Fit Hub Blog Sayfa 110

Foam Roller Nedir? Ne İşe Yarar?

0

Foam Roller Nedir?

Foam Roller, köpük ya da benzeri maddelerden yapılan silindir şekilde olan bir teçhizattır. Kaslara masaj yapacak şekilde dokuya baskı uygulayarak kullanılır. Masaj köpüğü ya da yuvarlama köpüğü olarak da bahsedilen Foam Roller son senelerde fitness antrenmanı yapanlar için önemli bir araç haline geldi. Sadece Fitness antrenmanları yapanlar için değil, her tür antrenmanı yapan sporcular ya da spor meraklıları için fayda sağlayacak bir özelliğe sahiptir.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Foam Roller Ne İşe Yarar?

Foam Roller’ın etkisini iyi anlamak için fasya’yı bilmek gerekir. Fasya kas ve organ yapılarının daha stabil olması, uygun çalışması ve birbirine tutunmasını sağlayan bir bağ dokusudur. Vücudunuzda fasyanın var olmadığı bir yer yoktur. Fasya, sınırlanmış hale geldiğinde ağrı, sınırlı hareket, yürüyüşte bozukluk ve muhtemel sakatlanmaya sebep olabilir. Bazen kas lifleri ve fasya o kadar iç içe girer ki, bu kısımlarda düğümlenme dediğimiz kısımlar oluşur(Trigger Point denilen noktalar bunlardır). Bu noktalardaki düğümlenme ve gerilmeler açmak için Foam Roller ile baskı uygularak masaj yapmak gerekir. Buna ‘Miyofasyal Masaj’ da denir. Buralara baskı uygulamak ağrıya neden olmaktadır. Ama karşılığında alacağınız sonuç ise gayet faydalı.

Düğümlenmelerden ve gerilmelerden Foam Roller yoluyla kurtularak kasın esnekliğine katkı sağlarsınız. Oluşan gerilmelerden kurtularak kasın esnekliğine, bu sayede de hareket açıklığına yardımcı olursunuz. Örnek olarak Deep Squat yapmaya çalışın ve kalçanızı fazlasıyla indirmeye çalışın. Ardından quadriceps kas grubuna Foam Roller ile her iki taraf için 30 saniye masaj uygulayın(bunu denemeden önce nasıl uygulandığını aşağıdaki yazıda okumanızda fayda var). Ardından Deep Squat egzersizini tekrar deneyin. Bu sefer kalçanızı daha rahat indirebildiğinizi, hareket açıklığını daha rahat sağladığınızı ve hatta kaslarda rahatlama hissedebilirsiniz. Bu şekilde kaslardaki gerginlikten ve bazen de ağrılardan kurtarmasından dolayı Foam Roller önemlidir.

Foam Roller Nasıl Kullanılır?

Foam Roller’ın amacı baskı uygulayarak kasa masaj yapmaktadır. Bu amaçla Foam Roller’ın bir kısmı yerde baskı yapılacak kas grubu da yukarıda olacak şekilde Foam Roller yerleştirilir. Foam Roller’a kas grubu yoluyla baskı uygularak ileriye ve geriye doğru hareketlerle yavaşça uygulanır. Baskının kontrolü her zaman sizde olmalı. Kas grubunun bütün kısımlarının üzerinden geçecek şekilde baskı uygularken, bazı kısımlarda ağrı hissedebiliriz. Bu kısımlar ‘Trigger Point’(Tetik Noktası) diye daha önce de bahsettiğimiz noktalardır. Asıl düğümlenme bu kısımlarda gerçekleşmektedir. Bu kısımların üzerinde daha fazla durarak küçük ileri geri hareketleri yapmanız faydalı olacaktır. Buralarda fazla ağrı hissetmeniz normal, ancak olumlu sonuç alma hedefiyle dayanamayacak kadar kendinizi acıya zorlamayın. Bu tetik noktası diyebileceğimiz noktalarda baskı uygularken, sadece ileri geri değil, sağa ve sola yavaşça hareket ederek de uygulayabilirsiniz. Etkili bir örnek vermek gerekirse yüzüstü durarak quadriceps kasına Foam Roller ile masaj yaparken tetik noktasını(Trigger Point) bulduğunuzda orada bekleyin ve baskı uygulayın. O sırada aynı bacağa fleksiyon yaptırarak(bükerek) ayağınızı yavaşça kalçanıza yaklaştırın. Baskıyı ve ağrıyı hissedeceksiniz ancak sonucunda da kastaki gerilmelerden kurtularak esnekliğe katkı sağlayacaksınız. Diğer kas grupları arasında quadriceps kasında en çok etkiyi ve faydayı hissetme ihtimaliniz yüksek.

Nelere Dikkat Etmeli?

Hangi Bölgelere Uygulanmalı?

Foam Roller kullanabileceğiniz birçok bölge vardır. Quadriceps, calf, iç bacak kasları, glute kasları, hamstring bunlara örnektir. Üst gövde için de pektoral kaslara ve latissimus dorsi kasına uygulanması postür için de faydalıdır. Bu kaslardaki esnekliklere fayda sağlayarak, düzgün postüre katkı sağlarsınız. Sırtınıza Foam Roller kullanmasını bilen biri tarafından masaj yaptırarak da sizi rahatlatacak etkiyi hiseedersiniz. Kasın yarattığı bu yumuşama ve rahatlama hissi de Foam Roller’ın artılarından biri.

Foam Roller’ın odağı kastaki fasyaya yönelik olduğu için diğer bağ dokuları uygulanması fazla tavsiye edilmez. Örnek olarak aşil tendonu ya IT bandını(üst bacağın dış kısmı) söyleyebiliriz.

Ne Kadar Süre Uygulamalı?

Bir kas grubuna 30 saniyeden fazla uygulamanız tavsiye edilmez. Fazla uygulama dokulara zarar verebilir.

Aşırı Baskı Uygulamamak:

Eğer fazla baskı uygularsanız ve ne kadar acırsa o kadar iyi diyerek çok zorlarsanız, yine dokulara zarar verebilir ve toparlanma uzatabilirsiniz. Baskıyı ve hareketi her zaman kontrol altında tutmak çok önemlidir.

Sakatlık Olan Bölgeye Uygulamamak:

Foam roller kullanımı ve miyofasyal rahatlama söz konusu olduğunda, sabit bir şekilde ağrıyan bölge üzerinde çalışmak, bu bölgede daha fazla iltihap veya gerginliğe sebep olabilir, dahası kasları ve fasyayı daha fazla gerer.

Ayrıca ağrı hissettiğiniz yer daima sakatlığın kaynağı değildir. IT bandıyla ilgili bir sakatlıktan örnek verecek olursak, bu IT bandının kendisinden kaynaklı olmayabilir. Bilakis, IT bandı sorunları, gluteus maximus (kalça kası) gibi, IT bandına bitişik kas gruplarının gerginliğinin sonucu olarak ortaya çıkar.

Doğru Tekniği Uygulamak:

Kas bölgelerine göre olan teknikleri ve uygulamadaki püf noktaları internetteki videolardan öğrenebilirsiniz.

Reklam

Vücudunuza Protein Sağlarken Bir Yandan da Yağ Yakan Baklagiller

0

Mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya, bezelye, börülce, bakla… Bu baklagillerin vücudumuzun protein ihtiyacını karşıladığını muhtemelen biliyorsunuz.

Peki, bir yandan da fazla yağları yaktıklarını biliyor muydunuz?

Etten sonra en etkili bitkisel protein kaynaklarından biri olmaları ve lifli yapılarının yanı sıra içerdikleri demir, çinko, magnezyum mineralleri, B12 ile E vitamini, tiamin, riboflavin, niasin, folik asit sayesinde vücudumuzu hastalıklara karşı zırh gibi koruyan kuru baklagiller bağışıklık sistemini güçlendirici etkileriyle özellikle kış aylarında ayrı bir önem kazanıyorlar. Tüm faydaları göz önüne alındığında kuru baklagillerin haftada en az 2 kez tüketilmeleri çok önemli.

İşte Yağ Yakan Baklagiller ile İlgili İlginç Bilgiler

Baklagilleri limonlu salata ile tüketin

Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili kuru baklagillerin C vitamininden zengin bol maydanozlu, biberli, marullu, domatesli ve limonlu salatayla tüketilmesini öneriyor. Çünkü C vitamini sayesinde kuru baklagillerin demir emilimi daha da artıyor!

Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili kuru baklagilleri sofranızdan eksik etmemeniz için 8 önemli nedeni anlattı, önemli bilgiler verdi.

Bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Özellikle kışın hastalıklara karşı direnç gösterebilmek için bağışıklık sisteminin desteklenmesi çok önemli. Kuru baklagiller içerdikleri demir, magnezyum ile potasyum mineralleri ve antioksidan özellikteki E vitamini sayesinde vücut direncini güçlendiriyor.

 

Mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya, bezelye, börülce, bakla kurubaklagillerin faydaları piyaz

Kalbi koruyor

Kolesterol ile doymuş yağ içermemeleri ve çözünebilir diyet lifi içerikleri sayesinde kalp hastalıklarının en önemli risk faktörlerinden olan kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı oluyor. 

Kan şekerinin dengelenmesini sağlıyor

Kuru baklagiller glisemik indeksi (kan şekerini yükseltme değeri) düşük besinler oldukları için sindirim sistemi tarafından daha yavaş yıkılıyor. Çünkü içeriklerindeki lif mideyi geç terk ediyor ve bağırsakların glikoz emilim hızını düşürüyor. Bu sayede de kan şekeri hızla yükselmiyor.

Mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya, bezelye, börülce, bakla kurubaklagillerin faydaları

Kabızlık yakınmasını azaltıyor

Dışkı bağırsakta ne kadar uzun süre kalırsa o kadar sertleşiyor ve kuruyor. Lifli besinler bağırsak boyunca sindirilmeden vücuttan dışarı atıldıkları için dışkıyı hacimli ve yumuşak tutuyor. Örneğin 1 kase haşlanmış kuru fasulye 17 gram diyet lifi içeriyor. Bu yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sistemini hareketlendirerek kabızlık şikayetlerinin azalmasında etkili oluyor.

Rektum kanseri riskini düşürüyor

Posadan zengin olan kuru baklagillerin tüketilmeleri kalın bağırsak florasını olumlu yönde değiştiriyor. Böylece bağırsaklar içinde zararlı bakteriler çoğalmıyor, bunun sonucunda da rektum kanseri riski düşüyor.

tarhana Mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya, bezelye, börülce, bakla kurubaklagillerin faydaları

Uzun süre tok tutuyor

Kuru baklagillerdeki çözünen lifler besinlerde sert bir doku yerine yulaf kepeğinde olduğu gibi yapışkan veya visköz olacak şekilde eriyor. Midede uzun süre kalıyor ve oluşturdukları jel yapısıyla ince bağırsaklarda besin emiliminin yavaş olmasını sağlıyor. Bu özellikleriyle de sonraki öğünde daha az yemek yemeyi teşvik ediyor.

Mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya, bezelye, börülce, bakla kurubaklagillerin faydaları

Fazla kalori de içermemeleri sayesinde kilo kontrolünde ideal bir besin grubu olarak nitelendiriliyor. Termojenik etkisi (vücut ısısını yükseltme etkisi ) yüksek olan acı pul biber, zerdeçal ve karabiberle karıştırılarak tüketildiklerinde yağ yakımını da hızlandırıyorlar.

Hızlı kilo verdirmeleri için:

Kuru baklagillerin daha hızlı kilo verdirmeleri için tam taneli tahıllarla (haşlanmış buğday, bulgur, tahıllı ekmek gibi) birlikte yenmesi önem taşıyor. Böylece kuru baklagillerin hem protein kalitesi, hem de metabolizma hızını yükseltme etkisi artıyor.

Hafızayı güçlendiriyor

İyi bir B vitamini kaynağı olan kuru baklagiller içerdikleri B12 Vitamini‘nin yanı sıra tiamin, riboflavin, niasin ve folik asit sayesinde sinir sisteminin düzenli çalışmasına katkıda bulunuyor. Bunun sonucunda zihinsel performans, öğrenme ile hafıza gücü ve konsantrasyon artışı oluyor. Kuru baklagiller aynı zamanda ağrıya karşı duyarlılık ve uyku düzeni üzerinde de etkili oluyor.

Mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya, bezelye, börülce, bakla kurubaklagillerin faydaları

İyi bir demir deposu

Demir kanda oksijeni taşıyan kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobin üretimi için kullanıyor. Eğer vücudunuzda yeterli demir minerali yoksa daha az kırmızı kan hücresi üretiliyor, hemoglobinin de azalmasıyla birlikte organlar ve dokular için yaşamsal önemi bulunan oksijen de azalıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili bunun sonucunda demir eksikliği anemisi oluştuğunu belirtiyor. Kuru baklagiller demir içerikleri yüksek bir besin grubu olmaları sayesinde demir eksikliğinin gelişme riskini düşürüyorlar.

Mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya, bezelye, börülce, bakla kurubaklagillerin faydaları
Dikkat etmeniz gereken 4 kural!

Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, kuru baklagilleri tüketirken dikkat etmeniz gereken noktaları şöyle sıraladı:

1- Kuru baklagiller iyi pişirilmedikleri zaman sindirimi zorlaştırıyor. Bunun önüne geçmek için kuru baklagilleri pişirmeden önce ıslatın. Oda sıcaklığındaki suda 8-10 saat, sıcak suda daha kısa sürede bekletmeniz yeterli olacaktır. Sindirimi kolaylaştırmak için zarlarını da soyabilirsiniz.

2- Kuru baklagillerin oluşturdukları gazı önlemek ve sindirimi kolaylaştırmak için yemeklere kekik, kişniş veya kimyon ekleyebilirsiniz.

3- Pişirme sırasında, baklagillerin köpürmesini önlemek için tencerenin kapağını aralık bırakın ve pişirme suyuna yarım çay kaşığı yağ ekleyin.

4- Düdüklü tencereler kuru baklagiller için en iyi pişirme yöntemidir. Ağzı kapalı olarak 45-60 dakika pişirmeniz yeterli gelecektir. Pişirdiğiniz baklagilleri buzdolabında yaklaşık 3 gün saklayabilirsiniz.

Kaynak: İndigo Dergisi

Reklam

Baharda Metabolizma Üzerinde Doping Etki Yapın!

0

Bahar aylarının gelmesiyle metabolizmada da kelebekler uçuşmaya başlar. Bedende oluşan değişiklikler ruhsal ve fizyolojik olarak etki yapar. Hafif yorgunluklar, kırgınlık hissi, sabah uyanmakta zorluk çekme, gün içinde keyifsiz ve mutsuz durumlar en çok gözlenen durumlardır. Bahar mevsiminin aslında yavaş yavaş hareketlenen ve kıştan uyanan metabolizmayı hareketlendirmenin tam da zamanı olduğunu söyleyen Liv Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Şükran Yıldız “Bunun en güzel yolu sağlıklı ve dengeli beslenmekten geçiyor. Sağlıklı beslenmenin ana koşulu ise mevsiminde taze meyve ve sebzeleri tüketmekten geçiyor. Çünkü yorgunluk, bitkinlik ve halsizlik gibi şikayetlerin temelinde vitamin ve mineral eksiklikleri yatabiliyor” diyor. Şükran Yıldız bahar yorgunluğuyla baş etmeyi sağlayacak önerilerde bulundu.

Bol Vitamin Tüketin

bahar-aylarinda-beslenme

Bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğumuz vitaminler bol bol antioksidan taşıyan C vitamini, E vitamini ve B grubu vitaminler. Selenyum, çinko, magnezyum, kalsiyum büyük önem taşıyor. C vitamini kivi, portakal, mandalina, maydanoz, ıspanak, kuşburnu vazgeçilmezimizken E vitamini fındık, badem, ceviz, zeytinyağında bolca bulunur. Bizi ruhsal anlamda iyi hissettiren güzel bir B grubu vitamini Tiamin! Tiamin yani B1 vitamini tam buğdayda, yulafta ve kuru bakliyatlarda bulunur. İyi bir protein kaynağı olan yumurta, peynir, balık, kırmızı et, hindi eti beslenmede mutlaka bulunmalıdır. Güne dinç başlamak isteyenler için sebzeli bir omlet enerji deposu olacaktır. Protein tüketince yanında bol C vitaminli mevsim yeşilliklerini ihmal etmemek gerekir. Gün içinde uzun açlıklar yaşamak enerjinizi düşürüyorsa kuru meyveler, kuru yemişler ve yoğurt enerjiyi geri getirecektir.

Yorgunluksavar Bağışıklık Çayı

  • 2 su bardağı su
  • 2 yemek kaşığı ekinezya
  • 1 çay kaşığı taze zencefil
  • 2 dilim yeşil elma
  • 1 çubuk tarçın

Tüm malzemeleri kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra 2-3 dakika daha bekleyin ve soğumaya bırakın. Süzerek sıcak veya ılık tüketebilirsiniz.

Enerji Veren Smoothie-1

bahar-aylarinda-beslenme

  • 1 orta boy kivi
  • 1 su bardağı kefir
  • 10 adet çiğ fındık
  • 4-5 yaprak taze nane

Tüm malzemeleri blenderdan geçirip taze tüketin.

Enerji Veren Smoothie-2

  • Yarım orta boy muz
  • 5-6 adet çiğ badem
  • 1 tatlı kaşığı kakao
  • 2 adet yumuşak kuru hurma
  • 1 su bardağı süt

Tüm malzemeleri blenderdan geçirip taze tüketin.

Smoothielerinizin protein oranını yükseltmek isterseniz içerisine 1-2 ölçek protein katabilirsiniz.

Reklam

Formda bir Vücut için Fitness Makinelerine İhtiyacınız Yok, Evde de Spor Yapabilirsiniz

0

Hedefiniz vücut geliştirmek değilse, fit bir vücuda sahip olamamanın bahanesini; “spor salonuna üye değilim” cümlesinin arkasına gizlemeye gerek yok. Çünkü fiziksel aktivitenizi arttırmak için bu ağır fitness makinelerine ihtiyacınız yok. Dumbbellkettlebell, lastik, pilates topu gibi taşınabilir fitness aletleri ile evde de etkili antrenmanlar yapabilirsiniz.

Özellikle yoğun iş hayatı olanlar, çeşitli nedenlerden dolayı spor salonlarına gidecek vakit bulamayanlar, kısacası aklımıza gelecek tüm durumları ortadan kaldırmak adına evde spor yapmak güzel bir alternatif. Her zaman söylüyorum; hareketsizlik en büyük düşmanımız, bu yüzden bir yerden başlamak ve harekete geçmek gerekiyor. Öncelikle şunu bilmeniz gerekli. Spor yapmanın yaşı yoktur, evde spor yapmanın hiç yoktur.

Spor partneriniz aileniz olsun

 Özellikle ileri yaştakiler; “Bu yaştan sonra kim spor yapacak” gibi bahanelere sığınmaktan vazgeçmelisiniz. Kaç yaşında olursanız olun, herkese uygun egzersiz vardır. Kendinize hedefler belirleyin ve bu hedefler doğrultusunda ilerlemeye özen gösterin. Vücudunuz temel hareketlere alışıp güçlendikçe egzersizlerinizi çeşitlendirebilirsiniz. Özellikle aile desteği de evde spor yaparken çok önemli bir detay. Ailenizi de spora yönlendirmelisiniz. Antrenmanlara eşlik etmelerini sağlayabilir, birbirinize destek olarak sinerji oluşturabilirsiniz.
Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Profesyonellere danışmak verimi arttırır

Egzersizlere geçmeden önce, ufak bir hatırlatma yapmak istiyorum. Evde spor yapanlara yönelik bir çok paylaşımları sosyal medya, youtube, google gibi mecralarda kolayca bulabiliyoruz. Özellikle ev hanımlarına yönelik yapılan bu paylaşımlar, ciddi bir takipçi kitlesine sahip ve popülerleşmiş durumda. İnternette bilgiye ulaşmak çok kolay, lakin bilgi kirliliği her sektörde olduğu gibi spor sektöründe de mevcut. Konu spor olunca etrafta savrulan binlerce egzersiz ve antrenman programına denk gelmek kaçınılmaz. Önemli olan ise bunlardan kendiniz için faydalı olanları ayıklayabilmek. Herkesin vücut yapısı, genetik özellikleri farklıdır. Bu yüzden aynı egzersizleri, birebir aynı antrenman programlarını yapmak, herkeste farklı sonuçlar gösterecektir.
Ayrıca sağlık problemleri olanlar egzersiz seçimi konusunda daha dikkatli olmalıdır. İşte bu noktada, profesyonellerden destek almanız gereken yerdeyiz.
Antrenmanlardan daha çok verim almak istiyorsanız, plan ve  programlarınızı dizayn ederken mutlaka işin uzmanından destek almalısınız.

Evde de yapabileceğiniz bu antrenman için ihtiyacınız olan sadece 2 dumbbell

Db Biceps Curl to Press

Db Side&Front Lateral Raise

Db Bent Over Row w/ Deadlift

Db Reverse Lunge w/ High Knee (Each Leg)

Db Woodchop (Each Side)

https://muscleandfitness.com.tr/guclu-bir-sirt-ve-saglam-bir-durus-icin-etkili-antrenman-programi/

Reklam

Dünyanın En Güçlü Adamı Eddie Hall’un Size 3 Tüyosu Var!

0

Dünyanın en güçlü adamı olan Eddie Hall, bu başarıyı nasıl yakalayabildiğine ait sırlarını bizlerle paylaştı. İşte “Canavar” Eddie Hall kariyerindeki en büyük mağlubiyetten çıkardığı dersleri anlatıyor…

dunyanin-en-guclu-adami-eddie-hall

Botsvana’da yapılan 2016 Dünyanın En Güçlü Adamı yarışmasına çıkmadan önce dünyanın en mutlu adamı bendim ve kazanacağımdan adım gibi emindim. Ancak özgüvenim, yarışmadan tam bir gün önce antrenman yaparken parmaklarımdan biri yerinden çıkıp buradaki tendonların hepsi yırtılınca yerle bir oldu. Yine de üçüncü geldim ama sevindim diyemem. Herkes kazanacağımı düşünüyordu. Onları hayal kırıklığına uğratmış oldum. Çok kötüydü. Ama hani her şeyin bir sebebi vardır derler ya, hezimete uğradığım o durum sonrasında daha sıkı çalışmaya, daha çok yemeye ve toparlanmama daha çok odaklanmaya başladım. O yıl yarışmadan başka hiçbir şey düşünmedim.

Yarışmanın ertesi günü spor salonuna gittiğimde kendime sorduğum ilk soru şu oldu: “Zayıf noktalarım neler?” Boyunduruk taşıma, kamyon çekme ve farmer’s walk gibi çekme hareketlerinin beni zorladığını gördüm. Ben irikıyım bir adamım, hal böyle olunca o ağırlıktaki cisimleri hareket ettirmek beni zorlayabiliyor. Bunun üzerine yaklaşımımı tekrar gözden geçirmeye karar verdim. 2017 yılında Botsvana’da yapılan WSM yarışmasına hazırlanırken çıkardığım dersleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Sonuç? E Kazandım!

Eddie’nin 3 Tüyosu

1. İşe Temelden Başlayın

dunyanin-en-guclu-adami-eddie-hall

Benim gibi üst düzey yarışmacılar için bile bazen her şeye sıfırdan başlamak gerekiyor. Yani en temelden! Nasıl yürüneceğini, nasıl dik durulacağını yeniden öğrendim ki özellikle boyunduruk taşımada bayağı faydası da oldu. Ayaklarımı nereye koyacağıma bile sıfırdan başlıyormuş gibi çalıştım. Hepsini yeniden çalışmak zorundaydım zaten. Antrenman ayağında bence insanın kendine dürüst olması şart! Deadlift formunuz bozuluyorsa o zaman ağırlığı düşürmeniz lazım. Bar elinizden kayıyorsa o zaman kavrama kuvvetinizi geliştirmeniz lazım. Küçük şeyleri hallederseniz büyük şeyler de beraberinde düzelmeye başlayacaktır.

[ls_content_block id=”13465″]

2. Diğerlerinden Öğrenin

dunyanin-en-guclu-adami-eddie-hall

Zayıf olduğum noktalarda kuvvetli gördüğüm rakiplerin videolarını izleyerek kendimi geliştirdim. Araba itmede Laurence Shahlaei’nin duruş ve adım biçimini etüt ettim. Kamyon çekme antrenmanında Brian Shaw ile Hafthor Björnsson’un videolarına baktım ve yeterince alçalmadığımı, kollarımı gerektiği kadar kullanmadığımı ve kalçalarımı sonuna kadar itmediğimi gördüm. Sizden daha güçlü birini görürseniz bilgisine danışmaktan çekinmeyin derim. Bu hem gururlarını okşayacaktır hem de size faydası dokunacaktır.

3. Toparlanmayı Savsaklamayın

dunyanin-en-guclu-adami-eddie-hall

Toparlanma herkesin sandığından daha önemli bir süreçtir ve bence geçtiğimiz Mayıs ayında beni şampiyon yapan en önemli unsur da toparlanma oldu. Fizyoterapistimin bütün masraflarını karşılayıp Botsvana’ya yanımda götürdüm, esnemeyi boşlamadım ve düzenli olarak sıcak-soğuk toparlanma tekniklerini uyguladım. Toparlanmamı iyileştirmek için evimde hiperbarik bir kabin bile yaptırdım. Çoğu kişinin böyle bir lüksü olmadığının farkındayım. Ama ağırlık kaldırma işleminin vücudunuzu fazlaca yorduğunu ve ona iyi bakmanız gerektiğini sakın unutmayın. Bakmazsanız, tıpkı benim gibi bedelini ileride ağır bir şekilde ödemek zorunda kalabilirsiniz.

Kaynak: Muscle&Fitness Dergisi Aralık – 2017

D Vitamini Eksikliği Baharda Daha da Yorgun Hissettiriyor!

Reklam

Sabah Limon Suyu İçmenin Faydalarını Öğrenince Çok Şaşıracaksınız!

0

Sabah uyandığınızda bir bardak limon suyu içmenin faydaları saymakla bitmez desek yanlış bir şey söylemiş olmayız…

sabah-limon-suyu-icmenin-faydalari

Limon nasıl bir besin?

Limon, turunçgiller ailesinden bir meyvedir. Bu nedenle C vitamini yönünden zengin bir meyvedir. Limon, diğer meyve ve sebzeler gibi birçok vitamin, mineral ve fitokimyasal adı verilen bileşikleri bol miktarda içermektedir. Kuvvetli aroması nedeniyle salatalara ve yiyeceklere güzel bir tat katar. Limon, magnezyum ve bakır yönünden zengin bir besindir. Limon tüketiminin kan damarlarını genişletici etkisiyle kan akımı hızlanır. Bu da kalp damar sağlığı açısından olumlu bir etki yaratır. Limon, damar açıcı özelliğiyle karaciğerin sağlığı açısından önem taşır. Limon suyunu sabah uyandığımızda hemen içersek sindirim sistemimizi harekete geçirir. Sabah düzenli olarak içilen limonlu su barsak hareketlerinizin düzenli olmasına yardımcı olur.

Limonlu su yaşlanmayı geciktiriyor!

İçeriğindeki sitrik asit nedeniyle enzim aktivitesini artırıp karaciğeri temizler, dolayısıyla toksit maddelerin atımını hızlandırır. Toksik maddelerin vücutta birikimi cildinizde elastikiyet kaybına neden olur, kırışıklıkları artırır. Limonlu suyun yaşlanmaya karşı etkisi büyüktür. C vitamininin vücuttaki yağın metabolize edilmesinde rol oynadığını düşündürecek bazı araştırmalar vardır. “Amerikan Klinik Beslenme Dergisinde” yayınlanan bir araştırma, yeterli miktarda C vitamini alan katılımcıların egzersiz sırasında yağ yakımını artırdığını belirtmektedir. Araştırmacılar yeterli miktarda C vitamini alanlarda daha düşük beden kitle indeksi seviyesi görülebildiğini söylemektedir. C vitamini tek başına zayıflatıcı etkide değildir ancak egzersiz sırasında yeterli C vitamini tüketenlerin yağ yakımı daha iyi olduğundan kiloları da daha azdır.

Yeterli su tüketimi cilt kırışıklıklarını önlüyor!

sabah-limon-suyu-icmenin-faydalari

Diyetinize destek olan limonlu suyunuzun içerisine güzel bir koku ve lezzet katması için tarçın ekleyebilirsiniz. Araştırmalarla kanıtlanan kan şekeri kontrolüne yardımcı olan tarçın iştahınızı kontrol altına alırken zayıflamanıza da yardımcı olacaktır.

pH dengesi önemli mi?

Su nasıl olmalı? Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün yayımladığı içilebilir su rehberinde vurgulanan en önemli nokta suyun pH’ının insan sağlığına etkisinin olmadığıdır. Yapılan çalışmalara göre vücudumuz için önemli olan dengedir. Aşırı asidik ya da aşırı alkali su, insan sağlığına olumsuz yönde etki etmektedir. Limon, içeriğindeki zengin bileşikleriyle kilo kaybının ötesinde sağlık yararları sağlayabilmektedir. O yüzden limonu sofralarımızdan eksik etmeyelim!

Aç karnına limonlu su içmek için 20 sebep:

1) Limonlu su, zengin elektrolitleri ile (potasyum, kalsiyum ve magnezyum) bedenin her köşesini şahanesiyle sular.

2) Karaciğerin en sevdiğidir. Tüm yiyeceklerden daha fazla enzim üretmesine yardımcı olur.

3) Karaciğeri toksinlerden temizler, arındırır. Yani limonlu su, süper bir detoks içeceğidir.

4) Bağışıklık sistemini güçlendirir.

5) Bedenin kendini iyileştirme mucizesini destekler.

6) Limonlu su, serotonini yükseltir. Modu mutluluğa çevirir.

7) Limonlu su, stres savardır. Tüm endişeleri, negatif kuruntuları ve hatta depresyonu da alt eder.

8) Beyne iyi gelir. Dikkati canlandırır.

9) Metabolizma ve sindirimi sorunlarını giderir. Beden besinleri daha iyi özümser. Bu da elbette kilo vermek demektir.

10) Pektin lifi içeriği ile iştah kontrolü de sağlar.

11) Kemik erimesini önler.

12) Böbrek taşı, safra taşı, pankreas taşı ve kalsiyum birikimlerini eritir.

13) Limonlu su; kanı, damarları, arterleri temizler.

14) Yüksek tansiyona iyi gelir. Düşük tansiyonluların dikkat etmesi gerekebilir. Düşük tansiyon için limonlu suya Himalaya veya deniz tuzu eklenmesi önerilir.

15) Enfeksiyonları hafifletir.

16) Limonlu su, eklemlerde biriken ürik asidi seyreltir. Eklem ağrılarına ve dizlere iyi gelir.

17) Diş ağrılarına ve diş eti hastalıklarına da iyi gelir.

18) Limonlu su, bütün bedeni yeniler, gençleştirir.

19) Müthiş bir antioksidandır. Cildin kolajen üretimini destekler. Çizgiler, sarkmalar yok olur.

20) Limonlu su, vücudun pH değerini alkali yönünde yükseltir. Bedenin yüksek pH seviyesinde uzun süre kalmasını sağlar. Daha yüksek pH seviyesi, hastalıkların bedende yaşayamamasına sebep olur. Kanser dahi alkali bir ortamda yaşayamaz.

Kaynak: İndigo Dergisi

Reklam

Moda Dünyasının 1.5 Milyon Takipçiye Sahip Plus-Size İkonu Tess Holliday

0

Fazla kilo hep problem ve çirkin dediler… Oysa Tess Holliday varlığı ile bu kalıpları tek tek kırıp, kadınların bedenlerine uzatılan dilleri kesiyor!

 

Küçüklüğünden beri kilo problemleri yaşayan Tess Holliday,

Mississippi’li genç bir kadın.

 

Okul yıllarında özellikle ergenlik çağında,

Çevredekilerin kilosu yüzünden ona karşı inanılmaz acımasız olduklarını anlatıyor.

 

Aşağılamalar dalga geçmeler bir yana annesinin sakatlanması,

Anneannesinin ve dedesinin evinin arkasında bir romörkte yaşamak zorunda kalması özellikle ergenlik yıllarını çok huzursuz ve zorlu geçirmesine sebep olmuş.

 

Lise yıllarında görüntüsü yüzünden artan aşağılamaların ölüm tehditlerine bile dönüştüğünü

Dile getiren Tess Holliday, annesinin kendisine liseyi bitirdikten sonra okulu bıraktırdığını dile getiriyor ki bu durumdan dolayı hiç de şikayetçi değil.

 

Etrafındaki tüm o acımasız kişilerden kurtulduktan sonra,

Küçüklüğünden beri sahip olduğu şişman bedene daha iyi odaklanmaya ve onu tanımaya başlamış.

 

Tess, annesinin de desteğini aldığı bu dönemde vücut ölçülerini dikkate almadan,

Sosyal medyada moda odaklı fotoğraflarını çekmeye başlamış.

 

Bu fotoğraflar için çok çalıştığını dile getiren Tess Holliday,

Ajanslar ile görüşmeye çalıştığını, model olmak için giyiminden makyajına görüntüsü üzerinde bedenine yakıştırdığı her şeyi denediğini söylüyor.

 

Obez vücudunun ölçüleri, aşağılamaları arkada bırakıp kendisini kabul ettikten sonra,

Tess Holliday’i hiç rahatsız etmemeye başlamış.

 

Nihayetinde Los Angeles’a gelip yarı zamanlı respsiyonistlik yarı zamanlı bir ajansta modellik yapmaya başlayan Tess,

????

A post shared by T E S S ? (@tessholliday) on

“Heavy” adlı televizyon programının billboardlardaki yüzü olmak için ilk projesine imza atmış.

 

Kendi yüzünü Los Angeles billboardlarında görmek özgüvenini daha da arttırmış.

2011 yılında başlayan Heavy çalışmasından sonra zaman ile birçok projeye dahil olan Tess, 2015’te Londralı Milk Model Ajansı ile anlaşarak ajansın en yüksek kiloya sahip plus-size modeli olmuş.

 

2015 itibari ile, Marie Clarie, People, H&M, Iggy Pop, Addition Elle ve daha birçok büyük marka ile çalışmalara başlayan Tess Holliday,

Şu anda beden ölçüleri, görünüşleri, yaşları ve diğer tüm özellikleri ile başta kadınlar olmak üzere herkesin özgürce yaşayabilmelerini istiyor.

 

Sosyal medyada ve özellikle instagramda oldukça aktif olan Tess,

Bowie is such a ham for the camera. Don’t know where he gets it from. ?? ? #byeeeee

A post shared by T E S S ? (@tessholliday) on

Tüm kadınlara bedenlerini sevmelerini ve asla bedenlerinden utanmamalarını öğütlüyor!

Tek Bacağını Kanserle Kaybeden 6 Madalya Sahibi Paralimpik Snowboarder Brenna Huckaby

Reklam

Kilo Alma Sebepleri Nelerdir, Nasıl Kilo Alırız?

0

İnsanlar obeziteyle mücadele etmenin sadece iradeyle ilgili olduğunu düşünebilir. Ancak tıbbi araştırmalar bunun tersini söylüyor. BBC’nin Obezite Hakkındaki Gerçekler isimli belgeselinin ortaya çıkardığı beş şaşırtıcı faktörü sıraladık.

İşte bu sebeplere göre kilo alma sebepleri nelerdir ve nasıl kilo alırız?

Kaynak: BBC Türkçe

1. Bağırsak mikropları

Gillian ve Jackie ikiz kardeşler. Ancak bir tanesi diğerinden 41 kilo daha ağır.

Profesör Tim Spector İngiltere’de İkiz Araştırmaları Örgütü’nün bir projesi kapsamında bu iki kardeşi 25 yıldır takip ediyor.

Spector’a göre iki kardeşin kiloları arasındaki fark bağırsakların derinliklerinde yaşayan ufak organizmalara yani mikroplara bağlı.

“Her yemek yediğinizde yüz trilyon mikrobu da besliyorsunuz. Asla yalnız yemiyorsunuz” diyor Spector.

İkizlerden dışkı örneği alındığında daha zayıf olanı Gillian’ın vücudunda çok çeşitli mikroplar bulunurken Jackie’nin mikrop çeşitliliğinin çok az olduğu görüldü.

Profesör Spector “Ne kadar çeşitliyse o kadar zayıf oluyorsunuz. Eğer çok ağırsanız mikroplarınız da olması gerektiği kadar çeşitli değil” dedi. Spector benzer sonuca araştırma yaptığı 5 bin kişi üzerinde de ulaştı.

kilo-alma-sebepleri-nelerdir

Lifli gıdalarla birlikte sağlıklı ve çeşitli bir diyete sahip olmanın daha çeşitli bağırsak mikroplarına neden olduğu ispatlandı.

Profesör Spector İngilizlerin çoğunun tüketmeleri gereken lifli gıdaların ancak yarısını tükettiklerini söyledi.

Lifli gıda kaynakları arasında bunlar bulunuyor:

  • tam tahıllı kahvaltı gevrekleri
  • armut ve kabuksuz meyveler
  • brokoli ve havuç gibi sebzeler
  • fasulye
  • baklagiller
  • sert kabuklu yemişler

2. Genetik piyango

Neden bazı insanlar diyet ve spor yaptıkları halde sonuç almakta zorlanırken diğerleri çok az çaba göstererek kilo almaz?

Cambridge Üniversitesi’ndeki bilim insanları ağırlığımızın yüzde 40-70’inin bunun bize miras kalan genlere bağlı olduğunu söylüyor.

Profesör Sadaf Farooqi “Bu bir piyango. Kilomuzun düzenlenmesinde genlerin rol oynadığı artık biliniyor. Bazı genlerinizde hata varsa obezitenin gelişmesi için yeterli olabilir” dedi.

Bazı genler bir insanın iştahını, ne kadar çok yemek yemek istediklerini ya da ne tür gıdaları tercih ettiklerini etkiliyebilir. Genler ayrıca nasıl kalori yaktığımızı ve bedenimizin yağlarla etkin bir şekilde mücadele edip etmediğini de belirleyebilir.

Kiloyu etkileyen en az 100 gen var. Bunlardan biri MC4R.

Her bin kişiden birinde MC4R geninin kusurlu olduğu sanılıyor. Bu gen beyinde açlığı ve iştahı kontrol ediyor. Kusurlu gene sahip insanlar daha aç oluyor ve daha yağlı yiyeceklere ihtiyaç duyuyor.

Profesör Farooqi “Genlerinizle ilgili bir şey yapamazsınız. Ancak bazı insanların genleri nedeniyle kilo alacağını bilmesi diyet ve sporla bunu engellemelerinin önünü açabilir” dedi.

3. Vücut saati

“Kral gibi kahvaltı, lord gibi öğle yemeği, fakir gibi akşam yemeği ye” deyişinde doğruluk payı olabilir. Ancak tahmin ettiğiniz nedenlerden değil.

Obezite uzmanı Dr. James Brown ne kadar geç yersek o kadar kilo alma olasılığının arttığını söylüyor. Gece daha az aktif olduğumuz için değil ancak vücut saatimiz nedeniyle.

Dr. Brown “Beden geceye kıyasla kalorilerle gündüz çok daha etkin bir şekilde başa çıkabiliyor” diyor. Bu nedenle düzensiz saatlerde çalışanların kilo almayı engellemeleri daha zor olabilir.

Geceleri vücutlarımız yağ ve şekerleri sindirmeye çalışıyor. Eğer akşam 19:00’dan önce yemek yerseniz bu sizin kilo vermenizi ya da almamanızı sağlayabilir.

kilo-alma-sebepleri-nelerdir

Dr. Brown’a göre son on yılda İngiltre’de akşam yemeği saati 17:00’dan yaklaşık 20:00’a çıkması artan obezite düzeyine katkı sağladı.

Günümüzün çalışma ritmi ve yoğun hayat tarzı bir kenara, bel çevremize farklılık getirecek adımlar var.

Kahvaltıyı atmalamak ya da sadece bir dilim ekmek yemek Dr. Brown’a göre yapılmaması gereken bir şey.

Aksine bol proteinli, yağlı ve karbonhidratlı bir kahvaltı, örneğin ekmek üstü yumurta, sizi daha uzun süre tok tutar.

Bunu besin değeri yüksek bir öğle yemeği ve hafif bir akşam yemeği takip etmeli.

4. Beyninizi kandırın

Araştırmalar İngilizlerin ne kadar yediklerini ve kalori almanın insanların yüzde 30-50’si tarafından önemsenmediğini gösteriyor.

Davranışsal bilim insanı Hugo Harper yeme alışkanlıklarınızı bilinç altında değiştirmenin birkaç yolu olduğunu söylüyor.

Örneğin görsel cazibeleri yok etmek sadece iradeye güvenmekten daha etkili olabilir.

Mutfak tezhagı üstünde sağlıksız atıştırmalıklar bulundurmayın. Bir meyve çanağı yada sağlıklı atıştırmalıkları ulaşılabilir ve görünen yerlere koyun.

Televizyonun karşısına bir paket bisküviyle oturmayın. Bir tabağa yemek istediğiniz kadarını koyun ve onu bitirin.

Dr. Harper ikame davranışları cesaretlendiriyor. En sevilen yiyecekleri yasaklamak yerine onların düşük kalorili çeşitlerini tüketmek gibi.

Meyve sularının diyet versiyonlarını tercih etmek ya da porsiyonları azaltmak daha etkili olabilir.

kilo-alma-sebepleri-nelerdir

Dr. Harper insanların posiyonlarının yüzde 5-10 azaldığında fark etmediklerini söylüyor.

Düşünmeden yemek yeme eğilimi göz önüne alınırsa yemek paketlerindeki servis önerilerini dikkate almak ya da daha küçük tabaklar kullanmak fazla kalori almayı engelleyebilir.

5. Hormonlar

Bariatrik cerrahisi sadece daha küçük bir mide yaratmak için değil aynı zamanda hormonları da değiştirmekle ilgili.

İştahımız hormonlarımız tarafından kontrol ediliyor ve bariatrik cerrahi bize tok hissettiren hormonların artmasına ve bize aç hissettiren hormonların azalmasına neden oluyor.

Ancak bu büyük bir ameliyat çünkü midenin yüzde 90’ı alınıyor ve sadece vücut kitle endeksi en az 35 olan insanlarda uygulanıyor.

Londra’da Imperial College üniversitesindeki araştırmacılar bariatrik cerrahinin ardından iştahta değişikliğe neden olan bağırsak hormonları yaratmayı başardılar.

Dört hafta boyunca hastalara üç karma hormon enjeksiyon yoluyla nakledildi.

Dr. Tricia Tan “Hastalar daha az açlık hissediyor, daha az yiyor ve 28 günde 2-8 kilo veriyor” dedi.

Eğer bu karışım güvenli bulunursa hastaların sağlıklı bir kiloya kavuşana kadar kullanılması planlanıyor.

Reklam

8 Muhteşem Hareket ile Kalçalarınızı Yaza Hazırlayın

0

Yaza dik kalçalar ve sütun gibi bacaklarla girmeye ne dersiniz? İhtiyacınız olan tek şey bir mat ve istikrar!

Yaz için 1 ay gibi kısa bir süre kalmış olsa da düzenli egzersiz yaparak ve dikkatli beslenerek hızlıca kaçlalarınızı dikleştirip şekillendirebilirsiniz. Mükemmel bir bikini vücudu sahibi olmak için 1 ayı hiç de küçümsememelisiniz.

Fizyoterapist Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, düzenli olarak her gün 30 tekrar ile rahatlıkla yapabileceğiniz egzersizleri sizin için hazırladı:

8 Kalça Egzersizi

1. Supine Leg Lifts

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Sırtüstü yatıp tek dizinizi bükün. Diğer bacağınızı ileri doğru uzatın.

Nefes alırken ileride uzun olan bacağınızı yukarı doğru kaldırın.

Nefes verirken bacağınızı yere indirin.

2. Leg Circles

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Sırtüstü yatın. Tek bacağınızı yere düz uzatın. Diğer bacağınızı yukarı kaldırın.

Nefes alırken yukarı uzattığınız bacağınızı diğer bacağınıza doğru yaklaştırarak daireyi başlatın.

Nefes verirken bacağınızı gövdenizden uzağa doğru devam ettirerek başlangıç pozisyonuna dönün.

Aynı bacak ile 8-10 tekrar yaptıktan sonra diğer bacağa geçin.

3. Köprü

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Sırtüstü yatıp dizlerinizi bükün. Kollarınızı gövdenizin iki yanında avuç içleriniz yere bakacak şekilde uzatın.

Nefes alırken başlangıç pozisyonunda bekleyin.

Nefes verirken ellerinizle yeri itip, kalçanızı sıkarak yukarı kaldırın.

Nefes alırken kalçanız yukarıda bekleyin.

Nefes verirken yavaşça başlangıç pozisyonuna geri dönün.

4. Side Serisi

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yan yatın. Bir kolunuz başınızın altında diğer kolunuz yere temas halinde olsun.

Nefes alırken üstteki bacağınızı kalçanızı sağa sola devirmeden yukarı kaldırın.

Nefes verirken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

5. Side Serisi Kapı Açma

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yan yatın. Bir kolunuz başınızın altında diğer kolunuz yere temas halinde olsun. Bacaklarınızı 90 derece büküp karnınıza doğru çekin.

Nefes alırken kalçanızı sağa sola devirmeden üstteki bacağınızı yukarı doğru kaldırın.

Nefes verirken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

6. Side Serisi İstiridye

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yan yatın. Bir kolunuz başınızın altında diğer kolunuz yere temas halinde olsun. Bacaklarınızı 90 derece büküp karnınıza doğru çekin.

Nefes alırken kalçanızı hareket ettirmeden, ayaklarınızı birbirinden ayırmadan üstteki dizinizi yukarı kaldırın.

Nefes verirken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

7. Gluteus Maximus

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yüzüstü yatın. Ellerinizi alnınızın altına koyun. Tek dizinizi bükün.

Nefes alıp harekete hazırlanın.

Nefes verirken ayak tabanınızı tavana doğru yukarı kaldırın.

Nefes alırken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

8. Gluteus Medius

bikini-vucudu-kalca-antrenmani

Yan yatın. Bir kolunuz başınızın altında diğer kolunuz yere temas halinde olsun.

Nefes alırken üstteki bacağınızı yukarı kaldırıp harekete hazırlanın.

Nefes verirken üstteki bacağınızı geriye doğru uzatın.

Nefes alırken başlangıç pozisyonuna geri dönün.

https://muscleandfitness.com.tr/baslangic-seviyesi-4-haftalik-ayrintili-antrenman-programi/

Reklam

Daha Sağlıklı Bir Hayat İçin Yemeniz Gereken 5 Yaz Meyvesi ve Faydaları

0

Soğuk havalar yerini yaz mevsimine devrederken, besinler de hava gibi bir devir sürecinde. Sadece soğuğun yerini güneşe bırakmasının değil kestanenin yerini çileğe, ayvanın karpuza, portakalın kavuna, kerevizin de bayrağını semizotuna bıraktığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ulaş Özdemir, “Yaz mevsimi denilince akla gelen şeylerden biri de taze meyveler oluyor” dedi. Özdemir, yaz meyveleri içerisindeki ilk 5’i ve faydalarını şöyle sıraladı.

  • Çilek: Berries grubundan olan çilek B, C ve K vitamini açısından oldukça zengindir.
  • Dut: Resveratrol bakımından zengin olan dut iyi bir antioksidandır.
  • İncir: Lif içeriği bakımından zengin olan incir kabızlık ile mücadele bakımından oldukça önemlidir.
  • Kayısı: Lif ve potasyum bakımından oldukça zengindir.
  • Kiraz: Antioksidan bakımından zengindir ayrıca diüretik su atıcı özelliğe sahiptir.

‘Ne yapsam kilo veremiyorum’ diyenlere 4 öneri

Öncelikle yeme alışkanlıkları gözden geçirilmeli. Gün içerisinde farkında olmadan tüketilen kuruyemişler, elin altında bulunan leblebi, bir parça da olsa tüketilen çikolatalar engel olabilir.

Hızlı yemek yenmemeli, bu noktada doymak ile dolmak arasındaki fark karışmaya başlar.

Soslu besinlere dikkat edilmeli. Severek tüketilen masum bir yiyecek soslar neticesinde ciddi kalori bombalarına dönüşebilir.

İnsülin direnci veya hipotiroid gibi metabolizma problemleri olabilir. Bu nedenle kan değerleri mutlaka kontrol edilmeli.

Yaz mevsimindeki su ve mineral kaybını önlemek için milkshake tarifi:

Yaz mevsiminde daha fazla idrar ve terleme gibi sebeplere bağlı hem mineral hem de su kayıplarını önlemek açısından evde yapılabilecek milkshake malzemeleri:

  • 1 su bardağı süt
  • 12 adet yaban mersini
  • 4 adet buz
  • 1 orta boy incir
  • 1 tatlı kaşığı yulaf kepeği

Malzemeleri blenderdan geçirip afiyetle yiyebilirsiniz!

Chia Tohumu Sizi Hem Tok Tutacak Hem Zayıflatacak Süper Güç!

Reklam