Fit Hub Blog Sayfa 124

Bisiklet Tutkunlarının Sağlıklı ve Güvenli Bir Sürüş İçin Bilmeleri Gerekenler

0

Hem ilkbahar hem de sonbaharın en keyifli sporlarından biri olan açık havada bisiklet turları, genel olarak güvenli ve yaralanma ihtimali düşük sporlardan biridir. Ancak bazı durumlarda kazaların da gerçekleşebileceği unutulmamalıdır. Özellikle dağ bisikleti veya trafiğin aktığı alanlarda bisiklet sürmek bazı riskler barındırır. Bu keyifli sporda olası yaralanmalarda neler yapılacağını bilmek, kas-iskelet sistemi sağlığını korurken, bisiklet tutkunlarına da daha güvenli spor yapma olanağı sunuyor.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Enis Yıldırım, bisiklet sürerken kas-iskelet sistemi sağlığını korumak için alınması gereken önlemlere ve olası bir kaza durumunda yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Güvenli ve Sağlıklı Bisiklet Kullanımı için Doğru Ekipman ve Doğru Pozisyon Şart!

Bisiklet sürmeye yeni başlayanların öncelikle alacakları bisiklet türüne ne amaçla ve nerelerde kullanacakları kapsamında karar vermelerinin amaca uygunluk ve sağlık açısından doğru bir adım olduğunu belirten Op. Dr. Enis Yıldırım, boyunuza uygun yükseklikte ve genişlikte tekerlek seçiminin önemli olduğunu, boyunuza uygun olmayan boyutlardaki bisikletlerin boyun, sırt ve bacakta sorunlar yaşanmasına neden olduğuna dikkat çekti. Bisiklet, sadece doğada kullanım için tercih edildiyse mutlaka diz ve dirsek korunmasının da satın alınmasının gerektiğini söyleyen Enis Yıldırım, “Kask, tüm tercihlerin vazgeçilmezidir ve düşme sırasında hızlı olunmasa bile, başın alacağı bir darbeyle ciddi sağlık sorunları yaşanabileceği unutulmamalıdır. Bisikletlerin çoğu kurulmamış vaziyette satılır ya da çoğunlukla son ayarlamalar kullanıcıya göre yapılır. Bu kurulum sırasında mutlaka deneyip en uygun sele ve gidon yüksekliği seçilmelidir. Bisikletin boyutları uygun olsa da yanlış ayarlar omurga, kalça ve diz problemlerine yol açabilir. Önemli bir diğer güvenlik önlemi de eğer yalnız gezintiye çıkacaksanız, sürüş rotasının bir veya birkaç kişiye bildirilmesidir. Böylece haber verilemese bile haber alınamayan durumlarda nerelerde olunabileceği tahmin edilebilir.” dedi.

Peki ya Düşersek…

Ne kadar önlem alınırsa alınsın, görünmez kazaların olabileceği yadsınamaz bir gerçektir. Tüm önlemlerin alınmasına rağmen bisiklet sürerken başımıza gelebilecek kazaların sonucunda ne tür hasarların olabileceği ve durumlar karşısında neler yapılması gerektiğine değinen Op. Dr. Enis Yıldırım, şiddetli kazalarda veya yüksekten yuvarlanmalarda omurga yaralanmalarının olabileceğini belirterek omurga yaralanmalarında boyun, sırt veya bel bölgesinde ağrı hissedildiğini, bazen bacak veya kola vuran uyuşma, karıncalanma veya ağrı oluşabildiğini ve böyle bir yaralanmadan şüphelenilen durumlarda, düşen kişi yerinden kıpırdatılmadan sağlık yardımının beklenmesi gerektiğini söyledi. Bisiklet kazası yaşandığında akromiyoklavikuler eklem (omuz) yaralanması ve klavikula kırığının da gelişebileceğine dikkat çeken Enis Yıldırım, “Omuz üzerine düşme sonrası omuz üzerinde ağrı veya kemiksel bir çıkıntı oluşur. Böyle bir durumda kolu askı pozisyonuna almak ve en yakın zamanda ortopedi uzmanına başvurmak gerekir.” dedi.

Bisikleti Her Gün Kullanıyorsanız Bu Şikâyetlere Dikkat!

Bisiklet sürme sporunu sıklıkla, neredeyse her gün yapanlarda ise bazı olumsuz durumların gelişebileceğini aktaran Enis Yıldırım, bu rahatsızlıklar karşısında ne tür şikayetlerin olabileceğini ve neler yapılması gerektiğini söyledi. Aşırı kullanım veya ani yüklenme sonrası bacak önü veya arkasında kas zorlanmalarının gelişebileceğini söyleyen Enis Yıldırım, birkaç sürüşte aynı bölgede ağrı ve zorlanma hissedilirse mutlaka bir hekime başvurmak gerektiğini belirtti. Enis Yıldırım, gelişebilecek diğer olumsuz durumlar hakkında ve şikayetlerin nasıl giderileceği yönünde ise şunları söyledi: “Bisiklet sporunu sıklıkla yapanlarda zamanla ele ve parmaklara giden sinirlerin devamlı baskı altında kalmasına bağlı el parmaklarında uyuşmalar gelişebilir. Bu durumda destekli eldiven ve gidon pedleri kullanarak bu sorun giderilebilir. Bunun yanı sıra sürüş sırasındaki pozisyona bağlı olarak sırt ve bel ağrısı oluşabilir. Bu durum da genellikle bisiklet sporunu düzenli ve sıklıkla yapan kişilerde görülebilir. Sürüş öncesi ve sonrasında yapılacak uygun sırt ve bel egzersizleriyle bu şikayetin önüne geçilebilir. Yanlış bisiklet seçimi, bisiklet üzerinde yanlış pozisyon alma ve yeterince güçlü olmayan bacak kaslarına kaldıramayacakları performans yüklemekten kaynaklı diz ağrıları da görülebilir. Sele yüksek olduğunda bacak arkasında, alçak olduğunda da diz önünde ağrı oluşabilir. Bu durumda da rahatlatıcı egzersizler yapmak şikayetleri az da olsa giderecektir. Bisiklet kullanırken ayakkabı ve çorap seçimi oldukça önem taşır. Hava almayan, çok sıkı ve kötü taban malzemesine sahip ayakkabı veya yanlış çorap seçiminden kaynaklı ayak tabanında yanmalar oluşabilir. Bu durumda yazın pamuklu spor çorabı, kış soğuklarında ise ince ancak yünlü çoraplar tercih edilmesini önermekteyiz. Sürekli bisiklet kullanılmasının kaçınılmaz diğer bir şikayeti ise sele pişikleridir. Bu durumun gelişmemesi için mutlaka kişinin kendisine uygun seleyi seçmesi gerekir. Bisiklet kullanımına özel destekli şort ya da eşofmanlar da pişik gelişimine engel olabilir. Eğer pişik gelişirse sürmeye birkaç gün ara vermek, ilgili bölgeyi günde birkaç defa yıkayıp kuru tutmak ve bu duruma uygun kremler kullanmak gerekebilir.”

Başarılı ve Mutlu Sporcuların Aldığı Hayat Değiştiren 6 Karar

Reklam

18 Ayda Neredeyse 60 Kilo Veren Annenin Başarısının Sırrını Açıklıyoruz!

0

Başarı hikayeleri en iyi motivasyon kaynaklarından olduğu için yılmadan paylaşmaya devam ediyoruz!

Bugün size Brezilyalı 3 çocuk annesi Claudia Cattani’den bahsedeceğiz. Kilosunun 130’a varması ile giyecek kıyafet bulamamaya başlayan, hareket kabiliyeti sınırlanan ve çevresindekiler tarafından acınarak bakılan Claudia, bu durumu kontrol altına alması gerektiğine karar vermiş.

18 ay gibi bir sürede 57 kilo vererek neredeyse yarı yarıya zayıflayan Claudia Cattani’nin kilo vermesindeki en önemli faktör ne biliyor musunuz?

Gelin Claudia’ya birlikte bakalım…

Claudia Cattani, küçük yaşlardan beri kilo problemine sahip biri olmuş.

O que te move ou paralisa? Tua dor pode te levar a dois caminhos : Ou te move para a mudança ou te paralisa e você ficará sempre estagnado . Use tudo o que te incomoda , tudo aquilo que te feriu para mudar ! Até aqui são 60 kg a menos , sem bariátrica e medicamentos , motivada pela coragem , pelos "nãos " que a vida e as pessoas me deram e pela vontade absurda de mudar de vida ! Me disseram que eu não conseguiria e hoje eu pergunto : -Não consigo o que mesmo ? Faça dos seus limões uma bela limonada e deguste na sombra das suas vitórias ! Vale a pena ! ?? ?? #atividadefisica #reeducaçãoalimentar #vidasaudavel #emagrecercomsaude #disciplina #cozinhafit #alimentacaosaudavel #fitness #treino #corpoemconstrução  #foconadieta #running #antesedepois #crossfit #maromba #marombeiro #mensphysique #nopainnogain #bodybuildingmotivation #bodybuilder #strong #fitnesslifestyle #esmagaquecresce #gym #fikagrandeporra #vemmonstro #lifestyle #amazing #monsters #workout

A post shared by Cláudia Cattani (@claudia.cattani) on

Ailesinin kaliteli ve sağlıklı beslenmeye hem bilinç olarak hem de maddi olarak çok olanağının olmadığını belirten Claudia, daha çok fast food ağırlıklı bir beslenme düzenine sahipmiş.

 

Bitmek tükenmek bilmeyen fast food tüketimi,

Yıllar içinde gazlı içecek tüketiminin de artması ile Claudia’nın kilo probleminin katlanarak artmasına sebep olmuş. Özellikle Cola Zero tüketiminin son dönemlerde günde 2 litreye kadar çıkması gazlı içecek bağımlılığının son noktalarına geldiğini ona gösteren faktör olmuş.

 

Şu an 3 çocuk annesi olan Claudia,

130 kiloya vardığı dönemde artık kendisine giyecek kıyafet bulamadığını, sokaktaki insanların aşağılayan bakışlarına maruz kaldığını ve çevresinde onu sevenlerin ise ona acıdığını belirtiyor… Bu durum Claudia’nın moralini inanılmaz bir şekilde bozunca bir depresyonun eşiğine sürüklenen genç kadın, sokağa çıkmaz olmuş…

 

Evden dışarıya çıkmaya korkar hale geldiği bir dönemde,

Se você acha que ser obeso é sinônimo de ser relaxado , que depressão é coisa de gente que não tem o que fazer e quer chamar a atenção , eu só posso sentir muito por você e pela sua falta de empatia . Tomara que você nunca tenha um familiar com depressão e que essa depressão leve à obesidade . " Eu imagino a sua dor" Não , se você não sentiu na pele ou teve alguém muito próximo a você sofrendo com a Obesidade e depressão você simplesmente não tem ideia de como dói tudo isso . Ninguém fica obeso porque quer " Não sei como vc se deixou chegar a esse ponto " Oi?? Acham mesmo que alguém sofre por livre e espontânea vontade ? " Você precisa comer saudável e se exercitar " Você acha mesmo que alguém com depressão , pensando em morrer 24 horas por dia vai ter forças para comer saudável e se exercitar? Quem tem depressão não tem forças para levantar da cama , para escovar os dentes e tomar banho muitas das vezes . Emagrecer nesses casos é secundário , primeiro precisa tratar a cabeça , as emoções , a alma , para só então como consequência do amor próprio restabelecido a pessoa começar a se cuidar . "Ahh você é fraca, não tem força de vontade " Faz um favor ? Se teus pensamentos em relação a um obeso são assim , fique calado . De nada valem tuas palavras se são repletas de preconceito e ódio velado . Ninguém é ajudado com respaldo no ódio , preconceito e julgamentos . Obesos depressivos precisam de ajuda médica , de psicólogo e psiquiatra , além de uma nutricionista , claro . É doença , gente , necessita tratamento médico . Que mundo é esse que faz com que as pessoas se sintam diminuídas a ponto de querer morrer por não se encaixar num padrão ? Somos muito mais que o número que a balança mostra , que o percentual de gordura e do manequim que vestimos . Somos o que emanamos ao mundo e tudo que ficará são os frutos que plantamos aqui em vida . É bom sim emagrecer , é maravilhosa a sensação de realização nesse sentido , mas a vida não pode se resumir a isso . Semeie amor a quem precisa e antes de julgar se coloque no lugar do próximo . ➡️Continuação nos comentários

A post shared by Cláudia Cattani (@claudia.cattani) on

Bu durumun böyle sürmesinden inanılmaz derecede rahatsız olup artık beslenme alışkanlığını değiştirmesi gerektiğine karar vermiş.

 

Claudia özellikle Cola Zero içmek istediği için başlangıçta ağladığı günlerin olduğunu dile getiriyor…

Çocukluğundan beri gelen fast food ve gazlı içecek alışkanlığını yıkıp sağlıklı beslenme düzenine geçmeyi ve egzersiz yapmayı başlarda oldukça zor karşılarken devamlı olarak önceden çekildiği fotoğraflarına bakarak kendisini motive etmeye çalışmış.

 

Fast food ve gazlı içecekleri kesmek ve ek olarak spor yapmak,

Pilates ??

A post shared by Cláudia Cattani (@claudia.cattani) on

Claudia’nın 18 ayda tam olarak 57 kilo vermesini sağlamış!

 

Claudia en basit günlük işleri bile yapamaz geldiği kilolarını hatırlıyor,

@Regrann from @claudia.cattani – E quando você cabe em uma perna de uma antiga calça ? ????? Ahh pensem em alguém feliz ! ???Quando eu usava essa calça ,tamanho 56, precisava deitar na cama para conseguir fechar o zíper ?. Ainda assim ficava apertada e marcando a barriga . A encontrei hoje , perdida dentro do roupeiro , com o zíper estragado , possivelmente de tanto ser forçado . É gente , as memórias teimam em vir e acho que isso me ajuda a manter o controle . Tanta coisa que passei para chegar até aqui , tantos" nãos "ditos , tantas renúncias , proporcionalmente tantas vitórias ! Vale a pena ! ❤️ Vamos juntos . . . . . . . . . . . . ? #weightloss #wls #wlscommunity #weightlossjourney #weightlosstransformation #health #brandnewlife #fitfood #gettingfit #healthy #gettinglean #loveyourself #portioncontrol #transformme #wlseats #myjourney #activeliving #loseweight #eatclean #fatburning #workforit #fatloss #fitfam #training #makeithappen #fitlife – #regrann

A post shared by Cláudia Cattani (@claudia.cattani) on

Ayakkabılarını kendi başına balamak için eğilmek bile ona inanılmaz zor gelirken şu anda eski pantolonlarını gösterdiği kişiler Claudia’nın inanılmaz değişimine hayran kalıyor!

 

Claudia bu değişimi ile şunu öğrendiğini söylüyor:

Hiçbir başarı zorlu bir yolculuk olmadan kazanılmıyor. Ben çocuklarıma iyi bir örnek olmak için çabaladım ve başardım. Kendinize inanın, sabredin, azmedin ve asla pes etmeyin!

İdeal Fit Vücut Anlayışınızı Sarsacak Instagram Fenomeni

Reklam

Kış Aylarında Yeteri Kadar Su İçtiğinizi Düşünüyor musunuz?

0

Sabri Ülker Vakfı, kış aylarında da yeterli miktarda su tüketmemiz gerektiğini hatırlatarak suyun sağlığımız için önemine dikkat çekiyor.

Kış aylarının gelmesiyle birlikte pek çoğumuzun yaşam tarzı, beslenme ve su tüketim alışkanlıkları da değişiyor. Hangi mevsimde olursak olalım sağlığımızı korumak için sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını sürdürmek gerekiyor. Bu alışkanlıkların başında da yeterli miktarda su ve sıvı tüketmek geliyor. Sabri Ülker Vakfı, yaşam kaynağı suyun sağlığımız için önemine dikkat çekiyor.

Su başta olmak üzere, içecekler ve besinlerin içerisinde bulunan görünür/görünmez su, “sıvı” olarak tanımlanır ve bireyin günlük sıvı gereksinimi bu kaynaklarla karşılanır. Su ve diğer içecekler hücrelerin, dokuların ve organların çalışması, besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınması, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin vücuttan atılması ve vücut ısısının düzenlenmesinde önemli rol oynar.

Hücrelerin yaşamsal işlevlerini yerine getirmesinde vücudun su dengesinin korunması oldukça önemlidir. Bu dengenin korunmasına “hidrasyon” denir. Vücudun solunum, idrar, ter ve dışkı ile kaybettiği suyu içecekler ve yiyecekler ile yerine koyması ve hşdrasyonun sağlanması önemlidir. Bu denge korunamaz ve vücuttan su kaybı gerçekleşirse buna “dehidratasyon” denir ve ileri düzeyde dehidratasyon sağlığı tehdit edebilir.

Vücuttan Su Nasıl ve Ne Miktarda Atılır?

Biyolojik atıkların vücuttan uzaklaştırılması ve vücut ısısının sürdürülmesi için bir günde yaklaşık olarak böbreklerden 1500 ml, deriden 500 ml, bağırsaklardan 300 ml ve solunumla 300 ml olmak üzere toplam 2.5 litre sıvı kaybı olur. Egzersiz, fiziksel aktivite, terleme, idrar ve vücut ısısını artıran ateşli hastalıklarda ve ishalde sıvı kaybı artar. Böyle durumlarda vücudun sıvı/su gereksinimde de artış olur ve vücuttaki dengeyi korumak için kaybedilen bu suyun yerine konması gerekir. Kaybolan sıvının karşılanabilmesi için beyindeki susama merkezi uyarılır ve susama hissi gelişir. İshalde suyla birlikte su dengesinde rolü olan sodyum, potasyum gibi mineraller de yitirildiğinden susama hissi oluşmayabilir.

Bu Önerilere Kulak Verin

Her gün 6- 8 bardak, 2-2.5 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Yeterli miktarda su ve sıvı tüketmediğinizi düşünüyorsanız susama hissinizi beklemeden gün içinde su tüketmeye özen gösterin. Suyu görebileceğiniz yerlerde, masanızda, aracınızda, çantanızda bulundurmak su tüketimini hatırlamaya yardımcı olabilir. Çay ve kahve gibi kafein içeren içeceklerin aşırı tüketimi vücuttan su atımına yol açabilir. Çay ve kahve tüketimini ılımlı düzeyde tutup aynı oranda su tüketmeye özen gösterin. Su içmekte zorlanıyorsanız suyunuzu daha sıcak ya da soğuk tüketebilir, suyun içine limon dilimleri, salatalık, nane, tarçın gibi taze sebze, meyveler ve baharatlar ekleyerek içimi daha keyifli hale getirebilirsiniz. Telefonunuza su içmeyi hatırlatan farklı uygulamalar indirebilir, günlük sıvı alımınızı da değerlendirebilirsiniz.

Sabri Ülker Vakfı Hakkında

Türk gıda sektörünün duayeni Sabri Ülker anısına kurulmuş olan ve misyonunu Sabri Ülker’in hayat felsefesinden derleyen Vakıf, toplumu beslenme ve sağlık alanlarında bilimsel ve güvenilir bilgi ile aydınlatmak üzere faaliyetlerini sürdürüyor. Avrupa Beslenme Vakıfları İletişim Platformu’nun Türkiye’den tek üyesi olan Vakıf, 2009 yılından bu yana topluma sağlıklı yaşam ve beslenme konularında güvenilir bilimsel bilgiyi ulaştırmakta ve dünya genelinde referans kabul edilen kurumlar ile işbirliği içinde Türkiye’nin referans kurumu olma hedefiyle yoluna devam etmektedir. Çalışmaları, alanında uzman bilim insanlarının yer aldığı bağımsız bir Bilim Kurulu tarafından yürütülen Sabri Ülker Vakfı bilimsel ve kar amacı gütmeyen bir kurumdur.

Kışın Metabolizmanızın Yavaşlamasına Sebep Olan 6 Önemli Neden

Reklam

Hızlı Kilo Vermenin Süper Etkili 6 Yolu

0

Kilo vermek, modern çağın trendlerinden biri. Haliyle çoğu insan hızlı kilo vermeyi hedefliyor.  Modeller, fitness yıldızları insanları güzel bir fiziğe teşvik ediyor.

Bunun için aktif bir hayat stili ve çok oynamayan bir vücut ağırlığı gerekiyor.

Sihirli haplar, egzersizler, sihirli beslenme programları size hızlı kilo verdirebilir. Ama bir yere kadar. Önemli olan sürekliliğiniz ve hedeflediğiniz fiziğe ulaştıktan sonra o fiziği koruyabilmeniz.

Eğer kısmen daha hızlı kilo vermek istiyorsanız yapmanız gerekenler basit; düzenli, gittikçe yoğunlaşan bir antrenman programı ve vücudunuzun iyi yanıt verdiği bir beslenme stili. Bu önemli ikili dallanıp budaklanabiliyor.

İşte dallanıp budaklanan beslenme ve antrenman alternatifleri arasından seçtiğimiz en iyi altısı:

HIIT

Daha yoğun, daha kısa süren ve daha uzun süre boyunca yağ yakmanızı sağlayan HIIT, bilimin de arkasında durduğu bir antrenman stili olarak kesinlikle hızlı kilo verdiren bir yöntem.

Zıplama, koşma, bisiklet, ağırlık antrenmanı ve daha bir çok antrenman stilini HIIT stiline adapte ederek yeni antrenmanlar üretebilirsiniz. Burada amaç, az dinlenmek ve yoğun çalışmak, daha kısa süren bir antrenmanla daha çabuk ve etkili bir antrenman yapmak.

Depar ve Ağırlık Antrenmanı

Ağırlık antrenmanı yapıp, sonrasında depar ile bitirmek yüksek yoğunluk sayesinde yağ deponuzdaki yağları yakmanızı sağlar. Bilimsel araştırmalar, ağırlık antrenmanı sonrasında yapılan deparların yağ yakımını ciddi oranda hızlandırdığını gösteriyor.

Güç Antrenmanı

Image result for strength training

Hep çok tekrarlı antrenmanların kalori yaktığı düşünülür. Ancak yoğunluğu (yani ağırlığı) arttırıp düşük tekrarlar uyguladığınızda da hafif fakat yüksek tekrarlı antrenmanlar kadar yağ yakabilmeniz mümkün!

Squat, deadlift gibi temel bileşke egzersizlerde limitinizi zorlayın. Hem güçlenip, hem yağ yakmanız mümkün!

Güç antrenmanları hem sizi güçlendirir, hem kas kütlenizi miyofibril hipertrofi aracılığıyla arttırır, hem de metabolizmanızı hızlandırır. Yani bu tip antrenmanlar ile yağ yakarken kas eklemeniz özellikle antrenman yapmaya yeni başladığınız ilk sene içerisinde gayet kolay!

Takım Sporu Aktiviteleri

Image result for team sports

Ülkemizdeki en popüler takım sporu aktivitesi, “halısaha”dır. Sokakta eğlencesine futbol, basketbol, voleybol hatta “yakartop” oynarken dahi kalori yakarsınız. Bu da daha hızlı kilo vermenize yardımcı olabilir.

Zevkle oynadığınız bir takım sporu belirleyin ve haftanın belli günlerinde aktivitelere katılın. Sonuçlar sizi şaşırtacak.

Yoga

Image result for yoga

Kan akışınızı hızlandıran, dolaylı yoldan metabolizmanızın hızlanmasını sağlayan yoga stresinizi azaltır ve yağ yakımına da yardımcıdır. Özellikle merkez bölgenizi güçlendirir, nefes almada gelişmenizi sağlar.

Stresinizi sıfırlayan, günün negatif enerjisini sıfırlayan bu egzersizlerle daha sağlıklı bir mentaliteye sahip olup daha hızlı yağ yakabilirsiniz.

Bölgesel Yağ Yakımı?

Bu maalesef mümkün değil. 500 mekik çekerek karın kaslarınızın gözükeceğini sanıyorsanız, büyük bir yanılgı içerisindesiniz. Yağ oranınız düşmeden, karın kaslarınızın gözükmesi imkansızdır. Yağ yakmak da bölgesel değil, tüm vücuttan yağ yakımı ile gerçekleşir. Her egzersiz kalp atışınızı hızlandırır ve bölgeselden ziyade yağ yakma eğiliminiz olan bölgelerden yağ yakarsınız.

İnsanlar genellikle kas oranının artmasını yağ yakımıyla karıştırırlar. Daha kaslı bir kol daha yağlı gözükecektir. Ancak bu yağ yaktığınız anlamına gelmez. Yağ yakmadan da idealinizdeki vücuda ulaşmanız neredeyse imkansızdır.

Reklam

“Aşkından İğne İpliğe Döndü” Sözünü Doğruluyoruz!

0
ideal-kilo-nasil-hesaplanir

Aşık olmak, beden ve ruh sağlığına iyi geliyor. Öyle ki aşk, en zor anlarında bile kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlayabiliyor. Aşk kişide dalgınlığa neden olup, zaman zaman kendisine sorulan sorulara geç cevap vermesine neden olsa da; kalbi koruyor, bağışıklığı güçlendiriyor, kilo verilmesini sağlıyor, özgüven ve başarı hissini artırıyor. Memorial Şişli Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Ayşe Çıkım Sertkaya, aşkın insan sağlığı üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi.

Bu 3 hormon aşık olunca yükseliyor

Hormonal aktivite, sosyal etkileşimler, öğretiler ve fiziksel temas içeren aşkın birçok araştırmaya konu olmuş hayli karmaşık bir yapısı vardır. Özellikle aşkın yeni başladığı ilk evrede beynin bazı bölgelerinde olması gerekenden çok daha fazla hormonal değişim yaşanır. İnsan sağlığı üzerinde etkin oksitosin, vazopressin ve dopamin hormonlarında artış görülüyor. Bu hormonların vücuttaki rolleri şöyle özetlenebilir:

Oksitosin: Mutluluk ve sevgi hormonu olarak bilinir. Kan basıncını düşürerek, rahatlama sağlar. Salgılanmasında dokunma, ses ve koku faktörlerinin etkili olduğu hormon, sosyal ilişkilerdeki güven duygusunu inşa eder. Özellikle doğum ve emzirme döneminde artar.

Vazopressin: Sadakat hormonu olarak da bilinir, bağlılık duygusunu yükseltir. Kan hacmi ve konsantrasyonu düzenler.

Dopamin: İnsanın kendisini iyi hissetmesini sağlayan bu hormon, herhangi bir aktiviteyi gerçekleştirmede motivasyon sağlar. Bu hormon olmadan kişinin kılını bile kıpırdatması imkansız gibidir.

Kilo verilmesini sağlıyor

Toplumda yaygın olarak kullanılan kafası çok dalgın olduğu için “Aşık herhalde” ya da  “Aşkından iğne ipliğe döndü” sözleri aslında hormonal değişim sonucu yaşanan yansımalardır. Beyinde “hipotalamus” adı verilen ve hemen hemen tüm hormonları düzenleyen bölgede aşk ile birlikte bazı değişikliler olur. Aşkın başlamasıyla birlikte noradrenalin adı verilen salgı artar. Strese yanıt olarak da görev yapar, kalbi etkileyen sempatik nöronlar üzerinde etkili olan noradrenalin salgısıyla kalp atışı hızlanır, avuç içi terler ve göz bebekleri büyür. Bu dönem sorulan sorulara geç yanıt verilmesi, kafanın çok dağınık olması aşırı noradrenalin salınımından kaynaklanır. Ayrıca iştahı baskılamakta dolayısıyla kilo verilmesini sağlamaktadır.

Aşk kalbin koruyucusudur

Aşkın kalp sağlığı üzerinde çok sayıda olumlu etkisi vardır. Aşkı tarif ederken kullanılan “Onu görünce kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor” cümlesi mecazi değil, gerçek bir durumu yansıtmaktadır. Katekolamin denilen adrenalin ve noradrenalin sayesinde kalp atım hızı artmaktadır. Aşk sırasında kalp hızının artması, vücuda daha fazla kan pompalanmasına neden olarak kalp ve diğer organların daha verimli çalışmasına yol açabilmektedir.

Özgüven ve başarı hissini artırıyor

Aşk beyinden salgılanan dopamin hormonu seviyesini yükseltmektedir. Haz alma duyusunun oluşmasına yardımcı olan dopamin hormonunun odaklanma ve dikkat üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Beyindeki bilgi akışı üzerindeki etkisi bulunan dopamin mutlu ve sosyal bir kişilik ile birlikte özgüven ve başarı hissini artırarak mesleki hedeflere ulaşmada önemli katkı sağlamaktadır. Dopamin seviyesinin düşmesi ise hafıza, dikkat ve sorun çözme yeteneğinde azalmalara neden olabilmektedir.

Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklardan koruyor

Aşk, dopamin gibi östrojen ve testosteron gibi cinsiyet hormonlarını da artırmaktadır. Cinsellikte önemli rol oynayan östrojen ve testosteron hormonları vücutta farklı görevler de üstlenmektedir. Östrojen, kemik yapısını koruyup, kalp ve damar sağlığında koruyucu etki gösterirken; testosteron hormonu da güçlü kemikler ve sağlıklı bir bağışıklık sisteminin oluşmasında önemli rol üstlenmektedir.

Aşkın evrelerine göre hormonlar da değişiyor

Aşkın evreleri ve zamanı hormonlar tarafından yönetilir. İlk evre aşırı keyifli, uykusuz, iştahsız ve kalp çarpıntılı geçer. İlerleyen evrelerde ise daha sakin, empati ve bağlılık duygusu hakim olur. Çiftler zamanla sevinme, stres, üzüntü gibi duyguları eş zamanlı yaşamaya başlar.  Fizyolojik bağ denilen bu dönemde kortizol hormonunun etkisi ile daha fazla görülür. Aşkın evreleri gibi zamanı konusunda da hormonlar ön plana çıkmaktadır. Erkekte cinsiyet hormonları hastalık veya ciddi stres altında değil ise sabah pikleri belirgin olmak üzere her gün sürekli salgılanmaktadır. Kadının cinsel isteğinin arttığı, daha sosyal davranışlar sergilediği, daha iyimser ve enerjik olduğu dönem dolayısıyla aşık olabilme ihtimalinin en yüksek olduğu zaman ise adet döneminin 2. ve 3. haftası aralığıdır. Aşık olmak için tüm bu kimyasal aritmetiğe zaman faktörünü de katmak gerekebilmektedir. Aşk tüm vücuda olumlu etkiler yapmaktadır ancak her duygu gibi aşk da ölçülü ve sağlığa zarar vermeyecek şekilde tüm evreleri ile bilinçli bir şekilde yaşanmalıdır.

Reklam

Olmak İstediğiniz Süperkahramana Göre Antrenman Programları – Bölüm 2: Quicksilver Hızı, Professor X Odağı ve Wolverine Toparlanması

0

Quicksilver

Image result for quicksilver marvel

Usain Bolt’u unutun. Quicksilver, sahip olduğu insanüstü sürat sayesinde biraz bile yorulmadan ses hızını aşan bir hızda yolculuk yapabiliyor! Yetenekleri burada bitmiyor tabii. Sürati sayesinde uçabiliyor, kasırga çıkarabiliyor, duvara tırmanıp su üzerinde yürüyebiliyor. Kim istemez ki?

Kettlebell Swing

Image result for kettlebell swing

“Russian swing hareketi göz hizasında durup kalça ve diz ardı kirişi kaslarını vurguluyor. American swing hareketinde ise kettlebell başınızın üstüne çıkıp sadece kalça ve diz ardı kirişi kaslarınız değil, omuzları da çalıştırıyor” diyor Matthews.

Kelebek Mekik

Image result for butterfly sit ups

Matthews, “Kelebek bacak pozisyonu karın kaslarını daha çok vurguluyor çünkü kalça bükenlerinizi kullanmanızı engelliyor [tekrar yaparken]” diyor. “Bel destek pedleri özellikle bu hareket için tasarlanmıştır ve tümüyle geri uzanmanızı sağlar.”

Wolverine Bölüm 2: Hızlı Toparlanma

Image result for wolverine

X2’deki (2003) Wolverine’nin aksine, kafanıza kurşun yedikten sonra tin tin yürüyebileceğinize pek ihtimal vermiyoruz. Ancak dikkatli planlama ve öğün hazırlığıyla Logan’ın diğer ultra-toparlanma yeteneklerine siz de sahip olabilirsiniz.

Resmin Tamamını Görün

Kuvvet ve kondisyon koçu uzman diyetisyen Ryan Andrews, “Beslenmenizin tümüne özen gösterin” öğüdünde bulunuyor. “Bunun içine ne kadar yediğiniz, açlığınızı nasıl yönettiğiniz ve kalitesi yüksek, en az işlenmiş gıdalardan tüketmek de giriyor.” Diğer bir deyişle, antrenman öncesinde, sırasında ve sonrasında vücudunuza giren her şeyin, toparlanmanızı tümüyle etkileyen unsurlar olarak görün.

Zamanını Bilin

Wolverine düşmanlarını parçalara ayırdıktan sonra filmde gördüğümüz gibi kendini rahatlatan şeyler yapıyor. Siz daha farklı bir saldırı planı tasarlayın. Los Angeles’taki Brick Crossfit’in koç ve diyetisyeni uzman diyetisyen Erica Giovinazzo, “Kaslarınızın glikojen ve proteine en ihtiyaç duyduğu zaman antrenmandan sonradır” diyor. “Protein shake, tavuk göğsü, yumurta ve balık gibi yağsız, çabuk sindirilen protein kaynaklarından tüketin. Vücudunuza toparlanması için 30-60 dakika tanıyarak besinleri hazmetmeye odaklanın.”

Kolajen Kolajlayın

Kolajende yüksek düzeyde bulunan glisin, yüksek hacimli antrenman zamanlarında eklemlerinizi koruyabilir. Kolajen, tendon ve bağdoku büyümesini destekleyen bir tür amino asit olan glisin için tavsiye edilen bir dozaj yok ve normal beslenme düzenlerinde yeterince alınması zor olabiliyor. Glisin daha çok tüketilmeyen hayvansal besinlerde bunuyor: tendonlar, bağdokular ve kemikler. Et, süt ürünleri ve yumurtada minimal miktarda bulunuyor. Eklemlerde, tendonlarda, bağdokularda ve tüm vücutta bulunan kolajen, yoğun bir antrenman sonrası kendini optimal seviyede yenileyemez. Dahası, Current Medical Research and Opinion’da çıkan bir çalışmaya göre 24 hafta boyunca kolajen hidrolizat takviyesi alan deneklerde, daha az hareketlilik kaynaklı eklem ağrısı gözlemlendiği açıklandı.

Lösine Asılın

New York CUNY Lehman Üniversitesi İnsan Performans Laboratuvarı başkanı Doktor Brad Schoenfeld, dallı zincirli bu amino asidin, kasların sentez tepkisinin başlatılmasına yardımcı olarak daha çabuk toparlanmanızı sağlayabildiğini söylüyor. “Antrenman sonrasındaki sentez tepkisi için ideal lösin eşiğinin 2-3 g olduğunu gösteren araştırmalar mevcut.” Lösin değeri yüksek olan yiyecekler arasında tavuk, soya fasulyesi, kırmızı et, kuruyemiş, çekirdek, balık ve fasulye bulunuyor.

Şaşırtıcı Bağışıklık Güçlendiriciler

Bağışıklık sisteminizi alçak patojenlere karşı korumanın daha çeşitli yolları var.

Doğadan Güç Alın – Illinois Üniversitesinin yayımladığı ve 21 çalışmanın toplu analizine dayanan araştırmaya göre, bağışıklık sistemini güçlendirmenin en iyi yollarından biri açık havada daha çok vakit geçirmek.

Ara Sıra Aç Kalın – Güney Kaliforniya Üniversitesinin 2014’te yayımladığı bir çalışmaya göre, ara ara öğünleri atlayarak aç kalmak, bağışıklık sisteminizi saldırılara karşı koruyabilir ve yaşamsal bağışıklık hücrelerinin yenilenmesini destekleyebilir.

Sosyalleşin – Carnegie Melon’ın 2014’te sunduğu bir çalışmada, birbirine sarılmak gibi sosyal desteklerin enfeksiyon riskini %33’e kadar düşürebildiği bulundu.

Profesör X

Image result for professor x

Genetik, biyofizik, psikoloji ve antropoloji doktoralarınız ve bir de psikiyatri yüksek lisansınız varsa, beyniniz bayağı iyi işliyor demektir. Ona sakın yalan söylemeye kalkmayın çünkü hem aklınızı okuyabiliyor hem de kendi düşüncelerini size aksettirebiliyor. Ve eğer canını sıkarsanız, Profesör X hiç zorlanmadan zihninizi felç edip hafızanızı silebilir ve size kendinizi unutturabilir. Gerçi hepimizin unutmak istediği anıları yok değil…

Profesör Charles Xavier, X-Men’in lideri oldu çünkü deadlift’te bir ton kaldırabiliyordu. Bu avantaja, sahip olduğu devasa düşünme kası ve psionik güçleri sayesinde sahipti. Profesör X’in insanüstü yeteneklerinden mahrum olan bizler ise aşağıdaki beyin tazeleyen tüyolarla belki de beynimizi daha etkin kullanmaya başlarız, ne dersiniz?

Sakinleşin

“Günde 10-20 dakika meditasyon yapmanın, beyindeki belli bölgeleri daha çok çalıştırdığı araştırmalarca sabittir: Anılarınızı kaydettiğiniz alan olan hipokampusu yükseltirken beynin stres merkezi olan amigdalanın boyutunu düşürüyor (Julia Samton). İlaveten, Teksas Teknik Üniversitesinin 2016’da sunduğu bir çalışmada,  Bütünleyici Zihin-Beden-Antrenmanı denen bir meditasyon yönteminin, bağışıklık sisteminin işlevlerini önemli derece iyileştirdiği bilgisi verildi.

Daha Çok Lahana Yiyin

Ispanak, karalahana ve kıvırcık lahana gibi K vitamini bakımından zengin gıdalar, bilişsel gerilemeyi yavaşlatabiliyor. 950 yaşlının beslenme alışkanlıklarını izleyen beş yıllık bir çalışmanın sonunda, günde 1-2 porsiyon sebze yiyen katılımcıların, sebze yemeyenlere göre kendilerinden 11 yaş genç birinin bilişsel yeteneğine sahip oldukları gözlemlendi.

Gece Kuşu Olmayın

Belçika’da yürütülen bir çalışmada 42 saat uyanık kalan katılımcılara MRI taraması yapılarak zihinsel keskinlik seviyeleri ölçüldü. Tahmin edildiği üzere uykusuzluk süresi uzadıkça bilişsel yetilerde zayıflık gözlemlendi. Bilim adamları gözlemlenen zayıflığın ne kadar uyuduğunuzla değil, ne kadar süre uykusuz kaldığınızla alakalı olduğunu bildirdiler.

Hobi Edinin

4 yıl süren bir Mayo Clinic çalışmasında, masa oyunu, boyama veya ahşap oyma gibi uğraşları düzenli olarak yapan yaşlı katılımcıların bilişsel zayıflama seviyelerinde düşüş gözlemlendiği bilgisi geçildi.

Ginkgo Biloba Deneyin

Human Psychopharmacology dergisinde çıkan bir çalışmada, mabet ağacı olarak da bilinen ginkgo özütü alan katılımcıların, bilgileri plasebo grubuna göre daha iyi hatırladıkları bulundu. Ancak yine de sadece bu takviyeye güvenerek gününüzü geçirmeyin çünkü bu bitkinin etkililiği değişiklik gösterebiliyor.

 

 

Reklam

İdeal Fit Vücut Anlayışınızı Sarsacak Instagram Fenomeni

0

İdeal vücut, fit vücut, mükemmel vücut

Herkesin sahip olmak istediği ancak çoğu kişinin pek çaba harcamadığı kalanların ise dişini tırnağına taktığı ideal fit vücut… Peki gerçekten böyle bir vücut var mı? Beslenme ve antrenman programı uygulamak; bunları düzenli bir şekilde yapmak ve sağlıklı yaşamak için gereken tüm faktörleri düzenleyebilmek emek istiyor. Karşılığında ise size “ideal fit vücut” bahşediliyor. Ancak selülitsiz sıkı bacaklarınızın, güçlü kaslarınızın, incecik vücut ölçülerinizin olması her zaman ideal vücuda sahip olacağınızı göstermiyor…

Instagram özellikle fitness bloggerlarınca yaygın olarak kullanılan bir sosyal medya platformu. Birçok kişi fitnessa başlama kararını instagram üzerinde gördükleri o mükemmel ideal vücutlara bakarak alıyor. Gerçi bu iyi bir başlangıç. Ancak her gördüğünüz vücudun her an “mükemmel” olmadığını bilmeniz gerekir.

Şişkinlikler, intoleranslar, kamera ışığı, poz verme şekliniz… Bunların hepsi sizin fotoğraflarda bir illüzyon yaratmanıza ve olduğunuzdan daha başka gözükmenize neden olan faktörlerdir.

Instagram üzerinde de sizi motive edebileceği gibi depresyona sürükleyebilecek güzellikte ideal vücut fotoğrafları mevcut. Neyse ki bazı fenomenler reelde işlerin nasıl yürüdüğünü de eklemeden geçmiyor.

Insragram fenomeni fitfenji sizinle vücudunun her hâlini paylaşmak istiyor:

Do other people get a round belly like me all the time ??‍♀️.. As soon as I have food at the moment BANG ?? But I think it's also cause I'm not being strict with food as I am concentrating on uni and gains (???) and I don't seem to have the ability to balance making food to go along with both ?? So at the moment I'm pretty sure it's the combination of foods that I struggle to digest, stress and just simply eating MOREEEE ??? I actually can't believe I'm 'bulking' ?? I find this whole process hilarious and amazing.. I just find everything hilarious really… Anyway…. Gains are coming and my entire legs are ACHING and I love it ?? Up tomorrow at 6am (sleep in for me ?)- to do it all again cause NO MATTER WHAT I am getting shit done… Tomorrow I am going to wake up feeling good and strong and capable because I'm learning to change my perspective and that's how it's done… SHIFT STUFF. Negative to positive ✨?? till then.. SLEEEEEEPPPPP ?

A post shared by Fenella Scarlett McCall (@fitfenji) on

Hem sporun ve iyi beslenmenin gücünü gösteriyor…

https://www.instagram.com/p/BSgGJi2AyHa/?taken-by=fitfenji

 

Hem de işlerin her zaman göründüğü gibi olmadığına dikkat çekiyor…

 

Azıcık kambur durunca sizin de hemen göbeğiniz çıkmıyor mu?

Beauty comes from within ?? It comes from kindness and compassion. From love and honesty. From sharing and being vulnerable. There is no 'perfect' way to be. Only a perceived 'perfection' that we had no control over to begin with. Someone somewhere decided something and we are just born to accept it. WELL FUCK THAT… We are ALL BEAUTIFUL ??.. Whoever we are! Underneath our 'outsides' lives our spiritual selves. Our inner child. The innocent, fragile and courageous version of ourselves that gets lost with all the 'masks' and layers we put on top to 'present' ourselves a certain way. A way we perceive others want to see us. Well what if we stopped worrying about what they thought and started worrying about what we think? After picking apart the left photo for far too long and debating whether to share, I thought it's these photos that are the MOST IMPORTANT.. The ones where I 'shame' my body… Cause life is SO MUCH MORE than that.. And no- that's not bloating (for once ??)… that's just belly fat ☺️?? from being human ☺️? xx

A post shared by Fenella Scarlett McCall (@fitfenji) on

 

Biraz ışık biraz poz…

The constant battle for self acceptance and self love ❤?? I have spent so much of my life wanting to be someone else. Someone different. I used to think 'if only I was this person, or had this, or looked like that…..' But if I still had my head, I definitely wouldn't be happy ??.. For some reason, I was put on this earth to fight for it it. To struggle and to learn. I spent many years running from myself with drugs. Numbing the pain of life with heroin. Waiting for it all to just pass me by. But something changed ?☄️. I started to believe in myself. I started to love my body and its capabilities ??.. After having a miscarriage, I learnt I could have a child one day- after years of abuse from drugs, my body is still working ?✨❤ It's unbelievable…. So instead of the constant put downs, I decide to keep pushing forward. To cherish and to love my body- no matter what it looks like. I am an imperfectly perfect woman. Sending out body positive vibes tonight ??? May you celebrate your uniqueness and remember just how special you are xxxxx

A post shared by Fenella Scarlett McCall (@fitfenji) on

 

İşte tam da böyle!

We live in a world that profits off our insecurities. A world that promises we will be happy when….. When we own this, or look like that. So when I put all my effort into owning the latest things and looking a certain way I was so confused as to why I still wasn't happy?? Was I missing something?? Did I not buy the right brand? Did I need to lose just a couple more kilos? What we don't get taught, is that we actually don't need all that external stuff. That real happiness doesn't come in the form of looking a certain way or owning the latest gadget. Real happiness comes from gratitude, acceptance and faith. So even though I find these posts EXTREMELY hard to share, I truly believe at my core, that which makes us different, makes us happy and thus, beautiful ?? Going against the grain is HARD. Putting myself out there is HARD. Reading awful comments is HARD. But mannnnn, reading one simple 'thank you' from someone who is struggling makes it ALL worth while! I'm sitting here smiling cause transcending this body shame feels SOOOO FUCKING GOOD. Cellulite, curves and all ❤️?? #wecanbereal #perfectlyimperfect #ilovemybodybecause (@gofitjo ??) xx

A post shared by Fenella Scarlett McCall (@fitfenji) on

 

Fitfenji için bu oldukça normal bir şey, sizin için de öyle!

Now you see it, now you don't ?? Just felt like posting one of these for no other reason then #itscooltobereal ☝️❤️ You know what's attractive? Real, down to earth people. People who have a heart and who use it for love and compassion. People who are unapologetic about their BEAUTIFUL imperfections. People who are authentic, vulnerable and honest!! I love that shit!!!! I can't connect with fake people. I just feel uncomfortable about myself when in their company ?. What I can connect with is real, raw vulnerability #noshame ? I want to spend LESS TIME worrying about pointless details and focus on the bigger picture ???I share this cause it's the opposite of what my head wants but exactly what my heart wants…. And right now, my heart is saying…. chocolate ??

A post shared by Fenella Scarlett McCall (@fitfenji) on

Kardiyoyu Bırakıp Ağırlık Kaldırmaya Başlayan Rebecca Mükemmel Kıvrımların Sahibi Oldu

Reklam

Olmak İstediğiniz Süperkahramana Göre Antrenman Programları – Bölüm 1: Wolverine, Hulk ve Spiderman

0

Süper kahramanlardan ilham alarak hazırladığımız programla Wolverine gibi kaslı, Hulk gibi güçlü ve Örümcek Adam gibi çevik olabilirsiniz.

Logan bu ay vizyona girdiğinde, Marvel Comics’in en çok sevilen karakterlerinden biri Wolverine’i, yani Hugh Jackman’i imza niteliğindeki favorileri ve adamantium pençeleriyle dokuzuncu ve söylenene göre sonuncu kez izliyor olacağız.

2000’lerden beri, X-Men’in en asabi karakteri olarak Jackman ekrana her çıktığında onu daha kaslı ve daha etkileyici bir fizikle izledik.  Logan’da ise karakterimiz daha yaşlı, daha kır saçlı ve 2013’teki Wolverine ile 2014’teki X-Men: Geçmiş Günler Gelecek filmlerinde gördüğümüzden daha kötü bir kondisyonda karşımıza çıkıyor. Ancak yaşlı kurdumuz 1800’lerde doğan birine göre hâlâ çok iyi dövüşüp şahane gözüküyor.

Ekran dışında ise Jackman’ın kuvvet kazanımı için göstermiş olduğu çabalarıyla yıllara meydan okuyarak karşımıza çıkması bize şunu hatırlatıyor: İnsanüstü yeteneklere sahip olmak için mutant olmanıza gerek yok. Normal insan kapasitesi dâhilinde olabildiğince sıkı çalışıp beden ve zihin sağlığınıza dikkat etmeniz kâfi geliyor.

Kuşkusuz tasarladığımız antrenman planı sizi bir süper kahramana dönüştürmeyecek. Fakat programın, insanüstü karakterleri oynayan ünlüleri çalıştıran ve 2016 CrossFit Oyunlarının Büyükler 45-49 bölümünün birincisi olan 47’lik antrenör Ron Mathews tarafından oluşturulduğunu hesaba katarsak, sekiz hafta sonra bir süper kahraman gibi gözükecek, hareket edecek ve çalışacaksınız, eminiz. Dahası, gama ışınlarına, radyoaktif örümcek sokmalarına maruz kalmak veya adamantiumdan yapılmış iskelet bağlantısına sahip olmak zorunda değilsiniz.

Hulk

Biri sizi öfkelendirdiğinde ot gibi yeşile dönseniz siz de önünüze geleni kırıp dökerdiniz. Hulk’ın kuvvet göstergelerinden biri de, olağanüstü kuvvetli bacak kasları sayesinde uzun mesafeleri atlayarak aşabilmesi. Söylenene göre Hulk, tek seferde 160 metre atlayabiliyor ve Dünya’nın etrafını turlayabiliyor. Ve kızdırıldıkça güçlendiğinize göre fiziksel kuvvetinizin sınır tanımıyor olması müthiş bir şey olmalı. Yenilmezler’in bir parçası da olan Yeşil Dev, 177 boyundaki zekâ küpü Doktor Rober Bruce Banner’dan 210 santimden fazla uzunluğa ve 500 kilodan fazla ağırlığa erişebiliyor.

Hulk Gibi Güçlen!

Matthews’in planı bench press, squat ve deadlift gibi powerlifting hareketleri ile thruster ve power clean gibi daha işlevsel ve karmaşık hareketleri kullanarak denenmiş ve onaylanmış bir teknikle Hulk gibi kuvvetli olmanıza yardımcı oluyor. Program, çatıdan çatıya atlama, kötü adamın arkasından koşturma ya da tekmeyle kapı kırma gibi atletik becerilerin gelişimi için vücudun daha fazla kası çalıştırma kabiliyetini arttıran merkezi sinir sistemine pek çok artılar sağlıyor.

Kapma ve Kavrama İçin Deadlift

Unutmayın: Gücün çoğu, kalçalarınızı alçalttığınızda yaptığınız ilk itme hareketi esnasında çıkmalıdır. Hareket aralığının yarısında barı hâlâ çekiştirmek zorunda kalıyorsanız, ağırlık size fazla demektir. Matthews, “Göğsü dik, karnınızdaki baskıyı maksimum seviyede tutun” diyor.

Bench Press

“Hareketin iki aşamasını da, yani negatif ve pozitif evrelerini, kontrollü yapın ve barbeli yukarı kaldırırken barı göğsünüzden sektirmeyin.”

Örümcek Adam Çevikliği

Matthew,  hipertrofiyi (kas büyümesini) uyarmak için plana ekstra hacim ekledi. Plandaki çeviklik ve sürat çalışması ise koordinasyonunuzu ve hızlanma becerinizi geliştirirken, vücudunuza yeni keşfettiğiniz süper kuvveti dinamik hareketlere dönüştürme yeteneği kazandırıyor. Planın özü Örümcek Adam’ın çevikliğini, Quicksilver’ın süratiyle harmanlarken Hulk’ın iriliğiyle Wolverine’nin kaslı fiziğini bir araya getiriyor. Sonuç olarak yeni kaslar geliştirmiş, tek tekrar maksimumunuzu yükseltmiş ve kahramanca olsun olmasın sizi bir sonraki mücadelenizde gidebildiğiniz yere kadar götürecek gelişmiş bir çift akciğer sahibi olacaksınız.

Örümcek Adam, akrobatik kabiliyetini ağ atma becerileriyle birleştirerek New York’ta çatıdan çatıya atlayıp duruyor. Neredeyse yüzleştiği her kötü adam tarafından oraya buraya savrulmasına rağmen (2002’deki Örümcek Adam filminde Bone Saw McGraw rolündeki Randy Savage dâhil), sahip olduğu insanüstü kinestetik yeteneği sayesinde sakatlanmadan sağlam kalabiliyor.

Bar Muscle-Up

Bu tip, halkayla yapılan muscle-up hareket tipine nispeten daha kolaydır ama çok da kolay değil (bar, halkanın tersine sabittir). Yüksek oranda üst vücut kuvveti ve gücü gerektirir.

Tek Bacakla Omuz Köprüsü

Yerdeki ayağınızı hareket boyunca sabit tutup “art kasları azami miktarda ve quadriceps’i asgari miktarda çalıştırmak için topuğa yüklenerek itin” diyor Matthews. “Denge için ellerinizden destek alın; ağırlığın tamamı zemine basan topuğunuzda olmalı.”

Reklam

Sağlıklı Beslenenler İçin Tatlı Atıştırmalık Tarifi: Balkabaklı ve Yoğurtlu Müsli

0

Acıktınız mı? Tatlı ihtiyacınız mı var? Sağlıklı beslenmeden ödün vermeden, tatlı bir şeyler yemek mi istiyorsunuz?

Balkabaklı ve yoğurtlu müsli ile hem doğal, hem de sağlıklı bir “tatlı” öğün oluşturabilirsiniz.

Balkabağı ile yoğurdu buluşturduk, çıtır çıtır yemiş ve çekirdeklerle güne enerjik bir başlangıç yapmanız için gereken sağlıklı yağ ve karbonhidrat kaynaklarını da eksik etmedik. Daha iyi toparlanma ve kas gelişimi için bu tarifi yoğun bir antrenmanın ardından da tüketebilirsiniz.

Balkabaklı ve Yoğurtlu Müsli Malzemeleri

Malzemeler üç porsiyon için gereken toplam gramaj ve porsiyonları içermektedir.

Malzemeler

  • 500 gram yoğurt
  • 170 gram balkabağı püresi
  • 2 yemek kaşığı keçiboynuzu pekmezi
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 çay kaşığı toz muskat
  • 1 tatlı kaşığı vanilya özütü
  • 85 gram şekersiz müsli
  • 40 gram kurutulmuş kızılcık veya üzüm
  • 40 gram kıyılmış ceviz
  • 35 gram tuzsuz kabak çekirdeği içi

Hazırlanışı

  • Yoğurt, balkabağı, keçiboynuzu pekmezi, baharatlar ve vanilyayı bir kapta karıştırın. Kullanacağınız âna dek buzdolabında soğuk muhafaza edin.
  • Servis için yoğurtlu karışımı kâselere bölüştürün ve üzerlerine müsli, kuru kızılcık, ceviz ve kabak çekirdeği serpiştirerek servis edin.

Porsiyon Başına Besin Değerleri

Kalori: 419

Protein: 22 g

Karbonhidrat: 57 g

Yağ: 15 g

Her Birinde 32 Gram Protein Bulunan Kas Dostu Pankek Tarifi

Reklam

Fiziğini Karda Yaptığı Fitness Çalışmalarına Borçlu Olan 50 Yaşındaki Çinli Kadın

0

Hem 50 yaşında olup hem de 20 yaşında bir genç kız gibi mükemmel bir fiziğe mi sahip olmak istiyorsunuz? Karda antrenman yapmalısınız, çok ciddiyiz!

50 yaşındaki Liu Yelin, 30 yıldır soğuk havada yaptığı antrenmanlar ile

sanki 20 yaşında bir genç kız gibi pürüzsüz ve genç bir vücuda sahip.

 

Yaşını duyanların inanamadığı Çinli kadın,

23 yaşında bir oğlu olduğunu söyleyen Liu, kendisini tanımayanların oğlunun kız arkadaşı olduğunu sandıklarını dile getiriyor.

 

Gerçekten de inanılmaz derece genç görünen cildi ve ölçüleri,

Çin basınının bir anda dikkatini çekmesine ve sosyal medya kanallarında hızla adının yayılmasına sebep olmuş.

 

Bir TV programının isteği üzerine Çin’in en büyük ve soğuk kentlerinden Harbin’de çekimlere katılan Liu Yelin,

“kar ve buz” festivalinde yoga taytı ve beresi ile görenleri hayret içinde bırakarak yoga yapmış.

Ayaklarını ve başını sıcak tuttuğu sürece bir insanın eksi derecelerde bile,

Rahatlıkla antrenman yapabileceğini dile getiren Liu Yelin, 30 yıldır soğukta spor çalışmalarına devam ettiğini söylüyor.

Yalnız bununla sınırlı kaldığını sanmayın, asıl bomba şimdi geliyor…

Liu Yelin kışın evinin yakınındaki gölde her gün yüzmeye gidiyormuş! Duyunca nasıl yani dediğimiz bu durumu da şu şekilde yumuşatarak anlatıyor: Elbette o soğukta göle girene kadar soyunmak ve yürümek biraz acılı oluyor ama yüzmeyi bitirip döndüğünüz zaman iyi ki yaptım dediğiniz bir deneyim oluyor!

 

Kışın yüzme deneyimlerinden birinde mayosunun gölden çıktığında,

Donduğu bile olmuş… Bizim için böyle hareketler biraz zor olsa da Liu vücudunun gençliğini ve pürüzsüzlüğünü buna borçlu olduğunu söylüyor. Ayrıca Liu’ya göre daha sağlıklı bir yaşam için de soğukta egzersiz yapmak oldukça önemli.

 

Zaman zaman köpeği ile, zaman zaman tek başına soğukta antrenman yapan Liu,

Bir çekimlerinde ağırlıklar ile çalıştığını da göstermiş…

 

150.000’den fazla sosyal medya takipçisi olan Liu Yelin,

Kendisini bikinilerin içinde oldukça özgüvenli ve güçlü hissettiğini söylüyor.

Reklam