Fit Hub Blog Sayfa 121

Diyetlerde Yapılan En Büyük 5 Hata

0

Uzman Diyetisyen Çağatay Köşkeroğlu, yaklaşan bahar ile birlikte kilo vermek isteyenlerin yaptıkları büyük hatalara dikkat çekti ve zayıflamanın öncelikle karar vermekten geçtiğinin altını çizdi.

İşte kilo vermeye çalışanların yaptıkları en büyük 5 hata:

Alınan kalori miktarını birden azaltarak, şok diyetler uygulamak

Kilo vermek için aç kalmayı bile göze alırız, ne kadar aç kalırsak o kadar hızlı kilo verebileceğimizi düşünürüz. Şok diyetleri uygulamaya başlayan kişiler ilk günlerde bir kaç kilo verebilirler. Daha sonrasında ise bireyin aç kalmasına rağmen kilo verememesinin nedeni, bireyin hem enerjisinin düşmesi hem de metabolizma hızının yavaşlamasından kaynaklanmaktadır.

Karbonhidrat içeren besinleri tüketmemek

Kilo aldıran besinler deyince akla ilk gelen şey karbonhidratlı besinlerdir. Şu unutulmamalıdır ki hangi besin grubunu tüketirsek tüketelim fazlası vücudumuz da kilo olarak depolanacaktır. Karbonhidrat tüketimi, hem vücuda enerji vermesi açısından hem de vücudun yapı taşı olan proteinlerin kullanılmasında oldukça etkilidir. Bu yüzden karbonhidrat içeren besinler tüketilmeli fakat miktarına dikat edilmelidir.

 Ara öğünleri atlamak

Ara öğünler genelde tüketilmek istenmeyen, tüketilmedikleri takdirde daha hızlı kilo verebilecekleri düşünülen öğünlerdir. Ara öğünler fazla kaloriden oluşmamaktadır. Ara öğünlerin asıl amacı insanların 2 ana öğün arasında düşen kan şeker seviyesi sonucunda ortaya çıkacak olan el ayak titremesi, sinir bozukluğu ve bir sonraki öğüne çok yüklenme isteğini ortadan kaldırmaktır. Ara öğünler bireylerin metabolizmalarının hızlanmasını sağlayacağından zayıflamalarına yardımcı olacaktır.

Su tüketimini azaltmak

Tartıda fazla çıkacağını ve vücutta ödem yapacağını düşünerek su tüketimini azaltmak oldukça yanlıştır. Su tüketimi, ödemin atılmasından, yağ yıkımının hızlanmasından ve vücut sağlığının iyileşmesi açısından oldukça önemlidir. Su tüketimi, zayıflamanın dışında kalp sağlığı, böbrek taşlarının ortadan kalkması, beyin sisteminin gelişimi ve cilt güzelliği için de oldukça etkilidir.

 Tek Tip Beslenme Programları Uygulamak

Tek tip beslenme programlarında Cho, protein ve yağ alımının dengeli olamayacağından, sağlıklı beslenme anlayışının dışına çıkacaktır. Sağlıklı beslenme de kilo vermeden çok, kilonun yağdan kaybedilmesi önemlidir. Tek tip beslenmede bireyler kilo verebilirler fakat bu kilolar yağdan değil, kastan kaybedilir. Sağlıklı bir şekilde kilo verebilmek için 4 besin grubunun da tüketilmesi gerekmektedir.

Reklam

Doğum Sonrası Karın Kasları Oluşturmak İçin Bu Uzman Tavsiyelerini Uygulayın!

0

Doğum sonrası göbeğinizden merkez bölgenizi güçlendirecek zekice hazırlanmış bir yöntem ile kurtulmanız mümkün.

Yazan: Gino Caccavale, M&F HERS Teknik Danışmanı

Okuyucu Sorusu

Beş yıl önce ikiz kızlarıma hamileyken ayrılmış karın kası geliştirdim. Hamilelikten toparlanmam oldukça zamanımı aldı ama tekrardan eski fiziğime dönebildim ve bir fitness yarışmasına katılmak için hazırlık yapıyorum. Karın kaslarım için genelde denge topunda ağırlıklı mekik, hanging leg raises ve machine crunch yapıyorum. Ayrılmış karın kaslarım  için ve beni tekrar eski fiziğime döndürecek bir antrenman tavsiyesi isteyecektim.

Uzman Görüşü

Ayrılmış karın kasları için özel bir egzersiz olmadığını söylemek isterim. Diyastaz rekti olarak bilinen bu durumu tedavi etmek ve yeniden eski haline döndürmek merkez bölgesinin kuvvetlenmesi ve duruşunuzla alakalı bir durumdur. Şuan yapmakta olduğunuz egzersizlerin bir kısmı (hanging leg raise ve ağırlıklı mekik gibi) aslında karın içi baskıyı arttırmaktadır ve rahatsızlığınızı şiddetlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Tavsiyem: Gevşeyin ve karın antrenmanlarınıza bir süre ara verin. Merkez bölgenizi diğer güç egzersizleri aracılığıyla çalıştırmanız daha mantıklıdır. Squat, row, press, curl vb egzersizlerde merkez bölgenizi de harekete dahil edin. Böyle yapmanız karın kaslarınızı bir baskı ya da çıkıntı (protrusyon) oluşturmadan çalıştıracaktır. Kusursuz omurga hizalamaya ve postürünüze odaklanın. Gebelikleri üzerinden bir yıldan fazla zaman geçen kadınlar karınlarında bir ‘’çıkıntı’’ oluşturmayan hareketleri yapmalılar. Diğer bir ifadeyle karın kaslarınızı normal şekillerine dönmelerini engelleyecek ve erteleyecek olan, göbeklerini ileri doğru genişleten (örneğin leg raise ve denge topunda mekik gibi) hareketlerden kaçınmalılar.

Antrenmanınızın geri kalanına gelince vermeniz gereken çok kilonuz olmadıkça günde 55 dakika kardiyo yapmanız aşırıya kaçmak olur. Yağ ile beraber kas da kaybetmenize yol açabilir. Bunun yerine kalori ve karbonhidrat alımınızı düşürerek haftanın altı günü sabit durumda 40 dakikalık kardiyolar yapın. Bacak antrenmanı yapacağınız gün ise bisiklet üzerinde 10 dakikalık bir ısınma yeterli olacaktır.

En son olarak rutininize ekleyebileceğiniz birkaç öneriyi sizinle paylaşmak istiyorum. Göğüs antrenmanlarınızı takiben omuz kaslarınızı çalıştırıyorsunuz. Omuzlarınız göğüs antrenmanlarınız boyunca da çalıştırılırlar ve her ikisini üst üste çalıştırırsanız aşırı antrenman yapmış olursunuz. Fizik yarışmaları şekil açısından değerlendirildikleri için omuzlarınız göğüs kaslarınıza kıyasla öncelik verilmesi gereken bölgelerdir. Beş günlük bir antrenman kesitiniz var ise ağır bacak antrenmanlarınızı üçüncü gün yapın. Mevcut durumda, sırt ve omuz kaslarınızı çalıştıracağınız günler arasında üst vücudunuzu için yeterince dinlenme zamanınız olacaktır. Antrenmanlarınızda başarılar diliyoruz!

Eski Antrenman

  1. Gün: Bacaklar, kardiyo (55 dakika)
  2. Gün: Sırt, karın kasları*, kardiyo (55 dakika)
  3. Gün: Kalça kasları, hamstring kasları, kardiyo (55 dakika)
  4. Gün: Göğüs, trisepsler, karın kasları*, kardiyo (55 dakika)
  5. Gün: Omuzlar, kalça kasları, hamstring kasları, kardiyo (55 dakika)
  6. Gün: Kardiyo (55 dakika)

*Eski karın kası rutini (Haftada iki kez): Denge topunda ağırlıklı mekik, hanging leg raises, machine crunches, abdominal draw-in (karın kaslarını içe çekme)

Yeni Antrenman

  1. Gün: Sırt, kalça kasları, karın kasları, kardiyo (40 dakika)
  2. Gün: Göğüs, biseps, kardiyo (40 dakika)
  3. Gün: Bacaklar, karın kasları, bisiklet (10 dakika)
  4. Gün: Kollar, karın kasları, kardiyo (40-55 dakika)
  5. Gün: Omuzlar, hamstring kasları, kardiyo (40 dakika)
  6. Gün: Kalça kasları, karın kasları, kardiyo (40 dakika)
  7. Gün: Dinlenme; beslenmenizden 400 kalori azaltın.

Merkez bölgenizin iç kısımlarındaki kasları çalıştıran egzersizler göbeğinizi sıkılaştırabilir.

Kaynak: M&F HERS 2016, Mart-Nisan

https://muscleandfitness.com.tr/dogum-sonrasi-kilolarindan-kurtulmak-icin-annelerin-yapabilecegi-egzersizler/

Reklam

Her Daim Genç Kalmak İsteyenlere 12 Anahtar Öneri

0

Her daim genç kalabilmek herkesin hayali. Aslında birkaç pratik öneriyle zinde ve enerjik hissetmek mümkün. Yapılan araştırmalar genç kalmaktaki en önemli şeyin kendini önemsemek, aileye vakit ayırmak ve bol kahkaha atmaktan geçtiğini gösteriyor.

Diyet bağımlısı olmayın

İnsanlar genelde birkaç parça meyve ya da sebzeyle sağlıksız diyetler yapıyor. Diyetinizi yaparken mutlaka bir uzmandan yardım alın, yiyeceklerinizi, hazırlayış şeklinizi değiştirin. Arkadaşlarınızla yemekte buluşarak sosyal hayatınızı hareketlendirin. Tabii kilonuzu ortalama bir yerde tutmayı ihmal etmeden. Diyetiniz hayat boyu yeme şekliniz olmalı. Pazartesileri veya haftanın belli gününde başlaması planlanan diyet programları başarısızlığa mahkumdur. Günde beş porsiyon meyve veya sebze yemeyi ihmal etmeyin.

Yürüyüş yapın

Hava şartları izin verdiği sürece açık hava yürüyüşleri yapın. Tabii güneş ışınlarından korunmayı ihmal etmeyerek. Gün içinde en yarım saat tempolu yürüyüş yaparak hem fiziksel he de ruhsal olarak rahatlayabilirsiniz.

Kahve yerine bitki çayı tercih edin

Kahvenin fazlası sağlık için yararlı değildir. Gün içinde pek çok sayıda kahve tüketiyorsanız 2 fincanı bitki çayıyla değiştirebilirsiniz. Meyve ve sebzeler önemli oranda antioksidan içerir. Antioksidanlar yaşlanmayı hızlandıran serbest radikalleri etkisiz hale getirir.

Zeytinyağı tüketin

Zeytinyağının faydaları saymakla bitmiyor, ömrü uzatıyor, kalp damar hastalıklarına iyi geliyor, doğal bir anti aging etkisi yapıyor.

Her gün bir porsiyon yeşil salata tüketin

Salatalarınızı yaparken çeşitli yeşillikler kullanmayı ihmal etmeyin. Salatalara ıspanak, semiz otu ve hindiba gibi sebzeler ekleyin. Yeşil yapraklı bitkiler, kalp ve kanser gibi hastalıklardan korunmaya yardımcı olan antioksidanla doludur.

Sigara içmeyin

Sigara içmeyin ve sigara dumanı olan yerlerden uzak durun.

Bronzlaşmayın

Güneşin ısı verme, D vitamini yapımı, insan psikolojisine olumlu etkisi gibi pek çok faydası var. Ancak son yıllarda ozon tabakasında oluşan incelme sonucu güneş ışınları yeryüzünü daha çok etkiliyor. Buna bağlı olarak güneş yanıkları, deri kanseri oluşumu, ışığa bağlı alerjik hastalıklar ve ışığa bağlı cilt yaşlanması riski artırıyor. Bu nedenle özellikle yaz aylarında güneşten bilinçli bir şekilde korunmak gerekiyor. D vitaminini üretmek için, dışarıda yapılan ve uzun süre güneşte kalmanızı gerektirmeyen aktiviteler yeterlidir. Unutmayın fazla güneş cildinizi yaşlandırır ve sizi daha yaşlı gösterir.

Hayatınızdan kahkahayı eksik etmeyin

Her şeyi gereğinden fazla ciddiye alarak kendinize gereksiz dertler yüklemeyin. Bu sizi yıpratacak hatta yaşlandıracaktır.

Aile candır

Yoğun iş hayatı, günlük koşuşturma içinde ailenize vakit ayırmayı unutmayın. Ailenizle birlikte oldukça ve bağlarınızı güçlendirdikçe kendiniz daha iyi ve zinde hissedecek, her türlü zorluğun üstesinden geldiğinizi göreceksiniz.

Yüksek tansiyon, kolesterol ve diyabete dikkat edin

Kronik hastalığınız varsa kontrollerinizi sakın ihmal etmeyin. Ve hastalığınızla yaşamanın ipuçlarını mutlaka doktorunuzdan öğrenin.

Kendiniz için ve çevreniz için iyi şeyler dileyin

Günümüz insanlarının en büyük sorunu hastalıkların oluşmasında büyük etkiye sahip olan stres ve depresyon. Yapılan araştırmalar inançlı olmanın ve dua etmenin olumsuz düşünceleri olumluya çevirdiğini gösteriyor.

Hobi edinin

İş ve hayat sıkıntılarından kaçış için kendinize zaman ayırın ve sizi daha iyi hissettirecek ve arkadaşlarınızla paylaşabileceğiniz hobiler edinin.

61 Yaşındaki Eski Bikini Modeli Genç Görüntüsünün Sırlarını Açıkladı!

Reklam

Meksikalı Hava Durumu Sunucusunun Akıl Almaz Değişimi

0

Meksikalı hava durumu sunucusu Yanet Garcia, 7 yıl öncesine ait fotoğrafı ile akıl almaz değişimini sosyal medyada paylaştı. Zayıf değil güçlü olmayı hedefleyen güzel sunucu başarısının sırrını takipçileri ile paylaşıp onları motive etmek itiyor.

Yanet Garcia Meksika’nın önde gelen sunuculuarından.

☀️☔️⚡️??

A post shared by Yanet Garcia ?? (@iamyanetgarcia) on

Modellik ve oyunculuk da yapan hava durumu sunucusu fiziği ile dikkat çekiyor.

 

Geçtiğimiz günlerde Instagram’da 7 yıl öncesine ait bir fotoğrafını paylaşan sunucu,

bu değişimin her gün peşini bırakmadığı hedefine bağlılığına, sabrına ve çaba harcamaya ait olduğunu söylüyor.

 

5.6 milyon Instagram takipçisine sahip Yanet,

Never give up ?

A post shared by Yanet Garcia ?? (@iamyanetgarcia) on

inandığınız her şeyi yapabileceğinize emin. Çünkü o, bu dediklerini deneyimlemiş durumda.

 

Güçlü kalçalara incecik bele ve sağlıklı bir vücuda sahip olmanın,

???

A post shared by Yanet Garcia ?? (@iamyanetgarcia) on

disiplinli bir beslenme ve egzersiz programından geçtiğine inanıyor.

 

Yanet Garcia özellikle sosyal medya üzerinde kalçalarının implant olduğuna yönelik çok fazla yorum ile karşılaşmış.

???✅??

A post shared by Yanet Garcia ?? (@iamyanetgarcia) on

Böyle olunca uzun bir süredir yaptıoğı antrenmanlarını da takipçileri ile paylaşıma isteği duymuş…

 

Meksikalı sunucunun mükemmel fiziğine hayran kalmamak elde değil, öyle değil mi…

?? Hola

A post shared by Yanet Garcia ?? (@iamyanetgarcia) on

Reklam

Bağırsak Florası (İkinci Beyin) İçin Besinlere mi İhtiyacınız Var?

0

Sindirim sisteminizin, tüm vücudunuzun bağışıklık sisteminin %70’den fazlasını düzenlediğini biliyor muydunuz? Bağırsak florası, ikinci beyin olarak bilinmektedir ve beynin kendisinden daha fazla nörotransmitterlere sahiptir!

Bilinç bulanıklığı, ruh halinde ani değişimler, baş ağrıları ve zayıf hafıza mutsuz bir bağırsağın belirtileri olabilir.

Bağırsak sağlıklı bir vücutta büyük bir rol oynadığı için, düşük karbonhidrat diyeti esnasında sadece karbonhidratları sınırlamak değil sindirim kanalının ekolojisini iyileştirme de önemlidir.

Bağırsak Florası Nedir?

Bağırsak florası veya bağırsak mikrobiyotası, dengesizliği halinde vücutta zararlı etkileri olabilen karmaşık bir sistemi oluşturan mide-bağırsak kanalında yaşayan mikroorganizmalardır.

Sindirim kanalımızda 500 civarında tanımlanmış bakteri türü ve 2 kg ağırlığa ulaşabilecek şekilde vücudumuzdaki hücre sayısından – hâlihazırda 3 trilyon – daha fazla sayıda “bugs” bulunmaktadır. (bazıları ise bizim sadece %10 insan olduğumuzu ve hücrelerin %90’ının da mikrobiyel olduğunu söylemektedir.)

Bağırsaktaki faydalı bakterilerin patojenik olanlara yönelik ideal dengesi yüzde 85 iyi yüzde 15 kötü bakteri şeklindedir. Bu oranı muhafaza etmek bağırsak sağlığını en iyi seviyede tutmanın sırrıdır.

İyi haber şu ki, sadece 24 saat gibi kısa bir sürede yediklerinizi basitçe değiştirerek ve aşağıdaki diyeti uygulayarak yeni bir bağırsak florası elde edebilirsiniz. Bu nedenle, bağırsak floranız ne tüketiyorsa siz de osunuz.

Bağırsak Florasında İyi Bakteriler Kötüleştiğinde Neler Olur?

Her insanın bağırsak mikropları eşsizdir ve doğum ile başlayan çevresel şartlara karşı hassastır.

Bebekler doğum kanalından geçerlerken, annesinin bağırsak florasının bir nevi “parmak izini” de toplar. Böylelikle, annesinin hamilelik esnasındaki diyeti çocuğun ömrünün geri kalanını etkileyebilmektedir.

Erken yaş, zayıf beslenme, stres, çevre kirliliği, ilaçlar, antibiyotikler ve enfeksiyonlar gibi unsurlardan oluşan riskli sindirim sağlığı, kötü bakterilerin iyi bakterilere karşı hakimiyet kazandığı bir bağırsak florası oranına neden olabilir.

Aşırı karbonhidrat ise bağırsak florasının etkilendiği bir yıkımdır. Sindirim kanalının ekolojisini probiyotik ve prebiyotik gıdalar ile düzeltmeden karbonhidratları sınırlamak işe yaramaz. Çünkü bunlarsız bağırsakları sağlıklı hale getirmek yılları alabilir.

Hangi hastalıklara neden oluyor?

İyi bağırsak bakterileri ayrıca B7 (biyotin), B12 ve K vitaminlerini sentezler. Yüksek karbonhidratlı bir beslenmede bu önemli vitaminlerin eksikliği; diyabet, obezite, saç kaybı, saçlarda ağarma, egzema, anemi, iç kanama, ülser, felç, kanser, Parkinsonve Alzheimer gibi yıkıcı rahatsızlıklar ve yaygın mide-bağırsak, solunum ve oto-immun rahatsızlıklarına katkıda bulunmaktadır.

Gaz, şişme, özofageal reflü (GERD veya GORD olarak da bilinir), mide ekşimesi, saatlerce tokluk hissi, safra taşı ve hassas bağırsak sendromu (IBS) gibi sindirim şikâyetleri, düşük karbonhidrat diyeti ile kendilerini çözüme kavuşturan ilk rahatsızlıkların bazılarıdır.

Sindirim ortamı nasıl iyileştirilir:

  1. Tüm tahılları ve şekeri beslenme programlarınızdan çıkarın, çünkü kötü bakteriler bunlardan beslenir ve hızla çoğalır. Vücudu tahıl ve şekerden yoksun bırakarak, kötü bakterilerden de kurtulabilirsiniz.
  2. Düşük karbonhidrat diyetine uyarak ve faydalı bir amino asit olan l-glütamin içeren kemik suyu, tereyağı, zeytin yağı ve balıkta bulunan sağlıklı yağlar gibi bağırsakları iyileştirildiği bilinen gıdalar ile beslenerek bağırsak ortamınızı tamir edin. Hindistan cevizi yağı anti-bakteriyel özelliklere sahiptir ve özellikle deniz ürünlerinde ve ette bulunan çinko ise sindirim enzimlerinin yapılanmasına yardımcı olur.
  3. İyi bakterileri desteklemek için probiyotik bakımından zengin gıdalar alın. Bunlar: Yoğurt, kefit, kimchi, salamura gıdalar, kombu çayı ve lahana turşusudur.
  4. Dost bakterileri beslemeye yardımcı olan ve onların sağlıklı bir çevrede gelişmesine olanak sağlayan prebiyotiklere odaklanın. Bunlara en iyi örnek kahverengi deniz yosunları ve benzerleridir.
  5. Kabızlığı önleyen ve bağırsak sağlığına yardımcı olan avokado ve ıspanak gibi lif bakımından zengin gıdalar tüketin.

İdeal bir bağırsak sağlığı için en iyi 5 besin:

1- Fermente gıdalar: Lahana turşusu, salamura sebzeler, yoğurt, tereyağı, kefir ve kombu çayı. Yıllar önce, buzdolabının ve modern işlenmiş gıdaların icadından önce, atalarımız bağırsak sağlığı ile ilgili bizimle aynı sorunlara sahip değillerdi. Çünkü onların diyetleri esasen fermente ve kültür gıdalarından oluşmaktaydı. Bu da vücuda bol miktarda faydalı bakteri sağlıyordu.

2- Kemik suyu: Bağırsağı iyileştirmeye yardımcı olur ve sağlıklı sindirimi teşvik eder. Kemik suyunda yer alan jelatin bir hidrofil koloittir. Mide özsuyunuz içeren sıvıları çeker ve tutar, böylelikle de sindirimin düzgün bir şekilde yapılmasını destekler.

3- Tarçın: Sindirimi arttırır ve kan şekeri seviyesini dengeler.

4- Nane: Mideyi yatıştırıp mide-bağırsak kanalını rahatlatır.

5- Kahverengi Deniz Yosunu (Ascophyllum Nodosum): büyük bir prebiyotik lif kaynağıdır. Dost bakterilerin sayısını arttırabilir, zararlı bakterilerin büyümesini engelleyebilir ve bağışıklık sisteminin işlevini geliştirebilir.

6- Yeşil Sebzeler: Lif ve faydalı mineraller bakımından yüksek seviyede olan brokoli, lahana, karnabahar, kuşkonmaz vb…

Kaynak: İndigo Dergisi

Reklam

Kahvaltısız Yapamayanlar Buraya! Kahvaltının Mutlulukla İlişkisini İnceliyoruz

0

Sabahları zor uyanıyorsanız, gün içinde kendinizi yorgun ve stresli hissediyorsanız nedeni kahvaltı yapmama alışkanlığınız olabilir. Güne doğru besinlerin uygun miktarlarda buluşturulduğu bir kahvaltı sofrası ile başlamak, pek çok hastalığın önüne geçmekle birlikte kilo alımını engelliyor, üstelik stressiz ve gerginlikten uzak bir gün geçirmenizi sağlıyor. Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, sağlıklı kahvaltı için önemli önerilerde bulundu.

Kahvaltı etmemek enerji ve motivasyonu düşürüyor

Sağlıklı beslenmenin ilk adımı, güne kahvaltı ile başlamaktır. Kahvaltı uzun süren açlık sonrasında düşen kan şekeri seviyesini yükselterek, güne zinde ve enerjik başlamayı sağlar. Kahvaltı ayrıca konsantrasyonu artırırken, sabah şeker düşmesine bağlı yaşanabilecek gerginlik, sinirlilik, uyku hali gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek durumların yaşanmasını önler.Özellikle bütün besin gruplarının yer aldığı Türk kahvaltısı, sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmezdir.

Kendinize sağlıklı besinlerden oluşan bir kahvaltı düzeni oluşturun

Doğru bir beslenme planlaması için kahvaltıda ne yenildiğinin önemi büyüktür. Özellikle öğrenciler ve çalışan kişilerin öncelikle tercihi pratik olması bakımından poğaça, açma, simit gibi yağ ve karbonhidrat içeriği yüksek besinlerdir. Bu tür tercihler sıklaştığında beraberinde kilo alımını, mide rahatsızlıklarını beraberinde getirecektir.

Sabahları patates kızartması ve börek yemeyi sevenler dikkat!

Sağlıklı bir kahvaltının olmazsa olmazları peynir, yumurta ve ekmektir. Ekmek çeşidi olarak çavdar, kepek, tam buğday gibi posa içeriği yüksek ekmekler tercih edilirken, peynirde yağlı ve tuzlu çeşitlerinden kaçınılmalıdır. Tost, peynirli omlet, melemen gibi sağlıklı seçimler kahvaltı sofralarını çeşitlendirmede tercih edilirken, patates kızartması, börekten uzak durulmalıdır. Bunlar gereksiz kalori alımına ve vücut yağlanmasına neden olarak pek çok hastalığa davetiye çıkarabilir. Mevsimine uygun olarak kahvaltıya eklenecek söğüş ( domates, salatalık, maydanoz, biber ) içerdiği C vitamini sayesinde demir emilimin artıracağından, sofralarda eksik edilmemelidir.

Hazır meyve sularını tercih etmemek daha doğru

Kahvaltı da içecek olarak çay, bitki çayı, sütlü kahve, süt sağlıklı seçimler arasında sayılabilir. Hazır veya taze sıkılmış meyve suları içerdiği yüksek şeker sebebiyle uzak durulması gereken bir gruptur. Kahvaltılarda özellikle kış günlerinde hastalıklardan korunmak amacıyla tercih edilen meyve suyu yerine, meyvenin kendisi tüketilmelidir.

Çocuklarınızın ekmeğine çikolata yerine tahin pekmez sürün

Özellikle çocukların çok sevdiği çikolatalı ekmekler yerine, pekmez, bal ev yapımı reçeller sağlıklı kahvaltılar için çok daha uygundur. Kış aylarının olmazsa olmazı tahin pekmez de sabah kahvaltıları için hem sağlıklı hem de lezzetli bir seçenektir.

Sabahları aç olmuyorum diyorsanız…

Sağlıklı bir kahvaltıyla güne başlamak, gün içerisinde iştah kontrolü açısından çok faydalıdır. Kahvaltı yapmayan kişilerde iştah öğleden sonra artmaya başlayarak, akşam önüne geçilmez bir hale gelir. Özellikle akşam yemeğinden sonra tatlı ihtiyacı, doymama hissi ve gece yatana kadar bir şeyler yeme isteği artar. Gece artan tüketim sabah kalkıldığında iştahsızlığı beraberinde getireceğinden, kahvaltı ihtiyacını ortadan kaldırır. Sabah aç uyanmıyorum, canım kahvaltı istemiyor, gibi söylemler, gece yemelerinin bir sonucu olarak karşımıza çıkar. Sabah kahvaltı yapmama, gece çok yemek yeme kısır döngüsü uzun sürdüğünde kilo alımı kaçınılmaz olur. Kısır döngüden kurtularak kilo kontrolü sağlamanın en kolay yolu ise güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlamaktır.

Sürekli kahvaltılık gevrek tüketmek sizi formda tutmaz

Sağlıklı bir kahvaltının protein içeriği yüksek olmalıdır. İçerisinde şeker ilavesi olan kahvaltı gevrekleri, kısa bir süre sonra açlık hissi ve tatlı ihtiyacını beraberinde getireceğinden çok sık tüketilmemelidir. Zorunlu durumlarda, yulaf, kuru meyve ( 1 porsiyon ), süt veya yoğurt ile hazırlanan karışım tercih edilmelidir. Geç kalıyorum evde kahvaltı yapamıyorum bu sebeple bu karışımı tercih ediyorum diyenler için, evde hazırlayarak yanınıza aldığımız sandviçler sağlıklı bir kahvaltı için çok daha uygun olacaktır.

Reklam

Yemekten Sonra Bunları Asla Yapmayın!

9

Yemekten sonra çay içmenin, meyve yemenin, dişleri fırçalamanın, uyumanın veya duş almanın sağlığa zararlı olduğunu biliyor muydunuz?

Yemekten Sonra Uzak Durulması Gereken 10 Davranış

1. Uyumak

Yemeğin hemen ardından uyumaktan kaçının çünkü yatar pozisyona geçtiğiniz zaman midenizdeki asit yemek borunuza doğu hareket ediyor. Birçok insanın mide yanması yaşamasının sebebi bu ve hatta çok ilerleyen zamanlarda böyle bir alışkanlığınız varsa reflü olmanız da olası. Ayrıca yemekten hemen sonra uyunduğunda diyafram daha çok kasılıyor ve bu da horlamaya sebep olabiliyor.

Yemekten hemen sonra uyumak aynı zamanda obeziteye de yol açabiliyor. En iyisi yemekten sonra en az 2 saat uyanık kalmak. Sevdiğiniz bir şeylerle meşgul olup, hafif fiziksel aktivite yapabilirsiniz.

Kilo problemi yaşıyorsanız, yemeğin ortasında uykuya dalıyorsanız veya hemen sonrası aşırı bir uyku hali oluyorsa dikkatli olmanız gerekiyor.

2. Duş Almak

Yemeklerden hemen sonra karnınız doluyken duş almak, hatta çok sıcak duş almak özellikle yapılmaması gerekenler arasında. Vücudumuz yemeği sindirmek için vücut sıcaklığını korumak istiyor ancak sıcak duşa girildiğinde kan akışı mideden çekilerek fazla sıcaklıktan vücudu korumak için derimize doğru ilerliyor. Bu da yemeğin sindirilmemesine neden oluyor.

3. Çay İçmek

Yemekten sonra bir keyif çayı içmek en sevdiğimiz şeylerden biriyken, maalesef bu da düşünülenin aksine yanlış bir alışkanlık. Yemeklerden sonra çay içmek için 1 saat kadar beklemek en sağlıklısı çünkü yemeğin hemen ardından mideye inen çaydaki demir vücut tarafından sindirilmiyor. Bu da özellikle demir eksikliği olan kadınlar ve çocuklar için tavsiye edilmiyor.

4. Sigara İçmek

Sigara kullanan kişiler genellikle güzel bir öğlen ya da akşam yemeğinin ardından hemen sigara içerler. Sigara, paketlerinin üzerinde de belirtiği gibi sağlığa son derece zararlı ve kansere yol açan 60’tan fazla tehlikeli madde içeriyor. Yemeğin hemen üstüne alınan nikotin ise bu etkileri daha da arttırıyor. Siz en iyisi sağlıklı bir yaşam için ne yemeklerden sonra ne de başka bir zaman sigara içmeyin.

5- Meyve Yemek / Meyve Suyu İçmek

Dışarıda bir restoranda veya evlerimizde yemek yerken genellikle yemeğin hemen üstüne meyve ikram ediyoruz. Bu yaygın davranış aslında hatalı. Meyveler kolay sindirilebilen yiyecekler değiller ve yemeğin ardından yendiğinde doğru bir şekilde sindirilmeleri mümkün olmuyor.

Meyvenin faydalarını almak yerine; yemekle karıştığı takdirde sadece şekerini alıyor ve bu da kilo yapmaktan başka bir işe yaramıyor. Meyvenin faydasını en iyi şekilde alabilmek için en iyisi meyveleri sabah veya aç karnına tüketmek.

6- Spor Yapmak

Yemekten hemen sonra egzersiz yaparsanız bu durum vücudun metabolizmasını etkiler ve kan akımını azaltarak sindirimin zorlaşmasına neden olur. Egzersiz yapmak için yemekten sonra 2-3 saat beklemelisiniz.

Yemekten sonra spor yapmak, sindirim sisteminin yediğimiz yemeklerden nütrientleri özümsememesine neden oluyor. Bu durumda yemeklerden alınan vitamin ve minerallerin hiçbir önemi kalmaz.

Diğer yandan Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bir araştırma; yemekten sonra en az 10 dakika yürüyüş yapmanın tip 2 diyabet hastalığına yakalanma riskini büyük ölçüde azalttığını ortaya koydu.

7- Kemer Gevşetmek

Yemek yedikten sonra kemer gevşetmek bağırsaklarınızın düğümlenmesine neden olabilir. İlerleyen zamanlarda bu hareketi sürekli tekrarlar ve alışkanlık haline getirirseniz ciddi bağırsak problemlerine ve hatta bağırsak kanserine neden olabilir.

8- Dişleri Fırçalamak

Yatmadan önce dişlerinizi fırçalamanız mutlaka yapmanız gereken çok önemli bir alışkanlık olmalıdır. Ancak yemekten her yemekten sonra dişlerinizi fırçalamak dişleriniz için son derece zararlıdır. Yemekten hemen sonra fırçalamak diş minesinin katmanlarına zarar verecektir.

Ayrıca asitli bir yiyecek ve içecek tüketmek ya da çok şekerli besinler yemek daha da tehlikelidir. Diş minesini korumak için en az 30 dakika boyunca bekleyin ve diş minesini yumuşatan yiyeceklerin asitini nötralize etmek için yeterli tükürük üretimi için vakit kazanın.

9- Çok Su İçmek

Bir kişinin sağlıklı kalmak için her gün 8 bardak su içmesi çok önemlidir. Ancak yemekten hemen sonra mideye indirmek hatta yemek sırasında su içmek sindirimi bozabilir. Yemekten hemen sonra veya yemek sırasında çok fazla su içmek uygun sindirim için gerekli olan asit ve safra doğal düzeylerini etkileyebilir. Ayrıca soğuk su içmek sindirimin yavaşlamasına ve hassas kişilerde kramplara neden olabilir. Yemekten sonra en az bir saat su içmemeye çalışın ve yemek yerken de içmekten kaçının.

10- Araba Kullanmak

Sindirim için büyük miktarda kan gerekir. Yani yemekten sonra kan sindirim sisteminde görevli olduğundan beyin geçici olarak kandan yoksun kalır ve konsantrasyon eksikliği görülür. Ayrıca yemekten hemen sonra uykulu olursunuz ve uykulu gözlerle araba kullanmak güvenli değildir. Bu nedenle yemek yedikten hemen sonra araba kullanmaktan kaçının. Sindirimin bitmesi için bir süre beklemeye çalışın bir, iki saat sonra yola çıkmaya hazırsınız.

Kaynak: İndigo Dergisi
Reklam

Vücutta Enerji Akımını Artırıp Metabolizmayı Hızlandıran 13 Basınç Noktası

0

Aküpresür, vücutta enerji akımını hızlandırmak için Çinlilerin geliştirdiği 2000 yıllık bir metot. Enerji akımı hızlandıkça metabolizmanız da hızlanır, vücudunuz rahatlar ve size teşekkür eder.

İşte bu yöntemi uygulayabilmek için vücudunuzda masaj yapmanız gereken 13 nokta:

1. Boyun kasının üstü:

Bu nokta sırtınızda yer alıyor, tam olarak omzunuzun boynunuzla kesiştiği bölge, meme ucunuzla aynı hizada. Bu noktaya bir dakika boyunca baskı uygulayın ve diğer tarafa da aynısını yapın. Her gün tekrarlayın.

2. Burun köprüsü:

Aynaya bakın, gözleriniz ve burun köprüsü arasındaki noktayı bulun. Gözünüzden burnunuza doğru bu bölgeyi ovalayın.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

3. Kaşlarınız arasındaki nokta:

İçgüdüsel olarak, çoğumuz yorulduğunda iki gözü arasına basınç uygular. Bu noktayı bulun ve bir dakika boyunca bastırın.

4. Göğüs kemiği:

Karın boşluğundaki sinir ağının üzerinde, göğüs kemiğinde bulunan bölge size enerji kazandırıp kilo vermenize yardımcı olur. Gösterilen noktaya bir dakika boyunca bastırın, her gün tekrarlayın.

5. Kulak:

Şakak ve kulak arasındaki nokta, tam olarak aradığınız yer. Bir dakika boyunca bastırıp masaj yapın.

6. Karın:

Karnınızda enerji akımını ve sonuç olarak kilo vermeyi hızlandıracak birçok nokta var. Özellikle bir tanesini bulmalısınız, göbek deliğinin iki parmak aşağısında yer alıyor. Bu noktaya bir dakika boyunca masaj yapın. Her gün tekrarlayın.

7. Abdominal kaslar:

Bu iki nokta tam göğsün altına, midenin üstüne denk geliyor. Göbeğinizden yukarı doğru masaj yapın. Her gün tekrarlayın.

8. Dirsek:

Dirseğinizin iç kısmı da bir aküpresür noktası. Bir dakika boyunca basınç uygulayın.

9. Diz:

Dizleriniz de basınç masajı için iyi noktalar. Her noktaya gündelik uygulayın.

10. Ayak bileği:

Ayak bileğinizin iç ve dış kısımları bu rutinin kilit noktaları. Her gün en az bir dakika boyunca basınç masajı yapmanız gerekiyor.

11. Üst dudak:

Yüzünüze masaj yaparken üst dudağınızın hemen üzerinde kalan bölgeye odaklanın. Bir dakika boyunca basınç uygulayın.

12. El:

Baş, vücut ve bacaklarınıza masaj yaptıktan sonra ellerinize geçin. Baş parmağıyla elinizin dış yüzeyinin kesiştiği noktaya her gün bir dakika boyunca masaj yapın.

13. Ayak:

Resimde gösterilen her aküpresür noktasına günlük masaj yapın.

Vücudunuzda metabolizmayı ve sindirimi hızlandıracak her basınç noktasını bulduğunuz an kilo vermeye ve sağlıklı bir hayata bir adım daha yakınsınız demektir. Ee ne duruyorsunuz? ?

Kaynak: Onedio

Yataktan Yorgun mu Kalkıyorsunuz? Fibromiyaljiyi Duymuş muydunuz?

Reklam

Fitness Dünyasındaki Khaleesi’yi Görünce Çok Şaşıracaksınız!

0

Game of Thrones dizisini muhtemelen izliyorsunuz. İzlemiyorsanız da, çevrenizden duyduklarınız kadarıyla Khaleesi adlı karakteri biliyorsunuzdur. Üstelik sadece karakter olarak değil, dış görünüş olarak da bildiğinizi varsayıyoruz.

Tanıdık geldi değil mi? Eğer geldiyse, sizce de bu ikili birbirine çok benzemiyor mu?

https://www.instagram.com/p/BJ5uTS1DfeK/?taken-by=swoleesi

Genç ve yetenekli powerlifting sporcusu Amber Abweh, saçlarını Khaleesi’ye benzettikten sonra sosyal medyaya bir bomba gibi düştü adeta. İngilizce’de ‘kaslı’ anlamına gelen swole kelimesi ile Khaleesi karakterini birleştirerek ortaya Swoleesi karakterini çıkaran Abweh, aynı zamanda deadlift rakamlarıyla da Amerika’da birçok federasyonda birinciliğe sahip olan bir powerlifting sporcusu.

Which harsh truths do you prefer to ignore?

A post shared by Amber Rayne Abweh (@swoleesi) on

Geçtiğimiz günlerde saç rengini pek çok kez değiştiren Swoleesi, saçlarını değiştirmesine rağmen ismini değiştirmiyor. Çünkü popülerliğini Khaleesi’ye olan benzerliğine borçlu.

Swoleesi, deadlift setlerinden önce viski içtiği videosu ile de Instagram’da popüler olmuştu.

Yalnızca powerlifting ile değil, dövüş sanatlarıyla da ilgileniyor.

Gücü fiziğine de yansıyan Swoleesi, Game of Thrones’taki Khaleesi’nin gücünden de fazlasına sahipmiş gibi görünüyor.

75 kilogram bench press setlerini, salonda görebileceğiniz çoğu kişiden daha iyi formla ve daha rahat kaldırabiliyor.

90 kilogram squat setlerini de, derin ve güçlü bir şekilde 8 tekrarlar ile çalışıyor.

Asıl yetenekli olduğu kaldırış ise deadlift. En son kırdığı kişisel rekoru, tam olarak 185 kilogram! Bu rekor ile ilgili şunları söylüyor:

En iyi olmak için ağırlık kaldırmıyorum. Rekor kırmak için de ağırlık kaldırmıyorum. Powerlifting yapıyorum çünkü güçlü olmanın verdiği hissi seviyorum. Yeni limitler belirlemeyi, hedefler belirleyip rekorlarımı kırıp daha gelişmiş bir versiyonuma evrilmeyi seviyorum. Bu sporda, diğerlerinden iyi olmak önemli değil. Bu HERKESİN yapabileceği bir spor. Her insan için bir siklet, bir yaş aralığı var ve her ağırlık kaldırana saygı duyuluyor. Bu sporun birleştirici özelliğini unutup, egomuzun esiri olmamalıyız. Herkesi bir önceki günden daha iyi olmaya davet etmeliyiz!

Reklam

Karbonhidrat Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz 9 Bilgi

0

Karbonhidrat belki de kafamızı en çok karıştıran organik kimya bileşiği. Ancak vücudumuz için hayati öneme sahip. İşte, meşhur karbonhidrat ve 9 gerçeği…

Eski İsim Kaynağı

Karbonhidrat kelimesi ilk defa 1850 yılında Fransız kimyager Joseph-Louis Proust tarafından kullanıldı. Latince ‘kömür’ anlamına gelen carbo ve Antik Yunanca ‘su’ anlamına gelen hydor kelimelerinin birleşimidir.

Yeni Besin Kaynağı

Günümüzde dünyanın her yerinde neredeyse her öğünde yenen karbonhidratlı gıdalar aslında insanın beslenme evriminde çok yeni bir gelişmedir. Tarımla birlikte yerleşik hayata geçmeden önce insanlar karbonhidratı sebze ve meyvelerden alıyorlardı. Türkiye’de 10.000 yıldır buğday yeniyor olsa da, tahıl bazlı karbonhidratların diğer bölgelere yayılması 1. yüzyıl dolaylarında Romalılar aracılığıyla olmuştur.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Abartmadan

Karbonhidrat vücut enerjisi için elzem bir besin kaynağıdır ama birçok şey gibi fazlası hastalıklara yol açabilir. Özellikle rafine karbonhidrat kan şekerinin düzensiz şekilde yükselip düşmesine sebep olabilir. Beslenmenizden karbonhidratı tamamen atmayın ama kaynağınız tam tahıllarla beraber sebze ve meyveler olsun. Günlük en az 130 g karbonhidrat genel tavsiyedir.

Karma Karbonhidrat

Harward Halk Sağlığı Fakültesi, rafine karbonhidratların yerine gün içerisinde karma karbonhidratlar almanızı tavsiye ediyor. Örneğin, kahvaltıda yulaf ezmesi, öğle ve akşam yemeklerinde patates ve tam tahılları tercih edebilir ve meyve suyu içmek yerine meyve tüketebilirsiniz.

Günah Keçisi

Karbonhidratlar genelde kilo aldıran besinler olarak görülür ancak gram/kalori oranı en düşük besin kaynaklarından biridir: 1 g protein ya da 1 g yağda daha çok kalori vardır. Ayrıca açlık hissini daha uzun süre ertelendiği için, planlı olarak tüketildiğinde kilo vermeye yardımcı dahi olabilir.

Kas Dostu

Kilo vermek için spor yapanlara antrenmandan sonra karbonhidrat tüketmemeleri söylenir. Bunun sebebi de, glikojen depoları dolduğundan karbonhidratın insülini arttırdığı ve dolayısıyla yağlanmayı hızlandırdığı bilgisidir. Tamamen yanlış diyemeyiz, ancak antrenman sonrası karbonhidrat alımı kasların yenilenmesini destekleyerek daha çok kalori yakılmasına yardımcı olur. Daha çok kas daha çok kalori yakımı demektir.

Sıvı Enerji

Araştırmalar, bir saatten uzun süren antrenmanlarda karbonhidrat alımının vücuda ihtiyacı olan ekstra enerji ve dayanıklılığı kazanmasında yardımcı olduğunu söylüyor. Antrenman yaparken nasıl karbonhidrat alabilirim derseniz, sporcu içeceklerini tercih edin. Sıvı içerdiklerinden susuz kalmanızı da engelleyecektir. 500 ml izotonik sporcu içeceğinde 30 g karbonhidrat vardır.

Karbonhidrat Her Yerde

Düşünülenin aksine, karbonhidrat sadece tahıl ve tahıl ürünlerinde bulunmaz. Sütten kabağa, meyveden çikolataya kadar birçok gıdada karbonhidrat vardır.

En Cömert Enerji

İnsanlar dinlenirken harcadıkları enerjinin %10’unu proteinden, %40’ını yağdan ve %50’sini karbonhidrattan alır. Orta yoğunlukta hareketlilik gösterdiğinizde harcadığınız enerjinin %50’sini yağdan, diğer yarısını da karbonhidrattan sağlarsınız.

Reklam