Fit Hub Blog Sayfa 42

Daha iyi Karın Kasları İçin 4 Supplement

0

Derin ve göze çarpan karın kasları kimin hayali değil ki? Ama hayal etmeyi bir kerana bırakırsak eğer, böyle bir vücuda sahip olmak için yapmanız gereken birçok şey bulunmaktadır. Kaslanmak ve daha da hacimlenmek istiyorsanız önceliğiniz kaliteli ve işe yarar egzersizler seçmektir. Spor salonuna gitmek veya evde boş zamanlarınızda antrenman yapmak yeterli olmaz, aynı zamanda bunları düzenli ve tutarlı bir şekilde yapmanız gerekir.

Aslında bakarsanız istediğiniz vücuda sahip olmak için sadece spor salonuna gitmek veya evde deliler gibi antrenman yapmak da yeterli değildir. Bunun yanında diyetinize ve beslenmenize de çok ciddi odaklanmanız gerekir. Bu yolda kullanacağınız tüm gıdalar ve takviyeler titizlikle seçilmeli ve düzenli tüketilmelidir. Yani karın kası için protein tozu kullanmak da önemli bir ayrıntıdır. Tükettiğiniz her takviye gıdaların yanında kas gelişiminizin ve hacminizin artma  oranını hızlandırmaya yardımcı olur. Kadınlarda karın kası ve erkeklerde karın kası aynı oranda özen gerektiren çalışmalar ve tüketilen kaliteli gıdalar sonucu ortaya çıkar.

Proteinin vücut geliştirme ve genel insan büyümesinde oynadığı rolü zaten biliyoruz. Bu nedenle, karın kaslarınız ve vücudunuzun diğer tüm kasları için ihtiyaç duyulan en önemli şeylerden biri protein tüketmektir. Bununla birlikte, protein takviyelerinin yalnızca sık egzersizlerle desteklendiğinde etkili olacağını ve sağlıklı beslenmenizden ödün vermemeniz gerektiğini de unutmamanız gerekir. Sadece protein tozu ile beslenmek asla yeterli olmayacaktır. Kaliteli takviyeler, hedeflediğiniz şeye ulaşmanıza yardımcı olacak harika araçlardır ve biz de bu yazımızda, dikkat çeken six pack ve vücut geliştirme serüveninize yardımcı olacak en iyi dört protein karışımından bahsedeceğiz. Bahsedeceğimiz bu protein takviyelerinden yararlanın ve karın kaslarınızı hızlıca şekillendirin!

Whey Protein

Sütten alınan iki tür protein vardır. Birincisi kazein, ikincisi ise peynir altı suyu proteinidir. Peynir altı suyu proteini olarak da bilinen whey protein, kendileri için günlük bir protein hedefi belirlemiş olan kişiler üzerinde oldukça fayda gösterir. Bir bakıma whey protein, potansiyel olarak diyabet sorunlarınızı aşmanıza bile yardımcı olabilir. Bunun nedeni, içinde bulunan L-sistein amino asitidir. Peynir altı suyu proteini vücuttaki yağlardan kurtularak kas gelişimine yardımcı olur. Whey proteinin böbreğe zararlı olmadığına da dikkat çekmek gerekir.

Kreatin

Kreatin, kas kütlesini artırdığına ve sporcuların güç patlamaları elde etmelerine yardımcı olduğuna inanılan bu maddeler arasında en popüler olanıdır. Kreatin, vücutta kreatin fosfata dönüşen doğal bir maddedir. Kreatin fosfat, adenozin trifosfat (ATP) adı verilen bir maddenin yapılmasına yardımcı olur. ATP, kasların ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlar. Kreatinin gücü ve yağsız kas kütlesini artırdığı, egzersiz sırasında kasların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu düşünülmektedir.

Kazein

Kas oranınızı sabit tutmak istediğiniz, kazein proteini bir numaralı tercihtir. Bu takviye, kısa sürede yağdan kurtulmanıza yardımcı olur. Aslında, bu protein karışımını sağlıklı bir diyet ve sık egzersizle birleştirmek, karın kaslarınızı oluşturmak için çok önemlidir. Kazein proteini farklı tatlarda bulunur ve kolon sağlığına olumlu katkıları olur. En yaygın olarak memeli sütünde bulunur ve uyarıcı olmasa ihtiyaç duyduğu enerjiyi vücuda en iyi şekilde kazandırır.

Glutamin

Bağışıklık sistemi ve bağırsak, glikoza değil, yakıt kaynağı olarak glutamine ihtiyaç duyar. Temelde glutamin bir amino asittir, yağ yakımını birkaç farklı şekilde artırarak karın kaslarını ortaya çıkarmanıza yardımcı olur. Glutamin, yağ yakmada doğrudan bir role sahiptir ve vücudumuzun karbonhidratı kas glikojeni olarak depolamasına yardımcı olur. Ayrıca glutamin kas hasarından kurtulan insanlar üzerinde tedavi edici bir etkiye sahiptir. Aynı zamanda kanıtlanmış bir kas yapıcıdır. Kazein proteini gibi uyarıcı değildir. Protein takviyeleri protein ihtiyaçlarınız için yalnızca destek sağlayabilir. Eğer vejetaryen değilseniz, birincil protein kaynağınız tükettiğiniz besinler olmalıdır.

Protein takviyelerinden kazandığınız verimi artırmak için”Karın Kası Yapmak İçin Nasıl Beslenmeli?” yazımızdan faydalanabilirsiniz.

Reklam

MCT Oil Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

0

Yazı İçeriği ve Başlıkları

  1. MCT Nedir?
  2. Doğal MCT Kaynakları
  3. MCT ile Kilo Vermek

MCT Oil yani, orta zincirli trigliseritlere olan ilgi son birkaç yılda hızla arttı. Bunun pek çok sebebi olabilir. Ancak en önemli sebeplerinden biri, zengin bir gıda kaynağı olan hindistancevizi yağının ne kadar yararlı olduğunun bilimsel çalışmalarca kanıtlanmış olması ve bu yağın kullanım alanının gitgide genişlemesi diyebiliriz.

MCT’lerin kilo kaybına yardımcı olabileceğini düşünülüyor. MCT yağının sporcular ve vücut geliştiriciler arasında zamanla popüler bir takviye haline gelmiş olmasının başlıca sebebi de bu.

MCT’ler fraksiyonlama adı verilen bir süreç yoluyla elde edilirler ve insan yapımıdırlar. Kafanızda pek çok soru olduğunu hisseder gibiyiz. Neyse ki, bu yazımızda MCT’ler hakkında bilmeniz gereken her şeye ulaşabilirsiniz!

MCT Nedir?

MCT’ler hindistancevizi yağı gibi yiyeceklerde bulunan yağlardır. Diğer birçok gıdada bulunan uzun zincirli trigliseritlerden (LCT) farklı şekilde metabolize edilirler.

Trigliseridler ise, yağ için kullanılan teknik bir terimdir. Trigliseridlerin iki ana amacı vardır; enerji için yakılmak ya da vücut yağı olarak depolanmak. Trigliseritler, kimyasal yapılarına, özellikle de yağ asidi zincirlerinin uzunluğuna göre adlandırılırlar. Tüm trigliseridler bir gliserol molekülü ve üç yağ asidinden oluşur.

Beslenme rutininizdeki yağların çoğu ise, 13-21 karbon içeren uzun zincirli yağ asitlerinden oluşurlar. Kısa zincirli yağ asitleri 6’dan az karbon atomuna sahiptir. Bunun aksine MCT’ler, orta zincirli yağ asitlerine yani 6-12 karbon atomuna sahiptir.

Peki bu ne demek?

Orta Zincirli Trigliseridler Farklı Şekilde Metabolize Edilir

MCT’ler kısa zincirlerle kıyaslandığında daha hızlı parçalanırlar ve vücutta daha hızlı emilirler.

Uzun zincirli yağ asitlerinin aksine, MCT’ler doğrudan karaciğerinize gider ve burada anında enerji kaynağı olarak kullanılır veya ketonlara dönüştürülürler. Ketonlar ise, karaciğer büyük miktarda yağ parçaladığında ortaya çıkan maddelerdir.

Normal yağ asitlerinin aksine, ketonlar kandan beyne geçebilir. Bu, normalde yakıt için glikoz kullanan beyin için alternatif bir enerji kaynağı olur.

Ketonlar sadece vücutta karbonhidrat eksikliği varsa, örneğin keto diyetindeyseniz ortaya çıkar. Onun dışında beyin her zaman ketonlar yerine glikozu yakıt olarak kullanmayı tercih edecektir. MCT’lerde bulunan kaloriler daha verimli bir şekilde enerjiye dönüştürüldüğünden ve vücut tarafından doğla olarak kullanıldığından, yağ olarak depolanma olasılıkları daha düşüktür.

Doğal MCT Kaynakları

MCT alımınızı artırmanın iki ana yolu vardır: Gıda kaynakları ve MCT yağı gibi takviyeler:

Aşağıdaki gıdalar laurik asit de dahil olmak üzere orta zincirli trigliseritlerin en zengin kaynaklarıdır ve MCT’lerin yüzde bileşimi ile birlikte listelenmiştir (1,2):

  • Hindistancevizi yağı: %55
  • Hurma çekirdeği yağı: %54
  • Tam yağlı süt: %9
  • Tereyağı: %8
hindistan cevizi yağının faydaları nelerdir

MCT’ler daha fazla miktarda laurik asit ve daha az miktarda capra yağ asitlerinden oluşur. Aslında, hindistancevizi yağı yaklaşık %42 laurik asittir, bu da onu bu yağ asidinin en iyi doğal kaynaklarından biri yapar (1).

Sütten elde edilen kaynaklar, hindistan cevizi yağına göre daha yüksek oranda kapra yağ asitleri ve daha düşük laurik asit oranına sahiptir. Sütteki kapra yağ asitleri tüm yağ asitlerinin %4-12’sini ve laurik asitlerin %2-5’ini oluşturur (3).

En Kaliteli Yağ Yakıcılardan Faydalanmak İçin Tıklayın!

MCT ile Kilo Vermek

Araştırmalar karışık sonuçlar ortaya koysa da MCT’lerin kilo vermeye yardımcı olabileceği birkaç yol vardır:

  • MCT’ler, LCT’lerden yaklaşık %10 daha az kaloriye sahiptir. Bununla birlikte, çoğu pişirme yağının hem MCT hem de LCT içerdiğini ve bu durumun herhangi bir kalori farkını ortadan kaldırabileceğini unutmamalısınız (4).
  • Yapılan bir çalışmaya göre, MCT’lerin iştahı azaltmaya ve tokluk duygularını artırmaya yardımcı olan iki Pepti YY ve leptin hormonlarında daha fazla artışa neden olduğu gözlemlenmiştir (5).
  • MCT’lerin LCT’lere göre daha hızlı emildiği ve sindirildiği düşünüldüğünde, vücut yağı olarak depolanmak yerine önce enerji olarak kullanılırlar.
  • Ancak, bu çalışmaların çoğunun küçük örneklem boyutlarına sahip olduğunu ve fiziksel aktivite ve toplam kalori tüketimi gibi diğer faktörlerin hesaba katılmadığını unutmamalısınız.
Reklam

ZMA Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

0

Yazı İçeriği ve Başlıkları

  1. ZMA Nedir?
  2. ZMA Ne İşe Yarar?
  3. ZMA’nın Faydaları
  4. ZMA Bağışıklık İçin de Gerekli
  5. Magnezyum ve Çinko Eksikliği

ZMA, son günlerin en popüler takviyelerinden biri. Ne olduğunu bilmeseniz bile, son günlerde bu kelimeyi çok sık duyduğunuza eminiz. Evet, belki kulak aşinalığınız var; belki de kullananları tanıyorsunuz. Peki ZMA ne demek ve neden bu kadar revaçta olduğundan haberiniz var mı? Eğer cevabınız hayırsa, bu yazı tam sizin için.

ZMA Nedir?

ZMA, adını bileşenlerinin baş harflerinden alır; çinko monometiyonin asparat, magnezyum aspartat ve B6 vitamininin bir kombinasyonudur. Kas iyileşmesini artırmak, kas boyutunu ve gücünü artırmak ve hatta yağ kaybına yardımcı olmak için etkili bir tamamlayıcı olduğu klinik araştırmalarla güçlü bir şekilde desteklenmektedir.

ZMA takviyeleri aslında yıllardır tavsiye edilmektedir. Ancak ZMA sadece bir mineral takviyesi olduğu düşünüldüğü için çok az insan ZMA kullanıyordu. Son yıllarda ise bu algı biraz değişti. Siz de ZMA’nın gerekli olmadığını düşünen biriyseniz bu yazımızı okuduktan sonra fikrinizi değiştirebilirsiniz.

ZMA Ne İşe Yarar?

ZMA’nın adı sıklıkla testosteron ile birlikte anılır. Fakat sanılanın aksine ZMA, testosteron güçlendirici değildir. Araştırmalar, sporcuların yoğun antrenman dönemlerinde sahip olduğu yüksek testosteron seviyelerini korumalarına yardımcı olabileceğini gösterse de ZMA’nın asıl amacı bu değildir. En net ifadeyle ZMA, çinko ve magnezyum gibi çok kritik iki mineral ihtiyacının karşılanmasının en etkili yoludur.

ZMA’nın Faydaları

Çinko, vücuttaki birçok enzimin aktivitesini harekete geçiren antioksidan özelliklere sahip temel bir mineraldir. Bu enzimler çok sayıda biyokimyasal reaksiyon için oldukça kritiktir. Çinko ayrıca, kas iyileşmesine ve büyümesine sebep olan protein sentezi için büyük önem taşır.

Magnezyum minerali ise vücutta sayısız reaksiyonda rol oynar. Kardiyovasküler sistemin sağlıklı çalışması, metabolizma hızı ve tabii ki kemik sağlığı için de önemlidir.

Anabolik Faktörlere Etkisi

Araştırmalar, ZMA’nın önemli anabolik faydaları olduğunu gösteriyor. Mesela, Western Washington Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, futbolcuların sekiz haftalık bahar antrenman programı boyunca her gece ZMA aldıkları araştırmanın sonucunda, ZMA takviyesini alan sporcuların testosteron seviyelerinde %30’dan fazla bir artış gözlenirken, IGF-1 seviyelerinde ise yaklaşık %5’lik bir artış gözlemlendi.

Ayrıca 2007 yılında Selçuk Üniversitesi’ne ait, erkeklerde dört haftalık çinko takviyesinin istirahat ve egzersiz sonrası testosteron düzeylerini artırdığı gözlemlenen bir çalışma da mevcut.

Bu araştırmalar ışığında diyebiliriz ki, anabolik hormon düzeylerindeki gelişmelere ek olarak, ZMA tüketen sporcular, takviye almayanlara göre daha fazla güç kazanmış ve daha kaliteli bir uykuya sahip olmuşlardır. Daha iyi uyku kalitesi, zorlu egzersizlerden sonra oluşan kas hasarlarının iyileşmesi için elzemdir. Ayrıca ZMA, dolaylı da olsa büyüme hormonu (GH) seviyelerini artırabilir. ZMA’nın uyku kalitesini artırması, gece boyunca GH seviyelerini yükseltmeye yardımcı olabileceğini gösteren bu çalışmaların sonuçları sporcular için bir hayli değerli.

Metabolik Faktörlere Etkisi

Çinko minerali tiroid hormonu üretimini sürdürmek için de önemlidir. Bu, metabolizma hızınızı (her gün yaktığınız kalori miktarı) ve yağ yakma kapasitenizi arttırmak için gereklidir. Düşük çinko seviyesine sahip olmak, tiroid hormonu üretimini sınırlayabilir ve zayıflamış tiroid hormonu fonksiyonu da metabolizmanın yavaşlamasına sebep olur ve bu durum da vücut yağını düşürmeyi zorlaştırır.

Araştırmalar da düşük çinko tüketiminin, tiroid hormon seviyelerini ve metabolizma hızının düşürdüğünü doğrulamaktadır. Selçuk Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, dört hafta boyunca tüketilen çinko takviyesinin tiroidi arttırdığı gözlemlenmiştir.

Çinkonun sadece tiroid fonksiyonu için değil, aynı zamanda leptin hormonu seviyelerini korumak için de kritik olduğu bilinmektedir. Bu hormon, metabolizma hızınızı yüksek tutmak ve açlığı azaltmak için de önemlidir. Çinko eksikliğinin ise leptin düzeylerini önemli ölçüde düşürdüğü araştırmalarca kanıtlanmıştır.

ZMA Bağışıklık İçin de Gerekli

alkol-ve-bagisiklik-sistemi

Çinko, bağışıklık sisteminin birçok yönünü etkiler. Yapılan araştırmalar, çinko takviyelerinin bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olduğunu gösterir.

Çinko ayrıca güçlü bir antioksidan görevi de görür. Bu güçlü mineral, genel sağlığı ve bağışıklık fonksiyonunu desteklemeye yardımcı olabilecek bir enzimi aktive eder. Çinkonun güçlü antioksidan özellikleri sadece sağlığınızı değil aynı zamanda egzersiz sonrası iyileşmenizi de hızlandırabilir.

Magnezyum ve Çinko Eksikliği

Araştırmalar, sporcuların genellikle hem çinko hem de magnezyum eksikliği yaşadığını gösteriyor. Bunun sebebi büyük olasılıkla çinkonun, antrenman sırasında terle kaybedilmesi, antrenmanın ardından iyileşme ve protein sentezi için vücut tarafından kullanılması ve idrar yoluyla dışarı atılmasıyla vücuttaki deposunun tükenmesi.

Bu iki mineralin eksikliğine yol açan birçok dış faktör de vardır. Rafine şekerler ve beyaz ekmek gibi beyaz undan elde edilen ürünler, kandaki çinko ve magnezyum seviyelerini düşürebilir. Süt ürünleri gibi kalsiyum yönünden zengin besinler, çinko ve magnezyumun ince bağırsaklar tarafından emilimini engeller. Bakır ve fitat bakımından zengin gıdalar da çinkonun ince bağırsaklar tarafından emilimini de engeller. Alkol, çinko ve magnezyum emilimini azaltır ve idrar yoluyla bu minerallerin kaybını arttırır.

Tükettiğiniz besinlerle çinko ihtiyacınızı yeterince karşılayamadığınız ve sürekli olarak çinko kaybettiğiniz göz önüne alındığında, kas kütlesini ve güç kazanımlarını en üst düzeye çıkarmak için bir ZMA takviyesi kullanmayı düşünebilirsiniz. Ancak bu takviyeleri tüketirken çok fazla çinko tüketiminin zararlı olabileceğini de unutmamak gerekir. Çok fazla çinko tüketimi bağışıklık sistemi ve metabolizma hızı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir, kas iyileşmesini ve büyümesini olumsuz yönde etkileyebilir ve HDL (iyi) kolesterol seviyelerini de azaltabilir.

Referanslar

  1. Brandão-Neto, J., et al. Zinc acutely and temporarily inhibits adrenal cortisol secretion in humans. A preliminary report. Biol Trace Elem Res. 1990 Jan;24(1):83-9.
  2. Brilla, L. R. and Conte, V. Effects of a Novel Zinc-Magnesium Formulation on Hormones and StrengthJournal of Exercise Physiology online. 3 (4): 2000.
  3. Brilla, L. R. and Haley, T. F. Effect of magnesium supplementation on strength training in humansJ Am Coll Nutr. 1992 Jun;11(3):326-9.
  4. Cinar, V., et al. Effects of magnesium supplementation on blood parameters of athletes at rest and after exerciseBiol Trace Elem Res. 2007 Mar;115(3):205-12.
  5. Cinar, V., et al. The effects of magnesium supplementation on thyroid hormones of sedentars and Tae-Kwon-Do sportsperson at resting and exhaustionNeuro Endocrinol Lett. 2007 Oct;28(5):708-12.
  6. Cordova, A. and Navas, F. J. Effect of training on zinc metabolism — changes in serum and sweat zinc concentrations in sportsmenAnn Nutr Metab 1998:42:274-82.
  7. Evans, G. W. and Johnson, E. C. Effect of iron, vitamin B-6 and picolinic acid on zinc absorption in the ratJ Nutr 1981:111: 68-75.
  8. Freake, H. C., et al. Actions and Interactions of Thyroid Hormone and Zinc Status in Growing RatsJ. Nutr. 131: 1135-1141, 2001.
  9. Golf, S. W., et al. On the significance of magnesium in extreme physical stressCardiovasc Drugs Ther 1998:12:197-202.
  10. Haralambie, G., et al. Serum zinc in athletes in trainingInt J Sports Med. 1981 Aug;2 (3):135-8.
  11. Kilic, M., et al. Effect of fatiguing bicycle exercise on thyroid hormone and testosterone levels in sedentary males supplemented with oral zincNeuro Endocrinol Lett. 2007 Oct;28 (5):681-5.
  12. Kilic, M., et al. The effect of exhaustion exercise on thyroid hormones and testosterone levels of elite athletes receiving oral zincNeuro Endocrinol Lett. 2006 Feb-Apr;27(1-2):247-52.
  13. Kilic, M., et al. Effect of zinc supplementation on hematological parameters in athletesBiol Trace Elem Res. 2004 Jul;100(1):31-8.
  14. Konig, D., et al. Zinc, iron, and magnesium status in athletes— influence on the regulation of exercise-induced stress and immune functionExerc Immunol Rev 1998:4:2-21.
  15. Kwun, I. S., et al. Marginal zinc deficiency in rats decreases leptin expression independently of food intake and corticotrophin-releasing hormone in relation to food intakeBr J Nutr. 2007 98(3):485-9.
Reklam

Karın Kaslarının ABC’si

0

Karın kası egzersizleri karın kaslarınızı, sırt kaslarınızı ve pelvisin etrafındaki kaslar da dahil olmak üzere merkez bölgenizdeki tüm kaslarınızı güçlendirir. Güçlü karın kasları, birçok fiziksel aktivite esnasında performansınızı bir üst seviyeye taşımanıza yardımcı olur. Egzersiz yapan herkes düz ve sıkı karın kaslarına sahip olmak için en iyi egzersiz rutinini arar. Güçlü karın kaslarına sahip olmak için yapabileceğiniz birçok egzersiz bulunmaktadır. Tüm bu egzersizleri yaparken derin nefes almayı ve karın kaslarınıza odaklanmayı unutmayın. Eğer bir sırt ağrısı ya da farklı bir bel problemi yaşıyorsanız herhangi bir egzersiz yapmadan önce bir uzman yardımı almanızda yarar var.

Karın Kası Hareketleri Yaparken Dikkatli Olun

karin-kasi-yapma

Güçlü karın kasları, stabilitenizi arttırır, sırt ağrılarını azaltır ve günlük aktiviteler için fonksiyonel gücünüze katkıda bulunur. Bununla birlikte, yanlış tipte karın kası egzersizleri yapmak sakatlıklara, hareket kısıtlılığına, performans veya görünümünüzde herhangi bir gelişme olmamasına sebep olabilir. Bu yüzden karın kaslarınızın nasıl çalıştığını, nasıl doğru antrenman yapacağınızı ve gerçekleştirilecek en iyi karın egzersizlerinin neler olduğunu bilmeniz ve doğru anlamanız çok önemlidir.

Karın Kasları İçin İpuçları

Rektus abdominis, karnın orta kısmındaki büyük kastır. Pelvisin eğimini ve alt omurganın eğriliğini sağlar. Vücudun her iki yanında da içten eğiktir. Bu geniş kas, omurganın döndürülmesine yardımcı olur, karın içindeki basıncı artırır (defekasyon gibi bazı işlevler için gereklidir) ve solunum hareketlerine yardımcı olur. Karnın önünden gövdenin arkasına kadar uzanır. Bu yüzden bu kası çalıştırırken ekstra bir çaba ve özen göstermek gerekir.

Bir hardcore karın kası programı hazırlarken bu üç kuralı dikkate alın:

karin-kaslari-egzersizleri
  • Dengeli bir güç ve gelişim elde edebilmek için abdominal (karın) bölgedeki her farklı bölümü çalıştırmaya uygun bir egzersiz seçin. Karın kası yapma sürecinde bu egzersizleri istikrarlı bir şekilde ve doğru formda uygulayın. Sabırlı olun, unutmayın ki karın kasları çok kısa bir sürede ortaya çıkmaz. Pes etmeyin ve farklı egzersizleri uygulamaya devam edin.
  • Normal bir karın antrenmanı şu sırayı takip etmelidir: Alt karın kasları, üst karın kasları, oblikler ve merkez bölge. Alt karın kasları güç ve gelişim açısından genelde en geride kalan bölgedir, bu nedenle çoğu antrenmana dinlenmiş ve gücünüz yerindeyken alt karın kasları ile başlayın. Merkez bölge egzersizlerini en sonda yapın, çünkü merkez bölge genel kas kuvveti için önemlidir, özellikle de karın egzersizlerinde ihtiyaç duyacağınız kuvvet yönünden. Eğer merkez bölge hareketlerini ilk başta yaparsanız karın kaslarını erkenden yorarsınız ve diğer egzersizler için yeterli gücünüz kalmaz.
  • Eğer belli bir bölümü özellikle daha fazla çalıştırmak istiyorsanız listede onu başa yerleştirin ve o bölüm için iki egzersiz yapın. Örneğin, daha dikkat çekici oblikler için karın antrenmanınızın sırası şu olmalıdır: Alt karın kasları, oblikler, üst karın kasları ve merkez bölge.
Reklam

Yaz Aylarında Fit Bir Vücut İçin 10 Altın Beslenme Kuralı

0

Yazan Müge Tayyar

Günlerin gitgide daha da sıcak olmaya başladığı yazın bu zirve günlerinde kıyafetlerimiz de inceldikçe inceliyor ve tabii, formda kalmak bir numaralı odağımız haline geliyor.

Yaz aylarında hayalinizdeki gibi bir görünüme sahip olmak hem de sağlıklı kalmak ise çözülemeyecek zor bir denklem değil! Sadece beslenmenin altın kurallarını bilmeniz yeter!

1. İlk Hedef Fazla Su Tüketimi

Beslenme deyince ilk konuşulması gerekenlerden biridir su. Yaz aylarında artan sıvı ihtiyacımızı karşılamak için yeterli (2-3 litre kadar) su içmek oldukça önemli. Bu miktara 1-2 adet sade maden suyu ekleyebiliriz. Böylece terle kaybettiğimiz minerallerin bir kısmını da geri kazanmış olursunuz.  

Eğer egzersiz yapıyorsanız ihtiyacınız olan su miktarına 1 litre daha ekleyin.

2.Güne Kahvaltı İle Başlayın

Havalar ısındıkça iştahımızda dalgalanmalar olabiliyor. Yani sabah iştahsız uyanırken akşama doğru düşen kan şekeri ile dünyaları yiyebilecek kadar iştahlı olabiliyoruz. Sabahları yoğurt, yulaf ve taze meyveler ile hazırlayabileceğin bir kahvaltı ile güne hafif bir başlangıç yapabilirsiniz. ‘’Ben klasik severim’’ diyenlerdenseniz o zaman peynirli, taze yeşillikli, kırmızı biberli bir kahvaltı salatası tam size göre olacaktır.

3.Sağlıklı Soğuk İçecekler Tercih Edin

Yaz deyince soğuk içeceklerden bahsetmeden olmaz. Maden suyu, ayran, meyve suyu ve asitli içecekler, soğuk çaylar… İçecek çeşidi çok! Ancak, serinlemek ve sıvı alımına destek olmak için sade maden suyu, ayran, kefir gibi alternatifler en sağlıklısı.  Rengarenk şekerli içecekler ferahlatmanın aksine yüksek şeker oranı ile kan şekerimizi dalgalandırmaya ve yorgun hissetmemize sebep olabilir. Bu yüzden bu içecekler yerine evde şekersiz hazırlanmış frozen, buzlu çaylar tercih edebilirsiniz.

4.Bir Öğün Sebze Bir Öğün Protein

Günlük hayatta protein dengesini sağlayabilmek vücudumuzun sağlıklı bir şekilde çalışması için en önemi adımlardan biri. Protein dengesini sağlamanın en güzel yolu bir öğünde protein ağırlıklı bir öğünde sebze ağırlıklı beslenmektir.

Örneğin öğle yemeğinde somon + roka salatası + karabuğday, akşam yemeğinde fırında sebze + kuru cacık + tam tahıllı ekmek şeklinde bir menü oluşturabilirsiniz.

5.Yumurtalı Sebzelere Şans Verin

Yaz aylarında sabah kahvaltısında yumurta yemek çok da cazip gelmiyorsa akşam veya öğle yemeklerinde yumurtalı sebzeler ile güzel sofralar kurabilirsiniz. Yumurtalı kabak, yumurtalı mantar veya menemen hem lezzetli hem de sağlıklı yumurta alternatifleridir.

6.Davetlere Hafif Tok Katılın

Yeni normalle birlikte sosyalleşmeye ve yemekli organizasyonlara katılmaya yavaş yavaş başladık. Siz de bu yemeklerde iştahını kontrol etmekte zorlanıyor musun? Ana yemekten 2-3 saat önce yapacağınız minik bir ara öğün ile iştahınızı yönetebilirsiniz. Bu minik ara öğün akşam yemeğinde çok kaçırmanızı engelleyecektir. Ufak bir tost, belki sütlü kahve eşliğinde az miktarda kuruyemiş yeterli olabilir.

7.Akşam Yemeğini Hafifletin

Bir gün içerisinde vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinlerin çoğunluğunu akşam yemeğine kadarki kısımda almaya çalış. Akşam yemeğini en hafif haliyle tut. Çok yağlı, kalorili ve ağır yemekler yerine daha hafif ızgara, fırın yemeklerini tercih et. Bu öğünde öğle yemeğine göre daha az karbonhidrat ve daha fazla sebze yemeye çalış.

8.Çantanda Ara Öğün Seçenekleri Bulundurun

En büyük kaçamaklar en hazırlıksız olduğumuz anlarda yapılıyor. Ne yapalım? Çantada taşınabilecek ara öğünlerle hemen sakinleşelim. Tahıllı grissini, kuru meyve, kuruyemiş, kepekli galeta gibi ara öğün alternatifleri çantada taşımak için oldukça uygun. Açlık anında bir kurabiye veya hamur işi yerine daha fit ve daha sağlıklı!

9.Dondurma Molası Verin

Yaz ile özdeşleşen en güzel lezzetlerden biri kuşkusuz dondurma. Dondurma şeker içeriğiyle dikkat edilmesi gereken bir tatlı olsa da tatlılar arasında aslında en masum olanlarından. Haftada 1-2 kez dondurma ile keyif yapabilirsiniz; külahsız olması şartıyla.

10.Güzel Yaz Meyveleri Yiyin

Yazın en güzel renk paleti meyvelere ait. Üstelik hem lif hem de vitamin-mineral kaynağıdırlar. Şeker hastalığı veya insülin direnci ile ilgili bir problem yoksa tüm yaz meyvelerinden günde 2-3 porsiyon (200-300 gram) kadar yiyebilirsiniz.

Şeker probleminiz varsa kayısı, böğürtlen, şeftali, kırmızı erik gibi alternatifleri tercih etmek daha mantıklı olacaktır.

Reklam

Sırt Kası Anatomisi

0

Bugünkü yazımızda sizlere vücudumuzun arkasını kaplayan kas grubuplarıyla ilgili bilgiler vereceğim. Sırtımızda bulunan kasları iç kaslar ve dış kaslar olarak iki gruba ayırabiliriz. Latissimus dorsi, trapezius, erector spinae, rhomboid, teres major, teres minor, levator scapulae, sternocleidomastoideus, splenius cervicis bu kaslardan bazılarıdır.

Sırtta bulunan bu kasların çok fazla ve çok önemli görevleri bulunmaktadır. Bu kasların en önemli görevi vücudumuzun dik durmasını sağlamalarıdır. Fakat günümüzde, uzun süreli yanlış hareket kalıplarıyla bu kasların yapısında bozulmalar meydana gelmesine neden oluyoruz. Bu yüzden etrafımızda dik durabilen yada düzgün bir yapıda duran çok az sayıda insan bulunmaktadır. Bunu başarmanın en kolay ve doğru yolu doğru egzersizlerle vücudumuzu ihtiyaç duyduğu doğru hizalamaya getirmektir. Biraz anatomimizi öğrenerek ve daha doğru hareket ederek çok daha sağlıklı bir  duruma gelebiliriz.

Trapezius Kası

Trapezius kası ve latissumus dorsi kası neredeyse bütün sırtı kaplar.

Oksipital tüberosita, servikal ve toprakla vertebraların spinöz çıkıntılarında başlar ve Clavicula, acromion ve spana scapulaeda sonlanır. İçerdiği liflerin düzeni ile uyumlu olarak trapezius kası; superior (üst), orta ve inferior (alt) parçalara ayrılabilir. Superior parçası omuzu yukarı kaldırır ve scapulanın rotasyonuna yardımcı olur. Çekme ve yukarı kaldırma hareketlerin tümünde önemli bir rol oynar. Bu nedenle özellikle haltercilerde bu kas iyi gelişmiştir. Tek taraflı uyarıldığında, superior parça, başı ters yönde döndürür. Klaviküler parçası, claviculayı yukarı kaldırır ve inspirasyona yardımcı olur. Yatay (horizontal) olan orta parça scapulayı omurgaya doğru çeker. İnferyo parçası, omuzu aşağıya çeker ve superior parçasıyla birlikte scapulanın rotasyonuna yardım eder. Genellikle trapezius kasını oluşturan parçalar diğer kaslarla birlikte çalışırlar.

Erector Spinae Kası

Bu kaslar cervikal vertebralarda başlar ve lumbar vertebralarda sonlanırlar. Bu kaslarımız vücudumuzun dik durmasında büyük bir göreve sahiptirler. Bu kaslar, deadlift, bent over row gibi egzersizlerin yapılmasında aktif görev alırlar.

Latissimus Dorsi Kası

Yüzeysel bir kastır. Trapezius kası ile birlikte neredeyse sırtın tamamını örterler. Vücudun en geniş yassı kaslarından biridir.

Thoracolumbar fascia aracılığı ile tüm torakal ve lomber vertebraların spinöz çıkıntıları, sacrum ve crista iliaca’da başlar ve humerusun küçük tüberkülünün kenarında sonlanır.

Bu kas kolumuzu içe doğru döndürür ve arkaya çeker. Yukarı doğru kalkmış kolu büyük bir kuvvetle aşağı doğru çeker; bu durum bu kası fırlatma ve vurma hareketlerinin tümünde en önemli kas haline getirir. Kol yana uzandığında bu kas bir addüktör gibi işlev görür. Ellerle yüksek bir yere tutunarak sabitlendiğinde, bu kas gövdeyi yukarı doğru kaldırır.

Teres Major Kası

Scapulanın inferior ve lateral parçasında başlar. Humerusun küçük tüberkülünde sonlanır. Kola addüksiyon ve iç rotasyon yaptırır. Kalkmış kolu öne ve aşağı doğru çeker. Örneğin serbest stil yüzmede olduğu gibi. Ayrıca tüm fırlatma ve vurma hareketlerine destek sağlar. Kolları gövdeye doğru çeker. Böylece bir çok harekette latissimus dorsi kasına benzer şekilde çalışır.

Teres Minor Kası

Scapulada başlar ve humerusun büyük tüberkülünde sonlanır.

Kolla addüksiyon, dışa rotasyon yaptırır ve kalkmış kolu arkaya doğru indirir. Bu harekete diğer kasalarda katılır.

Supraspinatus Kası

Scapulanın infraspinöz çukurunda başlar, humerusun büyük tüberkülünde sonlanır. Bu kas kolun abdüksiyon ve dışa rotasyonunda deltoid kasına yardımcı olur.

İnfraspinatus Kası

Scapulanın infraspinöz çukurunda başlar, humerusun büyük tüberkülünde sonlanır. Üstte yer alan lifler kola abdüksiyon, altta yer alan kaslar ise addüksiyon yaptırır. Bu kas kolun arkaya doğru ekstansiyonu ve dışa rotasyonunda büyük bir role sahiptir. Bu kasın dışa rotasyondaki kuvveti diğer kaslardan daha fazla geliştirilebilir.

Subscapularis Kası

Scapulanın Kostal yüzünde başlar, humerusun küçük tüberkülünde sonlanır. Bu kas kola içe rotasyon yaptırır ve kalkmış kolu aşağı doğru çeker. Böylece vurma ve fırlatma hareketlerinde görev alır. Alt lifler kola addüksiyon, üst lifler abdüksiyon yaptırır.

Splenius Cervicis Kası

T3-T6’nın spinöz çıkıntısında başlar ve C1-C6’nın transfer çıkıntısında sonlanır. Görevi ise tek taraflı kasıldığında, kasın kasıldığı tarafa doğru boyunda fleksiyon yapmasıdır. Çift taraflı uyarıldığında ise, başı arkaya doğru büker. Kasın atlas kemiğine sonlanması başın dönmesine yardımcı olur.

Levator Scapulae Kası

İlk dört servikal vertebranın transfer çıkıntılarında başlar ve  scapulanın superiorda sonlanır.

Scapulayı yukarı doğru çeker.  Örneğin halterde silkme hareketinde olduğu gibi. Bu kas daima diğer kaslarla birlikte işlev görür.

Sternocleidomastoideus Kası

Sternum ve claviculada başlar ve Mastoid çıkıntısı ve linea nuchae superiorda (yukarı ense çizgisi) sonlanır. Çift taraflı uyarıldığında, sırt ve ense kaslarıyla birlikte çalışarak, başın dik durmasını sağlar. Tek taraflı uyarıldığında, başı aynı tarafa doğru eyer ve karşı tarafa doğru çevirir. İnspirasyona yardımcı olur.

Kaynakça

  • Hansen JT, Lambert DR. Netter’s Clinical Anatomy. Carlstadt: Icon Learning Systems; 2005.
  • Weineck J. Spor anatomisi, Çeviri: Elmacı S. Spor Yayınevi ve Kitapevi, Ankara 2011.
  • Romero R. Dr. Frank Netter: Artista de la anatomía humana. Rev Soc Ven Cien Morf 2007;13:18–20.

 

Reklam

Geçmiş Zamanların En Popüler Fitness Akımları

0

Gençliğinize ve hatta çocukluğunuza dönmeye hazır mısınız? O kadar eskileri bilmiyor olabilirsiniz, evet. O halde, babanız veya annenizin yaptığı egzersizleri hiç merak ettiniz mi?

Egzersizlere dair trendler yıllardır değişmekte. Her sen yeni bir dünya adeta ve emin olun doğduğunuz senelerde ortaya çıkan bazı trendleri gördüğünüzde siz de çok şaşıracaksınız.

Mesela, en son ne zaman spor yapmak için bir kasete ihtiyaç duydunuz? Oysa eskiler duyuyordu! Tüm bu trendler size biraz old school görünse de zamanında oldukça popülerdiler ve belli ki işe de yarıyorlardı. Günümüze kadar geçen sürede insanların spora bakış açısı oldukça değişti ve dünyada popüler olmayı başaran yeni yeni kişiler ve yeni yeni tarzlar ortaya çıktı. Gerçi hala daha çıkmaya devam ediyor…

Şimdilik biz, geleceğin bizim hakkımızda ne diyeceğini söylemeyi bir kenara bırakalım ve biz eskiler hakkında konuşmaya başlayalım.

1979 – Paten

70’li yılların sonunda paten çoğu insan için bi tutku haline gelmişti. Olivia Newton John, 1979’da patenlerini giyerek People dergisinin kapağını süsledi ve derginin o sayısı, Cher, JFK Jr., Andy Warhol ve Billie Jean King gibi yıldızlar arasında patenin ne kadar popüler olduğundan bahsediliyordu.

1980 – Total Gym

1980’e geldiğimizde Chuck Norris ve Christie Brinkley’nin gece geç saatlerde sunduğu ve ürün tanıtımı yaptıkları bir programa Total Gym adında bir ürün getirilmesiyle işin şekli değişti. Vücut şekillendirme tutkunlarını heyecanlandıran bu fonksiyonel egzersiz makinesi giderek popüleritesini artırdı evlerin olmazsa olmazı haline geldi.

1981 – Denise Austin

Fitness dehası Deniz Austin, 1981 yılında Jack LaLanne’in şovuna çıktıktan hemen sonra kendi televizyon programını yapmaya başladı. Aerobik yaparak zayıflamayı ve güçlü karın kasları vadeden yıldız, birbirinden işlevsel egzersiz videoları yayınlayarak tüm dünyada popüler hale geldi.

1982 – Jane Fonda

Aktris Jane Fonda 24 Nisan 1982’de ilk egzersiz videosunu yayınlayarak farklı bir fitness hareketi başlattı. “Workout” isimli videosu en çok izlenen videolardan biri oldu ve bunun yanında neon taytlar, ter bantları ve tozluklarıyle fitness moda dünyasında büyük bir etki yarattı.

1983 – 20 Minute Workout

20 Minute Workout isimli bu televizyon şovu 1982’de başladı ve 1984’e kadar yayınlandı. LA Times’a göre televizyonun en başarılı aerobik şovu olmayı başarmış bir yapım. Evde yapılan kaset izlenerek yapılan antrenmanları daha kolay erişilebilir hale getirerek oldukça popüler hale geldi.

1984 – Racquetball

Birçok kişiye göre bu spor 80’lerin en eğlenceli ve en keyif verici sporlarından biridir. Popülerliğini yitirmeden önceki 10 yıllık sürede binlerce insanın spor rutininin bir parçası olmayı başardı.

1985 – Jazzercise

Judi Sheppard Missett tarafından başlatılan bu dansa dayalı egzersizler, kısa süre zarfında tüm dünyada en hızlı büyüyen aktivitelerden biri haline geldi. Dansın aslında en etkili egzersizlerden biri olduğu fikri 80’lerde oldukça popülerdi aslında

1986 – Bowflex

Tüm vücut için etkili olan egzersiz makinesi Bowflex’in piyasaya sürülmesi, insanlara birbirinden farklı ekipmanlara ihtiyaç duymadan diledikleri hareketi yapma şansı verdi. Spor salonlarını eve taşıyan bu alete belki de hiç yabancı değilsiniz.

1987 – Buns of Steel

1987’de Buns of Steel ismiyle yayınlanan egzersiz videosundaki hareketler çok kısa bir süre içerisinde özellikle kalçalarını şekillendirmek isteyenler arasında popüler olmuştu. Clueless filminde de karşımıza çıkan bu egzersiz videosu hala adından sıkça söz ettirmektedir.

1988 – Richard Simmons

Aerobik tarihinin en efsanevi isimlerinden biri Richard Simmons, en çok satan Sweatin to the Oldies ile bir hit haline geldi ve fitness dünyasını salladı.  

1989 – Fitness Break With Jake And Step Aerobics

İlk kez CNN’de yayınlanan ve Jake Steinfeld tarafından sunulan Fitness Break With Jake And Step Aerobics isimli program, spor salonlarında zaten popüler olan aerobik egzersizlerini biraz daha zorlaştırarak fitness ve aerobik hayatına yeni bir yön kazandırdı. Hareketlerin yanında Jake Steinfeld’in dost canlısı kişiliği ve ekibindeki kadınlar da zamanla bu ilginin odağı oldu.  

1990 – Thighmaster

1990’a geldiğimizde Suzanne Somer uyluk kaslarını çalıştıran ve o bölgedeki yağları yakımını vadeden  Thighmaster isimli bir aleti piyasaya sürdü. Reklamları her yerde yayınlandı ve incecik bacakların hayalini kuran birçok kişi sayesinde bu alet o yıl oldukça fazla satıldı.

1991 – The Gazelle Elliptical

The Gazelle Elliptical bu alet 90’ların başında televizyonda yayınlanan reklamlarıyla adeta ününe ün kattı. Tony Little’ın üzerinde süzülerek reklamını yaptığı bu alet gün geçmeden evlerdeki yerini aldı.  

1992 – Curves

1992’de sadece kadınlara özel olarak olarak açılan spor salonları çok kısa bir sürede büyük başarı yakaladı. Vücut geliştiricilerin arasında egzersiz yapmak istemeyen ve sporla pek alakası olmayan binlerce kadına bu spor salonları büyük motivasyona sebep oldu.

1993 – NordicTrack

1993 yılında piyasaya sürülen NordicTrack birçok fitness tutkunun vazgeçilmezi oldu. Birden fazla ekipmanı bir arada kullanılmasına olanak sağlayan alet uzun süre popüleritesini yitirmedi ve günümüzde hala birçok farklı modeliyle sporculara keyifli antrenman imkanı sunuyor.

1994 – Spinning

Bu isme yabancı olmadığınızı düşünüyoruz. Zira yakın tarihe geldik. İlk kez 1994 yılında Johnny Goldberg tarafından geliştirilen bu egzersiz zamanla kitlesini artırdı ve dünyanın birçok yerinde spinning antrenmanlarına özel spor salonu açılmasını sağladı. 20 yılı aşkın süredir devam eden bu akım çığ gibi büyümeye devam ediyor.

1995 – Ab Roller

Egzersizleri kolay hale getirmek için özel olarak tasarlanan Ab Roller ilk kez 1994’te çıktı..Jaime Brenkus’un 1995 yılında yayınladığı 8 Minute Abs video serisiyle de popüleritesini giderek artırdı ve günümüze kadar ulaştı. Dünya genelinde sıkı karın kasları elde etmek isteyen sporcuların vazgeçilez dostu olarak kullanılmaya devam ediyor.

1996 – Tae Bo

Eğitmen Billy Blanks 1990’lı yıllara Tae Bo egzersiz videolarıyla damgasını vurdu. Tae Bo, tekvando ve boksun bir kombinasyonu olarak dünya genelinde yayılmaya başladı ve Paula Abdul gibi bazı ünlü isimlerin eğitmenliğini yaparak popüleritesini giderek artırdı.

1997 – Dance cardio

MTV’de yayınlanan ve hiphop şarkılarıyla dans eden sporculardan ilham alınarak yeni bir aerobik akımı adından söz ettirmeye başladı ve dans ederek egzersiz yapan insanlar bir anda popüler hale geldi. Hem eğlenceyi hem sporu bir araya getirilmesi bu egzersize olan ilgiliyi de artırmayı başardı.

1998 – Barry’s Bootcamp

Ünlü antrenör Barry Jay, kardiyo ve ağırlık temelli kuvvet antrenmanına odaklanan bir sınıf yarattı ve Barry’nin Bootcamp fikrini ortaya çıkardı. West Hollywood’da ilk stüdyosunu açmasının hem ardından tüm ülke genelinde bilinirliğini artırdı. Şimdilerde dünyanın her yerinde düzenlenen etkinliklerle tekrar gündeme gelen Barry’s Bootcamp büyük ilgi görmeye devam ediyor.

1999 – Zumba

Veee Zumba.. Bu latin esintili dans temalı egzersiz çılgınlığı Kolombiya’da başladı ve o zamandan günümüze kadar başarılı bir şekilde popüleritesini korudu. Şimdilerde dünya genelindeki tüm kadın ve erkeklerin vazgeçilmez tutkusu olmaya devam ediyor.

Reklam

Kendi Spor Salonunuzu Yaratın

0

Vücut geliştirmek için bir spor salonuna ihtiyacınız olduğu büyük bir yanlış anlaşılmadan ibarettir. Gerçek şu ki, harika sonuçlar alabileceğiniz spor salonlarınızı kendi evinizde ayıracağız bir köşede de inşa edebilirsiniz.

Evde yapılan egzersizlerin birçok faydası vardır. Bazen spor salonunda egzersiz yapmak çok dikkat dağıtıcı olabilir. İnsanlarla muhabbet etmek zorunda kalırsınız, biri yanınızda öksürür ve bazı kişilerin havlu kullanmadan benchler üzerinde terlediğini bilirsiniz. Burada dürüst olmamız gerekir, spor salonları kendi evinizden ne kadar temiz olabilir?

Evde antrenman yaparken dikkatiniz dağılmaz. Ayrıca, spor salonunuzu istediğiniz gibi ayarlama avantajına sahip olursunuz.

Spor salonunuzu oluşturmaya başlamadan önce aşağıdaki soruları cevapladığınızdan emin olun.

Evde Spor Salonu Oluşturmak İçin Ne Kadar Boş Alana İhtiyacım var?

erkekler-icin-ideal-kilo-nasil-hesaplanir

Boş alanlar evde oluşturacağınız spor salonunuzun en belirleyici faktörüdür. İdeal olarak bodrum katınız veya boş bir yatak odası mükemmel bir egzersiz odası oluşturmanıza olanak sağlar. Temel ekipmanlarınızın sığacağı kadar boş bir alana sahipseniz bu sizin için yeterli olacaktır.

Ayrıca zeminin de elverişli olup olmadığına dikkat etmeniz gerekir. Bir apartmanda yaşıyorsanız ve alt katınızda yaşayan birileri varsa deadliftler için evinizi kullanmak akıllıca olmayabilir.

Pencerelere dikkat edin, ekipmanınızı kuracağınız yerde pencere olmadığından emin olun.

Odanın yaz aylarında serin, kışın sıcak tutmak için uygun havalandırmaya sahip olduğundan emin olun. Portatif ısıtıcılar ve fanlar kullanılabilir.

Evde Spor Salonu Kurmanın Maliyeti Ne Kadardır?

Eğer maddi olarak rahatsanız pahalı harcamalar yapabilirsiniz. Bu yapacağınızın bir yatırım olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Ancak her gün kullanabileceğiniz bu alan spor salonu üyeliğinize kıyasla size maddi olarak daha fazla kolaylık sağlayabilir. Bazı spor salonlarının ücretlerinden kaçınmanın yanı sıra, ulaşım maliyetinden de tasarruf edersiniz.

Kendinize bir bütçe ayırın. Çok uygun fiyatlara harika bir spor salonuna sahip olabilirsiniz.

İlk olarak, hangi ekipmana ihtiyacınız olduğunu ve hangi ekipmanları istediğinizi belirleyin.

İşte size birkaç basit öneri:

  • Olimpik halter ve ağırlık plakaları
  • Ayarlanabilir squat standı
  • Ayarlanabilir dumbell
  • Ayarlanabilir bench
  • Kardiyo ekipmanları (eliptik, koşu bandı, bisiklet ve atlama ipi gibi basit ekipmanlar)

Satın aldığınız ekipmanlar, sahip olduğunuz alanın büyüklüğüne ve bütçenizin ne kadar olduğuna bağlıdır. Büyük bir odanız ve yüksek bir bütçeniz varsa olağanüstü bir spor salonu inşa edebilirsiniz. Aynı şekilde, küçük bir odanız ve küçük bir bütçeniz varsa, yine de size harika sonuçlar verecek bir spor salonu inşa edebilirsiniz.

Yeni Spor Salonumda Hangi Rutini Uygulamalıyım?

Sonuç almanız için egzersiz programınızda çok fazla çeşitliliğe ihtiyacınız yoktur.Ayarlanabilir bir bench ve bir halter ile temel bir squat standı satın aldıysanız, hemen hemen her rutini uygulayabilirsiniz.

70’li yıllarda erkekler tüm temel serbest ağırlıklarla antrenman yaparlardı ve çılgın sonuçlar elde ederlerdi. Bu işin aslı yaratıcı olmak ve her antrenmanda temel bileşik hareketleri kullanmaktır. Bunu sakın unutmayın!

Evde Uygulayabileceğiniz Egzersizler

1.Gün: Push

  • Barbell Bench Press – 4 set x 8-12 tekrar
  • Incline Barbell Bench Press – 4 set x 8-12 tekrar
  • Standing Overhead Press – 4 set x 8-12 tekrar
  • Close-grip Bench Press – 4 set x 8-12 tekrar
  • Dips (or pushups) between 2 chairs – 3 set
  • Lying Leg Raises – 5 set x 12 tekrar
  • Koşu – 30 dakika (Dışarıda)

2. Gün: Bacak

  • Squat – 5 set x 12 tekrar
  • ​Deadlifts – 5 set x 5 tekrar
  • Front Squats – 4 set x 10-12 tekrar
  • Stiff Legged Deadlifts – 4 set x 10-12 tekrar
  • Barbell ile Standing Calve Raises– 5 set x 15 tekrar
  • Crunch – 5 set x 12 tekrar

3. Gün: Pull

  • Pullup (squat standında halter kullanarak) – 3 set x yorulana kadar
  • Barbell Rows – 4 set x 8-12 tekrar
  • T-Bar Rows – 5 set x 8-12 tekrar
  • Chin-ups (squat standına yerleştirilmiş bir halter kullanarak) – 3 set x yorulana kadar
  • Barbell Bicep Curl – 8 set x 8-12 tekrar
  • Side Lying Planks – Her iki tarafınız için 30 saniye ve 3 set
  • İp atlama – 20 dakika
Reklam

Cimnastikte Dünya Standardı: Ahmet Önder

0

2019 Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanan milli sporcu Ahmet Önder, paralel barda bir ilki gerçekleştirmiş ve Tokyo Olimpiyat Oyunları’na biletini kazanmıştı. Pandemi nedeniyle olimpiyatlar gelecek yıla ertelendi; ancak Önder daha yeni başlıyor!

Genç yetenek henüz 24 yaşında ve Dünya Şampiyonası tarihinde, bu branşta madalya kazanan ilk Türk cimnastikçi unvanını alarak tarihe imzasını attı bile ve daha atacağı çok imza var. Önümüzdeki yıllarda çokça duyacağınız bu isme aşina olun istedik. Karşınızda Ahmet Önder…

Hikayenin başına dönelim. Sporla hep ilgili bir çocuk muydun?

Çocuklar tüm gün koştururlar, durmak bilmeden, yorulmadan bir şeylerin peşinde koşarlar. Bazı çocuklar özellikle top ile oynanan oyunlara bağlanırlar ve dünyaları o olur. Benim çocukluğumda böyle olmadı, ben yerinde duramayan, atlayan zıplayan ama bunun da ötesinde taklalar atan, yüksek yerlerde barfiks gibi tutunmayı seven, devamlı hareket halinde bir çocuktum. Enerji fazlası vardı yani üstümde.

Cimnastik ışığı sende varmış demek ki! Peki, bu dalda profesyonelleşmeye nasıl karar verdin?

İşte bu enerjimi doğru bir yere kanalize etmek isteyen ailem beni bu cimnastiğe yönlendirdi. Fiziğimin, esnekliğimin, çocuk yaşta da olsa gücümün burada parlayacağını düşünmüş olmalılar. Ben de antrenmanlara gide gele sporu çok sevdim. Kendi kendime evde, bahçede yaptığım hareketleri bu kez profesyonel aletlerde yapıyordum ve karşılığında ödüller veriyorlardı. Harika bir şey bu bir çocuk için. Devamlı olunca da profesyonellik peşinden geldi.

Senin de dahil olduğun yeni, başarılı bir jenerasyon var jimnastikte. Sizin başarılarınız bu spora olan ilgiyi körükledi mi sence?

Bazı branşları, özellikle bireysel branşları sporcular taşır ve yükseltir. Bizden önce bu sporun tanınmasında ve duyulmasında etkisi olan nice büyüklerimiz oldu, ki biri şu anda federasyonumuzun da başkanı. Şimdi benim ve takım arkadaşlarımın olduğu yeni bir jenerasyonumuz var. Arkamızda gerçekten büyük bir destek ve emek var. Dünyadaki rakiplerimiz ile aynı şartlarda çalışabilmemiz için gereken tüm imkanlar sağlanmaya çalışılıyor. Sonucunda da başarı geliyor tabi ki. Günümüzde sosyal medyanın da çok büyük bir ağırlığı var. Başarıyı getirdiğinizde büyük kitleleri etkiliyorsunuz. Daha çok kişinin ilgisini branşa çekebiliyorsunuz.

Türkiye, Dünya Artistik Jimnastik Şampiyonası tarihinde ilk kez çifte madalya elde etti. Bu madalyalardan biri sana ait. Dünya Şampiyonası’nda yarışmak ve kazanmak nasıl bir duyguydu?

Sporun zirvesi olimpiyatlar. Ama o zirveye çıkabilmek için de bazı basamakları tırmanmanız lazım. Avrupa şampiyonluğu, Akdeniz Oyunları, Dünya Şampiyonluğu gibi zor basamaklar bunlar. Hepsine ya da birkaçına ‘tamamdır’ işareti koyup ilerlediğinizde özgüveniniz daha yerinde oluyor. Büyük organizasyonlar bunlar; o yüzden oralarda bulunmak, diğer sporcularla etkileşim kurmak tarifsiz tecrübeler. 2019 Stuttgart da gerçekten harikaydı. Tüm sesleri kapatıp, o turnuvadaki görüntülerimizde yüz ifadelerimize odaklanıp izleseniz neler hissettiğimizi biraz anlayabilirsiniz. Bayrak, kürsü, zafer, sevinç, takımdaşlık, gurur…

Gümüş madalyayı aldıktan sonra hayatında neler değişti?

Söylediğim gibi, sosyal medyanın da büyük etkisiyle beraber ülke çapında tanınan isimler ve simalar olmaya başladık. Dijital medyada daha çok takip edilmeye, geleneksel medyada daha çok görünmeye, insanlarla daha çok etkileşime girmeye başladık. Sporcu olarak rutinlerimde değişiklik olmadı. Ben yine sıkı diyetlerime, sıkı antrenmanlarıma hedefe kilitlenmiş şekilde çalışmaya devam ediyorum. Kamuoyunun bize teveccühü arttı diyebilirim ki bu da inanılmaz motive edici ve destekleyici bir şey. Biz şampiyona dönüşü uçaktan indiğimizde ülkemizde Galatasaray’a, Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a yeni transfer olmuş yabancı golcü gibi karşılandık. O kalabalık, meşaleler, çiçekler, tezahüratlar. Harika bir duyguydu.

2020 Tokyo Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil edecektin. Hatta Türkiye tarihinde ilk kez, 4 jimnastikçiyle olimpiyatlarda olacaktı. Pandemi süreci motivasyonunuzu nasıl etkiledi sence?

O dönemin birkaç aşaması var. Birincisi söylentiler. Erteleme haberini ha bugün ha yarın bekleyip, o psikolojiyle idmanlara devam ettiğimiz dönem. İkincisi haberi aldığımızda yaşadığımız moral bozukluğu. Çünkü yılların emeği ve ortaya konan bir plan program var. Her şeyinizi yeniden düzenlemek zorunda kalıyorsunuz, hayallerinizi erteliyorsunuz. Üçüncüsü evde geçirilen, başlarda garipsediğimiz sonrasında silkinip toparlandığımız, formumuzu minimum düzeyde korumaya çalıştığımız dönem. Ve son olarak salonların açılıp eskisinden daha iştahlı ve tabir caizse canavar gibi geri döndüğümüz dönem. Dalgalı ama böyle olması çok normal bir süreçti bu. Umarım daha iyiye gideceğiz. Şu an A.R.O.G’da topu elinden alınan Carlos gibiyiz hepimiz (gülüyor).

Bir jimnastikçi için evde antrenman yapmak zor olsa gerek. Karantinada antrenman yapabildin mi?

Bireysel olarak yaptığım antrenmanların yanında takım olarak her gün canlı bağlantılarla birlikte de çalıştık. Salonun yerini tutması imkansız ama amaç da bu değildi zaten. Formumuzu olabildiğince yukarıda tutalım bilinciyle ne yapabiliyorsak yaptık. Fiziksel çalışmanın yanında mental egzersizlerimi artırdım. Eğitimlere katıldım, kitaplar okudum. Verimli geçirmeye çalıştım yani.

Jimnastik olmasaydı hangi spor dalı olurdu?

Başka bir spor dalı olur muydu tam emin değilim. Yine yoğun fiziksel güç gerektiren bir dal düşünebiliriz ama buna şöyle cevap vermek isterim. Ben sporun yanında eğitim hayatımı da hep önemsedim ve aksatmadan sürdürdüm. O alana yoğunlaşıp, farklı bir spor dalı değil de belki farklı bir meslek seçimine gidebilirdi hayatım jimnastik olmasaydı.

Reklam

Yüzerek Kilo Vermek Mümkün mü?

0

Yazan: Hilal Zeynep Saraç

Yazı İçeriği ve Başlıklar

  1. Vücudunuzun İhtiyaçlarını Öğrenin
  2. Yüzerek Kilo Vermek İçin Neler Yapmalısınız?
  3. Doğru Yüzme Tekniği Şart
  4. Sadece Yüzmek Yetmez

Yüzme, vücuttaki kasların hepsini çalıştıran, sakinlik hissi veren ve stresi azaltan, kısacası rahatlıkla ‘mükemmel’ olarak tanımlanabilecek bir spordur. Yüzmede sakatlanma riski düşüktür, eklem ve omurga rahatsızlıkları olan veya fıtığı olan kişilere sıklıkla önerilir; çünkü suyun kaldırma kuvveti eklemlere binecek baskıyı ortadan kaldırır. Yüzmeyi avantajlı yapan bir diğer özelliği ise kalori yakımının fazla olmasıdır.

Kalori yakımının miktarı aslında bireylere özeldir. Harcanan kalori bireyin metabolizmasıyla yakından ilgilidir. Metabolizmanın başlıca değişkenleri ise yaş, genetik, cinsiyet, boy, kilo, stres, uyku olarak sıralanabilir. Metabolizma gençlerde daha hızlıdır, erkeklerde de yağ oranı kadınlardan daha düşük olduğundan metabolizma hızlıdır. Stres vücudu kastığı için harcanan enerji daha çok olacaktır.

Tahmin edebileceğiniz gibi kilo verebilmek için sadece yüzmek yeterli değildir; yüksek tempoyla yüzmek gerekir. Yavaş tempoyla yüzerek yeterince verim elde edemesiniz. Kalori yakımının artması için dinlenme durumundaki kalp atım hızının yükselmesi gerekir. Kalp atım hızını yükseltmek için de belirli bir hızın üzerine çıkmak şarttır. Yavaş ve hızlı tempolarda yüzmenin kalori yakımı üzerine etkisini aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.

Serbest stil için 1 saatte harcanan kalori: (1)

Yüzme branşlarında 1 saatte harcanan kalori miktarı (59 kilo ağırlığında birey için): (2)

Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın kilo vermek için kalori açığı yaratmak şarttır. Vücudumuz günlük her aktivitesi için kalori harcamaktadır. Hareketsiz durumdayken ve uyurken bile kalori harcanır. Yani aslında, kalori vücudun fonksiyonlarının devamı için gereklidir. Günlük kalori ihtiyacından daha az kalori alınırsa kalori açığı oluşturulur. Kalori açığının sürekliliği durumunda vücut enerji ihtiyacını depo halindeki yağlardan sağlamaya başlar ve kilo verilir. Tam tersi durumda yani günlük kalori ihtiyacının üstünde kalori alındığında ise ihtiyaç fazlası kalori depolanır ve kilo artışı gerçekleşir. Burada önemli olan günlük kalori ihtiyacını bilmek ve ihtiyacınız oranında kalori almaktır.

Vücudunuzun İhtiyaçlarını Öğrenin

Günlük kalori ihtiyacı bireyden bireye değişkenlik gösterir. Metabolizma hızı günlük kalori ihtiyacını fazlasıyla etkiler. Metabolizma hızını etkileyen faktörlerden yukarda bahsetmiştik. Şimdi de günlük kalori ihtiyacını etkileyen faktörlere göz atalım:

Yaş: Genç bireylerin kalori ihtiyaçları yetişkin ve yaşlılara göre fazladır. Yaş ilerledikçe kalori ihtiyacı azalır.

Cinsiyet: Erkeklerin günlük kalori ihtiyacı kadınlardan fazladır.

Boy ve kilo: Boyu ve kilosu fazla olan bireyin kalori ihtiyacı da daha fazla olacaktır.

Aktivite: Günlük yaşamında bireyin ne kadar hareketli olduğu kalori ihtiyacının belirlenmesinde önemli bir etkendir. Masa başı ve hareketsiz çalışan bireylerin kalori ihtiyacı azdır. Diğer yandan günde 2-3 antrenman yapan profesyonel sporcularda kalori ihtiyacı oldukça fazladır.

Hedef: Kilo korumak, kilo vermek veya kilo artırmak farklı hedeflerdir ve günlük kalori ihtiyacının hesabını etkiler.

Günlük kalori ihtiyacınızı öğrenmek için diyetisyene başvurmak ve kilo vermek istiyorsanız, yanlış hareket etmemek adına bir uzmanla görüşmek en sağlıklı yol olacaktır.  “Ne kadar çok kalori açığı oluşturursam o kadar çok kilo veririm.” fikri hatalıdır. Önceden belirttiğim gibi vücut yaşamsal fonksiyonlarını gerçekleştirmek için kaloriye ihtiyaç duyar. Yeterince kalori sağlanmazsa fonksiyon bozuklukları oluşacaktır. Çok kalori açığı çok kilo verdirir düşüncesine sahip kişiler kilo vermek için kendini aç bırakır. Aç bırakmak kilo vermek isteyen kişilerin sıkça yaptığı büyük bir hatadır. Kilo vermek için öğün atlamak ve aç kalmak daha çok kilo alınmasına sebep olabilir. Bunun sebebi vücudun uzun süreli açlık sonrasında tüketilen besinleri depolamaya başlamasıdır. Kendinizi aç bırakmak yerine sık ve az yemek daha iyi bir çözüm olacaktır.

Yüzerek Kilo Vermek İçin Neler Yapmalısınız?

Yazdıklarımı özetleyecek olursam, kilo vermek için kalori açığı oluşturmak şarttır. Kalori açığını oluşturmadan önce günlük kalori ihtiyacının ne kadar olduğu bilinmelidir. Kalori açığının sürekliliği kilo vermeyi sağlar. Kilo vermek sabır işidir. Sağlıklı şekilde kilo vermek istiyorsanız kısa sürede çok kilo verme düşüncesinden kurtulmanız gerekir. Yüzerek kilo vermek istiyorsanız düzenli şekilde havuza gitmelisiniz. Haftada kaç kez yüzmeye gideceğinizi ise yüzme seviyeniz, formunuz, yüzme sporu anlamında ne kadar kondisyona sahip olduğunuz belirleyecektir. Kondisyonunuz düşük ise haftalık düşük sayıda antrenmanla başlayıp sonradan sayıyı ve süreyi artırabilirsiniz.

Doğru Yüzme Tekniği Şart

Düzenli yüzme antrenmanı yapmak isteyenleri önceden uyarmam gereken bir konu var: doğru tekniğin önemi. Yanlış teknikle sürekli yüzmek vücuda zarar verebilir. Yüzme eklem ve omurga rahatsızlığı olan kişilere önerilse de doğru yüzme teknikleri ile yüzülmediğinde tam tersi bir etki yaratarak bel ağrısı, omurga problemleri ve sakatlıklara sebep olabilir. Sağlık kısmı bir yana, doğru teknikle yüzdüğünüzde daha hızlı ilerlemeniz kolaylaşır. Daha az yorularak daha hızlı yüzebilirsiniz. Bu da size keyif verir ve motivasyonunuzu artırır.

Doğru planlanmış bir antrenman yapmak ve beraber yüzebileceğiniz takım arkadaşlarınızın olmasını isterseniz, yüzme kursu veya yüzme kulübüne yazılabilirsiniz. Antrenmanları grup halinde yapmak her zaman daha eğlenceli olmuştur.

Sadece Yüzmek Yetmez

Kilo verme sürecinde beslenmenin öneminden bahsettik. Şimdi de beslenmeyi yüzme antrenmanı yapanlar için özelleştirelim. Suyun içinde olduğunuz için fark etmeseniz de yüzerken çok fazla terlersiniz. Vücuttaki su kaybını önlemek için antrenman süresi ve antrenman dışında sıvı tüketimine dikkat etmelisiniz. Evet, antrenman sırasında bile! Birçok kişiye garip gelse de yüzme antrenmanı esnasında azar azar sıvı tüketerek vücudunuza destek olmalısınız. Su kaybı arttığında vücut ısısı artar, kalp atımı hızlanır ve vücut ısınma & soğuma sistemleri olumsuz etkilenir. Yeterince sıvı alınmadığında tüketilen karbonhidrattan yeterince enerji alınamayacağından yorgunluk hissedilir.

 “Kilo vermek istiyorum, antrenmandan sonra bir şey yememeliyim” düşüncesi ise hiç doğru değildir. Düzenli şekilde çalışıyorsanız her antrenmandan sonra vücudun ihtiyacını karşılamalısınız. Antrenman sonrasında “altın saat” e uyarak ana öğün yenmelidir. Altın saat, antrenman bitiminden sonraki ilk iki saati kapsar. Antrenman bitiminden sonraki bu ilk 2 saat içerisinde, ana öğünün yenmesi kasların yenilenmesi ve vücudun sonraki antrenmana hazırlığı açısından çok önemlidir.

Kilo vermek, sağlıklı olmak veya sadece keyif almak… Amacınız ne olursa olsun yüzme öğrenmenin ve yüzme sporuyla uğraşmanın yaşı yoktur. Birçok spor ileri yaşlarda yapılamadığı halde yüzme her yaşa yakışır, her yaştan insan rahatlıkla yapabilir.  Yüzerek sağlıklı kalın!

Yazıma katkıları için Yüzme Milli Takım antrenörleri Burak Bozkurt ve Esra Önen’e teşekkürler.

Reklam