Fit Hub Blog Sayfa 77

Diyet Nedir, Nasıl Yapılır? -Diyetisyen Hekim Elif Şahin

diyetisyen diyet planı oluşturun

Yazar: Elif Şahin

Diyet kelimesi günümüzde en korkulan kelimeler arasında yer alıyor. Diyet yemekleri dediğimizde sanki arkasından yasaklar listesi, kibrit kutusu kadar peynir, üç beyaza hayır gibi söylemler geliverecekmiş gibi bir izlenim uyanıyor.

“Diyet” kelimesi anlam olarak kullanılanın aksine beslenme düzeni demektir. Kişinin kendine en uygun beslenme planıdır, yaşamına ne kadar adapte edebildiğidir, gerisi zaten beyhude bir çabadır.

Diyet Değil Yaşam Tarzı!

diyet kalorisi nasıl hesaplanır

Diyet menüsü diyet uzmanınız tarafından sizin sağlık verilerinize, yaşam koşullarınıza, sevdiğiniz yiyeceklere ve en önemlisi uygulayabilirliğinize göre hazırlanmalıdır. Diyet tarifleri vücudumuzun ihtiyaç duyduğu çok çeşitli besinleri alabilmemiz için çeşitli gıdalar içermelidir. Kişiler ilk baştaki hedeflerini çok yüksek tutarak bir hevesle başlamakta daha sonra motivasyonları azaldıkça beslenme düzenlerine küçük kara delikler açılmaktadır. Örneğin diyet akşam yemeği hazırlamak yeterli gelmekte daha sonra ise kişi tamamen vazgeçebilmektedir.

Sağlıklı Beslenme Nedir?

diyet yaparak ideal kiloya ulaşın

Sağlıklı bir beslenme planında, yiyecek ve içeceklerden enerji dengesini sağlamak için bize doğru miktarda enerji (kalori) sağlamalıdır. Enerji dengesi, diyetten alınan kalorilerin vücut tarafından kullanılan kalorilere eşit olması anlamına gelir. Yürüme ve hareket etme gibi günlük görevleri yerine getirmek için bu kalorilere ihtiyacınız var, aynı zamanda vücudun tüm fonksiyonları için de(düşünemeyeceğimiz kadar çok sayıda fonksiyonlar için) buna gereksinim duyarsınız. Nefes alma, kanın vücuda pompalanması, düşünme ve buna benzer birçok reaksiyon için de kalori gerekmektedir.

Bu nedenle, yiyecek ve içecekler günlük yaşamlarımızda kullanmamız gereken kalorileri sağlar, ancak belli bir süre boyunca ihtiyaç duyduğunuzdan daha fazla kalori alımı ne yazık ki kilo alımına neden olur. Bunun nedeni, kullanmadığımız kalorilerin sadece yağ olarak depolanmasıdır.

İngiltere’deki yetişkinlerin % 50’den fazlası aşırı kilolu veya obezdir. Ayrıca 4-5 yaş arası 3 çocuktan 1’inde ve 10-11 yaş arası 5 çocuktan 1’inde aşırı kilo veya obezite tespit edilmiştir. İngiltere ve tüm dünya da çocuk obezitesi konusunda büyük bir endişe bulunmaktadır. Çocukken fazla kilolu olmak, tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve yetişkinlikte bazı kanserlerin gelişmesi riskini artırır. Bu nedenle, ideal kiloyu korumak sağlık için çok önemlidir.

Yiyecek ve içeceklerden ne kadar enerji almanız gerektiği, ne kadar aktif olduğunuz gibi birçok farklı faktöre bağlıdır. İhtiyacınız kadar kalori almak, sağlıklı bir kilonun korunmasına yardımcı olacaktır. Ancak, seçtiğiniz yiyeceklerin ve içeceklerin doğru olması sağlıklı kalmak için yeterli değildir. Aynı zamanda bu besin öğeleri yeterli ve dengeli miktarlarda alınmalıdır.

Diyet Listesi Hazırlanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

diyetisyenlere göre diyet menüsü nasıl belirlenir

Aşağıdaki faktörlere dikkat edilerek dengeli ve sağlıklı diyet listeleri hazırlanmalı şok diyet yerine tüm ömür boyu uygulanabilecek olmasına dikkat edilmelidir. Diyetler mevsimlere göre değil aşağıdaki faktörlere göre değişmelidir (1).

  • Kişinin metabolizma hızı,
  • Yaşam tarzı,
  • Evde yemek yapıp yapamadığı,
  • Spor yapma sıklığı,
  • Su içme alışkanlığı,
  • Herhangi bir ilaç kullanıyor mu? Kullanılıyorsa adları ve miktarları
  • Herhangi bir sağlık problemi olup olmaması,
  • Daha önce diyet programı uygulamış olup olmaması
  • Daha önce diyet yaptıysa kaç kg verdiği ve neden bıraktığı
  • Kilo vermeyi veya almayı neden istediği
  • Hedef kilo
  • Şeker tüketimi
  • Asitli içecek tüketimi
  • Detaylı bir kan değerleri analizi
  • Aile geçmişi
  • Günlük hayattaki aktif hareketi
  • Demografik durumu
  • Sigara kullanımı
  • Alkol kullanımı
  • 1 gün içerisinde ortalama olarak neler yediği
  • 1 gün içerisinde ne kadar hareket ettiği önem taşımaktadır.

Sağlıkla ve dengede kalın.

elif şahin

Reklam

“Bugün Ne Pişirsem” Diyenler İçin Sağlıklı ve Lezzetli Bir Menü

0
dusunen kadin mutfakta

Bugün ne pişirsem diye düşünmekten yorulduysanız yemek menüsü oluşturma sürecini sizden almaya karar verdik. İşinizi hafifletmek için sağlıklı ve nefis yemek tarifleri konusunda size yardımcı olacağız. Hem proteinli hem bol vitaminli bir sofra hazırlamanıza yardımcı olurken size sadece keyifle yapıp yemesi kalacak! Hazır mısınız?

İster Öğle Yemeği İster Akşam Yemeği

Yemek yapmak ne kadar zevkli olsa da bazen tarif üretemiyor, aynı yemekleri yapmaktan da yemekten de sıkılıyoruz. Domates çorbası yanına köfte mi yapayım, mercimek çorbasını daha dün içtik derken yemek seçmek oldukça zor bir süreç haline gelebiliyor. Bir yandan da sağlıklı, hafif ve besin değeri yüksek yiyecekler üretme isteği var tabii… Her gün her gün patatesli, makarnalı beslenince insan kendini suçlu hissediyor. Dahası yemek yapmaya hevesi kalmayan ya da yapacak yemek bulamayan kişiler “bugün de dışarıdan yiyeyim” diyerek yağlı, kalorili ve sağlıksız yiyecekler sipariş ediyor…

Tam da bu sebeplerle sizinle 2 çeşit yemekten oluşan ister öğle ister akşam yemeği olarak tüketebileceğiniz, güvenle çocuklarınıza da yedirebileceğiniz sağlıklı ve lezzetli bir menü paylaşmak istiyoruz.

Not kağıdınızı hazırladınız mı?

1. Kremasız, Sütlü Mantar Çorbası

Krema kullanmadan da kremanın yumuşak ve güzel aromasını elde edebileceğinizi biliyor musunuz? Kremasız hazırlanan bu sütlü tarif 4 servis içeriyor. Yaklaşık 30 dakikada hazırlanıyor ve pişiyor.

Malzemeler:

  • 400 gr mantar
  • 1 su bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı un (tam tahıllı un da olabilir)
  • 1 su bardağı (200 ml) oda sıcaklığında ya da soğuk su
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ (zeytinyağı ya da ayçiçeği yağı kullanabilirsiniz)

Yapılışı:

  • Mantarları küçük küçük doğrayın. Eğer tane tane olmasını sevmiyorsanız mutfak robotundan geçirebilirsiniz.
  • Bir tencereye zeytinyağını dökün, mantarları hafif ısınmış tencereye atın ve yavaş yavaş karıştırarak suyunu salıncaya kadar pişirin.
  • Daha sonra suyunu tekrar çekene kadar pişirmeye devam edin ve üzerine un ekleyin.
  • 1 bardak su ekleyin ve topaklanmaması için karıştırmaya devam edin.
  • Daha sonra çorbanızın kıvamını kontrol ederek isterseniz su ekleyip seyreltebilirsiniz.
  • En sonunda ise 1 su bardağı sütü çorbanıza ilave edin ve karıştırın. Fokurdamaya başladığında altını kapatabilirsiniz.
  • Servis için üzerine maydanoz kıyabilirsiniz.

Beslenmenize nasıl daha fazla lifli gıda koyabileceğinizi merak ediyorsanız “Lif Nedir, En Sağlıklı Lifli Gıdalar Nelerdir?” yazımızı okuyabilirsiniz.

2. Akdeniz Usulü Limonlu Tavuk

Hafif mi hafif, leziz mi leziz akdeniz usulü besleyici tavuk tarifi 4 kişiliktir. Hazırlama ve pişirme süresi toplam 35 – 40 dakikadır.

Malzemeler:

  • 800 gr tavuk göğsü, fileto
  • 1 dal biberiye
  • Yarım çay kaşığı karabiber
  • Yarım çay kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı

Sosu için:

  • 3 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 diş sarımsak
  • Birkaç dal maydanoz
  • Yarım su bardağı (100 ml) ince çekilmiş ceviz içi
  • 2 adet orta boy limon

Yapılışı:

  • Tavuk göğüslerini suda temizledikten sonra ince bir şekilde dilimleyin. Suyunu kağıt havlu ile alıp zeytinyağı, biberiye, karabiber ve tuz ile soslayın.
  • Tavanızı kızdırın. Sosladığınız tavuk göğüslerini her iki yanı da 3’er dakika tavada tutacak şekilde pişirin.
  • Tavuğun üzerine dökeceğiniz limonlu sosu hazırlamak için sarımsağı ve limon kabuklarını rendeleyin. Limonların suyunu da sıkın.
  • Izgara tavada bekleyen tavuklarınızın üzerinde tereyağı gezdirin. Ceviz içini de ekledikten sonra cevizleri kavuracak şekilde biraz daha pişirin.
  • Tavuğunuzun üzerine sarımsağı dökün, limon kabuklarını ve limon suyunuz da dökün.
  • Maydanoz hariç tüm malzemeleri tavukların üzerine ekledikten sonra tavukları 10 dakika daha ters düz ederek pişirin. Tavanın altını kapadıktan sonra üzerine ince ince kıydığınız maydanozları ekleyin. Tavuğunuz servise hazırdır.
Reklam

Diş Apsesi Nedir? Diş Apsesine Ne İyi Gelir?

2
dis-apsesi-nedir-dis-apsesine-ne-iyi-gelir

Diş apsesi vücudunuzun her yerinde meydana gelebilecek iltihabi birikimin bir çeşididir. Diğer iltihaplı vakalarda olduğu gibi doğru bir şekilde tedavi edilmediği takdirde daha büyük sağlık sorunlarına sebep olabilir. Dolayısıyla diş hekimleri ve doktorlar vücudunuzda iltihap değerlerini yükselten ve yayılma riski olan diş iltihabını aksatmadan tedavi etmenizi önerirler.

Diş sağlığı ve ağız bakımı hakkında sizlerle birçok konuyu paylaşmak istiyoruz. Bu yazımızda diş apsesi nedir ve diş apsesine ne iyi gelir sorularını cevaplandıracağız.

Diş Apsesi Nedir?

Diş etinizde bir süredir hassasiyet yaşıyorsanız ince bir ağrı, sızı, zonklama durumu ya da sıcaklığa karşı hassasiyetiniz varsa bu durum diş apsesi sebebi ile gelişebilir. Birçok kişi başta diş apsesi yani diş iltihabı durumu ile karşılaştığını fark etmez. Bir anda gelişen diş etlerindeki hassasiyet ve ağrı anlık olarak geçebilir ama gittikçe artmaya meyillidir.

Diş apsesi dişlerde ya da diş etlerinde oluşan bakteriyal bir enfeksiyonun yarattığı irin birikintisidir. İltihaplanan bölgede zonklama ve şişlik oluşmaya başlar. Abse yayıldıkça ya da bulunduğu bölgeye göre zaman zaman kulağa ya da boyuna doğru da ağrı yapabilir. Bu da kişilerde oldukça rahatsız bir durum oluşturur ve genel sağlığı olumsuz etkiler.

İlerleyen diş iltihabı zaman içerisinde önemli bir tehdit haline gelir. Bu iltihap kan yolu ile vücuda yayılabilir. Diş etlerinde ve diş çevresindeki kemik dokularına ulaşabilir. Kötü koku, ateş ve çarpıntı gibi sorunlara yol açabilir. Var olan bir hastalığın seyrini olumsuz olarak etkileyebilir. Vücutta bulunan ve diş apsesi sebebiyle oluşan iltihap miktarı kan testi ile ölçülebilir.

Diş hekimleri 3 farklı diş apsesi olduğunu belirtir. Bunları aşağıda sıralıyoruz:

  • Periapikal apse: Diş kökünün ucunda (apeks) oluşan apse çeşididir.
  • Periodontal apse: Genellikle diş ceplerinin tıkanması ile diş etlerinde ve diş köklerinin yanında oluşan lezyonlardır.
  • Gingival apse: Diş etleri üzerinde oluşan iltihaptır.

Diş Apsesi Belirtileri Nelerdir?

Birçok kişinin karşılaşmış olduğu ve oldukça ağrılı olabilen diş apsesi belirtilerini aşağıda sıralıyoruz: (1)

  • Şiş ve kırmızı diş etleri
  • Aşırı keskin ve zonklayan ağrılar
  • Yüzde şişlik
  • Şiş bölgede ısı artışı
  • Ağız kokusu
  • Ateş
  • Uykusuzluk ve yatınca ağrının şiddetinin artması
  • Ağzı açmada zorluk çekme
  • Diş ve diş etlerinde sıcak ve soğuğa karşı şiddetli hassasiyet
  • Tat kaybı
  • Diş renginin bozulması ve sararması
  • Çiğnerken ağrı hissetme
  • Çene, boyun ve kulağa doğru ağrı ve zonklama

Diş Apsesine Ne İyi Gelir?

Diş iltihabına ne iyi gelir, evde neler uygulayabilirim diye soruyorsanız ağrınızı kısa süreli hafifletip durumunuzun kötüye gitmesini engelleyebilecek yöntemler olduğunu söylemeliyiz. Ancak bu yöntemlerin hiçbiri ana tedavinin gerçekleşmesini sağlamaz. Dolayısı ile durumu doktorunuz ile paylaşmanız ve onun uygun gördüğü tedaviye başlamanız sorunun ilerlemeden giderilmesi ve iltihaplı bölgenin arındırılması için önemlidir.

Ayrıca diş sağlığınız için kullanabileceğiniz takviyeler hakkında bilgi sahibi olmak için Diş Ağrısı Çekmek İstemiyorsanız Kullanmanız Gereken 5 Takviye içeriğini okuyabilirsiniz.

Aşağıda diş apsesi belirtilerini hafifletmenize yardımcı olabilecek evde uygulayabileceğiniz yöntemleri sıralıyoruz:

1. Tuzlu su ile çalkalama: İltihaplı bölgenin hafifçe rahatlaması için tuzlu su kullanabilirsiniz. Bu yöntemi uygulamak için yarım tatlı kaşığı tuz ile yarım bardak ılık suyu karıştırın. Daha sonra bu su ile ağzınızı en az 2 dakika boyunca çalkalayın ve suyu tükürün. Günde 3 kere bu yöntemi uygulayın.

2. Karbonat ya da kabartma tozu ile gargara: evde uygulayabileceğiniz diş apsesini hafifletme yöntemlerinden biri de karbonat kullanmaktır. Yarım tatlı kaşığı karbonat ya da kabartma tozunu, bir fiske tuzu ve yarım bardak ılık suyu iyice karıştırın. Bu karışımı bölerek (birkaç seferde) ağzınızı 5 dakika boyunca çalkalayın. Gün içerisinde 2 kere tekrarlayın.

3. Soğuk kompres: Soğuk kompres birçok iltihaplı bölgeye uygulandığında buradaki belirtilerin ve sızının hafiflemesine yardımcı olur. Soğuk kompres uygulamak için kuru ve ince bir bez ya da havlu içerisine buz doldurun. Buzu ağrının olduğu yüzeye 15 dakika uygulayın. Bu işlemi günde birkaç defa uygulayabilirsiniz.

Sıraladığımız tüm bu yöntemler ana tedavi görevi göremez. Bu sebeple evde uygulayacağınız gargara ve buz kompresin sizi tedavi etmesini ve sorununuzu tamamen çözmesini beklememelisiniz. Eğer dişlerinizde apse var ise bir diş hekimine gitmeniz ve uygun tedaviye hekim ile birlikte başlamanız önemlidir.

Diş hekimi apseyi antibiyotik ya da başka ilaçlar ile kuruttuktan sonra apse oluşumuna neden olan diş çürüğü, diş taşı ya da kist problemlerini tedavi ederek durumun tekrarlamasının önüne geçecek ve sizin diş apsesi probleminizi bitirecektir.

“En Etkili Antrenman Programı” için tıklayın

Reklam

Shawn Mendes Fiziğini Hangi Egzersizlere Borçlu?

2
shawn-mendes-fizigini-hangi-egzersizlere-borclu

Shawn Mendes son yılların en önemli müzisyenlerinden biri. Sosyal medyada Vine uygulamasına yüklediği coverları ile birkaç gün içerisinde binlerce kişinin takibe aldığı Shawn, yeteneği ve sempatikliği ile sadece genç kızların değil tüm dünyanın ilgisini toplamış durumda. Kanadalı müzisyen pop müziğin en geç öncülerinden biri olsa da güçlü sahne performansı, duruşu ve fiziği ile de oldukça iddialı. O kadar ki birçok takipçisi onun fiziğini hangi egzersizlere borçlu olduğunu merak ediyor!

View this post on Instagram

@peggysirota @variety

A post shared by Shawn Mendes (@shawnmendes) on

Yabancı müzik dergilerinin kapaklarında görmeye alıştığımız, henüz 20 yaşında olmasına rağmen şimdiden 2 Grammy adaylığına sahip olan Shawn Mendes’in antrenman programı hakkında antrenörü sık sık bilgi paylaşıyor.

Yemek yemeyi sevdiği için antrenmanının dozunu artırmayı tercih eden Shawn Mendesin uyguladığı egzersizleri sizler için derledik!

Diyet ile Değil, Spor ile Fit Kalıyor

Mükemmel vücut ölçüleri ve estetik anatomisi ile herkesi kendine hayran bırakan Shawn Mendes’in bir fitness bağımlısı olduğunu bilmiyorsanız artık öğrenme vaktiniz geldi. Çoğu ünlünün uyguladığı gibi sıkı ve kurallarla dolu beslenme planları yerine daha fazla antrenman yapmayı tercih eden Kanadalı pop yıldızı haftanın 5 günü antrenman yapıyor. Antrenmanları kondisyon, kardiyo ve ağırlık antrenmanları ile şekilleniyor. Beslenme yerine antrenman üzerine yoğunlaştığı için tahmin edebileceğiniz gibi antrenmanları da yoğun geçiyor.

Rolling Stone dergisine verdiği bir röportajda fiziğinin ve antrenmanın onun için öneminden bahsederken beslenme konusunda ne kadar dayanıksız olduğunu şu sözlerle ifade ediyor: “Konu diyet olduğundan konuşulacak en iyi kişi ben değilim. Eğer önümde bir tabak patates kızartması var ise kesinlikle buna hayır diyemiyorum.” Yani anlayacağınız, çoğumuz gibi Shawn da sevdiği yemeklerden vazgeçemediği için tercihini antrenmanı artırmaktan yana kullanıyor.

Mendes’in kendini emanet ettiği antrenörü Josh Adamson. Adamson ünlü yıldızın antrenmanlarını sık sık kendi Instagram hesabından da paylaşıyor. İkili birlikte birçok farklı egzersiz uyguluyor. Shawn’ın alt vücut egzersiz planında ise aşağıda açıklayacağımız hareketleri bol miktarda görebiliyoruz.

Bacak ve Kardiyo Programı

Bu programı spor salonunda uygulamanız daha kolay olacaktır ancak bazı hareketleri modifiye edip evde kendiniz de uygulayabilirsiniz. Oldukça yoğun olan bu program alt vücut kaslarınızın şekillenip güçlenmesi için birebir. Ayrıca hızlıca yağ yakmanız ve bölgesel çalışmanız açısından da oldukça ideal bir program.

Barbell Squats, 3×8-12

Barbell squats hareketi nasıl uygulanır?

Squat için sırtınıza bir barbell alın ve ellerinizi geriye doğru kırmadan, barbellı omzunuzun arkasında tutun, bacaklarınızı kalça genişliğinde açacak şekilde konumlanın. Yavaşça kalçalarınızı geriye çıkararak karnınız içeride olacak şekilde omurganız düz bir açıda, aşağı doğru çömelin. Dizlerinizin ayaklarınızın önüne geçmemesine dikkat edin.

Leg Press, 3×8-12

Leg press hareketi nasıl uygulanır?

Spor makinesi ile yapılan egzersizlerden biri de leg presstir. Ön bacaklarınızı güçlü bir şekilde çalıştıran ve bu kaslara odaklanan egzersizi, yavaşça ve kendinizi zorlayacak ağırlıklara girmeden yapmanız önemlidir. Leg press için makineye oturun, bacaklarınızı ağırlığın altına yerleştirin ve yavaşça dizlerinizi dümdüz konuma getirmeden ağırlığı yukarı itip kendinize doğru geri çekin.

Leg Curls, 3×8

Leg curl hareketi nasıl uygulanır?

Leg curl spor aleti ile yapılan egzersizlerden biridir. Hamstring kaslarınızı çalıştırır. Yavaş tempoda yapmanız gereken bu egzersizi evde kolayca modifiye edemeyebilirsiniz. Leg curl için yüzüstü banka yatmalısınız. Daha sonra ağırlığı kalf kaslarınızın hemen altında hizalayıp kalçanıza doğru yavaşça çekin.

Lunges, 2×15-20

Lunges hareketi nasıl uygulanır?

Bu hareketi dambbell kullanarak ya da ağırlıksız bir şekilde yapabilirsiniz. Hareket için iki elinize dumbbellları alın ve avuç içleriniz birbirine bakacak şekilde kalçalarınızın yanında konumlandırın. Geriye doğru büyük bir adım atarak dizlerinizi kırıp yere doğru inin. Bu sırada, karnınız içeride ve sırtınız dik olmalıdır. Daha sonra başlangıç pozisyonuna geri dönün ve hareketi diğer bacağınız ile tekrar edin.

Leg Extensions, 2×15-20

Leg Extension hareketi nasıl uygulanır?

Leg extension hareketi de makineli bir harekettir. Oturduğunuz aletin ağırlıklı pedallarını yavaşça yukarı üst bacağınızı paralel olacak şekilde kaldırmanız ve yine yavaşça aşağı indirmeniz gerekir.

Reklam

Hem Eğlen, Hem Gücüne Güç Kat!

0

Bu ay da sizleri farklı bir bootcamp deneyimi ile tanıştırmak istiyorum. Ben keşfettiğim günden beri bu antrenmanın müdavimlerinden biriyim.

Bootcamp Nedir?

Bootcamp, çabukluk, çeviklik, genel dayanıklılık ve fonksiyonel kapasiteyi arttıran, yüksek yoğunlukta aralıklı yüklenmeler içeren bir antrenman türüdür. Temeli askeri disipline dayanan bu çalışma, gruba dahil olan her bir bireyin kısa süre içerisinde performansını en üst seviyelere çıkartmasına yardımcı olmak üzere kurgulanmıştır.

Bootcamp Antrenmanına Nasıl Katılabilirsiniz?

Bootcamp’e katılabilmek için, antrenmanın yapıldığı Stuciocamp’ı telefon ile arayabilir ya da internet üzerinden randevu alabilirsiniz. Kendinize uygun gün ve saati seçerek, antrenman salonunu görebileceğiniz dijital bir plan üzerinden koşu bandı veya sehpa rezerve etmeniz gerekir. Seçmiş olduğunuz sehpa veya koşu bandı ile antrenmana nerede başlayacağınızı da seçmiş olursunuz.

Antrenman Akışı?

Kişi önceden rezerve ettiği koşu bandında veya sehpada antrenmana başlar. Antrenman ilerledikçe sehpada başlayan kişi yer değiştirerek koşu bandına geçer. Koşu bandında başlayan ise sehpaya.
bootcamp antrenmanı 45 dakika sürer. Her bir katılımcı 10 dakika koşu bandı, 10 dakika sehpa, 10 dakika tekrar koşu bandı ve 10 dakika sehpada çalışarak antrenmanı tamamlar.

Nasıl Bootcamp Müdavimi Oldum?

Ferdi bir spor branşı olan artistik cimnastiği profesyonel sporculuk düzeyinde yıllarca yapmış biri olarak, bootcamp öncelikle ruhuma çok iyi geldi. Kendimi bildim bileli her gün mutlaka antrenman yapıyorum ve nasıl her gün aynı yemek yenmiyorsa, profesyonel sporculuğu bırakmış ve artık hem zevk hem iş için spor yapan biri olarak her gün aynı sporu yapmamayı tercih etmiyorum. Hal böyle olunca, farklı atmosferlerde farklı antrenman metotlarını deneyimlemeye ve beni hem fiziken hem ruhen mutlu eden antrenmanlara yöneliyorum. Daha önce denediğim bootcamp antrenmanını ezber bozan bir şekilde Studiocamp’te buldum. Bu antrenmanın ruhuma iyi geldiğini hissettim.

Spor kıyafetleriniz üzerinizdeyken hem eğlendiğiniz hem sosyalleşebildiğiniz hem maksimum kalori yakabildiğiniz hem de bölgesel olarak kaslarınızı ciddi bir şekilde çalıştırabildiğiniz bir ortamda olduğunuzu düşünün. Spor lafı geçtiğinde “ben spor yapmaktan sıkılıyorum” diyenlere bile hitap edecek bu bootcamp deneyiminin size de iyi geleceğinden emin olabilirsiniz. Hem kardiyo hem bölgesel egzersiz çalışmalarının kombini ile geçir-diğiniz 45 dakika içinde herkesin kendi kapasitesini zorladığını ve gün geçtikçe performansını arttırabildiğini göreceksiniz. Unutmayın, mutlaka hem ruhunuzun hem de bedeninizin seveceği bir antrenman modeli mutlaka vardır! Denemekten vazgeçmeyin yeter. Sizi yeni deneyimlerim ile buluşturmaya devam edeceğim. Beni de antrenmanlarda izlemek isterseniz beni sosyal medya hesaplarımdan takibe alabilirsiniz.

Reklam

Düzenli Olarak Şınav Çekmenin Faydaları Nelerdir?

7

Geleneksel şınav, üst vücut direncini artırma konusunda oldukça faydalıdır. Şınav hangi kasları çalıştırır sorusu sıklıkla sorulmaktadır. Bu egzersiz triseps, göğüs kasları ve omuzları çalıştırmaya yardımcı olur (1). Doğru formda yapıldığında, karın kaslarınızı içeri çekerek bel ve karın bölgesini de güçlendirmenizi sağlar.

Şınav Çekmenin Yararları

Şınav çekmenin faydaları oldukça fazladır. Şınav, güçlenmek için hızlı ve etkili bir egzersizdir. Hemen hemen her yerde yapılabilir ve herhangi bir ekipman gerektirmez. Sürekli olarak devam edebilmek üzere tutarlı bir egzersiz rutini arayışındaysanız, her gün şınav çekmek etkili olabilir. Düzenli olarak şınav çekiyorsanız, üst vücut kuvvetinde artış olduğunu bir süre sonra göreceksiniz. En iyi sonuçları elde etmek için farklı şınav çeşitleri denemeyi ihmal etmeyin. Ayrıca her hafta kademeli olarak artırmak üzere bir şınav programını da takip edebilirsiniz. Örneğin hedefiniz iki ay içerisinde 100 tekrar yapmak olabilir.

Her Gün Şınav Çekmenin Riskleri Nelerdir?

Her gün aynı egzersizi yapmanın olumsuz yanlarından biri, bu egzersizin bir süre sonra vücudunuzu zorlamayacak olmasıdır. Bu durum da gelişmenizi engeller ve antrenmanlarınızdan eskisi kadar fayda sağlayamazsınız. Bu yüzden gücünüzü ve fiziksel uygunluk seviyenizi arttırmak için kaslarınızı zorlamaya devam etmeniz önemlidir. Her gün şınav çekecekseniz, doğru formu uygulamak da önemlidir. Uygun form olmadan şınav çekme, sakatlıklara neden olabilir. Örneğin, kendinizi doğru şekilde itmezseniz, bel veya omuz ağrıları yaşayabilirsiniz (2). Şınav çekmek başlangıçta sizi fazla zorluyorsa, egzersizi biraz değiştirebilirsiniz. Dizlerinizin üzerinde veya duvara dayanarak şınav çekmeyi deneyin. Şınav esnasında bilekleriniz üzerinde çok fazla baskı hissediyorsanız veya eski bir bilek sakatlığınız varsa, şınav egzersizleri yapmaya başlamadan önce bir fizyoterapistle görüşebilirsiniz. Alternatif olarak uygulamanız için farklı şınav formlarını size önerebilirler. Yeni bir egzersiz rutinine başlamadan önce daima bir doktora ya da fizyoterapiste başvurmanız gerektiğini unutmayınız.

Şınav Nasıl Çekilir?

Geleneksel bir şınav ya da push up hareketi gerçekleştirmek için bir egzersiz matı üzerinde veya yerde diz çökün ve ayaklarınızı arkanızda bir araya getirin. Kendinizi yüksek plank pozisyonunda konumlandırın. Kollarınız omuz genişliğinde olmak üzere avuç içlerinizi zemine yerleştirin, bu esnada parmaklarınız öne doğru bakıyor olmalı. Kollarınız omuz hizasında sabitlendiğinde ayaklarınız arkanızda yan yana olacak şekilde yer almalı ve sırtınız düz olmalıdır. Bu esnada karın kaslarınızı hafifçe sıkarak karnınızı içeride tutmanız gerekmektedir.

Şınav pozisyonu aldıktan sonra dirseklerinizi bükerek vücudunuzu yavaşça zemine doğru indirin. Sırtınızı düz tutun ve başınızın omurganızla aynı hizada olmasına dikkat edin. Sırtınızın sarkmasına, eğilmesine ya da kalçanızın yukarı doğru yükselmesine izin vermeyin. Göğsünüz veya çeneniz yere değene kadar kendinizi aşağıya doğru indirmeye devam edin. Dirsekleriniz aşağıya doğru hareket ederken hafifçe yanabilir. Sonrasında kollarınızla vücudunuzu yukarı doğru bastırın, kollarınız tamamen uzayana ya da dirsekleriniz düzleşene kadar yukarı doğru itmeye devam edin. Yüksek plank pozisyonu aldıktan sonra aşağıya doğru inerek hareketi tekrarlayın. Egzersize 10 şınav çekerek başlayın, uygun formda hareketi uygulamaya devam ederek ve tekrar sayılarını artırarak güç kazanmaya devam edin.

Şınav egzersizine başlamadan önce doğru formda uygulmanız gereken plank hareketi hakkında bilgi almak için “Plank Egzersizi Nedir, Evde Nasıl Yapılır?” yazımızı okuyabilirsiniz.

Uygun Formda Şınav Çekmek İçin İpuçları

  • Sırtınızı dik tutun ve karın kaslarınızı sıkın.
  • Kalçanız aşağıya düşmemeli ya da yukarı doğru kalkmamalı.
  • Vücudunuz düz bir çizgi oluşturmalıdır. Eğim oluşmasına ya da vücudunuzun sarkmasına izin vermeyin.

Hareketi doğru formda uyguladığınızdan emin olmak için bir arkadaşınızdan yardım alabilirsiniz. Ayrıca ellerinizi yere veya mat üzerinde bir yere sıkıca bastırarak bileklerinizi koruyun. Bu, başlangıçta sizin için zor oluyorsa dizlerinizin üzerinde şınav çekerek başlayın.

Şınav Sayısı Nasıl Geliştirilir?

Her gün bir defada veya bir dakika içinde uygun formda kaç tane şınav çekebildiğinizi test edebilirsiniz. Gücünüzü ve dayanıklılığınızı artırmak için her geçen gün tekrar sayınızı artırmaya çalışın. Eğer şınav çekemiyorum diyorsanız veya başlangıçta geleneksel şınav egzersizini yapmakta zorlanıyorsanız dizlerinizin üzerinde ya da duvara dayanarak şınav çekebilirsiniz.

Her gün şınav çekmek, üst vücut gücünüzü arttırmanıza yardımcı olur. Ancak, bir süre sonra yapmakta olduğunuz push up çeşitlerini karıştırmanız ve kaslarınızı zorlamaya devam etmeniz gerektiğini unutmayın. Egzersizi günlük veya haftada birkaç kez yapmak istiyorsanız, farklı şınav çeşitleri deneyin. Çeşitlilik, kaslarınızı tatmin etmeye devam edecektir ve genel olarak daha formda olmanıza destek olacaktır.

Reklam

HIIT – High Intensity Interval Training

0

Fitness penceresinden bakarsak orijinal ismi ile HITT, yani “high intensity inteval training”, dilimize çevirirsek “Yüksek yoğunlukta aralıklı antrenman” anlamına geliyor. Peki, bu grup egzersizi acaba yarardan çok zarar mı getiriyor?

HIIT antrenmanları bir kaç yıldır fitness endüstrisinin sevgilisi haline geldi! Temelde tanımlamak gerekirse HIIT aynı sprint gibi kısa sürede (20-40 sn), maksimal eforlu ve yüksek şiddette tekrarlı yapılan HIIT antrenmanları arkasındaki teori çok basit! Kısa zamanda maksimal eforda ve tekrarda tüketici egzersiz yaparak diğer egzersiz yöntemlerine göre fazla kalori harcamak. Bu yüksek eforlu egzersizlerin tekrarları, kaç tane yüksek şiddette veya kaç tane düşük veya orta şiddette çalışma olması tamamen program göre değişiklik gösterir. Bilimsel çalışmalar göstermektedirki HIIT antrenmanı bitirdikten sonra bile metabolizma hızınız 24 saate kadar yüksek kalabilmektedir. (Kravitz, L., 2014, metabolic effects of HIIT, volume 1,no.5,16-18 ) yani eğer bir ofis çalışanı iseniz öğle yemeği arasında çalışıp akşama kadar masa başında yağ yakmaya devam edebilirsiniz. Ve antrenman sırasında HIIT çalışmaları çok etkileyici sonuçlar vermektedir. HIIT çalışamaları kardiyovasküler fitness kapasitenizi arttırır, vücudunuzu biçimlendirir ve metabolizma hızınızı arttırır. Özellikle son zamanlarda insanlar yüksek seste müzik ve loş ışık eşliğinde aynı gece kulübü modunda bu çalışmaları yapmakta ve ders çıkışında da aynı şekilde gece kulübünden çıkar gibi yürüyemeyecek hale gelmektedir. Fakat ben şimdi sizden resime büyük çerçeveden bakmanızı istiyorum.

Grup seansına katılan her katılımcı aynı fitness ve hareket seviyesine sahip midir?

Bu girdiğiniz mağazadaki farklı bedende olan her kıyafetin size uygun olmasını beklemek gibidir. Yapılan egzersizlerin kaçı başlangıç, kaçı orta seviye ve kaçı ileri düzeyde tecrübe ister? Çünkü grup seansında bir veya iki antrenör fakat ortalama 15-20 farklı postürde, kuvvette, farklı ağırlıkta, farklı kondisyonda ve varsa sakatlık geçmişi olan (hangimizin yok ki?) birey bulunmaktadır.

Fakat genelde çalışmadan ne kadar yorgun ve tükenmiş olarak çıktığımızla çalışamanın başarısını ölçmeye kalkarız! Halbuki bazı sabahlar aynı enerjide ve dinginlikte güne başlamayız. Biz böyle durumlarda vücudumuzun sesini dinlemeyi ve gerekirse o gün çalışmayı pas geçmemiz gerektiğini her yerde söylemiştik. Böyle bir günde 45 dk içinde kendimizi bütün gün 8-9 saatte harcadığımız kalorinin 10 katına çıkartmaya çalışamamız, masa başından kalkıp hem metabolik hem de hareket ve kas aktivasyonu olarak en az 20 dk ısınma yapamadan direk maksimal eforda çalışmalara başlamak ne derece sağlıklı? Son yıllarda “American journal of Medicine” dergisinde yayımlanan bir araştırmada “Rhabdomyolysis” adında, normalde ordu antrenman kamplarında tespit edilen bir durumun aynısının HIIT antrenmanlarda da yaşandığını göstermiştir. Bu anormal durumda kas hücre içi parçalanmakta ve hücre içi elemanlarının kana karışmasından dolayı ağrı oluştuğu görülmektedir. (Sinert R, Kohl L, Rainone T, et al. Exercise induced rhabdomyolysis. 1994 ;23:1301) Kısaca kasların erdiğini söyleyebiliriz. İleri safhalarda böbrek hasarına yolaçtığı bile görülmüştür. Yine yapılan çalışamalarda spora yeni başlayan insanlarda ilk hafta sinini derslerinde aynı durum gözlenmiştir. Sağlıklarını tehlikeye atacak olan en riskli gurup olarak bütün gün masa başında oturan ofis çalışanları ilk sırayı almaktadır. Amacımız son derece etkili olan bu antrenman modelinde daha çok kalori kaybetmek ve biçimli bir vücuda sahip olmak ise tavsiyem hazırlık aşamasını en az 30 dk tutmak ve içerisinde mutlaka esneklik, mobilite, kas aktivasyonları ve stabilize egzersizleri içeren bir hazırlık programı oluşturmaktır.

Reklam

Doğal Tatlandırıcı Akçaağaç Şurubunun (Maple Şurubu) Faydaları Nelerdir?

0

Doğal tatlandırıcı akçaağaç şurubu (maple şurubu), mutfakla arası iyi olan ve özellikle tatlı yapmaktan hoşlanan kişilerin kullandığı leziz malzemelerden bir tanesidir. Sağlıklı beslenme trendi ile birlikte rafine beyaz şeker yerine tatlı seçenek arayışı Kanada ve Amerika’da oldukça yaygın olan akçaağaç şurubunu tüm dünyaya tanıtmış durumda.

Akçaağaç şurubu nedir, faydaları nelerdir?

Biz de ülkemizde yavaş yavaş görmeye başladığımız, tariflerde de zaman zaman okuduğumuz bu doğal tatlandırıcıyı sizlere tanıtmak istedik. Akçaağaç şurubu nedir, faydaları nelerdir, nasıl yapılır bugün sizlerle paylaşacağız.

Akçaağaç Şurubu Nedir?

Eğer Amerikalı ya da Kanadalı yemek bloglarını okuyor, şeflerin programlarını izliyorsanız tatlı tariflerinde “maple syrup” dedikleri doğal tatlandırıcıya rastlamışsınızdır. Son birkaç yıldır ülkemizde de adını duymaya başladığımız, yeni nesil tatlıcı ve pastacılarda karşılaştığımız bu tatlı şurup Kanada’nın simgelerinden olan Akçaağaçtan (Acer saccharum) üretilen doğal, şekerli aromaya sahip bir şurup. Yeryüzünde en çok kullanılan doğal tatlandırıcılardan bir tanesi. Rafine şekere göre daha az işlenmiş ve besin değeri daha güçlü olması, akçaağaç şurubunu sağlıklı tatlılar yapmak isteyenlerin favori seçeneklerinden biri haline getirdi. Tıpkı hurma gibi akçaağaç şurubu da birçok tatlıda yerini almış durumda.

Akçaağaç Şurubu Nasıl Yapılır?

Bu tatlı şurubunun iki temel üretim aşaması vardır. Aşağıda şurubun üretimini anlatıyoruz: (1)

  • Akçaağaç’ın gövdesine bir delik açılır. Böylece özü bir kabın içine akıtılabilir.
  • Ağaçtan alınan öz içerisindeki suyun çoğu buharlaşana dek kaynatılır ve bu sayede geriye şekerli, ağdalı bir şurup kalır. Daha sonra da filtrelenerek saflaştırılır.

Akçaağaç şurubu Kuzey Amerika’da oldukça yaygın olarak kullanılıyor hatta tıpkı bizim tatlı tariflerinde beyaz şekerden 4-5 kaşık bahsediyor olmamız gibi Amerika ve Kanada’da bu şuruptan bahsediliyor. Dünya’daki akçaağaç şurubunun %80’i ise Kanada’da üretiliyor.

Akçaağaç şuruplarının çeşitleri renklerine göre ayırt edilebiliyor. A ve B dereceli bu şuruplarda A dereceli şurupların tatlılığı B’ye göre daha hafif oluyor. Bunun sebebi ise B sınıfı şurupların hasat zamanından sonra hasat edilmesi ve böylece daha güçlü aromaya sahip olmaları.

Genellikle B sınıfı akçaağaç şurupları tatlı ve kek ürünlerinde kullanılıyor ve A sınıfı olan şuruplar ise pankek gibi yiyeceklerin üzerine reçel gibi dökülerek kullanılıyor.

Akçaağaç şurubu nasıl yapılır?

Akçaağaç şurubu alırken dikkat etmeniz gereken konu ise ürünün doğal akçaağaç şurubu mu yoksa akçaağaç şurubu aromalı mı olduğudur. Aromalı ürünler genellikle rafine şekerlerden üretilir, daha fazla kalorilidirler, doğal ve saf akçaağaç şurubu değildirler.

Akçaağaç şurubu kullanarak yapabileceğiniz yulaf ezmeli tarifleri “Sporcu Besini Yulaf Ezmesi ile Yapılan 3 Sağlıklı Tarif” yazımızda linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

Akçaağaç Şurubu Faydaları Nelerdir?

Akçaağaç şurubu ya da maple şurubunun faydaları içerisindeki besinler ile doğrudan ilişkilidir. Akçaağaç şurubunu beyaz rafine şekerden ayıran en önemli özelliği ise sahip olduğu mineraller ve antioksidanlardır.

80 ml akçaağaç şurubu içerisinde önerilen günlük tüketim miktarı: (2)

  • %7’si kadar kalsiyum,
  • %6’sı kadar potasyum,
  • %7’si kadar demir,
  • %28’i kadar çinko,
  • %165’i kadar manganez içerir.

80 ml akçaağaç şurubu içerisinde 60 gr kadar şeker bulunmaktadır. Bu sebeple akçaağaç şurubunun tadı oldukça tatlıdır ve kek, pasta vb. tariflerde sıkça kullanılır.

Beyaz şekerin sahip olmadığı antioksidan ve mineraller ile öne çıkıyor, sağlıklı beslenme ile ilgilenen kişiler tarafından sıkı bir şekilde korunuyor olsa da içerisindeki şeker oranının yüksek olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeple hem sağlıklı hem sağlıksız bir şekilde kullanılabilir.

Dikkatli bir şekilde kullandığınız takdirde hem lezzeti hem de bileşenleri ile rafine şekere göre daha doğru bir seçenek olsa da içerisinde şeker yok, o yüzden mükemmel bir ürün diyemeyiz.

Akçaağaç şurubu gibi şeker bulundurmayan bazı sağlıklı atıştırmalıkları buradan inceleyebilirsiniz!

Maple syrup nedir, Akçaağaç şurubu ne işe yarar?

Akçaağaç şurubunun faydalarını sıralayalım:

  • Bu lezzetli tatlandırıcı şurup, içerisinde 24 adet antioksidan bileşen taşıyor. Bu sayede de vücuttaki dokuları serbest radikallerden koruyabiliyor. B sınıfı akçaağaç şurupları A sınıfı şuruplara göre daha çok antioksidan barındırıyor. (3)
  • Akçaağaç şurubu düşük glisemik indeksine sahip. Bu sayede Tip 2 diyabet gibi hastalıkların gelişimini önleyebiliyor.
  • Akçaağaç şurubu içerisinde enflamasyon azaltıcı polifenol antioksidanlardan bulunduruyor. Bu sayede artirit, kalp rahatsızlıkları ve inflamatuvar bağırsak hastalığı gibi sağlık sorunlarının gelişimini önleyebiliyor. (4)
  • Rafine şeker yerine akçaağaç şurubunu tercih etmek sindirimin daha kolay sağlanmasına ve sindirim hastalıklarının oluşumunun engellenmesine yardımcı olabiliyor.
  • Aspartam gibi yapay şekerlere göre daha sağlıklı ve daha lezzetli bir alternatif oluşturuyor.
  • İçerisinde bulunan çinko minerali ile genel bağışıklık düzeylerinin güçlendirilmesine yardımcı olabiliyor.
  • Manganez içeriği sayesinde kalsiyum emilimini arttırabiliyor, kan şekerini düzenleyebiliyor ve karbonhidrat metabolizmasının çalışmasına destek çıkıyor.
Reklam

Yağ Yakımına Destek Olduğu Bilinen CLA Nedir, Ne İşe Yarar?

0
CLA

Var olan tüm yağlar aynı değildir. Bazıları sadece enerji için kullanılırken, bazıları sağlık üzerinde güçlü etkilere sahiptir. Konjuge linoleik asit (CLA) de, et ve süt ürünlerinde bulunan ve çeşitli yararları olduğuna inanılan bir yağ asididir (1). Aynı zamanda hızlı kilo verme sürecinde kullanılan popüler bir takviyedir.

CLA Nedir?

CLA, bitkisel yağlarda çok miktarda ve diğer bazı gıdalarda daha az miktarda bulunan en yaygın omega-6 yağ asididir. Konjuge ön eki yağ asidi molekülündeki çift bağların düzenlenmesi ile ilgilidir. 28 farklı CLA formu vardır. Bu formlar arasındaki fark, çift bağlarının çeşitli şekillerde düzenlenmesidir. Bu denli küçük bir ayrıntı, hücrelerimiz için büyük farklar yaratabilir. CLA esasen çoklu doymamış bir omega-6 yağ asidi türüdür. Başka bir deyişle, teknik olarak bir trans yağdır, ancak birçok sağlıklı gıdada oluşan doğal bir trans yağ olarak nitelendirilebilir. Çok sayıda çalışma, CLA gibi doğal trans yağlardan farklı olan endüstriyel trans yağların, yüksek miktarlarda tüketildiğinde zararlı olduğunu göstermektedir.

CLA Kaynakları Nelerdir?

CLA’nın ana kaynakları inek, keçi ve koyun gibi hayvanlardan elde edilen et ve süt ürünleridir. Fakat bu gıdalardaki toplam CLA miktarı, hayvanların ne yediğine bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Örneğin, CLA içeriği, çimle beslenen ineklerden elde edilen et ve süt ürünlerinde, tahılla beslenen ineklerden elde edilen et ve süt ürünlerine oranla % 300-500 daha yüksektir. Çoğu kişi diyetlerinde CLA tüketmektedir. ABD’de ortalama linoleik asit alımı, kadınlar için günde yaklaşık 151 mg, erkekler için 212 mg’dır.

Sizin için seçtiğimiz en iyi CLA ürünlerini incelemek için Yağ Yakımı Konusunda Güvenle Kullanabileceğiniz En İyi 5 CLA yazımıza mutlaka göz atın!

CLA Ne İşe Yarar?

CLA doğada çoğunlukla bazı hayvanların yağlı etlerinde ve sütlerinde bulunur ve CLA faydaları oldukça fazladır. Uzun süreli gözlemsel çalışmaların çoğu, daha fazla CLA tüketen kişilerde hastalık riskini değerlendirmiştir. Buna göre özellikle, yiyeceklerden çok fazla miktarda CLA alan insanlar, tip 2 diyabet ve kanser dahil olmak üzere çeşitli hastalıklar için daha düşük risk altındadır (2). Ayrıca ineklerin ağırlıklı olarak otla beslendiği ülkelerdeki çalışmalar, vücutlarında en fazla CLA olan kişilerin kalp hastalığı riskinin daha düşük olduğunu göstermektedir.

CLA’nın popülerliğinin asıl nedeni ise kilo verme sürecinde etkili olmasıdır. CLA genellikle bir yağ yakıcı olarak nitelendirilir. Çünkü CLA zayıflama sürecinde metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakım sürecine destek olur. Özellikle hayvanlarla gerçekleştirilen çalışmalarda CLA kullananların kullanmayanlara oranla daha yüksek oranda yağ yaktığı gözlenmiştir. İnsanlar söz konusu olduğunda ise özellikle obez kişilerde etkinliğinin daha yüksek olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla CLA yağ yakıcı olarak sıklıkla kullanılır ve bu sürece destek olur. CLA’nın yaygın olarak kullanılmasının bir diğer nedeni de kas gelişimini desteklemesidir. CLA kullanımı yağsız kas kütlesi oluşumuna yardımcı olduğundan kullanım sonrası vücut ağırlığında bir düşüş genellikle gözlenmez. Çünkü CLA yağ kütlesinin yerine kas kütlesi eklenmesini sağlayabilir.

CLA ayrıca bağışıklık sistemi için de oldukça yararlıdır ve aynı zamanda kan şekeri seviyelerini düşürmeye yardımcı olur. Hayvanlarla gerçekleştirilen bir çalışmada günde yaklaşık 0.5 gram CLA kullanımının LDL ve total kolesterolde önemli bir düşüşe yol açtığı görülmüştür. Bazı çalışmalarda ise CLA kullanımının bağışıklık sistemini destekleyici bir etki oluşturduğu görülmüştür.

CLA Kullanımı 

CLA üzerine yapılan çoğu çalışmada, günde 3.2-6.4 gram CLA kullanılmıştır. Bir gözden geçirme çalışması, kilo kaybı için günde en az 3 gram gerekli olduğu sonucuna varmıştır. Günde 6 grama kadar olan CLA kullanımı, insanlarda ciddi yan etkiler oluşturmaz ve güvenli olarak kabul edilir (3). Ancak, dozaj arttıkça yan etki riskinin arttığını unutmamak gerekir.

Kanıtlar, yeterli miktarda CLA almanın faydalı olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, takviyelerde bulunan CLA, linoleik asidin bitkisel yağlardan kimyasal olarak değiştirilmesiyle elde edilir. Genellikle gıdalarda doğal olarak bulunan CLA’dan farklı bir formdadırlar. Fakat CLA takviyesi içeriğindeki CLA miktarı insanları süt veya etten aldığı miktarlardan çok daha yüksektir. Bu yüzden aşırı miktarda CLA takviyesi kullanmak karaciğerinizde yağ birikimine neden olabilir, bu da metabolik sendrom ve diyabete giden bir basamak olarak görülebilir. Hem hayvanlarda hem de insanlarda yapılan çok sayıda çalışma, fazla CLA’nın iltihaplanmaya neden olabileceğini ve insülin direncine yol açabileceğini ortaya koymaktadır. CLA yan etkileri söz konusu olduğunda, insanlarla gerçekleştirilen ve makul dozların kullanıldığı bazı çalışmalar CLA takviyelerinin, ishal gibi hafif veya orta dereceli yan etkilere neden olabileceğini göstermektedir.

 

Reklam

Bacak Antrenmanının Önemi

0

Acaba alt ekstremite antrenmanlarını es geçerken üst ekstremitenin gelişmesini engelliyor muyuz?

Kabul ediyorum bacak antrenmanları en zorlandığımız antrenmanlar arasında ilk sırada yer alıyor. Büyük kas grubunun burada olması, kalbe uzaklığı, arkası, önü, içleri, yanları derken işimiz zorlaşıyor ama bana sorarsanız dengeli bir vücut görüntüsü için bacak çalışmak şart! Sporcular genellikle üst vücut antrenmanlarına önem verirken bacak antrenmanlarını ihmal ederler. Bacakları bir pantolonla saklamak kolaydır. Kol, göğüs, sırt ve omuz sergilemek varken bacakla, alt ekstremiteyle kim uğraşır? Peki amacımız gerçekten de daha kolay sergileyebiliyoruz diye ağırlıklı antrenmanlarını üst bedende toplamak mı olmalı? Bacakları neden es geçmemeliyiz sorusunu masaya yatırarak bu sorunun cevabını bulabiliriz.

Testosteron Seviyeniz Bacak Performansınıza Bağlı

Bacak antrenmanları büyüme hormonu salgılanmasına yardımcı olarak daha hızlı gelişmemize olanak sağlar. Yani, bacak antrenmanı yaptığımızda büyüme (growth) hormonu salgılamış olursunuz. Ve tabi ki beraberinde testosteron artışı da söz konusu olacaktır. Testosteron değeri arttıkça, kemik güçlenmesi ve kas gelişimi de artar. Testosteron değerinin en çok arttığı zaman bacak antrenmanları günleridir. Bu yüzden bacak antrenmanınızın olduğu gün kendinizi en zora hazırlayın! Ne kadar iyi çalışırsanız etkisini bir o kadar göreceksiniz.

Bacağınız Kadar Kuvvetlisiniz!

Bacaklar en büyük kas gruplarından bir tanesi olduğu için tüm vücudunuzu fazlasıyla etkileyebilecek bir antrenman sistemini oluşturuyor. Kısa mesafe koşucularının kollarının ne kadar kaslı olduğuna dikkat etmişsindir. Üst vücutları, profesyonel vücut geliştirme sporcularınınkiyle yarışabilecek durumdadır. Üstelik bu sporcular üst ekstremiteyi neredeyse hiç çalışmazlar. Bir koşucunun performansı için en önemli kaslar alt vücut kasları ve merkez kaslarıdır. Bu yüzden, birçok koşucu biceps curl ya da triceps extension egzersizleri yapmak yerine bacak kaslarını kuvvetlendiren çalışmalar yapmaktadırlar. Bu konuda yapılan bir araştırma anabolik hormonlardaki (testosteron, büyüme hormonu) gelişmelerin gücü artırdığını gösteriyor. Araştırmacılar bu
hızlı anabolik hormon artışının kas gücüne herhangi bir etkisi olup olmadığını ölçebilmek adına, bir grubun antrenman planını 10-12 tekrardan 3 set squat ve birer dakikalık dinlenme süresi şeklinde ayarlamışlar. Karşı gruba ise sadece biceps curl hareketi (4 set-12 tekrar) yaptırılmış ve set aralarında 1,5 dakika dinlenme süresi verilmiş. İlk grup hem kol hem bacak egzersizleri yapmış. İlk grubun yaptığı kol çalışmasının aynısını yapan ikinci grup, sonra da leg-press (4 set-10 tekrar) hareketiyle çalışmasını bitirmiş. İki grup da dokuz hafta boyunca kendi programlarını uyguladıktan sonra sonuçlar karşılaştırılmış. Sadece kol çalışanlarda büyüme hormonu seviyesinde bir değişiklik gözlemlenmezken, kol ve bacak çalışan gruptaki hormon seviyesinde artışa rastlanmış.

En önemli sonuç ise, bacak gibi büyük kas gruplarının çalıştırılmasıyla büyüme hormonu ve testosteron seviyesinin yükseldiğinin açıkça görülmesi olmuş. Yine de büyüme hormonu ve testosteron seviyesindeki artışların kas dokusuna sadece kısa bir zaman periyodu için etki ettiğini hatırlatmakta fayda var. Bir başka deyişle, birkaç gün bacak kaslarınızı çalıştırdığınız için ömür boyunca testosteron hormonunuz yüksek olacak diye bir şey yok. Ancak kesin olan bir şey var ki, o da daha kuvvetli bacakların üst vücut gelişimin için de oldukça faydalı olduğu.

Nicelik Değil Nitelik Önemli

Peki sadece makinelarde yüksek ağırlıklar altına girmemiz yeterli mi? Makinelerde yapılan egzersizlerde vücut ağırlığıyla yapılan hareketlere göre mekanik bir avantajınız vardır. Bu da daha az kas lifinin harekete geçmesi anlamına gelir. Ayrıca serbest ağırlıklarla çalışmak vücut dengesini ve koordinasyonunu da geliştirerek sinir-kas aktivasyonu sağlar. Bunun en güzel örneğini şu şekilde verilebilirim; Leg press makinasına salondaki tüm ağırlıkları takarak çalışan biri, serbest ağırlık ile squat yapacağı zaman, leg press makinasına taktığı ağırlıkların yarısının yarısıyla bile zorlanarak çalışır. Önemli olan çok ağırlıkla çalışmak değil, hareketi doğru formda yaparak kası etkili çalıştırabilmek ve en önemlisi sakatlanmamaktır! Kısacası, eğer bacaklarınız üst ekstremitene göre daha zayıfsa, önceliği bacaklarından yana kullanmalısınız. Haftanın iki günü (aradan muhakkak 72 saat geçmeli) bacak ve kalça çalışırsanız yeterli gelişimi göreceğinizi söyleyebilirim ve tabi ki makinalara çok fazla bağımlı olmamanızı öneririm. Örneğin dumbbell lunge ve squat gibi serbest ağırlıkla yapılan egzersizlerin yanına leg curl ve leg extension gibi makineleri ekleyebilirsiniz. Dengeyi kurmak tamamen size kalmış. Serbest ağırlıklarla yapılan egzersizlerde dikkat etmeniz gereken, hareketin tekniğini iyi kavramak ve kontrol edebileceğiniz ağırlıklarla çalışmanızdır. Aksi takdirde sakatlanmak kaçınılmaz olacaktır.

Reklam