Fit Hub Blog Sayfa 82

E Vitamini Nedir, Eksikliğinde Neler Görülür? Hangi Besinlerde Bulunur?

0
e-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

E vitamini vücut için elzem olan, cilt ve saç sağlığına olumlu etkileri ile ön plana çıkan bir çeşit vitamindir. Birçok meyve ve sebzede bulunan E vitamini, dermatolojik ürünlere de katılmaktadır ve ek gıda takviyesi olarak piyasada bulunmaktadır. Sizlerle bugün cilt güzelliğini arttırabilecekSizlerle bugün cilt güzelliğini artırabilme özelliği ile öne çıkan, bağışıklık destekleyici E vitamini hakkında detaylı bilgiler paylaşacağız.

E Vitamini Nedir?

E vitamini yağda çözünebilen, sebze yağlarına, tahıllarda, kırmızı ette, kümes hayvanlarında, yumurtalarda, meyvelerde ve sebzelerde bulunan bir vitamin çeşididir. E vitamini bağışıklık sistemini destekleyici özelliği ile, birçok organın vücutta normal fonksiyonlarına devam edebilmesi için gerekli olan bir mikro besindir.

e-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

E vitamini eksikliğini azaltabilmek için kullanılan E vitamini kapsüllerini bazı kişiler arterlerde sertleşmeyi önleyebilmek, kan ve kalp sağlığını koruyabilmek ve tansiyonu önleyebilmek amacı ile de doktor kontrolünde kullanmaktadır. E vitamini ayrıca diyabet ile ilişkili rahatsızlıklar için de kullanılmaktadır. Birçok kişi E vitamini ampullerini zamanla ciltte meydana gelen yaşlılık belirtilerini engelleyebilmek için kullanır. İnsanlar, kemoterapi sonrası dökülen saçların kazanılması ve cildin hızlı toparlanması için E vitamini takviyelerine yönelmektedir.

E vitamini takviyeleri kapsül ve ampul formda bulunur. Bu ürünlerin hastalıkları tedavi edecek ilaçlar olarak görülmemesi gerekmektedir. Eğer herhangi bir hastalığınız var ve E vitamini bu hastalığın olumlu seyri için gerekli ise doktorunuz E vitamini takviyesi kullanmanızı önerebilir. Bunun dışında tüm gıda takviyeleri gibi E vitamini de ancak ve ancak destek besin olarak görülmelidir.

E Vitamini Faydaları Nelerdir?

e-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

E vitamini yararları oldukça fazladır ve E vitamini eksikliğinde sağlığımızı ilgilendiren bazı riskler mevcuttur. E vitamini eksikliğinin nelere sebep olabileceğini anlamak için yine E vitamininin faydaları ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmak gerekmektedir. (1)

Aşağıda E vitamininin faydalarını sıralıyoruz:

  • E vitamini eksikliğine bağlı gelişen ataksi (kasların birbirleri ile ilişkili çalışamaması sebebi ile hareketlerin düzensiz olması, hareket bozukluğu) tedavisini destekleyebilir.
  • Ender olarak görülen E vitamini eksikliğini azaltabilir.
  • Orta seviyede Alzheimer hastalığına sahip kişilerin hafıza kayıplarını yavaşlatabilir. E vitamini ayrıca hafif ve orta şiddette Alzheimer hastalığına sahip kişilerde bakıcı yardımına duyulan ihtiyacı geciktirebilir. Ancak gelişmiş, ileri seviyedeki Alzheimer vakalarında bir etkisi olmamaktadır.
  • Bazı araştırmalar E vitamini alımının hemodiyaliz tedavisi gören çocuk ve yetişkinlerde, kan hücresi üretimini etkileyen ilaçların yanıtını arttırdığını göstermiştir.
  • Akdeniz anemisi (beta-talasemi, bir çeşit kan bozukluğu) yaşayan çocuklarda E vitamini alımı faydalı olabilir.
  • Kemoterapi ilaçlarının vücutta yarattığı doku bozukluklarının geçmesine yardımcı olabilir.
  • Araştırmalar E vitamini ve C vitamini tüketen erkeklerin çeşitli şekillerde demans hastalığı geliştirme riskinin azalabildiğini göstermektedir.
  • Böbrek sorunlarına sahip çocuklarda oral yolla E vitamini alımı faydalı olabilir.
  • Bir tür deri hastalığı olan granuloma annulare, cilde E vitamini uygulanması ile gerileyebilir.

E vitamini takviyelerine buradan ulaşabilirsiniz!

e-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

  • Erkek doğurganlığı için E vitamini takviyelerinin ağız yolu ile alınması faydalı olabilir.
  • Oral yolla E vitamini kullanımı kadınlarda PMS dönemindeki anksiyete, açlık ve depresyon problemlerini azaltabilir.
  • Araştırmalar, yaşlı kişilerde E vitamini takviyesi kullanımının fiziksel performansı ve kas gücünü arttırabileceğini belirtmektedir.
  • E vitamini göz sağlığı için de önemli bir vitamin çeşididir. Yeni doğan ve prematüre bebeklerde retinanın ve görüşün korunmasına yardımcı olabilir.

Tüm bu etkilere baktığımızda E vitamini eksikliği çok farklı problemlere yol açabilir. Ancak E vitamini eksikliği kolay kolay görülen bir durum değildir. Bu sebeple hemen korkmanız gerekmemektedir. Eğer eksikliğiniz olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuz ile durumu paylaşarak test yaptırabilirsiniz.

E Vitamini Eksikliğinin Belirtileri Nelerdir?

E vitamini eksikliği her besin eksikliğinde olduğu gibi birtakım belirtiler ile karşımıza çıkmaktadır. Bunlar: (2)

  • Kasların Güçsüzleşmesi: E vitamini merkezi sinir sistemi için önemlidir. E vitamini vücudun ana antioksidanları arasındadır. Eksikliğinde oksidatif stres artışı yaşanabilmekte ve bu da kasların zayıflamasına sebep olabilmektedir.
  • Koordinasyon ve Yürümede Zorlukların Oluşması: E vitamini eksikliği Purkinje nöronlarının parçalanmalarına ve nöronlar arası sinyallerin iletilmesine zarar verebilmektedir.
  • Uyuşma ve Karıncalanmaların Yaşanması: E vitamini eksikliği sinir liflerinin zarar görmesine, sinirlerin doğru sinyaller iletememesine sebep olabilir, bu da çevresel nöropati olarak adlandırılan uyuşma ve karıncalanma gibi durumların yaşanmasına sebep olabilmektedir.

e-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

  • Görme Bozukluğu: E vitamini eksikliği, retinada bulunan ışık reseptörlerinin ve gözdeki diğer hücrelerin zayıflamasına neden olarak zaman içerisinde görme kaybı oluşturabilmektedir.
  • Bağışıklık Sistemi Sorunları: Bazı araştırmalar E vitamini eksikliğinin bağışıklık sistemi hücrelerini engelleyebileceğini belirtmektedir. Özellikle yaşlı kişilerde bu durum daha risklidir.

E Vitamini Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir?

E vitamini çok sık görülüyor olmasa dahi bazı sebeplere bağlı olarak gelişebilmektedir. Bunlar:

Genetik: Kendi aile bireylerinizde E vitamini eksikliği yaşamış kişiler varsa siz de bu durumu karşı dikkatli olmalısınız.

Medikal Sebepler: E vitamini eksikliği ayrıca yağ emilimini azaltan hastalıklardan dolayı oluşabilmektedir. Bunun sebebi ise E vitamininin vücut tarafından iyice emilebilmesi için yağ besinine ihtiyaç duyulmasıdır. Kronik pankreatit, çölyak hastalığı, kolestatik karaciğer hastalığı ve kistik fibrozis E vitamini eksikliğine sebep olabilecek hastalıklardır.

E Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

e-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

E vitamini birçok yiyecekte yüksek miktarda bulunmaktadır. Aşağıda e vitamininin bolca bulunduğu yiyecekler bulunmaktadır: (3)

  • Ay çekirdeği, badem, çam fıstığı, yer fıstığı, kabak çekirdeği, antep fıstığı, fındık
  • Badem yağı, fındık yağı, ayçiçeği yağı, pamuk yağı
  • Deniz kulağı, somon, gökkuşağı alabalığı, ıstakoz, ahtapot, morina balığı, kaz eti
  • Avokado, şalgam yaprakları, çarliston biberi, brokoli, kuşkonmaz
  • Mango, kivi, böğürtlen, turna yemişi, kayısı, ahududu, zeytin
Reklam

Cinsel Yaşamınızı Canlandıracak En İyi 7 Doğal Afrodizyak

1
Afrodizyak

Cinsel yaşamınıza renk verebilecek en etkili doğal akrodizyaklar nedir konusuna değinmeden önce gelin afrodizyak kavramının kelime anlamını keşfedelim!

Afrodizyak Nedir?

Afrodizyak cinsel yaşamı canlandıran, arzu uyandıran ve cinsel zevk ya da performansı artıran yiyecek veya ilaçlar olarak tanımlanır. Afrodizyak ürünler libido artırıcı etkileri için özel olarak pazarlanırlar. Bununla birlikte insanlar çoğunlukla daha güvenli ve daha az yan etkiye sahip olduklarından doğal alternatifleri tercih eder.

Cinsel İstek Artırıcı Afrodizyak Etkili Yiyecekler

İşte doğal afrozdiyak etkisiyle libidonuza tavan yaptıracak 7 besin:

1. Maca

maca-afrodizyak

Maca, çeşitli yararları bulunan tatlı bir kök sebzesidir. Güney Amerika’da yaygın olarak doğurganlığı artırmak için kullanılır. Hatta “Peru Viagrası” olarak da bilinmektedir. Çoğunlukla Peru’daki dağlarda yetişir ve brokoli, karnabahar, lahana gibi sebzelerle benzerlik gösterir. Maca, aslında bilim tarafından desteklenen birkaç popüler doğal afrodizyaktan biridir. Hayvanlarla gerçekleştirilen bazı çalışmalar, maca ile beslenen farelerde libido ve erektil fonksiyonlarda artış olduğunu bildirmektedir (1). Macanın insanlarda cinsel istek artırıcı etkileri olduğu da bilinmektedir. Yapılan birbirinden kaliteli dört farklı çalışma, katılımcıların maca tükettikten sonra cinsel isteklerinde artış olduğunu göstermektedir.

2. Tribulus

Afrodizyak etkisi bulunan tribulus terrestris, kuru iklimlerde yetişen bir bitkidir. Genellikle atletik performansı arttırmaya, kısırlığı ve libido kaybını azaltmaya yardımcı olmak için kullanılır. Tirubulusun bu özellikleri bilim tarafından da desteklenmektedir. Hayvanlarla yapılan çalışmalar, tribulus takviyesi verilen sıçanlarda sperm üretiminin arttığını ortaya koymuştur. Başka bir çalışmada, cinsel işlev bozukluğu olan kadınların % 88’inin, 90 gün boyunca günde 250 mg tribulus aldıktan sonra cinsel doyuma ulaştığı bildirilmiştir. (2). Bununla birlikte, optimal dozu ve tribulus takviyelerinin erkekler üzerindeki etkilerini değerlendirmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Tribulus ürünlerini buradan inceleyebilirsiniz!

3. Ginkgo Biloba

ginkgo-biloba-afrodizyak

Ginkgo biloba, en eski ağaç türlerinden biri olan Ginkgo biloba ağacından elde edilen bitkisel bir tamamlayıcıdır. Geleneksel Çin tıbbında, depresyon ve cinsel fonksiyon zayıflığı gibi birçok rahatsızlığın tedavisi için oldukça popülerdir. Ginkgo biloba bitkisinin, kan damarlarını gevşetmesine ve kan akışını arttırmasına yardımcı olarak bir afrodizyak görevi gördüğü söylenir. Bununla birlikte, bazı çalışmalar karışık sonuçlar vermiştir. Örneğin bir çalışma, ginkgo biloba bitkisinin katılımcıların yaklaşık % 84’ünde antidepresan kullanımından kaynaklanan libido kaybını azalttığını ortaya koymuştur. Kadın katılımcılarda etkileri daha güçlü görünse de hem erkek hem de kadın katılımcılar günlük 60-120 mg tribulus takviyesi tükettikten sonra artan arzu ve orgazm olma yeteneğine sahip olduklarını söylemişlerdir (3). Bununla birlikte, gerçekleştirilen bir takip çalışması ginkgo biloba alan benzer bir katılımcı grubunda hiçbir gelişme olmadığını belirtmiştir.

Ginkgo biloba ürünlerine buradan ulaşabilirsiniz!

4. Kırmızı Ginseng

Ginseng, Çin tıbbında popüler bir bitkidir. Belirli bir türü olan kırmızı ginseng düşük libido ve cinsel fonksiyon da dahil olmak üzere, erkek ve kadınlarda çeşitli hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bazı çalışmalar erkeklerde kullanımını araştırmış ve kırmızı ginsengin plaseboya kıyasla erektil işlevi iyileştirmede en az iki kat daha fazla etkili olduğunu göstermiştir (4). Ayrıca, menopozal kadınlarda yapılan küçük bir çalışma, kırmızı ginsengin cinsel uyarılmayı iyileştirebileceğini tespit etmiştir. Fakat bazı durumlarda ginseng, baş ağrısına, kabızlığa veya mide rahatsızlığına neden olabilir.

5. Çemen Otu

cemen-otu

Çemen otu, dünya çapında yılda bir defa ekilen yaygın bir bitkidir. Tohumları en çok Güney Asya yemeklerinde kullanılır, ancak Ayurveda tıbbında anti inflamatuar ve libido artırıcı olarak da fazlasıyla popülerdir. Yapılan bir çalışmada, altı hafta boyunca günde 600 mg çemen ekstresi verilen erkekler, daha fazla cinsel uyarılma ve orgazm yaşadıklarını bildirmişlerdir. Benzer şekilde başka bir çalışmada, cinsel isteklerinde azalma olduğunu bildiren kadınlarda günlük 600 mg çemen ekstresi dozunun etkilerini araştırılmıştır. Sekiz haftalık çalışmanın sonunda, plasebo grubuna kıyasla çemen grubunda cinsel istek ve uyarılmada anlamlı bir artış gözlenmiştir. Çemen genellikle iyi tolere edilir, ancak kan seyreltici ilaçlarla etkileşime girebilir. Ayrıca, cinsiyet hormonları üzerindeki etkisi nedeniyle çemen, hormona duyarlı kanserlerin tedavisini de engelleyebilir. Bu yüzden dikkatli kullanılmasında yarar vardır.

Testosteron düşüklüğü hakkında bilgi almak için “Düşük Testosteron Seviyesine Sahip Olmanızın 5 Nedeni ve Düzeltme Yolları” yazımızı linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

6. Antep Fıstığı

İnsanlar MÖ 6.000’den beri Antep fıstığı tüketmektedir. Antep fıstığı oldukça besleyicidir ve özellikle protein, lif ve sağlıklı yağlar bakımından zengindir. Antep fıstığı, kan basıncının düşürülmesine, kilo kontrolüne ve kalp hastalığı riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, erektil disfonksiyon semptomlarının azaltılmasına da destek olabilir. Gerçekleştirilen bir çalışmada, üç hafta boyunca günde 100 gram Antep fıstığı tüketen erkeklerde, penise giden kan akışının arttığı ve dolayısıyla daha iyi ereksiyon oldukları belirtilmiştir (5).

7. Safran

safran

Afrodizyak yiyecekler listesinde bulunan safran, Crocus sativus çiçeğinden elde edilen bir baharattır. Güneybatı Asya’ya özgüdür ve genellikle en pahalı baharatlardan biridir. Bu baharat genellikle depresyonu tedavi etmeye, stresi azaltmaya ve ruh halini olumlu anlamda arttırmaya yardımcı olmak için alternatif bir ilaç olarak kullanılır. Dahası safran, özellikle antidepresan alan kişilerde, potansiyel afrodizyak özellikleri açısından popülerdir. Bir çalışma, dört hafta boyunca günde 30 mg safran verilen bir grup erkeğin erektil fonksiyonda, plasebo verilen erkeklerden daha fazla iyileşme yaşadığını göstermiştir. Kadınlarda yapılan bir takip çalışması, safran grubundakilerin plasebo grubundakilere göre daha yüksek düzeyde uyarılma yaşadığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, depresyondan muzdarip olmayan bireylerde safranın afrodizyak özellikleri üzerine yapılan çalışmalar tutarsız sonuçlar vermektedir.

Reklam

Kış Aylarında Hipertrofi ve Kuvvet

0

Sonbahara girdik! Vücudunuz, değişen hava ısısına nasıl adapte olacak, hiç düşündünüz mü?

Yaz aylarını geride bırakıyoruz. Bütün bir sezon çalışarak ve sağlam bir beslenme programı uygulayarak elde ettiğiniz vücudunuzu gururla ve sağlıklı şekilde korudunuz ve sergilediniz. Peki, havalar soğurken bu zamana kadar yapmış olduğunuz antrenman modelini ne kadar daha devam ettirebileceksiniz? Gerçekten vücudunuz, değişen hava ısısına nasıl adapte olacak, hiç düşündünüz mü? Havalar soğuduğunda kilo almamızı ve yağlanmamızı genelde fazladan yediğimiz iki üç kurabiyeye bağlasak da aslında olan şey, dış ısıya bağlı olarak vücudumuzda insülin direncinin değişmesidir. İnsülin direncinin değişmesinin amacı, vücuda daha küçük öğünlerle daha uzun enerji sağlamanın hedeflemesidir. Bu durum, bütün omurgalılarda 400 yıldan fazla bir süreçte, kış aylarında daha verimli enerji tüketimi sağlamak amacıyla evrimleşmiştir. Sinir sistemi, periferik enerji regülasyonunu da kontrol ederek daha az glukoz kullanılmasını ve yağ depolarının arttırılmasını emreder. Kış aylarında değişim gösteren Hipothalamic-dopamine aktivitesi ve ritmine göre de değişiklik gösteren vücut insülin direnci durumunu sizlere kısaca hatırlattıktan sonra, şimdi gelelim kendi antrenman ve beslenme programlarımızda neler yapacağımıza. İnsan vücudu inanılmaz bir organizmadır ve adaptasyon sistemi üzerine iç ortamını ayarlamaya çalışan bir kontrol sistemine sahiptir. Biz buna “homeostazis” adını veririz. Vücudunuzda nasıl bir değişiklik olursa olsun, her etki sonrasında sistem, iç ortamı tekrar uygun duruma sokmaya çalışır. Buna ise adaptasyon adı verilir. Yaptığınız antrenman sonrasında protein sentezinin artmasından tutun da kaslarınızın hipertrofiye uğramasına kadar her şey aslında birer stres etkisidir ve sonrasında gerçekleşen internal bir adaptasyondur.

Clean Bulk ile Tanışın

Önce şuna çok iyi karar vermeniz gerekir: Siz Mr. Olimpia yarışmasına hazırlanan bir bodybuilding sporcusu musunuz, yoksa yaz aylarını sahillerde atletik vücudunuzu sergileyerek dolaşmayı hedefleyen, sosyal hedefleri olan birisi misiniz? Ya da siz sağlıklı ve iyi bir fiziğe sahip olmanın, uzun süre düzenli bilimsel antrenmandan ve doğru beslenmeden geçtiğini bilen, öncelik olarak bunları benimseyen bir hayat kurmayının mı peşindesiniz? Eski okul yaklaşımı olan, sadece çevre ölçümünü büyütmeyi hedef alan bulk dönemine girip, kış aylarında kütle kazanmak için tabağınızı her öğünde full doldurup, enerji balansını pozitif yapıp kas kazanmayı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Düşünsenize yaza doğru aldığınız gereksiz yağ miktarını atmak için belki 25-30 birim antrenmanı feda edeceksiniz. Amacımız yağsız kas kitlesini arttırmaya devam etmek. Yani kas hipertrofisi yanında yağ yüzdesini azaltmak. Bu yeni kavram artık bodybuilding ve fitness dünyasında yerini almış durumda ve adı da “Clean Bulk”. Nasıl beslenmeniz gerektiğini söylememe gerek yok diye düşünüyorum!

Blok Antrenman Modeli

Gelelim antrenman kısmına. Benim tercihim yılda iki defa (bir kış aylarına girerken ve diğeri ocak sonrasında) maksimum 8-12 hafta kadar Clean Bulk Dönemi planlamak ve bu süreyi 4-5 haftalık bölümlere ayırmak. Bu da iki veya üç blok eder. Bu blok antrenman modelinin her bir dönemi bir önceki döneme göre daha fazla şiddet ve kapsam içermelidir. Antrenman prensiplerinden “progressive overload” yani aşamalı olarak yükü arttırma prensibi olmadan, pozitif adaptasyon yerine sürekli aynı seviyede kalıp plato da kalırsınız. Yani ilk blokta Bench Press için üç set yapıyorsanız ikinci blokta kaldırdığınız ağırlıkta mantıklı artışlar yapmalı ve blokta set sayısı beşe çıkartılmalıdır. Unutmayın, hipertrofi elde etmek için kan akımının antrenman sırasında kaslara rahat bir şekilde devam ediyor olması gerekir. Maksimum kontraksiyonlarda, yani maksimum kuvvet antrenmanlarında, kas kan akımı çok azalır. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki, Clean Bulk döneminde ters piramit, eksiltmeli setler gibi varyasyon çalışmalar hala iyi iş görmektedir.

Beslenmeyi Es Geçmeyin

Kuvvet ve hipertrofi kavramlarını birbirinden ayırmalısınız. Bu da hipertrofi antrenmanları için 1 RM seviyenizin 75-85’ine tekabül etmesi demektir. İleri zamanlarda hipertrofiyi ve antrenmanda kaldırdığınız ağırlıkların korunmasını devam ettirmek için İhtiyacınız olan kuvvet antrenmanlarını, yani düşük tekrar fazla set ve maksimum ağırlık prensibini, iki haftada bir devam ettirebilirsiniz. Clean bulk döneminde, doğru tekrara izin vermeyecek kadar ağır kaldırmak size kuvvet kazandırır. Fakat maksimum hipertrofi elde etmek için tek başına yeterli değildir. Sağlıklı ve kalıcı bir Celan Bulk dönemi geçirmek için saf bir beslenme planı ile kuvvet ve hipertorfi antrenmanları arsında varyasyon yapmalısınız. Unutmayın, kuvvetinizin düştüğünü hissettiğiniz an önce toparlanmalı sona sağlam bir kuvvet antrenmanına girmelisiniz (3-5 set X 3-6 Maksimum ağırlık). Hazır hap antrenman programları vermek yerine sizlere performansın altında yatan nedenlerden ve birkaç önemli konudan bahsetmek istedim. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere…

Reklam

Kan Şekeri Düşüklüğü (Hipoglisemi) Nedir, Tedavisi Nasıl Olur?

0
kan-sekeri-dusuklugu-hipoglisemi-nedir-tedavisi-nasildir

Kan şekeri düşüklüğü yani hipoglisemi, kandaki şeker oranının normalin altında olmasına bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Şeker hastalığına sahip kişilerde hipoglisemi görülebilmektedir. Ancak kan şekeri düşüklüğünün birçok farklı sebebi olabilir. Bunlardan bazıları diyet, ilaç kullanımı ve egzersiz düzenidir. Gelin kan şekeri düşüklüğü, hipoglisemi nedir ve nasıl tedavi edilir sorularına birlikte bakalım.

Hipoglisemi Nedir?

Bir çeşit şeker hastalığı olan hipoglisemi, kan şekeri düzeyinin 50 mg/dl veya altına düşmesi durumudur. Hafif, orta ve ağır şiddette yaşanabilen bir durumdur. Kan şekeri seviyesinin düşüklüğüne bağlı olarak belirtileri de kuvvetlenebilmektedir. Hipoglisemi hipergliseminin tam tersidir. Hiperglisemi kan şekeri seviyesinin, yani kandaki glukoz miktarının normalden yüksek olması ile oluşur.

kan-sekeri-dusuklugu-hipoglisemi-nedir-tedavisi-nasildir

Hipoglisemi insülin ilaçları ya da oral antidiyabetik ilaçlar kullanan kişilerde sıklıkla karşılaşılabilir. İlaç kullanımının ardından kan şekeri aniden önemli miktarda azalabilir bu da diyabet hastalarında kan şekeri düşüklüğünün görülme sebebidir. Hipoglisemiye neden olan durum ve zamanlar dikkatle takip edilip bu nedenler ortadan kaldırıldığı takdirde hipoglisemi hastalığı da ortadan kalkacaktır. Ancak hipoglisemide kan şekerinin düşme hızı önemlidir. Bu durum tehlikeli olabilir.

Hipoglisemi Belirtileri Nelerdir?

Her hasta hipoglisemide başka belirtiler yaşayabilmektedir. Ancak erken belirtiler şu şekilde görülmektedir: (1)

  • Dalgınlık, kafa karışıklığı
  • Açlık
  • Baş ağrısı
  • Titreme
  • Baş dönmesi
  • Sinirlilik
  • Nabız artışı
  • Solukluk,
  • Karıncalanma
  • Terleme
  • Halsizlik
  • Anksiyete

kan-sekeri-dusuklugu-hipoglisemi-nedir-tedavisi-nasildir

Tedavi edilmediğinde daha ciddi belirtiler ile karşılaşılabilir. Bunlar:

  • Zayıf koordinasyon
  • Zayıf konsantrasyon
  • Bilinç kaybı
  • Bayılma
  • Dilde karıncalanma
  • Ağızda uyuşukluk
  • Kâbus ve kötü rüya görme

Diyet ve Hipoglisemi

Eğer karbonhidrat tüketimine oranla çok daha fazla insülin alınırsa kan şekeri değeri düşebilir dolayısı ile hipoglisemi yaşanır.

Hipoglisemi beslenme ile şu durumlarda bağdaşabilir:

  • Basit şeker oranı fazla öğün tüketmek
  • Ara öğünleri kaçırmak ya da yetersiz ana öğün ile beslenmek
  • Normalden daha geç öğün tüketmek
  • Yemek yemeden alkol tüketmek

Eğer diyabet hastalığına sahipseniz öğün kaçırmamanız ve beslenmenize daha fazla önem göstermeniz gerekmektedir. Özellikle diyabet ilaçları kullanıyorsanız beslenme daha da büyük önem taşımaktadır.

Hipoglisemi Nasıl Tedavi Edilir?

Diyabet doğru beslenme düzeni, doğru ilaçlar ve düzenli egzersiz ile kontrol altında tutulabilmektedir. Hipoglisemi ise tedavi edilebilir. Önemli olan hangi durumlarda hipoglisemi yaşadığınızı saptayabilmeniz ve bu durumları doktorunuz ile paylaşarak tedavi yöntemi belirleyebilmenizdir.

Eğer diyabet hastasıysanız ve hipoglisemi yaşadığınızı düşünüyorsanız kan şekeri seviyelerinizi hemen kontrol etmelisiniz. Eğer şeker içeren öğünlerden hemen sonra kan şekeri düşüklüğü yaşıyorsanız beslenme şeklinizi değiştirmelisiniz. Şekerli yiyeceklerden uzak durmalı ve gün boyu sık sık küçük porsiyonlar ile beslenmelisiniz.

Yemek yemeden önce kan şekeri seviyeleriniz düşüyorsa yatmadan önce yüksek proteinli ya da kompleks karbonhidratlı atıştırmalıklar tüketin.

Eğer ilaç kullanımına bağlı kan seviyesi düşüklüğü yaşıyorsanız doktorunuz ilacın dozajını ya da zamanlamasını değiştirmek isteyebilir.

Kan şekeri seviyeleriniz düştüğünde aşağıdaki yöntemleri uygulayabilirsiniz: (2)

kan-sekeri-dusuklugu-hipoglisemi-nedir-tedavisi-nasildir

  • 3-4 adet glukoz tableti almak
  • 4-6 parça şeker emmek
  • Yarım bardak meyve suyu içmek
  • 1 bardak yağlı süt içmek
  • Yarım bardak meşrubat içmek
  • 1 yemek kaşığı bal yemek (Dil altına bal konulduğunda daha hızlı etki edecektir.)

Bu yöntemlerden herhangi birini uyguladıktan 15 dakika sonra kan şekeri seviyelerinizi tekrar ölçün. Gerekiyorsa işlemi tekrar uygulayın. Kan şekeri seviyeleriniz normale döndüğünde hipoglisemi belirtileri ortadan kalkacaktır.

Hipoglisemi yaşayan kişilerin yanlarında daima glukoz hapı ya da birkaç adet şeker taşımaları gerekir. Herhangi bir belirti halinde kişinin zaman kaybetmeden hipoglisemiye müdahale edebilmesi için bu önemlidir.

Hipoglisemiyi Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

Diyabet hastasıysanız hipoglisemi geçirebilirsiniz. Aşağıdaki yöntemler hipogliseminin engellenmesine yardımcı olabilir:

kan-sekeri-dusuklugu-hipoglisemi-nedir-tedavisi-nasildir

  • Yemek düzeninize uyun.
  • Her gün en az 3 ana öğün şeklinde beslenin ve aralara atıştırmalık ara öğünler ekleyin.
  • Öğün aralarınız 4-5 saatten fazla olmamalıdır.
  • Yemekten 30 dakika ya da 1 saat sonra egzersiz yapın. Kan şekeri seviyenizi egzersiz öncesi ve sonrası ölçün, verileri doktorunuz ile paylaşın.
  • İnsülin ilacınızı almadan önce dozunu iyice kontrol edin.
  • Alkol kullanıyorsanız aşırıya kaçmayın.
  • Doktorunuzun belirttiği sıklıklarda kan şekeri seviyelerinizi kontrol edin.
  • Diyabet hastası olduğunuzu belirten bir belge ve glukoz tabletleriniz daima yanınızda olsun.
Reklam

Miley Cyrus Seksi Hatlarını Nasıl Koruyor?

0
miley-cyrus-saglikli-yasam-rutini

Söz konusu sağlıklı yaşam rutini olunca, Miley Cyrus aklınıza gelemeyecek kadar aktif bir yaşam şekline sahip diyebiliriz. Sürekli olarak egzersiz yapan ünlü isim eski instagram hesabında da bu egzersizlerini takipçileri ile paylaşıyor ve spor yapmayı ne kadar çok sevdiğini hep dile getiriyordu. Geçtiğimiz yılın ortalarında hesabını silen genç yıldızın bu paylaşımlarına şimdi ulaşamasak da yeni hesabındaki fotoğraflarına baktığımızda Miley’nin seksi vücut ölçüleri, sporu asla bırakmadığını kanıtlar durumda.

Miley Cyrus Formunu Nasıl Koruyor?

Miley Cyrus her zaman fit vücudu, sıkı bacakları dümdüz karnı ile hayranlarını büyülüyor. Giydiği her kıyafeti kusursuz bir şekilde taşıyan Miley, ilk kez 2006 yılında televizyon ekranlarında karşımıza çıkmıştı. Disney Channel’ın Hannah Montana dizisinde seslendirdiği şarkılarla bir anda popüler olan Miley, o yıllarda henüz 14 yaşındaydı. Şimdi 27 yaşında olan Miley Cyrus birçok dizi, film ve albümün altına imzasını atarken yıllar içerisinde formundan hiç ödün vermedi. Hep fit vücut ölçüleri ve hareketli yaşam stili ile hayranlarına örnek olmaya devam etti.

Miley yoğun geçen bunca yıl içerisinde bazı yöntemler ile formunu korudu. Şimdi bu yöntemleri sizler için sıralıyoruz:

1. Yoga Onun En Kıymetlisi

Merkez bölgesini güçlü tutmaya yarayan Asthanga yoga, Miley’nin düzenli olarak uyguladığı egzersizlerden biri. Azim ve yoğun tekrar Miley’nin kuvvetini ve esnekliğini oldukça arttırmış. Eski instagram hesabında Miley Cyrus yoga yaparken çektiği videolarını ve pozlarını sık sık takipçileri ile paylaşıyordu.

2. Los Angeles’da Miley’yi Yürüyüş Yaparken Görmek Mümkün

İster kız kardeşi ister eşi Liam Hemsworth ya da evcil hayvanlarından biri olsun, Miley’yi Los Angeles sokaklarında yanında birisi ile yüyürüş yaparken görmek mümkün. Yürüyüş Miley’nin sevdiği egzersizlerden bir diğeri.

3. Hayatının Büyük Bölümünde Pilates Dersleri Var

Yıllardır sıkı karın kaslarına sahip olan Miley pilates dersleri ile kaslarını korumaya devam ediyor. Los Angeles’lı pilates antrenörü Mari Winsor People dergisi ile 2013 yılında yaptığı bir röportajda Miley’nin forma girmesi ile ilgili konuşmuştu. Winsor’ın pilates stüdyosunda bir dönem çalışan Miley daha sonra kendi evinde bir spor stüdyosu kurunca haftada 6 gün burada pilates yapmaya devam etmiş.

View this post on Instagram

2019ley

A post shared by Miley Cyrus (@mileycyrus) on

Winsor Miley’nin egzersizlerinin hiçbir zaman kısa ve birkaç hareketten oluşmadığını en az yarım saat çalıştıklarını söylüyor.

4. Vegan Beslenme Düzenine Sahip

2014 yılında vegan beslenmeye karar veren ve beslenme şeklini vegan beslenmeye çeviren Miley Cyrus bunun birçok faydasını gördüğünü dile getiriyor. Vegan olmanın kendisini sağlıklı tuttuğunu söylüyen Miley 2017 yılında veganlığını sembolize eden bir dövme de yaptırdı.

PETA (People fort he Ethical Treatment of Animals) Miley Cyrus’un sosyal medyadaki veganlık ile ilgili paylaşımlarından örnek içerikler de hazırlamıştır.

5. Alkol Alışkanlığından Vazgeçti

Eskiden alkol gibi birçok kötü alışkanlığının olduğunu dile getiren Miley, 2017’de Billboard dergisi ile yaptığı bir röportajda bu alışkanlıklarından uzak durduğunu dile getirdi.

Miley muhteşem formunu kliplerinde cesur çekimlerle sergilemekten de asla çekinmedi. Wreking Ball klibi ile Miley Cyrus oldukça dikkat çekmişti. Sahne performansları, iddialı, renkli ve seksi kostümleri Miley’nin tüm dünyada pop idolü olmasına giden yolda ona güç verdi. Cyrus uzun yıllardır birlikte olduğu ve zaman zaman ilişkisine ara verdiği Liam Hemsworth ile 23 Aralık 2018’de kendi evlerinde aile üyeleri ile kapalı bir tören düzenleyerek evlenmişti.

Reklam

B12 Vitamini Nedir, Eksikliğinde Neler Görülür? Hangi Besinlerde Bulunur?

1
b12-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

B12 Vitamini Nedir?

B12 vitamini, diğer tüm B vitaminleri gibi suda çözünen bir vitamindir. Yani suda çözülebilir ve kan dolaşımında dolaşabilir anlamına gelmektedir. İnsan vücudu B12 vitaminini dört yıl boyunca depolayabilir. Aşırı veya istenmeyen herhangi bir B12 vitamini idrar yoluyla vücuttan atılır.

B12 vitamini, vitaminler arasında en geniş ve yapısal olarak en karmaşık olan vitamin türüdür. Et ürünlerinde doğal olarak bulunur ve yalnızca bakteriyel fermantasyon sentezi yoluyla endüstriyel olarak üretilebilir.

b12-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

B12 Vitamini Faydaları

B12 faydaları, vücudumuzun bir çok bölümü ve fonksiyonlarında karşımıza çıkmaktadır. B12 vitamini, beynin normal işlevi ve sinir sistemi için çok önemlidir. Ayrıca kırmızı kan hücrelerinin oluşumunda rol oynar ve DNA’nın oluşturulmasına, düzenlenmesine yardımcı olur.

Vücuttaki her hücrenin metabolizması B12 vitaminine bağlıdır. Dolayısıyla bu vitamin, yağ asitlerinin sentezinde ve enerji üretiminde de rol oynar durumdadır. B12 vitamini, insan vücudunun folik asidi emmesine yardımcı olarak enerjinin ortaya çıkmasını sağlar.

İnsan vücudu her dakika milyonlarca kırmızı kan hücresi üretmektedir.Bu hücreler B12 vitamini olmadan düzgün şekilde çoğalamazlar. Kırmızı kan hücrelerinin üretimi, B12 vitamini seviyelerinin çok düşük olması durumunda azalmaktadır. Kırmızı kan hücresi sayısı önemli ölçüde azalırsa da kansızlık (anemi) problemi ile karşılaşılabilir.

b12-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

B12 vitamininin bilimsel olarak kanıtlanmış faydaları;

  • Hamilelik sırasında oluşabilecek doğum kusurlarını önleyebilir (1).
  • Kemik sağlığını destekleyebilir ve osteoporozu önleyebilir (2).
  • Merkezi görüşünüzü etkileyen ve bir göz hastalığı olan Maküler Dejenerasyon riskinizi azaltabilir (3).
  • Ruh halini iyileştirebilir ve depresyon belirtilerini azaltabilir (4).
  • Nöron kayıplarını önleyerek beyin sağlığınızı destekleyebilir (5).
  • Enerji artışı sağlayabilir (6).
  • Homosistein oranını azaltarak kalp sağlığını destekleyebilir (7).
  • Saç, cilt ve tırnak sağlığını destekleyebilir (8).

Sağlığınız için önemli B12 vitaminlerine buradan ulaşabilirsiniz!

B12 Vitamini Nelerde Bulunur?

B12 vitamini doğal olarak balık, et, yumurta ve süt ürünleri gibi hayvansal ürünlerde bulunur. Genellikle bitkisel kaynaklı gıdalarda bulunmaz.

B12 vitamini açısından zengin besin kaynakları şunlardır:

  • Sığır eti
  • Jambon
  • Kümes hayvanları
  • Kuzu
  • Balık (özellikle mezgit balığı ve ton balığı)
  • Süt, peynir ve yoğurt gibi süt ürünleri
  • Bazı besinsel maya ürünleri
  • Yumurta

Bazı soya sütü ve kahvaltı gevrekleri B12 vitamini ile zenginleştirilir.

Aktif bir tedaviye ihtiyaç duyulmadan önce dengeli bir diyet uygulamak ve sağlıklı miktarda besin almak her zaman daha iyidir. Bu belirtilen ürünleri içeren sağlıklı bir beslenme planı izlediğinizde, B12 eksikliği problemi yaşamazsınız.

b12-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

B12 Eksikliği Belirtileri

B12 Vitamini eksikliği, vücut yeterli B12 vitamini almadığında ortaya çıkar. Bu tarz yaşanabilecek bir B12 eksikliği, özellikle sinir sistemi ve beyinde tersine çevrilemez potansiyel ciddi hasarlara neden olabilir.

Normal B12 seviyesinin biraz altındaki seviyeler bile, depresyon, kafa karışıklığı, hafıza sorunları ve yorgunluk gibi eksiklik belirtilerini tetikleyebilir. Bununla birlikte bu belirtiler, tek başlarına B12 vitamini eksikliğini teşhis etmek için yeterli değildir.

Diğer B12 vitamini eksikliği belirtileri ise; kabızlık, iştah kaybı ve kilo kaybıdır.

Belirtiler şiddetlendiğinde, ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma gibi nörolojik değişiklikler ile karşılaşılabilir. Bazı insanlar dengeyi korumakta zorluk çekebilir.

B12 değerleri düşük olan bebeklerde; yüz titremeleri gibi olağandışı hareketler, bunun yanı sıra refleks problemleri, beslenme güçlüğü, tahriş ve eksikliğin tedavi edilmemesi durumunda ortaya çıkan büyüme problemleri ortaya çıkabilir.

B12 vitamini eksikliği ciddi, kalıcı sinir ve beyin hasarı riski taşımaktadır. Yetersiz B12 vitaminine sahip olan bazı kişilerde ruhsal denge bozukluğunun, cinnetin ve bunaklığın gelişme riski daha yüksektir.

Yetersiz B12 vitamini seviyeleri, kansızlığa da neden olabilir. Kansızlığın en sık görülen belirtileri; yorgunluk, nefes darlığı ve düzensiz kalp atışıdır.

Kansızlığı olan kişiler ayrıca şu problemlerle de karşılaşabilir:

  • Ağız ya da dilde yara oluşumu
  • Kilo Kaybı
  • Soluk veya sararmış cilt
  • İshal
  • Adet problemleri

Yaşanan B12 vitamini eksikliği aynı zamanda, insanları enfeksiyonların etkilerine daha duyarlı hale getirmektedir.

b12-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

B12 Vitamini Günlük Ne Kadar Alınmalıdır?

ABD’de, Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH); 14 yaşın üzerindeki gençlerin ve yetişkinlerin, günde 2,4 mikrogram (mcg) B12 vitamini tüketmesi gerektiğini belirtmektedir. Hamileler 2,6 mcg, emziren kadınlar ise günde 2,8 mcg tüketmeye dikkat etmelidir (9).

Aşırı B12 vitamini alımı toksik veya zararlı nitelikler göstermemiştir. Ancak, diğer her takviyede de olduğu gibi, B12 takviyesi kullanmaya başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

Bazı ilaçlar B12 vitaminiyle etkileşime girebilir. Bunlar; metformin, proton pompası inhibitörleri ve sıklıkla peptik ülser hastalığı için kullanılan h2 reseptörü agonistleridir. Bu ilaçların tümü, B12 vitaminin emilimini engelleyebilir. Ayrıca antibiyotik kloramfenikol veya kloromisinetin, takviye alan kişilerde kırmızı kan hücresi üretimini engelleyebilir.

B12 Vitamini Yan Etkileri

B12 Vitamini, ağız yoluyla alındığında, cilde uygulandığında, burundan alındığında,  veya damar içine enjekte edildiğinde çoğu insan için güvenlidir. B12 Vitamini, yüksek dozlarda bile çoğu zaman güvenli kabul edilir (10).

Bazı Önlemler ve Uyarılar

Hamilelik ve emzirme : B12 Vitamini, hamile veya emziren kadınlar için önerilen miktarlarda ağızdan alındığında güvenlidir. Hamile kadınlar için önerilen miktar günde 2,6 mcg’dir. Emziren kadınlar günde en fazla 2,8 mcg almalıdır. Daha büyük miktarlar almayın. Daha büyük miktarların güvenliği bilinmemektedir.

Ameliyat sonrası stent yerleştirme : Koroner stent aldıktan sonra B12 vitamini, folat ve B6 vitamini kombinasyonunu kullanmaktan kaçının. Bu kombinasyon kan damarı daralması riskini artırabilir.

Kobalt veya kobalamine karşı alerji veya duyarlılık : Bu duruma sahipseniz, B12 vitaminini kullanmamanız önerilir.

Leber hastalığı, kalıtsal göz hastalığı: Bu hastalığa sahipseniz B12 vitaminini almayın. Optik sinire zarar verebilir.

Anormal kırmızı kan hücreleri (megaloblastik anemi) : Megaloblastik anemi bazen B12 vitamini ile tedavi edilerek düzeltilir. Bununla birlikte, bunun bazı yan etkileri olabilir. B12 vitamini takviyesine, doktorunuz tarafından önerilmedikçe başlamayın.

Reklam

Motivasyon Manifestosu

0

Söz konusu vücut geliştirme olduğunda iş sadece kafada bitmiyor. Antrenman motivasyonunuzu iki katına çıkardığı kanıtlanmış teknikler de yok değil. Daha iri, daha güçlü ve daha iyi bir fizik yaratmanızı destekleyecek esaslı spor motivasyon tüyolarıyla karşınızdayız.

Doğru Spor Salonu

Mümkün mertebe antrenman hedeflerinize en iyi uyan spor salonunu seçin. Kalabalık olmasın. Donanımlı olsun. Sizinle aynı hedefleri paylaşan insanların gittiği bir yer olsun. Dekorun, müziğin, sıcaklığın ve salondakilerin davranışları dahi bilinçaltınızda sizi salondan soğutacak etkiler yaratabilir. Seçtiğiniz fitness salonu evinize ya da iş yerinize de yakın olması önemli bir etken.

Yol ne kadar uzun olursa üşengeçlik ihtimali de o kadar artar. İşinizi sağlama almak için bir SporCard üyeliği alabilirsiniz. SporCard üyeliğiniz ile size en yakın spor salonu hangisiyse onu tercih edebilir, sisteme dahil olan tüm spor salonlarına dilediğiniz zaman check-in yapıp girebilirsiniz. İstanbul, İzmir ve Ankara’da yüzlerce salon ile anlaşması olan SporCard sayesinde doğru salonu bulmakta zorlanmazsınız.

Video İzleyin

YouTube’da hepsini izleyemeyeceğiniz kadar çok antrenman ve poz videosu var. Bazıları iyi müzik efektlerle kaliteli şekilde düzenlenmiş bilgilendirici ve eğlenceli videolar oluyor. Alakasız videolar da var. Eğlencesine bir şeyler izlemek de fena olmaz.

Makale Okuyun

Spor ve sağlıklı beslenme söz konusu olduğunda güvenilir bilgilere ulaşmak zor olabiliyor. Referanslarla desteklenmiş spor, beslenme ve takviyelerle ilgili sağlam bilgilere Supplementler.com ve Vitaminler.com bilgi bankaları üzerinden ulaşabilirsiniz.

Ara Verin

Motivasyonunuz sönmeye başladığında yapılması gereken en iyi şey bazen hiçbir şey yapmamaktır. Evde oturun. Spor salonuna gitmeyin. En az bir hafta dambılları aklınıza bile getirmeyin ama iki haftayı geçmesin! Sonrasında hem bedenen hem de zihnen yenilenmiş ve squat barının altına girmek için sabırsızlanıyor olacaksınız. En iyi antrenmanlar bazen o verilen aralardan sonra çıkıyor.

Kayıt Tutun

Bir yere varmanız için önce nerede olduğunuzu bilmeniz lazım. Vücut geliştirme için de bu böyle. Setleri, tekrarları ve ağırlıkları bir günlükte kaydedin. Gelişim fotoğrafları çekin. Düzenli aralıklarla vücut ağırlığınızı tartın, kaslarınızın ölçüsünü alın. Tüm bunlar sizi ileriye daha sağlam adımlarla götürmeye yarayacaktır. Üstelik kısa vadeli hedefleriniz yavaşladığında, bu kayıtlar sayesinde uzun vadeli hedeflerinizi hatırlar ve doğru yolda olduğunuzu görerek bastırırsınız.

Uzun Vadeli Bir Hedef Koyun

Önümüzdeki 18 aya yayılan bir hedef belirleyip hedefin süresini kararlaştırın. Bu hedef için belki de fazladan 5 kilo kaldıracak ya da kötü formda yaptığınız 10 kiloyu düşüreceksiniz. Erkekler fizikte kupa kazanmak neden olmasın? Hedefiniz her ne olursa olsun, ayrıntılarıyla yazın ve sonuna kadar durmayın.

“Spor ve Diyet Hedeflerinize %5 Adımda Ulaşın” adlı makalemizden ilham alın!

Rahatınızı Bozun

Birine çıkma teklif etmekten paraşütle atlamaya kadar normalde yapmaktan çekindiğiniz bir şey yapın. Peki, bunların barbell row ya da walking lunge ile ne alakası var? Kişisel sınırlarınızı esnetmek özgüveninizi perçinleyerek daha önce yapamam diyerek el çektiğiniz şeyleri yapma cesareti kazandırır. Bu da dolaylı olarak salonda denemekten korktuğunuz şeylere asılmanıza yardımcı olur. Hangi çılgınlığı seçeceğiniz konusunda emin değilseniz, keyif alacağınızdan emin olduğumuz 10 ekstrem spor önerimize buyurun göz atın!

Engelleri Aşın

Psikoloji profesörü Dr. Gabriele Oettingen, Pozitif Düşünmeyi Düşünmek: Motivasyonun
Yeni Bilimine Yakından Bakış adlı kitabında başarıyı gözünden canlandırmanın durumu kurtarmadığını söylüyor. Aynı zamanda engelleri tespit edip aşmanız da lazım. Mesela yanlış antrenman partneri, bayatlamış bir rutin, gevşeyen bir odak… Bunlar bazen tespiti zor stres kaynakları da olabiliyor. Sizi aşağı çeken ilişkileri, alışkanlıkları ve düşünce biçimlerini gözden geçirin. Sonrasında yolunuza taş koyan bu engelleri hayatınızdan çıkartın.

Uyku Kontrolü

Uykuya dalmadan önce yatakta uzanırken ertesi günün antrenmanına odaklanın. Olabildiğince fazla ayrıntıyı zihninizde canlandırın: spor salonu, giysilerinizi, arkadaşlarınızı vb. Ama koklayın, duyun ve hissedin de. Eğer yapacağınız büyük bir hareket varsa gerçekçi bir şekilde hayalini kurun. Bu şekilde rüyalarınıza müdahale ederseniz, bilinçdışı beyniniz bu rüyaları gerçeğe dönüştürmede size yardımcı olacaktır. Kaliteli bir uyku için başınızı yastığa koyduğunuz andan itibaren zihninizi hazırlamaya başlamanız gerekir.

Antrenman Planlarınıza Bağlı Kalın

Antrenmanda başarmak istediklerinize yoğunlaşın. Bu ister daha yüksek ağırlıkla tekrar tamamlamak olsun, isterse pump için zorladığınız son bir drop set (ya da ikisi). Bench press’te 125 kiloyla 10 tekrar gibi çok spesifik bir hedefiniz varsa bunu not edin ve tekrar tekrar bakıp odaklanabileceğiniz bir yere asın.

Ekip Olun

En zor setlerinizde size bir el verecek olan insanlar varken neden sadece öz motivasyonla yetinesiniz? Antrenman partneri bulmak, personal trainer tutmak ya da salondaki birinden gözcülük etmesini istemek kendinize bir destek aradığınız zamanlardan ihtiyacınız olan en doğru şey olabilir.

Rutini Bozun

Can sıkıntısı motivasyonu öldürür. Antrenman şevkinizi yenilemek için her defasında yeni bir şey yapın ya da toptan yenileyin. Hareketleri ya da hareket sırasını veya tekrar aralıklarını değiştirebilirsiniz. Spor salonundan uzaklaşıp açık hava antrenmanı yapmak ya da başarısı kanıtlanmış çeşitli egzersiz rutinler bulmak iyi gelebilir.

Zoru Sona Bırakın

Zayıf kalmış bir kas grubunuz (mesela baldır) ya da zorlandığınız bir hareket (mesela front squat) varsa, bunları kuvvetiniz, hevesiniz ve enerjiniz zirvedeyken yapın. Bunları rutinin en hayati unsuruymuş gibi görün. En kolay ya da zevkli olanları ise (mesela curl) sona bırakın ve antrenmanın sonunda bunu bir ödül gibi görün.

Yarışın

Size uyumlu bir partnerle çalışıyorsanız, birbirinizi yenmeye çalışın. Ama her defasında eski halinizi yenmeye çalışıyormuşsunuz gibi düşünün. Yeni kişisel rekorlar, yeni hareketler ya da daha az dinlenme arası gibi ufak denemeler yapın ve her antrenmanı eğlenceli bir müsabakaya çevirin.

Değerlendirin

Hedeflerinize eriştiniz mi? Kaslarınızın gelişmesi ya da yağlarınızın erimesi için elinizden gelen her şeyi yaptınız mı? Cevap hayırsa, bir sonraki antrenmanınızda değişikliler yapın. Bu farklı şeyler giymek gibi ufak bir değişiklikten farklı hareketler denemeye kadar gidebilir. Başarı da başarısızlık da motivasyon kaynağıdır. Başarısızlıktan nasıl kaçınır, başarıyı nasıl elde edersiniz? Yaptığınız her antrenman, bir sonrakinde yapacaklarınızın teminatı olsun!

Reklam

Evde Kolayca Uygulayabileceğiniz Kalça Büyütme Hareketleri

0
kalca-buyutmek

Evde spor yapmak bazen zor gözükebiliyor ancak durum hiç öyle değil. Hareketsiz kalmamak, şekilli kalçalara ve sıkı kaslara sahip olmak evde de mümkün! Evde spor yaparken beslenmeyi de önemsemek gerekiyor. Kalorilerinizi daha kolay takip edebileceğiniz ev ortamında beslenmenize destek ürünleri buraya bırakıyoruz.

Gluteus maksimus, gluteus minimus ve gluteus medius olarak da bilinen kalça kaslarınız genellikle vücudunuzdaki en güçlü kasları olarak nitelendirilir. Ne yazık ki, bu derin kaslar çoğunlukla yağ katmanlarının altında gizlenmiştir. Bu doğrultuda kalça nasıl büyür ya da büyük kalçalara nasıl sahip olabilirim gibi sorularla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Hatta kalça büyütmek için ne yemeliyiz gibi sorular da sorulmaktadır. Kalçanızın daha yuvarlak ve şekilli görünmesini istiyorsanız, kaslarınızı egzersiz yaparak şekillendirebilir, kardiyo ile tonlandırabilir, sağlıklı bir diyetle yağ oranınızı düşürerek kalçalarınızı büyütebilirsiniz ve kıyafet seçiminizi bu doğrultuda yapabilirsiniz.(1) Biraz özveri ve birkaç yerinde egzersizle kalçanız harika görünebilir.

En Etkili Kalça Büyütme Hareketleri

Son dönemlerde kalça sıkılaştırma ve dolgun kalçalara sahip olma gibi trendler özellikle spor yapan kadınlar arasında oldukça yaygındır. Şekilli kalçaların kadınların daha estetik ve fit görünmesini sağladığını inkar etmemiz pek mümkün değil. Peki bunun için spor salonuna gitmeden evde uygulayabileceğiniz egzersizler yok mu? Elbette var! Kalçanızı şekillendirmek ve büyütmek için evde uygulayabileceğiniz kalça hareketleri nelerdir diye merak ediyorsanız sizler için temel bir liste oluşturduk:

1. Temel Squat

squat-kalca-egzersizleri

Hedefiniz kalça büyütme ise temel squat hareketi evde uygulayabileceğiniz en iyi hareketlerden biridir. Squat, alt vücut egzersizlerinin temel yapı taşıdır ve bu hareket sırtınız için de harika sonuçlar elde etmenizi sağlar. Vücut ağırlığınızı topuklarınızda tutarak ayaklarınızı kalça genişliğinde sabitleyin. Bir sandalyede oturuyormuş gibi çömelin ve daha sonra ayakta durma pozisyonuna geri dönün.

  • 10 tekrardan oluşan 3 set gerçekleştirin.
  • En iyi sonucu elde etmek için haftada 5 gün squat egzersizleri yapın.
  • 4-5 hafta süren tutarlı bir egzersiz programıyla sonuçları görmeniz mümkün olabilir.

Zayıflamak istiyorsanız fakat spor salonuna gitmek için yeterli zamanınız yoksa “Evde Fitness Yaparak Zayıflama Yöntemleri” yazısını mutlaka okuyun!

2. Farklı Formda Squat

farkli-formda-squat

Temel squat hareketini bu egzersizde olduğu gibi farklı formlarda uygulamanız da mümkün. Bu squat egzersizi, hareketin ikinci bölümünde baleden esinlenerek hem kalçanızı hem de hamstringlerinizi sıkılaştırır ve kalçanızı kaldırmanızı sağlar. Bir squat hareketi yapın ve yükselirken, bir bacağınızı geriye doğru yukarı kaldırarak ellerinizi öne getirin.

  • Dengede kalabilmek için tüm vücut ağırlığınızı diğer bacağınıza aktarın.
  • Bacağınızı indirin ve eğilme aşamasını tekrarlayın.
  • Hareketi her iki tarafta da 15 kez tekrarlayın.

3. Leg Lift

leg-lift-egzersizi

Kalça dikleştirme ve biçimlendirme hareketleri söz konusu olduğunda leg lift egzersizi, farklı formdaki squat hareketini tamamladıkan sonra yapılacak en iyi hareketlerden biridir. Uzun bir masa, tezgah ya da sabit bir sandalyenin önünde durun. Sağ bacağınızı yerden kaldırırken hafifçe öne doğru eğilin.

  • Sol dizinizi hafif bir şekilde bükün, karın kaslarınızı içe doğru çekin ve harekete hazırlanmak için kalçalarınızı dik tutun.
  • Kalçanızı dik tutarken sağ bacağınızı mümkün olan en yüksek noktaya kadar yükseltin.
  • Sağ bacağınızı hafifçe yukarı doğru çekin ve aşağı indirin. Hareketi 30 kez tekrarlayın ve bacak değiştirin.
  • Öne eğilirken destek almak için sandalye veya masa gibi eşyaları kullanabilirsiniz.

4. Lunge

lunge-kalca-buyutme

Lunge egzersizi bacaklarınızın ön ve arka kısımlarını çalıştırmasının yanı sıra kalça şekillendirme, tonlama ve büyütmeye yardımcı olur. Ayaklarınızı kalça genişliğinde açın, bir ayağınızı ileriye doğru adımlayın ve her iki dizinizi de bir kerede bükün. Ön dizinizi doğrudan ayak bileğinizin üzerinde ortalanmış halde tutarken arka dizinizi yere doğru indirin.

  • 2 saniye pozsiyonunuzu koruyun veya 2 defa çok hafif eğilin. Sonrasında tekrar ayağa kalkın.
  • Bu egzersizi 30 saniye sürdürün, dinlenin ve diğer bacağınızla tekrarlayın.

5. Side Squat

yan-squat-hareketi

Yan squat büyük ve dolgun kalça için etkili olan bir diğer harekettir. Yan squat (ayrıca yan lunge olarak da bilinir) iç ve dış kalçalarınızı sıkılaştırır. Ayaklarınızı kalça genişliğnde açın. Sağa doğru adımlayın ve sol bacağınızı dik tutarak sağ dizinizi bükün.

  • En alt seviyedeyken duraklayın, daha sonra ayağa kalkın. 30 saniye boyunca hareketi sürdürün. Dinlenin, sonrasında sol tarafınızda tekrarlayın.
  • Vücudunuzu alçaltırken bükülmüş dizinizi bileğinizin üzerinde tutun.

6. Bridge

bridge-egzersizi

Bridge egzersizi, kalça egzersizleri içerisinde kalçanızı tonlamak ve şekillendirmek için oldukça etkili bir harekettir. Bir yoga matının üstüne sırt üstü uzanın, ayaklarınızla kalçalarınızı birbirinden uzaklaştırın. Başınızı, boynunuzu ve omuzlarınızı yerde tutarak kalçalarınızı yukarı doğru kaldırın.

  • Karın kaslarınızı esnetin ve dizlerinizden göğsünüze doğru düz bir çizgi çizin.
  • 3 saniye boyunca pozsiyonunuzu koruyun, sonra kalçalarınızı indirin. 10 tekrar yapın.
  • Hareketi biraz zorlaştırmak için, bacağınızı dik tutarken sağ ayağınızı yerden 5 kez kaldırın. Sonraki 5 tekrar için sol bacağınızı kaldırın.

Ayrıca kalça kaslarınızı daha iyi ortaya çıkarmak için kardiyo çalışmaları yapmak da fazlasıyla yararlı olabilir. En üst düzeyde kazanım elde etmek için bu egzersizlerin yanı sıra aynı anda kardiyo yapın! Bu çifte avantajdan yararlanmak için eğimli koşular yapın ya da tempolu yürüyün.(2)

Fit in Class ile Evde Online Egzersiz Yapın!

Fit in Class’a buradan üye olup, evde dilediğiniz saatte pilates, yoga ve daha birçok derse kayıt olarak zoom üzerinden gerçekleşecek canlı grup derslerinden faydalanabilir, şekilli kalçalara ve daha sıkı kaslara sahip olabilirsiniz. 

Reklam

K Vitamini Nedir, Eksikliğinde Neler Görülür? Hangi Besinlerde Bulunur?

0
k-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

Sağlıklı vücut sistemi için protein, yağ ve karbonhidrat kadar vitamin ve mineraller de önemlidir. Bugün çoğu zaman hatırlanmayan ancak vücut için elzem olan K vitamini hakkında daha çok bilgi edinebileceğiniz; K vitamini nedir, hangi besinlerde bulunur, K vitamini eksikliği nelere sebep olur sorularına yanıtlar veren bir rehber paylaşıyoruz.

K Vitamini Nedir?

k-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

Lifli yeşil sebzelerde, özellikle brokoli ve brüksel lahanasında bol miktarda bulunan K vitamini farklı formları olan bir mikro besin çeşididir. (1) Yağda çözünebilen, esansiyel K vitamini vücudun kanın pıhtılaşmasında görev alan bazı proteinleri üretebilmesi sırasında kullanılır. K vitamini adını Almanca “Koagulation” kelimesinden alır.

K vitamininin doğal olarak 2 farklı formu bulunmaktadır. Bunlar K1 vitamini (Phytonadione, Fitonadion) ve K2 vitamini (Menaquinone)’dir. K vitamini olarak en çok tercih edilen ve kullanılan tür ise daha az toksik etkisi olduğu, daha hızlı yarar sağladığı, daha güçlü olduğu ve daha hızlı çalıştığı için K1 vitaminidir. K1 vitamini yoğun olarak lifli yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. K2 vitamini ise daha çok hayvansal ürünlerden aldığımız k vitaminleridir. K1 vitamini ayrıca bakteriler tarafından bağırsak florasında K2 vitaminine dönüştürülebilir. K2 vitamini kemiklerin korunmasına yardımcı olur. Son olarak laboratuvar ortamında üretilen, K vitamini eksikliği için kullanılmayan ve toksik etkisi yüksek sentetik K3 vitamini bulunmaktadır. K vitamini yağda kolay çözünebildiği için yağlar ile tüketildiğinde vitaminden alınan yarar artacaktır.

K vitaminini en kolay nasıl alabileceğinizi öğrenmek için tıklayın. 

K Vitamini Ne İşe Yarar? K Vitamini Eksikliğinde Neler Görülür?

K vitamini eksikliğinin nelere sebep olabileceğini anlayabilmek için K vitamini faydalarını iyice anlamak gerekir.

K vitaminin en çok görev aldığı konu kanın pıhtılaşmasıdır. Kan inceltici ilaçların, antibiyotiklerin ve bazı ilaçların yapabileceği kanama problemini engelleyebilir. K vitamini eksikliği hekimler tarafından fark edildiğinde kişiye K vitamini reçetelendirilebilir.

En iyi K Vitamini Takviyeleri İçin Tıklayın!

k-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

K vitamini, vücutta aşağıdaki görevleri üstenebilir:

  • Yenidoğan, K vitamini seviyesi düşük olan bebeklerde kanama problemlerini (yenidoğanın hemorajik hastalığı) önlemek
  • Kanın pıhtılaşmasını sağlayan proteinleri eksik olan bireylerin pıhtılaşma problemlerini önlemek
  • Bir çeşit kalıtsal bozukluk olan K vitaminine bağlı pıhtılaşma faktörleri eksikliğini önlemek
  • Pıhtılaşmayı önlemek amacı ile kullanılan ilaçların çok fazla gelen etkilerini tersine çevirmek
  • Siroz sonrası oluşabilecek kaşıntıların azalmasına yardımcı olmak
  • Osteoporoz adı verilen kemik güçsüzlüğü hastalığını engellemek

Bu faydalarının yanısıra insanlar örücek ısırığı yaralarını, yanıkları ve çürükleri geçirebilmek için cilde sürülen K vitaminli krem kullanırlar. Ameliyatlardan sonra cilt dokusunda iyileşmenin hızlandırılması için de K vitamini kullanılabilir. İleri seviyedeki K vitamini eksikliği tedavisinde doktorunuz enjeksiyon ile K vitamini yüklemesi yapabilir.

Tüm bu faydalara baktığımızda K vitamini eksikliğinin nelere sebep olabileceğini daha net görebiliyoruz. K vitamini eksikliği kan pıhtılaşmasını engelleyebilir, kemiklerin güçsüzleşmesine sebep olabilir, siroza bağlı kaşıntıların azalmasını önleyebilir.

K Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

Doğal beslenme yolu ile alabileceğiniz en iyi K vitamini kaynakları: (2)

  • Ispanak, kıvırcık lahana, kara lahana, pazı, pancar yaprağı, kuşkonmaz, brokoli, karnabahar, maydonoz, şalgam, hindiba
  • Taze fasulye, soya, bezelye, meksika fasulyesi
  • Kırmızı et, tavuk, tavuk ciğeri, ördek, böbrek, karaciğer
  • Yumurta, süt ürünleri, tere yağı, yoğurt, peynir
  • Üzüm, kivi, çilek, avokado, nar, domates, yaban mersini, böğürtlen, mürdüm eriği, kuru incir, kırmızı kuşüzümü
  • Kaju, ceviz, fındık, pikan cevizi

Bu yiyecekler içerisinde bulunan K vitamini, tere yağı ya da diğer yağlar ile tüketildiklerinde K vitamini emilimi daha fazla olabilir.

En iyi K Vitamini Takviyeleri İçin Tıklayın!

K Vitamini Eksikliği Neden Olur?

k-vitamini-nedir-ne-ise-yarar-eksikliginde-neler-gorulur-hangi-besinlerde-bulunur

K vitamini eksikliği çok fazla yaygın olan bir sağlık problemi olmasa dahi önemsenmesi gerekir. K vitamini eksikliği yaşadığınızı düşünüyorsanız bu durumu doktorunuza bildirmenizi öneririz. Doktorunuz gerekli testleri yaparak K vitamini eksikliğine sahip olup olmadığı ile ilgili sizi bilgilendirecektir.

Aşağıdaki etmenler K vitamini eksikliği oluşumunu tetikleyebilmektedir:

  • Yüksek oranda alkol tüketmek
  • Ciddi şekilde yetersiz beslenmek
  • K vitamini emilimine müdahale eden ilaçlar kullanmak
  • Sindirimi etkileyen hastalıklara sahip olmak, çölyak hastalığı ya da Crohn’s hastalığı gibi.

[yasr_overall_rating]

Reklam

Vajinismus Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

0
vajinismus nedir

Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinayı çevreleyen kasların istemsiz ve ısrarlı bir şekilde kasılması ile oluşan durumdur. Vajinismus sebebiyle pelvik kaslarının kontrol edilemeden kasılması ve gevşeyememesi, cinsel birlikteliğin oluşamamasına ya da ağrılı bir cinsel birleşmenin yaşanmasına sebep olur.

Birçok kadın vajinismus problemi ile karşılaşıyor olsa da bu durumu konuşmaktan çekindiği için vajinismusun toplumun ne kadarını olumsuz etkilediği tam olarak belirlenememektedir.  Vajinismus tedavisi olan ve tamamen geçebilen bir hastalıktır. Vajinismus hakkında aklınıza takılmış olabilecek tüm soruları yanıtlamak için bir rehber hazırladık.

Vajinismus Nedir?

Bir çeşit cinsel ağrı bozukluğu olan vajinismus hastalığı, kadınların yaşadığı bir problemdir. Vajinismus cinsel ilişki sırasında görülebileceği gibi bazı kadınlar jinekolojik muayene esnasında veya tampon kullanırken de bu sorun ile karşı karşıya kalabilmektedir. (1)

vajinismus-nedir-tedavisi-nasildir

Pelvik kaslarında spazm olması ve bu kasılmanın cinsel birliktelik sırasında açılamaması cinsel ilişkiyi engellemektedir. Vajinismus cinsel isteğin azalmasına sebep olmaz ancak cinsel birlikteliğin yaşanmasını engel olabilir. Bu sebeple partneri ile birlikte olmak isteyen kadınlarda bile vajinismus problemi görülebilmektedir.

Kadının cinsellik eğitimi, cinsel geçmişi, yaşamış olduğu travmalar ya da kürtaj gibi sebepler vajinismusun altında yatan sebepler olabilir. Bunlar cinsel ilişki sırasında vajinanın bilinçdışı ve istemsizce kasılmasına neden olur.

İki çeşit vajinismus problemi yaşanmaktadır. Bunlar;

Primer Vajinismus: Daha önce hiçbir cinsel birlikteliğin yaşanmadığı vajinismus problemleri.

Sekonder Vajinismus: Daha önce ağrısız cinsel ilişki yaşanmış olsa dahi daha sonradan cinsel birlikteliğin farklı sebeplere bağlı olarak (jinekolojik ameliyatlar ve travma gibi) yaşanamadığı vajinismus problemleri.

Burada vajinismus ile karıştırılan başka bir cinsel ağrı bozukluğuna değinmeliyiz. Disparoni adı verilen ağrılı cinsel ilişki kadınlarda sık görülen başka bir rahatsızlıktır. Ancak disparoninin ana sebebi kist, pelvik inflamatuar hastalık (rahimde enfeksiyon) ya da vajinal atrofidir. Bu sebeple disparoni vajinismus ile karıştırılmamalıdır.

Vajinismus Belirtileri Nelerdir?

Vajinismus kendini istem dışı kasılan pelvik kasları ile belli eder. Bu kasılma cinsel birleşmeyi imkansız hâle getirebilir ya da zorlaştırabilir. Eğer vajinismusunuz var ise bu kasılmaları kontrol edemezsiniz.

vajinismus-nedir-tedavisi-nasildir

Vajinismusa ek olan bazı belirtiler vajinal penetrasyon korkusu ve buna bağlı düşen cinsel istektir. Vajinismusu olan bazı kadınlar vajinada yanma ve acıdan da bahsetmektedir.

Çoğu zaman tanı konulurken jinekolojik muayene esnasında doktorlar, vajinismusu olan kadınlarda bir anomali ile karşılaşmazlar. Birçok kadın vajinal muayene esnasında da vajinismus problemini yaşayabilmektedir. Eğer muayene olmaktan çekiniyor ancak vajinismus problemi yaşadığınızı düşünüyorsanız bu çekincenizi ve korkunuzu doktorunuz ile paylaşmanız gerekir. Doktorunuz sizi rahatsız etmeden vajinanızda herhangi bir kistik durumun, yaranın ya da enfeksiyonun olup olmadığına bakacaktır. Eğer başka bir semptom belirlenmezse vajinismus yaşıyor olabilirsiniz ve bu tedavisi olan bir hastalıktır.

Vajinismus Nasıl Tedavi Edilir?

Cinsel işlev ve cinsel ağrı bozukluklarından biri olan ve hem kadınları hem de partnerlerini olumsuz etkileyen vajinismus çeşitli tedavi yöntemleri ile tamamen geçebilen bir hastalıktır. Vajinismus ilaç ya da cerrahi müdahale ile tedavi edilmez.

Vajinismus tedavilerinden bazıları:

1. Psikoterapi Yöntemleri:

Psikiyatr ya da psikolog eşliğinde tek ya da çift olarak alabileceğiniz cinsel terapilerdir. Burada yaşanılan ağrılı cinsel deneyim uzman ile paylaşılır. Kadının cinsel geçmişi ve cinsel eğitimi incelenir. Cinsel hayatın konuşulmaya çekinilen yönleri ele alınarak sorunun kaynağı saptanır ve uzmanın yönlendirmesi ile tedavi tamamlanır.

2. Kegel Egzersizleri:

Pelvik kaslarının kontrolünün daha iyi öğrenilebilmesi ve daha kolay sağlanabilmesi için uygulanan egzersizlerdir. Pelvik taban kaslarını kontrol edilerek, mesane, rahim ve vajinanın kontrolü sağlanır. Bu egzersizler tuvalette kolayca tekrarlanabilir.

İdrarınızı yaparken farkında olmadığınız pelvik taban kaslarını kasıp bırakarak uygulayabileceğiniz bir egzersiz çeşidi vardır. Bunun için:

  • İdrarınızı boşaltın.
  • Pelvik kaslarınızı kasın ve bu şekilde 10 saniye bekleyin.
  • Pelvik kaslarınızı gevşetin ve bu şekilde 10 saniye bekleyin.
  • Tekrar kaslarınızı kasın.

Gün içerisinde bu döngüyü 3 defa 10’ar kere uygulayın. Pelvik kaslarınızı daha iyi kontrol edebilmek için bu kaslarınızı kullanırken kalça ve karın kaslarınızdan destek almayın.

Daha fazla kegel egzersizini öğrenebilmek için Pelvik Kaslarını Güçlendiren Kegel Egzersizleri yazımızı okuyabilirsiniz.

Reklam