Fit Hub Blog Sayfa 135

Antrenman Sonrasındaki Acıyı En Aza İndirgemek İçin Bilmeniz Gereken Sır Gibi Bilgiler

0

Antrenmandan sonraki dinlenme sürecini en doğru şekilde geçirmek, fitness hedeflerinize erişmede büyük öneme sahip, biliyorsunuz. Peki, doğru toparlanmanın ne olduğunu gerçekten biliyor musunuz? Biz biliyoruz!

Toparlanma bilimi hakkında hâlâ tam olarak bilinmeyen birçok şey var:

Image result for ice bathing nba

Niye işe yaraması gereken şeyler işe yaramıyor veya bazıları sıkı çalıştığını hissetse de bu çalışmanın sonucunu gösterecek somut kanıtları olmuyor? Günümüzde toparlanma dendi mi sayısız yöntem karşımıza çıkıyor. Instagram’a girip birkaç sayfa karıştırmanız yeterli: Buz banyosundayken başparmağını kaldıran bir NBA oyuncusundan bacakları oksijen kabininde bekleyen futbol yıldızına, dağ aşamalarında makinelere bağlanmış olarak görülen elit bisikletçilere veya antrenman sonrasında koca bir Küçükler Ligi takımına yetecek kadar yemek tıkanıp enerji toplayan Dwayne Johnson. Aslına bakarsanız artık Instagram’ın, iksirlerin, sihirli giysilerin, oksijen çadırlarının, akupunktur iğnelerinin, acayip deri eziklerinin, tozların ve aklınıza gelecek her türlü sihirbazlığın tek bir amaca hizmet ettiği dünyanın en büyük reklam forumu olduğunu söyleyebiliriz. O amaç da tahmin edebileceğiniz gibi toparlanma!

Vücudunuzun kendini yeniden inşa ettiği, kaslarınızın enerji topladığı, hormonlarınızın tekrar dengelendiği ve merkezi sinir sisteminizin onarıldığı bir süreç olan toparlanmayı daha iyi anlayabilmek için bu durumun iki türü arasındaki farkı iyi görmemiz gerekiyor: pasif ve aktif toparlanma.

Pasif toparlanma tabii ki vücudunuz dinleniyorken meydana gelir: uyku, beslenme ve kompresyon sırasında. Aktif toparlanma ise vücudunuz devinim halindeyken meydana gelir: yürürken, hafif kaldırırken, kondisyon bisikletinde temposu düşük pedal çevirirken gibi.

Antrenmanınızdan hacimli geri dönüşler alabilmeniz için iki türü de önemlidir çünkü kas yenilenmesinde farklı görevler görürler. En basit haliyle açıklayalım: Pasif toparlanma onarımı hızlandırırken aktif toparlanma bu onarım için gerekli olan araçları temin eder; veya yazar ve kişisel antrenör Harley Pasternak’ın deyimiyle, aktif toparlanma metabolik yan ürünleri vücuttan atıp, spor salonunda hasar gören kasların iyileşmesini desteklemek için besin dolu kanın gerekli yerlere taşınmasına yardım eder.

Aktif toparlanma genel olarak atlanan ama çok önemli olan bir adımdır. Yüksek ağırlıklar kaldırıp kürek makinesinde forsa gibi çalıştıysanız, ardından duşa girip o günü bitti sayarak vücudunuzun dolu dolu kaslarla geri dönmesini bekleyemezsiniz.

Pasternak, “Yoğun ve direnç antrenmanlarından sonra en etkili olan toparlanma aktif toparlanmadır” diyor. Besinlerin ve oksijenin hasar gören kaslara taşınmasını hızlandırmasının yanında kas ağrılarının dindirilmesine de yardımcı olur ki bu büyük bir artıdır.

Hugh Jackman dâhil X-Men’leri çalıştırmış olan Londralı antrenör David Kingsbury, “Kas ağrısı, etkili bir antrenmandan sonra herkesin gurur duyduğu bir gazilik madalyası olmamalı” diyor. “Gerçi antrenmanın bir “yan etkisi” olarak meydana gelmesi neredeyse kaçınılmazdır ancak insanların bunu hedefliyor olmaları bana mantıklı gelmiyor.”

Kendinizi Baskılayın

Image result for fitness recovery

New Yorklu masaj terapisti ve Body Balance Massage Therapy sahibi Nicole Kennedy’den kendi kendine masaj yapma teknikleri.

1) Orta Sırt

Bu, özellikle omurganın açılması, gövdenin dönmesi ve düzgün soluma için oldukça önemlidir.

TEKNİK:

Yuvarlama köpüğünü kürekkemiklerinizden belinize doğru aşağı yukarı yuvarlayın. Yavaş yavaş yuvarlarken hassas noktalarda duraklayın, nefes alın, o noktayı rahatlatın ve bir sonraki noktaya geçin.

2) Kalça Kasları

Bu, özellikle bel ağrısı içindir. Bu kaslardaki tetikleyici noktalar belinizden ayaklarınıza kadar ağrı yapabilir.

TEKNİK:

Hassas bir noktanıza baskı yapacak şekilde bir lakros (masaj) topunun üzerine oturun. 1 dakika öyle bekleyip bir sonraki hassas noktaya geçin.

3) Göbek Altı /Kasık

Bu bölge, oturmaktan gerilirken koşu sırasında çok fazla çalışır.

TEKNİK:

Yüzüstü yatar veya duvara yaslanır pozisyondayken lakros (masaj) topunu kalça kemiğinizin altına yerleştirin. Hassas noktaları kalçanın dışından uyluklara, oradan da kasığa doğru rahatlatın.

4) Diz

Dizlerin etrafındaki gerginliği gidermek, bütün diz ağrılarına iyi gelebilir.

TEKNİK:

Masaj çubuğuyla quadriceps, hamstrings ve baldırların her birini 30-60 saniye kadar ovun. Gerilmiş hissettiğiniz bütün alanlara doğrudan baskı yapın.

5) Ayak/Ayak Bileği

Ayak ve ayak bileğinin doğru hareket etmesi ayak bileği, diz ve kalça sakatlanmalarını önleyebilir.

TEKNİK:

Kavalkemiklerinizi ve baldırlarınızı yuvarlama köpüğüyle ovun, ayaklarınızın altında masaj topunu yuvarlayın. Ayak bileğiniz çevresinde masaj çubuğuyla sürtünme uygulanması, bu bölgeye tümüyle iyi gelir.

Antrenmanlardan Sonra Toparlanma ve Aktif Toparlanma Nasıl İlerlemeli?

Image result for bodybuilding recovery

Elbette toparlanmanızı planlamadan önce ne sıklıkla çalışacağınıza ve bu seanslar arasında ne sıklıkla mola vereceğinize karar vermeniz lazım.

Kaliforniya Üniversitesinde moleküler egzersiz fizyolojisi profesörü olan Keith Baar, “Kısa süre sonra tekrar antrenman yaptığınızda vücudunuz hâlâ toparlanma sürecinde olacağından antrenmanınızda güçlü bir performans çıkaramazsınız” diyor. Ve çok sık antrenman yaparsanız sonuçlarda bir azalma görmeniz olağan. “Aşırı durumlarda ise hormon dengenizi dahi bozabilirsiniz.”

ABD eski maraton koşucusu Ryan Hall bunun iyi bir örneği. 2,7 kilometrelik bir dağa yokuş yukarı ve aşağı yedi kez koşan Hall, aşırı antrenman yaptığı için testosteron seviyeleri büyük bir düşüş yaşamış ve 33 yaşında emekli olmak zorunda kalmış.

Peki, haftanın üç günü de çok sıkı çalışmanız gerekiyor mu? Ya beş gün? Yedi? Ya ağır kaldırma ve kardiyo?

Genel anlamda kuvvet antrenmanından bahsediyorsak: “Sınırlarını zorlayan kişiler için haftada iki kez tüm-vücut antrenmanı ve aralarda iki gün dinlenme gibi bir sıra yeterli olacaktır” diyor Baar. Eğer vücut splitiyle çalışıyorsanız, her kas grubunu haftada iki kez çalıştırmanız kâfi.

Kardiyo içinse bu tür bir antrenman kesinlikle çok önemli. Bisiklet, kürek, yüzme gibi vücut ağırlığıyla yapılan egzersizler, sadece kas değil mekanik yorgunluğa da yol açan koşu gibi yüksek etkisi olan egzersizlere nispeten daha çok sık uygulanabilir diyor Baar. Bunlar için de toparlanmayı hızlandırmak için daha düşük hacimde antrenmanlar yapmanız ve aralarda daha çok dinlenme günü ayırmanız gerekiyor.

Baar, her gün antrenman yapmak isterseniz de bunda bir problem olmadığını söylüyor. Ne de olsa elit atletler bunu zaten yapıyor. Uygulamanız gereken taktik, aşırı yüksek ağırlık kaldırma günlerinizi hafif kardiyoyla dengelemekten ibaret.

Son olarak, dayanıklılık antrenmanında gözetmeniz gereken birkaç kuraldan bahsedelim: Kendinizi berbat hissediyorsanız (hasta veya kırık) veya dinlenmekte olan kalp atış hızınız sabah kalktığınızda çok yüksekse, tümüyle toparlanmamışsınız demektir. (Bunun için özellikle fitness tracker kullanmanızı tavsiye ederiz.)

Sözün özü şu: Sizde işe yarayan neyse onu bulun. Salonda veya koşularınızda bir gelişme görmüyorsanız, bir gün daha dinlenmeye bakın. Bu durum, adaptasyon bölgenizin zirvesinde olduğunuz anlamına geliyor; yani vücudunuz yenilenmiş ve bedensel gelişmeye hazır hale gelmiş olmak yerine hâlâ toparlanıyor ve bunu tamamlaması için daha çok vakte ihtiyacı var demektir.

Başlamak için sunduğumuz şablona bir göz atın.

Kesinlikle Uygulamanız Gereken Toparlanma Yöntemleri

Aktivite Yaptıktan Sonra Hafif Tempoda Bisiklet Binin

Image result for light intensity cardio bike

Kazandığı parayı hak eden bütün antrenörler, antrenman çeşidi ne olursa olsun hafif kardiyonun en iyi aktif toparlanma yöntemi olduğunu söyleyecektir. Yaptığınız kuvvet antrenmanı, HIIT seansı veya canınıza okuyan bir pedal seansı olsun, hafif bir kardiyo kaslarınızın gevşemesine ve laktik asit birikiminin sınırlanmasına yardımcı olacaktır.

Kingsbury: “Bisiklette 10, 15 dakika pedal çevirmek çok iyi bir yoldur. Özellikle ağır bacak antrenmanından sonra öğrencilerime spor salonunda veya dışarıda gerçek bisiklette pedal çevirtiyorum.” İster kondisyon bisikletinde isterse gerçek bisiklette olsun, taktik direnci düşük tutmanızı gerektiriyor. Bu bir antrenman olmuyor; vücudunuzu harekete geçirmek ve kalp atışınızı hızlandırmak için yapılan bir çalışma oluyor. Bisiklet imkânınız yoksa yürüyüş de eksik bir çalışma sayılmaz. Makul bir süratte yürümeye çalışın, yeter. Yürürken konuşabilmeniz lazım.

Kingsbury ayrıca normal ağırlık günlerinizin aralarında düşük hacimli, yüksek frekanslı antrenmanlar yapmanızı öneriyor. “Kas ağrısı gibi durumlar da azalacaktır çünkü hacmi düşük tutuyorsunuz ancak aynı zamanda sağlam bir uyarıcı etkisi yaratıyorsunuz.”

(Alabiliyorsanız) Bir Masaj Masası Alın

Profesyonel atletlerin en çok kullandığı ve en etkili aktif toparlanma yöntemlerinden biri masajdır. Bunun sebebi tümüyle anlaşılmış olmasa da yeni araştırmalar mevzuyu biraz daha açıklığa kavuşturmuş durumda.

Miami Miller Üniversitesi Tıp Fakültesi ortopedi ve spor tıbbı profesörü ve masaj konusundan en çok tanınan uzmanlardan Doktor Thomas Best: “Masaj konusunda çok şey yazılıyor; iltihaplanmayı ve şişkinliği azalttığı için işe yaradığı söyleniyor. Bizim araştırmalarımızda yaptığımız şey ise bunu veya aksini kanıtlamak.”

Pek, ne buldular?

Best: “Sonuç olarak göze çarpan şey şu: Çalışmalarımız, antrenman sonrası uygulanan masajın iltihaplanmayı azalttığı, kasın kasılıp eklemde hareket etme kabiliyetini geliştirdiği fikrini destekliyor. Masajın ayrıca kas yenilenmesini uyaran uyarıcıları da harekete geçirme etkisi olabileceğini gördük.”

Best’in altını çizdiği başka bir konu ise masajın antrenmandan sonra herhangi bir zamanda yapılmasının etkileri olduğu görülmesine rağmen, en çok faydasının antrenmandan hemen sonra yapıldığında görüldüğü. “Çalışmamız, antrenmandan hemen sonra yapılan masajın daha etkili olduğunu gösterdi.”

Yapılan masajın miktarı da önemli bir etmen. Best’in çalışmasında, 15 dakikalık bir masajın 30 dakikalık masajla aynı oranda etkili olduğu gözlemlendi.

Antrenmandan Tam Bir Saat Sonra Kusursuz Bir Protein-Karbonhidrat Dengesi Kurun

Araba motorunun çalışması için benzine ihtiyacı olduğu gibi, kaslar da büyümek için gıdaya muhtaçtır. Ama hangi gıdaları? Peki, ne zaman?

İlk sorunun ilk akla gelen cevabı şöyle: protein, karbonhidrat ve vitamin zengini lif. Ancak soru bu gıdaların ne zaman yenmesi gerektiğiyse, piyasada yıllardır duyup inandıklarımızdan çok daha farklı görüşler mevcut.

Proteinin uzun süreli toparlanma, karbonhidratın ise çabuk enerji patlaması için iyi olduğu görüşü, Pasternak’ın sözleriyle “aşırı karmaşık bir metabolik sürecin yine aşırı şekilde basitleştirilmiş açıklaması” olarak karşılık buluyor.

2007 tarihli bir çalışma, protein ve amino asit tüketiminin kas anabolizması, kütle ve kuvvet üzerindeki etkilerini test ettikten sonra, yoğun bir direnç antrenmanının ardından yenen 20 gram proteininin, kas sentezini karbonhidrat plasebosu alımına nispeten daha çok arttırdığını buldu. American Journal of Pysiology dergisinde çıkan 2001 tarihli bir çalışma ise direnç antrenmanından hemen önce karbonhidrat ve amino asit almanın, kas kazanımını antrenmandan sonra alınmasına nispeten daha çok arttırdığını buldu.

Kas oluşumu için protein yine de en temel besin olmakla birlikte karbonhidratın da ihmal edilmemesi gerekiyor.

Kingsbury: “Karbonhidrat çok faydalıdır. Antikatabolik olup kortizol (stresle tetiklenen bir hormon) seviyeleri gibi durumları azaltırlar. Toparlanmanızın bir unsuru olarak karbonhidrat almak çok önemlidir.”

Telefonunuzu Kapatın, Temiz Beslenin, Daha Çok Uyuyun

Related image

Ağırlık kaldırma dünyasında hiç eskimeyen bir söz vardır: Kaldır, ye, uyu ve yinele. Bunu kim dediyse doğru demiş!

Avustralya Spor Enstitüsü Toparlanma Bölümü Başkanı Shona Halson: “Uyku bütün biyolojik işlevler için elzemdir; atletlerin artış gösteren fiziksel toparlanma gereksinimlerini düşündüğümüzde onlar için çok daha elzem bir konuma yükseliyor.”

Halson’a göre, uyku yoksunluğu en çok orta-yüksek yoğunluktaki uzun süreli aktivitelerde, özellikle de 150 km/s hızında bir beysbol atışı veya basketboldaki üç sayılık atış gibi üstün bilişsel işlev gerektiren türlerde etkisini gösteriyor. Daha az beyin gücü gerektiren ağırlık kaldırmadaysa bir iki günlük uyku yoksunluğu çok büyük bir etki yaratmayacaktır ancak uzun vadede vücudunuz “bozulmaya” başlayacak ve odak yitimi yaşandıkça sakatlanmaya karşı daha aciz hale gelecektir.

Çalıştırdığı Hollywood yıldızlarının yoğun temposunu doğru hesaplaması gereken Kingsbury, “Yorgunluk sebebiyle spor salonunda çok kez kaza yaşanabiliyor. Çok az uyumuş olabileceklerinden bunu etkin şekilde idare etmem gerek. Bazı günler antrenmanı toptan iptal ediyoruz çünkü yetersiz uykuyla iyi bir iş çıkmıyor” diyor.

Unutmadan söyleyelim: Her gece en az yedi saat, eğer ekstrem şekilde antrenman yapıyorsanız sekiz, hatta dokuz saat uyumanız gerekiyor.

Antrenmanı yeni mi bitirdiniz? Hemen duşa koşmayın. Onun yerine bisiklette 20 dakika pedal çevirin.

(Seviyorsanız) Tercihen Yapabileceğiniz Toparlanma Yöntemleri

Antrenmandan Sonra Sevdiğiniz Yoga Pozunu Yapın

Image result for recovery yoga pose 

Esneme olayı tıpkı aşk gibidir: Baştan sonra karmakarışık bir iş!

Evvela, dinamik ve statik olmak üzere iki tip esneme vardır ve her ikisi de vücutta farklı etkiler yaratır. Dinamik esnemede kol sallama ve gövde döndürme gibi aralıksız hareketler vardır. Statik esneme ise bentover hamstring esnemesi gibi belli bir pozisyon alıp o pozisyonu belli bir süre korumak anlamına gelir. Esneme konusunda süregelen hâkim görüş, kan akışını arttırmak ve kasları harekete hazırlamak amacıyla antrenmandan önce dinamik esneme, kaslarınızdaki laktik asit birikiminden kurtulmak, ağrıları savmak ve esnekliği geliştirmek amacıyla antrenmandan sonra statik esneme yapmak olmuştur. (Çalışmalar ayrıca antrenmandan önce statik esneme yapmamanız gerektiğini, bunun kuvvetinizden çalacağınızı söylüyor.)

Ancak bu görüş çok da doğru değilmiş çünkü kaslarınızın hepsi eşit özelliklere sahip değil! Baldır ve ökçe kirişi gibi iskeletin daha elastik olan kısımları yapıları itibariyle statik esnemeyle daha çabuk sürede toparlanabiliyorlar. Vücudunuzun geri kalanındaki daha büyük kas grupları ise, 2014 tarihli bir çalışmaya göre, esnemeleri için tasarlanmadıklarından daha zayıf kalıyorlar.

Sözün özü şu: Antrenmandan önce, kan ve oksijenin kaslara akışını arttırmak için bir tur jumping jack hareketiyle ısınmayı takiben dinamik esneme yapın. Statik esneme konusunda ise son çıkan bir araştırma, bu esnemenin antrenmandan sonra 24 saate kadar kaslardaki kuvveti azalttığını söylüyor; o yüzden ertesi gün spor salonuna gitmeyeceksiniz statik esneme yapın. Aksi takdirde antrenmandan önce dinamik esneme yapın.

En Yeni Tarz Taytlardan Giyin

Kompresyon (basınçlandırma) fitness dünyasının en yeni akımı; özellikle de kompresyonlu yenler ve taytlar reyonunda. Şaşırtıcı olansa bunların sağladığı düşünülen faydalar konusunda kimsenin tam olarak bir şey bilmediği.

Ancak Journal of Strength and Conditioning Research dergisinde yayımlanan bir çalışma, kompresyonlu giysiler giyen ragbi oyuncularında gecikmeli kas ağrılarının ciddi derecede daha az hissedildiğini söylüyor. Tabii ki ağrının yokluğu toparlanmanın hızlandığını kesin olarak kanıtlamıyor ancak kesinlikle olumlu bir işaret olduğu da yadsınamaz. Fark edilen herhangi bir yan etkisi de olmadığına göre, denemekte fayda var!

Akupunktura Merak Salın veya Michael Phelps’ten Feyz Alıp Bardak Çekme Yaptırın

Her yerde duyup okuduğumuz üzere, atletler ve fitness antrenörleri toparlanmaya yardımcı olması için olmadık yöntemler deniyorlar. Bunların en popülerlerinden ikisi ise bardak çekme ve akupunktur.

Geçen yaz Rio’daki Olimpiyat Oyunlarında herkesin konuştuğu bardak çekme, özel bardakların veya şişelerin deriye yerleştirilerek ısıyla veya hava pompasıyla bir “emiş” gücü yaratmasına deniyor. Ortaya çıkan emiş gücünün kanı ağrıyan kaslara çekerek iyileşmeyi desteklediği düşünülüyor.

Kuru iğneleme de denen akupunktur çok daha eski bir teknik olup vücudun yüzeyindeki çeşitli uyarım noktalarına ufak iğnelerin batırılmasıyla yapılan bir uygulama; teorik olarak batırılan iğneler, engellenen enerji akışını (çi) serbest bırakıyor ve kasların gevşeyip toparlanmasını hızlandırıyor. Ne yazık ki iki tekniğin faydaları da bilimsel olarak müspet değil. Pasternak: “Bu iki tekniğin faydalarını müspet olarak ortaya koyacak pek çalışma yok. Size bir zararı olmadığı sürece ve şahsen size iyi geldiğini düşünüyorsanız, o zaman yapıp yapmamakta özgürsünüz.”

Uygulamasanız Daha İyi Olacak Olan Toparlanma Yöntemleri

 Buz Dolu Küvette Yayılmak

Image result for ice bathing recovery

Buz banyosu antrenman sonrası toparlanma yöntemleri arasında çok da yeni olmayan bir yöntem ancak iki yönden problemli gözüküyor.

İlk olarak, geçen yıl İngiltere Spor Enstitüsü tarafından yürütülen bir çalışmada, soğuk suya batırılma seansından önce ve 72 saat kadar sonra görülen farklı fizyolojik göstergeler ölçümlenmiş, buz banyosu uygulayanlarda uygulamayanlara göre herhangi olumlu bir iyileşme görülmediği bulunmuştu; yani buz banyosu toparlanmayı hiçbir şekilde desteklememişti.

Daha tedirgin edici kısmıysa aynı çalışmada buz banyosunun toparlanmayı tersine yavaşlatabildiğinin gözlemlenmesiydi. Buz iltihaplanmayı keser, doğru ve bu durum sakatlanma önlemi olarak işe yarayabilir. Ancak bazı iltihaplanmaların toparlanmanın başlatılması ve adaptasyon sürecinin sürdürülmesi için önemli olduğu bilgisini hatırlamak lazım. Buz, iltihaplanmayı azaltırken iltihaplanmayı türlerine göre ayırt etmiyor. Masaj doğru iltihaplanma türlerine etki ederken, buz hepsine saldırıyor.

Toparlanmanın, kaslarınızın kendilerini onarma süreci olduğunu unutmayın. Bu sebepten ötürü de çalışmanın yazarı Doktor Jonathan Leader buz banyosunu antrenman faydaları için değil sizi iyi hissettiriyorsa yapmanızı öneriyor. Antrenman sırasında ise buz banyosundan tamamen sakınılmalıdır.

Kendinizi Isıya Boğmak

Pekâlâ, buz işe yaramıyor, tamam… Ya ısı?

Üzülerek söyleyelim ki ısının toparlanmaya iyi geldiğine dair de hiçbir araştırma yok! Isı kasları rahatlatabilse de, rahatlamanın toparlanmaya etki edip etmediğine dair bir kanıt bulunmuyor. Diğer yandan ısının kas toparlanmasını geciktirdiğine dair de bir kanıt yok – en azından şimdilik. Antrenmandan sonra sıcak suya dalmak sizi rahatlatıyorsa yapın gitsin çünkü nasıl olsa bir zararı da yok.

Ancak senaryoda sakatlanma varsa ısı size zarar verebilir; özellikle de sakatlanma henüz akut evresindeyse. Yani sakatlanmanız akut haldeyse ısıdan uzak durun!

En nihayetinde toparlanma Gestalt psikolojisi gibi bir şeydir: yani parçalarına değil bütüne bakmamız gerekiyor. Bazı toparlanma yöntemleri gerçekten işe yarayabilirken bazılarının hafif etkileri olabiliyor. Bazılarıysa sadece psikolojik plasebo tesiri yaratıyor.

Ancak saydığımız bütün yöntemler hedeflerinizi elde etmeye çalışırken size faydalı da olabilir. Yani size uygun bir toparlanma prosedürü oluşturamazsınız bu size bir eksi olarak geri dönebilir.

Kingsbury: “Haftada altı, yedi gün antrenman yapan arkadaşlarım var. Normalde dinlenme günü olan günde ağırlık kaldırdığınızda gelişiminiz için en iyi şeyi yapmış olduğunuzu söyleyemeyeceğim.”

İşin aslıysa şu: İrileşip fitleşmek istiyorsanız, spor salonunun dışında yaptığınız en az içinde yaptığınız kadar önemlidir.

Etkililiğine inananlar, akupunkturun kan akışlarını arttırıp toparlanmalarını hızlandırdığını söylüyor. Ortada bunu kanıtlayan kesin bir çalışma olmasa da, aksini ispat eden de yok.

Reklam

Kate Upton Özgüveninin Sebebini Açıkladı: Ağırlık Antrenmanları!

0

Kate Upton Amerika’nın hem güzel hem seksi hem de genç modellerinden biri. Kadın erkek birçok kişiyi kendine hayran bırakan Kate Upton, moda endüstrisi tarafından zaman zaman topa tutuluyor. Sebebi ise model dünyasının alışılmış beden ölçülerinden biraz daha toplu olması. Oysa Upton halinden oldukça memnun! Kendine olan güvenini ise ağırlık antrenmanları ile kazandığını söylüyor!

Kate Upton Amerika’nın en sevilen yüzlerinden biri. Zaman zaman kilo alıp veriyor olmasına rağmen standart model ölçülerinin dışında bir yapıya sahip. Ağırlık antrenmanlarına başlamasıyla yağ yakma hızını da arttıran Kate Upton, kendisini eleştirenlere karşı çok daha güvenli hissediyor. Ölçülerin konuşulmasını anlamsız buluyor ve güce odaklanılmasını istiyor.

Shape’e verdiği röportaja göre Upton’ın beslenme ve antrenmanlarındaki değişikliğe bakalım:

Gerçekten Ağır Kaldırıyor

Kate Upton, ünlü isimlerin antrenörü Ben Bruno ile ağırlık çalışmaya başlamış. Şu an Hip Thrust, kızak, deadlift gibi tüm vücut hareketlerini kolaylıkla yapabilen Kate başlangıçta oldukça çekingenmiş.

İlk başlardan antrenörü ile yaptığı kızak çalışmalarında ağırlığı arttırmak isteyen Ben Brunoya “ben o kadarını yapamam” diye Kate Upton, şimdilerde bu duruma gülüyor. Çünkü antrenörü o böyle dedikçe kızağın üstüne çıkmış ve Upton’ı, ağırlığı anlayamaz hâle getirmiş. Artık “ben bunu yapamam” dediği bir şey olmadığını ve antrenmanlarında hep daha fazlasını yapabilmeye odaklandığını belirtiyor.

Kate Upton’ın antrenman sürecini Ben Bruno da kendi Instagram hesabında takipçileriyle paylaşıyor.

Kate için antrenman artık spor salonunda elinden gelenin en iyisini yapabilmek, daha iyi hissetmek ve vücuduna güvenmek demek! Eğer doğru şekilde çalışırsanız yağ yakmak için de ağırlık antrenmanı yağmanının harika olduğunu söylüyor.

Doğru şekilde ağırlık çalışabilmek için Kate Upton da oldukça çabalamış.

Antrenmanlar İçin Yemek Yiyor

Kate Upton (@kateupton) crushes some “1.5 rep” hip thrusts where, like the name suggests, you do one full rep followed by a partial rep, pausing at the top each time. Strong! I love hip thrusts, but a lot people (myself included) reach a point where the heavy weight becomes uncomfortable on the hips even with a pad, and they start to feel it in the lower back instead of the glutes, even with perfect form. This point is different for different people, but now that Kate is easily using more than 225 pounds on hip thrusts, we’ve transitioned to “1.5 reps” as a way to get a good training effect with lighter loads so we can keep working the glutes with less stress on the lower back and hips. #Repost @kateupton (@get_repost) ・・・ #SundayFunday #225pounds @benbrunotraining ??

A post shared by Ben Bruno (@benbrunotraining) on

Kahvaltı günün en önemli öğünü; özellikle günün erken saatlerinde antrenman yapan Upton için. Protein ağırlıklı beslenmeyi seven Kate kendine “dişi Temel Reis” diyor, sebebi ise yediği ıspanaklar!

Sabah kahvaltısını mutlaka yaptığını, eğer yapamazsa iyi bir antrenman çıkaramayacağını bildiğini söyleyen Kate; kahvaltıda sıklıkla yumurta ve ıspanak tükettiğini ya da bol sebzeli bir omlet yanında da feta peyniri yediğini söylüyor.

Ölçülerini Yargılamıyor

Ağırlık antrenmanlarına başladıktan sonra modellik için gerektiğini düşündüğü ölçülere ulaşan Kate, kafasında beden ölçüsü problemini bitirdiğini söylüyor. Jeanlerinin içine girmeyi dert etmektense daha güçlü ve dengeli olmayı düşünmek onda bu değişimi yaratmış.

Canının Çektikleri İle İlgili Gerçekçi Davranıyor

Röportajında şaraptan, çikolatadan, cipslerden, patates kızartmalarından da bahseden Upton, arasıra günde 1 tane olarak “kötü” olarak nitelendirilen yiyeceklerden yiyormuş.

Kendinde yoksunluk hissi yaratmayan Upton, bir “kötü” atıştırmalığın motivasyon için iyi olduğunu ve size yaptığınız antrenmanlara değdiği hissini verdiğini söylüyor.

Sizce Victoria’s Secret Melekleri Ağırlık Çalışıyor mu?

Reklam

Triceps ve Biceps Kaslarınızı Üst Seviyeye Taşıyarak Büyük Kollar İnşa Edin!

0

Triceps ve Biceps Kaslarınızı Şişirin!

Image result for arm pump

Kollarınızı azami derecede büyütmek için hareket eşlemelerinizi doğru yapın.

Triceps kaslarınızdaki yanal, orta ve uzun başlar ile biceps kaslarınızdaki kısa ve uzun başlar diğer kas gruplarına nispeten daha küçük olduğundan, bu kasları daha çabuk çalıştırabilirsiniz. Ancak kollarınızı çalıştırırken de büyük düşünün; chin-up ve dar tutuş bench press gibi birleşik hareketlerdeki anlayışı sergileyin. Birden çok kas grubunu uyaracak, daha çok kalori yakacak ve izole hareketlere nazaran daha yüksek ağırlıkla küçük kaslarınıza daha çok yük yüklemenizi sağlayacaklardır. Hammer curl ile French press hareketlerini art arda yaptığınızda daha çok şişme sağlayabilir, büyümeleri ve toparlanmaları için kaslarınızın ihtiyaç duyduğu besinleri daha hızlı aktarabilirsiniz.

Bonus Taktik: Daha İyi Curl Yapmak İçin Uygulayın

Ağırlığı yukarı, omuzlarınıza doğru bükerken dirseklerinizin hafifçe öne doğru gelmesine izin verin.

Performansınızı artıracak takviyeler için tıklayın!

SÜRAT SEANSI KOL ANTRENMANI: 20 DAKİKADA KOLLARINIZI PUMPLAYIN!

Bir sonraki eşlemeye geçmeden önce turlar arasında 60 saniye dinlenerek her süper seti beş tur halinde uygulayın. Toplamda 4 eşleme ile mükemmel sonuçlar elde edebilirsiniz!

EGZERSİZ

TEKRAR

Dar Tutuş Chinup

Maksimum Tekrar

Ez-bar French Press

10

Standing Dumbbell Alternating Hammer Curl

12

Dar Tutuş Bench Press

10

Evde yapabileceğiniz ağırlık egzersizlerini hemen öğrenmek için tıklayın!

Reklam

Goji Berry (Kurt Üzümü) Nedir? Faydaları Nelerdir?

0

Goji Berry (Kurt üzümü), elips şeklinde, parlak kırmızı renkte meyve veren, boyu 1 ile 3 metre arasında değişen yüksek bir çalı türüdür…

Beslenme uzmanları Goji Berry’i yeni gençlik çeşmesi olarak tanıtıyorlar. Bu parlak turuncu renkli meyveler yüzyıllar boyunca Çinliler ve Tibetliler tarafından tüketilmesine rağmen, insan ömrünü uzatma etkisinden dolayı, bütün dünyanın dikkatini yeni çekmiştir.

Türkiye’de de parlak turuncu – kırmızı renkteki Goji Berry meyveleri bütün dünyada olduğu gibi ilgi görerek tüketilmeye başlanan meyveler arasına girdi.

Goji bitkisi – kurt üzümü, yaprak döken patlıcangiller ailesine ait iki meyvedir. Gojinin bu iki türü Lycium barbarum ve Lycium chinense olarak bilinir. Bu bitkiler çoğunlukla ılık ve tropikal iklime yakın yerlerde bulunur ve inanılmaz sağlık faydaları nedeniyle Çin’de geniş ölçüde yetiştirilirler. Çin’in yanı sıra, Tibet ve Moğolistan’ın Himalaya bölgelerinde yetişir.Anavatanı Himalayalar olan bu efsanevi kırmızı meyvenin neredeyse her gün yeni bir faydası keşfediliyor. Çin’de bin 700 yıldır kullanılan goji berry sayısız faydasıyla tüm dünyanın dikkatini çekiyor.

İşte Yaşam Kalitesini Arttıran Goji Berry’nin En Çok Bilinen Faydaları

· Yaşlanmayı yavaşlatır!

Sağlıklı bir yaşamın en önemli göstergelerinden biri de yaşlanmanın geciktirilmesi. Goji berry zamanı bir sayaç gibi sıfırlayamıyor ama hiç değilse etkilerini azaltıyor. Lifli yapısı ve etkili anti oksidan özelliğinden dolayı goji berry anti aging yani yaşlanma karşıtı görevini görür ve cildin yaşlanmasını yavaşlatır. Bunun dışında cilt üzerinde serbest radikallerin olumsuz etkilerini kırarak cilt kanseri gibi, ciddi sağlık sorunlarının oluşma riskini azaltabilir.

· Anksiyete ve depresyonu hafifletir. 

Goji içerisinde barındırdıkları ile depresyon, anksiyete ve diğer psikolojik sorunların giderilmesine yardımcı olur. Bu yönüyle Çin’de yaşam enerjisinin arttırdığına inanılır. Depresyonun etkilerini gidermek için modern tıptan önce başvurulan geleneksel bir reçetedir.

· C vitamini deposu

Bağışıklığı arttırıcı etkisiyle C vitamini soğuk algınlıklarına karşı bulunmaz bir maden gibidir. Goji berry de C vitamini bakımından öyle zengindir ki, portakaldan 3 kat daha fazla C vitamini içerir. Havaların bir sıcak bir soğuk seyrettiği bahar günleri için eşsiz bir önlemdir.

· Yağ yakmak için birebir

Goji berry 19 farklı amino asit içerir. Proteinin yapı taşı olan amino asitler de kasların yenilenmesi ve büyümesini sağladığı gibi, yağ yakımını hızlandırır. Yani yağ biriktirmeden güç ve kilo kazanmak isterseniz amino asit bakımından zengin gıdaları tercih etmelisiniz. Fakat beraberinde bolca su içmeyi unutmayın.

· Sindirimi kolaylaştırır

Uzakdoğu’nun bu gizemli meyvesi, sindirim sorunlarını gidermeyi de sağlıyor. Gastrit gibi mide sorunlarının düzelmesi için oldukça yardımcı oluyor. Bunun için goji berry suyunun daha etkili olduğuna dikkat çekiliyor.

· Doğurganlığı artırır

Goji, gene Asya ve Uzak Doğu ülkelerinde kısırlık tedavisi için kullanılıyor. Erkeklerde ise, goji polisakkaritlerinin sperm hücrelerinin canlılığını sağladığı ve testisteki hücrelerin stres kaynaklı azalmalarını ve ölümlerini engellediği ortaya koyulmuştur.

· Şeker ve insülin seviyesini düzenler

Çin’de oldukça eski zamanlardan beri özellikle Tip 2 diyabette tedavi amaçlı goji berry kullanılmaktadır. Tip 2 diyabet de bilindiği gibi dünyada en sıklıkla görülen diyabet tipidir. Tip 2 diyabetli kişilerde, insülin üretimi azdır veya onu yeterince kullanamazlar. Goji berry de bu noktada devreye girer, şeker ve insülin seviyesini düzenler. Ancak ilaç kullanan diyabet hastaları goji berry yemeden önce mutlaka hekime danışmalıdır.

· Kolesterol seviyesini düzenler

Zayıf olmak kolesterol etkilerinden uzak olmak anlamına gelmez, çok ince insanlarda bile kolesterole rastlanabilir. Kolesterolün en büyük nedeni ise diyet ve yaşam tarzımızdır. Goji de, kötü kolestrole karşı savaş açar.

· Görme bozukluklarına iyi gelir

A vitamini, zeaksantin, beta karoten gibi göz sağlığı açısından hayati önem taşıyan mineral ve vitamin içeren goji berry göz sağlığına da faydalıdır. Goji berry içerdiği bu besin ve minerallerin yardımıyla katarakt oluşmasını önlediği gibi, yaşlanmadan kaynaklanan görme sorunlarına yakalanma riskini azaltabilir.

· Enerji verir

Dinlenmiş bir beden ve berrak bir zihinle güne başlamak gibisi yoktur. Ağrılara ve halsizliğe olan etkisi nedeniyle geleneksel Çin tıbbında baş ağrısı ve sersemlik hissinin giderilmesi için en çok başvurulan doğal kaynak da goji berry’dir. Yalnız goji berry’i uykudan önce almamaya dikkat etmelisiniz.

Goji Berry’nin Yan Etkileri:

Aşırıya kaçmadan tüketilirse, yapılan her araştırma önemli yan etkiye yol açtığını bulamamıştır. Ancak, potansiyel yararlarının yanında, fazla kullanımının yol açtığı bazı yan etkiler bildirilmiştir.

  • Polene karşı alerjisi olanlar bu meyveden uzak durmalı ya da meyveyi ve özünü kullanmadan önce bir doktora danışmalıdır. Yan etkileri zor nefes alma, kurdeşen, bulantı ve baş dönmesini içerir.
  • Bu meyve alkaloid atropin içerir ve fazla doz atropin kusmaya, bulanık görmeye, ağız kuruluğuna ve kafa karışıklığına neden olabilir.
  • Goji suyunun ve Goji parçalarının çoğu önemli yan etkileri, bazı ilaçlarla etkileşimi sonucunda oluşur. Goji kökü familyasının, yüksek tansiyon ilaçlarıyla etkileşime geçtiğinde kan basıncında anormal düşüş ya da düşük tansiyona neden olabilir.
  • Benzer olarak, diyabet ilaçları kullananlarda, goji alımı kan şekerini düşürebilir ve baş dönmesi ve bayılma gibi yan etkiler üretebilir.
  • Yüksek tansiyon ve diyabet ilaçlarının yanı sıra, bu meyve kan damarlarındaki kan pıhtılaşmasını engelleyen pıhtı önleyici bir ilaç olan Varfarin ile de karşılaşır. Bu meyvenin Varfarin ile etkileşimi kanama riskini arttırır. Yani, Varfarin gibi ilaç kullanan insanlar sadece bu meyve için değil diğer otlar ve bitkisel ilaveleri tüketirken de uygun önlemleri almalıdırlar.
  • Gojiler yüksek oranda selenyum içerirler. Vücut için az bulunan bir elementtir, nadir durumlarda, çok yüksek selenyum dozu doğuştan olan kusurlara ve kadınlarda doğurganlığı azaltmaya, sinir bozukluklarına ve mide ve de bağırsak sorunlarına yol açabilir.
Kaynak: İndigo Dergisi
Reklam

Gündemin En Merak Edilen Sorusu: Protein Tozu Trans Yağı İçerir mi?

0

Varsayım: Prof. Dr. Canan Karatay, sporla ilgilenen birçok kişiyi tedirgin eden bir açıklamada bulundu: “Vücut yapanlara ve yaptıranlara söylüyorum. En tehlikelisi protein tozlarıdır. En tehlikelisi sporculara ‘adale yapacağım’ diye verilen protein tozlarıdır. Trans yağ doludur. Bundan tamamen uzaklaşmak lazım. Hatta ithalini bile yasaklamak lazım.”

Bilimsel gerçek: Karatay’ın bu görüşünün doğru ve gerçek olmadığını gösterir pek çok bilimsel bilgi var. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki FDA ve Avrupa Birliği’nden gelen tüm ürünlerde trans yağı miktarı etikette belirtilmek zorundadır.Ayrıca protein ve trans yağı birbirinden bağımsız iki üründür. Dolayısıyla protein tozu içerisinde trans yağı bulunmaz.

Bütçenizi sarsmadan satın alabileceğiniz protein tozu seçenekleri için “En Uygun Fiyatlı 5 Protein Tozu” makalemize mutlaka göz atın!

Gelin, şimdi bu varsayımın gerçeği yansıtmadığını gösteren bilimsel kaynaklı bilgilere tek tek bakalım!

Yağ ve Trans Yağ Nedir?

Yağlar iki gruba ayrılır: doymuş ve doymamış yağ asitleri. Trans yağı doymamış yağ asitlerinin hidrojenle işlemden geçirilmesi sonucu oluşur. Trans yağlar vücudun ihtiyacı olmayan bir üründür. Bunun sebebi ise vücutta bulunmasının kroner kalp hastalıkları ve diyabet ile ilgili önemli rahatsızlıklara yol açabiliyor olmasıdır.

Trans yağların özellikle ülkemizde domuz ürünü olduğuna dair bir algı oluşmuştur ki bunu düzeltmemiz gerekiyor. Trans yağı domuz ürünlerinden üretilebileceği gibi aklınıza gelen bütün bitkisel ve hayvansal yağ kaynaklarından üretilebilmektedir. Yani trans yağ demek üründe kesinlikle domuz ve domuz katkısı bulunuyor demek değildir.

Doymamış yağların hidrojenle işleme tutulması ile oluşan trans yağı, 1950lerde paketlenmiş ürünlerin artması ile birlikte hayatımıza iyice yerleşmiş. Aslında trans yağı çok az miktarda olmak üzere doğada da mevcut. Burada doğada bulunan trans yağı ile endüstriyel üretim sonucu oluşan trans yağı arasındaki farkı belirtelim: doğadaki trans yağının HDL (iyi huylu kolesterol) ve LDL (kötü huylu kolesterol) ’yi aynı anda yükselttiği görülürken endüstriyel trans yağların yalnızca LDL’yi yükselttiği görülmüş.

Bir de yüksek sıcaklıkta sürekli ısıtılan bitkisel yağlar da trans yağına dönüşmektedir ki, burada aklınıza kızartmalar gelecektir…

Trans Yağ Nerelerde Bulunur?

Trans yağının 1900lerin başlarında kimyasal keşfi sürerken 1950lere geldiğimizde margarin vb ürünler olarak hayatımıza katıldığını görüyoruz. Trans yağı, bir anda paketli ürünlerde ve fast foodlarda kullanılmaya başlanması, kızartmalara eklenmesi, patlamış mısırda bulunması derken büyük bir hızla günlük hayatta egemenlik kuruyor. 2000lerin başlarında ise tüm zararlarının kabulü ile ülkeler peş peşe trans yağı kullanımı ile ilgili kanunlar çıkarmaya başlıyor. Türkiye dahil birçok ülkede trans yağı kullanımı belli miktarların dışına çıkamıyor, kullanımı dahilinde ürün paketinde belirtilmesi zorunlu kılınıyor. FDA ve Avrupa Birliği’nden gelen tüm ürünlerde etiket zorunluluğu mevcuttur ve eğer ürün trans yağı içeriyorsa bunun etikette belirtilmesi de zorunludur. Bir ürünün içerisinde trans yağı olup olmadığının kontrolünü üzerinde bulunan etiketlerde görebilirsiniz.

Proteinin İçerisinde Trans Yağı Bulunur mu?

3 temel makro besinden biri olan protein, amino asitlerin bir araya gelmesi ile oluşan organik bileşiklerdir. Protein sentezi vücudunuzda yapıldığı gibi protein içeren bitki ve hayvansal ürünlerden de direkt olarak alınabilir. Vücudumuz için elzem olan diğer iki makro besin ise karbonhidrat ve yağdır. Yapıları gereği bu 3 besin birbirlerinden farklıdır. Proteinin içerisinde yağ bulunmaz. Bir yağ çeşidi olan trans yağı da proteinde bulunmaz.

En iyi protein tozlarının hangileri olduğunu öğrenmek için “Gözü Kapalı Alabileceğiniz Piyasadaki En iyi 6 Protein Tozu” yazımıza kesinlikle göz atın!

Amerika’dan gelen ürünlerde etiket zorunluluğu ve 2017’den beri trans yağı içerik yasağı:
https://www.fda.gov/Food/IngredientsPackagingLabeling/FoodAdditivesIngredients/ucm449162.htm
Avrupa’dan trans yağı kullanımı ile ilgili gereklilikler:
http://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/BRIE/2016/577966/EPRS_BRI(2016)577966_EN.pdf
https://ec.europa.eu/food/sites/food/files/safety/docs/fs_labelling-nutrition_trans-fats-report_en.pdf
Protein Tozları ile ilgili kaynak:
https://examine.com/supplements/protein-supplement/
Reklam

1000 Kalori Yakın: Güç Antrenmanı ve Kürek Antrenmanı!

0

Kendi limitlerinizi kendiniz belirleyerek, basit bir antrenman şemasıyla yüksek miktarlarda kalori yakabilirsiniz. Tek ihtiyacınız olan ekipmanlar: dambıllar ve row makinesi. Tüm vücudunuzun çalışacağını da belirtmekte fayda var!

Bu 5 turluk, 5 egzersizlik istasyon çalışmasıyla gerçekten yorucu bir antrenman geçireceksiniz. Üstelik antrenman bittikten sonra dahi vücudunuz kalori yakmaya devam edecek.

Basit ve etkili hareketlerle, kendi limitiniz dahilinde kendinizi zorlayarak büyük miktarda kalori yakabilirsiniz.

1000 Kaloriye Yakın Miktarda Enerji Harcatan Antrenman!

5 egzersizi 5 tur, vereceğimiz şekilde uygulayacaksınız. Turlar arasında yalnızca çok zorlandığınızı hissettiğinizde dinleneceksiniz.

500 metrelik kürek çekişiyle başlayarak, her bir turda 100 metre daha ekleyeceksiniz. Yani son turda 900 metre kürek çekeceksiniz. İşte bu detayla birlikte diğer egzersizler:

  • 500 metre kürek (her tur 100 metre ekleyerek)
  • Lunge ardından biceps curl, sağa ve sola 15’er tekrar
  • Thruster (front squat sonrası overhead press), 15 tekrar
  • Dumbbell woodchops, sağa ve sola 15’er tekrar
  • Tekrar 500 metre kürek (her tur 100 metre ekleyerek)

Gördüğünüz gibi her tur kürekle başlıyor ve kürekle bitiyor. Bu nedenle kürek çekmeyi iyi bilmeniz gerekiyor.

Kürek Çekmeyle İlgili Önemli Bilgiler

Genellikle daha hızlı kürek çekmek, daha çok mesafe katetmek olarak algılanıyor. Bu şekilde kalp atışınız artabilir, ama katettiğiniz mesafe çok da artmayacaktır.

Kürek çekerken ayağınızı sabitlediğiniz kayışları mümkünse ayak parmaklarınıza denk getirmelisiniz. Omurganız dikken önce bacaklarınızı kilitleyerek yaptığınız itişle harekete başlamalısınız. Arkaya doğru sırtınızı götürmek en sondan bi önceki hamlenizken, kollarlı çekmek en son hamleniz olmalı.

Gücünüzü ağırlıklı olarak bacağınızdan almalısınız. Eğer kollarınıza fazla yük biniyorsa, bir yerde yanlışınız var demektir.

Acele etmeyin, her tekrarda doğru formla gücünüzü tamamen makineye aktarın. Bu şekilde bu egzersizden çok verim alacaksınız!

Sağlıklı ve sağlıksız yiyeceklerin kalori karşılaştırmaları için tıklayın.

Reklam

Partnerinizle Yapabileceğiniz ve Antrenmanı Daha Eğlenceli Yapacak 5 Hareket

0

Hem yalnızca vücut ağırlığınızı kullanacağınız, hem de partnerinizle birlikte eğlenirken motive olacağınız bir antrenman yapmak istemez miydiniz?

Bizce isterdiniz. Üstelik araştırmalara göre antrenman partneri, antrenman motivasyonunu ciddi oranda arttırabiliyor. Bu bilgi dahi eğlenceli bir antrenmanı denemeye değer kılıyor.

Spor ayakkabılarınızı hazırlayın, en iyi arkadaşınızı arayın, yanınıza su alın ve antrenmana hazır olun! Biz de size antrenman partnerinizle yapabileceğiniz 5 hareketi açıklayalım:

Alkışlı Mekik

Partner sit-ups train abdominals.

Partnerinizle ayaklarınız iç içe geçecek şekilde uzanın. Karşılıklı uzanın ki hem ayaklarınız iç içe geçsin hem de mekik çekerken birbirinizi görebilin.

Sonrasında her çektiğiniz mekikte ellerinizle birbirinize çakın! Karın kaslarınızı sıkarak kalkın. Ayaklarınızla da partnerinizi sabitleyin ki daha etkili şekilde kalkabilin. Bu şekilde 10 tekrarlık setler uygulayın.

Alkışlı Plank

Partner planks with claps are a great team-building way to fit in isometric training.

Şınav pozisyonu olan ellerin yerde olduğu plank duruşuna geçin. Kalçanızı ve karnınızı sıkıp stabil hale getirin.

Partnerinizle yine karşı karşıya geçin ve tuttuğunuz süre sonrasında birbirinize çakın. 10 kez, tuttuğunuz süre kadar plank pozisyonunda kalmaya çalışın.

Partner Destekli Pistol Squat

Use your partner for support in pistol squats.

Bir yerden destek almadan pistol squat yapabilmek gerçekten zordur. Hareket ilk kez öğrenilirken de genellikle bir desteğe tutunmak önerilir.

Partnerinize destek olup partnerinize destek olarak hem iki farklı antrenman birden yapmış olursunuz, hem de tek ayakla dibe inilen bu squat varyasyonunu daha rahat yapabilirsiniz.

Hangi ayağı devre dışı bırakıyorsanız, partnerinizin o taraftan uzaklaşmış olmasına dikkat edin. Çünkü bacaklarınızı tamamen uzatıyor olacaksınız!

5 tekrarlık setler uygulayabilirsiniz.

Dips ve Squat Statik Bekleme Bir Arada

Partner squat holds and dips train your total body.

Partnerinize dips yapabileceği bir mekanizma yaratmak için, dizlerinizi öne götürerek yarım squat pozisyonunda durun. Sizin için o pozisyonu korumak bir antrenmanken, partneriniz için de dips bir antrenman olmuş olacak. Sonra eşleri değiştireceksiniz.

Yine 2 antrenmanı bir arada yapmayı sağlayan bu partnerli egzersizle tüm vücudunuzu çalıştırmış olacaksınız.

Squat pozisyonundayken, sağlam ve stabil durduğunuzdan emin olun. Dizlerinize gereğinden fazla yük binmesine izin vermeyin.

10-15 tekrarlık setler uygulayın.

Squat ve Şınav Bir Arada

Partner squats and push-ups are a total-body burner.

Partnerinizi ayak bileklerinden sıkıca kavrayın ve ona şınav pozisyonuna geçmesi için zaman tanıyın.

Sonrasında o şınav çekerken, siz de squat yapın. Daha sonra eş değiştirin.

10 tekrarlık setlerle bu egzersizi uygulayın.

Reklam

Bağırsağınızdaki Gaz Ne Tür Bilgiler İçeriyor Öğrenmek İster misiniz?

0

Kaynak: BBC Türkçe

Bağırsaklardaki gaz vücut sağlığı açısından önemli bir gösterge olabilir.

Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nden Peter Gibson, “Çıkardığınız gaz bağırsakların sadece son 20 cm’ine dair bilgi verir” diyor. Gibson’un amacı, sindirim kanalının ilk 130 cm’lik kısmı hakkında bilgi edinmek.

Sindirim genler, beslenme tarzı, metabolizma ve vücuttaki sayısız mikroorganizma arasındaki etkileşimle ilgili bir olgu. Bunların her biri gaz yapan yan ürünlerde kendi izini bırakır.

Bu nedenle çıkarılan gazın bileşiminde herhangi bir değişim, sindirim kanalıyla ilgili ciddi hastalıkların habercisi olabilir.

“Bu konuda çok az şey biliyoruz, bağırsaklarda olup bitenlerin özüne inmesi oldukça zor” diyor Gibson.

Gibson’un ekibi bu amaçla yaptığı araştırmada, sindirimin her aşamasında ortaya çıkan gazı ölçmeye çalışıyor.

Hidrojen ve Metan

Bağırsakta fazla miktarda hidrojen ve metan gazı ortaya çıkması karbonhidratların emilimine dair bir soruna işaret edebilir.

Nişasta ve şekerin emiliminin uzaması bağırsakta fermantasyona yol açar.

Aşırı metan gazı ayrıca bağırsak hareketlerini kesintiye uğratabilir. Örneğin, kısaca IBS olarak bilinen huzursuz bağırsak sendromu olan insanlarda kabızlık nedeni olabilir.

Bu metan gazının nerede ortaya çıktığını kesin olarak bilmiyoruz. Uzmanlar kesin olmamakla beraber bu gazın kalın bağırsağın alt kısımlarında oluştuğu kanısında.

Dışarı çıkan gaza o kötü çürük yumurta kokusunu veren ise hidrojen sülfürdür. Dar alana sıkıştığında verdiği rahatsızlığın yanı sıra, sürekli aşırı miktarda gaz bağırsak zarında bir sorun, bağırsak iltihabı ya da kalın bağırsak kanseri belirtisi olabilir.

Ölçme sorunu

Dışarı çıkan gaz miktarı bugüne kadar ancak dolaylı yollardan ölçülebiliyordu.

Kulağa ilginç gelse de, bu gazı ölçmenin en yaygın yöntemi nefes testi. Bazı gazlar kana karışıp akciğerlerde salındığı için bağırsaktan çıkan gazın bir kısmı da ağızdan çıkıyor denebilir.

Ancak gazın vücudun neresinden kaynaklandığına dair bir bilgi içermiyor bu yöntem. Ayrıca vücut kokusu, dişer arasındaki bakterilerin ürettiği gazlar gibi unsurlar bu ölçümü yanlış da yönlendirebilir.

Başka bir yöntem ise dışkı örneğini fermantasyona uğratmak. Bu yolla ortaya çıkan gazlar anüsten çıkan gaza benzerlik gösterecektir. Ancak yine bu şekilde sindirimin ilk aşamalarına dair sorunlar tespit edilememiş oluyor.

Kapsül yutmak

Gibson’un ekibi bu soruna çözüm bulduklarına inanıyor. Bir kapsül büyüklüğündeki sensör yutuluyor. Sindirim sistemi boyunca yol alan kapsül düzenli aralıklarla gaz örnekleri alarak verileri bilgisayara naklediyor.

Kapsül ayrıca vücut ısısı ve asit oranı gibi bağırsağa ait diğer bilgileri de topluyor. Böylece dışkıyla atıldığında haberdar oluyorsunuz.

Bu şekilde doktorlar her aşamaya dair verileri elde edebiliyor. İlk denemeler domuzlar üzerinde yapıldı. Kapsülün birkaç ay içinde insan üzerinde de denenmesi planlanıyor.

İnsan kullanımı için de güvenli ve etkili olduğu görülürse Gibson bu kapsülü kullanarak farklı hastalıklar ve farklı yaşam tarzlarına ait gaz örneklerini içeren bir veri tabanı oluşturmayı hedefliyor.

‘Heyecan verici’

Bu yolla farklı hastalıklara yönelik tedavilerin doğrudan etkisini görmek de mümkün olabilir.

Metan gazı kabızlıkla bağlantılı görüldüğü için Gibson bu gazın nerede ve hangi aşamada üretildiğini tespit etmek istiyor.

“Basit beslenme değişiklikleri ya da kabızlık giderici ilaç sayesinde metanı azaltacak bir şeyler yapılabilir. Ama ölçüm yapmadan bunu bilemeyiz” diyor Gibson.

Gibson bu konuda oldukça hevesli. “Çok heyecan verici; konuyu daha iyi anladıkça daha fazla potansiyel görebiliyoruz” diyor.

Reklam

Güç Antrenmanlarında Kalça Kaslarınızı Daha İyi Kullanabilmenize Yarayacak 4 Taktik

0

Kalça kaslarını iyi kullanabilmek, güç antrenmanları için çok büyük öneme sahiptir. Çünkü aktif olarak kullanılabilen kalça, vücudun en büyük kas grubu olarak çok fazla yük kaldırabilir.

Bu sayede hem hareketler efektif şekilde uygulanabilir, hem de bel sakatlığı gibi sakatlıklardan yükün büyük kısmını kalçaya transfer ederek uzaklaşılabilir.

Zayıf kalçaları olan insanlarda bel sakatlıkları çok daha yaygındır. Bu nedenle yaptığınız genel egzersizler ve kardiyolar dışında, kalçalarınızı kullanmaya yönelik egzersizler de uygulamalısınız.

İşte kalça kullanımı için işinize yarayacak 4 taktik:

Hip Flexor Esnetmeleri Uygulayın

Gergin hip flexor, kalça kullanımını olumsuz etkiler. Bu nedenle antrenmanlardan önce hip flexor esneten dinamik hareketler uygulamalısınız.

Lunge, kalçadan dibe inişle uyguladığınızda çok iyi bir hip flexor esnetmesidir. Vücut ağırlığınızla bacak başına 5-10 tekrarlık lunge setleri uygulayıp, hip flexor esnemesine odaklanarak kalça aktivasyonunu arttırabilirsiniz.

Pelvis Hakimiyetini Arttırın

Image result for cat and camel gif

Pelvis hakimiyetinin artması, kalçanızı daha iyi kullanabilmenizi sağlar. Hakimiyeti arttırmanız için birçok egzersiz mevcut.

En iyi seçeneklerden biri cat & camel egzersizidir. Pelvis rotasyonunun mümkün olduğu tüm hareket mesafesini katetmenizi sağlayan bu egzersiz, hem daha iyi kalça kullanımı sağlar hem de squat ve deadlift gibi egzersizlerdeki postür hakimiyetinizi arttırır.

Glute Bridge Uygulayın

Image result for glute bridge gif

Hip flexor esnetmenizi yaptınız. Artık pelvis rotasyonunu da kavradınız. Sıra kalça kullanımında bilinçlenmenizi sağlayacak egzersizlerde!

Glute bridge, kalçayı izole olarak çalıştırdığı için kalça kullanımını çok iyi kavratır. Bu nedenle çok işlevseldir.

Dizleriniz kırık bir şekilde yere uzanıp, ellerinizi yanlara açıp, kalçanızı yukarı kaldırıp kilitleyin. Daha iyi kalça aktivasyonu için dizlerinizi yana açın. Bu şekilde 10 saniye kalçanızı kasılı tutun. Yalnızca kalçanızı kasmaya çalışın. 2-3 set, 6-8 tekrarlık setler uygulayın. Kalçanızın gücünü farkettiğinizde şaşıracaksınız!

Öğrendiklerinizi Deadlift ve Squat Egzersizlerinde Uygulayın

Artık kalça kası kullanımı ile farkındalığı da elde ettiniz. O halde squat egzersizinin dibinde ve deadlift egzersizinde ağırlığı kilitlerken çok daha aktif bir kalça kullanımına sahipsiniz.

Bu sayede hem daha verimli şekilde egzersiz uygulayabileceksiniz, hem formunuz daha iyi olacak, hem de ağırlıklarınız artacak.

Deadlift yaparken kalçanızı kasarak hareketi bitirin, hatta kalçanızı bara doğru ateşleyin! Squat yaparken de adeta dipten zıplayacağınızı düşünerek kalçanızı kullanın. Formunuzun değişimine şaşıracaksınız.

Reklam

61 Yaşındaki Eski Bikini Modeli Genç Görüntüsünün Sırlarını Açıkladı!

0

61 yaşındaki Yazemeenah Rossi, Fransa’nın İtalya’ya komşu adası Korsika’da doğmuş. Eski bikini modeli olan Rossi, gençliğinde sahip olduğu güzelliğini hâlâ koruyabilen ender modellerden biri.

 

Yazemeenah Rossi hâlâ modelliğe devam ediyor,

Geçtiğimiz yılın başlarında da bir mayo markasının çekimlerinde modellik yapmış.

 

Rossi’nin cildinin güzelliği insanı hayrete düşürüyor,

Yazemeenah @hotelcaladigreco_bonifacio . My body …my temple… my teacher… I witness that on the long run a simple daily practice and healthy diet gives results without being under hard diet, intensive sport practice and frustration. I love food…while aging I become quite “lazy”in fact simply because there is a need for the body to rest. I eat everything in moderation and practice a little of basic Yoga everyday since more than 30 years and it works. Resting is very important, I was not realizing this when I was younger, now I slow down since some years… if I overwhelm my body he will found a way to make me stop to get the rest he needs like recently. I lived some intense weeks traveling a lot, working and dealing with a lot of issues and got sick because it was too much to deal with and I had needed to rest . I got the flue during my trip en Germany and still had it some days after coming back in Corsica and during my stay at Cala Di Greco .The dive in a lake at sunset in Germany for a tv commercial has been quite dense on my body already weakened by long trips without recovery… as this stay in this beautiful luxury resort was planed for a shooting I did not canceled it and took on the few energy I had left to shoot and became much more sick and very down my body haven’t got the rest he needed it after Germany. It is a good experience that deepened even more my already fine consciousness about my body’s needs. It is by the body that I learnt the more about myself, it is such a wonderful allie to live fully the human experience. We have to cherish our precious vehicle because only us are in our skin and can do the work for ourselves. Dedication and respect are keys for wellbeing. . . . . . . . . #body#needs#resting#temple#precious#amazing#vehicle#human#experience#fitbody #dedication#love#resoect#selfportrait#fashion #fashionshooting#selflove#yogabody #yogalover#fitness#diet#foodlover#corsica#bonifacio#bikini#

A post shared by Yazemeenah Rossi (@yazemeenah) on

Kendisine güzelliğinin sırrı sorulduğunda ise zeytinyağı ve avokadoyu gösteriyor.

 

Yazmeenah Rossi, Korsika’da yaşadığı yıllardan beri yemek yaparken sadece zeytinyağını tercih ediyormuş,

Ayrıca zeytinyağını cildinde ve saçlarında da kullanan Rossi ek olarak kanola yağının saçlarının dalgasına iyi geldiğini söylüyor.

 

Sosyal medyanın insanlara sürekli bir şeyler satmaya yönelik hareket ettiğini düşünen Rossi,

pazarlama ürünleri yerine şeker ve zeytinyağı kullanarak kaptığı karışımı yüz maskesi olarak kullanıyor.

 

Tabii sadece sürdüğünüz yağların değil beslenmenizin de cildinize katkılarına değinen Rossi,

Zeytinyağının yanısıra her gün 1 avokado tükettiğini de dile getiriyor.

 

Yazmeenah Rossi, cildiniz için en iyi yapabileceğiniz şeyin sağlıklı yağ tüketmek

Lifting up ?… The way we seat affects our whole body . The easiest way to stay aligned is in the Lotus pose on the floor , it is very hard to slouch in Lotus . The only time I am seated on a chair is at my desk facing my computer and I am thinking of a way now to be seated in Lotus while working on my computer as well . I feel so much lifted when seated in Lotus than on a chair … Our daily habit make our body how it is … 3 times a day seated at a table to eat if not both hands on the table creates a twist in the spine … I often hear people complaining about back pain and when I see them eating I understand why … one hand under the table , slouching sideway is not good at all and so unpleasant to see when you have someone facing you while eating who is not straight but twisted on one side… All my childhood I heard adult telling me about to stay straight at table , both hands on the table , use your knife and fork together!!! … it was not pleasant to me , adults where boring… but when I grew I always thought of them and thank them for having educating me that way . Postural habits are more important than we can believe. When aligned and erected all the organs inside are at their right place not compressed and all can flow. A good posture has an effect not only physically but on all other levels , it also gives a good complexion by the blood flow … . . . . . . #iphone7plus #posture#swimsuit#bikini#beachlife#over60 Health#malibu#california #usa #noretouch#feelyounglookyoung #diadermine#

A post shared by Yazemeenah Rossi (@yazemeenah) on

Ve egzersiz sırasında düzgün bir şekilde hava alabilmesini sağlamak olduğunu düşünüyor.

 

Hiç işlenmiş, dondurulmuş ya da mikrodalga fırın ürünü tüketmediğini belirtiyor ve

Sadece organik yiyecekleri tercih ettiğini söylüyor. Balık ve et de dahil olmak üzere sosyal medyada popüler olmadan önce de sağlıklı beslendiğini dile getiren Rossi, 61 yaşında hâlâ mükemmel bir cilde sahip olabilmeniz için beslenmenize dikkat etmenizi belirtiy

 

Reklam