Fit Hub Blog Sayfa 106

D Vitamini Eksikliği Kilo Vermeyi Zorlaştırır Mı?

0

Sıkı bir diyet yapıyor, ancak yine de kilo veremiyorsanız dikkat… D vitamini eksikliği kilo vermenize engel olabilir. Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, D vitamini eksikliğinde kemik gelişimi ve bağışıklık sisteminin zayıflamasının yanı sıra enerji tüketim dengelerinin de etkilenerek yağlanmanın kolaylaştığını açıkladı.

Dünya genelindeki insanların yaklaşık yüzde 50’sini etkilediği tahmin edilen D vitamini eksikliği; kemik gelişimden bağışıklık sistemine, çocuklarda büyüme gelişmeden diş çıkarmada gecikmeye kadar sağlımıza birçok açıdan etki ediyor. Bununla beraber yapılan son araştırmalar kilo vermeyi etkileyen unsurların başında D vitamini eksikliğinin de yer aldığını gösteriyor.

Bahar aylarının gelip yaz aylarının yaklaşmasıyla kilo vermek için diyet yapan kişilerin sayısında da artış yaşandığını belirten Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, “Kilo vermek ya da mevcut kilomuzu korumak sanıldığı kadar zor değil. Önemli olan vücudumuzun ihtiyacını iyi bilmek. Ancak maalesef kilo verirken eksik ya da kulaktan dolma bilgilerle hareket edebiliyoruz. Kilo verirken dikkat etmemiz gereken unsurlardan biri de D vitamini değerlerimiz. Özellikle kadınlarda sıklıkla yaşanan D vitamini eksikliği kilo vermeyi etkileyen unsurların başında geliyor. Çünkü kalp, beyin ve pankreas gibi birçok organımızda özel reseptörleri var. D vitamini reseptörlerine sahip dokulardan biri de kaslarımız. Bu vitaminden mahrum kalan kaslar daha çabuk yoruluyor ve o kasların metabolizmaları bozuluyor. Bu durum, enerji tüketim dengelerini olumsuz etkileyerek, yağlanmayı kolaylaştırıyor” dedi.

“Kilo veremiyorsanız D vitamini seviyenizi ölçtürmelisiniz”

Kümeli, kilo programına aldıkları herkesin yeterli D vitamini stoğu bulunup bulunmadığına baktıklarını belirterek, “ Bir kişide D vitamini değeri 21 mg’ın altındaysa bu rakamı 50-60 mg’lara yükseltmeye çalışıyoruz. Gözlemlerimiz bize gösteriyor ki; D vitamini seviyesi iyileşen kişilerde açlıklarını kontrol etme, daha az yeme ve daha uzun süre tok kalma belirtileri başlıyor. Kilo programlarındaki yağ yakma hızları da artıyor. Ayrıca aynı omega-3 yağları gibi en fazla karın – göbek bölgesindeki yağların erimesine de etki ediyor. Bunu da muhtemelen kalsiyumun etkinliğini artırarak başarıyor. Avrupa Endokrin Derneği Klinik Uygulama Kılavuzuna göre D vitamini alımında günlük idame dozlar; 1 yaşından küçük bebeklere günde 400 ünite, 1-18 yaş arası çocuklara günde 600 ünite, 18 yaş ve üzeri yetişkinlerde günlük 1000 ünitedir. Piyasada farklı formlarda D vitaminleri bulunmasına karşın katkı maddesi ve BHA içermeyen, sprey formda D vitamini seçenekleri de bulunmaktadır. Son dönemlerde sprey formu gibi kullanımı kolay, saf zeytinyağı içinde sunulan D3 vitaminleri tercih edilmektedir. “ dedi. Taylan Kümeli, özellikle kilo veremeyenlerin muhakkak D vitamini seviyelerini ölçtürmeleri gerektiğini, aksi halde kilo vermenin oldukça zorlaşabileceğini sözlerine ekledi.

Kilo Verip Yepyeni Bir Hayata Başlamak İstiyorsanız Size İlham Verecek 21 Fotoğraf

Reklam

Beyniniz Yaz Diyetinizi Nasıl Sabote Edebilir?

0

Tatil öncesi kilo vermek her zaman çok zor olmuştur. Ufukta tatil için yeni bir mayo alma düşüncesi belirdiğinde “kestirme çözüm” diyetler oldukça cazip gelebilir. Birkaç hafta yemenizi kısıtlayarak aldığınız kalori miktarını düşürerek ideal şeklinize kavuşacağınızı düşünüyorsunuz, değil mi?

Ne yazık ki, kısa süreli diyetler – ne şekilde olursa olsun – oldukça kolay geri tepme eğilimi gösterirler.

Delnor Hastanesi Northwestern Tıbbi Metabolik Sağlık ve Cerrahi Kilo Verme Merkezi’nde obezite tedavisinde oldukça başarılı bir endokrinolog olan Dr. Elizabeth Lowden, “Kilo kaybının hormonal ve sinirsel kontrolü inanılmaz derecede karmaşıktır, bu yüzden kilo vermek, teoride çok kolay ve pratikte bir o kadar zor olabilir” diyor.  “Beyinlerimiz, enerji dengesini yönetmek söz konusu olduğunda inanılmaz derecede karmaşıktır ve kilo almak uyumsuz bir yanıt olma eğilimindedir” diye açıklıyor.

Vücudunuz kilo vermek istemiyor

Ronald Reagan UCLA Tıp Merkezi’nde kıdemli diyetisyen Dana Hunnes (PhD, RD) bunu “sabit nokta” ve “yerleşim noktası” ağırlığına bağlıyor. Belli bir ağırlığa sahip olmak için genetik bir yatkınlığa sahibiz – sabit nokta – ama çevremizin genetik yatkınlığımızla nasıl etkileştiği konusunda rol oynayan bir esneklik payımız da var. Bu esneklik bizim “yerleşim noktamızdır” ve yediğimiz yiyecekler ve egzersiz alışkanlıklarımız gibi şeylerden etkilenebilir.

Bunu 70 dereceye programlanmış bir termostat gibi düşünün diyor Lowden.  “Termostatı 65 dereceye kadar indirebilirsin, ama eninde sonunda program ayarlanmış olduğundan bu, ısının geri tepmesine neden olacak”. İşte bu yüzden birkaç kilo vermek çok zor olmayabilir ama çok fazla verirseniz termostatı ateşlersiniz.

Ayrıca vücudunuzun rahat edeceği kilonun altında olduğunuzda, bunu korumak için hormonlarınızla da savaşmak zorunda kalacaksınız.

Hormonlarınız diyet yaptığınızı biliyor!

Besin alımını kısıtlamaya başladığınızda, beynin hipotalamus ve hipofiz bölümleri vücuttan gelen enerji kaynaklarının azaldığını fark ederek çeşitli organlardan sinyaller alır ve hormon düzeylerini bu azalmaya karşı koyacak şekilde ayarlar.

“Açlık hormonlarınız yükselebilir ve doygunluk hormonları azalır, daha fazla besin tüketmek için çok yüksek bir istek duyarsınız, özellikle de enerji yoğunluğu yüksek olan lezzetli yiyeceklere – yani, diyet yaparken kaçınmaya çalıştığınız her şeye.

Cleveland Kliniği Endokrinoloji & Metabolizma Enstitüsü’nde obezite programları müdürü olan endokrinolog Dr. Bartolome Burguera bunun vücudun bir isyan etme şekli olduğunu belirtiyor. “Orijinal vücut ağırlığınızın yüzde 4 ila 5’ini verdikten sonra, sizi bağırsak ve beyinde olduğu gibi, orijinal vücut ağırlığınıza geri getirmeye çalışan telafi edici farklı mekanizmalar var” diyor.

İnsanlar Kilo Vermeyi Zorlaştıran Hayatta Kalma Güdüsüyle Donatılmıştır

Hormonlarınızın üstesinden geldiğinizde, gıda alımınızda aşırı derecede kısıtlayıcıysanız vücudunuz açlık moduna geçebilir. Bu durumda vücudunuz enerji harcamak yerine enerji tasarrufu yapmaya başlar.

Burguera, vücudunuzun enerjiyi iki şekilde harcadığını söylüyor. Biri fiziksel aktiviteyle, diğeri vücudunuzun sadece solunum ve sindirim gibi hayatta kalmak için gerçekleştirdiği tüm yaşamsal işlevlerle. Buna bazal metabolizma oranı deniyor. Kilo vermeye başladığınızda, beyniniz bazal metabolizma hızınızı değiştirerek bunu engellemeye çalışır, böylece daha az kalori yakmak zorunda kalırsınız.

Örneğin daha önce, belki vücudunuzun çalışmasını sağlamak için 1.200 kalori almanız gerekiyordu. Şimdi, bedeniniz sinirleniyor çünkü kilo veriyorsunuz ve yaptığınız tüm işleri 1000 kalori harcayarak yapmaya çalışıyorsunuz.

Bir sonraki öğününü avlamaya çalışan bir mağara adamı olsaydınız muhtemelen çok daha fazla kalori harcardınız ama yine de vücudunuzun buna olumsuz tepki gösterme ihtimali yoktu, çünkü bunu yapmak zorundaydınız. Fakat siz yalnızca bikininiz ile daha iyi görünmeye çalışıyorsunuz.

Ayrca ciddi şekilde kısıtlanmış diyetler metabolik orana büyük katkı sağlayan kas kütleleri kaybetmenize neden olur, bu da metabolizmanızı daha da yavaşlatır.

Sadece“diyet” yapmadan kilo vermeniz hala mümkün

Peki fizyolojimiz bize karşı gelmesine rağmen insanlar kilo vermeyi hala nasıl bekliyor?

Lowden, “Beynimizi kandırmanın bir yolu yok, ancak diyet için kesinlikle daha sağlıklı yollar var” diyor. Hunnes ise meyve, sebze ve kepekli tahıllar gibi yüksek lifli, su açısından zengin yiyecekleri toplu olarak yemenizi tavsiye ediyor. “Lifler sizi daha uzun süre tok tutar ve su içeriği kalori alımını düşük tutarken yediğiniz yiyeceklerin hacmini artırır” diyor. Avokado, zeytinyağı ve fındık gibi sağlıklı yağlar da size doyduğunuzu hissettirir diye ekliyor. Aslında, uzun süreli yüksek yağlı bir Akdeniz diyeti de – fındık ve zeytinyağı açısından zengin – kilo vermeye yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, kilo kaybı için anahtar nokta kısa süreli diyet değil, uzun vadeli bir yaşam tarzı değişikliği yaklaşımını benimsemekten geçiyor. Ayrıca “sabit noktanızı” modüle edebilecek diğer çevresel faktörleri gözden geçirmeniz sizin yararınıza olacak. Yeterli uyku (en az altı saat), stres seviyenizi düşürmek, yeterli D vitamini tüketmek, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı bağırsak mikrobiyotalarını korumak uzun vadede hepinize yardımcı olabilir.

İlginizi çekebilir: Metabolizmanızı Ateşlemenizi Sağlayacak Tüyolar

Reklam

Şok Diyetlere Gerek Kalmadan Doyarak Kilo Verebileceğiniz Beslenme Programı

0

Bahçeşehir Üniversitesi Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Diyetisyeni Dilara İsmailoğlu, öncelikle yaz için uygulanan şok diyetlerden uzak durmak gerektiğini söyledi ve hızlı incelmenin sırrını verdi: “Yemeklerinize acı pul biber ilave edin. Acı, vücut sıcaklığınızı artırarak metabolizmanızın daha hızlı çalışmasına yardımcı olacaktır.”

Kışın soğuk, baharda depresyondu derken hızla kilo aldınız. Ancak şimdi tatil zamanı ve incelmek için çok geçerli bir nedeniniz var… Şok diyetlere gerek olmadan, aç kalmadan, sinirlerinizi bozmadan zayıflayıp plajın yıldızı olmak için Bahçeşehir Üniversitesi Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Diyetisyeni Dilara İsmailoğlu’nun önerilerine kulak verin.

Tahıl Gruplarına Mutlaka Yer Verin

Diyet süresince iştahınızı azaltmak ve kısa sürede doymak için oldukça önemli olan tahıl grupları kesinlikle beslenmenizde yer almalıdır. (Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar gibi…) Posa oranının oldukça yüksek olduğu tahıllı besinler, tokluk hissini arttırdığı gibi aynı zamanda konsantrasyonu ve motivasyonu da olumlu yönde etkiler.

Su İçmek İçin Alarm Kurun

Hayatımız için oldukça önemli olan su, diyet boyunca bol bol tüketilmelidir. Sindirim sisteminin düzenlenmesi için oldukça önemli olan su içmeyi, gün içerisinde unutuyorsanız telefonunuza alarmlar kurabilir veya ofisinizde masanıza ufak notlar yazabilirsiniz.

Fındıkla-Cevizle Fıstık Gibi Olun!

Önemli bir diğer besin ise yağlı tohumlardır (Fındık, fıstık, susam, ceviz gibi…) Posa, vitamin ve mineral bakımından oldukça değerli olan yağlı tohumlar yemek yeme kontrolünüzü sağlayarak, tokluk hissinin oluşmasına yardımcı olur. Bu besini tüketirken yeteri miktarda tüketmeye özen göstermelisiniz. Gereğinden fazla miktarda tüketilmesi zayıflamaktan ziyade kilo almanıza sebep olabilir.

Yumurtayla Metabolizmanı Gazla

Metabolizmanızı hızlandırmak için önemli tüyolar:

  • Yemeklerinize pul biber ilave ediniz. Acı pul biber vücut sıcaklığınızı artırarak metabolizmanızın daha hızlı çalışmasına yardımcı olacaktır.
  • Yumurta, biotin içeriğinden dolayı diyette metabolizmanızın artması açısından önemlidir.
  • Yeterli ve dengeli protein tüketilmez ise metabolizma yavaşlayacaktır. Çünkü vücut proteini sindirmek için daha çok enerji harcamaktadır. Hem bitkisel hem de hayvansal kaynaklı proteinleri diyetlerinizde mutlaka yer vermelisiniz.
  • Metabolizmanın bir diğer düşmanı da uzun süre aç kalmak; 2-3 saat aralıklı periyodlar ile mutlaka bir şeyler tüketiniz.

3 Günlük Örnek Menü

1. Gün:

Kahvaltı:

2 adet haşlanmış yumurta

1 avuç kiraz domates + salatalık + yeşillik + biber +1 yemek kaşığı zeytinyağı ile

Ara:

1 elma (doğranmış) + 1 çay kaşığı tarçın + Beyaz çay-yeşil çay

Öğlen:

150 gram ızgara/fırın/haşlama beyaz et

Salata; 1 tatlı kaşığı zeytinyağlı + limon + sirke

Ara:

1 adet greyfurt suyu

1 ceviz büyüklüğü kadar kök zencefil

Yarım dal maydanoz

Hepsini blenderdan geçirip tüketiniz.

Akşam:

1 tabak suyu süzülmüş sebze yemeği/zeytinyağlı/kuru bakliyat

3-4 yemek kaşığı kaymaksız yoğurt

1 dilim tam buğday veya çavdarlı ekmek

Ara:

1 su bardağı light süt – içerisinde kahve konularak da şekersiz/kremasız olarak tüketilebilir.

2. Gün:

Kahvaltı:

1 dilim peynir çeşitlerinden

1 tam ceviz içi veya 5 adet fındık/badem

Domates + salatalık + yeşillik + biber

1 dilim tam buğday veya çavdarlı ekmek

Ara:

1 adet taze salatalık

1 şeker kaşığı rendelenmiş zencefil

1 dilimlenmiş limon

10-12 dal taze nane

5-6 dal taze maydanoz

Öğlen:

1 tabak suyu süzülmüş sebze yemeği/zeytinyağlı/kuru bakliyat

3-4 yemek kaşığı kaymaksız yoğurt

1 dilim tam buğday veya çavdarlı ekmek

Ara:

1 adet kepekli fırın galetası

1 su bardağı ayran/cacık- sulandırılmış (salatalık/nane vb eklenebilir.)

Akşam

150 gram ızgara/fırın/haşlama kırmızı et

Salata; 1 tatlı kaşığı zeytinyağlı + limon + sirke

Gece: 1 kase yoğurt+6-7 adet fındık/badem

3. Gün:

Kahvaltı:

1 tam yumurta + 1 yumurta akı + 1 tatlı kaşığı sıvıyağlı (ıspanak/kabak/pazı/domates/mantar/brokoli vb ) sebzeli omlet+

1 dilim tam buğday veya çavdarlı ekmek

Ara:

1 adet taze salatalık

1 şeker kaşığı rendelenmiş zencefil

1 dilimlenmiş limon

10-12 dal taze nane

5-6 dal taze maydanoz

Öğlen:

1 kase unsuz çorba

Salata+ 1 tatlı kaşığı sıvıyağ + limon + sirke

Ara:

1 porsiyon meyve – kaseye küp doğra + tarçın

Salatalık – tuzsuz

Akşam:

5 adet yağsız pişirilmiş köfte

1 tabak suyu süzülmüş sebze yemeği/zeytinyağlı/kuru bakliyat

Gece:

1 kase kaymaksız yoğurt + pul biber + limon

Not: Bireyin kilosuna ve sağlık durumuna göre besinlerin miktarları ve içerikleri değişkenlik gösterebilir. En doğru sonuç için mutlaka bir diyetisyenden yardım almaktır. Ağır kalp hastaları, tansiyon rahatsızlığı olan hastalar, yoğun kimyasal ilaç kullananlar, mide ülseri olanlar, kanamalı koliti olanlar, hamileler, emzirenler, kanser hastaları, reçeteli ilaç kullananlar, böbrek yetmezliği olanlar için sıkı diyetler önerilmez.

Reklam

Kilo Vermek ve Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı Sürmek için 10 İpucu

0

Aşırı yemek yedikten sonra kendinizi rahatsız ve berbat hissetmekten bıktınız mı? Kilonuzdan memnun değilsiniz, ama nereden başlayacağınızı da bilmiyor musunuz? Mutlu, güçlü ve sağlıklı hissetmek mi istiyorsunuz? Sizi çok iyi anlıyorum! Size kilo verip sağlıklı bir yaşam tarzına adapte olabileceğiniz birkaç kolay yoldan bahsedeceğim. Nihayetinde, bedeninizi içten temizlemek ve ruhunuzu iyileştirmek göründüğü kadar zor değil!

1. %80 doyana kadar yiyin.

Eğer daha fazla yerseniz, mideniz siz yüzde 100 doyana kadar alma kapasitesi geliştirecektir. Bu da mide duvarlarınızın üzerinde aşırı baskıya sebep olur ki zaten bu yüzden mideniz esner ve daha da fazla yemek yeme ihtiyacı hisseder. %80 tokluğa ulaşıncaya kadar yemek, midenizin kademeli olarak rahatlamasına ve az yemekle de doyabilme alışkanlığı kazanmasına yardımcı olur.

[ls_content_block id=”13465″]

2. Limonlu su için.

Çok sevdiğimi ve düzenli uyguladığımı söylemem, ama limon kesinlikle metabolizmanızı hızlandırmaya ve toksinleri temizlemeye yardımcı oluyor. Her sabah uyandıktan hemen sonra içebilirsiniz, ben genelde bir gece önceden hazırlayıp tüm güne yayarak tüketmeyi tercih ediyorum. Yöntem basit;  750 ml’lik veya 1 litrelik bir su şişesi alın ve içine su doldurun. Şişenin içine bütün bir limonu sıkın, birkaç da limon dilimi atın, dilerseniz zencefil ve tarçın ekleyerek de lezzeti arttırabilirsiniz. Bu, bedeninizin sabah egzersizinden hemen önce susuzluğunu gidermesine, metabolizmanın hızlanmasına ve kalorileri kolayca yakmanıza yardımcı olur.

3. Sağlıklı şeyler atıştırın.

Sağlıklı derken, bedeninize iyi gelen şeyler tüketin. Mutlu olarak doyacağınız, doyarken de zayıflayabileceğiniz atıştırmalıklar. Mesela; badem, elma, avokado ve fıstık ezmesi metabolizmanızı hızlandırır. Elma, patlıcan ve mısır negatif kalorili yiyeceklerdir. Fıstık ezmesi, haşlanmış yumurta, muz ve peynir süper sağlıklıdır ve kolayca doymanızı sağlar.

Kilo vermeye yardımcı olan diyet seçenekleri hakkında bilgi edinmek için “Kilo Vermeye Yardımcı En İyi Diyet Çeşitleri Nelerdir?” makalesine göz atabilirsiniz.

4.Porsiyon ve oran kontrolü yapın.

Yemek yemeden hemen önce yiyeceğinizi düşündüğünüz her şeyi bir tabağa koyun ve tamamının doğru oranlarda besin değerine sahip sağlıklı gıdalar olduğundan emin olun. Tabağınıza çok fazla şey koymayın. Porsiyonunuzu bitirdiğinizde, yemek bitmiştir. İkinci porsiyona geçmeyin. Bir sonraki ara öğünü beklemek çok zor olmamalı.

 5.Yavaş yiyin.

Yemeğin tadının farkına varın, dokusunu hissedin, içinde neler olduğunu keşfetmeye çalışın yani kısaca yemek yediğiniz anın tadını çıkarın. Mecbur kalmadıkça ayaküstü yemek yemeyin. Mesela; antrenman yapar yapmaz spor salonlarının soyunma odasında yemek yiyen insanlar görüyorum. Hiçbir enerji açığının bu kadar çabuk tüketime ihtiyacı yok. Yemek yemek keyifli bir andır, yavaşlayın. Zira midenizin doyduğunu anlaması da tam 20 dakika alıyor.

6.Bolca su için, bu metabolizmanızı hızlandıracaktır.

 7.Her hafta sonu kendinizi ödüllendirin.

Bütün kötü gıdaların tadını çıkarın, istediğiniz kadar yiyin demiyorum. Aç gözlülüğü anlamlı bulmuyorum. Yaşam tarzında sağlıklı değişiklikler yapan bir insanın tüm gün ne bulursa yeme krizine gireceğini düşünmüyorum. Zaten mahrumiyetin olmadığı, lezzet aldığı, doyduğu bir program uygulayacağından bu tarz bir yeme tarzına bürünmeye gerek yok. Ancak sadece bir öğün belki doğum günü, belki arkadaşlarla bir etkinlik belki evde keyifli bir sofranın tadını çıkarma mutlaka olmalı. Kimse hayatı kaçırmak istemez, hele de dengelemek varken. Buna ben ‘özlem’ diyorum. Özlediklerinizi ihmal etmeyin.

8. Her gün egzersiz yapın.

Neden her gün?  Çünkü çoğumuzun aktif bir yaşamı yok, aslında yaptığımız spor günlük hareket ihtiyacını karşılıyor, ekstra bir hareket yaratmıyor. Her gün egzersiz yapmak için 15 dakikanız bile olmadığını söylemeyin. İster 15 dakika olsun, ister 1 saat, egzersiz egzersizdir. Ben 30-35 dakikalık bir egzersiz öneriyorum.

  • Tüm vücudu çalıştıran ve kısa sürede büyük sonuçlar elde edebileceğiniz HIIT antrenmanları yapın.
  • 700 kez ip atlayın (normal, orta hızda).
  • Ya üst gövdeyi ya da vücudun alt kısmını çalıştıran egzersizler yapın. Bunları zaman zaman değiştirin ve dengeyi sağlayın. Eğer bir gün üst gövdeyi çalıştıran egzersizler yaptıysanız, ertesi gün vücudunuzun alt kısmına odaklanın.
  • 10 dakika, koşabildiğiniz kadar hızlı koşun.
  • Egzersizinizi 5 dakikalık bir yürüyüşle sonlandırın ve bacaklarınızı esnetin

9. İyi Uyuyun.

10. İlham Kaynağı Bulun.

Sağlıklı bir ünlüyü ilham kaynağınız olarak seçin. Bu, Instagram’da tanıdığınız ve sizi motive eden biri de olabilir. Ne zaman vazgeçecek gibi hissetseniz, onun sayfasına bakın ve yürümeye devam edin.

Fit Olmak İçin Saatlerce Koşmayın Bunun Yerine Daha Fazla Ağırlık Kaldırın!

 

Reklam

30 Günlük Diyet ve Egzersiz Programı

20

Birçok kişi için 30 gün, yani 1 ay ciddi bir zaman dilimidir. Kilolu veya biraz fazlası olan bireyler 30 gün içersinde ciddi bir diyet ve egzersiz programı ile ciddi kilolar verip istediği ideal fit bir vücuda büyük ölçüde ulaşabilir. Öncelikle şu önerilerimizi dikkate alın ve günlük bir şekilde uygulamaya başlayın.

  • Her gün sabah uyandıktan sonra aç karnına 3-4 damla limon suyunu bir bardak ılık suyun içine damlatıp için. (2 Bardak için)
  • Ekmeği kesinlikle hayatınızdan çıkartın.
  • Asitli kola, fanta ve ice tea gibi tüm asitli içecekler yasak.
  • Tatlı sadece haftada 1 kere yiyebilirsiniz. (Sütlü tatlı)

Yağ Yakımına Yardımcı Olacak En Etkili Takviyeler için tıklayın!

30 Günlük Sağlıklı Diyet Listesi

1200 Kalorilik Diyet Listesi

Pazartesi

Sabah Kahvaltı

1 dilim az yağlı beyaz peynir: 60 kalori
1 dilim kepek ekmek: 55 kalori
1 adet haşlanmış yumurta: 80 kalori
Domates, salatalık: 25 kalori

Ara Öğün Vakti: 10 tane tuzsuz badem; 60 kalori ve 1 kaşık kuru üzüm; 50 kalori

Öğle Yemeği

Ton Balıklı Salata: 150 kalori
2 dilim kepek ekmek: 110 kalori
1 bardak tuzsuz ayran: 76 kalori

Ara Öğün Vakti: 2 tane kuru kayısı; 36 kalori ve 2 tane ceviz; 50 kalori

Yeni Başlayanlar İçin 21 Günlük Fitness Programı İçin Tıklayın

Akşam Yemeği

1 porsiyon etsiz sebze yemeği: 200 kalori
1 dilim kepek ekmek: 55 kalori
1 kase yoğurt: 120 kalori
Yağsız Salata (domates, salatalık, marul ve soğan, nar ekşisi ya da limon); 40 kalori

Ara öğün Vakti: 1/2 bardak tarçınlı süt: 60 kalori

2.Gün Salı

Sabah Kahvaltısı

1 dilim az yağlı beyaz peynir: 60 kalori
1 dilim kepek ekmek: 55 kalori
5 adet zeytin: 40 kalori
Domates, Salatalık: 25 kalori

Ara Öğün Vakti: 3 tane diyet bisküvi; 50 kalori ve yarım bardak süt; 60 kalori

Öğle Yemeği

2 tane etli biber dolması: 250 kalori
1 kase kadar yoğurt: 120 kalori

Diyet listesinin devamı için >Sağlıklı Diyet Listeleri

Yukarıdaki diyet listesi ile beraber uygulayacağınız egzersiz programı çok önemli. Sizlere 2 adet egzersiz programı önereceğiz:  İlk olarak eğer kilo fazlanız 2-3 kilo ise fitness egzersiz programını uygulamanızı öneriyoruz. Bu sizin hem hafif kilo vermenizi sağlayacak hemde fit bir vücut şekline sokacaktır sizi. İkinci egzersiz programımız ise göbek eritme ve bel inceltme egzersiz hareketleri bu egzersiz programı 5 kilodan fazla kilosu bulunan kişilere öneriyoruz. Bu sizin midenizi küçülterek ve metabolizmanızı hızlandırarak hızlı kilo vermenizi sağlayacaktır. Ayrıca göbek ve bel çevrenizdeki fazla yağlardan hızlıca kurtulmanız için en iyi egzersiz programlarından birisidir.

3-5 kilo fazlası olup aşırı yağ bağlamış bel çevresini zayıflatıp sıkılaştıran egzersiz hareketleri için > “Fitness Hareketleri”

5 kilodan fazlası olanlar için hazırlanmış özel egzersiz videosu:

Reklam

Tıkandığınız Noktada Kilo Vermenize Yardım Edecek 5 Kolay Yöntem

0

Konu kilo verme olunca işin sırrının büyük oranda beslenme ve onu destekleyen antrenmanlar olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bazı durumlar oluyor ki özene bezene hazırladığınız diyet programı ve günlük koşular o son kiloları vermenize bir türlü yardımcı olamıyor.

Hatta bu durumdan motivasyonunu kaybedip diyeti de antrenmanı da bir kenara bırakan çok kişi oluyor. Dolayısı ile kısa süre sonra başta verilen kilolar da yavaş yavaş geri dönüyor.

Bilimsel birçok araştırma bu gibi tıkanma durumlarının üstedinden gelebilmenize yardımcı olacak tüyolar veriyor. Diyeti komple bırakıp inancınızı yitirmeden önce denemeniz gereken başka yollar var. Uygulaması kolay bu 5 yöntemi sizin için sıraladık.

Gözünüzden Kaçan Kilo Vermenize Yardımcı 5 Kolay Yöntem

1. Kalorileri İçmeyin!

Acı olan gerçek ile başlayalım dedik: sevdiğiniz gazlı ve alkollü içeceklere artık gerçekten ara vermelisiniz. Her gün 1 kadeh şarap ortalama 123 kalori getiriyor. Kokteyller bundan çok daha fazlasına sahip. Gazlı içecekler de içerilerindeki şeker oranları ile can yakıyor ve midede ekstra rahatsızlıklar yaratabiliyor.

Arkadaşlar ile dışarı çıktığınızda kaç kadeh şarap içiyorsunuz ya da biten kolanının yerine yeni bir tane daha söylüyor musunuz?

Zaten azaltmış olduğunuzu umduğumuz bu içecekler veremediğiniz o son birkaç kilonun sinsi sebepleri olabilir.

2. Daha Yavaş Yemelisiniz

Bu gerçek hem daha güzel bir yeme görüntüsünü hem de tokluk hissini birlikte getiriyor. Yani zamanında annelerimiz kibar kibar yemek yiyebilmemiz için bunu söylerken esasında yedirmek istedikleri o koskoca kıymalı makarna tabaklarını bitiremeyeceğimizin pek farkında değillerdi.

Yavaş yemek beyninizde tokluk ve doluluk hissinin oluşmasına neden olur. Ayrıca ne kadar çok ve hızlı yerseniz o kadar çok obezite vb. diyabetik rahatsızlıklara sahip olma riskiniz artar. Yani zaman yavaşlama zamanı.

3. Uykunuzu Yeterince Aldınız mı?

Bir araştırmada uykusuz kalan bireylerin ertesi güne fazladan 385 kalori depolayarak başladıkları görülmüş. Kaç gündür yetersiz uyuyorsanız bunu 385 kalori ile çarpınca aldığınız yağ miktarını aşağı yukarı tahmin edebilirsiniz.

Yorgun ve uykusuz olduğunuz zamanlarda beyniniz yağa bağlı kalori açlığı hisseder. Bu da sizi pizzaları baklavaları saymadan yemeye teşvik eder.

4. Yemek Günlüğü Tutun

Yemek günlüğü deyip geçmeyin. Ne günlüğü ya deyip hiç geçmeyin. Yaptığınız işlerin kaydını tutmak gibi düşünmelisiniz bunu. Yemek günlükleri her gün o gün içerisinde tükettiğiniz 1 tanecik cevizli kurabiyeyi bile içermeli. Bu sayede nerede hata yaptığınızı hangi besinleri çok tükettiğinizi ve bunun farkında olmadığını anlayabilirsiniz.

1 hafta her gün yapacağınız bu işlemin sizi hayrete düşürecek sonuçları ortaya çıkaracağına eminiz.

5. Daha Çok Hareket Edin

Belki de beslenmeden ziyade harekete biraz daha fazla önem vermeniz işi çözebilir. Her gün 1 saat yürüyüş yapıyorsanız 1 saat 15 dakika yapmayı deneyin. İşyerinizde asansör kullanmaktan kaçınıp katlar arasını merdivenle inip çıkın. Saat başı ayağı kalkıp 5 dakika kadar eklemlerinizi açacak ufak ısınmalar yapın ve yürüyün. Bu basit egzersizler hem kaslarınızın fonksiyonlarını korumak için hem de son kalan kilolarınızdan kurtulmak için iyi bir çözüm olabilir.

Yetersiz Beslendiğinizi Hissediyorsanız Multivitamin İle Eksiklerinizi Tamamlayabilirsiniz

Reklam

Fiziksel Aktivite Sırasında Görme Gücümüzün Daha Hassas Olması Mümkün mü?

0

Psikologlar tarafından insanın görme gücünün fiziksel aktivite sırasında daha hassas olup olmadığını araştırmak için bir deney tasarlandı.

Evrensel olarak egzersizin faydalarının zindeliğin çok ötesine geçtiği kabul edilmektedir. Hastalık riskini azaltmaktan, uykuyu iyileştirmeye ve ruh halini daha pozitif duruma getirmeye kadar bir çok olumlu sonucu içerisinde barındırır. Fiziksel aktivite, hafızayı güçlendirmenin yanı sıra düşünme becerilerini korur ve bilişsel işlevler üzerinde de olumlu bir etkiye sahiptir.

Peki fiziksel aktivite görme gücümüzü geliştirebilir mi?

Fiziksel aktivite sırasında fare ve sinek beyinlerinin görsel işlemle ilişkili bölgelerindeki nöronal ateşleme oranlarının arttığını son dönemlerde yapılan bir çalışmayla ortaya çıkaran UC Santa Barbara psikologları Barry Giesbrecht ve Tom Bullock, bunun insan beyni için de geçerli olup olmadığını bilmek istediler.

Bunu öğrenmek için, kısa süreli gerçekleştirilen bir fiziksel egzersizin insan performansını ve altta yatan nöral aktiviteyi nasıl etkilediğini araştırmak için davranışsal ölçümler ve nörogörüntüleme teknikleri kullanarak bir deney tasarladılar. Araştırmacılar düşük yoğunluklu egzersizin görsel bilginin işlenmesinde önemli bir rol oynayan serebral kortekste bulunan görsel korteksteki aktivasyonu arttırdığını buldular. Sonuçları Bilişsel Nörobilim Dergisi’nde yayınlanmıştır.

UCSB’nin Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Giesbrecht, “Bizim uyarılma olarak adlandırdığımız aktivasyonun artmasının bilginin nasıl temsil edildiğini değiştirdiğini ve bu uyarılmanın çok daha seçici olduğunu” söylüyoruz. “Bunu anlamak önemlidir, çünkü o bilginin nasıl kullanılacağı, potansiyel olarak farklı olabilir” diyor.

Egzersiz yapmanın bilişsel işlevlerin farklı yönlerini nasıl etkilediğini araştırmak için, araştırmacılar 18 gönüllüye ulaştı. Her bir katılımcı kablosuz kalp atış hızı monitörü ve 64 kafa derisi elektrotları içeren bir EEG (elektroensefalogram) başlığı giydi. Sabit bir bisiklette, katılımcılar dokuz uzamsal oryantasyondan birinde sunulan alternatif siyah ve beyaz çubuklardan oluşan yüksek kontrastlı uyaranları kullanarak basit yönelimli bir ayrımcılık görevi gerçekleştirdiler. Görevler dinlenme esnasında ve hem düşük hem de yüksek yoğunluklu egzersiz sırasında gerçekleştirildi.

Bilim adamları daha sonra kaydedilen beyin verilerini, görsel uyaranlar tarafından aktive edilen görsel korteksteki nöronların tepkilerini tahmin etmelerini sağlayan bir sayısal modele indirgedi. Katılımcıların dinlenme halindeyken ve daha sonra düşük ve yüksek yoğunlukta egzersiz yaparken verdiği yanıtlar analiz edildi.

Bu yaklaşım, görsel korteksteki büyük nöron popülasyonlarının, farklı uyaran tiplerine karşı her biriyle ilişkili olarak ne yaptığının tekrardan öngörülmesine izin verdi. Araştırmacılar, nöronların farklı uyaran türlerini ne kadar iyi temsil ettiğini tahmin eden bir “akort eğrisi” yaratabildiler.

UCSB’nin Dikkat Laboratuvarı’nda doktora sonrası araştırmacı olan öncü yazar Bullock, “Düşük yoğunluklu egzersiz sırasında yüksek tepkime ve yüksek yoğunluklu egzersizler sırasında en yüksek tepkinin arttırıldığını bulduk. “Ayrıca, eğrinin daraldığını ve bunun da bant genişliğinde bir azalmayı önlediğini gördük. Bununla birlikte, artan kazanım ve düşük bant genişliği, bu nöronların, düşük yoğunluklu egzersiz koşulu sırasında sunulan diğer uyaranlara göre daha duyarlı hale geldiğini ortaya koymaktadır. ”

Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, bu çalışma egzersizin önemini vurgulamaktadır. Giesbrecht “Aslında, egzersiz alışkanlıkları, bilgi işlemeyi etkilemek için daha iyi ve daha ulaşılabilir bir yol sunabilir” diyor.

Beyin Gücünüzü En Üst Seviyeye Taşıyacak Mucizevi 9 Yiyecek

Reklam

Nasıl Yapılacağını Bilmediğiniz Yoga Hareketleri İçin Instagram’da Size Yardımcı Bir Yogi Var

0

Çok önemli bir meseleyi masaya yatırıyoruz: bu, bir acayip yoga hareketleri nasıl yapılıyor?

Instagramda saatlerce birbirinden güzel yoga fotoğraflarına bakarken bu konuyu yazmak istedik. Bu değişik yoga pozları nasıl yapılıyor? Alexzandra Peters, bakmalara doyamadığımız fotoğraflara sahip yogilerden biri. Onu özel kılan ise yoga pozisyonlarını nasıl yaptığını anlattığı videoları. Yani Alexzandra pozları deşifre etmenize ve kendiniz de uygulayabilmenize oldukça yardımcı oluyor.

Alexzandra Peters yoga yapmaya üniversite yıllarında bir depresyon sürecinden kurtulmak için başlamış.

Working on Kapotasana? Try out this modification with the yoga wheel, it’s a wonderful prep for the full pose! Be sure to do all the yummy warmups before getting into it, your front and back body want to be completely open and warmed up. So that means: Stretching your shoulders, hammies, quads, upper and lower spine, hip flexors. – Once you lean back onto the wheel and find that you can’t yet grab the wheel, feel free to place a strap (or Belt) inside the wheel and grab onto that. Over time you can work on walking your hands closer to the wheel so you can grab it. – Work on pressing the hips forward and glutes off of the wheel, finding length and opening the heart space. – Take your time here, repecte your body and don’t try and force the pose ☺️❤️ Swipe left to see how I got Into it :)!

A post shared by Yoga Instructor•Reiki•Thai YM (@alexzandrapeters) on

Bir ayrılık sonrası girdiği depresyondan kurtulmak için arayışa girdiği sırada yoga ile tanışmış.

 

Gittiği ilk derste yogaya âşık olduğunu dile getiriyor.

These poses aren’t easy. No pose really is when you’re just learning and trying to figure it out.All asanas take work, patience, practice, breathe, fail, falls, focus, passion, love, forgiveness, gratitude and most of all, time. I like to create these post because it’s important to know that these crazy asanas do not happen over night, most of them take months, even years. To be able to execute one pose (such as this one) you have to work on your entire body, especially the mind. So remember to be gentle with your self, respect your limit and find gratitude for your practice, no matter where you are, in this journey. Warm ups: 5 sun salutations, work on your forward fold for 2-3 minute (standing and seated), triangle, extended side angle, reverse warrior, bound half moon, extended hand to toe, birds of paradise, gate pose, revolved seated wide angle, splits, frog pose, pigeon, all the yummy side bends you can think of ? Wearing @lalalandcomfywear

A post shared by Yoga Instructor•Reiki•Thai YM (@alexzandrapeters) on

Bu süreyi takip eden 3 yıl boyunca kendisini yogi olmak ve yogayı başkalarına da öğretebilmek için iyice geliştirmiş.

 

Esnekliği ile ilgili gelen sorulara kendi websitesinde detaylı bir açıklama da yapmış,

Compass pose- one of my favorites because I’m addicted to yummy side body stretches!?? This is one of those poses that took me a long time to figure out how the body got into it & how to feel comfortable without forcing myself (potentially hurting myself, I’ve pulled a few muscles in the past from trying to do this- part of being a home practitioner, not doing my research and not enrolling in YTT??‍♀️?). -Notice how my back is against the wall, creating a straight and supported spine. This is where you want to start. It also help you keep alignment with the top shoulder and reminds you not to let the top shoulder roll forward. Try to keep it pressing against the wall. – I’m using my lower shoulder and pressing it into my lifted leg. – In the full pose, my top elbow is still slightly bent. – my chest is slightly lifted and rotated in the opposite direction of my lifted leg – sit bones are both on the ground & I’m rooting down through the outer shin and knee Tips: – You can work on straightening and bending the arm that’s holding onto the strap (I didn’t do this in the video but it’s a wonderful exercise and helps you understand where your current limit is). – Take your time entering this pose. Use the grounded block if the hand on the ground is a little too much. You shouldn’t feel any pinching or shortness of breath. – Over time, work on straightening out the top are and rolling it up close to the foot. Warmups: 5 sun salutations, Forward fold, triangle, extended side angle, reverse warrior, bound half-moon, extended hand to big toe, bird of paradise, gate pose, revolved seated wide angle, center split Wearing @aloyoga ☺️

A post shared by Yoga Instructor•Reiki•Thai YM (@alexzandrapeters) on

Çoğu yogi gibi o da inanılmaz derecede esnek ve dengeli. Bu esnekliğin temeli olarak 5-12 yaşları arasında yaptığı jimnastik ve cheerleader çalışmalarını gösteriyor. Ancak bu çalışmaların yogaya başladığında çoktan geri kalmış olduğunu da söylüyor.

 

Alexzandra instagram hesabı ile 260 bini aşkın bir takipçi sayısına ulaşmış.

The other day I was asked “What’s the hardest part about being a Yoga teacher?”. I unfortunately immediately knew the answer. Once you become a teacher, it’s easily to slip and start to slack on your self-practice. The nights or days you’d usually be taking a class, you’re teaching one (not complaining by any means, Teaching is my passion. I love It with my entire being❤️). But for me, the hardest part about teaching is spending less time on my personal practice. Between working full time as a paralegal assistant, teaching classes, workshops & events, farming, and making home repairs, Eric and I catering weddings, I have 0 time to make it to a class if I want some what of a social life???‍♀️. So I decided to make a 1,000% commitment to myself – to show up for myself, to show up on my mat 6 days a week taking classes via online on @codyapp . I’m super excited to go home after work, and take a class before I have to teach one tonight ??! Wearing @aloyoga

A post shared by Yoga Instructor•Reiki•Thai YM (@alexzandrapeters) on

Dünyayı yoga çalışmalarını başkaları ile paylaşmak, daha çok öğretmek ve mükemmel manzaralar eşliğinde yoga pozları vermek için geziyor.

 

Alexzandra’nın asıl işi ise bu değil,

https://www.instagram.com/p/BjnOOIwH60N/?taken-by=alexzandrapeters

Keyif ve öğretme isteği ile yaptığı bu işi yogi tam zamanlı olarak yapmıyor. Full time çalıştığı başka bir işi var. Üstelik işi söylediğimizde oldukça şaşırabilirsiniz kendisi bir noter ve avukat yardımcısı. Burada bir şeyler yapmak için kendine zaman ayıramayanlar ya da işini bahane edenlere Alexzandra’nın bu yönünü de göstermek isteriz.

 

Yoginin en sevdiğimiz yanı ise nasıl yapıldığına nereden başlandığına bir türlü anlam veremediğimiz pozları,

Hi Friends☺️ Good Morning & Happy Motivation Monday ? I’ve been getting a lot of questions regarding splits, like: “How long till I see progress in my split?” – well that depends, if you’re practice them every day for at lest 30 minutes… probably a week or two! If you want to gain flexibility in your split you should really practice them every day if you want to see progress. Deeping a split takes an extremely long time, the muscles are stubborn & still so you need to baby them and stretch them as often as possible. “What kind of stretches can I do to deepen my center split?” There are hundred of stretches you can do but I’ll name a few: Goddess, malasana, butterfly, forward fold, wide leg forward fold, goddess against the wall (show in this video), leg lifts (shown in this video), lunges, narrow center split(hold for 3 minutes), wide leg center split (hold for 2-3 minutes), center split against the wall, legs up the wall center split (hold for 3 minutes). ** Best advice I’ve ever received was: If you want to deepen your split always practice over splits. You’ll see me doing this at the end of the video. You’re probably thinking “I can’t over split like you” – that’s okay! Over split just means that your adding blocks or a prop under your legs, it doesn’t have to be as intense as I show in the video. You adjust to where you are in YOUR practice. You can do this even if you cant lay your belly flat, or even if your forearms can go down. – I’ll show you examples later this afternoon in my story ? ? ❤️ by @xavierruddofficial

A post shared by Yoga Instructor•Reiki•Thai YM (@alexzandrapeters) on

Videolar eşliğinde gösteriyor olması. Ayrıca bu videolarda yoga bloklarını ve ayarlanabilen kemerleri nasıl kullanabileceğinizi de gösteriyor. Böylece yogaya başlayacak ya da ileri seviyede olup olmaması fark etmeksizin oldukça keyifli bir rehber yaratmış oluyor.

 

Alexzandra yogada asana denilen bizim poz diye adlandırdığımız mükemmel duruşlarını,

anjaneyasana – a truly beautiful & super intense pose. ? It's taken me 5 years to be able to do it (and it's no where near perfect or 100% comfortable). But i'm proud of where I'm at and you should be too!?? This is the most effective modification that I've been trying. The blocks support the lift in your chest and the strap helps with the flexibility in your shoulders. You can take it to ANY level when you're ready 🙂 I used 5 blocks here- the height will depend on your height. You want them stacked in between the shoulderbaldes so they press your heart heigh. Warm ups: High lunge, low lunch, pigeon, fire log, goddess, all the splits Cobra, up-dog, superman, variations of puppy pose, bow, bridge, wheel, camel, dancer All the yummy shoulder warmups Swipe left to see video 🙂

A post shared by Yoga Instructor•Reiki•Thai YM (@alexzandrapeters) on

Dünyanın dört bir yanında ölümsüzleştirerek instagramda takipçileri ile paylaşmaya devam ediyor.

 

Herkesin, yaş, dil, cinsiyet ya da herhangi bir özellik fark etmeksizin yoga yapabileceğine inanıyor,

Straddle lift is a pose that I believe is truly underestimated for the amount of strength that’s necessary in order to lift both legs. It forking hard. Like really hard. So if you’ve been practicing it and just can’t seem to get it, I hear you. I was once there experiencing that same frustrating and doubt. Until I started practicing them with blocks!?? I feel like props. Get such a bad rep. like their a sign of weakness. I assure you, that if you use props. Its not weakness. They allow and assist growth and for me it brought confidence. Tips for straddle lift: Start with two blocks under your heels Toes are pointed & legs are engaged the entire time (this helps make the lift feel lighter) Core is engaged entire time Push, push, push and push some more in your shoulders!!! ** Hand placement Beginners: One hand in front of the body, one in back Intermediate: Both hands in front. ** If the lift feels easy, try alternating feet and picking them off of the block and setting them back down **Also try removing one block and practicing the lift with a little more body weight ** When you’re ready, remove both blocks & practice, practice, Practice!!❤️❤️

A post shared by Yoga Instructor•Reiki•Thai YM (@alexzandrapeters) on

Kendisine sıkça sorulan ve istenilen esnekliklere hızlıca ulaşmak için ise günlük 1 saatlik tekrarların mutlak olduğunu düşünüyor.

 

Alexzandranın mükemmel fotoğraflarına ve videolarına biz bakmaya doyamıyoruz!

Mükemmel Fotoğraflara İmza Atan Nü Yoga Fotoğrafçısı İle Tanışın!

Reklam

Koşu Bandında Koşmak mı Yoksa Açık havada Koşmak mı Daha İyi Tartışmasını Noktalıyoruz

0

Yıllardır süregelen ve artık klasikleşen bir tartışma var; “Koşu bandında koşmak mı yoksa açık havada koşmak mı daha iyidir?” Bir tarafı şiddetli kendi alışkanlıkları doğrultusunda savunan bir grup insan olmasına rağmen çoğu koşucu hem iç hem de dış ortam koşularının çok yönlülük için oldukça önemli olduğunu zamanla fark etmiş durumda.

kosu-bandinda-kosmak-mi-yoksa-acik-havada-kosmak-mi-kosmak-daha-iyi-tartismasini-noktaliyoruz

“Hangi meyvenin sizin için daha lezzetli ve iyi olduğunu sormak gibi” diyor Peloton Tread’de usta bir eğitmen olan Rebecca Kennedy. “Hepsinin kendine özgü avantajları var!”

Bu yüzden asıl soru genel olarak daha iyi olan şey değil, şu anda sizin için en iyi olan şey nedir olmalı. Her koşucunun hedeflerinin farklılık gösterebileceği gibi koşu tarzları vb. de değişebilir. Öyleyse, birini seçmekten ziyade, her iki durumun da faydalarını ve dezavantajlarını bilmek daha yerinde olacaktır.  Aslına bakılırsa içinde bulunduğunuz an için tam olarak uygun olan koşu stilini tercih etmeniz en doğrusu. Koşacağınız kilometreleri nerede kayıt altına almak sizi daha mutlu edecek bunu da göz ardı etmemek gerekir.

Koşu Bandı Neden İyi?

Koşucular, koşu bandında daha az adım uzunlukları ve daha yüksek adım hızına sahip olma eğilimindedirler ve Sports Health dergisinden yapılan bir araştırmada, bu adımların ağırlık taşıyan eklemlerde (ayak bilekleri, dizler, kalçalar) daha az olumsuz etkiye dönüşebileceğini bulmuştur. Ancak bu çalışma 2014’te yapıldı – şimdi, slat-kemer koşu bantları yaygınlaşmakta (hem Woodway makinelerinde hem de yeni Peloton Tread’de) ve bunlar koşu esnasında daha da fazla tampon görevi görürken ekstra darbe emici özelliğe de sahipler.

Bu noktada yan not olarak “koşmak dizleriniz için kötüdür” argümanını da ele almak gerekir. Arthritis Care & Research’teki yeni bir çalışma, yaşamları boyunca egzersiz alışkanlığını sürdüren 2500 kişinin bu alışkanlıklarını analiz etti ve bu kişilerde düzenli olarak koşmanın bir yansıması olarak sık diz ağrısı bildirme veya osteoartrit semptomlarına sahip olmanın koşucu olmayanlara oranla daha az olduğuna rastlanıldı.

Muhtemelen daha fazla kalori yakacaksınız

İçerde veya dışarıda daha fazla kalori yakıp yakamayacağınızı belirleyen birçok faktör var – özellikle başlangıç seviyesindekiler için ne tür bir koşu yaptığı ve ne kadar sürdüğü oldukça önemli. Ancak ortalama olarak, Equinox’teki Precision Running programının program ve içerik direktörü olan David Siik, koşu bandında daha fazla ateşleme yapacağınızı söylüyor. “Birçok kişi artık bir koşu bandı üzerinde interval antrenman yaptığından, çok daha yüksek bir odak, daha yüksek bir seviye ve çok daha büyük bir kalori yakımı görüyorlar” diyor.

kosu-bandinda-kosmak-mi-yoksa-acik-havada-kosmak-mi-kosmak-daha-iyi-tartismasini-noktaliyoruz

Ana hedefiniz yüksek kalori yakımıysa, açık hava koşuları da tamamen reddedilmemelidir. Rüzgar ve direnç sizi daha fazla çalışmaya zorlayabilir ve vücudunuz sıcak veya soğuk havadayken vücut sıcaklığını düzenlemek için ekstra kalori yakar. Kennedy, “Açık hava koşusu ayrıca bacaklarınızı daha çok iş yapmaya zorlar ve zemini direnç olarak kullanır. Bu da hareket eden bir bantta kilometreler koşmaktan daha zordur. Buradaki bir diğer önemli nokta ise bu değişkenlerin hızınızı etkilemediğinden emin olmaktır. “Onlar yüzünden yavaşlarsan, o zaman bu rekabeti koşubandı kazanır.”

Verimli ve etkili

kosu-bandinda-kosmak-mi-yoksa-acik-havada-kosmak-mi-kosmak-daha-iyi-tartismasini-noktaliyoruz

Ter atmak için çok fazla zamanınız yoksa, koşubandı kazanır. Sadece yerleşip başlat tuşuna basmakla kalmaz – sadece kolay değil -, aynı zamanda tamamen siz kontrol edersiniz. Ayrıca, yaya geçidinden sonra tekrar bir başka yaya geçidine takılmak gibi, dış mekanda gerçekleşen tüm değişkenleri düşünmek zorunda değilsiniz.

Hava konusunda sıfır endişe

Kendinizi patika, pist veya yollara attığınızda hava, her zaman düşünmeniz ve ona göre hazırlanmanız gereken bir değişkendir fakat koşu bandında koştuğunuzda böyle bir tedirginlik yaşamazsınız.

kosu-bandinda-kosmak-mi-yoksa-acik-havada-kosmak-mi-kosmak-daha-iyi-tartismasini-noktaliyoruz

Kennedy, “Özellikle yaz mevsiminde, açık havada koşmak istediğinizde güneşin tam tepede olmadığı zamanların tercih edilmesinin gerektiğini söylüyor. Kışın ise güneş doğduğunda koşuya çıkmak en iyisi” diye ekliyor. Tüm bu koşullar koşu bandında kayboluyor – O yüzden de koşu bandının esneklik sağladığını söylemek de mümkün.

Bu arada, eğer dışarısı berbatsa, dışarıda devam etmeye zorlayarak daha fazla “sert” koşucu olmak zorunda değilsin. Evet, eğer ciddi bir antrenman gerçekleştiriyorsanız potansiyel yarış günü koşullarında koşmak önemlidir, ancak Kennedy kaliteli egzersizlerin iyi havalarda yapılması gerektiğini söylüyor. “İçeride her zaman güzel hava vardır!” diye de ekliyor.

Koşu Antrenmanınıza Eklemeniz Gereken 13 Harika Pilates Hareketi

Reklam

Seviyeye ve İhtiyaca Uygun Koşmak Yaşam Kalitesini Yükseltiyor

0

Life Fitness Akademi Türkiye Running Master Coach Mehmet Çetin, performans gelişimi için koşu yapmanın daha hızlı sonuç alınabilen bir antrenman çeşidi olduğunu, en az haftanın 3 günü koşuya vakit ayırmak gerektiğini, etkili bir antrenman için koşu temposunun bir sporcunun seviyesine göre değiştiğini ve dinlenik nabzın düşmesini sağlayarak bedensel kaliteyi artırdığını söylüyor.

Fitness tesislerinde güvenilir ve popüler ekipmanlarıyla kullanıcıların tüm beklentilerini karşılayan Life Fitness, sporu daha doğru ve eğlenceli bir şekilde deneyimlemek isteyenler için fitness çözümleri sunuyor. Life Fitness, aktif ve sağlıklı bir yaşam sürmeye yardımcı ürünlerinin yanı sıra uzman eğitim platformu Life Fitness Akademi’deki profesyonel fitness eğitmenleriyle doğrudan etkileşim sağlayan antrenman önerileri veriyor.

Koşu bazlı bir spor yapılacaksa ve bu konu üzerine adapte olunacaksa haftanın 3 günü koşuya vakit ayırmak gerektiğini, konulan hedefler doğrultusunda da bu sürenin 4-5 güne çıkarılabileceğini söyleyen Life Fitness Akademi Türkiye Running Master Coach Mehmet Çetin, “Farklı koşu teknikleri vardır. Bu tekniklerden hangisinin beden seviyesine ve koşulan mesafeye uygun olacağını belirlemek gerekir. Koşarken vücudun nasıl durduğu çok önemlidir. Gövde ve bakışlar karşıda olmalıdır ancak doğru bir pozisyon için bir antrenörden yardım alınması daha doğrudur” diyor.

Seviyeye ve İhtiyaca Uygun Bir Şekilde Koşmak Verim Sağlıyor

Çetin, “Koşu performansını artırmak ve sakatlık riskini minimuma indirmek için koşu öncesi mutlaka dinamik bir ısınma biçimi tercih edilmelidir. Koşu temposu bir sporcunun seviyesine göre ve koşmak istediği mesafeye göre değişiklik gösterir. Ancak genel olarak şunu söyleyebiliriz ki; her zaman için koşuya yavaş tempo ile başlamak ve adım adım tempoyu yükseltmek daha iyidir. Aynı zamanda koşu yaparken hızlı ve yavaş kavramlarının ne olduğunun da belirlenmesi çok önemlidir. Fazla kalori yakmak isteniyorsa yüzde 70 – yüzde 80 şiddette antrenman yapmak faydalı olacaktır. Gerekenden veya ihtiyaçtan fazla bir hızla koşmak ulaşmak istenilen mesafeyi kısaltır, vücudun oksijen borçlanmasına girmesine neden olur ve belli bir süre sonra oluşan laktik asit koşuyu durdurur. Gereğinden yavaş yapılan koşularda ise gerçekleştirilen antrenmandan herhangi bir verim alınamaz ve zaman boşa harcanmış olur” diye belirtiyor.

Düzenli Koşmak Dinlenik Nabzı Düşüyor

Son olarak koşunun nabız üzerindeki etkisine de değinen Çetin, “Koşu yapmak fitness performansını geliştirmek için daha hızlı sonuç alınabilen bir antrenman çeşididir. Koşu yürüyüşün hızlı fazıdır ve yürüyüş yaparken belli bir nabız seviyesinin üstüne çıkmak oldukça zordur. Ancak koşarken bu seviyeyi çıkarmak daha kolaydır. Belli bir süre koşu ile kardiovasküler antrenman yapan bireylerde dinlenik nabız aşağılara düşmeye başlar. Bu iyi bir şeydir ve antrenman içerisindeki toparlanma sürecini hızlandırır. Aynı zamanda bedensel dayanıklılığı artırır ve yaşam kalitesini yükseltir” diye ifade ediyor.

Reklam