oluşturun

Sabah rutini oluşturmak, sabah saatlerinizden alacağınız verimi artırmanıza ve zihninizin daha efektif çalışmasına yardımcı olur. Bunun için bir önceki günden sabah yapılması gerekenlerin bir listesini çıkarabilirsiniz. Örneğin; kahvaltı etmek, duş almak, kahve içmek gibi eylemlerin ne kadar sürdüğünü ve ne kadar zamana ihtiyacınızın olduğunu yazabilirsiniz. Bu sayede uyanma saatinizi ve zaman yönetiminizi daha iyi yapabilir, geç kalmanın verdiği stresi yaşamadan güne başlayabilirsiniz.

sabah insanı

Ertesi Günün Planını Yapın

Yarının işlerine ve hedeflerine karar vermek, ertesi günün işlerini gözünüzde canlandırmak, zihinsel olarak güne hazırlanmanıza yardımcı olacaktır. Bu plan sayesinde bazı işlerinizi sabah yapmak yerine geceden halledebilirsiniz. Örneğin spor çantanızı sabah hazırlamak yerine hazır bir şekilde tutabilirsiniz. Böylece, sabahları kendinize daha fazla zaman ayırabilirsiniz.

Alarmınızı Ertelemeye Son Verin

Erteleme tuşu ve “sadece birkaç dakika daha” uyumak ne kadar cazip olsa da uyandıktan sonra tekrar uykuya dalmak uyku bölünmesi olarak kabul ediliyor. Araştırmalara göre uyku bölünmesi, gündüz uyku isteme halini ve sersemliği artırabilir. Dahası, gün içindeki performansınızı düşürebilir ve kendinizi bitkin hissetmenize neden olabilir. Eğer alarm ertelemeye alışkınsanız, alarmınızı yatağınızdan uzaklaştırmayı deneyin, böylece alarmı kapatmak için kalkmanız gerekir.

sabah insanı

Daha İyi Beslenin

Her alanda önemli olan beslenme, uyku kalitesini de artıran etkenlerin arasında yer alır. Çünkü dengeli ve sağlıklı beslenmek enerjinizi artırmanıza yardımcı olabilir ve belirli besinler uyku kalitesini destekler. Diğer taraftan, genellikle sağlıksız olarak kabul edilen gıdalar kendinizi halsiz hissetmenize ve enerjinizin düşmesine neden olabilir. Daha iyi bir uyku çekmek ve daha zinde kalkmak için meyve ve sebze, tam tahıl ve omega-3 yağ asitleri bakımından zengin gıdaları daha çok tüketebilirsiniz. Enerjinizi artıran gıdalarla dolu dengeli bir beslenme programı yaratarak güne zinde başlayabilirsiniz. Ayrıca “Beslenme ve Uyku İlişkisi Hakkında Ne Kadar Bilgilisiniz?” adlı yazımıza da göz atabilirsiniz.

Perdeleri Aralık Bırakın

Gün ışığı ile uyanmak ve güneşin enerjisini hissetmek, doğal yaşam döngüsünü destekleyen bir eylemdir. Eskiden atalarımızın gün ışığı ile uyanıp güneş battıktan sonra uyuduklarını düşünürsek karanlık ve ışık almayan perdeler ile uyanmanız daha zor olabilir. Bunlara ek olarak uyumamızı ve uyanmamızı sağlayan melatonin hormonu da güneş ile doğrudan alakalıdır. Dolayısı ile güneş enerjisinin odanıza girmesini sağlayarak melatonin hormonunuzun daha etkili çalışmasına yardımcı olabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Melatonin Üretimini Artırmanın Yolları

sabah insanı

Sevdikleriniz ile Kahvaltı Yapın

Aile ile iyi vakit geçirmenin günlük hayatta sağladığı pozitif etkileri hepimiz biliriz. Genellikle bu vakitleri ailemizle akşam yemeği saatlerinde geçirmeyi istediğimiz doğru. Özellikle sabah insanı değilseniz, iletişim kurmak ve kahvaltı etmek size uzak bir plan gibi gelebilir. Ama iyi bir sabah insanı, ailesiyle günün ilk öğününde dinç ve enerjik bir şekilde kahvaltı etmeyi asla ertelemez. Siz de rutininizi değiştirerek ve alışkanlıklarınızı kırarak kendinizi sevdikleriniz ile her gün kahvaltı etmeye alıştırabilirsiniz. Bu durum, daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir ve moralinizi yükselterek sizi güne hazırlayabilir.

sabah insanı

Egzersize Zaman Ayırın

Egzersiz, zihninizi boşaltmak için mükemmel bir çözümdür. Gün boyunca yaşadığınız stresten biraz olsun arınmak için egzersiz yapmanız önerilir. Egzersizin uykuyu ve uyku kalitesini de iyileştirdiği bilinir. Ek olarak, anksiyete veya depresyon gibi uyku durumunu etkileyebilecek sorunlar ile uğraşıyorsanız egzersiz yine iyi bir çözüm olabilir. Araştırmalara göre egzersiz yapmak, kronik yorgunlukla ilişkili durumları olan kişiler de dahil olmak üzere yorgunluğu azaltarak enerji seviyesini artırabilir. Bu sayede sabah insanı olmak için gereken enerjiyi kazanabilirsiniz.

Reklam

Ev Yapımı Limonata Tarifleri

0

Yazın aranılan içeceği limonata ile ferahlamaya ne dersiniz? Evde kolaylıkla yapabileceğiniz limonata tariflerimiz ile sofralarınıza renk katın!

Limonata tarifi

Klasik Lezzet

Klasikleşen lezzetlerden vazgeçemiyorsanız, önce aşağıdaki tarifi deneyebilirsiniz. Ancak işin içine renk katmak için diğer tariflere de göz atmanızı öneririz.

Malzemeler

  • 7-8 adet limonun suyu
  • 200 g şeker
  • 1,5 litre su
  • Buz
  • Taze nane (isteğe bağlı)

Yapılışı: Öncelikle şekeri bir bardak ılık su ile karıştırıp eritin. Ardından ayırdığınınız soğuk suyu ve limon suyunu üzerine ekleyip karıştırın. Buz ve nane ile servis edin.

Karpuzlu Limonata

Karpuzlu Limonata

Yazın aranılan meyvesi aranılan içeceği ile buluşarak güçlerini birleştiriyor.

Malzemeler:

  • 1 adet karpuz
  • 250 ml limon suyu
  • 100 g şeker
  • 1 litre soda
  • 1 adet misken limonu, dilimler halinde kesilmiş
  • Birkaç yaprak nane
  • Buz

Yapılışı: Karpuzun içini çıkarın ve bir süzgeç yardımıyla içini ezerek suyunu bir kenara ayırın. Karpuz suyu, limon suyu ve şekeri blender’dan geçirin. Sürahiye aldığınız karışımın üzerine soda ve buzu ekleyin. Karıştırdıktan sonra bardaklara aktarın, nane yaprağı ve misket limonu dilimleriyle servis edin. Dilerseniz misafirlerinize içi oyulmuş karpuz içinde de ikram edebilirsiniz.

Orman Meyveli Limonata

Orman meyvelerinin gücünü keşfedin ve mavi-mor renkli içeceklerinizle misafirlerinizi şaşırtın.

Malzemeler:

  • 1 litre su
  • 150 g şeker ya da 75 g toz tatlandırıcı
  • 6 adet limonun suyu ve rendesi
  • 150 g yaban mersini ya da dilediğiniz orman meyvesi

Yapılışı:

Suyun yarısına şeker ekleyin, karışımı ısıtın ve şerbet kıvamına getirin. Ardından kalan suyu, rendelenmiş limonu ve suyunu ekleyin. Limonu rendelerken beyaz kısmını almayın çünkü acımsı bir tat verebilir. Karışımı oda sıcaklığında soğuması için kenara alın. Yaban mersinlerini blender’dan geçirin ve püre haline getirin. Ardından yaban mersini püresini soğumaya bıraktığınınız karışımın içine dökün, iki saat boyunca oda sıcaklığında bekletin. Karışımı süzgeçten geçirin ve buzdolabında soğuttuktan sonra servis edin.

Havuçlu Limonata

Bu tarifle limonatanızı yaptıktan sonra rendelenmiş havuçlarla lezzetli bir havuçlu kek yapabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 150 g havuç, rendelenmiş
  • 5 adet limonun suyu
  • 1 adet portakal suyu
  • 150 g şeker
  • Buz
  • 200 ml maden suyu

Yapılışı:

Bir kâse içerisinde havuç rendesi, limon suyu, portakal suyu ve şekeri karıştırın. Ara sıra karıştırarak şekerin erimesi için en az 1 saat buzdolabında bekletin. Karışımı süzgeçten geçirerek büyük bir sürahiye dökün. Limonata yapmak için her bir bardağa damak tadınıza göre 25 ml-50 ml havuç karışımından dökün, üzerine biraz buz ve maden suyu ekleyin.

İlginizi Çekebilir: Vegan Dondurma Tarifleri

Reklam

Çocuğunuzu Okula Hazırlayacak Beslenme Önerileri

0

Yaz tatilinin bitmesi ve okul döneminin başlaması, yeni bir düzenin habercisidir. Tatile, oyuna ve boş zamanlara alışmış olan çocuğunuzu okul disiplinine sokmak bir yana dursun, okul için yeni bir beslenme düzeni oluşturmak ve çocuğunuzu derslere hazırlamak en çetrefilli süreçlerden biri olarak biliniyor. Çocuğunuzun okul performansını artıracak, gelişimlerine olumlu katkı sağlayacak ve okul dönemine adapte olmalarına yardımcı olacak beslenme önerileri, bu konuda işinizi kolaylaştırabilir.

Bu önerilere gelecek olursak…

Kalsiyum Kaynaklarını Beslenme Programına Ekleyin

Kalsiyum, çocukların gelişimine katkı sağlayan bir mineraldir. Bu yüzden okul süresince ve büyüme döneminde özellikle önem verildiği bilinir. Okul kantinlerinde kalsiyum içeren besinlere ulaşmak bazen zor olabilir. Dolayısıyla evde beslenme düzenine yeterli kalsiyum kaynaklarının eklenmesi önemlidir. Bunun için günde 1 bardak süt, 1 kase yoğurt ve 1 dilim peynir gibi kaynaklarla çocuğunuzun ihtiyaç duyduğu kalsiyumu almasına yardımcı olabilirsiniz.

Her Öğüne 4 Temel Besin Grubunu Ekleyin

Çocuğunuzun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için her öğünde yeterli vitamin ve mineral alabilmelerine özen gösterin. Bu sayede çocuğunuz, okul süresince ihtiyaç duyduğu enerjileri bu besinlerden sağlayabilir. 4 temel besin grubuna gelecek olursak; protein, karbonhidrat, yağ ve mineraller olarak açıklayabiliriz. Bunun için de beslenme listelerine; süt ve ürünlerinin, et ve et ürünlerinin (kırmızı et, tavuk, balık) sebze ve meyvelerin, kuru baklagiller ve tahıl grubunun yer verilmesi önerilir.

Okul Saatlerine Uygun Yemek Programı Yapın

Sağlıklı ve doğru beslenme alışkanlıklarının, çocukların zihin performansları üzerindeki olumlu etkisi olduğunu biliyoruz. Düzenli bir beslenme programı, büyüme ve gelişime katkısının yanı sıra eğitim için de gerekli. Çocuklarınızın yediği yemeklerden verim alabilmesi adına okul saatlerine uyan beslenme programı yaratmak önemlidir. Sabah, öğle ya da tam gün ders programı olan okullara göre; kahvaltı, öğle ve akşam yemek saatlerinin yanı sıra, ara öğünler de ders aralarına ve teneffüslere göre planlanmalıdır.

Kahvaltı Alışkanlığı Kazandırın

Çocukluk döneminde kahvaltı alışkanlığı kazanmak çok önemlidir. Çocuğunuz bu alışkanlığı ileri yaşlarda da sürdürebilmesi ve gerekli besin değerlerini alabilmesi için her sabah kahvaltı yapmasına teşvik edebilirsiniz. Ek olarak günün ilk öğünü olan kahvaltıda vücudun ihtiyaç duyduğu en gerekli besin kaynakları bulunur. Kahvaltıda tam tahıllı ekmek, yumurta, peynir ve zeytin gibi besin değeri yüksek gıdalara yer vererek çocuğunuzun okul performansına katkıda bulunabilirsiniz.

Su, Ayran ve Kefir Tüketmeye Teşvik Edin

Gazlı ve şekerli içeceklerde bulunan katkı maddelerin, çocuklarınızın bağışıklık sistemine sokmamanız için onları su, ayran ve kefir gibi sağlıklı içeceklere yönlendirebilirsiniz. Bu içecekleri tercih edebilecekleri menüler hazırlayarak ve faydaları hakkında gerekli bilgileri sağlayarak gazlı ve şekerli içeceklerden onları uzak tutabilirsiniz.

Atıştırmalıkları Evde Beraber Yapın

Atıştırmalık olarak sunulan paketli market ürünleri, katkı maddesi ve boya maddeleri içermesi yüzünden önerilmeyen gıdaların arasında yer alır. Alerjik reaksiyonların yanı sıra, uzun vadede kalp ve damar, diyabet, mide ve bağırsak hastalıklarına neden olduğu bilinir. Çocuğunuza atıştırmalık olarak kuru yemiş, kuru meyve gibi daha sağlıklı opsiyonlar sunabilirsiniz. Bunlara ek olarak sağlıklı atıştırmalıkları daha çok sevmesi için muz, hurma veya pekmez gibi besinler kullanarak atıştırmalıkları evde beraber yapabilirsiniz. Bu atıştırmalıklara örnek olarak evde şeker kullanmadan, balla tatlandırdığınız fıstık ezmesini de verebiliriz.

Fast Food Yemekleri Evde Pişirin

Dışarıdan fast food ürünler yemek, çocuğunuzun sürekli bu ürünleri istemesine ve zincir markaların ürünlerinin içerisinde bulunan katkı maddelerini vücutlarına daha çok almalarına sebep olabilir. Bu menüleri evde kendiniz hazırlayarak çocuğunuzun dışarıdaki bu fast food zincirlerine alışmasını engelleyebilirsiniz. Örneğin, haftanın bir gününü bu yemeklere ayırabilir, hamburger menüleri pişirebilir, sebzelerden üretilen sosis ürünlerinden sandviçler hazırlayabilirsiniz

Boş Tabak Kuralını Rafa Kaldırın

Hepimiz küçüklüğümüzde tabağımızı bitirmemiz gerektiğini dinleyerek büyüdük ancak gerçek şu ki çocuğunuz doyduğunu ve yemek yemeyi bırakması gerektiğini biliyor. Vücutları, onlara yeteri kadar sahip olduklarını anlamalarını sağlayan bir mekanizmaya sahip. Çocuklar daha fazla yemek istemediklerini söylediklerinde onları dinlemeye çalışın. Bunun aksine aşırı yemek baskısı ve aşırı tüketim, istenmeyen kilo alımına neden olabilir. Daha sonraki süreçlerde obezite gibi problemlere yol açabilir. Bunlara ek olarak okul süresince fast food ürünlere olan ilgileri artabilir ve evde olmadığı sürelerde kendi istedikleri yemekleri yemek isteyebilirler.

Zekayı Geliştiren Besinleri Tercih Edin

Zekâ geliştirici besinlerin, zihinsel ve fiziksel gelişim için büyük oranda destek sağladığı biliniyor. Erken çocukluktan itibaren bu besinler, öğrenme, anlama veya iletişim kurma gibi alanlarda daha iyi bir gelişime yardımcı olabilir. Brokoli, patates, kuruyemişler, somon ve deniz ürünleri, yoğurt, süt, üzüm, kabak çekirdeği, fasulye ve yaban mersini gibi besinler zeka gelişimi açısından beyni destekleyen besinlerin arasında yer alır.

Çocukların zeka gelişimleri için omega-3 ve balık yağı takviyelerine de göz atabilirsiniz.

Reklam