Fit Hub Blog Sayfa 119

Uyandıktan Sonra Kaç Saat İçinde Kahvaltı Yapmalı Sorununu Çözüyoruz!

0

Uzman Diyetisyen Çağatay Köşkeroğlu, özellikle çalışma hayatının içinde zamanla yarışan ve kahvaltı yapmayan ya da yapamayan herkesi, konunun ciddiyetine dikkat çekerek uyardı: “Uyandıktan sonra 1 saat içinde mutlaka kahvaltı yapılmalı”

Uyku sırasında kan şeker seviyesi gittikçe düştüğünden, sabah kalktıktan sonra fazla zaman geçirip kan şeker seviyemiz daha da düşmeden, uyandıktan itibaren 1 saat içerisinde mutlaka kahvaltı yapmalıyız.

Sabah doğru bir şekilde yapılan bir kahvaltı gün içerisinde daha enerjik olmamızı sağlayacaktır. Sağlıklı bir şekilde kahvaltı yapmak için öncelikle tükettiğimiz karbonhidratları, “komplex karbonhidrat” olarak adlandırılan karbonhidratlardan tercih etmeliyiz. Bu tür karbonhidratlar, şeker seviyesini daha yavaş yükselteceğinden, daha yavaş bir şekilde düşmesine yardımcı olacaktır. Böylece vücuda daha uzun süreli enerji sağlanacağını vurgulayan Uzman Diyetisyen Çağatay Köşkeroğlu, kahvaltıların olmazsa olmazı arasında yer alan proteinlerin tüketimine ise dikkat edilmesi gerektiğini, mutlaka her sabah kahvaltısında proteinli (yumurta, peynir, süt) bir besine yer vermemizin, sağlığımız açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.

Karbonhidrat ve protein tüketiminin yanı sıra yağ tüketimin de oldukça önemli olduğunu belirten Köşkeroğlu, sabah kahvaltılarında bitkisel kaynaklı yağlara (zeytin, ceviz) yer verilmesinin, gün içerisinde daha tok kalmamıza ve yağ yakımımıza yardımcı olacağını ifade etti. C vitamini ve lif tüketiminin de önemli faktörler olduğunun altını çizen Köşkeroğlu, hem hastalıklardan korunmak, hem sağlıklı bir bağırsak düzenine sahip olmak hem de daha tok kalabilmek adına, C vitamini ve lif içeriği açısından yüksek olan yeşilliklere mutlaka yer verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Reklam

Tatlı Krizi Tutanlara Çok Kısa Sürede Hazırlanan 3 Şahane Tarif

0

Adet Öncesi Sendrom (PMS), kadınlarda menstruasyondan ortalama bir hafta önce hem ruhsal hem fiziksel belirtilerle kendini göstermeye başlıyor. Bu dönemde karın bölgesinde şişlik, göğüslerde hassasiyet, iştah ve ağırlık artışı, tatlıya düşkünlük, sivilce problemi, depresyon, gerginlik, asabi ruh hali ve öfke sorunu gibi şikayetler yaşanabiliyor. Bu şikayetler menstruasyon bitimiyle sona eriyor. Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Merve Yüksek, regl dönemi şikayetlerinden doğru beslenme ile korunmanın yolları hakkında bilgi verdi.

Kilo değil ödem

Menstruasyon öncesi başlayan ve bitene kadar kendini gösteren ağırlık artışı hormonal değişiklikler sebebiyle oluşan ödemden kaynaklanmaktadır. Aynı süreçte iştah ve yemek tüketimi de arttığı için kişi kendini kilo almış gibi hisseder. Oysaki bu yalancı bir şişkinliktir ve endişeye kapılmaya gerek yoktur.

Ödemi önlemek için bol su ve ananas tüketin

Vücutta ödem birikimini önlemek için öncelikle bol su içilmelidir. Özellikle bu dönemde günde 2,5-3 litre su içmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca adet olmadan 1 hafta önce tuz alımı azaltılabilir. Yemekler tuz yerine baharatlarla tatlandırılabilir, salatalara limon ve sirke kullanılabilir. Taze ananas içerdiği “bromelain” maddesi sayesinde ödemlerin çözülmesine yardımcı olur. Hem ödem atmak hem de artan tatlı ihtiyacını karşılamak için ananas tercih edilebilir. Ayrıca maydanoz, lahana gibi sebzeler ve kiraz sapı, mısır püskülü gibi bitki çayları da ödem atmaya yardımcıdır.

Tatlı krizlerini hurma ile önleyin

Bu dönemde östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak çoğu kadında aşırı tatlı tüketme ve karbonhidratlı yiyeceklere düşkünlük hali ortaya çıkar. Tatlı ihtiyacı için kakao oranı yüksek çikolata, bitter çikolata, kuru hurma ve kuru incir gibi kuru meyveler, taze meyveli dondurulmuş yoğurtlar, probiyotik meyveli yoğurtlar, kalori içeriği düşük smoothieler, yulaflı hurmalı şekersiz kurabiyeler ve tatlılar ya da hafif sütlü tatlılar tercih edilebilir. Tarçın tüketimi kan şekerini dengeleyerek tatlı ihtiyacının giderilmesine yardımcı olur. Tarçınlı yoğurt ya da süte karıştırabilecek meyve çeşitleri, yulaf ezmesi veya müsli bu krizlerle baş edebilmeyi kolaylaştırır.

Magnezyum kaybı için 1 avuç çiğ badem

Bu dönemde demir ve magnezyum kaybı görülebilir. Bu yüzden magnezyum içeriği zengin badem gibi kuruyemişler, tam tahıllı kahvaltılık gevrekler, yulaf ezmesi içeren kahvaltılar ve muz tüketilmelidir. Demir eksikliği üşüme, daha sık hastalığa yakalanma, halsizlik, yorgunluk, saç dökülmeleri, cilt kuruluğu gibi şikayetlere sebep olabilir. Bu sorun erkeklerden çok kadınları ilgilendirir çünkü her ay menstruasyon döneminde önemli oranda demir kaybı yaşanır. Kaybedilen bu demirin mutlaka telafi edilmesi gereklidir. Eğer bir demir eksikliği söz konusu ise doktor önerisi ile ilaç tedavisinin yanı sıra demirin en zengin kaynakları olan hayvansal gıdalar beslenme planında bulundurulmalıdır. Yumurta, kırmızı et, tavuk, balık, yoğurt ve peynir mutlaka düzenli tüketilmelidir. Ayrıca ciğer gibi sakatatlar da önemli demir kaynaklarındandır. Kolesterol problemi yoksa, hijyen konusunda dikkatli olmak koşuluyla ayda iki defa ızgara veya yağsız tavada pişirilerek ciğer tüketilebilir.

Kahve yerine melisa çayı

Kafeinin bu dönemde azaltılması yerine melisa, papatya gibi sakinleştirici özellikli çayların tercih edilmesi gerginliği azaltır. Omega-3 tüketimi de stres üzerinde olumlu etkidedir. Balık tüketimi ihmal edilmemeli; yumurta, avokado, muz, kuru baklagiller ve tam tahıllı besinler de bu dönemin olumsuz etkilerini azaltmak için tüketilmelidir.

Tatlı ihtiyacını gidermek için alternatifler:

Hurma tatlısı:

1 adet olgunlaşmış orta boy Trabzon hurmasını ister tek başına ister 1 tatlı kaşığı bal/tahin kullanarak blenderdan geçirin. Üzerine biraz dövülmüş ceviz ekleyerek tüketin.

Hurma topları:

Önceden suda bekletip yumuşattığınız 4-5 adet kuru hurma, 2-3 bütün ceviz ve 1 yemek kaşığı kakaoyu blenderdan geçirin. Elinizle minik toplar halinde şekillendirin. Dışını kakao, Hindistan cevizi veya toz Antep fıstığı ezmesine bulayarak tüketin.

Izgara ananas:

2 yuvarlak dilim ananası önceden kızdırdığınız tavada 4-5 dakika arkalı önlü pişirin. Üzerine tarçın dökerek sıcak olarak tüketin.Tatlı ihtiyacınız çok fazla ise, ananasları pişirmeden önce 1 yemek kaşığı bal, birkaç damla limon suyu ve biraz tarçını karıştırın. Ananasları bu karışıma bulayıp, öyle pişirin.

Reklam

Squat’ın Pabucunu Dama Atmaya Hazırlanan Egzersiz: Hip Thrust

0

“Nasılsa kış mevsimindeyiz, spora gerek yok” diyorsanız, baharda geç kalmaktan yakınabilirsiniz. O yüzden spora ara vermemek lazım. İşte son dönemin popüler ama riskli ve zahmetli egzersizi squat’ın şöhretini alt üst eden hip thrust.

Son dönemin en popüler egzersizi squat’ı duymayan kalmamıştır.
Temelde çömelme hareketi olan squat, popo kaslarını güçlendirmek için ideal bir egzersiz. 
Her ne kadar sonuçları açısından mükemmel bir egzersiz olsa da, uygulaması oldukça zor ve riskli.
Yanlış uygulamaların çok sık rastlandığı bu egzersiz, dizlere  ciddi zararlar verebiliyor. Uzun süreli yapıldığında kronikleşen diz ağrıları yaşanabiliyor.

Hip thrust, squat’ın zahmeti olmadan poposunu şekillendirmek isteyenler için yeni egzersiz trendi.

Squat’a oranla daha kolay görünmesi sayesinde hızla popüler oldu.

Sırtüstü yatarken popoyu yukarı kaldırmaya dayanan bu egzersizin Türkçesi kalça itme demek.

Bir desteğe uzanıp masa pozisyonu alarak da yapılabiliyor.

Elbette bu da squat gibi ağırlıkla etkili olan bir egzersiz.

Ancak kendi vücut ağırlığınızla başlamanız en doğrusu tabii ki.

Bu egzersiz pelvik kasları da güçlendiriyor.

Özellikle kadınlarda cinsel hazzın artması, mesaneyi saran kasları güçlendirme gibi yararları var.

Gelelim hip thrust’ın yapılma kurallarına;

  • Sırtüstü yatarken nefes alıp, kalçanızı kaldırırken yavaşça verin.
  • Kaldırma sırasında kalça ve bacak kaslarınızı sıkın.
  • Kalçanızı indirirken yavaş olun, gevşeyin.
  • Yukarı çıkarken biraz daha hızlı olmalısınız.
  • Aşağı indirdiğiniz kalçanız yere değmemeli.

Günde sadece 5 dakikanızı ayırarak yapacağınız bu egzersizin sonuçlarını yaklaşık 1 ay içinde almaya başlayacaksınız.

Reklam

Kestane Mevsimi Biterken Sonuncuları Kapın Zengin Besin Değerinden Yararlanın!

0

Ülkemizde Ekim-Mart ayları arasında hemen her tezgâhta bulunan kestane, daha çok ateş üzerinde közlenmiş haliyle tüketiliyor. Bunun dışında haşlanmış kestane de epey seviliyor. Kestanenin gözde bir atıştırmalık olması belki damak tadımızla alakalı ama Diyetisyen Emre Uzun, “İyi ki kestaneyi seviyoruz çünkü çok faydalı” diyor ve bir de çağrısı var: “Mevsimi geçmeden bol bol kestane yiyin!”

Lif ve enerji deposu kestane!

“İçeriğinde iki türlü lif var. Bunlardan çözülebilir olanı jel kıvamında bağırsaklarda depolanıyor ve kolesterolü düşürüp kan şekeri seviyesini sabitliyor. Çözülemeyen lif ise kabızlık ve bağırsak komplikasyonlarını azaltıyor.” Kestane ile ilgili o efsanevi “kestane şişmanlatır” iddiasını da soruyoruz. Emre Uzun, “Kestane bir karbonhidrat deposu. Bu da enerji verdiği anlamına gelir. Ayrıca bu karbonhidratlar kompleks yapıda olduğu için daha iyi sindirilirler hatta bu sayede sinir sisteminin fonksiyonlarına da faydalıdırlar” diyor ve ekliyor: “Kestaneyi genelde mangal usulü pişirip yemeyi seviyoruz ama 100 gr. haşlanmış kestane 120 kalori! Aynı miktar közde pişmiş kestane ise 200 kalori! Üstelik kavrulmuş kestanenin şeker miktarı da %10 artıyor. Fakat haşlandığı zaman da potasyum ve sodyum miktarı azalıyor. Seçimi buna göre yapmak lazım.” Ya çiğ kestane? “Hepsinden yararlı… Ama iyi çiğnemek gerek. Pişmiş olanının tercih edilme nedeni, yetiştiği yöreye göre farklı lezzette olmaları. Çiğ yemek istediğinizde bu tat farkını anlıyorsunuz ama haşlanınca ya da közlenince pek anlaşılmıyor.”

Mineraller ve C Vitamini!

Hazır potasyum ve sodyum demişken, soruyoruz: “Kestanede vitamin ve mineral var mı?” Cevap son derece net: “Olmaz mı! Kestane pek çok mineral içerir. Bunlardan bakır, kırmızı kan hücresi oluşumunu destekler. Sinir fonksiyonlarını geliştirir, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Kemikleri de güçlendirir. Sodyum, potasyum, demir ve magnezyum da kestanede bulunur. Bu da kestaneyi hem beyin hem de cilt için benzersiz bir yemiş haline getirir. Kestane ayrıca C vitamini içeren tek sert kabuklu yemiştir. Kemikler kadar dişlerin ve kan damarlarının sağlığı için de kestane yemek gerekir. İçerdiği manganez gibi mineraller ise kalp hastalıkları ve kansere karşı koruyucudur.”

Kestanede yağ var mı?

Kestanede yağ olup olmadığı yolundaki sorumuza Emre Uzun şöyle cevap veriyor: “Kestanede temel yağ asitleri bulunur ve bunlardan biri de linoleik asittir. Bu yağ asidi bebeklerin ve küçük çocukların sinirsel gelişimi ve kalp sağlığı üzerinde önemli etkiye sahiptir. Yapılan son araştırmalar, kestanede dört farklı tür trigliserid bulunduğunu da kanıtlandı. Bunların toplam yağ oranı ise %12! Bu da kestaneyi yağ oranı düşük besin maddesi sınıfına sokuyor.”

Özetleyecek olursak “Kestane şeker hastalığını önleyebilir. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve içerdiği C vitamini dâhil diğer antioksidanlarla akyuvar üretimini destekler, vücuttaki serbest radikalleri nötralize ederek yaşamsal organlar üzerindeki oksidatif stresi azaltır. Bu sayede hastalıkları da engeller. Sağlık ve gelişim üzerinde büyük önemi olan demir, magnezyum ve bakır içerir, bunlar da yaşlılığın getirdiği osteoporoz gibi hastalıkları önler. İçerdiği lif ile sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını sağlar. İçerdiği folik asit, riboflavin, tiamin gibi B grubu vitaminler açısından zengindir ve bu sayede sinirsel fonksiyonların gelişimini sağlar. İçerdiği potasyum beyne daha fazla kan ulaşmasını sağlayarak hafıza ve konsantrasyonu güçlendirir; vücuttaki suyun hareketini kontrol ettiği için damar ve arterleri genişletip basıncı azaltır. Bu da kardiyovasküler sağlık açısından önemlidir, kalp krizi ve inme riskini azaltır. Mevsimi geçmeden bol bol yiyin diyorsak, bunlar sebeplerin sadece bir kısmı…”

Emre Uzun’dan Kestaneli Fit Tarifler

Kestaneli Diyet Cheese Kek

Alt taban için:

  • 1 su bardağı keçiboynuzu unu
  • 1 çay bardağı yulaf ezmesi
  • 4 adet haşlanmış kestane
  • 6 adet hurma (çekirdekleri çıkarılıp sıcak suda beklemiş)
  • 4 adet dövülmüş ceviz içi
  • 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı
  • 1/2 çay bardağı ılık su

Üst dolgu için:

  • 300 gr labne peynir
  • 1 çay bardağı süzme yoğurt
  • 1 adet Yumurta
  • 3yemek kaşığı Bal
  • 2-3adet haşlanmış kestane

Üzeri için sos:

  • 6 adet kestane
  • ½ su bardağı su
  • 1 çay bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı bal
  • 1 adet vanilya çubuğu

Yapımı:

  • 4 adet haşlanmış kestane, keçiboynuzu unu, hurma ve Hindistan cevizi yağını blenderden geçirip, ılık su, ceviz içi ve yulafları ekleyip karıştırın.
  • Hazırladığınız karışımı pişirme kâğıdı ile kapladığınız 20cm’lik kelepçeli kek kalıbının tabanına yayıp, üzerine bastırarak sıkıştırın.
  • Peynir ve süzme yoğurdu çırpıcı yardımıyla güzelce karıştırın.
  • Üzerine bal ve yumurtayı ekleyerek çırpmaya devam edin.Son olarak haşlanmış kestaneleri robottan çekerek vanilyayı da ekleyip, kıvam alana kadar karıştırın ve hazırladığımız tabanının üzerine dökün.
  • Önceden ısıtılmış 170 derece fırında 45-50 dakika pişirin. Fırın kapağını açmayıp ılıyana kadar bekletin.

Üzeri için;

  • Kestaneleri 20 dakika haşlayın.
  • Kabuklarını soyduktan sonra bal, vanilya, su ve süt ile birlikte blenderda pürüzsüz bir püre haline gelene kadar çekin
  • Dinlenen ve soğuyan cheesecake’in üzerine kestaneli karışımı güzelce dağıtın.
  • Süslemek için haşlanmış kestane parçaları serpiştirebilirsiniz.

Kestaneli Diyet Sufle

Malzemeler

  • 2 adet yumurta
  • 100 gram bitter çikolata
  • 4 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı
  • 1 çay bardağı süt
  • 80 gram keçiboynuzu unu
  • 4 adet haşlanmış kestane
  • 7 adet hurma( ılık suda beklemiş ve çekirdekleri çıkartılmış)
  • 1 çubuk vanilya

Yapımı:

  • Küçük bir sos tenceresine aldığınız yağı kısık ateşte yakmadan eritin.
  • Keçiboynuzu ununu ekleyip kısa bir süre kavurun, çikolatayı katıp yağın sıcaklığıyla erimesini sağlayın.
  • Hurmaları robottan çekerek püre haline getirin.
  • Ayrı bir kapta hurma ve yumurtaları homojen bir kıvam alana kadar karıştırın.
  • Süte haşlanmış kestaneleri ve vanilyayı ekleyip blenderden geçirin.
  • Ocaktan alıp ılık bir kıvama getirdiğiniz çikolatalı karışıma, hurmayla çırpılmış yumurtaları katıp son bir kez karıştırın.
  • Yağlanmış ve hafifçe unlanmış sufle kaplarına paylaştırdığınız sufle karışımını önceden ısıtılmış 200 derece fırında, 10-12 dakika arasında pişirip sevdiklerinizle paylaşın.

Kestaneli Kakaolu Fit Kurabiye Tarifi

Malzemeler

Kestane Püresi İçin:

  • 10-15 adet haşlanmış kestane
  • 1 yemek kaşığı bal

Kurabiye İçin:

  • 2,5 su bardağı Keçiboynuzu unu
  • 5 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 2 yemek kaşığı kestane püresi
  • 1 adet yumurta

Yapımı:

Kestane Püresini Hazırlamak İçin:

  • Kestanelerin üzerine çizik atın ve iyice haşlayın.
  • Haşlanan kestanenin suyunu süzün ve bıçak yardımıyla kabuklarını temizleyin.
  • Haşlanmış kestaneleri ezin ve minik bir sos tenceresine alıp ılınmasını bekleyin.
  • Üzerine balı ilave edin ve 2-3 dakika karıştırın. Soğuması için kenara alın.

Kurabiyenin Hazırlanışı:

  • Keçiboynuzu Unu ve kakaoyu geniş bir kaba eleyin.
  • Hindistancevizi yağını una ve kakaoya yedirin.
  • Yumurtayı ekleyin.
  • En son kestane püresini ilave edin.
  • Fazla sulandırmadan kurabiye karışımını karıştırın ve streç filme sarın.
  • Buzdolabında 30 dk dinlendirin.
  • Fırını 165 dereceye ayarlayın, 6-7 dakika pişirin ve ortası yumuşakken kurabiyeleri fırından çıkartın.
Reklam

İdeal Kadın Ölçülerinin Devirden Devire Değiştiğinin Biliyor muydunuz?

0

Güzellik algısı tarih boyunca hep değişmiş. Şu anda bile kısa aralıklar içeriinde toplumdan topluma ideal güzellik algısı değişebiliyor. Sadece vücut ölçüleri de değil benimsenen tarz bile bu algının bir parçası haline gelmiş durumda. Toplum birtakım görüntülerin “ideal” olup olmadığınına karar veredursun siz görüntünüz nasıl olursa olsun kendinizi sevmeniz gerektiğini ve kendinizi toplum gibi yargılamamanız gerektiğini aklınızdan sakın çıkarmayın!

Peki bu yüzyıllara dayanan süreçte genel güzellik algısı ve “ideal kadın vücudu” nasıl şekillenmiş biliyor musunuz?

Aşağıda farklı dönemlerin tipik kadın ölçülerini sıraladık.

Antik Mısır İdeal Kadın (Milattan Önce 1262 – 1069) İnce kollar – esmer ten

 

Antik Yunan Uygarlığında İdeal Kadın ölçüleri (Milattan Önce 500 – 300) Dolgun bir vücut – beyaz ten

 

Han Hanedanlığı, Çin’de İdeal Kadın Büyük gözler – küçük ayaklar – ince vücutlar

 

İtalya Rönesans Zamanı İdeal Kadın Ölçüleri 1400 – 1700 Yuvarlak karın, geniş kalçalar

 

Victoria Devri’nde İngilizler’e göre İdeal Kadın

1920 yılları başlangıcında ideal kadın ölçüleri

 

Hollywood’un altın çağı denilen 1930 -1950 yılları arasında ideal kadın ölçüleri Kısa saçlar ve kıvrımlı hatlar dikkat çekiyor.

 

1960’larda ideal kadın ölçüleri İnce – uzun bacaklı

 

Supermodel Çağı 1980 Atletik vücut – uzun bacaklar ve kıvrımlı hatlar

 

90lı yıllarda ideal kadın vücudu ölçüleri Oldukça ince bir beden, beyaz ten

 

Postmodern Çağ yani günümüzde kadın ölçüleri Büyük göğüsler ve kalça, ince bel ve sağlıklı düzeyde zayıf bir beden

PMS’in Acımasız Yan Etkilerini Instagram Hesabında Paylaşan Fitness Modeli

Reklam

Sağlıklı Beslenmeye Yeni Başlayanlar İçin 4 Maddede Temiz Beslenme

0

Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Sinem Usuk “Günümüzde beslenmenin sağlıklı yaşam için kilit rol oynadığının anlaşılmasını takiben besin seçimlerimizde daha dikkatli olmaya başladık. Öyle ki farklı tanımlamalar bile yaptık: temiz beslenme! Temiz beslenmeden kasıt besinlerimizin salt mikrobiyal açıdan temiz olması değil şüphesiz. İşin özünde yatan en temel kural şu: “Büyük büyük büyükannenizin besin olarak tanımayacağı bir şey yemeyin” diyor.

“Temiz beslenme” için en temel kuralları 4 maddede toplayabiliriz:

  • İşlenmemiş Gıdaları Tercih Edin.
  • Mevsimine Uygun Beslenin.
  • Etiket Okuma Alışkanlığı Edinin.
  • Mutfağınızı Fethedin.

Temiz beslenmenin en önemli ilkesi, gıdaları en doğal haliyle yemeniz gerektiğidir. Peki bu ne anlama geliyor? Basit bir örnek verecek olursam; beyaz ekmektense tam buğday ekmeğini, hatta tam buğday ekmekten de daha iyi seçenek olarak buğdayın kendisini tüketmeniz yahut portakal suyu yerine taze bir portakal tercih etmeniz sizi temiz beslenmeye götürecek en temel yol.

Mevsiminde tükettiğiniz besinlerin sağlık faydaları her zaman daha yüksek olacaktır. Ekonomik boyutuyla da besinlere ayırdığınız bütçenin artmamasını sağlar. Özellikle taze sebze ve meyvelerinizi yerel üreticilerinizden tercih etmenizi öneriyorum. Yapılan bir çalışmada, portakaldaki C vitamini düzeyinin 4 hafta sonra 27-65 mg düzeyinden 0-25 mg düzeylerine kadar düştüğü bulunmuş. Bu demek oluyor ki kışın sizi gripten koruduğunu bildiğiniz güzel portakalın en tazesi makbul. Araştırmacılara göre bu durum bütün sebze ve meyvelerde geçerli. Mevsiminde tüketeceğiniz taze sebze ve meyvenin sağlayacağı tat hazzı ise en büyük bonusunuz!

Paketli hazır bir besin satın alıyorsanız satın aldığınız şeyin doğal malzemelerle yapıldığına emin olmak için ambalaj üzerindeki etiketi okumalısınız. Mümkünse fazlaca katkı maddesi içeren besinler yerine odak noktanızı ilk maddede bahsettiğim “en doğal olanı bulma” yönüne çevirin. Paketli ürün tercih edilecekse bu noktada güvenilir markaların içerik olarak iyi diyebileceğimiz ürünlerini tercih etmek doğru olacaktır.

Temiz beslenmenin çok masraflı veya yoğun emek gerektirdiğini mi düşünüyorsunuz? Ülkemiz gibi besin çeşitliliği bol bir ülkede bunu söylemek biraz bahane sınıfına giriyor. Besinleri mutfağınızda düzgün şekilde depolarsanız tam ihtiyacınız olduğu anda emrinize amade bir yemek sizi bekliyor olacaktır. Kolay ve sağlıklı tariflere ulaşmak ise artık çok daha kolay. İkinci maddede bahsettiğim ilkeden yola çıkarak mevsiminde pazarınızdan satın alacağınız taze besinlerle hem ruh hem beden doyumu yaşayacak, hem de marketlerde harcadığınız paradan daha azını harcadığınızı fark edeceksiniz!

Belki Sizin de Yaptığınız En Sık Tekrarlanan 5 Kahvaltı Hatası

Reklam

Hem Kalori Yakacağınız Hem de Doğayı Koruyacağınız 30 Dakikalık Plogging

0

Kilo vermek için motivasyon arayanlara müjde! Gözünüzde büyüyen 30 dakikalık koşuların artık mükemmel bir amacı var.

Instagram’daki İsveçli kadınlar mükemmel bir motivasyon kaynağına imza atmış durumda.

Adı plogging.

 

Bu yeni fitness akımı sizden her gün 30 dakika koşmanızı,

koşarken yol üstünde gördüğünüz çöpleri toplamanızı istiyor.

 

#plogging o kadar büyük bir hızla yayıldı ki,

Dünyanın dört bir yanından kadınlar #plogging etiketi ile Instagram’ın keşfetinde sürekli karşımıza çıkmaya başladı.

 

Kadınlar koşularına yepyeni bir amacı daha ekleyerek,

Hem çevreyi korumak için büyük bir akım başlatmış oldular hem de koşu yapmak için karar veremeyen kadınları da kendi aralarına katmış oldular.

 

Kilo vermek için kalori yakmak bunun için de koşmak sürekli öğütleniyor değil mi?

Diyetisyene de gitseniz burada da okusanız hep bir egzersiz gerekliliğinden bahsediliyor.

 

Normal bir 30 dakikalık koşu kişiye ortalama 235 kalori yaktırabilirken,

İsveçli fitness uygulamasaı Lifesum’a göre #plogging duraksamalı ve çömelip kalkmalı hâli ile 288 kalori yakabiliyormuş. Bir nevi aralıklarla koşuya squat eklemek gibi düşünün…

 

Bu yepyeni fitness akımı Instagram’da ayrıca çevre farkındalığının yayılmasını da sağladı,

Kadınların topladıkları çöpler ile olan fotoğrafları, dışarıya ne kadar çok çöp atıldığının bir göstergesi oldu.

 

Geri dönüşüme gidebilecek kilolarca belki tonlarca çöpün toplanılmasına,

Conheça o plogging, modalidade que faz bem à saúde e à natureza A atividade consiste em recolher o lixo das ruas enquanto você corre – e está se tornando cada vez mais popular! Por Camila Junqueira Existem vários truques para tirar a corrida de rua da mesmice (como variar o percurso, convidar uma amiga…), mas nada é tão inovador – e curioso! – quanto o plogging. O termo, nascido na Suécia, consiste em levar consigo o lixo que você encontra no caminho durante a atividade física. Além de fazer bem ao meio ambiente, você vai notar benefícios no seu corpo: a cada material recolhido, um agachamento é somado ao treino! Outra forma de turbinar os resultados é carregar um saco de lixo e colocar o máximo de resíduos nele – o peso extra dificulta um pouco a corrida e faz seu corpo queimar mais calorias. Tendência fitness O plogging foi citado pela primeira vez em 2017, quando o ambientalista sueco Erik Ahlström organizou um grupo no Facebook para lançar a ideia. Desde então, a atividade ganhou milhares de adeptos no mundo inteiro, que compartilham suas experiências por meio da hashtag #plogging.

A post shared by Juliana Rach (@vitallnutri) on

Kalori yakıp koşu yaparken siz de destek olabilirsiniz!

 

Haydi şimdi herkes 30 dakikalık koşuya çıkıyor! #plogging fotoğraflarınızı bekliyoruz!

La cuadrilla de hoy ♻️?? #plogging

A post shared by Victor Julian (@viccabriales) on

Anna Victoria Takipçileri İle “Mükemmel Vücudunun” Gerçek Halini Paylaşıyor!

Reklam

Yağsız Kas Kütlenizi Artırmak İçin Satın Almanız Gereken Piyasadaki En İyi 7 Supplement

1

“En iyi supplement hangisi?” sorusu, sporla ilgilenen herkesin aklını daima karıştırmıştır.

Supplement, yiyeceklerden zaman zaman yeterince alınamayan tüm besinleri destek olarak sizlere sunan gıda takviyelerine denmektedir. Günümüzde birçok insan supplement dendiğinde protein tozunu düşünse de, vitamin ve mineral takviyeleri de aslında “supplement”tir.

Sizler için Supplementler.com ekibi olarak, yaygın olarak kullanılan 7 farklı supplement kategorilerinin, her birinin en iyisini seçtik.

İşte satın aldığınız için asla pişman olmayacağınız piyasadaki en iyi 7 supplement:

1. Protein Tozu

Protein, kas yapmak isteyen herkesin tüketirken en özenli davranması gereken besindir. Birçok araştırma, protein ihtiyacının sanılanın çok üstünde olduğunu son zamanlarda gözler önüne sermektedir.

Belli bir beslenme düzeni takip eden sporcular için, daima yiyecekler aracılığıyla protein tüketmek zordur. Çünkü protein içeren besinler sindirimi zor, kalorisi fazla veya maddi olarak karşılanamaz olabilir. Dolayısıyla takviye olarak protein almak; hem pratik, hem hesaplı, hem de kalorisi düşük bir seçenek olmaktadır.

Weider Premium Whey Protein Tozu 2300 Gr

Türkiye’nin uzun süredir en çok tercih edilen protein tozlarından olan Weider Premium Whey, ham madde kalitesi ve lezzetiyle birçok sporcunun favorisi olmayı sürdürüyor.

Servis başına 25 gramlık bol miktarda protein içeriğine sahip olan, suda kolayca karışabilen, lezzetli bir seçenek olan Weider Premium Whey bir çok spor tutkununa göre tartışmasız piyasadaki en iyi protein tozu. Geçtiğimiz günlerde yapılan Supplementler.com’un düzenlediği Supplement Oskarları da bu bilgiyi kanıtlamıştı.

Piyasanın en iyi protein tozunu satın almak için tıklayın!

2. BCAA

BCAA, sporcular için büyük önem taşıyan lösin, izolösin ve valin amino asitlerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş formüldür. Sporcularda toparlanmayı hızlandırmayı sağlayan, kas kaybını önlemeye yardımcı olan ve özellikle diyette kas kütlesini korumaya yardımcı olan bu takviye sporcuların en çok tercih ettiği besin takviyelerinden biridir.

Bir sporcuysanız ve tükettiğiniz amino asitlerin kalitesini önemsiyorsanız, yiyecekler aracılığıyla yeterince tüketilemeyen bu 3 amino asiti tek bir formülle bir araya getiren BCAA takviyelerini kullanmalısınız.

Hardline BCAA 300 Gr

Protein tozu piyasasında akla ilk gelen isimlerden biri olan Hardline; tartışmasız en çok sevilen ve en çok tercih edilen BCAA takviyesi. Gerek ham madde kalitesi, gerek lezzeti, gerek etkisi sebebiyle fitness tutkunlarının favorisi olmuş durumda. Hem antrenman öncesinde hem de sonrasında alınabilecek, suda rahatlıkla çözünebilen bu takviyeyi kullanmak, idmanlarınız için keyifli ve etkili bir destek olacak.

Siz de piyasanın en iyi BCAA takviyesini kullanmak istiyorsanız tıklayın!

3. Kreatin

Bilimsel araştırmaların en çok desteklediği, işe yararlığı en çok kanıtlanmış supplement olan kreatinin bir çok faydası bulunuyor.

Anlık enerji üretimini arttıran, uzun vadede güç artışı sağlamaya yardımcı olan, kas kütlesi artışını kaslarda su tutarak destekleyen kreatin hem hesaplı hem de oldukça etkili bir takviye olarak sporcuların favorilerindendir. Normalde zorlanılan ağırlıklarda daha iyi hissetmeyi sağladığı birçok kişinin tecrübe ettiği bir durumdur.

Güç ve kas kütlesi artışını böylesine destekleyen kreatin, aynı zamanda beyin fonksiyonlarının çalışmasını da destekler.

Yiyeceklerden alabilmek için, yalnızca balık ve et tüketmek gerekebilir. Üstelik günlük optimum kullanım dozunu, kilolarca et dahi size sunamamaktadır. Bu nedenle, eksikliği yalnızca takviye alarak giderilebilen vitaminler gibi kreatini de dışardan almanız gerekecektir.

Scitec Creatine Monohydrate 500 Gr

Ham madde kalitesi ve fiyat/performans oranı ile popülerleşen Scitec, kreatin ürünüyle de kalitesini konuşturmuş durumda. Suda rahat karışabiliyor ve alternatiflerine göre kreatin ihtiyacını çok daha hesaplı bir şekilde gidermenize yardımcı oluyor. Her bir servisinde, günlük optimum kreatin ihtiyacı olan 5 gramlık kreatin monohidrat ile yiyeceklerden almanızın neredeyse imkansız olduğu kreatin miktarını sizlere sunuyor.

Siz de piyasadaki en iyi kreatin takviyesini satın almak istiyorsanız tıklayın!

4. Gainer

Kilo almakta zorlanıyorsanız, doğru yerdesiniz.

Gainer ürünleri, fazladan kalori almakta zorlanan kişiler için yoğun miktarda karbonidrat ve protein içeren, kolay tüketilebilen takviyelerdir. Hızlı ve etkili bir kilo artışı sağlamaya yardımcı olan gainer takviyelerini tüketen kişiler, etkili bir şekilde kilo alabildiklerini pek çok kez dile getiriyorlar.

Antrenman düzenini oturtmuş, belli miktarda kaloriler alan bir sporcu, beslenmesine bir gainer ürününün de kalorilerini eklediğinde ekstrem bir durum olmadığı takdirde kilo alacaktır

Weider Mega Mass 4000 7000 Gr

Weider, büyük kutulu supplementlerin kralı olarak görülüyor. Hem gainer, hem de protein tozunda en sevilen ve en çok tercih edilen takviyeyi üreten Weider, Türkiye’deki fitness tutkunlarının özellikle sevdiği markalardan biri.

7 kiloluk, tek servisinde 123 gram karbonhidrat ve 50 gram protein bulunduran, toplamda tek servisinde 800 kalorinin üstünde enerji bulunduran bu kilo aldırıcı takviye birçok kilo almakta zorlanan kişiye kilo aldırttı diyebiliriz.

Yalnızca karbonhidrat ve proteini değil; önemli amino asitler, vitaminleri ve mineralleri de bulunduran bu formül ile kilo alacağınıza eminiz!

Eğer siz de piyasadaki en iyi gainer takviyesini satın almak istiyorsanız tıklayın!

5. L-Karnitin

Yağ yakmaya başlamak istiyorsanız, beslenmenizin içerisine süreci verimli hale getirebilecek takviyeleri dahil edebilirsiniz. Bu sayede daha hızlı olmasa da, daha verimli bir şekilde yağ yakabilirsiniz.

L-karnitin, bu takviyelerden ilk akla gelen ve en sık kullanılan takviyedir. Hücrelerde mitokondrinin daha verimli çalışmasını sağlar. Direkt olarak olmasa da dolaylı yoldan yağ yakımına katkıda bulunur. Metabolizmayı hızlandırır ve besinlerin (özellikle yağın) enerji kaynağı olarak tüketilenilmesini sağlar.

Mitokondrinin enerji üretme kapasitesini arttırabilen l-karnitin, aynı zamanda mitokondriyi korur ve temiz tutar. Ek olarak beyin fonksiyonlarına, öğrenme ve kavrama yeteneğine de olumlu katkıları vardır.

Hardline Thermo L-Karnitin Sıvı 1000 ML

Bir Türk markası olan Hardline’ın l-karnitin seçeneklerinden biri olan Hardline Thermo, kolay tüketilebilirliği ve sıvı formu sebebiyle en çok tercih edilen l-karnitin takviyesi.

Hızlı emilimi, servis başına l-karnitin miktarı ve ek kafein içeriği sebebiyle favori haline gelen Hardline Thermo’yu kullanıp antrenman yapmayı kesinlikle denemelisiniz.

Aç veya tok karnına farketmeksizin tüketebileceğiniz bu en sevilen l-karnitin takviyesini satın almak için tıklayın!

6. Glutamin

Toparlanma dendiğinde BCAA ile birlikte akla ilk gelen amino asit olan glutamin, vücutta üretilen bir amino asittir. Fakat dışarıdan takviye olarak alındığında, toparlanmayı epey hızlandırabilir.

Kas hasarının yanı sıra, deri üzerindeki hatta farklı dokulardaki yaraları da iyileştirmeyi sağlayan glutamini özellikle yoğun antrenman dönemlerinde kullanmanız, alacağınız sonuçları epey olumlu etkileyecektir.

Hastalık durumlarından sonraki toparlanma evresini dahi hızlandırabilen glutamin, kaslardaki toparlanmanın adeta ilacıdır.

Scitec L-Glutamine Powder 600 Gr

Scitec, amino asit takviyeleri arasında en çok sevilen ürünleri ortaya koyuyor. Glutamin takviyesinde de ham madde kalitesi ve yüksek servis miktarı ve yüksek servis başına glutamin miktarı ile öne çıkmış durumda.

Her servisinde 6 gram glutamin içeriyor, toplamda 100 servis bulunduruyor.

Siz de piyasadaki en iyi glutamin takviyesini satın almak istiyorsanız tıklayın!

7. Pre-Workout

“Antrenman öncesi” anlamına gelen pre-workout, antrenmandan önce kullanıldığında performans arttırmaya yardmcı olan takviyelerin genel adıdır.

Bu takviyeler, içeriklerinde başta kafein olmak üzere beta alanin, sitrülin, taurin, arjinin gibi antrenmandan önce alındığında performansa etki eden maddeleri içermektedir. Dayanıklılıkta, enerji üretiminde, metabolizma hızında ve hatta güçte artış, bu takviyeleri kullanan sporcularda görülebilmektedir. Pek çok araştırma, bu takviyelerin meydana getirdiği performans ve güç artışını doğrular niteliktedir.

Besinlerin hücrelere taşınımını da hızlandıran bu takviyelerle, kesinlikle antrenmandan aldığınız verimi arttırabilirsiniz.

Grenade 50 Calibre Pre-Workout 50 Servis

Marka isminden de anlaşılacağı gibi, “bomba” gibi ürünler üreten Grenade’in en büyük silahlarından 50 Calibre, piyasanın tartışmasız en sevilen pre-workout takviyesi.

Kolalı, limonlu ve çilekli tatlarına aldanmayın, çünkü içtikten bir süre sonra vücudunuzda karıncalanma ve vücudunuzda ciddi bir uyarıcı etki göreceksiniz!

İçerisinde bol miktarda kafein, beta alanin ve sitrülin malat bulunduran 50 calibre, bir sporcunun antrenmandan önce enerjiye ihtiyacı olduğunda gereken her şeyin tek bir formülle bir araya getirilmiş hali diyebiliriz. Ek olarak içerdiği amino asitler (BCAA, kreatin, arjinin, taurin, tirozin) ve bitkisel içerikler (ginseng, pancar kökü ekstresi, yeşil çay ekstresi, kakao ekstresi vb.) de performansa etki eden diğer maddeler.

Siz de antrenmandan aldığınız verimi, piyasadaki en iyi pre-workout ile arttırmak istiyorsanız tıklayın!

Yoğun Egzersiz Sonrası Kas Onarımınıza Yeterince Dikkat Ediyor musunuz?

Reklam

Yaz Gelmeden Fazla Kilolarınızdan Kurtulun!

0

Taze meyve ve sebze çeşitliliğinin azaldığı, alerjik reaksiyonların ve gribal enfeksiyonların arttığı sonbaharda yazın verdiği rehavetle kendini toparlayamayan pek çok kişi kışa fazla kilolarıyla giriyor. Ancak metabolizmanın hızlandığı kış aylarında formda kalmak ve sağlıklı kilo vermek oldukça kolay. Uzm. Dyt. Nesrin Eriş, kışın formda kalmanın ve sağlıklı kilo vermenin püf noktalarını paylaşıyor.

Alerjik reaksiyonlar, gribal enfeksiyonlar ve yağmurlu havalarla geçen sonbahar, yazın verdiği rehavetle birlikte pek çok kişinin kilo aldığı bir mevsim. Ancak kış aylarının gelmesiyle birlikte, vücudun ısısını dengelemeye çalışmasının da etkisiyle metabolizma hızı artıyor. Uzm. Dyt. Nesrin Eriş, metabolizma hızının arttığı kış aylarında sağlıklı yollardan kilo vermenin ve formda kalmanın püf noktalarını paylaşıyor.

Kışın Su Tüketimine Dikkat!

Kış aylarında metabolizmanın harcadığı fazla enerjiye karşılık, mevsime uygun sağlıklı bir beslenme programı ve spor aktivitesiyle kışın hem sağlıklı olmak hem de hastalıklara yakalanma riskini azaltmak mümkün. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Dyt. Nesrin Eriş, su tüketiminin azaldığı kış aylarında kış mevsimine özel narenciye türevi portakal, mandalina, greyfurt gibi meyvelerden günde üç porsiyon tüketilmesini tavsiye ediyor. Sıcak bir şey içmek istenildiğinde çay ve kahve yerine kuşburnu, ıhlamur gibi bitki çayları hem faydalı hem de alınan sıvı miktarını artırıyor. Yağ yakımını hızlandırabilmek için de her gece yatmadan önce bir su bardağı yoğurda zencefil, zerdeçal, tarçın ve biraz da acı biber oldukça etkili. Bu karışım aynı zamanda sabah şiş uyanmayı da engelliyor.

İşte Uzm. Dyt. Nesrin Eriş’in kışın formda kalmak isteyenlere tavsiyeleri:

  • Kahvaltıda mutlaka bir yumurta, iki-üç dilim peynir, iki dilim ekmek ve yeşil yapraklı sebzeler tüketin. Protein tüketiminiz ve kalitesi çok önemlidir. Yumurta anne sütünden sonra gelen en kaliteli protein kaynağıdır.
  • Ara öğünlerde içinizi ısıtacak sıcacık bir çorba için.
  • Öğlen yemeğinde bir porsiyon ızgara, akşama da daha hafif ve posalı sebzeler tüketin. Kış mevsiminin sebzeleri olan lahana, karnabahar ve brokoli ödemin atılmasında ve bağışıklık sistemini güçlendirilmesinde etkili.
  • Salatanıza bol limon ve nar ekşisi katarak tüketimi artırabilirsiniz.
  • Özellikle dışarıda çok fazla spor yapamadığımız bu mevsimde pilates, yoga gibi aktiviteler forma girmenizi sağlarken beden ve ruh sağlığınızı da olumlu etkileyecektir.
  • Akşam otururken yapacağınız atıştırmalıklarınıza dikkat etmelisiniz. Bir su bardağı patlamış mısır, bir avuç beyaz leblebi, bir avuç badem kış mevsimi için mükemmel atıştırmalıklardır.
  • Soğuk algınlığından korunabilmek için her sabah bir tatlı kaşığı bala birer tatlı kaşığı zencefil ve zerdeçal koyarak tüketin.
  • Yine tam bir antibiyotik olan soğan ve sarımsağı tüketmeyi ihmal etmeyin. Her yemeğinize ve salatanıza ekleyin. Bu besinler antibiyotik etkisi yaratarak soğuk algınlıklarına yakalanmamanız için sizi koruyacaktır.
  • Kış mevsiminin en güzel sebzelerinden birisi de havuçtur ve ara öğünde bir orta boy havuç çok iyi gelir.
Reklam

Yoğun Egzersiz Sonrası Kas Onarımınıza Yeterince Dikkat Ediyor musunuz?

0

Hangi spor ile uğraştığınız fark etmiyor; yeterince dinlenmiyor ve kaslarınızı desteklemiyorsanız, kas kaybı tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Ayrıca bağışıklık sisteminiz de zarar görebilir.

Yoğun yapılan antrenmanlar kas onarım sürecinizin uzamasına sebep olur. Her sporcu antrenmanlarını düzgün beslenme planları ile götürmek zorundadır. Bunun sebebi sporun vücudunuzda yapacağı zorlayıcı etkidir. Siz ister vücut geliştirin, ister fitness ile fit kalmaya çalışın isterseniz yarışlara hazırlanan bir yüzücü olun; beslenmenizi önemsemiyorsanız hedefinize ulaşmanız epey yıkıcı olabilir.

Kas gelişimi, daha iyi performanslar ve uzun süreli dayanıklılık için beslenmenizi gıda takviyeleri ile de destekleyebilirsiniz. Özellikle protein tozları kas artışı için ihtiyacınız olan protein sentezinizde aktif rol alır. Sporcuların büyük bir kısmı beslenme programlarını profesyonel amaçları doğrultusunda şekillendirirken protein tozlarına da yer açıyor. Ancak verimi arttırmak, kas onarımını hızlandırmak ve bir sonraki antrenmana daha kolay çıkabilmek için başka gıda takviyeleri de kullanabilirsiniz.

Gıda Takviyeleri Kas Onarımına Destek Olabilir

Yoğun antrenmanların kasları önce parçalayıp sonra daha fazlasını inşa ettiğini biliyorsunuz. Ve kabul edelim yoğun antrenmanlar sonrası bazen kişi kendini üzerinden araba geçmiş gibi hissedebiliyor…

Kas onarım süreci işte tam da bu dönem olmuş oluyor. Hem kaslarınız onarılıyor hem de hacmi arttırılıyor. Temel ihtiyacınız olan protein ve amino asitlerin yanısıra, kendinizi yorgun hissettiğiniz bu dönemde sizin süreci kolay atlatmanıza yardım edebilecek gıda takviyeleri de var.

Glutamin, kas onarımınıza destek olabileceği gibi düşük bağışıklık sistemine de katkı sağlayabilir. Yorgunluk, kaybolan enerji ve hızlı onarımı glutamin ile sağlayabilirsiniz. Egzersiz sırasında kas yıkımını azaltabildiği gibi kas onarım sürecinde de protein sentezinin artışına yardımcı olur. Bağışıklığı güçlendirebilmesi hastalık riskini azaltmasını sağlar.

Vücut geliştiriciler, bir sonraki antrenmana daha kolay çıkabilmek için glutamin desteklerini beslenmelerinde bulundururlar. Ayrıca aromalı glutamin seçenekleri de takviyenin kullanımını daha keyifli bir hale getirmiş durumda.

Spor hedefinize ve vücudunuzun ihtiyaçlarına göre bir beslenme programını gıda takviyeleri ile çok daha verimli hale getirebilirsiniz. Kas onarım sürecinizi destekleyebilir, daha çok kas gelişimi sağlayabilirsiniz. Bunlar için bir beslenme uzmanı ile de görüşebilirsiniz. Hedeflerinize yönelik çalışmanın en önemlisi olduğunu unutmayın!

Belki Sizin de Yaptığınız En Sık Tekrarlanan 5 Kahvaltı Hatası

Reklam