Fit Hub Blog Sayfa 230

H2O İle Gelişin

0

Bilinen tüm o popüler diyetleri deneyebilirsiniz, fakat hepsinden daha büyük önem taşıyan ve hatta proteini bile gölgede bırakan asıl kas geliştiricinin yerini hiçbir şey tutamaz.

YAZI: JORDANA BROWN

Kulağa ilköğretimde öğretilen klişeler gibi geliyor: Dünya yüzeyinin çoğu karayla değil, suyla kaplıdır; vücudumuzun çoğu sudan oluşur; yemek yemeden haftalarca yaşayabilirsin ama su içmezsen ancak birkaç gün dayanabilirsin. İlköğretim yıllarından beri duymakta olduğumuz suyla ilgili tüm bu gerçeklere rağmen hala su hakkındaki pek çok konu tam açıklığa kavuşmuş değildir. Tartışmaların ana kaynağı tabi ki jeolojik yapıdan ziyade, ne zaman ve ne kadar su içmek zorunda olduğumuz gibi bizlerin biyolojik yapısı üzerinde yoğunlaşmakta. İşin özü, yeterli miktarda su tüketmezseniz vücut geliştirmek için harcadığınız onca çabayı da riske atmış olmaktasınız. Eğer kas yapma konusunda kararlı iseniz işte size su hakkında bilmeniz gereken şeyler.

SUYA DOYUN
Bu konudaki en büyük soru, aynı zamanda üzerinde en çok tartışılmış ve sizler gibi sağlığını ve fiziğini düşünenler için de en önemli sorudur. Günde ne kadar su içmeniz gerekiyor? Bu konuda birbiriyle çelişen pek çok fikir duymuş olmalısınız. Bazıları her bardağı saymanız ve günde tam sekiz bardak su içmeniz konusunda yemin ederler; diğerleri, ne zaman su içme ihtiyacı duyarsan o zaman iç şeklinde bir çözüm sunar. Bir de ağırlık çalışırken yanında litrelerce su bulundurup setler arasında içen spor salonu bağımlıları vardır. Peki, kim haklı?

Beslenme konusunda düzenlemeler yapan Washington, D.C.’deki Institute of Medicine (IOM) 2004 yılında hidrasyon ve sıvı tüketimi konusundaki bir araştırmayı inceleyerek konuyla ilgili bir tavsiye açıklamıştır. Bu açıklamaya göre, maksimum hidrasyonda (suya doymuş) erkeklerin günde 4 litre, kadınların ise 2.5 litre suya ihtiyacı vardır. Size çok mu geldi?

Herkes fazla suya ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir değil. Journal of the American Society Nephrology’de Nisan 2008 de yayınlanan bir araştırmanın yazarları, su tüketimiyle ilgili mevcut araştırmayı incelemiş ve fazladan su içmenin size faydası olduğu yönünde bir kanıta rastlamamışlardır. Diğer taraftan bu incelemeleri sadece kafa karıştırmıştır çünkü son karar olarak fazladan suyun size faydalı olmadığına dair bir kanıt olmadığını gördüklerini de söylemişlerdir.

Peki, Muscle&Fitness ne diyor? Şaşırtıcı şekilde belki de ilk kez IOM ile aynı görüşteyiz. Yeterli su tüketmemek ciddi sonuçlar doğurabilir, -sizin için en önemli şeyler olan kaslarınızı kaybetmek gibi.

SU GERÇEĞİ: Yağsız kas dokusunun yüzde 70’inden fazlası sudur.
Yağ dokusunda ise yüzde 10 kadardır.

GÜCE SUSAMAK
Araştırmalar artan şekilde göstermektedir ki, vücudunuzun ihtiyacı olandan biraz daha az bile su tüketmenin, güçten tutunda kas büyümesine kadar pek çok alanda kayda değer etkileri olabilmektedir. 2001 tarihinde Journal of Strength and Conditioning Research’de yayınlanan bir araştırmada, 10 antrenmanlı erkek hidrate (yeterli su tüketmiş), dehidrate (yeterli su tüketmemiş) ama hemen egzersizden sonra su tüketmiş olarak 1RM (tek-tekrarda kaldırabildikleri maksimum ağırlık) kadar bench press yapmışlardır. Susuz olduklarında deneklerin 1RM’leri yeterince su tüketmiş hallerine göre daha düşük olmuştur. Üstelik deneğin vücut yağ oranı ne kadar düşükse susuzluk onu o kadar daha fazla etkilemiştir. Bilim insanları buradan, susuzluk nedeniyle vücut ağırlığındaki yüzde 1.5’luk bir kaybın bile -80 kiloluk birisinde sadece 1.2 kg demektir– kuvvette ciddi bir azalmaya yol açtığı sonucuna varmışlardır.

Sadece kas işlevleri etkilenmekle de kalmamaktadır. Connecticut Üniversitesi’nde (Storrs) yapılan yeni bir araştırmaya göre, susuzluk ve direnç egzersizleri kötü bir kombinasyondur ve kas büyümesi için gereken, ideal hormonal dengeyi de olumsuz şekilde etkilemektedir. Araştırmacılar deneklere, üç farklı durumda tümüyle aynı egzersizleri yaptırmışlardır: Yeterince su tüketmiş, orta derecede susuz (vücut ağırlığın yüzde 2.5’unun kaybı) ve aşırı derecede susuz (vücut ağırlığının yüzde 5’inin kaybı). Ardından deneklerden kan alarak kas büyümesine bağlı, testosteron, kortizol, büyüme hormonu, insülin benzeri büyüme faktörü-1, insülin, glikoz, laktat gibi, hormonları test etmişlerdir. Susuz kalmanın testosteron seviyesini iki şekilde olumsuz olarak etkilediği görülmüştür. Birinci olarak reseptörler için testosteronla rekabet eden ve testosteron seviyesini düşüren kortizol seviyesini arttırmakta, ikincisi ise, egzersize bağlı olarak salgılanan testosteron seviyesini de azaltmaktadır. Ayrıca karbonhidrat ve yağın yapısını da etkileyerek daha fazla kilo almanıza da neden olabilmektedir.

Sonuç olarak sayısız kanıta dayanarak söylüyoruz ki, su ihtiyacını sürekli olarak karşılamak hem genel sağlığınız hem de kas gelişiminiz için çok önemlidir.

ŞELALE
Bir kişinin egzersiz sırasında ne kadar su kaybettiğini tespit etmek neredeyse imkansızdır. Herkes farklı şekilde terler ve bu durum vücut yağı, kondisyon, sıcaklık, egzersiz yoğunluğu, rakım ve hatta genetik gibi etkenlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Çoğu sporcu egzersizde saat başına 0.5-2 litre kadar su tüketir. Su kaybetme ve su yenileme oranı 1:1 olduğundan kaybettiğiniz suyu karşılamak için sizinde 2 litreye kadar su tüketmeniz zorunludur.

İhtiyacınız olan suyu tespit etmenin bir yolu da antrenmandan önce ve sonra tartılmak ve kaybettiğiniz her kiloya karşılık 1 litre kadar su içmektir. Fakat spor salonuna giderken, uyurken, günde yedi öğün yemek yerken, kısacası hemen her şekilde su kaybedersiniz. Aslında vücuttaki su kaybının ana sorumlusu solunumdur o nedenle de size günde 4 litre kadar su içmenizi öneriyoruz.

Sıvı Öğle Yemeği
İçme suyu tek su kaynağı değildir ve IOM’un tavsiyeleri günlük ihtiyacınız olan 4 litre suyun bir bölümünün yiyecek kaynaklarından geldiğini de dikkate almaktadır. Eğer sağlıklı besleniyorsanız diyetinizde bol miktarda “sulu” sebze, meyve ve hatta et bulunuyor demektir. Bu liste, tabağımızdaki bazı yiyeceklerin içerdiği su miktarını göstermektedir.

h22

Bazı Sıvılar
Eğer sıvıysa içinde mutlaka su vardır ve o su da sizin günlük ihtiyacınıza dahil edilecektir. Fakat tabi ki her sıvı gerektiği gibi suyun yerini tutamaz.

DİYET MEŞRUBAT/GAZOZ: Kalorisiz olduğunu biliyorsunuz ama vücudunuz bunu bilmiyor olabilir. Araştırmalara göre, diyet meşrubat/gazoz tatlı olduğu için, vücudun kalori tüketimini dengeleme ve açlığı hissetme yeteneğini bozmaktadır (daha fazla yiyip daha çok kilo almanıza neden olabilir).

NORMAL MEŞRUBAT: Yüksek fruktozlu mısır şurubuyla (HFCS) dolu olan Kola (ya da diğer diyet olmayan asitli içecekler), sadece antrenman sonrası için uygundur, -vücudunuzun şekeri gerçekten kullanabileceği ve bu sayede artan insülinin antrenman sonrası aldığınız proteini kaslarınıza göndereceği zamanda.

SPORCU İÇECEKLERİ: Futbol oyuncularının zorlu maçlardan sonra yorgunluk atması için geliştirilen sporcu içecekleri, kesinlikle antrenman sonrasında tüketilmesi gereken bir içecektir. Toparlanmayı sağlamaya yarayan elektrolit ve HFCS’ler içerir.

LİMONATA: HFCS ile değil de şekerle yapılmış bir limonata bulabilirseniz antrenman sonrası mükemmel protein partnerinizi buldunuz demektir.

ÇAY: Bonus içeren saf sudur. Biraz kafein ve bolca antioksidan. Özellikle yeşil çayda bolca bulunan kateşin ayrıca yağ yakımını da arttırır.

KAHVE: Çay gibi o da neredeyse yüzde yüz sudur. Su olmayan bölümü sağlıklı antioksidanlar ve kafein sağlayarak antrenman öncesinde enerjinizi ve yağ yakımınızı arttırır.

DOĞAL (%100) MEYVE SULARI: İçerdiği fruktoz (tabi ki doğrudan meyveden alınanı) onu çok iyi bir hızlı sindirilen karbonhidrat kaynağı yani antrenman sonrası için ideal yapar. İçine şeker katılmış meyve sularından almamaya dikkat edin.

Reklam

Karın Kası Yapmak İçin Nasıl Beslenmeliyim?

0

Yağ depolarınıza veda edin…
Yazı: Nate Miyaki

Talimatlar: 1. Aşama ile başlayın ve kilo kaybınız durana kadar devam edin. Sonra 2. Aşamaya geçin ve yine kilo kaybınız durana kadar devam edin. Hesaplamaları yaparken yardım almak için aşağıdaki “Degerler” bölümüne bakın.

1. Aşama

İşlenmiş gıdaları kesip beslenmenizi hayvansal proteinler ve yeşil sebzeler üzerine kurun. Karbonhidratların çoğu nişastalı sebzelerden ve yağların çoğu da etlerden gelmelidir.

Şöyle Beslenin:

• Vücut ağırlığınızın her bir kilosu başına 30 kalori

• Vücut ağırlığınızın her bir kilosu başına 2 gram protein

• Kalorinin yüzde 25’i yağdan gelmelidir

• Kalan kalori karbonhidrattan gelmelidir

85-90 kiloluk birinin 2650 kalori, 180 gr protein, 300 gr karbonhidrat ve 75 gr yağ tüketmesi gerekecektir.

2. Aşama

Daha fazla yağ kaybını sağlamak için kaloriyi daha da azaltıyoruz.

Şöyle Beslenin:

• Vücut ağırlığınızın her bir kilosu başına 26 kalori

• Vücut ağırlığınızın her bir kilosu başına 2 gram protein

• Kalorinin yüzde 25’i yağdan gelmelidir

• Kalan kalori karbonhidrattan gelmelidir

80-85 kiloluk birisi 2220 kalori, 170 gr protein, 230 gr karbonhidrat ve 60 gr yağ tüketecektir.

Karın kası anatomisi hakkında fikir sahibi olmak için “Karın Kası Anatomisi Hakkında Bilmeniz Gerekenler” yazısına göz atabilirsiniz.

3. Aşama

Belli bir noktadan sonra kilo vermeye devam etmek zordur. Çözüm, diyete devam edip, arada bir metabolizmayı hızlandırıp kas kaybını önlemek için fazla kalori tüketmektir.

Şöyle Beslenin:

Düşük kalori günlerinde (haftada 5-6 gün)

• Vücut ağırlığınızın her bir kilosu başına 22 kalori

• Vücut ağırlığınızın her bir kilosu başına 2 gram protein

• Kalorinin yüzde 20’si yağdan gelmelidir

• Kalan kalori karbonhidrattan gelmelidir

80 kiloluk birisi 1750 kalori, 175 gr protein, 175 gr karbonhidrat ve 40 gr yağ tüketecektir.

Şöyle Beslenin:

Yüksek kalori günlerinde (haftada 1-2 gün)

• Vücut ağırlığınızın her bir kilosu başına 33 kalori

• Vücut agırlığınızın her bir kilosu başına 2 gram protein

• Kalorinin yüzde 20’si yagdan gelmelidir

• Kalan kalori karbonhidrattan gelmelidir

80 kiloluk birisi 2640 kalori, 160 gr protein, 350 gr karbonhidrat ve 60 gr yağ tüketecektir.

Reklam

Jay Emekli Olmalı mı? – I

0

IFBB profesyonel sporcusu Dennis James, Jay Cutler’ın yıllar içindeki fiziksel değişimini masaya yatırıp başlıktaki soruya cevap arıyor…

Bu her spor dalında olur. Hala işinin bitmediğini düşünen bir boksör; şampiyonlukta son bir kez daha boy göstermesi gerektiğine inanan futbolcu. Ama en ileri düzeyde ve yetenekli sporcu için bile fiziksel yetenek ve iradenin artık yetmediği bir an gelir. Acaba Jay Cutler için de o an geldi mi?

14 yıllık IFBB kariyeri boyunca dört kez Olympia şampiyonu olan Jay, hiç olmaz zannedilen bir şeyi başardı. 2006 yılında Ronnie Coleman’ın sekiz yıllık Olympia hakimiyetini sona erdirdiğinde 23 yıldır savunmada olan bir şampiyon ilk kez yenilmiş oluyordu. Üç yıl sonra ise Olympia birinciliğini kaybedip tekrar kazanan ilk kişi oldu. Sadece Coleman, Lee Haney, Arnold Schwarzenegger ve Dorian Yates’in ondan daha fazla Olympia unvanı vardı. Fakat geçen yıl bu sporun en yüksek mertebesini Phil Heath’e kaptırdıktan sonra herkesin aklına aynı soru geldi: “Jay emekli olacak mı? Emeklilik vakti geldi mi?”

Eski IFBB profesyoneli Dennis James’e ne düşündüğünü sorduk. James, Cutler’ın fiziğini masaya yatırdı, 2009’dan 2010’daki tarihe adını altın harflerle yazdırdığı üçüncü Olympia birinciliğine, Heath’e karşı güç bela kazanması ve ardından da geçen yıl ki yenilgisine kadar. Korkunun ecele faydası olmadığından “Jay’in emeklilik vakti geldi mi?” sorusuna doğru olduğuna inandığımız cevabı vermemiz gerekiyor.

jay2

  • Bu Jay için güzel bir poz. Geniş üst vücuduyla ve dış quadriceps (ön bacak) genişliğiyle bolca yer kaplıyor. Bunu gören seyirciler kendinden geçer.

2011

Önceki kadar büyük, dolu, sert ve sağlam değil. Omuzları gerilemiş ve beli nispeten daha kalın görünüyor. Görmek istediğimiz Jay bu değil. Yarışmadan sadece iki hafta önce yırttığı sol biceps’i de dikkat çekiyor –bir şekilde aklınız orada kalıyor. Her geçen yıl daha küçük ve düz hale gelmekte. Bu, vücudunun yorulduğunun ve dinlenmek istediğinin bir işareti.

2010

Aynı kondisyonu sergilemeye çalıştığını ama başaramadığını görebilirsiniz. Eskisi kadar yağsız olmadığını söylemiyorum ama biraz daha düz görünüyor ve kasları derisini zorlamadığından hiç bir şey de olmuyor. Bacakları etkileyici olmadığı gibi alt göğsü de yeterince dolgun değil.

2009

İri, dolu, yuvarlak ve mükemmel bir formda. Bu onun en iyi hali. Quadriceps genişliği ve detaylarıyla diğerlerinin önüne geçmeyi başarıyor. İnsanlar hala onun 2001’deki (ikinci geldiği) halinin en iyisi olduğundan bahsediyorlar ama eğer fotoğrafları kıyaslarsanız burada çok daha iri ve şekilli olduğunu görebilirsiniz.

jay3

  • Onun en büyük özelliği müsabakadaki en iri adam olmasıdır ve bunu burada da açıkça görebilirsiniz. Bu spordaki en iyi kollara sahip olmasa da sahip olduğu genel hacim nedeniyle bu yine de çok iyi bir poz sayılır.

2011

Sırt kasları geçtiğimiz iki yıla kıyasla gerilemiş ve bunun da genişliği üzerinde olumsuz bir etkisi olmuş ki bu çok önemli bir noktadır. Jay bir profesyonel ve zayıflıklarını nasıl saklayacağını çok iyi biliyor ama eksiklikleriniz bu denli görünür hale gelince ne yapsanız fayda etmez.

2010

Hala iyi, ama hacimde hafif bir azalma var. En dikkat çekici farklılık sırt kasları ve bacaklar da göze çarpmakta – bu da belini daha kalın gösteriyor. Bacaklarının detay durumu hala iyi.

2009

Diğerlerine kıyasla burada hacim avantajını bariz göstermekte. Sırt kasları geniş ve dolu, quadriceps’lerinde herkesten farklı detay ve ışık var. Podyumda beli en ince olan kişi denemez ama iyi bir üçgen görünüme sahip olduğu da inkar edilemez.

Reklam

Soru&Cevap : Basketbol ve Fitness

0

SORU:

Basketbolu çok seviyorum ve ağırlık çalışmaya ek olarak haftada 3-4 kez oynuyorum (her seferinde en az bir saat). Aynı zamanda kas yapmakta istiyorum. Basketbol oynamak kas yapma çabamı engeller mi?

basCEVAP:

Eğer basketbol oynadığınız istek ve enerjiyle ağırlık da çalışırsanız ikisi de gelişecektir. Fakat herhangi birinde diğerine göre daha istekli olursanız gölgede kalan tabi ki bunun zararını görecektir. Tüm spor dalları için, amatör ve profesyonel antrenman programlarında artık bir yıllık güç ve dayanıklılık antrenmanları uygulanmaktadır ve sporcuların sadece kas hacmi değil, hız ve güçleri de arttırılmaktadır. Bunlar herkes için faydalı niteliklerdir. Önemli olan ağırlık antrenmanı ve basketbol sürelerini dikkatle ayarlayıp dinlenmek ve toparlanmak için vücuda yeterli fırsatı vermektir. Örneğin, arka arkaya hem ağırlık çalışıp hem de basketbol oynamak doğru olmayacaktır. İkisini farklı günlerde yapmalı ya da olmuyorsa aralarında en azından birkaç saat boşluk olmalı. Ağırlık çalışması ve basketbolun sonrasında uygun şekilde beslenmek asla ihmal edilmemeli (protein ve hızlı sindirilen karbonhidrat). Eğer normalde olduğundan daha fazla sayı kaçırıyorsan ya da eskisi gibi yükseğe sıçrayamıyor ve güç kaybediyorsan yeterince dinlenmiyorsun ve kaslarını yenileyemiyorsun demektir.

Reklam

Soru&Cevap : Antrenman Sayısı

0

SORU:

Her bir kas grubumu haftada bir mi, yoksa iki kez mi çalıştırmam gerektiğinden hala emin değilim. İkisi arasındaki fark nedir? Bu, fiziksel yapımı nasıl etkiler?

asCEVAP:

İki yaklaşımı da kullanın, antrenman yapma sıklığınızla birlikte egzersizler, tekrar aralığı ve toplam set sayısı gibi diğer değişkenleri de sürekli olarak değiştirin. İki seçeneğin de faydasını görürsünüz. Haftada bir kez çalışmak sonraki antrenmana kadar kaslarınızın dinlenmiş olacağını garanti eder. Ayrıca, bu sayede kasların daha uzun süre dinlenmesini gerektiren daha fazla tekrar veya ağırlık ve yüksek yoğunluk teknikleri kullanarak her kas grubunu da sonuna kadar zorlamış olursunuz. Vücut bölümlerini daha sık çalıştırmak (haftada iki kez, her seans arasında 72 saat dinlenmeyle) daha az yoğunlukta çalışmanızı gerektirir, çünkü haftada sadece bir kez çalıştığınız kadar dinlenme süreniz yoktur. Ancak böylece bir sonraki antrenmana kadar yeterince dinlenmiş olabilirsiniz.
Antrenman sıklığına karar verirken, her antrenmanın büyümeyi tetikleyen kas hücrelerindeki genleri aktif hale getirdiğini aklınızdan çıkarmayın. Bu aktivasyon sonraki antrenman zamanı geldiğinde dinlenme seviyesinden daha yüksek orandadır yani potansiyel hipertrofi (kas gelişimi) için daha iyi bir noktadan başlamış olursunuz. Haftada bir ya da iki kez antrenman yapsanız da bu değişmeyen bir gerçektir. Aslında bir teoriye göre, kaslarınızdaki gen aktivasyonu seviyesi tekrar düşmeden önce çalıştırmaya başlarsanız bu aktivasyonu daha da üst seviyeye taşır ve daha iyi bir gelişme kaydedersiniz. Fakat eğer bir kas grubunu haftada bir kez yüksek yoğunluk olmadan normal bir şekilde çalıştırıyorsanız bir sonraki antrenmana ulaşmadan bu genlerin aktivasyon seviyesi normal konumuna dönecektir, yani başladığınız noktaya dönmüş olacaksınız. Vücut geliştirme sporuyla uğraşan kişiler iki çalışma sıklığını da başarıyla kullanmaktadırlar. Sizlere her ikisini de 8-16 haftada bir dönüşümlü olarak yapmanızı tavsiye ediyoruz.

Reklam

Soru&Cevap: Antrenman Yoğunluğu

0

SORU:

Sevgili M&F;

Haftada dört gün antrenman yapıyorum, Pazartesi ve Perşembe üst vücudumu, Salı ve Cuma alt vücudumu 1,5-2 saatlik seanslarla çalıştırıyorum. Amacım hacim kazanmak ama geçtiğimiz altı aydır pek ilerleme kaydettiğimi zannetmiyorum. Antrenman düzenimde bir terslik mi var?

Saygılarımla,
Kararsız arada kalmış

sccc

CEVAP:

Sevgili Kararsız Arada Kalmış,

Eğer amacınız kas yapmak ise, her kas grubunu dikkatinizi bölmeden yüksek yoğunlukla çalıştırmak zorundasınız. Diğer bir deyişle, antrenmanlarınızı bir seansa ikiden fazla kas grubu düşmeyecek şekilde ayarlamanız gerekmektedir.

Şu anki çalışma programınızda üst vücut günlerinizde göğüs ve sırtınızı çalıştırdığınızda omuzlarınız ve kollarınız çoktan yorulmuş olacak ve bu da onların gelişme potansiyellerini sekteye uğratacaktır.

Her kas grubunu haftada sadece bir kez çalıştırmanızı tavsiye ediyoruz, dört günlük programınızdan memnun olduğunuzu varsayarak. Aşağıdaki tabloda görülen dört günlük çalışma programı sayesinde her vücut bölümünü çalıştırabilirsiniz.

Kas gruplarını farklı şekillerde eşleştirebilirsiniz ama en zekice yöntem en büyük kas gruplarını, burada gösterildiği şekilde, farklı günlerde çalıştırmaktır. Alternatif bir programla Pazartesi; göğüs ve triceps’leri, Salı; quadriceps (ön bacak) ve hamstring’leri (arka bacak), Perşembe; omuzları ve kalfları ve Cuma; sırt ve biceps’leri çalıştırabilirsiniz.

Eğer haftada beş gün çalışmak istiyorsanız, göğüs ve omuzlarınızı farklı günlerde çalıştırabilir (örneğin; omuzlar Çarşamba günü) ya da eğer bacaklarınız zayıfsa quadriceps ve hamstring’lerinizi ayrı günlerde çalıştırabilirsiniz.

Tekrar etmek gerekirse, kas gelişimi için yüksek yoğunlukla çalışmalısınız: Her büyük kas grubu için 12-20 set (göğüs, sırt, omuzlar, bacaklar) ve her küçük kas grubu içinde 9-16 set (triceps, biceps, ve kalflar).

 

scc2

Reklam

Soru&Cevap: Dinlenme

0

SORU:

Bir arkadaşım antrenmanda her setten sonra uzanıp 10-20 saniye gözlerini kapatıyor ve ardından sonraki sete başlıyor. Bu mini “dinlenmelerin” toparlanmasına yardımcı olduğunu söylüyor. Sizce aslı var mı?

sorucevap_007-aCEVAP:

Anlaşılan arkadaşın iki şeyi birden elde etmeye çalışıyor, hem tekrarlarını hem de REM’ini tamamlıyor. Teoride bu çok güzel. Deadlift yap, sonra yat. Curl yap, tekrar yat. Bu, fitness’te devrim yaratabilir. Ama gerçekte setler arasında yattığınızda kan vücudunuzun belli bölgelerinde birikmeye başlar ve o yüzden kalbiniz çalışan kaslara pompalayacak yeterince kan bulamaz.

Setler arasında yapılacak en iyi şey çalışan kasları esnetmektir. Bu, çalıştırdığınız kas grubuna daha fazla kan ve besin gitmesini sağlayarak toparlanmayı hızlandırır. Ya da spor salonunun pis zeminine uzanıp uyuyabilirsiniz. Seçim size kalmış.

Reklam

Soru&Cevap : Karın Kası

0

SORU:

Zamandan kazanmak ve karın çalışmasının karşılığını daha iyi almak için onu antrenmanımda ilk olarak yapıyorum ama bu beni zayıflatıp güçsüzleştiriyor gibi geliyor bana. Bu normal mi?

kkCEVAP:

Hem iyi görünen bir karın bölgesine sahip olmak hem de sana diğer egzersizler için gerekecek gücü sağlayacak sağlam bir merkez bölge için karın antrenmanını es geçmemen çok önemli.

Ama senin de kendi başına keşfettiğin gibi bacak, göğüs ve sırt gibi büyük kas gruplarından önce karın kaslarını çalıştırmaya kalkmak gücünü ve performansını sınırlandırabilir.

İşte tam da bu soru üzerine Weider Araştırma Grubu’nun yaptığı araştırmalarda bir inceleme yaptım. Bir araştırmada, antrenmanlı vücut geliştiriciler altı tekrarda kaldırabilecekleri maksimum ağırlıklarını kullanarak üç set squat yaptılar.

Bir denemede standart bir ısınmadan sonra squat yaptılar. Bir diğerinde ise aşağıda listesi verilen karın egzersizlerinden sonra squat yaptılar.

Vücut geliştiricilerin karın kasını önce çalıştırdığında sadece ısındıkları zamana kıyasla üç squat setinde daha az tekrar yaptıkları görüldü. Bunun nedeni karın kasları ve merkez bölgenin yorulmasıdır.

Karın bölgesi omurgayı desteklemekte büyük önem taşır ve vücudun genelinde daha fazla kuvvet üretilmesine yardımcı olur.

Yorgun merkez bölge ve karın kaslarıyla çalışmak pek çok egzersizde kuvvet kaybına neden olur ve sakatlanma riskini arttırır. Karın kası çalışmasını antrenmanın sonuna bırakın.

Dr. Jim Stoppani

Reklam

Soru&Cevap : Personal Trainer

0

SORU:

Kişisel antrenöre ihtiyacım yok ama ne zaman spor salonuna gitsem salon personelinin sonu gelmez teklifleriyle uğraşmak zorunda kalıyorum. Onları kendimden nasıl uzak tutabilirim?

 

CEVAP:

PTCevabımızı vermeden önce kısa bir açıklama yapalım ki okuyucularımız bize nefret dolu mailler yağdırmasın: Kişisel antrenör çok faydalı olabilir. Sizi spor salonuna gitmeniz için motive ederler, egzersizleri doğru yapmanızı sağlarlar ve sizin ihtiyaçlarınıza uygun bir program hazırlamanıza yardımcı olurlar. Bu sadece yeni başlayanlar için gerekli değildir. Pek çok eski tüfek salon müdavimi de kişisel antrenörlerden büyük fayda görmüşlerdir. Bunu söyledikten sonra antrenörlere de şunu söylemek isteriz: Eğer insanlar sizi duymazdan geliyor veya ilgilenmiyorlarsa bunun nedeni yardım istemeye çekinmeleri değil, yardıma ihtiyaçları olmadığını düşündükleri içindir. Birkaç ay fitness eğitimi almış olmak sizi Joe Weider yapmaz. Tabii ki birinin kendini sakatlamak üzere olduğunu görürseniz müdahale edin ama aksi taktirde uzak durmaya çalışın. Bir daha ki sefere spor salonundaki silahşörler tepenize çöktüğünde onlara M&F’i uzatın ve ihtiyacınız olan her şeyi buradan öğrendiğinizi söyleyin.

Reklam

Vücut Geliştirme Sporunda En İyilerin Özellikleri Nelerdir?

0

SORU:

Ünlü sporcularla 20 yıldır çalışıyorsunuz. En iyilerinin sahip oldukları ortak özellikler nelerdir?

 

CEVAP:SC2

Belirli bir vergi diliminde olmaları dışında, herkeste görülmeyen, onları harekete geçiren doğal bir güçleri var. Onlara hangi programı verirsem vereyim bitirmelerini sağlayan, için için kaynayan bir azimleri var. Geç kalmazlar, erken kaçmaya çalışmazlar, tekrar sayılarında hile ve kesinlikle tembellik yapmazlar. Enerjilerinin bir bölümünü kendilerine saklamazlar, tümünü salonda bırakırlar. Tabii bu her antrenmanın ‘hararetli bir yarış’ olduğu anlamına gelmez. Sadece onların ellerinden gelenin en iyisini yaptıkları anlamına gelir. Bir tekrarı tamamlamadıkları veya bir süreyi aşamadıkları zaman nadiren üzülürler çünkü ellerinden gelenin yüzde 100’ünü yaptıklarından emindirler. “Deneme” lafı hikâye, bu insanlar “yaparlar”. Eğer çocuklarıma hediye etmek için onların yetenekleri ile yürekleri arasında bir seçim yapmak zorunda kalsaydım, yüreklerini seçerdim. Zamanla yetenekler körelir; fakat yürek tüm yaşama yeter.

Reklam