Fit Hub Blog Sayfa 115

30’lu Yaşlardaki Kadınlar İçin Kilo Vermeye Yardımcı 10 İpucu

0

Diyetisyen Emre Uzun, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kadınların 30’lu yaşlarla birlikte kendilerini ihmal etmeye başladıklarını, oysa bu yaşların beslenmeden egzersize, sosyal yaşamdan iş yaşamına asıl kendilerine dikkat etmeleri gereken dönem olduğunu belirtiyor. Nedenini, nasılını kendisine soruyoruz.

Asıl 30’lu Yaşlarda Kilo Verin!

“Kadınlar diyeti en fazla 30’lu yaşlarında ihmal eder. Çeşitli sebepleri (aslında bahaneleri) vardır. Kimi kariyerlerinde basamakları hızla tırmanmaya başlamıştır. Kimi anne olmuş çocuk büyütmektedir. Kimi ailesindeki bazı yaşı ileri kimselerin bakımından sorumludur vesaire. Ama sonuçta hepsi diyeti ve kilo vermeyi erteler. Oysa bilmedikleri şey şu: 30’lu yaşlarda verilen kilolar, 40’lı yaşları ve menopoz öncesini daha sağlıklı karşılamalarına yarar.”

Neden başka yaşlar değil de 30’lu yaşlar bu kadar önemli peki?..

“Hayatın temellerinin kurulduğu, meslek hayatının başladığı, sosyal yaşamdan keyif almanın tadına varıldığı 20’li yaşların koşuşturmasından sonra, 30’lu yaşlara girildiğinde metabolizmamızın eskisine göre yavaşladığını net bir şekilde hissetmeye başlarız. Birçok kişi genelde “Eskiden yediğimin aynısı yiyorum fakat kilo alıyorum” der. Gerek yaşla birlikte metabolizmanın yavaşlaması gerekse hareketin azalması, kronik hastalıklar, evlilik, çocuk sahibi olma, erken menopoz, stres, iş gibi faktörler kilo alma sebepleridir. Menopoz döneminde östrojen hormonunun düzensizlikleri, stres, yetersiz uyku kadınlarda kilo artışına sebebiyet verebilir. Bu dönemde kişilerin beslenmesini mutlaka yeniden gözden geçirmesi gerekir.”

Hormonların bundaki rolü nedir?

“35 yaşını aşmış erkek ve kadınlarda bazı hormonlar da kilo alma nedenidir. Örneğin östrojen fazlalığı başlıca hormonal dengesizliklerdendir ve fazla kiloya sebep olabilir. Çünkü östrojen seviyeleri progesterona bağlı olarak yüksek seyir etmeye ve östrojen baskınlığı yaşanmaya başlar. Bunun başlıca göstergesi de karın bölgesi yağlanması, kilo alımı, ruh halinde değişiklikler ve şişkinliktir.”

Östrojen kadınlara özel bir hormon değil miydi?

“İnanış o yönde ama erkekler de östrojen fazlalığı problemi yaşayabilir. Çünkü çevresel östrojen denen bir gerçek var. Yalnız erkeklerde östrojen baskınlığı belirtileri genelde 40 yaş sonrası ortaya çıkar ve karın bölgesi yağlanmaya, saçlar dökülmeye, göğüs oluşumu ve halsizlik gözlemlenmeye başlar. Yine böyle tiroitler var… Vücudunda ani ve beklenmedik şekilde yağlanma gözlemleyenlerin tiroit bezlerini kontrol ettirmesini öneririm. Östrojen fazlalığına dönecek olursak, şişkinliğe ve ödeme de neden olabileceğini bilmemiz gerek. Zararlı östrojen depo edilir ve atılması da zordur. Bu durum menopozda da devam edebilir. Kadın regl olmaz ama progesteron da salgılamaz. Oysa progesteron doğal diüretik işlevine sahiptir ve kalorileri enerjiye çevirmeye kanalize edebilir. Ancak salgılanmayınca şişkinlik kalıcı hale gelir ve vücut alınan kalorileri metabolize edemediği için bu kaloriler vücutta yağ olarak depolanır.”

Bir yanda hormonlar diğer yanda ağır sorumluluklar… Kadınlar arada bir program uygulayıp nasıl kilo verecek; bunun bir yolu, bir programı var mı?

“Programdan çok ‘Üç Emir’ ve ‘Yedi Altın Kural’ var. Önce emirleri sıralayalım, sonra da kurallara bakalım:

3 Emir:

1. Enerji harcamak:

Menopoz dönemi, kadınların ciddi oranda kilo aldıkları ve bu kiloları verememekten yakındıkları bir dönem. Bu dönemde vücutta oluşan bazı değişiklikler nedeniyle harcadığınız enerjide de bir azalma oluyor. Doğal olarak bu da kiloları beraberinde getiriyor, vücut kompozisyonları değişiyor, duruş bozuklukları bile gözlemleniyor. Yapmanız gereken şey basit: Yediklerinizi sınırlayacaksınız ve hareketliliğinizi artıracaksınız. Zor gibi göründüyse şunu düşünün: Bunun yararını yaşlandığınızda göreceksiniz, şimdi değil!

2. Kemik sağlığı, kalsiyum ve D vitamini:

Osteoporoz dediğimiz şey, kemiklerde yaşanan kalsiyum kaybıyla birlikte kemiklerin kolay kırılır hale gelmesidir. Ve bu durum, maalesef menopoza girmiş kadınlarda daha sık görülür. Osteoporozu engellemek de sizin elinizde… Beslenmenize dikkat edeceksiniz ve egzersizleri ihmal etmeyeceksiniz! Kalsiyum ve D vitamini içeren gıdalar da diyet listenizde mutlaka yer alacak…

3. Hızlanan metabolizma:

Bizim belli bir yaşın üstündeki hanımlarımızda genellikle aynı yaklaşımla karşılaşıyoruz: “Aman doktor bey, bu saatten sonra öyle yapsam ne olur yapmasam ne olur!” Yanlış! Çünkü metabolizma hızımız biz yaşlandıkça yavaşlar. 30’lu yaşlardan itibaren her 10 yıllık dönemde vücudumuz %2 ila %4 oranında daha az enerji yakmaya başlar. Yakamadığımız bu enerji de vücudumuzda yağlanma olarak ortaya çıkar ve sağlığımızı tehdit eden birçok hastalığı davet eder. Özellikle karın bölgesindeki yağlanma kalp hastalığı, yüksek kan basıncı, insülin direnci ile sonuçlanır ki bu da diyabet riski demektir!

Sırada ‘Yedi Altın Kural’ var:

Bunlar, metabolizmayı hızlandırmanın yollarını gösteren bir takım uygulamalar. Bunları hayata geçirdiğiniz, günlük yaşamınızın rutini haline getirdiğiniz anda metabolizmanız kendine uygun bir tempo tutturur ve siz müdahale etmedikçe aynı tempoda çalışmaya devam eder. Nedir bu Yedi Altın Kural, bakalım:

1. Güne kahvaltıyla başlayın: Sabahları kahvaltıdan sonra metabolik hızınız %10-25 oranında artar çünkü kahvaltı, metabolizmanızın uyanmasını ve enerji harcayıcı duruma gelmesini sağlar, zaten temel işlevi de budur! Şunu unutmayın: Sabahları hiçbir şey yemiyorsanız gün içinde daha az kalori yakarsınız.

2. Öğün atlamayın: Öğün atlamak, gün içinde daha az kalori yakmanıza neden olur. Bu da diğer öğünde yiyeceğiniz fazladan yemeklerin vücuda aşırı bir enerji yüklemesi anlamına gelir. Aşırı enerji de akacak mecra bulamaz, vücudunuzda yağ olarak depolanır!

3. Günde en az 8-10 bardak su için: Su kaybı metabolizma hızınızı %2-3 oranında azaltır. Bol su içtiğiniz zaman dolaşım, sindirim ve solunum sistemlerinizi dengeli çalışacak ve metabolizmanız hızlanacak demektir.

4. Düzenli egzersiz yapın: Düzenli olarak egzersiz yapmak da metabolizmanızı hızlandırır. Özellikle aerobik egzersizler veya dayanıklılık antrenmanları hem kas kütlenizi artırır hem de metabolizma hızını yükselterek daha fazla kalori yakmanızı sağlar.

5. Proteini göz ardı etmeyin: İnsan vücudu, karbonhidratları sindirmek için yaktığı kalorinin iki katını proteinleri sindirmek için yakar. Haftada iki kez balık olmak üzere beslenme planınıza daha fazla protein ekleyin. Örneğin Omega 3 yağ asitleri içeren somon türü balıklar, vücutta yağ yakan enzimleri artırdığı için daha fazla tercih edebilirsiniz.

6. Sofradan baharat eksik olmasın: Baharatlı gıdalar metabolizmanın hızlanmasını sağlar. Özellikle kırmızıbiber iyi bir metabolizma hızlandırıcı etkiye sahiptir. Yapılan araştırmalarda kırmızıbiberin içerisinde bulunan kapsaisin adlı etken maddenin bu işleve sahip olduğu tespit edilmiştir. Yine aynı şekilde hardal ve karabiber de iyi birer metabolizma hızlandırıcıdır.

7. Kahve ile metabolizma hızlandırın: Kahve, hem metabolizmanızı hızlandırır hem de konsantrasyon artırır. Her ne kadar bu durum içilen kahve miktarına ve sıklığına bağlı olsa da şekersiz ve kremasız olması koşuluyla gün içerisinde kahve tüketilebilir. Yeşil çay da tıpkı kahve gibi metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. Bu da yeşil çaydaki kafein ve kateşin sayesinde gerçekleşir. Yapılan araştırmalar egzersiz öncesi tüketilen yeşil çayın, egzersiz sırasındaki yakılan kalori miktarını %17 artırdığını göstermiştir.

Yoga Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Reklam

Fitness Hedeflerinize Ulaşmak İstiyorsanız Bu Beslenme Tavsiyelerini Duymalısınız!

0

Mutfağınız Fitness Hedeflerinize Ulaşmanız Konusunda İhtiyacınız Olan Desteği Sağlasın.

Egzersizin sağlığınız üzerine sayısız yararlarını saymakla bitiremeyiz. Ancak çoğumuz antrenmanlarımızın sağlayacağı yararları farkında olmadan azaltırız. İster haftada 2-3 kez ister gün aşırı antrenman yapıyor olun, beslenme, antrenmanlarınızdan alacağınız verimi belirleyen önemli bir etken olacaktır.

Düzenli olarak egzersiz yapan birisinin beslenme düzeninin nasıl olması gerektiği konusunda temel kurallar vardır. Bu kurallar özellikle de spora yeni başladıysanız iyi sonuçlar almanıza yol açabilir. Ancak deneyim kazandıkça tükettiğiniz protein, yağ ve karbonhidratlar ve bu makro besinlerin geldiği kaynaklar daha da önemli bir hal almaktadır. Bu neden böyledir? Çünkü antrenman yoğunluğunuz artmıştır.

Fitness ve/veya vücut geliştirmeye gönül vermiş olun, amacınız güç kazanımına ve kas hacminde artışa yol açacak olan iyi bir kas toparlanması sağlamak olmalı. Buna iyi bir uyku, beslenme ve toparlanma gibi etkenlerle ulaşmanız mümkün. Ben de bu yazıda deneyim kazanıp antrenman yoğunluğunuz arttıkça beslenmenin kas toparlanması için neden bu kadar önemli olduğunu vurgulamaya çalışacağım.

Antrenman Yoğunluğunuz Arttıkça Aşağıda Sıralanan Etkenlere Dikkat Etmelisiniz

1. Tavuk, balık ve hindi gibi yağsız protein kaynaklarından yeterli miktarda tüketmeye çalışın.

2. Uyanır uyanmaz ve antrenmanınızdan sonra whey protein gibi hızlı etki eden protein kaynakları tüketin.

3. Gün boyunca kompleks karbonhidratları tüketmeye çalışın.

4. Avokado, fındık, fıstık gibi ezmeler ve zeytin yağı benzeri iyi yağlar tüketin.

5. Antrenman sonrası ve uyanır uyanmaz protein içeceğinizle birlikte az miktarda basit karbonhidratlar tüketin.

6. Bol bol su için.

7. Gün boyunca küçük öğünler şeklinde beslenin.

8. Doktorunuz tarafından söylenmediği müddetçe beslenme düzeninizden karbonhidrat ve yağı tamamen çıkarmayın.

9. Kazein protein gibi yavaş sindirilen protein kaynaklarından tüketin.

10. Yeterli miktarda yeşil sebze ve lifli tüketin.

Yukarıda sıraladığım maddeler deneyim kazandıkça size temel beslenme kurallarını öğrenmeniz konusunda yardımcı olacak olan genel tavsiyelerdir. Kişinin antrenman yoğunluğu, yaşı, kilosu ve güncel hayat şekli değerlendirilerek bireye özgü bir beslenme düzeni en iyi sonuçların alınmasını sağlayacaktır.

Temel kavramları öğrenmeden önce iyi sonuçlar elde etmeye çalışmak boşunadır. Bu temel kavramları öğrendikten sonra sıra antrenman yoğunluğunuza göre şekillendirilmiş doğru besin miktarlarını bulmaya geliyor.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA
Kaynak: M&F, Ekim, 2017

Revenge Body Koçuna Göre En Önemli ve En Çok Yapılan 2 Beslenme Hatası

Reklam

Yoga Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

1

Birçok insan Yoga’yı, antik zamanlara ait bir antrenman metodu olarak ya da belli pozların uygulandığı egzersizleri kapsayan bir akım olarak bilmekte.

Bu konu ile ilgili kafanızdaki soruları cevaplama amacıyla size yardımcı olacağız.

Yoga Nedir?

Aslında yoga’nın kelime kökeni ‘birleşme’dir. Buradaki birleşme anlamıyla bahsedilen şey, belli pozlarla, meditasyonla ve nefes kontrolüyle bedeni, zihni ve ruhu birleştirme amacıdır. Bu da Yoga için uygun bir tanım olmaktadır.

Yoga’nın mantığı sadece belli pozları egzersiz yoluyla uygulamak ve nefes kontrolü değildir. Vücudunuzda akan enerjiyi tecrübe etmeye ve kontrol etmeye dayalıdır. Bunlardan dolayı yoga’ya meditasyon gözüyle de bakılmaktadır.

Yoga’nın kurucusu Patanjali, Yoga ile ilgili olarak ‘Sthiram sukham asanam.’ sözünün önemine değinmiştir. Bunun anlamı, uyguladığınız poz, sizin için sağlam ve rahat bir poz ise o sizin ‘asana’nızdır. Asana, Yoga’nın sadece hazırlık kısmıdır. Yoga’nın temeli dediğimiz gibi zihin, beden ve ruh arasındaki uyumu sağlamaktır. Bu da sizin en iyi, en zinde halinizi bulmanızı sağlayacaktır.

Faydaları Nelerdir?

Yoga egzersizleri, sadece bir mat yardımı ile uygulayabileceğiniz, fazla zamanınızı almayan, size esneklik, core kuvveti, nefes kontrolü ve dinginlik gibi birçok konuda yardımcı olacak egzersizlerdir.

Fiziksel ve zihinsel olarak ciddi faydaları vardır. Konu, kan basıncınızı düşürmek ya da acıya karşı toleransınızı arttırmak olduğunda bile Yoga size yardımcı olacaktır. Birçok açıdan faydası olan yoganın özellikle meditasyon benzeri bir uygulama şekline sahip olması, sağlık açısından katkılarını arttırıyor. Bu açıdan yoga egzersizlerini uygularken gürültüsüz, sakin ve dikkat dağıtıcı faktörlerin olmadığı bir alanı tercih etmeniz önemli.

Yapılan araştırmalarda serotonin ve oksitosin seviyelerinde artışa neden olduğu görülmektedir. Ayrıca depresyon, şizofreni gibi birçok psikolojik rahatsızlıklara ve uyku problemine faydası olduğu bilinmekte. Zihinsel anlamda bu şekilde katkı sağlaması motivasyonunuzu ve o günkü modunuzu fazlasıyla etkileyebilir. Hatta bunalmış hissediyorken, mutlu hissetminizi sağlayabilir. Kişinin kendisine vakit ayırmasının ve bunu, nefes kontrolü sağlayarak sakin bir şekilde uygulamasının bu tarz yararları olması da kaçınılmaz. Ayrıca nefes kontrolü Yoga için çok önemli olduğundan dolayı astım hastalığı ve benzeri birçok hastalığa olumlu etkisi görülmüştür.

Esneklik ve hareket açıklığı sağlayan bu tarz egzersizlerin bir arada uygulanması da kişiye fiziksel bir sürü fayda sağlamakta. Postür sağlığı konusunda Yoga’nın ciddi katkısı bulunmaktadır. Bel ağrısı gibi fiziksel rahatsızlıklarınız varsa Yoga size yardımcı olacaktır.

Reklam

Revenge Body Koçuna Göre En Önemli ve En Çok Yapılan 2 Beslenme Hatası

0

Kardashianları biliyorsunuz değil mi?

Khloé Kardashian’ın tv programı olan Revenge Body, beslenme ve spor ile ilgili kadınlara birçok bilgi veriyor. Revenge Body koçlarından Latreal Mitchell, danışanlarının en çok yaptığı iki beslenme hatasından bahsediyor ve ekliyor; bu iki önemli beslenme hatasını düzetmek oldukça basit.

Bütün Kilo Problemlerinizi Etkileyebilen 2 Önemli Hata

1.Çok Fazla Şeker Tüketmek

Evet yine karşılatınız. Ancak şeker, gerçekten kaçınmanız gereken bir besin. Tüm fitness ve beslenme programınızı yakıp yıkabilen bu ürünü fazla tüketmek, neredeyse herkesin en çok yaptığı hata… Siz farkında olmasanız bile o kadar çok şekere maruz kalıyorsunuz ki… Şeker her bir yiyeceğin içinde olabilir. İçinde şeker bulunan ürünleri öğrenmeniz gerekiyor. Etiketleri ürünleri satın almadan önce iyice kontrol edin. Bir gün içerisinde ne kadar şeker alımı yaptığınıza dikkat edin.

Sizin için şeker tüketiminizi azaltmanıza yardımcı olacak 5 önerimiz de var. Bunları uygulayarak ilk beslenme hatasından kurtulabilirsiniz. Küçük bir başlangıç ile azıcık bile azalttığınız şekerin etkilerini vücudunuzda hemen göreceksiniz.

2.Yeterince Sebze Yememek

Bingo! Tahmin etmiştiniz değil mi?

Annelerimizin bize bol bol yedirmeye çalıştığı sebzeler gerçekten çok önemli… Karbonhidrat ve protein kaynaklı besinlerin çoğundan alamayacağınız diğer makro ve mikro besinler özellikle yeşil sebzelerde bolca mevcut. Bağışıklık sisteminizi ayakta tutacak, sindirim sisteminizi düzenleyecek, birçok vücut fonksiyonunuzun normal işleyişine yardımcı olmasını sağlayacak olan sebzeler tabağınızdan asla eksik etmemelisiniz…

Revenge Body koçu Latreal Mitchell’in bu ikinci tespitine uygun olarak daha önceleri sizinle paylaştığımız daha fazla sebze tüketebilme taktiklerini de hemen hatırlatalım. Bu pratik bilgiler sebze tüketiminiz için oldukça faydalı olacak!

Fit Kalmayı Sevenler Buraya! Kim Kardashian’ın Antrenöründen Sıkı Bir Vücudun Tüyoları

Reklam

Birçok Alanda Kendini Kanıtlamış Jon Call’un Çılgın Dünyası

0

Bir sporcu düşünün, yüksek kiloları kaldırabiliyor, üst üste taklalar atabiliyor ve aynı zamanda da çok esnek. Bahsettiğimiz kişi instagram adı Jujimufu olan Jon Call.

Jon Call, vücut geliştirme sporuna yönelmiş, akrobatik özelliklere sahip bir sporcu. Birçok sportif özelliğe sahip olması onu özel bir sporcu yapıyor. Son zamanlarda da instagram’da oldukça popüler. Bunun tek nedeni sportif anlamda yapabildikleri değil. Eğlenceli ve renkli bir tarza sahip olması da büyük bir etken.

Yazımızı bitirdiğinizde demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız. Sizden ricamız, riskli olabilecek bu hareketleri denememeniz.

Birçok parametrede kendini geliştirmenin, ciddi bir disiplin ve özveri istediği kesin. Call’u bu yüzden takdir etmemiz gerekir.

 

Küçüklüğünde birçok dövüş sanatları dalıyla ilgilenen Call, bir süre sonra vücut geliştirme sporlarıyla ilgilenmeye başladı ve bu dalda kendini fazlasıyla geliştirdi.

Squat, Deadlift gibi birçok egzersizde yüksek ağırlıklarla çalışabiliyor. Güç ve kuvvet konusunda da performansını üst seviyede tutuyor.

 

Farklı yerlerde ve farklı şartlarda antrenman yapmayı seviyor ve bunlarla ilgili eğlenceli videolar paylaşıyor.

Şartların ve zorlukların onu fazla etkilemediği görülebiliyor.

 

Instagram’daki takipçilerini eğlendirmek için de birçok eğlenceli video paylaşıyor.

Videolardan da anlaşılabileceği gibi, renkli ve komik bir sporcu olduğunu söyleyebiliriz.

 

Yaşamının büyük bir bölümünü, esnekliğini geliştirmeye harcadığını söyleyen Call, bunun karşılığını alıyor.

Yüksek kas kütlesi ve kilosuna rağmen çeviklik ve esneklik gerektiren birçok alanda yetenekli olduğunu söylememiz lazım.

 

Bunlarla kalmamakla beraber taklalar atabiliyor.

Kendisi için akrobat da denmektedir.

 

 

Esneklik ve kuvvet gibi birçok parametrede kendini geliştiren Call, güç ve kuvvet egzersizlerinde bile esnekliğini zorlamaktan vazgeçmiyor.

CROTCH POWERRRRRRR!!!!

A post shared by Jon Call (@jujimufu) on

Yapılması tehlikeli görünen, ancak Jon Call’un hep yaptığı hareketlerden birkaç tanesi.

 

Tarzı, kabiliyetleri ve renkli kişiliği sayesinde son zamanlarda ismini de duyurmakta.

Yakın zamanda çıktığı bir yetenek yarışmasında jüri ekibini ve izleyenleri şaşırtmayı başardı.

 

Kas Gelişimini Sağlamak İçin Dikkat Etmeniz Gereken 3 Temel Kavram

 

Reklam

Güne Zinde Başlamanızı Sağlayacak Evde Yapabileceğiniz 10 Egzersiz

0

Herkesin çevresinde sabah erken saatte kalkıp üşenmeden spora giden kişiler varken, bir yandan da iş, hayat ve sporu dengeye oturtmaya çalışan insanlar var. Herkesin sporu hayatının bir parçası haline getirmeye çalıştığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi ile iş birliği içerisinde olan Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Doç. Dr. Marlis Gonzalez-Fernandez güne zinde başlamak için; evde rahatlıkla yapılabilecek 10 egzersiz önerisi paylaştı.

Sabahları Muhakkak Yapmanız Gereken 10 Egzersiz

Odaklı Nefes Alma

Yoga matı gibi rahat bir zemine yüz üstü uzanın ve kollarınızla başınıza yastık yapın. Derin ve düzenli şekilde nefes alın; her nefes aldığınızda karnınızın şişerek yere değdiğini hissedin. Bu şekilde yoğunlaşarak 10 kez nefes alıp verdiğinizde rahatlayacak ve o havaya gireceksiniz. Bu aslında bir şekilde şunu söylemek oluyor: Ben şimdi kendime özen göstereceğim ve kısa bir süreliğine yalnızca buna odaklanacağım.

Sfenks Duruşu

Başınızı kaldırın ve kollarınızın ön kısmı birbirine paralel olarak ileriye doğru uzatın. Dirsekleriniz yerde kalacak şekilde kollarınızın ön kısmından güç alarak yükselin, gövdenizin üst kısmını yukarıya doğru kaldırın ve sırtınızı esnetin. Başınızı aşağıya ve yukarıya indirip kaldırın; önce yukarı tavana doğru bakın, sonra çenenizi göğsünüze yaklaştırın. Sonra sırasıyla sağ ve sol kulağınızı omuzunuza değdirecekmiş gibi başınızı iki yana doğru eğin; sonra da başınızı önce sağa, sonra sola çevirin. Gevşeyin ve bu hareketi birçok kere tekrarlayın.

Çapraz Dirsek-Diz Hareketi

Sırt üstü yatın ve ellerinizi başınızın arkasında birleştirin. Dizlerinizi kırarak ayak tabanlarınızla yere basın. Karın kaslarınızı sıkıştırmak için omuzlarınızı ve ayaklarınızı yerden yükseltin, sonra da sırasıyla sağ dirseğiniz sol dizinize, sol dirseğiniz sağ dizinize gelecek şekilde gövdenizi çevirin. Bir sağ bir sol olacak şekilde hareketi tekrarlayın.

Yuvarlan ve Emekle

Sırt üstü yerde yatarken ellerinizle dizlerinizi kucaklayın ve ileriye ve geriye doğru yuvarlanın. Sonra yerde emekleyin (Karın kasları için mükemmeldir).

Çapraz Kol-Bacak Hareketi

Ellerinizin ve dizlerinizin üzerinde, dört ayak şeklinde durun, sonra çapraz olacak şekilde kolunuzu ileriye, bacağınızı geriye doğru düz uzatın —yani sol kol sağ bacak, sağ kol sol bacak. Bu hareket sayesinde kollardaki ve bacaklardaki neredeyse tüm eklemleri harekete geçirerek harika bir şekilde esnetiyorsunuz.

Şınav

Bunun bir klasik olmasının geçerli bir sebebi var. Doğru şekilde uyarlandığında, şınav hareketi yaştan ve fiziksel kondisyondan bağımsız olarak herkes tarafından yapılabilir. Yeni başlayanlar için dizler aşağıda durabilir. Diğer herkes, ayak parmaklarının ucunda duracak. Ufak ufak başlayın, güçlendikçe tekrar sayınızı artırırsınız.

Tek Ayak Duruşu

Ayağa kalkın ve ayaklarınız birbirine bitişik olacak şekilde durun. Sonra bir ayağınızı dizden bükük şekilde havaya kaldırarak tek ayak üzerinde durun. Sonra diğer bacağınızla aynı hareketi tekrarlayın.

Heel Dips Hareketi

Bir merdivenin en alt basamağında ayakta durun. Parmak ucunda merdivenin basamağında dururken ellerinizle tırabzanı tutun ve topuklarınızı indirip kaldırın. Hareketi tekrarlayın.

Merdiven Çıkma

Heel dips hareketinden sonra, merdivenleri inip çıkın. Kalça kaslarınızı çalıştırmak için, merdiven çıkarken topuklarınızdan güç alın. Merdiven çıkmak, en iyi kardiyovasküler egzersizlerden biridir.

Yürüme

Yürümek, kanı pompalamanın basit ama etkili bir yoludur. Gün boyu, en az 30 dakika olacak şekilde elinizden geldiğince yürüyün. Eğer hava soğuksa, kapalı alanda düzenli adımlarla yürümek de iyi bir seçenek olabilir.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin

Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

1-9 arasındaki egzersizlerin her biri bir ya da iki dakika boyunca yapılmalı. Ayrıca 30 dakikalık yürüyüşler yapmak hedeflenmeli. Kişinin kendisini zorlamak ve dengesini geliştirmek için 1-7 arasındaki egzersizler gözler kapalı olarak yapılabilir.

Fit in Class ile Evde Spor Yapın!

Fit in Class’a üye olarak yoga, pilates, kick boks ve daha birçok grup dersine online ve sınırsız bir şekilde katılabilir, güne daha zinde başlayabilirsiniz. Böylece, zoom üzerinden gerçekleşecek olan egzersizler sayesinde birçok eğitmenin deneyimlerinden de faydalanabilirsiniz. 

Spor Her Yaşta Yapılmalı

Anadolu Sağlık Merkezi’nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, düzenli egzersizin faydalarının saymakla bitmediğini ve bilimsel çalışmaların düzenli egzersizin kalpten, kemik sağlığına kadar vücuttaki bütün sistemleri olumlu etkilediğini vurguladı. Prof. Dr. Semih Akı en önemli noktanın kişinin yaşına, cinsiyetine, sağlık durumuna ve spordan beklentilerine uygun bir sportif aktivite veya egzersiz programının seçebilmesi olduğunu belirterek, “Spor her yaşta yapılması gereken bir aktivite. Ancak sporun alışkanlık haline gelebilmesi için çocuklukta başlanması çok önemli. Çocukluk çağında; çocukların basketbol, voleybol gibi daha çok takım sporlarına yönlendirilmesi, beraber çalışma alışkanlığını ve paylaşma alışkanlığını geliştirmesi açısından son derece önemli. Yazın yapılacak spor saatlerinin havanın ısısına göre ayarlanmasına dikkat edilmeli” dedi.

Yüksek Yoğunluklu Egzersiz Çocuklarda Obeziteyi Azaltabilir mi?

Reklam

Gelişimini Bir Üst Seviyeye Taşımak İsteyenlere: Dev Set Sistemi

0

Dev setler, dört ya da daha fazla hareketi “büyütülmüş bir set” içerisinde yaptırarak sizi bir (ya da dört) adım daha ileriye taşır.

Sevdiğiniz egzersizleri birbiri üstüne yığarak yapmak sevineceğiniz sonuçlar doğurabilir. Aralarda dinlenmeden peş peşe iki hareketle yaptığınız süper setlerde deneyimlediğinize benzer bir deneyim yaratan bir sistemden bahsediyoruz. “Devleşmek”, antrenman yoğunluğunu arttırmak için uzun süredir kullanılan bir teknik ancak kimi sporcular için bu, antrenmanın felsefesi gibi bir şey. Rutininizi dev setler etrafında şekillendirerek uzun vadede devlere yakışır kaslar elde etmeniz mümkün.

Dev Setin Mantığı

Önce bir iki tanım yapalım. Birbiriyle eşleştirilen iki egzersizin aralarda mola verilmeden peş peşe yapılmasına süper set denir. Üçlü set (Triset) ise aynı mantığın üç egzersizle uygulananıdır. Dev sette ise dört ya da daha fazla egzersiz olur. Hareketler aynı kas grubunu hedefleyebileceği gibi (quadriceps vb.), komşu kas grupları için de (quadriceps, hamstring, kalça) yapılabilir. Dev setin mantığı, ne kadar egzersiz varsa egzersizleri o kadar çeşitli tutmamızı gerektiriyor. Alt vücut dev seti, örnek vermek gerekirse, Leg Extension, Squat, Leg Press, Leg Curl ve Lunge gibi hareketlerden oluşur.

Alt setler arasında mola vermeden doğru bir şekilde uygulandığında, dev setler vücudu tüketen ama daha çok kas lifini çalıştırırken, kaslara daha çok kan pompalatan etkili bir antrenman çıkarmanızı sağlar. Egzersizlerin tamamında yoğunluğunu düşürmemeniz gerekiyor ancak kalabalık bir salonda bir istasyondan ötekine gitmek engel oluşturabilir. Örnek vermek gerekirse, siz Leg Extension ya da Squat yaparken, biri Leg Press makinesini kapabilir veya salondaki tek Leg Curl makinesinin başında biri kamp kurmuş olabilir. Bu sebeplerden ötürü sporcular dev seti daha çok karın antrenmanında kullanırlar. Onun dışında ise genelde yoğunluğu arttırmak için başvurulan bir teknik olarak kalır. Yine de bu tekniği düzenli olarak kullanan vücut geliştirme sporcuları var.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin

Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Dev set sistemi yıl boyunca uygulanacak bir sistem olarak önermiyoruz ancak 6-8 haftalık dönemler dahilinde yapıldığında vücudunuzu daha çok büyümeye iten bir şok içine sokar. Dev setlerin yağları yakarken fazladan kas gelişimine etki ettiği görülmüştür. Bu stratejiyi uygulamak istiyorsanız, kas grupları arasında en az 1 gün veya ideal olarak 2 gün ara verin. Yüksek hacimli baraj sizi ciddi bir DOMS (Egzersiz Sonrası Gecikmeli Kas Ağrısı ya da Hamlama) haline sokar. Ancak bir iki hafta sağlam yüklenirseniz devleşmeye başlayabilirsiniz.

Dev Set Omuz Antrenmanı

Dumbbell Lateral Raise 10-12
Dumbbell Seated Rear Lateral Raise 10-12
Barbell Front Raise 10-12
Dumbbell Overhead Press 10-12
Wide Grip Barbell Upright Row 10-12

Bu 5 egzersizi arka arkaya uyguladıktan sonra bir set tamamlanmış oluyor. Ne kadar zor olabileceğini siz de anlamışsınızdır. Bu yüzden başlangıçta daha hafif ağırlıklarla başlamanızda fayda var. Egzersizler arası dinlenmemeye çalışın. 1 seti tamamladıktan sonra 2-3 dakika civarı dinlenin. 3-5 set uygulamaya çalışın.

Kaynak: MF, Ağustos, 2017

Yatarken Rahatsız Oluyorsanız Sorun Omuz Sıkışması Olabilir

Reklam

Kas Gelişimini Sağlamak İçin Dikkat Etmeniz Gereken 3 Temel Kavram

0

Kas gelişiminiz için dikkat etmeniz gereken belli kavramlar vardır. Bunlardan bazıları ise olmazsa olmazlar arasındadır. Bu yazıda, bunlar arasında temel olarak bilinen 3 temel kavramdan bahsedeceğiz.

1. Antrenman

Antrenmanın buradaki öneminden fazla bahsetmemize gerek olmadığı ortada. Antrenman yapmazsak belirli bir kas gelişimi olamayacağını hepimiz biliyoruz. Burada asıl bahsetmek istediğim, antrenmanın yarattığı etkinin yeterliliğidir. Yıpranma olmazsa toparlanma da olmaz. Çünkü antrenmanınız yeterli seviyede ve kalitede olmazsa, hedeflenen gelişimi göremeyeceksiniz. Yani, hedeflenen hasarı, tahribatı sağlamazsak bunun için gerekli olan toparlanma ve gelişim süreci de gerçekleşemez. Bununla beraber her gün saatlerce antrenman yapmak ve kaslarımızı her gün fazlasıyla yormak, kas gelişiminin engellenmesine ve atrofiye neden olabilir.

2. Beslenme

Beslenmenin kas gelişimindeki önemi(özellikle yeni başlayanlarda) çok ama çok fazladır. Vücudunuzun kas onarımından ve gelişiminden sorumlu proteinleri yeterli miktarda almazsanız gelişim olmayacaktır. Size rahat bir şekilde bunun garantisini verebilirim. Protein yönünden zengin et, tavuk, yumurta ve süt ürünlerini beslenme programınıza eklemeyi unutmayın. Eğer yeterli protein alımını sağlamaya zaman ve fırsat bulamıyorum diyorsanız gıda takviyelerini de deneyebilirsiniz.

Beslenme kısmı tabi ki de sadece proteinle bitmiyor. Kaslarınızın enerji ihtiyacı için gerekli olan karbonhidratlara da önem vermeniz gerekli. Bunlarla beraber mineraller ve vitaminler de önemli bir rol oynamakta. Emin olun ki dengeli ve zengin bir beslenme, gelişiminize çok katkı sağlayacak. Bu yüzden besin değerleri yüksek besinlere yönelmenizde fayda var.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

3. Uyku

Dinç bir zihin ve vücutla yeni güne hazırlanmak için uyku çok önemlidir. Gün içinde harcanan enerjiyi depolamada da önemli rol oynamaktadır. Ve kas gelişiminin önemli bir kısmı da uykuda gerçekleşmektedir. Geç saatlere kalmadan, 7-8 saatlik verimli bir uyku, kas gelişiminize çok yardımcı olmaktadır.

Kas, antrenman ile yıpranır. Beslenme ve uyku sayesinde de toparlanıp, gelişir.

Bonus: Genetik

Bu konuda sizin yapabileceğiniz pek bir şey yok. Ama gerçek şu ki, bazılarımızın genetik yapısı ve vücut yapısı kas gelişimine daha uygun. Gördüğünüz çoğu profesyonel vücut geliştirme sporcusunun da genetik açıdan şanslı insanlar olduklarını söyleyebiliriz. Bu durum, kas gelişimi yaşayamayacaksınız anlamına gelmez. Sadece bazı insanlar için daha kolay bazı insanlar için de zor gerçekleşeceği anlamına gelir. Ama sizin de bildiğiniz gibi, sıkı çalışmanın önüne hiçbir şey geçemez. Kas gelişimi konusunda uzun süredir ilerleme göremiyorsanız, belli fikirlere kapılıp anne babanızı suçlamadan önce yukarıdaki 3 maddeye çok ama çok önem vermenizi tavsiye ederim.

Karar Veremeyenler İçin: Sabah Antrenmanı mı? Akşam Antrenmanı mı?

Reklam

Şekeri Beslenmenizden Çıkarmanıza Yardımcı 5 Süper Yöntem

0

Eğer beslenme düzeninizde gerçek bir değişiklik yaparak kilo vermek ya da sadece daha sağlıklı beslenmek istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey şeker tüketiminizi azaltmanızdır.

Şekerin yoğun tüketiminin vücuda olan zararlarının kanıtlandığı birçok araştırma bulunmaktadır. Kronik kalp damar rahatsızlıkları, tip 2 diyabet, sindirim sistemi rahatsızlıkları ve kanser ile ilişkisinin gözlemlendiği bu çalışmaları ayrıca şeker tüketimi sonrası gelen uyuşukluk ve yorgunluk da desteklemektedir.

Tüm bu kötü sonuçlardan ötürü şeker tüketimini minimuma çekmek uzun vadede daha sağlıklı bir yaşama sahip olabileceğinizin bir göstergesidir. Ancak biliyoruz ki hemen her öğünde şekere yer verebilen bireyler olarak bunu pat diye başarmak kolay olmayabiliyor.

Eğer şeker tüketiminizi azaltmak istiyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız size birkaç tavsiyemiz olacak.

5 Yöntem ile Şeker Tüketiminizi Azaltmaya Başlayın

1. Şekerli Ürünleri Kademeli Olarak Azaltın

Hiçbir bağımlılık için bir yere kendinizi kapatıp saatler geçirmeniz pek akıllıca bir çözüm değil.

Şekere de hem psikolojik hem fizyolojik olarak bağımlı olabilirsiniz. Bu sebeple kademeli olarak şeker kullanımınızı kontrol altına almalısınız. Gün içerisinde tükettiğiniz şeker kaynaklarınız neler? Bunu fark etmenin en iyi yollarından biri bir kenara yedikçe not almak; hatta ilk birkaç günü sırf neler tükettiğinizi gözlemlemek için not alarak geçirebilirsiniz.

Şekere geri dönersek, şekerlemeleri mi çok tüketiyorsunuz, şekerli içecekleri ve sodaları mı, paketli ürünleri mi? İlk kademede o hafta 5 şekerli ürünü planınızdan çıkarın. Bir sonraki hafta 4 tane daha çıkarın. Bu şekilde devam ederek haftada 1 şekerli ürüne inene kadar planı sürdürün.

Bir süre sonra siz daha az şeker tükettikçe vücudunuz da daha az şeker arayacaktır. Ayrıca şekeri kademeli bir şekilde azalttıkça, bir anda kesmenin getirebileceği baş ağrısı, aşırı istek, konsantrasyon bozukluğu ve yorgunluk gibi etkilerden korunmuş olursunuz.

2. Şeker ile Doğal Tatlı Yiyeceklerin Yerini Değiştirin

Doğal olarak şekerli tada sahip birçok leziz yiyecek var. Özellikle meyveleri düşünün, muz, mango, kırmızı-mor küçük meyveler ve ananas. Çayınız içerisinde bal ya da maple şurup denilen akçaağaç şurubunu kullanabilirsiniz.

Bir kere beyniniz şeker olarak bu tatlı yiyecekleri kabul ettiği andan itibaren rafine şekerlere ihtiyacınız kalmayacak.

Unutmayın birçok tarifte muz ve hurma, şeker yerine kullanılmaktadır. Hamurlu tatlılarda, kek ve turtalarda hurma ve muz içerikleri ile bol bol karşılaşabilirsiniz çünkü bu meyveler gerçekten tatlı! Hem de sağlık doğal şekerlerden gelen bir tatlılık!

3. Tatlandırıcılara da Dur Deyin

Evet tatlandırıcıların şeker ihtiyacınızı bastırdığını biliyoruz. Ancak yapay tatlandırıcılar sindirim sisteminiz için oldukça zorlayıcı ürünlerdir. Kısa vadede şişkinlik uzun vadede sindirim problemlerine sebep olabilir. Ayrıca, tatlandırıcıları yoğun bir şekilde kullanmanız şeker açlığınızı ve isteğinizi canlı tutacaktır. Bu da sizin; şeker kullanmadıkça tatlandırıcı ile şeker isteğinizi bastırmaya devam edip tatlandırıcıya mahkûm kalmanıza sebep olacaktır.

4. Hazır ve İşlenmiş Gıdalardan Uzak Durun

Tatlı yerine tuzlu ve işlenmiş yiyecekler ile kriz durdurmaya çalışıyor olabilirsiniz. Ya da patates kızartmaları harika bir atıştırmalık gibi gözükebilir. Ancak sodyum ve yağ oranı yüksek besinler aldıkça tam tersini daha çok canınız çekmeye devam edecek: tatlıdan bahsediyoruz! Yani sizi anlamsız bir çarkın içine atan bu durum sonucu, işlenmiş gıdaların ve şekerin yoğun tüketimi olacaktır. Paketli ürünleri mümkün oldukça hayatınızdan çıkarıp, kendi yaptığınız gerçek yiyecekler ve bol su ile açlığınızı yatıştırın.

5. Yemek Planları Hazırlayın ve Yemeklerinizi Yapın

Tüm atıştırmalıklarınız dahil olmak üzere yemek planları yapın!

Eğer Pazartesi işe geldiğinizde bugün ne yiyeceğinizi bilmiyorsanız öğleden sonra masanızda koca bir brownieyi mideye indirirken kendinizi bulabilirsiniz. Plansız yemekler çoğu zaman plansız bir beslenme ve açlık hissi demektir. Pazar günleri mutfağa girin, kendinize doğal şekerleri kullanarak tatlılar hazırlayın, yeşillikli ve proteinli yemeklerinizi yapın. Bunlar açlığınızı ve şeker isteğinizi kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Pazartesiye bu şekilde başlamak haftanıza daha sağlıklı daha kontrollü ve daha güçlü başlamak demektir!

Yedikçe Yiyesiniz Gelecek Proteini Bol Enfes Cheesecake Tarifi!

Reklam

Karar Veremeyenler İçin: Sabah Antrenmanı mı? Akşam Antrenmanı mı?

0

Antrenmanlarınızı sabah yapmak mı daha iyi yoksa akşamları yapmak mı?

Bu yazıda sabahları ya da tam tersine iş ya da okulunuzun bittiği akşam vakitlerinde antrenman yapmanın artıları ve eksilerini ortaya sereceğim. Burada bazı gerçekleri ortaya dökeceğiz ve sabah antrenman yapıp yapmamak konusundaki kararı size bırakacağız.

Hepimizin farklı programları var bu bir gerçek ve çoğumuz aile, okul ve işlerimizle meşgulüz. Mantığımız bize, iş ya da okul öncesi antrenman yapmak için erken kalkmak zorunda olmadığımızdan ötürü akşamları antrenman yapmanın daha kolay olduğunu söyler. Ancak bu kanıya varmadan önce yazımızda paylaştığımız gerçekleri görün ve değişim konusunda hazırlıklı olun.

1. Yüksek Testosteron Seviyeleri

Araştırmalara göre toparlanmaya katkı yapan ve kas inşa eden en güçlü hormonlar sabah saatlerinde tavan yapar ki bu da gelişiminiz için bir artıdır.

2. Daha İyi Bir Odaklanma

Akşamları antrenman yapmanın spor salonunu, süper setler ve üçlü setler gibi platomuzu aşmamızı sağlayan antrenman sistemlerini kullanmak konusunda bizi sınırlayan insanlarla paylaşmak anlamına geldiğini fark ettim. Birden fazla makineyi kapmak ve bu esnada antrenmana odaklanmak oldukça zor. Bu yüzden spor salonunun neredeyse boş olduğu sabah saatlerinde antrenman yapmayı tercih ediyorum. Hem kendimi antrenmanlarıma tam anlamıyla verebiliyorum, hem de gelişim hızım iyi durumda.

3. Zamanın Size Kalması

Şurası bir gerçek ki fazla zamanlarımızda ailemize, işimize ve diğer önceliklerimiz zaman ayırmayı isteriz. Şayet sabahları antrenmanınızı bitirirseniz yukarıda saydıklarımıza daha çok zaman ayırabilirsiniz.

4. Antrenmanlarınızı Aksatmazsınız

“Antrenmanlarınızı sakın ola aksatmayın.” demek kolay ancak şunu unutmamalıyız ki hayatın temposu antrenmanlarımızı aksatmamızı ve antrenman programımızın rutininden çıkmasına neden olabilir. İşte bundandır ki sabahları antrenman yapmak gün içi koşturmacalarının sizi antrenman programınızdan alıkoymasına mani olur.

5. Erken Uyanmak

Sabahları antrenman yapmak konusunda aklıma gelen tek dezavantaj şayet akşamları antrenman yapmayı seçerseniz daha uzun uyuyabileceğiniz gerçeğidir. Ancak rutininizi değiştirip antrenmanlarınızı sabah vakitlerine almak size birçok fayda sağlayacaktır.

Sabah erken kalkıp iş öncesi spor salonunun yolunu tutmak zor olabilir ama buna alıştığınızda vücut saatiniz yeniden kurulacak, erken yatağa gitmeye alışacak ve erken uyanmaya başlayacaksınız. Başlangıçta sabah antrenmanı konusunda kendinizi güçlü hissedemeyebilirsiniz ama kendinize birkaç hafta şans verin; performansınız düzenli bir şekilde antrenman yaptıkça artacaktır ve sabah saatlerinde kendinizi daha güçlü hissetmeye başlayacaksınız. İlk zamanlarda yeterli enerjiye sahip hissetmezseniz, kreatin ve benzeri antrenman öncesi alabileceğiniz gıda takviyelerini deneyebilirsiniz. Şayet hala sabah saatlerinin size uymadığını düşünüyorsanız bu yazımızı hatırlayın ve sabah antrenmanlarına bir şans verin.

Kaynak: MF, 2017, Ağustos

Sabah Antrenman Yapmak mı Doğrudur Akşam Antrenman Yapmak mı?

Reklam