Fit Hub Blog Sayfa 199

Yeni Başlayanların Beslenme Rehberi II

0

Kaç kalori? Ne kadar protein? Düşük karbonhidrat mı, düşük yağ mı? Ağırlık çalışmaya yeni başlayanların kafalarına gelen bu gibi soruların cevapları burada…

Günde sekiz bardak su içmeniz yönündeki eski öneriler artık çok gerilerde kaldı. Tıp Enstitüsü bunun neredeyse iki katını öneriyor: Ortalama bir erkek için 13 bardak su veya toplamda (içeceklerden ve yiyeceklerden gelen dahil) 3,5 litre su. Ayrıca unutmayın ki, düzenli spor yapan bir kişi olarak siz, ortalama bir erkekten daha fazla çalışıyorsunuz ve antrenman yapmak su ihtiyacınızı arttırıyor.

Günde 3,5 litre su içerseniz, yediğiniz yemeklerden ve diğer içeceklerden aldıklarınızla birlikte yeterli su ihtiyacını karşılamış olursunuz. Önemli olan, asla susuzluk hissetmemeniz. Susuzluk hissetmeniz, vücudunuzun çoktan su kaybettiğini gösterir.

İlk antrenmanınızda vücut aḡırlıḡınızın iki katını kaldırmayı beklemeyin. Hedeflerinize ulaşmak için yavaş yavaş küçük deḡişiklikler yapmalı, fiziḡinizdeki ilk deḡişiklik ışıltılarını sabırla ve ısrarla beklemelisiniz. Hiç endişeniz olmasın; bu ışıltılar kendini belli edecek.

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN ALIŞVERİŞ

Doğru beslenme süpermarkette başlar. İşlenmiş yiyeceklerden ve abur cuburdan kaçının ve onun yerine şu sağlıklı yiyecekleri seçin:

  • ybr2Konserve ton balığı
  • Derisiz tavuk göğsü
  • Dövülmüş yağsız hindi eti
  • Yağsız kırmızı et (fileto veya nuar)
  • Yumurta
  • Yağsız veya az yağlı süt, peynir ve yoğurt
  • Meyve & Sebze
  • Patates
  • Kepekli makarna
  • Kepekli simit, ekmek ve kraker
  • Az şekerli, lifli gevrek
  • Yulaf ezmesi
  • Müsli
  • Katkısız fıstık ezmesi
  • Sarımsak, çeşni, karabiber, tarçın, hindistancevizi gibi baharatlar

DOĞRU DİYET

Ağırlık çalışmasına yeni başlayan 75 kg’lık bir erkek için kas yapıcı beslenme programı:

Kahvaltı
¼ kase kuru üzüm eklenmiş
1 kase pişmiş yulaf lapası
3 ekstra yumurta akıyla çırpılmış 3 tam yumurta
Kahve

Sabah Ara Öğünü
½ servis whey protein ile karıştırılıp üzerine ¼ kase müsli serpilmiş 250 gramlık az yağlı sade yoğurt

Öğle Yemeği
1 büyük kepekli sandviç ekmeği
120 gram ızgara tavuk
1⁄4 kase pirinç
1⁄4 kase fasulye
4 yemek kaşığı salsa

Antrenman Öncesi Ara Öğünü
1 büyük elma
1 servis suyla karıştırılmış whey protein

Antrenman Sonrası Ara Öğünü
1 servis whey protein
1⁄4 kase pirinç
1 litre sporcu içeceği

Akşam Yemeği
225 gram ızgara fileto biftek
1 büyük fırında patates
Büyük yeşil salata
2 yemek kaşığı salata sosu (zeytinyağlı)

Gece Öğünü
1 kase az yağlı krem peynir

Yaklaşık günlük miktar: 3.039 kalori, 268 gr protein
(kalorilerin yaklaşık %35’i), 317 gr karbonhidrat
(kalorilerin yaklaşık %45’i), 74 gr yağ (kalorilerin yaklaşık %20’si)

ybr3

Reklam

Yeni Başlayanların Beslenme Rehberi I

0

Kaç kalori? Ne kadar protein? Düşük karbonhidrat mı, düşük yağ mı? Ağırlık çalışmaya yeni başlayanların kafalarına gelen bu gibi soruların cevapları burada…

Kaç kalori? Ne kadar protein? Düşük karbonhidrat mı, düşük yağ mı? Ağırlık çalışmaya yeni başlayanların kafalarına bu gibi sorular üşüşüp durur. Makro besinleri (yağ, karbonhidrat, protein, su) dengelemenin karmaşıklığı, başlangıçta biraz zorlayıcı olabilir; ama her birinin sizin için ne yapabildiğini anlar ve birkaç temel kurala sadık kalırsanız, dengeli beslenmenin hiç de acı vermeyen bir iş olduğunu görürsünüz.

KALORİLER

Kaslarınızın gelişmesi için, yaktığınızdan daha fazla kalori almalısınız. Düzenli olarak antrenman yaparsanız, antrenman ve günlük faaliyet seviyenize göre, vücut ağırlığınıza orantılı olarak her kilo başına günde 37 ila 44 kalori yakarsınız. Kilo başına 44 kalori almayı (veya 68 kiloluk biri için 3000 kalori) hedeflerseniz, kas kazanımına yetecek kadar kalori almış, yağ eklemeyecek miktarda da beslenmiş olursunuz.

PROTEİN

Dört makro besin de hayati önem taşır; ama protein, vücudunuzun yorucu egzersizden sonra toparlanmasında en büyük rolü oynar. Proteini oluşturan amino asitler, vücutta kasların oluşturulmasından bağ dokuya ve enzimlerin oluşumuna kadar her şey için kullanılır.

Başlangıç olarak vücut ağırlığınıza göre kilo başına minimum 2 gram protein tüketmenizi öneririz. İyi protein kaynaklarına örnek olarak, derisiz tavuk ve hindi eti, balık, sığır eti (fileto ve nuar), protein içecekleri, soya ürünleri, yağsız süt ürünleri ve yumurta beyazı sayılabilir.

yeni_baslayanlarin_beslenme_rehberi_01KARBONHİDRATLAR

Karbonhidratlar, antrenmanlarınız sırasında vücudunuz için erişimi kolay bir yakıt görevi görür. Kas gelişimini maksimize etmek için, ağırlık çalışmaya yeni başlayanların kilo başına 4 gram civarında (70 kg’lık biri için 300 g) karbonhidrat alması gerekir. Bunun büyük bölümü yavaş sindirilen veya bilinen adıyla düşük glisemik karbonhidratlardır. (Bu adlar, karbonhidratların kanınıza ne kadar hızlı karıştığıyla ilgilidir.)

Düşük glisemik karbonhidratlar daha uzun süreli enerji sağlar ve günün yanlış zamanında yağ kazanımını arttırabilecek olan insülin düzeyini aniden yükseltmez. Hızlı sindirilen veya yüksek glisemik karbonhidratlar, kan şekeri seviyesini hızla yükseltir ve insülini tepeye çıkarır.

Kulağa kötü gelse de, kaslarınızı daha iyi toparlamak ve kas gelişimini hızlandırmak için buna da ihtiyacınız var. İnsülin, kan şekerinin ve amino asitlerin kaslarınıza girmesine yardım eder ve kas gelişimi sürecini başlatır. Düşük ve yüksek glisemik karbonhidratların listesi için “Düşük ve Yüksek” tablosuna göz atın.

YAĞ

Yeni başlayan ve kas kütlesini arttırmaya çalışanlar için önerimiz, yağ alımını günlük kalori miktarının yaklaşık %30’unun altında tutmalarıdır. Ama yağ alımını çok düşürmeyin; çünkü bu makro besin, vücudunuzdaki hücrelerin korunması için önemli olduğu kadar, egzersizle ilgili bir işleve de sahiptir. Hem karbonhidrat hem de yağ, egzersiz yakıtı olarak görev yapar.

Vücut, kaslarda ve karaciğerde sadece sınırlı bir miktarda glikoz depolayabildiğinden, ne kadar uzun süre egzersiz yaparsanız vücudunuzun o kadar yağa ihtiyacı olur. Buna ilaveten, çok yoğun egzersizler yakıt olarak daha çok karbonhidrata dayalıyken, düşük veya orta seviyedeki egzersizler yağa ihtiyaç duyar. Setler arasında dinlenirken yağ yakarak, bir sonraki setin üstesinden gelmek için ihtiyaç duyduğunuz enerji sistemlerini yenilersiniz. Yediğiniz yağın türü de miktarı kadar önemli.

Doymuş (kalp ve damar hastalıklarıyla yakından ilgili) yağ olan hayvansal yağ alımını azaltmaya gayret edin; onun yerine zeytinyağı, avokado, fındık, susam ve somon gibi yağlı balıklardan oluşan daha sağlıklı yağ kaynaklarına odaklanın. Su “İki hidrojen ve bir oksijen atomu içeren, renksiz ve kokusuz bir sıvı” deyip geçmeyin; su olmasaydı burada olmazdınız. Su, bizim için hava kadar hayati öneme sahiptir; vücudumuzun da %70’i sudur. Demek istediğimiz, su çok önemlidir ve özellikle çok çalışan bir sporcuysanız fazla ayrı kalmamanız gereken bir besindir.

Reklam

Nasıl ve Ne Zaman Whey

0

Egzersiz yapmadan önce doğru zamanda, doğru besin almak gerekir. İşte size, spordan önce tüketebileceğiniz temel besin önerileri…

M&F’nin verdiği antrenman öncesi beslenme önerilerini, artık kavramış olmalısınız: Antrenmana 30 dakika kala 20 gram hızlı sindirilen protein (whey gibi) ve 20-40 gram yavaş sindirilen karbonhidrat tüketmelisiniz. Yine de kulağa çelişkili geliyor, değil mi? Hızlı protein, yavaş karbonhidrat?

Bunun nedenini şöyle açıklayabiliriz: Proteinden sağlanan amino asitlerin, mümkün olduğunca çabuk kana karışması gerekir. Böylece, amino asitler adeta bir yakıt görevi görür ve kas zedelenmelerini önler. Bu yüzden en iyi seçenek hızlı sindirilen whey gibi proteinlerdir.

Bu arada, yavaş sindirilen karbonhidrat tüketmeniz gerekir, çünkü karbonhidratın, glikoz formunda kan dolaşımına yavaş ve istikrarlı bir şekilde karışmasını isteriz. Eğer karbonhidrat kana hızlı bir şekilde karışırsa, insülin değerini yükseltir.

İnsülin ise yağ yakımını yavaşlatır ve hızlı bir şekilde kandaki glikozu temizler ve bu yüzden siz de antrenman bitmeden kendinizi bitkin hissedersiniz. Ayrıca, eğer karbonhidrat yavaş ve istikrarlı bir şekilde emilirse, insülin değeri düşük kalır. Böylece, yeteri miktarda yağ yakabilir ve enerjiniz antrenman boyunca tükenmez.

Bu konu, Tayvan Ulusal Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü’nde çalışan atletler üzerinde bir araştırma yapılarak tanımlandı. Araştırmacılar, erkek koşucuları, yemek yedikten üç saat sonra, koşu bandında tükenene kadar koşturdular. Denekler, ya yavaş sindirilen karbonhidratlar (kahvaltılık gevrek, yağsız süt, şeftali, elma ve elma suyu) ya da hızlı sindirilen karbonhidratlar (corn flakes, yağsız süt, beyaz ekmek, reçel, glikoz içeceği ve su) tükettiler.

nn2

Atletlerin çalışma öncesi yavaş sindirilen karbonhidratlardan tükettiklerinde, hızlı sindirilen karbonhidrat tükettikleri zamana oranla, yaklaşık sekiz dakika daha fazla koştukları belirlendi. Bilim insanları, bunun temel nedeninin, atletlerin yavaş sindirilen karbonhidrat aldıklarında egzersiz sırasında daha fazla yağ yakmaları olduğunu belirtiyorlar.

Antrenman öncesinde doğru türde karbonhidrat tükettiğinize emin olun. İyi ve yavaş sindirilen karbonhidratlar çoğunlukla meyvelerde (elma, portakal, armut, çilek vs), doğal meyve sularında (elma ve portakal suyu), tam buğday ekmeğinde, çavdar ekmeği ile ekşi mayalı ekmekte, yulaf ezmesinde, buğday rüşeyminde, patateste ve esmer makarna ve esmer pirinçte bulunur.

Bu karbonhidratlar, antrenman boyunca yağ yakımını desteklerler ve enerji düzeyinin maksimumda olmasını sağlarlar.

Reklam

Kuruyemişler

0

Kuruyemişler yüksek miktarlarda yağ ve kalori içerirler ama kilo vermede de çok faydalı olduklarını biliyoruz…

Kuruyemişler yüksek miktarlarda yağ ve kalori içerirler ama kilo vermede de çok faydalı olduklarını biliyoruz. Bazı uzmanlar, kalp hastalıkları riskini azalttıkları için daha fazla kuruyemiş tüketilmesi gerektiğini söylemektedirler –ama yüksek oranda yağ içerdikleri için de bazı insanlar kuruyemişleri yemekte tereddüt ederler. Fakat yapılmış pek çok araştırmada kuruyemişlerin, yüksek doymuşluk oranı ve düşük enerji emilimleri nedeniyle (kağıt üzerinde 100 gram kuruyemiş 600 kalori olsa da gerçekte siz bunun 300-400 kadarını tüketirsiniz) kilo almaya neden olmadıkları ortaya konmuştur.

Ayrıca düzenli olarak kuruyemiş tüketmenin metabolizma hızını arttırarak sağladığı net enerjiyi daha da azalttığı yönünde de bulgular mevcuttur. Üstelik kuruyemişe izin veren ya da yasaklayan kilo verme diyetleri kıyaslandığında, kuruyemişe izin verenlerin daha etkili olduğu görülmüştür.

Reklam

Hangi Antrenman İçin Nasıl Beslenmelisiniz

0

Spor salonuna girmeden hemen önce ve antrenman sonrasında ne yediğiniz, gelişiminizi ve performansınızı doğrudan etkileyebilir. İşte bu işi doğru yapmanın yolu…

Hiçbir antrenman eşit değildir. Siz ve yaptığınız antrenmanlar spor salonundaki herkesten daha iyisiniz diye alkış mı bekliyorsunuz? Hayallerinizi yıkacağız belki ama bu yazının konusu bu değil. Konu; 20 dakikalık biceps antrenmanı yaptığınız gün ile iki saatlik tempolu bir güç antrenmanı ve kardiyodan sonra nefesinizin kesildiği güne ait beslenme ihtiyaçlarınız arasındaki fark. Hem mümkün olduğunca kaslı, hem de olabildiğince fit olmak istediğinizde, boğazınızdan geçen her lokma da, spor salonunda yaptıklarınız kadar önemli.

Ayrıca bir gün boyunca tükettiğiniz her yiyeceğin yanı sıra, antrenmandan önce ve sonra yedikleriniz de büyük önem taşıyor. Elbette ki bu, çığır açan bir haber değil; daha önce de bunu mutlaka duymuşsunuzdur. Yani aslında tanıdık bir konudan söz ediyoruz…

ANTRENMAN ÖNCESİ: 20 gr protein + 20-40 gr yavaş sindirilen karbonhidratlar.

ANTRENMAN SONRASI: 40 gr protein + 40-80 gr hızlı sindirilen karbonhidratlar. Ama burada bir (veya üç) soru var: Antrenman sonrasında ne zaman 40 gr, ne zaman 80 gr karbonhidrat yemeniz gerekiyor? 65 gr yeseniz ne olur? Ya protein alımı ne olacak: Bu değişmeli mi? Kafanız karıştıysa, okumaya devam edin.

PROTEİN

Protein, kafanızdaki saçtan tırnaklarınıza ve bu ikisinin arasındaki her şeye (kemikler, cilt, kan ve kaslara) kadar vücut hücre ve dokularının temelini oluşturur. Günde vücut ağırlığınızın her bir kilosu için minimum 2 gr protein almanızı öneriyoruz. Ama günün hiçbir anı, protein kotanızı doldurmak konusunda antrenmandan hemen önce ve hemen sonrası kadar kritik değildir. Çoğunlukla tümüyle protein içeren besin kaynaklarını seçmenizi öneriyor olsak da, antrenman öncesi ve sonrasında shake’ler dışında yemekten alınan proteinlerden kaçının deriz. Bunun ana nedeni, besinlerin sindirilme hızı. Çok sayıda araştırma, antrenman öncesinde ve sonrasında protein takviyesi almanın, sadece karbonhidratlara kıyasla kas gelişimini ve gücünü önemli derecede arttırdığını gösteriyor. Hızlı sindirilen protein, antrenman öncesi yapılacak en iyi seçimi oluşturuyor.

Ağırlık kaldırmak kas dokusunu yıpratır; o nedenle antrenman sırasında kan akışınızda yeterli düzeyde amino asit bulunması, kas bozulmasını önlemenize yardımcı olur. Protein, özellikle çoklu zincir amino asitleri (BCAA) yakıt olarak da kullanılabilir. Son olarak, bu proteinin bir kısmı antrenman sonrasında kaslarınızın iyileşme süreci başlaması gerektiğinde, hala kanınızda olacaktır. Hasarı onarmaya ve büyümeyi hızlandırmaya yetecek kadar amino asidin dolaşımda olduğundan emin olmak, antrenman sonrası protein gereksinimimizin ana nedenidir. Bu amino asitlerin ağzınızdan kaslarınıza mümkün olduğu kadar çabuk ulaşması için ise tavuk göğsü veya biftek gibi tümüyle protein kaynağı olan bir besin yemek verimli olmaz, çünkü vücudun bunları hazmetmesi ve işlemesi çok uzun sürer. Antrenman sonrası ana protein kaynağımızın whey olması bu yüzdendir.

KARBONHİDRAT

Antrenman beslenmesinde proteinin rolü çok net iken, karbonhidratın önemi o kadar da belirgin olmayabilir. Antrenman öncesinde yavaş hazmedilen karbonhidratları yemek, vücuda yakıt tedarik eder ve yağ yakımını körelten insülini salgılamaksızın maksimum efor sarf etmenizi sağlar. Ayrıca antrenman öncesi karbonhidratlar daha iyi bir performans yakalanmasına da katkıda bulunabilir. Yapılan bir araştırma, antrenman öncesi karbonhidrat tüketen deneklerin, placebo (etkisiz madde) alan gruba kıyasla, yorulmadan önce 20 tekrar daha fazla yapabildiklerini gösterdi. Başka bir çalışmada, deneklerin karbonhidrat yedikten sonra daha güçlü oldukları görüldü. Antrenman öncesi karbonhidrat almak, kas gelişimi için de önemli gibi görünüyor. Araştırmalar, egzersiz sırasında kas hücreleri glikojenden mahrum kaldığında, kas gelişmesi için önem taşıyan gen faaliyetlerinin, yüksek düzeyde glikojen barındıran hücrelere göre daha düşük olduğuna işaret ediyor.

Antrenman sonrasında hızlı sindirilen karbonhidratlar yememizin nedeni, dönüp dolaşıp kaslarınızın gelişmesine katkı sağlamak esasına dayanıyor. The Journal of Strenght & Conditioning Research dergisinin bir incelemesinde bu konu kısaca şöyle anlatılmış: Antrenman sonrası alınan karbonhidratların ana işlevi, vücudun antrenman sırasında yakıt olarak kullandığı, kaslardaki glikojen stoğunu yenilemek. Bu karbonhidratlar antrenmandan sonraki ilk bir saat içinde alındığında, kastaki glikojen içeriği çabucak önceki düzeyine geri dönüyor. Sıkı yapılan egzersizler için bunun yararı var; ama karbonhidratların en büyük etkisi, insülin takviyesi yapmasıdır. Antrenman sonrasında daha yüksek insülin düzeyi, kasların gelişimini sağlamaya yarayan protein sentezinin artışıyla bağdaştırılıyor.

Bu insülin takviyesi ayrıca büyümenin iki anahtar unsuruna; büyüme hormonundaki artışa ve kortizol azalmasına da bağlanıyor. Hem protein hem de karbonhidratlar, antrenmandan sonraki 30 dakika içinde tüketilmeli. Çünkü, kas hücreleri, antrenmandan sonraki 45 dakika içerisinde glikoz gibi besinlerin ve amino asitlerin alımında daha yüksek bir oran gösterir. Antrenman sonrasında bu düzene uymak ne kadar önemli peki? Bir araştırmanın sonuçlarına göre, egzersizden hemen sonra karbonhidrat-protein takviyesi verilen denekler, antrenmandan üç saat sonra takviye alanlara oranla neredeyse üç kat fazla protein sentezliyor.

DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU YİYECEK

Belli ki antrenman öncesinde ve sonrasında yeterli protein ve karbonhidrat almak, kas kütlesinin gelişimi ve korunmasında kritik bir önem taşıyor. Ayrıca sadece protein ve karbonhidrat yediğinizden emin olun. Alacağınız besini yanlış hesaplayıp yağlanmaktan veya kas kaybetmekten endişe edebileceğinizi düşünerek, diyetinizi düzenlemede yardımcı olmak amacıyla size bir destek hazırladık. Austin’deki Teksas Üniversitesi’nde hareket bilim ve sağlık eğitimi kürsüsünden Doktor John Ivy’den ve Baş Bilim Editörümüz Doktor Jim Stoppani’den, antrenman öncesi ve sonrası öğünlerinizi egzersizlerinize göre düzenlemelerini istedik. İşte size beş farklı antrenman senaryosuyla, her biri için ideal protein ve karbonhidrat miktarı/tipi.

YAĞ TÜKETİMİ

Fit olmayı aklına koymuş insanlar için “yağ” artık sakıncalı bir sözcük değil; ancak spor salonuna gitmeye az bir zaman kala tüketilen fazla miktarda yağ olumsuz etkilere yol açabilir. Yağ öncelikle, protein ve karbonhidrat hazmını yavaşlatabilir. İkincisi, antrenman sırasında büyüme hormonunun salgılanmasını yavaşlatabilir. Son olarak, egzersiz öncesinde yağ oranı yüksek bir öğün, kaslarınızı besleyen kan miktarını azaltır. Antrenman saatine yakın yağ alımını 10 gr ya da daha altında tutun; bu miktarın büyük bölümü, tekli doymamış ya da hayati önem taşıyan Omega-3 yağları olsun.

Reklam

Kokusu Ayrı Tadı Ayrı Güzel Tarçın Sağlığınız İçin Oldukça Faydalı

0

Tarçın… Bu lezzetli baharat, daha sıkı çalışıp, daha hızlı toparlanmanıza yardımcı olur!

Tarçın hem tatlı hem tuzlu yemeklerde kullanılabilir. Antrenman sonrası kas hasarını azaltan antioksidanlar yönünden zengin olduğu gibi, kan şekeri seviyesini düzenlemeye ve sindirime de yardımcı olur. Ayrıca öğünler arasında bastıran, bir şeyler atıştırma isteğinden sizi korur.

Tarçın yiyerek vücudunuzun daha fazla oksijen tüketmesini ve kaslarınızın tam kapasite çalışmasını sağlayan bir mineral olan manganez’de almış olursunuz. İçerdiği lif ve kalsiyum bileşiği bağırsak kanseri riskini de azaltır. Tarçın en basit yiyeceklere bile lezzet katar: Yulaf ezmenizin ya da bir dilim elmanın üzerine dökün ve fırına verip lezzetli ve sağlıklı bir tatlıya kavuşun.

Reklam

Daha Fazla Doğal Gıda Tüketin

0

Bu pratik ipucu yıllar boyunca edinilmiş deneyime dayanmaktadır. Sizi tek haneli vücut yağı yüzde değerlerine taşımayı amaçlayan diyet prensiplerini uyguladığınızda aç kalmak durumundasınız. Aslında açlık konusunda aşırı sıkıntı çekersiniz. Bu nedenle, aldığınız kalorilerin çoğunun besin takviyeleri yerine doğal gıdalardan gelmesini sağlayın….

Doğal gıda öğünleri, yağsız etler, sağlıklı yağlar, sebzeler ve işlenmemiş karbonhidratlardan oluşur ve sindirilmesi daha yavaş olur. Sizi daha uzun süre tok tutar. Ek olarak, bu gıdalar, öğünler arasında, daha dengeli bir kan glikozu ve amino asit dağılımı sağlarlar.

Protein karışımları daha güvenli olmasına karşın, açlık hissi duymanıza ve daha kısa sürede aperatif arayışına girmenize sebep olabilir. Kalorileriniz azaldıkça doğal gıdalara yönelin. Diyetinize odaklanmanızın da daha kolay hale geldiğini göreceksiniz.

Elbette, protein karışımlarını antrenman öncesi ve sonrasında içmeye devam etmelisiniz, çünkü daha fazla kas oluşturmanıza yardımcı olacaklardır.

Reklam

Düzenli Uyuyun

0

Pek çok kişi uyku kalitesi ve yağ yakımı arasında ilişki olduğunu bilmez, ama ikisinin arasında büyük bir bağlantı vardır…

Yeteri kadar uyumamak, aşırı karbonhidrat ihtiyacını tetikler. Aynı zamanda, kas harcayan stres hormonu kortizol gibi iştah açan hormonları da arttırır.

Diyet yapan pek çok kişinin uykuya dalmakta ve uykuda kalmakta zorlanması ilgi çekicidir. Bu da yağ kaybı açısından kötü bir haberdir. Uyku anormalliklerinden şikayet etmeye başlarsanız, şu eylem planlarından birini deneyin: Salya hormon testiyle ölçümü mümkün olan akşam kortizolünün artışından sıkıntı çekiyorsanız, akşam yemeğinde 100–200 mg ve yatmadan önce de 100–200 mg phosphatidylserine almaya çalışın.

Phosphatidylserine etkili biçimde kortizol düzeyinizi düşürmenize yardım eder ve böylece yeniden uyumanız mümkün olur.

Bunun, kortizol kaynaklı bir sebebi olmadığını düşünüyorsanız, ZMA takviyesi almaya çalışın. Magnezyum, uyku kalitenizi arttırmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca, çinko ve magnezyum yağ kaybının artmasına, güç ve hacim kazanılmasına yardımcı olabilir.

Daha etkili bir uyku takviyesine ihtiyaç duyuyorsanız, L-theanine (100–200 mg), 5-htp (50–300 mg) ve phenibut (100–500 mg) kombinasyonunu uyku zamanından 30 dakika kadar önce deneyin. Bu bileşenler merkezi sinir sisteminin sakinleşmesine ve uykuya dalmanıza yardımcı olurlar.

Bu stratejiler yüksek düzeyde etkili olsalar da her gece için takviye ilaçlara bel bağlamak bir problem olabilir. Unutmayın, bağımlılık bir şaka değildir. Bu yüzden, her bir stratejiyi, haftada 4 gece ile sınırlayın.

Reklam

Türkiye’de Laktoz İntoleransı Ne Kadar Biliniyor?

0

Süt şekerinin (laktoz) vücutta emilememesi sonucunda oluşan ‘Laktoz İntoleransı’, son yılların korkulan hastalığı oldu. Süt şekerinin sindirimini sağlayan laktaz enziminin eksikliği halinde görülen hastalığa, Türkiye’de her beş kişiden birinde rastlanıyor.

Halk arasında süt ya da süt ürünlerine hassasiyet olarak bilinen laktoz intoleransı, laktaz adı verilen enzimin eksikliği veya olmaması durumunda sütün sindirilememesi sonucunda meydana geliyor. Süt ve süt ürünleri tüketiminden sonra, bağırsaklardan emilemeyen süt şekerinin sebep olduğu hastalığın belirtileri karın ağrısı, karında kramplar, aşırı gaz ve ishal şeklinde görülüyor..

Laktoz İntoleransı ve İnek Sütü Alerjisi Karıştırılıyor

İstanbul Üniversitesi ÇAPA Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji Bilim Dalı Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Doç Dr. Vildan Ertekin, laktaz enzimi üretiminin 2 yaşından itibaren giderek azaldığını, fakat bunun çocukların büyüme ve gelişiminde olumsuz herhangi bir etkiye neden olmadığını belirtti. Sıklıkla inek sütü alerjisi ile karıştırılan hastalığın özellikle Türkiye’de çok yaygın olarak görüldüğüne değinen Ertekin, her 5 kişiden birinde laktaz enziminin yetersiz olduğunu sözlerine ekledi.

Laktoz intoleransı bulunan kişilere süt içirmek konusunda ısrarcı olunmamasının altını çizen Vildan Ertekin, süt ve süt ürünleri tüketimi halinde laktozsuz sütlerin tercih edilmesini önerdi. Ayrıca bebeklerde görülen sekonder laktoz intoleransı adlı farklı bir sağlık durumunu da değerlendiren Ertekin, “Ağırlıklı 2 yaşından önce sekonder laktoz intoleransı görülen bebekler için laktozsuz formül mamalar bulunmaktadır. İshal ile seyreden bu durumda mutlaka doktora danışılmalıdır” şeklinde konuştu.

Laktoz intoleransını teşhis etmek mümkün. Laktoz intoleransını teşhis etmek için birçok farklı yöntem olduğunu söyleyen Ertekin, bir kaç gün süreyle laktoz içeren besinlerden uzak durulduktan sonra 2 bardak yağsız süt içilerek evde test yapılabileceğini anlattı. Belirtilerin ortaya çıkması halinde bir uzmana başvurarak patolojik testlerin yapılması gerektiğini vurgulayan Ertekin, “Laktoz intoleransı teşhisi koyulan hastalar kendiliğinden süt alımını keser, pek çok kişi ‘sütü sevmiyorum onun için tüketmiyorum.’ ifadesini kullanır” dedi.

Reklam

Kabuklu Yemişleri Tanıyor Musunuz

0

Eskiden beslenme uzmanları, yüksek miktarlarda yağ içeren kabuklu yemişler konusunda bizleri uyarırlardı. Ama artık bu yemişlerdeki sağlıklı yağların vücudumuz için faydalı olduğunu, hatta yağ yakmamıza yardımcı olabileceklerini biliyoruz. Üstelik bu yemişlerde makul miktarda protein de bulunuyor. Kabuklu yemişlerin çoğu, sağlıklı tekli doymamış yağ kaynaklarıyken, içlerinden sadece bir tanesi önemli miktarda temel Omega 3 (alfa-linolenik) yağ asidi içeriyor. Peki hangisi; badem mi, ceviz mi?

Yanıt: Ceviz.

Klinik deneylere göre, bademin kilo vermeye yardımcı olduğunu hepiniz duymuşsunuzdur. Ancak badem, eser miktarda alfalinolenik asit içerir. Oysa cevizin yaklaşık 30 gramında neredeyse 3 gram alfa-linolenik asit bulunur. Hemen hemen 30 gramlık ceviz (yani ortalama 14 yarım ceviz) size 185 kalori, 4 gram protein, 4 gram karbonhidrat ve 18 gram yağ sağlar. Kısacası, ceviz bademe göre daha besleyicidir.

Reklam