Fit HubCelebrityYankı Erel: Türk Tenisinin Parlayan Geleceği

Yankı Erel: Türk Tenisinin Parlayan Geleceği

Yer, İngiltere’nin başkenti Londra. Sezonun üçüncü grand slim turnuvasının son günü. Genç çiftler kategorisinde Yankı Erel korta çıkıyor ve bir saat 26 dakika süren bir mücadelenin ardından partneriyle birlikte rakiplerini setlerde 2-0 yenerek zafere ulaşıyor.

Dünyanın en prestijli tenis turnuvalarından biri Wimbledon’dan bahsediyoruz. Bu korta adım atmak hiç kolay değil; bu kortu zafer yumruğun havada terk etmek ise çok daha zor. Ancak Yankı Erel, 2018 yılında zoru başardı ve gençler kategorisinde grand slam şampiyonluğu yaşayan ilk Türk erkek tenisçi olarak adını tarihe yazdı.

“Her sporcu yaptığı sporda öncü olmayı ister” diyor Erkel. zaferi ile bu yolda ilerlediği aşikar.

Önce hikayeni dinleyelim. Tenise nasıl başladın?

View this post on Instagram

First round ✅??#youtholympicgames2018

A post shared by Yankı Erel (@yankierel) on

Doğduğum şehir, ilk kulübüm, ilk antrenörüm, rakete ve oyuna aşık bir çocuk olmam gibi birçok şey sayacağım ama her şeyden önce şunu söyleyebilirim; annemin ve babamın sporsever insanlar olmaları ve spor yapmaları sayesinde tenise başladım. 6 yaşımdayken bana ilk raketimi almaları, Tekirdağ Spor Kulübü’ne beni götürmeleri, İsmail Ata hocamın dikkatini çekmem ve onun benimle ilgili güzel bir geleceğin hayalini kurması ile birlikte tenis maceram başladı ve hız kazandı.

İlk galibiyetini hatırlıyor musun? Neler hissetmiştin?

İlk galibiyetimi 8 yaşındayken aldığımı hatırlıyorum ama itiraf etmek gerekirse tam olarak neler hissettiğimi hatırlamıyorum. Büyük ihtimalle dünyanın en mutlu çocuğuydum maçı kazandıktan sonra. Şöyle de bir anım var, ilk turnuvamda ikinci olmuştum. İlk galibiyetimden daha çok, finalde kaybedişimi hatırlıyorum. Maç bitti, fileleri sökmeye çalıştım, annem babam korta girdi, ceza almıştım (gülüyor).

Wimbledon galibiyetine gelelim. Orada şampiyon olmak nasıl bir duyguydu?

Her sporcu yaptığı sporda öncü olmayı ister. Tüm çabamız bunun için. Ülkemizin tarihinde ilk kez burada şampiyon olmalıyım, ilk kez sıralamada görülmemiş yerlere gelmeliyim… Bizi motive eden dürtü biraz da bu galiba, kimsenin yapamadığını yapma isteği. Wimbledon, tam da içimde kaşınan bu dürtüyü dindiren, beni dahası için yüreklendiren bir başarı oldu. Teniste ülke tarihine geçtim ve daha bu genç yaşımda bir iz bıraktım. O gün şok, sevinç, telaş, heyecan, mutluluk ne derseniz yaşadım. Onlarca duygu bir araya gelip kalbinize, beyninize hücum ediyor. Harika bir şey.

Wimbledon’dan sonra hayatında neler değişti?

17 yaşındaki Yankı nasıl hırsla ve azimle çalışıyorsa aynı şekilde çalışmaya devam ediyor. O konuda hiçbir değişiklik yok. Mental bir bariyeri aştığım için hem benim hem de ülke tenisinin önünde yeni yollar açıldı bence. Daha fazlasını istiyoruz, çünkü yapılabilir olduğunu gördük. Hedef büyütmedim, hedefim çocukken de zirveydi şimdi de öyle. Wimbledon inancımı artırmama yardım etti. Sosyal medyanın da büyük etkisiyle ülke çapında bir tanınırlık oluştu. İnsanlar çok sevip sahiplendiler sağ olsunlar. Biz ülkenin evlatlarıyız, bayrağı taşıyoruz. Böyle ilgi görünce de çok mutlu oluyoruz.

Karantina süreci antrenmanlarını nasıl etkiledi?

İlk ayları her sporcu gibi fiziksel ve psikolojik olarak zor geçirdim. Vücudumuz makina gibi, işlemeye alışmış, ter dökmeye alışmış. Kaslar isyan ediyor tabi, zorlanmak istiyorlar (gülüyor). Evde form korumaya yönelik çalışmalar yaptım. Psikolojik olarak ayakta kalmak daha önemliydi. Bunun için de sürekli profesyoneller ile birlikte irtibat halinde kalarak zamanımı değerlendirdim.

Kortta karşılaşma hayali kurduğun bir tenisçi var mı?

Rakibiniz ne kadar büyük olursa, ne kadar zorlu olursa siz de o kadar gelişirsiniz. Belki şansınız yaver gider ve yenersiniz, belki fark yersiniz hatta belki rezil olursunuz ama biraz uzaklaşıp resme bakınca bunun kazancınız olduğunu anlarsınız. O tecrübeyi yaşamak zorundasınız. Büyüklerle çarpışmak zorundasınız. Bir gün onların yerinde olabilmek için. Nadal, Federer, Djokovic… Hepsi ile oynamak isterim, sayı alıp zaferle yumruğumu sallamak isterim, file üzerinden el sıkışmak poz vermek isterim, set aralarında yan tarafta otururlarken nasıl davranıyorlar gözlemlemek isterim. Tecrübe açlığımı giderecek her tenisçi ile kortta karşılaşmak isterim.

Nasıl hatırlanmak istersin?

Benden önceki yıldız sporcularımızın çıktığı seviyeye gelmek ve geçmek istiyorum. Bir gün mutlaka beni de geçecekler. O yüzden rakam, sıralama vs. gibi şeyler söylemektense daha farklı yaklaşıyorum olaya; “Oynadığı dönemde çok büyük izler bıraktı, gelecek kuşakları çok derinden etkiledi ve ilham kaynağı oldu, ilkleri başarmak deyince onun adı akla geldi, öyle çok çalıştı ki her yerde gururla ‘Hak ettim!’ diyebildi” desinler benim için. Bunu çok isterim.

BİZİ INSTAGRAM'DA TAKİP EDİN!