Fit Hub Blog Sayfa 40

BCAA Nasıl Ve Ne Zaman Kullanılmalı?

0

BCAA önemli amino asit gruplarındandır. Dallı zincirli yapıda olan BCAA amino asit grubunda lösin, izolösin ve valin amino asitleri yer almaktadır. BCAA Kullanım Şekli ve BCAA Kullanım Zamanı en çok sorulan sorulardandır. BCAA kullanım şekli değişiklik göstermektedir. Bunun sebebi, hem toz hem de tablet formda bulunabiliyor olmasıdır. Tablet formu sayesinde su yardımıyla tüketilebilir, toz formu sayesinde ise, içeceklerinize ya da protein karışımlarınıza ekleyerek tüketebilirsiniz. Yapılan araştırmalara göre, kullanım zamanı antrenman öncesi ya da antrenmandan sonrası ya da antrenman sırasında olduğu belirlenmiştir. BCAA Kullanımı Ne İşe Yarar sorusuna birçok cevap verilebilir. Uzun süren antrenmanlarda dayanıklılığı arttırır. Bu sebeple, özellikle aerobik egzersiz ve dayanıklılık gerektiren sporlar yapan insanlar için performansı korumaya yardımcı olur. Ayrıca, yoğun geçen antrenmanlar sırasında gerçekleşen kas yıkımını engellemeye yardımcı olur. Toz formdaki BCAA, bol su ile tüketilmelidir. Tablet formundaki BCAA’lar ise toz formdaki ürünlere nazaran daha az sıklıkla ve sürekli su tüketimi ile alınmalıdır.

Antrenman Öncesi BCAA Kullanımı

Antrenman öncesi kullanılan BCAA takviyesi, gerekli besini sağlamış olacaktır. Özellikle toz haline getirilmiş BCAA’ lar antrenmandan 2 saat önce alındığında önemli derece performans artışı sağlamaktadır. Antrenman yapmadan önce BCAA Kullanım Ölçeği 5 – 10 gr arası olarak değişmektedir. Bu miktarlar kullanım için yeterli olacaktır.

Antrenman Sırasında BCAA Kullanımı

Antrenman esnasında gerçekleştirilen BCAA kullanımı, antrenman süreci boyunca kasların beslenmesine yardımcı olur. Buna ek olarak, antrenman esnasında BCAA kullanmak antrenmanda gerçekleşen yorgunluğu da büyük ölçüde azaltacaktır. BCAA Kullanımı Nasıl Olmalı diye bakıldığında antrenman sırasında en uygun kullanımı toz formudur. Toz formu sayesinde diğer karışımlarınıza ya da içeceklerinize ekleyerek tüketebilirsiniz. Antrenman sırasında kullanılacak olan BCAA’ nın 5 gr tüketilmesi önerilmektedir.

Antrenman Sonrası BCAA Kullanımı

Antrenman sonrasında BCAA kullanımı kasların iyileşmesi ve onarımı için oldukça faydalıdır. Zorlu antrenmanlar sırasında kaslar parçalanarak gelişim gösterirler. Bu parçalanmanın en kısa sürede ve en iyi şekilde onarılması gerekmektedir. BCAA’ lar yoğun antrenmanlar sonrasında kas liflerinin iyileşmesine önemli derecede yardımcı olmaktadır. Antrenman sonrasında BCAA kullanımı 5 – 10 gr arasında değişiklik göstermektedir. Bu miktar aralığı kullanım için yeterli olacaktır.

Reklam

Kendinizi Müzikle Motive Edin ve Canlanın!

0

Herhangi bir spor salonuna girdiğinizde çoğu insanı wireless kulaklıklarıyla deliler gibi müzik dinlediğine şahit oluyorsunuzdur. Bunun sebebi çok açık: Müzik, zihinsel ve fiziksel performansınızı artırmak için inanılmaz bir yeteneğe sahip.

Çok sayıda çalışma ve deneyde, spor yaparken dinlenecek müziklerin sadece egzersiz sırasında kişinin motivasyonunu artırmadığını, aynı zamanda gücünü, dayanıklılığını ve motor koordinasyonunu da geliştirmeye yardımcı olduğu bulunmuştur. İyi hissetmediğiniz günlerde, dinlediğiniz doğru melodiler sizi yorgunluktan uzaklaştırırken aynı anda kalbinizi ve diğer kaslarınızı canlandırma yetenekleriyle de sizi bitiş çizgisine yaklaştırır.

Beden, zihin ve müzik arasındaki etkileşimler oldukça karmaşıktır. Egzersiz sırasında sizi canlandıran tek şey müzik değil, vücudunuzun ritme tepki verme şeklidir. Zihniniz harekete geçmeden önce, nefes alıp verme hızınız ve kalp atış hızınız daha fazla oksijeni çalışan kaslara taşımak için artar. Bu biyokimyasal reaksiyonlar, hızınızı yükseltmeniz için müzikle birleşir. Müzik dinlerken kullanılan beyin mekaniği hakkında hala anlaşılması gereken çok şey olsa da, bu alandaki çoğu uzman müziğin egzersizi daha kolay ve daha eğlenceli hale getirdiğine inanır. Genel olarak spor yaparken dinlenecek müzikler de buna göre tercih edilir.

Beynini Eğlendir!

Antrenmanlarınız sıkıcı olmaya başladığında, müzik dinlemek zihninizi aktif tutarak monotonluğun kırılmasına yardımcı olabilir. Her yeni şarkıyla, beyniniz müziğin tonlarını, ritimlerini ve sesleri sıralamaya ve incelemeye başlar. Egzersiz yaparken müzik dinlediğinizde, beyninize yapacak bir şey vermiş olursunuz ve beyninize yapacak bir şey verdiğinizde, sıkılma olasılığınız azalır. Böyle daha uzun süre egzersiz yapma imkanınız olur. Yapılan bir araştırmada yürürken müzik dinleyenlerin, müzik dinlemeden yürüyüş yapanlara göre ortalama 6 km daha fazla yürüdüğü gözlemlenmiştir.

Hangi Melodilere İhtiyacın Var?

Müziğin faydalarının güçlü olduğu yadsınamaz, ancak bazı şarkılar çalışma esnasında diğerlerinden daha fazla avantaj sağlar. Film yıldızı Hugh Jackman, X-Men’deki Wolverine karakterini canlandırdığı sürede, kaslarını toparlamasına yardım ettiğine inandığı için Metallica ve Godsmack dinlediğini ve Metallica şarkılarının onda fazladan adrenaline sebep olduğunu söyler.

Herkesin egzersiz sırasında güçlü hissetmek için kendine özgü fitness müzikleri vardır. Ancak belirli müzik türleri var ki, kuvvet antrenmanı söz konusu olduğunda kesinlikle daha iyi sonuçlar verir. Elbette herkesin spordan verim alması için savaşa giriyormuş gibi hissetmesi gerekmez. Bazılarını motive etmeye yarayan şeyler, diğerleri için hiçbir değer taşımayabilir.

Herkes için işe yarayan şey, müzikle hareketlerin senkronize olmasıdır. İşte burada ritim devreye girer. Performansınızı en üst düzeye çıkarmak için belirlediğiniz şarkıların temposu tercih ettiğiniz egzersizin hızına uymalıdır. Örneğin, müziğin ritmini vücudunuzun ritmine uydurmak için 95-125 bpm aralığında daha yavaş tempolu müzik genellikle kuvvet antrenmanlarında daha etkilidir. Bu tarz antrenmanlarda düşük ritmi duymak kolay olduğu için net beatler ve güçlü bas en idealidir. Bu sebeple genelde 2Pac’ten “Hit ‘Em Up”, Guns N’ Roses’tan “Welcome to the Jungle”, AC/DC’den “Back In Black” ve tabii ki Survivor’dan “Eye of the Tiger” gibi şarkılar en çok tercih edilen spor şarkılarıdır.

Spor yaparken dinlenecek müziklerin güzel bir listesini sunan playlistler için Antrenman Yaparken Motivasyonunuzu Artıracak 5 Müzik Listesi içeriğimize göz atabilirsiniz!

Reklam

Hamilelikte Spor Yapmak Sakıncalı Mıdır?

0

Hamile olduğunuzu öğrenirsiniz, ultrasondaki kalp atışını duyarsınız ve aniden dünyanız değişir. Bu yeni tecrübe sizi daha farklı bir insan olma yoluna sokar, içinizdeki bebeği korumaya yönelik yoğun bir hisse kapılırsınız ve günlük hayatınızda aldığınız kararlarını detaylıca incelemeye başlarsınız. Tabii ki de egzersiz rutinleriniz de ister istemez üstünden geçmeniz gereken bir konu haline gelir.

Hamileyken Spor Yapmak Ne Kadar Güvenlidir?

Hamilelik sırasında egzersiz yapmak sadece güvenli değil, aynı zamanda bilir kişilerce teşvik edilen bir konudur. Hafta hafta gebelik doktorlar tarafından takip edilir ve sağlıklı bir doğum için yapılması gereken tüm aktiveteler planlanır. Hamilelik için öncelikli düşünce şudur: anne için iyi olan şey bebek için de iyidir. Hamileyken yapılan hafif egzersizlerin kilo alımını, özelikle aşırı kilolu veya obezite problemi yaşayan kadınlarda gebelik diyabeti riskini ve sezaryen doğum riskini azalttığı belirtilir. Ayrıca egzersizler hamile kadınların kaçınılmaz olan ağrılarını önlemesine de yardımcı olur. Hamilelik sırasında düzenli uygulanan fiziksel aktiviteler, psikolojik sağlığa yardımcı olur ve hatta doğum sonrası dönemde depresyon ve kaygıyı azaltabilir. Bunlara ek olarak, hamilelik sırasında egzersiz yapan kadınlar doğumdan sonra daha hızlı iyileşebilirler.

Hamilelik Boyunca Ne Kadar Egzersiz Yapılmalı?

Uzmanlar hamileliğiniz boyunca haftada üç ile yedi gün olmak üzere günde 20-30 dakika orta düzeyde egzersizler yapmanızı önerir. Hipoglisemiyi (düşük kan şekeri) önlemek için tek seferde 45 dakikadan fazla egzersiz yapmaktan kaçınmak gerekir.

Hamilelik boyunca aktif bir egzersiz rutinine sahip olmanın en iyi yolu, hamile kalmadan önce de egzersizi hayatınızın bir parçası yapmaktır. Genellikle, hamileliğinizden önce uyguladığınız ve alışkanlık haline getirdiğiniz egzersizleri hamile kaldıktan sonra da güvenle yapmaya devam edebilirsiniz.

Ancak çoğu zaman kadınlar yerleşik bir egzersiz rutini olmadan hamile kalır. Bu detay sizin için de geçerliyse, egzersizlerinize yavaş yavaş başlayın ve yavaş yavaş serviyenizi artırın. Örneğin, haftada birkaç kez yürümeyi deneyin, ardından yürüdüğünüz süreyi artırın.

Hamileyken Ne Tür Egzersizler Yapılabilir?

Hamilelik süresince yapılacak en iyi egzersizler yapmaktan gerçekten zevk aldığınız aktiviteler olmalıdır. Hamile kadınlar genellikle tempolu yürüyüş, yüzme, sabit bisiklet, düşük seviyede aerobik, yoga veya pilatese yönelirler. Hamilelikte pilates oldukça popüler bir egzersiz haline gelmiştir. Uzmanlar büyüyen bebeğiniz ve kendi sağlığınıza göre aktivitelerde değişimler yapmanızı önerebilir.

Hamileyken Kaçınılması Gereken Egzersizler Hangileridir?

Gebelikte basketbol veya futbol gibi yaralanmaya neden olabilecek temas sporlarının yanı sıra kayak, sörf veya jimnastik gibi riskli veya düşmeye neden olabilecek sporlardan kesinlikle uzak durmak gerekir. Tüplü dalış veya hot yoga gibi egzersizlerden de kesinlikle kaçınmak gerekir. Bunun sebebi ise vücut ısınızdaki ani değişikliklerin fetüse zarar verme ihtimalidir. Hamilelik egzersizleri bu yüzden çok dikkat edilmesi ve iyi araştırılması gereken konulardır.

Riskli Hamileliklerde Egzersiz

Her gebelik kolay ve sorunsuz geçecek diye bir kural yoktur. Her hamile kadının sahip olduğu bazı riskler vardır. Kadınların karmaşık tıbbi sorunları (epilepsi ve bunun gibi hastalıklar) olabilir, hamileliği etkileyebilecek bir durum ortaya çıkabilir veya fetüsün karmaşık bir durumu meydana gelebilir.

Yetersiz büyüme veya erken doğum gibi kötü sonuçlarla bağlantılı olmadığı için doktorlar genellikle yürüme veya esneme gibi hafif aktiviteler önermektedir. Şiddetli aktivitelerin tavsiye edilmediği yüksek riskli bir hamileliğiniz olsa bile, siz ve doktorunuz hafif, güvenli aktiviteler için kişiselleştirilmiş bir plan hazırlayabilirsiniz.

Geçmişte bazı yüksek riskli hamilelikler için yatak istirahati önerilmiş olsa da, sonuçlar aslında bunun çok da faydalı olmadığını göstermiştir. Ne yazık ki yatak istirahati sizi kan pıhtıları, kemik yoğunluğu kaybı ve kondisyonsuz kaslar gibi durumlar için risk altına sokabilir ve bu da hamileliğinizi daha da karmaşıklaştırabilir.

Reklam

Bağışıklık Sistemi Hangi Yiyeceklerle Güçlenir?

0

Dünyadaki hiçbir besin sadece zevk almak ya da karnımızı doyurmak için değildir. Hastalığı önlemeye yardımcı olmak için bağışıklık sistemimizi aktif olarak güçlendirebilecek birçok lezzetli ve doyurucu yiyecek vardır.

Bu yazımızda bahsedeceğimiz bağışıklık sistemini güçlendirici özelliklere sahip besinleri günlük beslenme rutininize ekleyerek kendinizi güçlendirmeye ne dersiniz?

Turunçgiller

Çoğu insan nezle olduktan sonra doğrudan C vitaminine yönelir. Bunun nedeni C vitaminin bağışıklık sisteminizin gelişmesine yardımcı olmasıdır. C vitamininin enfeksiyonlarla savaşmanın anahtarı olan beyaz kan hücrelerinin üretimini artırdığı düşünülmektedir. Greyfurt, portakal, limon gibi neredeyse tüm narenciye meyveleri C vitamini bakımından yüksektir.

Vücudunuz C vitamini üretmediği veya depolamadığı için, sağlığınızın devamı için günlük olarak C vitamini tüketmeniz gerekir. Çoğu yetişkin için önerilen günlük C vitamini miktarı ise şu şekildedir:

  • Kadınlar için 75 mg
  • Erkekler için 90 mg

Kırmızı Biber

En fazla C vitamini içeren besinin turunçgiller olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Kilogram başına kırmızı dolmalık biber, bir portakalın neredeyse 3 kat daha fazla C vitamini içerir. Aynı zamanda zengin bir beta karoten kaynağıdır.

Bağışıklık sisteminizi güçlendirmenin yanı sıra, içerdiği C vitamini sağlıklı cildi korumanıza yardımcı olur. Vücudunuzun A vitaminine dönüştürdüğü beta karoten, gözlerinize ve cildinize sağlık katar.

Brokoli

Brokoli, vitamin ve mineraller açısından oldukça zengin bir besindir. A, C ve E vitaminlerinin yanı sıra lif ve diğer birçok antioksidanla dolu olan brokoli, tabağınıza koyabileceğiniz en sağlıklı sebzelerden biridir.

Brokoliden en yüksek verimi alabilmeniz için onu olabildiğince az pişirmeniz gerekir. Buharda pişireceğiniz brokolinin size en yüksek besin değerlerini kazandıracağını unutmayın.

Sarımsak

Sarımsak, dünyadaki hemen hemen her mutfakta bulunur. Yiyeceklere kattığı lezzetin dışında sağlığınız için de olmazsa olmazdır.

Vücudun enfeksiyonla mücadele etmesine yardımcı olan sarımsak, aynı zamanda arterlerin sertleşmesini yavaşlatır ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir.

Zencefil

Birçok kişinin hastalandıktan sonra öncelikli olarak zencefil tüketmeye çalışır. Zencefil enfeksiyonu azaltmaya yardımcı olabilir, bu da boğaz ağrısını ve iltihaplı hastalıkların hafiflemesini sağlar. Enfeksiyonun sebep olduğu hastalıkların yanı sıra zencefil mide bulantısına da yardımcı olabilir. Zencefilin ayrıca kronik ağrıyı da azalttığı bilinir.

Yeşil Çay

Hem yeşil hem de siyah çay, bir tür antioksidan çeşidi olan flavonoidlerle doludur. Yeşil çay ayrıca başka bir güçlü antioksidan olan epigallokateşin gallat (EGCG) açısından da zengindir.

Çalışmalarda, EGCG’nin bağışıklık fonksiyonunu geliştirdiği gösterilmiştir. Siyah çayın ise işlem süreci sahip olduğu EGCG değerlerini yok eder. Yeşil çay ise fermente edilmez, böylece EGCG korunur.

Yeşil çay aynı zamanda amino asit L-theanine için de iyi bir kaynaktır. L-theanine ise T hücrelerinizde mikropla savaşan bileşiklerin üretimine yardımcı olur.

Kabuklu Deniz Ürünleri

Bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen kişilerin aklına ilk olarak kabuklu deniz ürünleri gelmez. Ancak bazı kabuklu deniz ürünleri türleri çinko ile doludur. Çinko ise diğer birçok vitamin ve mineral kadar ilgi görmezse de, bağışıklık hücrelerimizin amaçlandığı gibi çalışabilmesi için vücudumuzun ihtiyaç duyduğu bir mineraldir.

Çinko içeriği yüksek olan kabuklu deniz ürünleri şunlardır:

  • İstiridye
  • Yengeç
  • Istakoz
  • Midye

Çoğu yetişkin için önerilen günlük çinko miktarı ise şu şekildedir:

Yetişkin erkekler için 11 mg
Yetişkin kadınlar için 8 mg

Reklam

Milli Sporcumuz Ahmet Önder’in Antrenman Rutini

0

Dünya Şampiyonası’ndan ülkemize gümüş madalyayla dönen başarılı milli sporcumuz Ahmet Önder, off season ve yarışma sezonundaki antrenman rutiniyle karışınızda! Yarışma dışı dönemde ve yarış dönemlerinde nasıl hazırlandığını, nelere dikkat ettiğini sizler için anlatıyor.

Off Season vs Yarış Sezonu

Biz milli sporcular için 365 gün içerisinde spor yapmadan geçirdiğimiz gün sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Zorluklarına katlanacaksınız ki meyvelerini afiyetle yiyebilesiniz. Tatildeyken bile rekabetçi modumuzu aşağıya indirmemiz biraz zor oluyor.
Off season diye adlandırdığımız, yarışma dışı dönemde de yine kas küçülmesinin minimuma indirgemek ve vücudu hep adaptasyonda tutup antrenmanlara geri döndüğümüzde sakatlık riskini en aza indirmek için çalışıyoruz. Tatil dönüşleri genelde kritiktir, o yüzden vakit kaybetmeden yarışmacı fiziğe toparlanmak durumundayız.


Yarışma sezonu açıldığında ise hem fiziksel hem de ruhsal yapımız değişiyor. Önümüzde somut hedefler varken deyim yerindeyse “beast modu” açıyoruz. Jimnastik sporunda yaptığımız seriler patlayıcı ve çok yüksek güç gerektiren hareketlerden oluşuyor, o nedenle bazı hareketlerin peşinden aktarım hareketler yapıyoruz.
Yalnızca kuvvet yetersiz kalır, kuvveti güç ile birlikte süper set gibi çalışalarak kendi branşımız için doğru çalışma modelini uyguluyoruz.
Yarışmalarda performans sergilediğimiz aletlerde belirli bir kasa yönelik serilerimiz olmuyor. Bu yüzden çalışmalarımız ve antrenmanlarımız full body olarak ilerliyor. Yalnızca sezon başlarında izole makinalarda çalışıyoruz, daha sonra bileşik, çok eklemli ve çok fazla kas grubunun devreye girdiği hareketleri yaparak branşımıza uyum sağlıyoruz.

Reklam

Deniz Selin Ünlüdağ: Hayal Et, Hak Et ve Başar!

0

Herkesin hedefleri ve hayalleri farklıdır. Bu nedenle de herkesin sırtındaki yük, hedefleriyle doğru orantılıdır. Bazı zamanlarda çok ağır yükleri sırtlıyoruz ve zamanla o yüklerin altında kalıyoruz, değil mi? Bütün bu yükleri bir anda omuzlamak yerine, birer birer kaldırmaya çalışsak
aslında işimiz daha kolay olmaz mıydı? Hepimizin gelecek kaygısı ve de korkuları var. Okulunuzla, işinizle, sporunuzla veya başka konular hakkında bitmeyen korku ve kaygılar… Peki neden? Aslında tüm bunlar, kendi hayal dünyamızda gerçekleşmemiş ya da olmamış olayları, sanki olmuş ve de gerçekleşmiş gibi düşündüğümüz için oluyor. Yani kısaca her insan korkusunu kendi yaratıyor; onu var etmek de yok etmek de bizim elimizde…

Etrafınıza baktığınızda mutsuz ve aslında hayatlarında başarısız olmuş insanlar görürsünüz; kimi sevdiği işi yapmak için yeteri kadar emek vermemiştir, kimisi de yeteri kadar ilerleyip başarı yolunda şansını denemekten korkmuştur. Mesela ben 19 yaşında bir milli sporcuyum. Milli takıma girebilmek, Türkiye’de ve uluslararası müsabakalarda dereceler yapmak için çok çalıştım, çalışmaya da devam ediyorum. Hiç düşmedim mi? Emin olun çok düştüm ve düşmeye de devam ediyorum. Ancak asıl
önemli olan, ne kadar düşsem de her defasında kalkabilmek; ve zamanla fark ettim ki, benim için önemli maçları kaybetsem de aslında bir şey kaybediyor değilim.

Kaybetmek, kazanmak mıdır aslında?

https://www.instagram.com/p/BneUdcUl0VJ/

Hayatımızda bazen önümüze çıkan fırsatları kaçırır ya da değerlendiremeyiz ama o kötü yenilgi aslında çok kıymetli bir tecrübe kazandırır insana. Tecrübeler olgunlaştırır, kayıplar güçlendirir ve hatalarından ders çıkarıp bir daha o hatayı yapmamayı öğrenir insan. Birçoğumuz aynaya baktığımızda en kıymetli şeyimizi, yani hayal etme
gücümüzü ve hedeflerimizi görmek yerine çizgiler, sivilceler, lekeler ya da fazla kilolar görüyor; ama aslında bunlar bizim yapacaklarımıza engel değil. Sen, sen olduğun için güzelsin ve hayat senin hayatın! İstediğin ve hayal ettiğin hedefler için mücadele vermelisin. Bir kere yere düştün ve canın yandı diye o hayalini bırakamazsın, gerekirse 100 kere ya da 1000 kere yere düşeceksin, ama devam edecek gücü kendi içinde bulmalısın. O gücü kendinde bulduğun zaman işte hedeflerine bir adım daha yakın
olacaksın. Ne demek istediğimiz tek kelimeyle örneklendireyim: Bebekler…
Bebekler önce emeklemeyi, sonra yürümeyi öğrenirler. Emeklemeyi öğrendikten sonra yürümeye çalıştıklarında kaç defa yere düştüklerini düşünsenize. Kimi zaman hafifçe düşüyorlar, kimi zaman da canları çok acıyor. İşte, insan düşmeden büyüyemiyor. Büyüyor ama karşılaştığı durumlar değişmiyor. Hayat mücadele eden ve ne olursa olsun mücadele etmeyi bırakmayan insanların ödülünü er ya da geç verir. Sen vazgeçene kadar hiçbir şey bitmiş sayılmaz. Etrafındaki insanlar sana başarılı olamayacağını, hedeflerine ulaşamayacağını söyleyebilirler. Fakat işin trajikomik kısmı, onlar bir işte başarısız oldular diye senin de hedeflerine ulaşamayacağını düşünmeleridir. Eskiden çevremdeki insanların sözlerine çok önem verirdim. Zamanla bu insanların beni hedeflerimden koparıp, hayallerimi çiğnemelerine izin vermemeyi öğrendim. Ancak, hedeflerimin ve hayallerimin sadece sözlerden ibaret kalmayacağını göstermem gerekiyordu. Ben de çok çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum. O yüzden, bir defa geldiğin bu hayatı başka insanların yönetmesine izin verme!
Hayatındaki gereksiz dış güçleri kaldır, çünkü kimsenin gücü seni yolundan alıkoyamaz. Hayal et, hak et ve BAŞAR!

Reklam

Fazla Kilolu ve Hareketsiz İnsanlar Egzersiz Yapmaya Nereden Başlamalı?

0

Günümüzde fiziksel olarak aktif olan yetişkinlerin daha sağlıklı oldukları ve kiloları ne olursa olsun kronik hastalıklara yakalanma risklerinin çok daha az olduğu artık herkes tarafından bilinen bir gerçek.

Obezite sorunu yaşayan ve hareketsiz bir hayata sahip binlerce insan için, sıkı bir egzersiz programına başlama düşüncesi kulağa korkutucu gelebilir. Fazla kilosu olan kişiler için, sıkı egzersizler yapmak çok ağrılı veya fiziksel olarak rahatsız edici olabilir.

İyi haber şu ki, hareketsiz ve obezite sorunu yaşayan insanlar için düzenli bir egzersiz rutinine alışmanın kolay yolları var! Bu yazımızda fazla kilolu kişilerin daha hareketli bir hayata nasıl geçebileceklerine dair ufak ipuçları veriyoruz.

Ne Kadar Egzersize İhtiyacınız Var?

Her hafta en az 150 dakika orta düzeyde egzersiz veya her hafta 75 dakika yoğun egzersiz programıyla hayatınızı hareketlendirebilir, egzersizlerinizden ihtiyacınız olan verimi alabilirsiniz.

Aşırı kilolu ve acemi biri için bu çok fazla görünebilir. Ancak bu süreleri bir hedef olarak belirlemeniz bu yolda bir adım atabilmenizi sağlar. Bu süreleri tamamlayamıyorsanız bile elinizden geleni yapın ve asla pes etmeyin! Gün içinde yapabileceğiniz 10’ar dakikalık üç egzersizin, tek deferde yapılacak 30 dakikalık egzersiz gibi size aynı verimi kazandırabileceğini unutmayın.

Başlangıçta, egzersizlerinizin önemli ölçüde kalori yakmanızı sağlamayabilir. Bu durum başlangıç için çok da önemli değildir. Başlangıçta önemli olan tek şey, hedefe kilitlenmenizdir. Gelecekte vücudunuzu daha uzun egzersizler için ancak bu şekilde hazırlayabileceğinizi hatırlatmak isteriz.

Hoşunuza giden ve haftada en az 3-5 gün uygulayabileceğiniz bir aktivite seçmeye odaklanın. Programınıza başarılı bir şekilde bağlı kalma şansınızı artırmak için, programı her gün aynı saatte, örneğin sabah veya işten hemen sonra, planlamaya çalışın.

Fazla Kilosu Olan Kişiler Ne Tür Egzersizler Yapmalı?

Vücudunuzu hareket ettirdiğiniz ve kalori yaktığınız sürece her tür fiziksel aktivite egzersiz olarak sayılır. Bu aktivitelerden keyif almanın en iyi yollarından biri, zevk aldığınız bir şeyi denemektir. Yaptığınız şeyi severek yaparsanız, bu hareketler zor olsa bile içinizde sürekli olarak hareket etme isteği uyandıracaktır, bunu unutmayın!

Yürüyün!

Merdiven çıkma ve koşu gibi aktivitelere geçmeden önce, daha sağlıklı bir yaşam tarzına geçmenin en kolay ve en etkili yollarından biri yürümeye başlamaktır.

Sadece basit değil, içeride veya dışarıda neredeyse her yerde yapabileceğiniz keyifli bir egzersiz. Obezite problemi yaşayan insanlar için yürümek zor olabilir ama imkansız değildir. Vücudunuzu hareket ettirmek için daha fazla enerji harcadığınız için, yavaş yürümek bile fazla ağırlık taşıyorsanız ek kalori yakmanıza sebep olacaktır.

Su Aerobiği

Suda egzersiz yapmanın birçok faydası vardır. Su, vücut ağırlığınızı desteklemeye yardımcı olur ve bu da kendinizi daha hafif hissetmenizi sağlar. Aynı zamanda eklemleriniz üzerindeki etkiyi de azaltır. Bu durum, su dışında yaptığınız egzersizler boyunca kalçalarınızda veya dizlerinizde hissedebileceğiniz ağrının daha az oluşabileceği anlamına gelir.

Pedal Çevirin!

Obezite sorunu yaşayan bazı kişiler güçlü bir karın bölgesinden yoksundur, bu da normal bir bisiklet üzerinde oturmayı zorlaştırır. Evinize alabileceğiniz sabit kondisyon bisikletleri alt omurgada daha az stres yaratır ve bu da fazla kilo taşıyan kişiler için daha uygundur.

Kondisyon bisikletlerinde düzenli yapılan egzersizler vücudun alt kısmındaki farklı kas gruplarını çalıştırmanın en iyi yollarından biridir.

Başarabilirsiniz!

Sağlıklı bir yaşam tarzının bir alışkanlık olduğunu kabul edin. Sağlıklı ve hareketli bir hayat için çabalayın.

Yaşam tarzınızda sonsuza dek sürecek ve bağlılık gerektirebilecek olumlu değişiklikler yapmak istiyorsunuz. Sadece yapabileceklerinize odaklanın, yapamayacaklarınıza odaklanarak cesaretinizi kırmayın!

Kondisyonunuz geliştikçe, eğlenceli ve zorlayıcı bulduğunuz egzersizler sizin için çocuk oyuncağı olacak bunu sakın unutmayın.

Arkadaşlarınızdan, ailenizden veya iş arkadaşlarınızdan size destek olmalarını isteyin. Her türlü olumsuz eleştiriye kulaklarınızı kapayın.

Pes etmeyin!

Reklam

Hamilelikte Beslenme: Neler Tüketilmeli?

0

Muhtemelen sizin de bildiğiniz gibi, vücudunuz hamilelik sırasında birçok fiziksel ve hormonal değişikliğe uğrar. Kendinizi ve büyüyen bebeğinizi beslemek için çeşitli kaynaklardan faydalanmanız gerekir. Bu yolda uygulayacağınız sağlıklı ve dengeli bir beslenme, kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olmakla birlikte sizin ve bebeğinizin ihtiyaç duyduğu her şeyi sizlere kazandırır. Hamilelik boyunca yediğiniz yiyecekler bebeğinizin ana besin kaynağı olduğunu ve bu nedenle ihtiyacınız olan tüm besinleri almanız gerektiğini unutmamalısınız. Kulağa biraz zor gelse de tüm bu kurallara uymak aslında o kadar da zor değil. Bu yazımızda sizler için hamilelik boyunca tüketmeniz gereken ana gıdalardan bahsediyor ve “hamilelikte ne yenir” gibi aklınızı kurcalayan tüm soruları yanıtlıyoruz!

Hamileliğiniz Boyunca İhtiyacınız Olan Temel Besinler

Hamileliğiniz boyunca siz aslında yepyeni bir insanı besliyorsunuz! Sizi ve bebeğinizin sağlığını desteklemek için daha fazla mikro ve makro besine ihtiyacınız olduğunu ve hamilelik sırasında her tür besini daha fazla yemeniz gerektiğini unutmamak gerekir. Peki nedir bu mikro ve makro besinler?

Mikro besinler, nispeten küçük miktarlarda gerekli olan vitamin ve mineraller gibi bileşenlere denir.

Makro besinler ise, karbonhidratlar, proteinler ve yağlar gibi kalori veya enerji sağlayan besinlerdir.

Tabii ki de bu besinlerin uygun şekilde ve aşırıya kaçmadan tüketilmesi hem anne hem de bebeğin sağlığı için oldukça önemlidir.

BesinHamileler İçin Günlük Tüketilmesi Gereken Miktar
Kalsiyum 1200 miligram (mg)
Folat 600–800 mikrogram (mcg)
Demir 27 mg
Protein 70–100 gram (Her üç aylık dönemde artar)

Hamilelik Boyunca Ne Yemeli ve Ne Kadar Yemeliyim?

Daha önce de bahsettiğimiz gibi sizin ve bebeğinizin ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlamak için çok çeşitli yiyecekler tüketmeye özen göstermelisiniz. Kulağa zor gelse de aslında bunun normal bir sağlıklı beslenme planından hiç de farklı olmadığını zamanla göreceksiniz.

Olabildiğince aşırı işlenmiş abur cuburlardan kaçınmaya özen gösterin. Örneğin cips ve asitli içecekler hiçbir besin değeri içermez, kendinize bunu hatırlatın. Sizin ve bebeğinizin tüm ihtiyacı taze meyveler ve sebzeler, tavuk, balık, fasulye veya mercimek gibi yağsız proteinlerden başka bir şey değil.

Protein

Protein, beyin dahil bebeğin doku ve organlarının düzgün büyümesi sağladığından, oldukça önemlidir. Ayrıca protein, hamilelik sırasında meme ve rahim dokusunun büyümesine de yardımcı olur. Hatta kan artışına katkı sağladığından bebeğinize olan kan akışının hızlanmasında rol oynar.

Hamileliğin her üç aylık döneminde protein ihtiyaçlarınız artar. Kilonuza ve hangi üç aylık dönemde olduğunuza bağlı olarak, günde yaklaşık 70-100 gr protein kaynağı tüketmeniz gerekir. Tabii ki de bu ihtiyaç kişiye göre değişir ve ne kadar ihtiyacınız olduğunu öğrenmek ve buna göre bir beslenme düzeni oluşturmak için doktorunuzla konuşmanız gerekmektedir.

Her yönden faydalı olabilecek protein kaynakları ise şu şekildedir:

  • Yağsız sığır eti
  • Tavuk
  • Somon
  • Fındık
  • Fıstık ezmesi
  • Süzme peynir
  • Fasulyeler

Kalsiyum

Kalsiyum en önemli faydalarından biri bebeğinizin kemiklerini oluşturmaya yardımcı olmasıdır. Hamile kadınlar, iki doz 500 mg olmak üzere 1.000 mg kalsiyuma ihtiyacı duyar. Çoğu kadın hamileleği boyunca kalsiyum takviyelerinden faydalanmak durumunda kalır.

Tüketilmesi gereken kalsiyum kaynakları ise şu şekildedir:

  • Süt
  • Yoğurt
  • Peynir
  • Somon, karides, düşük cıvalı balıklar ve diğer deniz ürünleri
  • Yeşil yapraklı sebzeler

Nature’s Supreme Kalsiyum Takviyesi

Nature’s Supreme Calcium with Vitamin D3 servis başında 600 mg kalsiyum minerali ve ayrıca her serviste 10 mcg D3 vitamini sunmaktadır. Bu besin takviyesinin içinde kalsiyum mineralinin organik formu sitrat bulunmaktadır. Diğer takviyelere göre daha kolay sindirilen takviye, hem yemekten önce hem de yemekten sonra tüketilebilir.

Folat

Folik asit olarak da bilinen folat, nöral tüp defekti riskini azaltmada önemli bir rol oynar. Bunlar, spina bifida ve anensefali gibi bebeğin beynini ve omuriliğini etkileyen önemli doğum kusurlarıdır.

Hamileyken, tüketilmesi gereken folat miktarı 600-800 mcg olarak önerilmektedir. Tüketilmesi gereken folat kaynakları ise şu şekildedir:

  • Ciğer
  • Fındık
  • Kuru fasulye ve mercimek
  • Yumurta
  • Fındık ve fıstık ezmesi
  • Yoyu yeşil yapraklı sebzeler

Nature’s Supreme Folic Acid Takviyesi

Nature’s Supreme Folic Asit, her kapsülünde 400 mcg folik asit (B9 vitamini) bulunan bir besin desteğidir. Bu takviye anne adayının folat düzeyini artırır ve folik asitin hamilelik dönemindeki etkilerini en iyi şekilde artırılmasını sağlar.

Demir

Demir, kan akışını artırmak için vücutta sodyum, potasyum ve su ile beraber çalışır ve hem size hem de bebeğinize yeterli oksijenin sağlanmasına yardımcı olur.

Demir emilimini artırmak için bir miktar C vitamini ile birlikte tüketilmesi gerekir ve günlük önerilen miktar 27 mg’dır. Tüketilmesi gereken demir kaynakları ise şu şekildedir:

  • Koyu yeşil yapraklı sebzeler
  • Turunçgiller
  • Zenginleştirilmiş ekmekler veya tahıllar
  • Yağsız sığır eti ve kümes hayvanları
  • Yumurta

Nature’s Supreme Demir Takviyesi

Tek bir kapsülünde 17 mg demir takviyesi sunan Nature’s Supreme Demir takviyesi ürünü, diğer takviyelerden oldukça farklıdır. Ağızda metal tadı oluşturman bir özelliğiye sahip Nature’s Supreme Demir takviyesi ürününün diğer takviyelere göre biyoyararlanım oranı yüksektir.

Hamilelikte Sağlıklı Kilo Alımı

Kilo alma konusunda endişeleriniz varsa, çok fazla strese girmenize gerek yok. Hamilelik sırasında bir miktar kilo alımı normaldir. Ekstra kilo bebeğin beslenmesini sağlar. Bir kısmı da bebek doğduktan sonra emzirme dönemi için saklanır.

Kadınlar hamilelik sırasında ortalama 10-15 kg alır. Hamilelik öncesi kilolarınız fazlaysa az kilo almanız veya hamilelikten önce zayıfsanız daha fazla kilo almanız çok normaldir.

Hamileliğiniz sırasında alacağınız uygun kilo miktarı hakkında doktorunuzla konuşabilirsiniz.

Reklam

Yeni Normal, Yeni Alışkanlıklar: Online Spor Trendi

0

2020 senesi birçoğumuz için güzel başlamadı diyebilir miyiz? Bizce diyebiliriz. Mart ayına kadar çoğumuz spor salonlarına, alışveriş merkezlerine, restoran gibi yerlere gitmenin ne kadar önemli olduğunu fark etmemiş olabilir. Bu rutinler hayatımızdan hiç hazır olmadığımız bi zamanda çıktığında, kaybettiğimiz fırsatlar canımızı daha çok sıkmaya başladı.

Salgın Türkiye’de daha hızla yayılmaya başladıkça ülke genelinde spor salonları ve benzer mekanların kapatılması zorunlu kılındı. Ancak rutininize dönmek ve hareketlenmek istiyorsanız, covid süresince hayatımıza giren yeni oluşumlara da kapılarınızı açmanız gerektiğini söylememiz gerekir.

Spor Salonu Rahatlığını Online Derslerle Evinize Taşıyın!

Bazılarımız evde otururken kendimizde hiçbir zaman bulamadığımız motivasyona sımsıkı sarılıp kendimizi spora verdik. Sporun aslında vakit ayrılması çok kolay bir tutku olduğunu düşünen ve bu süreçte ön plana çıkan Fit in Class gibi uygulamalar, spor salonlarına gitmeden de sporu tutkuya dönüştürmemizi sağladılar. Bu uygulamalar aradığımız desteği bize sunmak için kolları sıvadı ve bizlere evlerimizde ulaşmak için online dersler sunarak duruma uyum sağlamaya çalıştı.

İşten önce veya sonra vakit ayırmanızı gerektiren, bazen vakit ayıramadığınız egzersizlerinizi evinizde kendi konfor alanınızda ve yine kendi seçtiğiniz hocalarınızla yaptığınızı hayal edin. Yol için harcayacağınız vaktin size kaldığını ve daha da önemlisi dilediğiniz yerde istediğiniz derslere girebildiğinizi düşünün. Yoga, fitness, kickbox, pilates ve fonksiyonel antrenmanların tümünü en deneyimli hocalarla yaparken aynı zamanda sosyal mesafenizi koruma şansını da elde etmiş olduğunuzu… Kulağa hoş geliyor değil mi? Yeni normalin yeni online spor deneyimi hepimizi yerimizden kaldıracak gibi duruyor. Kısacası işten çıkıp hem evinize gelmiş oluyor, hem de spor salonuna adım atmış oluyorsunuz ve sınırsız online grup dersleriyle eğitimli hocaların tecrübelerinden faydalanıyorsunuz. Tek yapmanız gereken uygun ortamı kendinize yaratmak ve zoom üzerinden tek tıkla derslere katılmak… Gerçekten bu kadar basit!

Şimdi birbirinden tecrübeli hocaları ve birbirinden farklı dersleri online spor deneyimiyle evinizin rahatlığında test etmek için fırsat yaratma zamanı! Motivasyonunuzu toplayın, küçük dostlarınızı da yanınıza alarak eski fit halinize dönmek için bu yeni dünyaya bir adım atın!

Reklam

Beslenme Alışkanlığınıza Yön Verecek 7 Günlük Detoks Programı

1

İhtiyacınız olan besinleri alıp almadığınızdan emin olmanın en iyi yolu durup sakinlemek ve genel beslenme alışkanlıklarınızı detaylıca bir göz atmaktır. Vücudunuzu sağlıklı ve gerektiği kadar beslemezseniz, günlük hayatınızda yüksek performans göstermeniz de pek mümkün olmaz.

Bahsedeceğimiz detoks programı boyunca ilave şeker ve işlenmiş karbonhidrat gibi ürünlerden uzak durmanız gerektiğini ve bu gıdaların yanı sıra tüm yararlı gıda gruplarından da faylanmanız gerekeceğini söylememiz gerek. Bu detoks programını kendinizi enerji dolu hissetmeniz için hem de vücudunuzu tatmin etmek için gerekli olan bir fırsat olarak düşünebilirsiniz. Yeme alışkanlıklarınızı düzenlemeye ve kendinizi daha canlı hissetmeye hazır mısınız?

Sizler için hafta boyunca tüketebileceğiniz dört günlük menüler oluşturduk. Hem çok az malzemeye ihtiyaç duyacağınız hem de hazırlaması basit tarifler seçtik. Kaslarınızı beslerken açlık seviyelerini kontrol altında tutan, her öğünde yüksek kaliteli protein ve sağlıklı yağ kaynaklardan faydalanacağınız bu detoks programı, yoğun programlarınızın arasında bile size yük olmayacak.

Her güne özel olarak hazırlanan menüleri aşağıda listelendiği gibi takip edin veya damak tadınıza uyacak şekilde ufak değişiklikler yapın. 4 günün sonunda hoşunuza giden tariflerden besin değerlerine dikkat ederek damak tadınıza uygun bir program hazırlayın. Haftanın sonunda, bu menüler arasında kendinize birkaç favori yiyecek bulacak ve detoks işinden git gide keyif almaya başladığınızı görecekseniz. Bize güvenin, kolayca sürdürebileceğiniz daha temiz bir beslenme rutini için doğru yolda ilerlemeye başladınız bile!

1. Gün

Kahvaltı

  • Muzlu Yulaf Ezmesi: ¼ kase yulaf, ¾ bardak şekersiz vanilyalı badem sütü, 2 yemek kaşığı chia tohumu, 1 yemek kaşığı doğal badem yağı, ½ muz
    Kalori: 441, Yağ: 21g, Karb: 55g, Lif: 17g, Protein: 14g

Ara Öğün

  • Avokado tost: 1 dilim kepekli tost ekmeği üzerine tuz ve karabiber eklenmiş ¼ avokado
  • 1 armut
  • 250 ml bitki veya meyve katkılı su
    Kalori: 240, Yağ: 6g, Karb: 45g, Lif: 11g, Protein: 5g

Öğle Yemeği

  • Kepekli Tavuk Salata Dürüm: ½ fincan havuç, ¼ fincan humus; 250 ml kombucha
    Kalori: 587, Yağ: 16.5g, Karb: 64g, Lif: 14g, Protein: 48g

Akşam Yemeği

  • 120 gr pişmiş somon,
  • ½ fincan kavrulmuş kuşkonmaz,
  • ½ fincan esmer pirinç
  • 250 ml su
    Kalori: 415, Yağ: 13g, Karb: 24g, Lif: 5g, Protein: 44g

Ara Öğün

  • 1 bardak dilimlenmiş çilek
  • 30 gr bitter çikolata
  • 250 ml su
    Kalori: 190, Yağ: 13g, Karb: 25g, Lif: 3g, Protein: 4g

2. Gün

Kahvaltı

  • Bir kasede karıştırdığınız 200 gr az yağlı yoğurt, 2 yemek kaşığı ceviz, ½ su bardağı çilek, 2 çay kaşığı bal, bir tutam tarçın
  • 1 tatlı kaşığı tereyağı sürülmüş 1 dilim kepekli tost
    Kalori: 421, Yağ: 18g, Karb: 42g, Lif: 6g, Protein: 27g

Ara Öğün

  • 1 yemek kaşığı badem ezmeli 1 muz;
  • 250 ml kombucha
    Kalori: 245, Yağ: 8g, Karb: 38g, Lif: 5g, Protein: 5g

Öğle Yemeği

  • Kinoa Kasesi (½ fincan pişmiş kinoa, ½ fincan kabuklu edamame, ¼ fincan doğranmış kırmızı soğan, ¼ doğranmış avokado, 2 yemek kaşığı barbekü sos)
  • 250 ml bitki veya meyve katkılı su
    Kalori: 314, Yağ: 13g, Karb: 38g, Lif: 10g, Protein: 15g

Akşam Yemeği

  • 120 gr ızgara tavuk göğsü,
  • 1 su bardağı buharda pişmiş brokoli
  • 2 tatlı kaşığı zeytinyağı gezdirilmiş 1 orta boy tatlı patates
  • 250 ml su
    Kalori: 508, Yağ: 16g, Karb: 32g, Lif: 6g, Protein: 37g

Ara Öğün

  • 1 adet tarçın serpilmiş armut
  • 1 dilim organik dil peyniri;
  • 4 su bardağı patlamış mısır;
  • 250 ml su
    Kalori: 315, Yağ: 8g, Karb: 53g, Lif: 10g, Protein: 13g

3. Gün

Kahvaltı

  • Kahvaltılık burrito (tortilla ekmeği arasında 2 adet çırpılmış yumurta, ½ su bardağı siyah fasulye, ¼ su bardağı dolmalık biber, ¼ su bardağı doğranmış soğan)
    Kalori: 356, Yağ: 11g, Karb: 43g, Lif: 13g, Protein: 22g

Ara Öğün

  • ½ deniz tuzu serpilmiş kabuklu edamame
  • 1 orta boy elma
  • 250 ml su
    Kalori: 225, Yağ: 4g, Karb: 36g, Lif: 8g, Protein: 9g

Öğle Yemeği

  • 2 dilim kepekli ekmek üzerine avokado ve yumurta
  • ½ fincan dilimlenmiş salatalık
  • ¼ fincan humus
  • 250 ml kombucha
    Kalori: 522, Yağ: 26g, Karb: 60g, Lif: 15g, Protein: 32g

Akşam Yemeği

  • 2 su bardağı çiğ ıspanak
  • 2 yemek kaşığı ceviz
  • 1 dilim beyaz peynir,
  • 60 gr ızgara tavuk (1 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 yemek kaşığı balzamik sirke, tuz, karabiber ile beraber)
  • 250 ml su
    Kalori: 517, Yağ: 28g, Karb: 38g, Lif: 12g, Protein: 22g

Ara Öğün

  • ½ fincan dilimlenmiş çilek
  • 30 gr bitter çikolata
  • 1 kase yoğurt
  • 250 ml su
    Kalori: 344, Yağ: 14g, Karb: 39g, Lif: 3g, Protein: 17g

4. Gün

Kahvaltı

  • Smoothie: ½ fincan dondurulmuş yaban mersini, ½ muz, ¼ avokado, 2 su bardağı çiğ ıspanak, ¾ su bardağı vanilyalı şekersiz badem sütü, 1 çay kaşığı tarçın, 2 kaşık çikolatalı whey protein tozu
    Kalori: 331, Yağ: 10g, Karb: 37g, Lif: 9g, Protein: 30g

Ara Öğün

  • 1 haşlanmış yumurta
  • 1 orta boy elma
  • 250 ml kombucha
    Kalori: 200, Yağ: 6g, Karb: 29g, Lif: 4g, Protein: 7g

Öğle Yemeği

  • %100 kepekli ince sandviç ekmeği üzerinde avokado, dilimlenmiş domates ve soğan, hardallı hindi
  • ½ fincan çilek
  • 250 ml su
    Kalori: 426, Yağ: 19g, Karb: 41g, Lif: 12g, Protein: 30g

Akşam Yemeği

  • Kinoa, tavuk ve keçi peyniri salatası
  • 1 kase buharda pişirilmiş brokoli
  • 250 ml su
    Kalori: 600, Yağ: 25g, Karb: 61g, Lif: 15g, Protein: 28g

Ara Öğün

  • 5 tam tahıllı kraker
  • 80 gr ton balığı
  • 1 armut
  • 250 ml su
    Kalori: 257, Yağ: 5g, Karb: 33g, Lif: 5g, Protein: 22g

Zihin performansını artıran 9 gıdayı öğrenmek için hemen tıklayın!

Reklam