Fit Hub Blog Sayfa 46

Aerobik Egzersizler vs Anaerobik Egzersizler: Hangisi Daha Fazla Yağ Yakımı Sağlar?

2

Yazan Nilay Özdemir

Yazı İçeriği ve Başlıkları

  1. Aerobik Egzersiz Nedir?
  2. Aerobik Egzersizlerin Vücudunuza Kazandırdığı Faydalar Neler?
  3. Anaerobik Egzersizler
  4. Anaerobik Egzersizlerin Vücudunuza Kazandırdığı Faydalar Neler?

Fazla kilolarınızdan biran önce kurtulmak mı istiyorsunuz? Peki, ne tip egzersiz yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

Kilo verme hedefinize emin adımlarla ulaşmak için iki farklı egzersiz yöntemi olan aerobik ve anaerobik egzersizlerin detaylarını bilmelisiniz. Genelde fazla kiloları olan kişiler direk olarak aerobik egzersizler yapmaya başlasalar da yapılan incelemeler sonucunda, anaerobik egzersizlerin kilo verme konusunda daha etkili olduğu görülmüştür. Yani, önceliğiniz hızlı kilo vermek ve aynı zamanda da kas yapmak ise tercihiniz anaerobik egzersizler olmalıdır. Çünkü anaerobik egzersizlerde kalori yakımı daha fazladır.

Bu iki egzersiz yöntemi vücudunuzun enerji üretme biçiminde farklılık gösterir.  Vücudunuzun nasıl yağ yaktığını ve genel kondisyon ve performansınızı arttırmak için nasıl dayanıklılık ve güç oluşturulabileceği konusunda yardımcı olur.

Aerobik ve anaerobik egzersizlerinin vücuda etkilerini ve kazanımlarını öğrenmek, hangi egzersiz türünün daha iyi ve verimli olduğunu anlayabilmek adına bu iki egzersiz yönteminin detaylarını ve farklılıklarını size aktaracağım.

Aerobik Egzersiz Nedir?

Aerobik “oksijenin varlığında” ya da “yanında” anlamına gelir.

Aerobik egzersizde vücut enerji oluşturmak için oksijen kullanır ve kaslara daha fazla oksijen gittiğinden yüksek oranda yağ yakımı gerçekleşir. O esnada kanda ve vücutta oksijen dolaşımı hızlanırken, kan basıncı azalır ve yağ yakımı artar.

Aerobik aktivite için enerji yavaş ama büyük miktarda üretilir. Bu tür enerji öncelikle kaslarınızın sürekli ritmik veya tekrarlayan hareketlerde kullanıldığı aktivitelere güç verir, fiziksel dayanıklılığınızı oluştururken kalp atış hızınızı ve solunumunuzu orta derecede artırır. Çünkü egzersiz esnasında sürekli nefes alırız ve vücuda güç vermek için oksijen kullanırız.

Aerobik egzersizde düşük ve orta düzeyde efor uzun süreler sürdürülebilir. Eforla daha fazla nefes alırız ve vücudumuzdan karbondioksiti atarız. Aerobik egzersiz hareketleri, anaerobik egzersize göre daha uzun süre yapılabilir, çünkü bol miktarda enerji kullanılır ve laktik asit daha az üretilir. Mevcut aktivite seviyesini sürdürmek için de sürekli oksijen kaynağı kullanılır ve vücut enerji üretmeye devam eder.

Aerobik egzersizde vücut enerji üretmek için oksijen kullandığından, yakıt için hem yağ hem de glikoz kullanır. Anaerobik egzersizde ise vücut yakıt için sadece glikoz kullanır.

Aerobik aktivitelere -ki bunlar kardiyovasküler egzersizlerdir, örnek verirsek; uzun mesafe koşuları, yüzme, kick boks, bisiklet, ip atlama, yürüyüş, kayak, merdiven çıkma, kürek, tırmanma akla ilk gelenler olur. Bu egzersizlerde uzun süreli dayanıklılığa yarayan kırmızı kas lifleri gelişir, anaerobik egzersizler ise, kısa süreli ve yüksek yoğunluklu performanslarda kullanılan beyaz kas liflerini etkiler.

Aerobik Egzersizlerin Vücudunuza Kazandırdığı Faydalar Neler?

  • Vücudun genel oksijen tüketimini iyileştirir, metabolizma hızını arttırır, yağ yakar,
  • Kalp ve akciğerleri güçlendirir, dinlenik kalp atım hızını düşürür, diyabet riskini azaltır,
  • Yaşam kalitesini arttırır, hayatınız uzar,
  • Vücutta oksijenin dağılmasına yardımcı olan kırmızı kan hücrelerinin sayısını arttırır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir ve dayanıklılığı arttırır.

Anaerobik Egzersizler

Anaerobik, “oksijensiz” veya “oksijen yokken” anlamına gelir.

Anaerobik egzersizde vücut enerji ihtiyacını solunumdan karşılar, vücudu oksijensiz çalışmaya zorlar. Kısa bir sürede çok fazla enerji salınımı olur, oksijen talebi oksijen arzını aşar. Oksijen, egzersiz esnasında kan ile birlikte yağların ve karbonhidratların yakımı için kullanılır.

Bu tip egzersizler kısa ve yüksek yoğunluktadır, maksimum efor seviyesindedir. Maximal kalp atımının %85’in üzeri nabızlara çıkaran, 2-3 dakikalık yüksek yoğunluklu kısa patlamalarıyla yapılan egzersizlerdir. Mesela, bir sprinter koşusu kısa sürede sürdürülürken, maraton sürekli bir çabadır.

Anaerobikte dinlenme halinde bile kalori yakımı devam eder. Anaerobik egzersizler dayanıklılık ve fitness seviyelerini arttırır. Yağsız kas kütlesi oluşturmaya yardımcı olur. Örneğin daha kaslı olan vücutlarda kalori daha verimli yakılır dolayısıyla kilo yönetimi konusunda da yardımcı olur.

Vücut anaerobik aktivite esnasında oksijen kullanmadan enerji için glikozu parçalar. Glikoz, oksijensiz yüksek yoğunluklu egzersiz sırasında kas hücrelerinde hızlı bir şekilde enerji üretir. Örneğin, dayanıklılık sporcuları egzersiz öncesi karbonhidrat yüklemesi ile performanslarını arttırır. Çünkü karbonhidrat şekere dönüştüğünden daha fazla enerji verir.  Hatta egzersiz sırasında da şeker takviyesi alırlar.

Anaerobik egzersiz sırasında vücut laktik asit üretir, bu da enerji patlamasından sonra kaslarınızın yorulma sebebidir. Ancak egzersizler düzenli şekilde yapılırsa vücudunuz laktik asiti daha etkili şekilde tolere eder. Böylece vücut, laktik asiti daha verimli kullanır böylelikle daha sağlıklı kilo verirsiniz.

Anaerobik aktivitelere örnek verirsek: Kısa süreli egzersizler; fitness/ ağırlık kaldırma, halter, itme, çekme, sürat koşusu, tenis, HIIT kardiyo, interval training, basketbol.

Anaerobik Egzersizlerin Vücudunuza Kazandırdığı Faydalar Neler?

  • Kemiklerinizi ve kaslarınızı güçlendirir, kas kütlesi ve gücü oluşturur, postürünüzü iyileştirir,
  • Egzersiz sırasında vücudun kullandığı oksijen ile maksimum CO2 değerlerini arttırarak dayanıklılık ve kardiyovasküler verimliliği de arttırır,
  • Kemiklerin gücünü ve yoğunluğunu arttırdığından kadınlarda osteoporoz riskini azaltır,
  • Anaerobik egzersiz, yağsız kas oluştururken ve korurken metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur. Ne kadar yağsız kasınız varsa, bir sonraki antrenmanlarınız sırasında o kadar çok kalori yakarsınız.

Kısacası hem aerobik, hem de anaerobik egzersizin ayrı ayrı faydaları vardır ve her ikisini de egzersiz programınıza dahil edilmeyi hak eder. Ancak özellikle yağ yakmayı düşünüyorsanız, anaerobik egzersiz en doğru tercih olacaktır.

Reklam

Bisikletçi ve Koşucuların Vazgeçilmezi Karbonhidrat Jeller

Yazan Elif Şahin

Karbonhidratlar vücut tarafından enerji üretmek amacıyla kullanılan temel bileşenlerdir.

Vücut ihtiyaç duyduğu enerjiyi protein ve yağlardan da karşılayabilmektedir, ancak ilk tercihini her zaman karbonhidrattan yana kullanacaktır. Bunlar doğru beslenme ile vücuda gerekli miktarlarda rahatlıkla alınabilir. Karbonhidratlar vücut için en önemli yakıt deposudur. Öyle ki, her kilometre başına yakılan enerjinin %75’i karbonhidratlardan gelmektedir. Aynı zamanda antrenman performansını arttırmak için de kendisi anahtar bileşendir. Dolayısıyla karbonhidrat, kas gelişimini arttırmada oldukça önemli bir değer taşımaktadır. Özellikle dayanıklılık gerektiren spor branşlarında, boşalan karbonhidrat depolarını takviye edip hızlıca doldurmak büyük önem taşır. Günümüzde koşu, dağcılık, bisiklet, triathlon gibi sporlarda enerji jellerinin kullanımı işte bu sebeple oldukça yaygın.

Enerji jellerin içeriği büyük oranda karbonhidrattan oluşur. Karbonhidratlar normal gıda olarak ya da toz formda olabilmektedir. Ancak özellikle yarışlarda tüketimi kolaylaşması için jel formları da üretilmiştir. Paketlenmesi ve jel kıvamda olması ile egzersiz öncesi, esnası ve sonrasında rahatlıkla tüketilebilen bu ürünler, tüm sporcuların kurtarıcısı olabilirler. Söz konusu outdoor sporcular olduğundaysa karbonhidrat jeller, bulunmaz bir nimettir. Outdoor sporlar, bazen bazı materyallerle bazen ise herhangi bir malzeme kullanılmaksızın yapılabilirler. Dağcılık, doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, dağ bisikleti, buzul tırmanışı, yelken gibi onlarca çeşidi olan bu spor dalının her birinde amaç doğal koşullara uyum sağlayarak hareket etmek ve sporu bu yolla icra etmektir. Haliyle böylesi spor dalları, dayanıklılık gerektirir ve dolayısıyla dengeli bir beslenme düzeni son derece önemlidir.

Karbonhidrat Enerji Jelleri Nasıl Tüketilmeli?

Özellikle makro besin ögeleri protein, karbonhidrat ve yağların egzersiz öncesi, sırası ve sonrasında yeterli tüketimi elzemdir. Bu besin ögeleri arasında vücudumuzun birincil yakıt kaynağı karbonhidratların eksiksiz tüketilmesi gereklidir. Outdoor sporların cezbedici tarafı beslenme söz konusu olduğunda en problematik tarafı olur.

Çünkü doğadayken ihtiyaç duyulan besinleri kolayca bulmak ya da yanınızda taşımak çok da kolay değildir. İşte tam da bu nedenle karbonhidrat jeller, güçlü içerikleri ve küçük hacimleri ile vazgeçilmez bir kaynak olmaktadır. Enerji jelleri markalara göre değişebilmekle birlikte birkaç farklı çeşitte de bulunabilirler. Standart karbonhidrat içeriği ile birlikte kafein destekli olanları, ekstra elektrolit içerenleri gibi çeşitleri de mevcuttur. Kullanım tipleri kişiden kişiye ve spordan spora değişebilmekle birlikte 30-40 dakikada bir, bir paket jel tüketilebilir.

elif şahin
Reklam

Assault Fitness AirBike’ı İnceliyoruz

0

Assault Fitness AirBike ile tanışmaya hazır mısınız! Hayatımıza bir Instagram fotoğrafıyla giren senelerdir ve bir anda tüm dikkatlari üzerinde toplayan kondisyon ekipmanı olarak kullanılan hava dirençli bisikletlerin son harikası Assault Fitness Air Bike’ı sizler için incelemeye karar verdik. Hem ayaklarınızı hem kollarınızı aynı anda çalıştırabileceğiniz bu mükemmel tasarım harikası bisikletle veriminizi 10 katına çıkaracaksınız!

Bu bisikleti deneyimlemek için denize sıfır bir eviniz olmasına gerek yok, mütevazi evinizde de Assault AirBike ile antrenmanlarınızı en iyi şekilde yapabilir ve performansınızı bir üst seviyeye taşıyabilirsiniz.

View this post on Instagram

Cardio ??‍♂️

A post shared by Haci Sabanci (@hacisabanci) on

Assault AirBike, denemek için yeterince cesur olanlarla arasında yarattığı aşk-nefret ilişkisiyle bilinir. Dünyanın dört bir yanında en iyi spor salonlarında bulunan bu meşhur aletin itibarı kendinden önce gelir.
Tüm Assault ürünlerinde olduğu gibi, AirBike’ın da en kaliteli ve en dayanıklı malzemelerden üretildiği söylenir. Yalan söylüyor olamazlar çünkü genel olarak hava bisikletleri manyetik direnç bisikletlerinden daha pahalıdır, ancak aynı zamanda daha dayanıklı ve yüksek kaliteli malzemelerden üretilirler.

Maksimumunuzu görmek için programlanan Assault Classic konsolu, ruh halinize uyacak şekilde tasarlanmıştır ve yedi yerleşik program sunar. Kalori, mesafe, zaman veya kalp atış hızına göre kendi egzersizinizi oluşturmanıza olanak sağlar. Unutmayın ki, daha fazla seçenek daha fazla motivasyon demektir. Vücudunuzun farklı bölgelerini çalıştırmak üzere bu bisiklet her gün kullanmaya oldukça müsait.

Assault AirBike İmkansızları Zorluyor

Hiçbir sporcu aynı değildir ve bir bireyin yeteneğine ve gücüne uyacak şekilde bir ekipmanı kişiselleştirmek neredeyse imkansızdır bunu biliyoruz. Ancak Assault yapılan egzersizde, daha büyük bir hız ve kuvvetle itmeye karşı oluşan direnci otomatik olarak artırarak bu imkansızlığı ortadan kaldırıyor. Böylece Assault neredeyse sınırsız bir egzersiz olanağı sağlıyor.

Bir bisiklet hayatımı ne kadar etkileyebilir ki diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak Assault ısınmanıza yardımcı olurken, sizi sınırlarınızın ötesine götürmeye yardımcı oluyor. Ayrıca hareketlilik konusunda da size katkısı oldukça büyük.

Neler Düşünüyoruz?

Satın alması kadar, kurulumunun da oldukça kolay olduğundan söz etmemiz gerek. Al ve kullan, hepsi bu kadar.

Şimdiye kadar bu bisikletle kilometreler yaptık ve bir şekilde bu bisiklet sizi her defasında daha fazla kullanmanız için teşvik ettiğini gördük. Bunun dışında da bisikletin kalitesinden ve egzersizlerden aldığımız verimden gerçekten çok memnun kaldık.

Bisiklet üretildiği malzemeden ötürü biraz ağır olmasına rağmen oldukça kullanışlı. 150 kilo birini bile taşıyabileceğinden şüphemiz yok. Koltuk belki biraz daha rahat olabilirdi ancak koltuğu istediğiniz gibi ayarlayabiliyor oluşunuz da bu problemi az da olsa ortadan kaldırıyor.

Diğer hava bisikletleri gibi Assault Air Bike’ın fanından da gelen ses bizleri şaşırtmadı. Bu sesin normal olduğunun farkında olduğumuz için bizi rahatsız etmedi ama yine de uyarmakta fayda var.

Hem eğlenip hem de egzersiz yapmanız için oldukça kullanışlı olduğunu düşündüğümüz bu ürünü mutlaka denemelisiniz.

Reklam

Mike Tyson Efsanesi

0

Mike Tyson bir efsane, bunda şüphe yok. O, 20 yaşında ağır siklet şampiyonu olan ilk ve tek dövüşçü; ve bir zamanlar dünyanın en yüksek paralarını kazanan atletiydi. Mücadelesi her zaman en ön koltukta izlemeye değerdi.

Diğer birçok emekli dövüşü gibi, Tyson da son zamanlarda boks macerasına tekrar adım attı ve 53 yaşında bu spora olan tutkusunu yeniden alevlendirdi. Evet, 53 kulağa biraz yaşlı geliyor olabilir, ancak Instagram’ını azıcık incelediğinizde aslında eskiyi asla aratmadığını görebilirsiniz.

Tyson’ı diğerlerinden ayıran asıl şey, vahşi yumrukları dışında kaslı, iri fiziğiydi. Şiş pazıları ve iddialı omuzları, dövüş öncesi ve dövüş esnasında hakim olduğu üstünlüğünde kesinlikle rol oynadı. Yine de onun şahane fiziği, Tyson’ı efsane yapan sayısız özelliğinden sadece biri. Diğerlerini ise sizler için derledik. Hem de Mike Tyson’ın en etkileyici fotoğraflarıyle birlikte.

1986: Mike Tyson En Genç Ağır Siklet Şampiyonu Oldu

Tyson 1986’da Trevor Berbick’e karşı kazandığı zaferle 20 yaşında en genç ağır siklet şampiyonu oldu. Tyson’dan önce Muhammed Ali, George Foreman, Joe Lewis gibi efsane isimlerin de şampiyon olduğunu ve bu başarıya ulaştığını hatırlatmamız gerekir. Tyson 25 nakavtla 27-0’lık bir galibiyet kazandı. Berbick bu genç tarafından yerle bir edildi ve Mike Tyson efsanesi doğdu.

1988: Mike Tyson vs Tony Tubbs

View this post on Instagram

Mike Tyson vs Tony Tubbs

A post shared by Boxing Videos (@digitalchamp) on

1988’e gelindiğinde Iron Mike nakavt şampiyonu olarak sağlam adımlarla ilerliyordu. Micheal Spinx’e karşı bir maçla dünyanın en iyi ağır sıklet şampiyonu olma şansını kazanmıştı, ancak önce Tony Tubbs’ı yenmek zorundaydı. Tubbs her ne kadar birinci turda başarılı bir şekilde direnmiş olsa da ikinci turda her şey belli oldu. Tyson savunma yoluyla ilerledi ve bir TKO ile savaşı bitirdi.

1990: Mike Tyson vs Buster Douglas

Tyson’ın Buster Douglas’a karşı aldığı mağlubiyet 1990’da dünyaya korkunç bir şok etkisi yaratmış olabilir. Douglas kazandığında, 42-1’lik bir mağlubiyet söz konusuydu, ancak başarılı dövüşçü çok başarılı bir nakavta imza attı. Tyson o zamandan beri hayatının kontrolden çıktığını ve Douglas’la zorlu bir mücadele arzusuna sahip olmadığını belirtti.

1991: Mike Tyson vs Donovan “Razor” Ruddock

Dünyanın en genç ağır siklet şampiyonu olarak taçlandırıldıktan beş yıl sonra, Tyson bu kulvarda adım adım ilerliyor ve Evander Holyfield ile yapacağı efsanevi bir dövüşe hazırlanıyordu. Ancak, o dövüşten hemen önce, Donovan “Razor” Ruddock ile olan mücadelesine bir son vermesi gerekiyordu. İlk maçları TKO olarak kazansa da, bazıları kavganın erken başladığını söyledi. Bunun ardından bir rematched istendi ve Tyson oybirliğiyle zaferi kucakladı. Bu arka arkaya dövüşler, Tyson’ın 4 yıl sürecek yokluğundan önceki son maçı oldu.

1995: Tyson vs McNeeley

Tyson’ın Peter McNeeley ile karşılaşması, 4 yılın ardından boksa dönüşünü taçlandırdı. Mücadele, McNeeley’in maç sırasında yasadışı bir şekilde ringe atlaması nedeniyle diskalifiye olmasıyla sona ermesine rağmen, asıl neden Tyson’ın gücüne dayanamamasıydı. Başta birkaç kez Tyson tarafından yere düşürülen McNeeley öfkesine yenik düştü ve oyundan atıldı.

1996: Mike Tyson vs Frank Bruno

Frank Bruno 1989 yılında Tyson ile yaptığı maçı TKO olarak kaybetmesine rağmen, 1996 yeni bir meydan okumaya daha hazırdı. Kendine etkileyici bir fiziği olan Bruno, bu TKO ile biten maçla mağlubiyeti bu kez tatmış oldu. Mike Tyson ise bu zaferle, WBC ağır siklet unvanına kavuşmuş oldu.

1996: Mike Tyson

View this post on Instagram

Mike Tyson vs Evander Holyfield #1996 ???

A post shared by The One And Only (@ironnmiketyson) on

Tyson’ın kariyerindeki bu noktada daha önce hiç sahip olmadığı vahşi bir fiziğe sahipti. 1996’da Tyson, WBA unvanını rakibi Evander Holyfield’a kaptırmadan önce WBC ve WBA ağır siklet ünvanlarını tek tek geri kazandı.

Reklam

Stil Sahibi Kadınlara Özel Spor Tayt Modelleri

0

Taytlar, herkesin en sevdiği egzersiz kıyafetlerindendir. Ancak günümüzde bu tanım taytları tanımlamada eksik kalıyor. Zira birbirinden göz alıcı tasarımları ile spor salonlarından dışarı taşarak günlük tarzımıza geçiş yaptılar. Deri tayt, termal tayt, parlak tayt, toparlayıcı tayt, korse tayt ya da transparan tayt… Gündelik işlerimizi hallederken, arkadaşlarımızla Pazar kahvaltısına giderken, seyahatlerde ve elbette spor yaparken her an bacaklarımızı çeşitli tayt modellerine emanet ediyoruz. Taytlar dünyayı ele geçirdiler deke abartmış olmayız. Madem ki 7/24 tayt giyiyoruz, o zaman neden bizi en iyi gösterenlerin peşine düşmüyoruz?

Artık kotlarınıza veda edebilirsiniz, çünkü günümüzde taytlar yüksek bel kesimleri, toparlayıcı özellikleri, performans destekleyici profesyonel kumaşları, göz alıcı renk ve tasarımlarıyla sizi gerçekten mükemmel gösterecek şekilde tasarlanıyorlar. İsterseniz poponuzu yukarı kaldırın, isterseniz de zaten sahip olduğunuz güzel vücudunuzu gösterecek iddialı bir tayt giyin…

Stil tercihiniz ne olursa olsun, Fitmoda’da tarzınıza, tavrınıza ve duruşunuza uygun bir spor taytı modeli mutlaka var! Fitmoda.com’da yer alan onlarca tayt modeli arasından sizler için seçtiğimiz favorilerimiz arasında belki de hep aradığınız taytı bulacaksınız.

Under Armour Heatgear Armour Diz Altı Tayt

Ekstra ten göstermeye karşı önyargılı mısınız? Eğer öyleyseniz buna hiç gerek yok. İkinci bir ten gibi vücudunuza uyacak şekilde üretilen Under Armour Heatgear, günlük kullanıma uygundur. Spordan sonra hızlıca kuruyarak terinizi atmanıza yardımcı olduğundan salondan çıkar çıkmaz taytınızı değiştirmeden hayata atılabilirsiniz bile. Karyoka dikişlerle üretilen bu tayt, sürtünme yapmaz ve elastik bandıyla belinizi sıkmaz. 4 yöne esneyerek konforlu bir kullanım sağlar. Üstelik, vücudunuzu şekillendiren yapısıyla da mükemmel bir tercih olmayı hak eder.

Izumi Karen Tayt Mavi-Siyah Transparan Tayt

Günlük giyimde ve sporda kullanabileceğiniz dinamik bir tasarıma sahip olan Izumi Karen Tayt, vücut kıvrımlarınızı vurgulayarak bacaklarınızı zarif bir şekilde sarar. 4 yana esneyebilen kumaşı sayesinde hareket özgürlüğünüzü kısıtlamaz. Nefes alan kumaşıyla ekstra rahatlık kazandırır ve çabuk kurur. Kısacası yüksek performans gerektiren antrenmanlarınız için doğru tercihtir. Öte yandan, dikkat çekici transparan detaylarıyla fazlasıyla şık bir model olduğundan günlük hayatınızdaki her türlü aktivitede size eşlik edebilir.

Jerf Onte Yüksek Bel Tayt

Jerf Onte Tayt üzerinizdeyken tüm gözlerinde üzerinizde olmasına hazır olmalısınız. Dikişsiz kumaşı hareket özgürlüğü sağlayarak spor salonundaki en iyi partneriniz olacaktır. Diğer taraftan, yüksek bel kesimi, bedeninizi saran, sanki teninizin bir parçasıymış gibi üste oturan tasarımı, yanlarındaki jakar detayları ile gündelik hayatta da spor şık kombinlerin vazgeçilmesi rahatlıkla olabilir. Su emici özelliği ve yumuşak kumaşının sağladığı konforu da unutmamak gerek.

Superstacy Tül Detaylı Spor Tayt

Belden kaymayan yüksek belli tasarımıyla Superstacy Tay, push up özelliği sayesinde toparlayıcı bir yapıya da sahiptir. Bu toparlayıcı yapısı sayesinde vücudunuzu bir beden küçük gösterir! Bacaklarınızı en iyi şekilde sararak onlara şekil verir. Kumaşının esnek oluşu, antrenmanlarınızdaki hareketlerinizi kısıtlamaz, hatta ve hatta estetik katar. Kumaşı oldukça hafif ve cildinizin nefes almasını sağlayacak şekilde üretilmiştir. Sadece spor salonunda giyilemeyecek kadar başarılı bir tasarım olduğu bir gerçek.

Reebok Wor Myt AOP Tight He Çok Renkli Sporcu Taytı

Göz alıcı renk ve desenleri ile farklı olmayı sevenlerin tercih edeceği bu tayt, sadece gardırobunuzun en iddialı aktif giyim parçalarından biri değil. Çok daha fazlası! Yüksek performanslı antrenmanlar için tasarlanan Reebok Wor Myt Aop taytın özel üretilmiş speedwich kumaşı, terinizi tutarak sizin serin ve kuru kalmanızı sağlar.

Under Armour Hg Shine Perforation Kısa Tayt

Klasiklerden asla şaşmamak gerek. Tıpkı “küçük siyah elbise” gibi siyah, kısa tayt da her kadının dolabında yer almalıdır. İster gerçek bir fitness tutkunu olun isterseniz de hafif tempolu yürüyüşler yapan biri, Under Armour’un bu modeli sizi kurtaracaktır. Stil haritanızın joker elemanı olmaya aday Hg Shine Perforation tayt, teri  dışarı atan kumaş teknolojisi HeatGear kumaş teknolojisi, nefes alabilen file yan panelleri ve esnek yapısı ile hayallerinizin taytı olabilir.

Jerf La Jolla Kadın Spor Tayt

Sade ama şık tabirinin tayt versiyonu sayılabilecek Jerf La Jolla, geniş bel ve dar paça tasarımı ile vücudunuzun şeklini alır ve fiziğinizi parlatır. Özellikle dikiş detayları ile bacaklarınızı ve poponuzu çekici gösterir. Esneyebilen, yumuşak ve hava alan kumaşı onu antrenmanlarınız için vazgeçilmez kılacaktır kuşkusuz. Ancak 8 farklı renk seçeneği, dikişsiz örgü teknolojisi ile üretilen kumaşı ve bel kısmında yer alan gizli cebi ile sadece spor salonunda giyilemeyecek kadar kullanışlı bir model.

Reklam

Kompleks Karbonhidratlar ve Basit Karbonhidratlar Arasındaki Fark Nedir?

0

Yazan Damla Şahin

Yazı İçeriği ve Başlıkları

  1. Karbonhidrat Nedir?
  2. Ne Kadar Karbonhidrat Tüketmeliyiz?
  3. Kompleks Karbonhidrat mı Basit Karbonhidrat mı?
  4. Sağlıklı Karbonhidratlar Nasıl Seçilir?

Karbonhidrat vücuda enerji sağlayan ana besin öğelerinden biridir. Yine de karbonhidratın sağlığa olan etkileri son dönemde oldukça tartışmalı bir konu haline geldi. Ancak vücuttaki tüm dokuların enerji gereksinimleri için ilk olarak karbonhidratı kullandıkları da bir gerçek.

Karbonhidrat Nedir?

Karbonhidratlar karbon, hidrojen ve oksijen atomlarına sahip moleküllerdir. Beslenmede “karbonhidratlar” üç ana makro besinden birini oluşturur. Diğer ikisi ise protein ve yağdır. Karbonhidratları üç ana kategoriye ayırabiliriz;

  • Şeker: Gıdalarda bulunan tatlı, kısa zincirli karbonhidratlardır. Glikoz, fruktoz, galaktoz ve sükroz şekere örnek gösterilebilir.
  • Nişasta: Sindirim sisteminde glikoza bölünen uzun glikoz molekülleri zincirlerdir.
  • Lifli Gıdalar: İnsanlar lifleri sindiremez, ancak sindirim sistemindeki bakteriler bunlardan bazılarını kullanabilir.

Diyetteki karbonhidratların temel amacı vücuda enerji sağlamaktır. Çoğu karbonhidrat parçalanır ve sonrasında enerji olarak kullanılabilen glikoza dönüştürülür. Karbonhidratlar daha sonra kullanılmak üzere yağa yani depolanmış enerjiye dönüştürülebilir. Lif ise vücuda doğrudan enerji sağlamaz ancak sindirim sistemindeki dost bakterilerimiz için önemli bir besin kaynağıdır. Bu bakteriler, bazı hücrelerimizin enerji olarak kullanabileceği kısa zincirli yağ asitlerini üretmek için lifi kullanabilir.

Ne Kadar Karbonhidrat Tüketmeliyiz?

Tam olarak neyin “düşük karbonhidrat diyeti” oluşturduğuna dair net bir tanım yapamayız. Zira, bir bireyin optimal karbonhidrat alımı yaş, cinsiyet, vücut kompozisyonu, aktivite seviyeleri, kişisel tercih, yemek kültürü ve mevcut metabolik sağlığına bağlıdır. Fiziksel olarak aktif olan ve daha fazla kas kütlesi olan kişiler, hareketsiz insanlardan çok daha fazla karbonhidrat tüketmeyi tolere edebilir. Metabolik sendrom, obezite veya tip II diyabet gibi durumlarda ise tüketilmesi gereken karbonhidrat miktarı değişir. Bu kategoriye giren insanlar, sağlıklı olanlarla aynı miktarda karbonhidratı tolere edemeyebilirler.

Genel olarak karbonhidratların günlük kalori alımınızın yüzde 45 ila 65’ini sağlanması önerilmektedir. Örneğin 2000 kalorilik bir enerji alımınız varsa, günde yaklaşık 225 ila 325 gram arası karbonhidrat tüketimini hedeflemelisiniz.  Optimum karbonhidrat alımı, aktivite seviyesine, mevcut metabolik sağlığa ve diğer birçok faktöre bağlı olarak değişir.

Kompleks Karbonhidrat mı Basit Karbonhidrat mı?

Karbonhidratlar basit ve kompleks olarak kimyasal yapılarına göre iki gruba ayrılır. Her ikisi de gramda 4 kaloridir. Basit karbonhidratlar günümüzde kötü olarak bilinirken, kompleks karbonhidratlar ise iyi karbonhidratlar olarak bilinir. Basit karbonhidratlar çabuk sindirilir. Birçok basit karbonhidrat; arıtılmış şeker, bazı önemli vitamin ve minarelleri içerir. Meyve suyu, sofra şekeri, bal, akçaağaç şurubu basit karbonhidrata örnek olarak verilebilir. Kompleks karbonhidratların sindirimi uzun sürer ve lif, vitamin ve mineral açısından zengindir.  

Karbonhidrat içeren gıdalar sağlık etkileri açısından büyük farklılıklar gösterirler. Karbonhidratlar genellikle “basit” ve “karmaşık” olarak adlandırılsa da, rafine veya tam karbonhidrat olarak da adlandırılır. Tüm karbonhidratlar işlenmemiş ve doğal olarak gıdada bulunan lifleri içerirken, rafine karbonhidratlar işlenmiş olup içindeki doğal lif çıkarılmıştır. Tam karbonhidratlara örnek olarak sebze, tam meyve, baklagiller, patates ve kepekli tahıllar verilebilir. Rafine karbonhidratlara ise şekerli tatlandırılmış içecekler, meyve suları, hamur işleri, beyaz ekmek, beyaz makarna gibi besinler örnek gösterilebilir.

Çok sayıda çalışma, rafine karbonhidrat tüketiminin obezite ve tip 2 diyabet gibi sağlık sorunları ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Basit karbonhidratlar kan şekeri seviyelerinde ani artışlara neden olma eğilimindedirler. Bu kan şekerindeki dalgalanmalar sonucu, yüksek karbonhidratlı gıdalar için kısa bir süre sonra yeniden açlığı bir durum oluşur. Rafine karbonhidratlı gıdalar genellikle vitamin ve mineral gibi besin öğelerinden yoksundur.

Bununla birlikte, rafine karbonhidratların sağlık üzerindeki etkileri nedeniyle tüm karbonhidrat içeren gıdaların sağlıksız olarak sınıflandırılması mantıklı değildir. Kompleks karbonhidrat kaynakları besin öğelerinden ve liften zengindir. Bu nedenle kompleks karbonhidratların tüketilmesiyle birlikte kan şekeri seviyelerinde aynı artışlara ve düşüşler olmaz. Sebze, meyve, baklagiller ve kepekli tahıllar dahil olmak üzere yüksek lifli kaliteli karbonhidratlar üzerinde yapılan birçok çalışma, bu gıdaları tüketmenin daha düşük hastalık riski ile bağlantılı olduğunu göstermektedir.

Sağlıklı Karbonhidratlar Nasıl Seçilir?

Yapılan en büyük diyet hatalarından biri diyette karbonhidratı tamamen elimine etmektir. Hiç karbonhidrat içermeyen bir diyetle hayatta kalmak mümkün olsa da, vücudunuz için en uygun seçim bu olmayacaktır.  Karbonhidrat yemediğimizde beynin bir kısmı enerji için yağ asitlerini kullanarak ketonları kullanabilir. Ek olarak vücut, glukoneogenez adı verilen bir işlemle beynin ihtiyaç duyduğu küçük glikozu üretebilir. Ayrıca, karbonhidrat içeren birçok gıda, sebze ve meyveler gibi sağlıklı ve besleyicidir. Bu gıdalar her türlü yararlı bileşiğe sahiptir ve sağlığımız için çok önemlidir.

İyi Karbonhidratlar Listesi

  • Sebzeler: Hergün farklı bir sebze tüketmeye gayret edin
  • Bütün meyveler: Elma, muz, çilek vb.
  • Baklagiller: Mercimek, barbunya, bezelye vb.
  • Fındık: Badem, ceviz, fındık, macadamia fıstığı, yer fıstığı vb.
  • Tohumlar: Chia tohumları, kabak çekirdeği.
  • Kepekli tahıllar: Yulaf, kinoa, çavdar, karabuğday, kahverengi pirinç vb.
  • Yumrular: Patates, tatlı patates vb.

Miktarına Dikkat Edilmesi Gereken Karbonhidrat Listesi

  • Şekerli içecekler: Kola, gazoz vb.
  • Meyve suları: Meyve suları şekerle tatlandırılmış içecekler ile benzer metabolik etkilere sahip olabilir. Meyvenin kendisini tüketmeye çalışın.
  • İşlenmiş tahıllar: Beyaz ekmek, hamur işleri, kurabiye ve kekler: Bunlar şeker ve rafine buğdayda çok yüksektir.
  • Şekerler ve çikolata: Rafine şeker içeren paketli ürünler

Beslenmenin sosyal ve kültürel bir yanı olduğunu unutmadan, karbonhidratları iyi ve kötü olarak etiketlendirmek doğru değildir. Hangi besinlerin sağlığımız için daha faydalı olduğunu bilmek tabii ki önemlidir ancak önemli olan genel beslenme alışkanlıklarınızdır. Bir kere cips yemek sizi sağlıksız yapmayacağı gibi, bir öğün salata yemek sizi sağlıklı bir insan yapmayacaktır. Optimum karbonhidrat alımı, aktivite seviyesine, mevcut metabolik sağlığa ve diğer birçok faktöre bağlı olarak değişir. En iyi diyet hayat tarzınıza uyabilen, kendinizi iyi hissettiğininiz ve metabolik sağlığınızı koruyacak olan diyet şeklidir.

Reklam

Yaz Aylarında İyi Hissettirecek 5 Gıda Takviyesi

0

Yaz geldi! Temiz hava, güneş ışığı, deniz ve harika açık hava aktiviteleri… Bu sene bizi çok farklı bir yaz bekliyor, orası kesin. “Yeni normal”imizde yaz günlerini nasıl yaşayacağımızı hep birlikte göreceğiz. Haliyle türünün ilk örneği olacak olan 2020’nin sıcak günlerini olabildiğince sağlıklı geçirmeye bakmalıyız.

Sıcak yaz aylarında, cildimiz ve saçlarımız çoğunlukla güneş nedeniyle ve tabi bir de deniz kenarında geçireceğimiz günler nedeniyle kurumaya eğilimlidir. Uzayan günler ile uzun soluklu güneşe aşırı maruz kalma açıkta kalan cilt üzerinde de kurumaya neden olur ve erken yaşlanmanın kapılarını aralar. Vücudun hem içinde hem de dışında hidrasyonun ciddiye alınması gerekir.

Cildinizi ve saçınızı dehidrasyondan ya da cilt rahatsızlıklarından korumak, enerjinizle güneşe ayak uydurmak ve sağlıklı bir kışın zeminini hazırlamak adına bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için vücudunuza içeriden de destek vermeniz gerekir. Yaz ayı boyunca size eşlik etmeye aday vitaminleri, antioksidanları, kısacası yazlık gıda takviyelerinizi şimdiden edinin.

İşte bu yaz alabileceğiniz, size kendinizi iyi hissettirecek gıda takviyeleri.

C Vitamini

C vitamini aslında yıl boyunca ihtiyaç duyulan bir vitamindir. Ancak yaz aylarında vücudunuzun ısıyı yönetmesine, ısı çarpmalarını ve döküntüleri önlemesine yardımcı olduğu için özellikle önemlidir. Güneş yanığının önlenmesinde ve tedavisinde de faydalı olabilir. Ayrıca bağışıklık sistemini destekler ve mevsimsel alerjilere yardımcı olabilir.

Yazın açık havada daha fazla zaman geçiriyoruz ve dolayısıyla daha fazla serbest radikala maruz kalıyoruz. C vitamini, bağışıklık sisteminizi destekleyen doğal bir antioksidandır ve bu serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olabilir.

Yazın bütün aktiviteler açık havada gerçekleşir ve bulunduğunuz yerde her zaman ılık yaz akşamlarına denk gelmeyebilirsiniz. C vitamini, eğlenceli açık hava aktivitelerinin keyfini çıkarmanızı engelleyebilecek yaz soğuklarından korunmanıza yardımcı olabilir. Normalde alışkın olduğunuzdan çok farklı bir iklime sahip yerlere seyahat ettiğinizde harika bir destektir.

Yüz için C vitamini oldukça yararlıdır; vücudu hücre hasarından korur, kolajen ve elastin sentezini arttırır. Hücre hasarını azalttığı, yara onarımını iyileştirmeye ve kuru cildi önlemeye yardımcı olduğu için güneşe karşı koruyucu etki gösterebilir. En iyisi mi bir kutu C vitamini hapı edinin.

Biyotin

Biyotin (B7 vitamini) herhangi bir B vitamini değildir, cildi ve saçları daha sağlıklı hale getirmede uzmandır. Hatta lakabı “H” vitaminidir (Almancada “saç ve cilt” anlamına gelen bir kelimeden dolayı). Biyotin saçınızı, cildinizi, sinirlerinizi ve sindirim sisteminizi destekleyen bir B vitaminidir.

Biyotin B7 vitamini eksikliği saçınızın genel parlaklığını ve sağlığını azaltır, üstelik sindirim sorunlarına da neden olabilir. Günlük olarak alınacak bir biyotin vitamini takviyesi, sadece yazı muhteşem saçlara geçirmenize yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda tırnaklarınızı güçlendirir, metabolizmanızı hızlandırır ve cildinizin doğal parlaklığını da arttırır.

Biyotinin saçın ve tırnağın ana bileşeni olan keratin üretimine dahil olduğu için sağlıklı saç büyümesini ve sağlıklı tırnakları doğal olarak teşvik ettiğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Ancak biyotinin faydaları burada bitmez: Biotin, kasların iyileşmesine yardımcı olmak için çalışır, bu nedenle uzun yaz tatillerinden sonra haftalık egzersizlerinize hızlı bir şekilde geri dönmek istiyorsanız, biyotin hapı takviyesine şans vermelisiniz.

Ginseng

Ginseng yüzyıllardır şifalı bir bitki olarak bilinir ve cildi rahatlatmak için kullanılır. Ginsengi, cildi tahriş edici maddelere karşı korumak ve cilt tahrişini tedavi etmek için balmumu ile birleştirmek oldukça eski ve kullanışlı da bir yöntemdir. Bu kadim bitkinin tek özelliği bu değil elbette. Çin, Kore ginsengi ve diğer Asya ülkelerinde bu bitki kökü yüzyıllardır geleneksel bitkisel bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Ginseng enerjiyi artırmak, biliş fonksiyonunu iyileştirmek, kan şekerini azaltmak, stresi ortadan kaldırmak, kolesterolü dengelemek gibi sayısız pozitif etkisi vardır.

Ginseng kökü faydalı antioksidan ve antienflamatuar özelliklere sahiptir (1). Bağışıklık sistemini güçlendirdiğini gösteren birçok çalışma da vardır (2). Kısacası bu yaz, ginseng takviyenizi rutin diyetinize ekleyin.

Koenzim Q10

Hücresel enerjinin üretilmesinde çok önemli bir rol oynadığı için Koenzim Q10 gençlik pınarı gibidir. Vücudu serbest radikaller için temizleyen doğal bir antioksidandır, ayrıca ince çizgilerin görünümünü en aza indirmek için hücrelerin büyümesine yardımcı olur. Özellikle cildinizi güneşe maruz bıraktığınız zamanlarda oksidatif stresle savaşmaya yardımcı olur, güneş lekesi problemine karşı da koruyucudur.

CoQ10, vücuttaki tüm hücreleri desteklediği için en popüler yaşlanma karşıtı takviyelerden biridir ve cilt bakımı ürünlerinin vazgeçilmez bileşenidir. Koenzim güneş ışıklarının ciltte oluşturabileceği her türlü hasara iyi gelebilir. Aynı zamanda, CoQ10 sindirime de yardımcı olur. Ancak CoQ10 sadece yalnız çalışmaz; C vitamini ve E vitamini gibi diğer antioksidanların etkilerini de en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olur (3). Bir başka deyişler, bu güçlü antioksidan yaz eğlenceniz için sizi sağlıklı tutmak için en iyisini yapar.

Matcha

Matcha, doğal antioksidanlar olarak işlev gören bitki bileşikleri sınıfı olan kateşinler açısından zengindir. Antioksidan olarak, hücrelere zarar verebilecek ve kronik hastalığa neden olabilecek zararlı serbest radikalleri stabilize etmeye yardımcı olur. Böylesi bir güç de deniz, kum, güneş ve yaz sıcağında vücudun en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biridir.

Son yıllarda matcha zayıflama ile de ilgilendirilmektedir. Hatta bazı çalışmalar, matcha ekstraktının metabolizmayı ve yağ yakımını artırmaya yardımcı olduğunu göstermektedir ki her ikisi de kilo kaybına yardımcı olabilir (4). Yani sağlıklı, zinde ve fit bir yaz için matcha takviyenizi mutlaka edinin.

Reklam

6 Efsanevi Geri Dönüş Hikayesi

0

Herkes efsane bir geri dönüş hikayesiyle adını tarihe yazmak ister. İster yeni bir şampiyonluk için emekliliğini kenara bırakan bir atlet, ister bir devi indirmek için yer altından çıkarcasına gelen ezilmiş bir oyuncu, ister büyük bir sakatlık atlatıp eskisinden de iyi haliyle dönen bir savaşçı… Fark etmiyor, spor dünyası her türlü geri dönüş hikayesine hazırdır. Çoğu sporcu kariyerini zirvedeyken sonlandırmaz. Peki ya zirvedeyken bırakmak isteyenler? İşte onları gerçek bir ikon haline getiren de budur!

Michael Jordan’a odaklanan The Last Dance belgeseli hepimizi etkisi altına aldı ve spor dünyasında bazı sporcuların geri dönüşlerindeki fedakarlıkları için kocaman bir takdiri hak ettiklerini bize hatırlattı. Jordan, emekliliğinden vazgeçip geri dönmeye karar verdiği gibi takımını peşpeşe üç şampiyonluğa götürürken, oyun kurucu Peyton Manning, büyük bir boyun yaralanmasının hemen ardından anka kuşu gibi geri dönerek kariyerini Super Bowl ile bitirdi.

Yıllar boyunca birçok sporcu sevdiği sahadan uzak kalmak zorunda kaldı ya daçeşitli sebeplerle geri çekildi ancak gerçek bir final için geri dönen de çok oldu. Bu geri dönüşlerim bazıları ise unutulmayacak başarılarla sonuçlandı. 

Şimdilerde boksör Mike Tyson yıllar önce ringden ayrılışını unutup harekete geçebilir mesela. Instagram videolarına ve All Elite Wrestling’in Double or Nothing’teki haline bakıldığında Tyson’ının formunu koruduğu çok açık. Neden olmasın? Aşağıdaki hikayeleri okuyunca tekrar boks eldivenlerine sarılmasını ummak çok da çılgınca gelmemeye başlayacak. 

Hadi o zaman. Dönüşleriyle adını zirveye taşıyan ve efsaneleşen sporcuları birlikte hatırlayalım!

Michael Jordan

View this post on Instagram

#JUMPMAN

A post shared by Jordan (@jumpman23) on

Tüm zamanların en büyük basketbol oyuncusu (evet abartmıyoruz) şimdiye kadar ki en efsanevi geri dönüşe sahip olabilir. Siz bunun en iyi geri dönüş olduğunu düşünmüyorsanız bile, çok iyi sonuçlar verdiğini kabul etmelisiniz. 

Jordan, ayakkabılarını kariyerinin zirvesindeyken çıkardı ve 1993-94 NBA sezonundan sonra emekli oldu. Dünyadaki en ünlü sporculardan biriydi. Hatta NBA’deki açık ara en iyi oyuncuydu ve Bulls ile üç NBA Şampiyonası kazanmıştı. Beyzbol oynamak için basketbolu zirvede bıraktı. Evet, aynen öyle yaptı. İlk duyulduğunda bu haber herkesi üzmüştü, ancak sonra olacakları bilseydik üzülmeyebilirdik.

Chicago White Sox’ta (Bulls sahibi Jerry Reinsdorf’a ait) vakit geçirdikten sonra, Jordan NBA’e mükemmel bir geri dönüş yapti. “Geri döndüm” cümlesi daha dünmüş gibi aklımızda. 

Jordan inanılmaz bir geri dönüş yaptı, Bulls’u üç NBA şampiyonasına daha götürdü ve neden neslinin en iyi NBA oyuncusu olduğunu bizlere kanıtladı. Daha sonra, Jordan Washington Wizards ile iki sezon oynayarak başka bir geri dönüşe daha imza attı. Bu geri dönüş birincisi kadar verimli olmasa da, ne kadar kararlı olduğunu herkese göstermesini sağladı. Final sezonunu maç başına tam olarak 20 puan alarak tamamladı. 

Floyd Mayweather

View this post on Instagram

Coming out of retirement in 2020

A post shared by Floyd Mayweather (@floydmayweather) on

Yıllar boyunca, Floyd “Money” Mayweather defalarca emeklilik kararı aldı, ancak son dönüşüyle birlikte büyük bir mücadelenin adımlarını attı.

Son dönüşünde, şimdiye kadar ki en müthiş dövüşlerinden birini yaşadı ve yaşattı. Evet Boksör Conor McGregor ile eşleşmesinden bahsediyoruz. Hakem Money’nin adını haykırmadan önce dövüş 10. rounda çıktı ve adını tarihe yazdı. Maç sadece Mayweather’a bir 300 milyon dolar kazandırmakla kalmadı, Mayweather’ın kariyerini 50-0’lık bir skorla bitirmesini sağladı.

Mayweather’ın McGregor parası, unvanları ve kırılamayan rekoru ile mutlu bir şekilde emekliliğinin tadını çıkardı. Ancak şu günlerde Floyd Mayweather, Instagram hesabından yaptığı açıklamayla bir kez daha geri dönüş yapacağının haberini duyurdu. Bu kez son olmasını umduğumuz bu geri dönüşün heyecanını şimdiden yaşamaya başladık.

Tiger Woods

Golf sahasının dışında uğraştığı kişisel problemler ve kariyeri boyunca yaşadığı yaralanmalara rağmen, golfçü Tiger Woods’un geri dönmek için hep bir sebebi vardı. Kişisel sorunlarıyla ve sırt yaralanmalarıyla uğraşırken yaklaşık iki yıl her şeyden uzak kaldı ama asla pes etmedi ve tekrar zirveye ulaştı.

Nisan 2019’da Woods, kariyerinin 15. büyük şampiyonluk galibiyetini yani The Masters’ı kazandı. Daha önce defalarca sampiyonluk kazanmasına rağmen, Masters’taki bu galibiyet 11 yıldaki en büyük ödülüydü. Kariyerine son vermesi gerektiğini düşündüren sırt yaralanmalarıyla uğraştıktan sonra Woods, Augusta’da 1997’de ilk galibiyetini kazandığı yerde beşinci Masters yeşil ceketini kazanmayı başararak film gibi bir final yaptı. 

Michael Phelps

https://www.instagram.com/p/Bk3AOw9HC2k/

Michael Phelps, Londra’daki 2012 Yaz Olimpiyatları’ndan sonra emekli olmaya karar verdiğinde şimdiye kadarki en donanımlı olimpiyat atletiydi. Belki de bu yüzden birkaç yıl sonra, Rio’daki 2016 Olimpiyat Oyunlarına hazırlanmak için geri dönmeye karar verdiğinde bu durumı herkes gibi biz de çok doğal karşıladık. Phelps antrenmanını, yemek yeme şeklini değiştirdi ve bir başka altın kazandığı yarışa çıkmak için daha da güçlendi. 

Phelps tabi ki bu geri dönüşü galibiyetle kutladı. Kariyeri boyunca beş altın ve bir gümüş olmak üzere 28 madalya kazandı.

Muhammed Ali

Muhammed Ali, tüm zamanların en büyük sporcularından biri ve aynı zamanda tarihteki en inanılmaz geri dönüş hikayesine de sahip. 

Ali, 22 yaşındayken Sonny Liston’a karşı dünya ağır siklet şampiyonasını kazandı ve bu onu uluslararası bir yıldız yaptı. Ancak birkaç yıl sonra orduya girmeyi reddetti ve üç yılı aşkın süredir boks yapamadı. 3 yılın ardından Ali geri dönüşünü yaptı ve Joe Frazier’e kaybetmeden önce iki dövüş kazandı. Manila’daki George Foreman ve Thrilla’ya karşı kazandığı Rumble in the Jungle’ı da dahil olmak üzere aldığı galibiyetlerle efsane olmaya devam etti.

Ali’nin dönüşü uzun sürdü, 39 yaşına kadar dövüşmekten vazgeçmedi ve kariyerini 56-5 bir skorla sonlandırdı.  

George Foreman

Efsanevi boksör George Foreman, 1977’de bokstan elini çekmeye karar verdi. Ringlerden ayrı kaldığı 10 yılın ardından, yaklaşık 40 yaşında olmasına rağmen geri dönmeye karar verdi.

Foreman, geri dönüşünün ardından 10 yıl daha dövüşmeye devam etti ve galibiyetlerini mirasına ekledikten sonra efsane olduğunu herkese göstermiş oldu. Foreman, o zamanlar 19 yaşındaki Michael Moorer’i yenerek yaşayan en eski dünya ağır siklet şampiyonu oldu.

Reklam

Hafif Bir Kardiyo İçin En İyi İp Atlama Egzersizi

0

Hem ter atıp hem eğlenebileceğiniz bir tüm vücut egzersizine hazır olun. Biraz sonra okuyacağınız birkaç efsane ip atlama setleri keyifle ter dökmenize ve sağlam bir kardiyo yapmanıza olanak sağlıyor.

Aşağıda sizlere sunduğumuz kompleks ip atlama çeşitleri ile sadece zıplamayacak aynı zamanda toplam vücut hareketleri arasında geçiş yapacaksınız. Bize güvenin, çok seveceğinizi garanti ederiz.

İp atlamanın sağlam bir kardiyo olduğu bir gerçek. Bilinçle yapıldığı takdirde durduğunuz yerde kilometrelerce koşmuş kadar olursunuz. Haliyle ip atlamak zayıflama konusunda doğru bir tercihtir, ama düzenli rutininize ek olarak bu hareketleri yaparak hızlı bir şekilde ter atabilirsiniz de. Ya da salona gidemediğiniz bir günü hareketsiz geçirmek için etkili bir tercih olabilir. Bahane üretmeden her an her yerde ip atlayabilirsiniz.

Size vereceğimiz ip atlama rutini, muhtemelen sadece 15 dakika sürecek, ama canınızı da okuyacak. Ne yaparsanız yapın, sadece eğlenmeye bakın!

Skipping

1. Adım: Parmak ucunuzda dururken, atlama ipini sağ ve sol elinizde tutun.

2. Adım: Başlamak için ayaklarınızı ipin önüne koyun. Bileğinizi küçük rotasyonlarla hareket ettirerek halatı başınızın üzerinden yukarıya doğru çevirin.

3. Adım: İp zemine değmek üzereyken, ayaklarınızın altından geçmesi için hızla yukarı zıplayın. Bu hareketi 50 kez tekrarlayın.

Pop Squat

1.Adım: Başlangıç pozisyonunuz için ayaklarınızı yere koyun.

2. Adım: Nefes alın ve nefes verirken, topuklarınızdan güç alarak vücudunuzu havaya doğru sıçratın. Yere inerken ayaklarınızı birleştirin. Ayaklarınızı omuz genişliğinden biraz daha uzun olacak şekilde squad pozisyonunda inecek şekilde yeniden konumlanın. Yaralanmayı önlemek için hafifçe bükülmüş dizlerinizi koruduğunuzdan emin olun. Üst bacaklarınız zemine paralel olacak şekilde dizlerinizi bükün, sırtınızın kalçalarınıza 45 ile 90 derecelik bir açıda kalmasını sağlayın.

3.Adım: Topuklarınızla kendinizi havaya doğru bacaklarınızı altınızda birleştirin. Bacaklarınızı başlangıç pozisyonuna inecek şekilde yeniden konumlandırın. Bu hareketi 15 kez tekrarlayın.

Skipping With High Knees

1. Adım: Parmak ucunuzda dururken, her iki elinizle bir atlama ipi tutun.

2. Adım: Başlamak için ayaklarınızı ipin önüne koyun. Bileğinizi küçük rotasyonlarla hareket ettirerek halatı başınızın üzerinden yukarıya doğru çevirin.

3. Adım: Halat zemine değmek üzereyken, hızlı bir şekilde yukarı doğru sıçrayın. Sol bacağınız ve sağ bacağınız yerinde hareket ettirerek ipin ayaklarınızın altından geçerek arkanıza geçmesine izin verin. Dizlerinizi mümkün olduğunca yukarı çektiğinizden emin olun. Bu hareketi 50 kez tekrarlayın.

Drop Push-Up

1. Adım: Her iki ayağınız omuz genişliğinde açık olacak şekilde bir mat üzerinde durun. Nefes alın, nefes verirken, ellerinizi ayaklarınızın her iki tarafındaki mindere koymak için dizleri kırarak aşağı inin, omurganızın nötr bir konumda kalmasını ve dizlerin ayak parmaklarınızla aynı çizgide kalmasını sağlayın.

2. Adım: Her iki ayağınızla geriye doğru zıplayın, böylece plank pozisyonuna geçmiş olacaksınız. Ayaklarınız parmak ucunda olacak şekilde, vücudunuz başınızdan topuklarınıza kadar düz bir çizgi oluşturmalıdır.

3. Adım: Omurganızı bu şekilde düz tutarken, dirseklerinizi bükün ve vücudunuzu başlangıç pozisyonuna getirmek için dirsekleriniz 90 derecelik iki açı oluşturacak şekilde gövdenizi mata doğru indirin.

4. Adım: Her iki ayağınızı elleriniz arasına gelecek şekilde ileriye doğru atın, topuklarınızı itin ve başlangıç pozisyonuna dönmek için ayağa kalkın. Bu hareketi 10 kere tekrarlayın.

Skipping With Butt Kicks

1. Adım : Parmak ucunuzda dururken, her iki elinizle bir atlama ipi tutun. Başlamak için ayaklarınızı ipin önüne koyun. Bileğinizi küçük rotasyonlarla hareket ettirerek halatı başınızın üzerinden yukarıya doğru çevirin.

2. Adım : Halat zemine değmek üzereyken, hızlı bir şekilde yukarı doğru sıçrayın. Sonra sol bacağınız ve sağ bacağınızı yerinizde kalarak, poponuza tekme atacak şekilde geriye sırasıyla doğru kıvırın. Koşuyormuş gibi olduğunuz yerde sıçramaya devam edin. Bu koşu hareketi sırasında topuklarınızı kalçalarınıza doğru çekmek için dizlerinizi büktüğünüzden emin olun. Bu hareketi 50 kez tekrarlayın.

Reverse Lunge and Hop

1. Adım: Başlangıç pozisyonunuz için her iki ayağınız omuz genişliğinde açık olacak şekilde durun.

2. Adım: Sağ ayağınızla geriye doğru adım atarak lunge pozisyonu alın. Alt bacağınız yere paralel olacak şekilde, her iki dizinizi de 90 derece bükün. Kilonuzun her iki bacak arasında eşit olarak dağılmasını sağlayın. Sağ diziniz ayak bileğinizle hizalanmalıdır.

3. Adım: Sol bacağınızın üzerinde zıplayarak kalkın ve bu sırada arkada düz duran sağ bacağınızı dizinize doğru çekin. Aşağı inerken sağ bacağı tekrar geriye götürün ve her sıçrayışta göğsünüze çekin.

4. Adım: Bir sonraki bacağa geçerek harekete devam etmek için hemen sağ bacağınız üzerinde lunge pozisyonu alın. Egzersizi diğer bacağınızla tamamlamadan önce 10 kez tekrarlayın.

Reklam

Instagram’da Mutlaka Takip Etmeniz Gereken 10 Fit Yıldız

0

Instagram’da gezinmek size zaman kaybı gibi geliyor olabilir. Belki de gerçekten öyledir. Peki, bu “zaman kaybını” fit bir vücut ve beslenme rutininiz için değerli hale getirmek ve kendinizi motive etmek için kullanmak istemez miydiniz? Instagram’da takip ettiğiniz ünlülerin hesaplarında gezinerek kendiniz için bazı ipuçları yakalayabilirsiniz!

Bu yıldızlara dünyanın en iyi fitness eğitmenleri, beslenme uzmanları, aşçıları ve doktorlarının yardımcı olduğunu biliyorsunuz. İnternetin dünyayı daha da küçülttüğü çağımızda, ünlülerin fit yaşamı ile ilgili tüm tüyolara ilk elden sahip olabilmeniz mümkün. Superman’in ta kendisi Henry Cavill, Game of Thrones’un Khal Drago’su Jason Momoa ve Mark Wahlberg gibi vücutları ile parlayan yıldızların profillerini sizler için derledik!

1. Henry Cavill

21. yüzyılın yeni Superman’iyle tanışın! Kendisi inanılmaz yakışıklı olduğu kadar da nazik de. Fiziğine gelince, konuşmaya bile gerek yok. Son zamanlarda kendisini The Witcher uyarlamasında izlerken, antrenmanlarını daha da arttırdığını Instagram hesabından tanık olduk. Süper sevimli köpekleri için bile bu hesabı takip etmeye değer!

2. Chris Hemsworth

Egzotik tatiler, gösterişli film galaları ve biz ölümlülerin sadece hayal edebileceği tüm etkinliklerde görmeye alıştığımız Chris Hemsworth vücudu ile de zirvede. Onu kıskanmak ise çok zor çünkü, gişe rekorları kıran rollerinin her biri için spor salonlarında ne kadar çaba harcadığını bol bol paylaştığı fotoğraf ve videolardan izleyebiliyoruz. Neyse ki, Hemsworth’un Instagram’ı karın kasları ve pozlardan daha da fazlasına sahip. Fitness antrenmanlarına dair ipuçları yakalamak ve bu tanrısal fiziğe sahip olmak isterseniz Hemsworth’u mutlaka takip edin!

3.Stephen Amell

View this post on Instagram

This was an interesting way to end the workout.

A post shared by Stephen Amell (@stephenamell) on

Stephen Amell kariyerine DC Comics karakterlerinden biri olan Green Arrow olarak devam ederken tüm başarılarını tabii ki de tesadüflere bırakmıyor. Amell yeni sezona hazırlanırken veya antrenman yaparken uyguladığı deadlift ve fonksiyonel antrenmanlarını Instagram’da oldukça hevesli bir şekilde sergiliyor. Hayatındaki zindeliği bir yaşam tarzı olarak benimseyen Stephen Amell’in paylaşımları, rutinine yeni antrenmanlar eklemek isteyen herkes için mükemmel bir fırsat olabilir.

4.Tom Hopper

Muscle & Fitness’a kapak olmak kolay değil, ancak Tom Hopper pek çok kez bizim sayfalarımızı süsledi: Netflix’in en yeni şovu The Umbrella Academy için onun fitness rutininisizlerle paylaşmıştık son olarak. Uzun zamandır ağırlıkların öğrencisi olan Hopper, spor salonunu bilgeliğini düzenli olarak Instagram’da paylaşarak, takipçilerine neden ip egzersizlerini seçtiğini veya sağlık topu çalışmanın önemi ile ilgili tavsiyeler veriyor. Hatta kendi egzersizlerini de sayfasında takipçileri için paylaşıyor.

Hopper’ı takip etmek sizin için yeterli değilse, Hopper’ın sadece kolları için özel olarak açılan Instagram hesabını da takip edebilirsiniz. Görünüşe göre yıldızın kolları o kadar mükemmel ki fanlarından biri @TomHoppersArm adında bir sayfa açacak kadar hayran kalmış!

5.Tom Ellis

Şeytan gerçekten ona hayat veren aktör Tom Ellis’e benziyor olsaydı, insanları nasıl kışkırttığını kolayca anlayabilirdik; fiziği ile pek tabi! Lucife dizisinin yıldızı Ellis’in Instagram sayfası, bu vücut için dökülen tüm teri belgeliyor ve 2,1 milyon takipçisi ile hayranları da onu takdir etmeyi himal etmiyor. Tom Ellis 40 yaşından sonra böylesi birvücuda sahip olmuş. Yani hayatını fitness’a adayanlardan değil. Ancak hepimize açıkca gösteriyor ki, göz kamaştıran bir bedene sahip olmak için hiçbir zaman geç değil!

6.Jessica Biel

90’ların sonlarından beri ekranlarımızda ve kalplerimizde olan Jessica Biel, Justin Timberlake ile ilişkisi ve oyunculuk kariyeri arasında antrenmanlarına bolca zaman ayırmayı ihmal etmeyen ünlülerden. Biel vücudunu jimnastik ve futbol için yoğun bir eğitimle yıllarca çalıştırdıktan sonra son zamanlarda yavaşlamaya ve yoga öğrenmeye karar verdiğini söylüyor.

Tüm bu yoga hareketlerinin vücuduna daha da çok bağlanmasını sağladığını belirten Biel, yoganın yanı sıra koşmaktan, köpekleriyle yürüyüş yapmaktan, pliometrik ve circuit egzersizlerden de büyük haz duyuyor.

7.Zac Efron

Kim High School Musical’daki liseli çocuğun bu kadar hacimleneceğini beklerdi ki? Bugün Zac Efron, Hollywood’da kıskanılacak kadar görkemli fiziğiyle adından söz ettiriyor. Baywatch, The Greatest Showman ve Neighbors’da sergilediği karın kasları, Disney filmlerinde dans ettiği günlerden bu yana spor salonundan asla çıkmadığının en büyük kanıtı oldu.

Şu anda Efron, kopuk ACL için geçirdiği ameliyatın ardından fizik tedavi görüyor ve YouTube’da da bu iyileşme sürecinden bahsetmeyi ihmal etmiyor. Ameliyatından önce YouTube’da düzenli olarak bir dizi egzersiz videosu paylaşan Efson bazı özel konukların yanı sıra tüm vücut hareketlerini de seyircileri için özel olarak kaydediyor.

8.Adriana Lima

Adriana Lima, Kasım 2018’de meleklikten emekli olduğunu açıklasa da meleklere yakışır vücuduna iyi bakmayı bırakmış değil. Her zamanki gibi vücuduyla meşgul olmayı seviyor ve model fiziğini korumak için spor salonundan asla çıkmıyor. Lima’nın keto diyeti tutkunu ve boks sever olduğu sosyal medyasında apaçık ortada. Favori egzersizlerinin, ağırlık kaldırma ve ip atlama olduğunu da anlamak mümkün.

“Uzun süre yaşamayı planlıyorum” diyen Lima vücudunu egzersizlerle sağlıklı tuttuğunu, bu şekilde daha enerjik kaldığını her fırsatta dile getiriyor.

9.Jason Momoa

Game of Thrones’da Khal Drago ve DC Extended Universe filmlerinde Aquaman rolüyle unutulmaz karakterler yaratan Jason Momoa spor tutkusunu Instagram’da göstermeyi ihmal etmeyenlerden. Ekran dışı hobileri göz önüne alındığında, bu kadar olağanüstü bir vücuda sahip olması şaşırtıcı değil. Momoa tam anlamıyla her şeyi ama her şeyi yapmaya bayılıyor. Tırmanış, sörf ve yüzme tutkusunun yanı sıra spor salonundaki antrenmanlarının da aşığı.

Momoa sabah egzersiz yapmayı tercih ettiğini, sabah 5’te kalktığını ve çok sıkı antrenman yaptığını söylüyor. İki çocuğu olan Momoa, bu yüzden erken kalkmasının zaten şart olduğunu ama bundan da faydalandığını söylüyor.

10. Kate Hudson

Filmlerden televizyon programlarına kadar her yerde karışımıza çıkan Kate Hudson, son yıllarda fitness tutkusuyla adından söz ettiriyor. Sık sık egzersiz rutinlerini ve kıskanılacak karın kaslarını göstermek için Instagram’a bolca fotoğraf koymayı ihmal etmiyor.

Yakın zamanda yapılan bir röportajda, Hudson pilates, dans, bisiklet, circuit eğitimi almaktan aşırı keyif aldığından söz ediyor. Ayrıca anneliğiyle spor tutkusunu çok iyi bir şekilde dengeleyen Hudson, sporunu yaparken bile çocuklarından ayrı vakit geçirmemeye çalışıyor.

Reklam