Fit Hub Blog Sayfa 104

Sporcular İçin Az Kalorili Beşamel Sos Nasıl Yapılır?

0

Herkes kağıdı kalemi alıp toplaşsın, mükemmel bir tarifle karşınızdayız: sporcuların ikinci kere düşünmeden keyifle yiyebileceği az kalorili beşamel sos yapıyoruz!

Öncelikle beyaz sos olarak da bilinen beşamel sosu ufakça övelim, fırında karnabahar yemeği mi dersiniz, lazanya mı yoksa tavuklu patatesli yemek mi… Beşamel sosun yakışmadığı hamur işi ve et yemeği bizce yok. Yalnız bu sos ne kadar lezzetli, kokusu ne kadar hoşsa, sporcular için yüksek kalori değerleri ile bir o kadar tehlikeli. Neden mi?

Beşamel Sos Nasıl Yapılır?

sporcular-icin-az-kalorili-besamel-sos

Bu sorunun cevabı beşamel sosun kalorisinin alarmı oluyor. Klasik olarak bu sos tere yağı, süt ve beyaz unun karıştırılıp kremamsı bir kıvama getirilmesi ile elde edilir. Bu 3 malzeme de kalori değerleri bakımından çok fazla tercih edilmeyecek türden. Yani esasında sadece sporcular da değil herkes beşamel sos tüketirken dikkat etmeli.

Sporcular ve Yediklerine Dikkat Edenler İçin 3 Farklı, Az Kalorili Beşamel Sos Tarifi:

Beyaz sosun lezzetinden mahrum kalmak istemiyorsanız ancak yaptığınız sporun boşuna gitmesini de istemiyorsanız seçtiğiniz malzemelere dikkat etmeniz gerekiyor. Un, süt ve tere yağı yerine alternatif malzemeler deneyerek kendi damak tadınıza uygun bir beşamel sos hazırlayabilirsiniz. Unutmamalısınız ki spor, beslenme ile desteklenmediği sürece hedeflerinize ulaşma konusunda yetersiz kalacaktır.

Aşağıda 3 farklı beşamel sos tarifi için malzemeleri sıraladık:

#1

3 yemek kaşığı gram buğday unu

2 bardak süt

Bir tutam tuz ve karabiber

#2

6 yemek kaşığı tam buğday unu

3 bardak yağsız süt (ya da az yağlı)

1 tatlı kaşığı tere yağı

Bir tutam tuz ve karabiber

#3

6 yemek kaşığı tam buğday unu

3 bardak yağsız süt (ya da az yağlı)

1 tatlı kaşığı hindistan cevizi yağı

Bir tutam tuz ve karabiber

sporcular-icin-az-kalorili-besamel-sos

Sporcu dostu düşük kalorili beşamel sos tariflerinden ilkinde esas tariften yalnızca tereyağını çıkarıyoruz. Ancak diğer tariflerde alternatif olarak az yağlı süt, tam buğday unu ve hindistan cevizi yağı tercih ediyoruz. Tam buğday unu hem besin değeri bakımından beyaz una göre daha güçlüdür hem de daha az kalorilidir. Aynı şekilde hindistan cevizi yağı da tereyağına göre daha iyi bir seçenektir. 2. ve 3. tariflerde ilave yağ kullandığımız için sütü mükün olduğunca yağsız tercih ediyoruz. Böylece sporcular için de beşamel sos yapımı kolaylaşmış oluyor.

Az Kalorili Beşamel Sos Yapılışı:

Orta derece ateşte sos tavanıza tüm malzemeleri ekleyerek topak kalmayıncaya kadar karıştırın. Kıvamını ayarlayabilmek için bir miktar daha süt ya da un ekleyebilirsiniz. Yaklaşık 10 dakika içerisinde sosunuz hazır olacaktır.

Bu sosu beşamel soslu mantar, beşamel soslu fırında makarna, beşamel soslo karnabahar ve ıspanak yaparken kullanabilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun!

Yedikçe Yiyesiniz Gelecek Proteini Bol Enfes Cheesecake Tarifi!

Reklam

Yağsız Kas Kütlesi İsteyen Sporcular için Protein Kaynakları

1
protein-iceren-besinler

Protein Nedir? Proteinin Yapısı Nasıldır?

Protein, kas kütlesi oluşturmak için gerekli olan bir makro besindir. Genel olarak en iyi protein kaynakları hayvansal ürünlerde olarak görülse de, kuru yemiş ve baklagiller gibi başka kaynaklar da doğal protein içerir. Üç farklı makro besin vardır. Bunlar protein, yağ ve karbonhidrat olarak sıralanabilir. Makro besinler, vücuda kalori ve dolayısıyla enerji sağlar. Örneğin her bir gram protein 4 kalori içerir. Protein, bir kişinin vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 15’ini oluşturur.

Kimyasal olarak protein, karbon, hidrojen, azot, oksijen veya sülfürden oluşan organik bileşikler olan amino asitlerden oluşur. Bu noktada amino asit nedir sorusu akla gelebilir. Amino asitler proteinlerin yapı taşlarıdır ve proteinler de kas kütlesinin yapı taşlarıdır. Amino asit, tüm metabolik süreçler için kesinlikle gerekli olduğundan yaşamsal süreçlerde büyük bir öneme sahiptir.

Yağsız Kas Kütlesi Arttırma

yagsiz-kadin

Kas kazanmak ciddi bir iştir. Yanlış yiyecekler ile beslenmek bu büyülü işi bir anda tersine çevirebilir ve gelişme göstermenizin önüne geçebilir. Özellikle amacınız yağsız kas kütlesi kazanmak olduğunda, vücut geliştirme beslenme programı uygulamanız ve kalorileri azaltmanız gerekir. Ancak vücudunuzun kazanımı zor kas dokusunu katabolize etmediğinden emin olmak için bol miktarda proteine de ihtiyacınız vardır. Bu yüzden protein bakımından zengin besinler tüketmek iyi bir stratejidir.

Kaslarınızın mümkün olduğunca büyümesi için çalışırken, kas yapımı için gerekli olan amino asitler (proteinli yiyecekler aracığılıyla elde edilen) kadar kaloriler de kritik öneme sahiptir. Proteinden gelmesi gereken kalorilerin yüzdesi, vücut tipinize ve genetiğinize bağlı olarak değişiklik gösterir. Kas kütlesi ekledikçe yağ eklemeyi de tercih eden vücut geliştiriciler, daha yüksek oranda kalorisi olan proteinli besinler ile karbonhidrat tüketimine odaklanmalıdır. Ancak yağsız kas kütlesi için beslenme programı oluşturmuş bir kimse bu durumuna daha fazla dikkat etmelidir.

Fitness ve Vücut Geliştirme için En İyi Protein Kaynakları

protein-kaynaklari

Sporcular, sağlıklı ve dengeli beslenme listesi hazırlayarak ihtiyaç duyduğu proteini rahatlıkla alabilir. Bununla birlikte, daha fazla proteinin peşinde koşarken gerçekleştirilen sağlıksız bir beslenme düzeni, çoğu zaman proteinin yanı sıra yüksek yağ seviyeleri içerdiği için benimsenmemesi gereken bir durumdur. Eğer bu süreçte sağlıklı beslenme listesi oluşturulmazsa bahsedilen gereksiz kalorilerden kaçınmak neredeyse imkansızdır. Bu yüzden fitness ve vücut geliştirmek için beslenme programı hazırlamak en az sağlam antrenman yapmak kadar önemlidir. Bu programda başta protein ağırlıklı besinler olması gerektiği ise hiç bir şekilde atlanmamalıdır.

Sağlıklı kilo alma ve yağsız kas kütlesi kazanma sürecinde beslenme listenize ekleyebileceğiniz protein içeren yiyecekler ve özelliklerini sizler için derledik. Burada en yüksek protein hangi yiyecekte bulunur, ton balığı protein açısından ne kadar zengindir, bitkisel proteinler nelerdir gibi sorularınıza rahatlıkla yanıt bulabileceksiniz!

Sağlıklı Protein İçeren Besinler

Sağlıklı protein kaynakları, hem yağsız hem de yüksek proteinli olarak kabul edilen gıdalardır. Doymuş yağ ve şeker oranları düşüktür. Dolayısıyla tüm işlenmiş etler bu listenin dışında kalmaktadır.

Balık ve Deniz Ürünleri

deniz-urunleri

Balık muhtemelen sporcu diyeti için mevcut en sağlıklı protein kaynağıdır. Konserve ton balığı protein açısında mükemmel bir besindir. Ancak ton balığının yağını süzmeniz yağsız kas kütlesi arttırma hedefindeyseniz lehinize olacaktır. Ton balığı dışında protein anlamında en iyi balıklar uskumru, sardalya ile somon ve alabalık gibi derin deniz balıklarıdır. Yağlı balıklar, proteinin yanı sıra yararlı bazı esansiyel yağ asitleri içerir.

Tavuk ve Hindi Eti

Tavuk ve hindi çok iyi ve doğal protein kaynağıdır, aynı zamanda yağ oranları genellikle oldukça düşüktür. Yağın en fazla bulunduğu yer deri olduğundan tüketilmesi pek önerilmez. Vücut geliştirmede beslenme üzerine kafa yoran bazı kimseler daha fazla protein ve besin değerini bünyeye katmak için deriyi yemek gerektiğini söylese de özellikle yağsız kas kütlesi kazanmayı amaçlayan sporcular yağ oranının en düşük olduğu gögüs kısmını tüketmeyi tercih etmelidirler.

Yumurta

yumurta-ekmek

Yumurtalar protein içeren besinler arasında en sağlıklı olan yiyeceklerdendir. Yumurtadaki kolesterol sanılanın aksine aslında sizin için iyi olduğundan, kolesterol düzeylerinin yüksek olması konusunda endişelenmenize gerek yoktur. Özellikle yumurta akı büyük bir protein kaynağıdır ve yumurta sarısına göre daha az kaloridir. Bu yüzden birçok vücut geliştiricisi yumurtanın sadece beyazını tüketmeyi tercih eder. Ancak, yumurta sarısı da çok çeşitli besin maddeleri içerir. Bu yüzden genel sağlık için, yumurtayı bütün olarak tüketmelisiniz. Ayrıca yumurtayı bütün olarak hazırlanmak çok daha kolaydır. Yumurta protein açısından yüksek öneme sahiptir ve sıkça sorularan en yüksek protein hangi besindedir sorusunun da cevabı olabilir.  Yumurtada ne kadar protein var olduğu yumurtanın boyutuna göre değişmekle beraber 100 gram yumurtada ortalama 13 gram protein bulunur.

Az Yağlı Süt

Eğer çok fazla süt içiyorsanız, az yağlı olanları tercih edin. Tam yağlı süt özellikle kalori açısından oldukça yüksek değerlere sahiptir. Vücut geliştirmede beslenme önemli olduğundan her bir kaloriyi değerlendirmeniz gerekebilir.

Dana ve Koyun Eti

kirmizi-et

Kırmızı et protein açısından oldukça zengindir ve sporcu diyetlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Koyun etine kıyasla dana etinin daha yüksek değerde protein içeriyor olması dana etini bir adım öne çıkarmaktadır. 100 gram dana etinde yaklaşık 28 gram protein varken bu rakam koyun etinde 17 grama düşmektedir. Koyun etindeki protein miktarını küçümsememekle birlikte kas kütlesi kazanımı sürecinde dana eti tüketmeniz önerilir. Fakat burada önemli olan bir nokta dana etinden kastedilen hamburger veya diğer işlenmiş gıdalar değildir!

Bitkisel Proteinler

Fitness beslenme programı erkek ve kadınların ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda kişisel olarak özenle hazırlanmalıdır ve bu programlarda yine ağırlıkla proteine yer verilmelidir. Fakat vejeteryanlar, ağırlık antrenmanları ve fitness ihtiyaçları için doğru beslenme planlaması oluştururken zorlanabilirler. Bu noktada bu kişiler protein ihtiyacını aşağıdaki besinlerden sağlayabilir:salata-tofu

  • Yumurta
  • Tofu / Soya
  • Peynirler
  • Bakliyatlar
  • Kuruyemişler
  • Tohumlar

Soya fasulyesi, mükemmel bir bitkisel protein kaynağıdır.  Süt ve yoğurt da iyi miktarlarda protein içerir. Vejetaryenler için favori protein kaynaklarından biri yumurtadır. Yumurta çok sağlıklıdır ve proteine ​​ek olarak birçok temel vitamin içerir.

 Sonuç Olarak Yağsız Kas Kütlesi İçin

proteinli-besinler

Özellikle vücut geliştirme sporuyla uğraşanlar için kas dokusu oluşturmak ve kas dokusunu onarmak için protein gereklidir. Aynı zamanda zengin bir enerji kaynağıdır. Protein, neredeyse tüm hayvansal ürünlerde bulunur. Bu nedenle dengeli bir beslenme programına yeterli miktarlarda protein barındıran besinleri dahil etmek çok zorlayıcı olmayacaktır. Sonuç olarak da bu plana uymak, hem sağlıklı beslenme düzenine katkıda bulunacak hem de gerçekleştirdiğimiz spordan maksimum sonuç elde etmemizi sağlayacaktır.

Reklam

Zerdeçal Nedir, Faydaları Nelerdir ve Nasıl Kullanılır?

1
Zerdeçal

Zerdeçal Nedir, Zerdeçal Nerede Yetişir?

Hint safranı veya altın baharat olarak da adlandırılan zerdeçal, Asya ve Orta Amerika’da yetişen uzun bir bitkidir. Raflarda ve baharat reyonlarında gördüğünüz zerdeçal, bitkinin köklerinden oluşur. İşlenmiş zerdeçalın parlak sarı rengi, farklı bir ton olarak kullanılmak üzere birçok kültüre ilham kaynağı olmuştur. Öğütülmüş toz zerdeçal köri toz baharatının önemli bir bileşenidir. Kapsüller, çaylar, tozlar ve ekstreler mevcut olan zerdeçal ürünlerin bazılarıdır. Zerdeçalı şifalı bitkiler kategorisinde değerlendirmek fazlasıyla mümkündür.

Curcumin zerdeçaldaki etken maddedir ve güçlü biyolojik özelliklere sahiptir. Geleneksel bir Hint tedavi sistemi olan Ayurveda tıbbı, çeşitli sağlık durumları için zerdeçalı önerir. Bunlar kronik ağrı ve enflamasyonu da kapsar. Batı tıbbı da özellikle son dönemler ağrı kesici ve iyileştirici ajan olarak zerdeçal ile ilgili çalışmalara başlamıştır.

ayurveda-tıbbı

Zerdeçalın sağlığınıza nasıl faydalı olabileceğini ve zerdaçalın zararları nelerdir öğrenmek için yazının geri kalanını okumanızda yarar var!

Zerdeçalın Faydaları Nelerdir?

Anti-inflamatuar

Zerdaçalın faydaları oldukça fazladır. Artrit Vakfı, zerdeçalın enflamasyonu azalttığını gösteren birkaç çalışmadan bahsetmektedir. Bu anti-inflamatuar özelliği, artritli kişilerin eklemlerinde hissettikleri ağırlaşmayı azaltabilir. Vakıf enflamasyonu azaltmak için günde üç kez 400 ila 600 miligram (mg) zerdeçal kapsülü almayı öneriyor.

Karaciğer Fonksiyonunu Geliştirir

karaciger-sagligi

Zerdeçal son zamanlarda antioksidan özellikleri nedeniyle dikkat çekmektedir. Zerdeçalın antioksidan etkisi o kadar kuvvetli görünür ki, karaciğerinizin toksinlerden dolayı zarar görmesini engelleyebilir. Bu, diyabeti olan ya da uzun süreli yüksek etkili ilaç kullanımı ile karaciğerine hasar verme riski olan insanlar için iyi bir haber olabilir.

Ağrıyı Hafifletir

Doktorlar da dahil olmak üzere birçok insan, zerdeçalın ağrı kesici özelliğini kabul etmektedir. Zerdeçal artrit ağrısını hafifletici etkisiyle de oldukça popülerdir.

Araştırmalar, zerdeçalı ağrıyı hafifletici bir destek olarak görüyor. Ayrıca gerçekleştirilen bir çalışma ile dizlerinde artrit olan kişilerde ibuprofen (Advil) kadar işe yarayacak gibi görünüyor. Doz önerileri değişmekle birlikte, çalışmaya katılanlar her gün kapsül formunda 800 mg zerdeçal almıştır.

Kanser Riskini Azaltmaya Yardımcı Olur

Zerdeçal kanser tedavisinde bir umut olarak değerlendirilebilir. Çalışmalar, pankreatik kanser, prostat kanseri, ve multipl miyeloma karşı koruyucu etkileri olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca zerdaçal akciğer kanseri üzerinde de iyileştirici etkiye sahiptir.

Cilt Bakımı Konusunda Oldukça Faydalıdır

zerdecal-maskesi

Zerdeçal cilde faydaları olan bir bitkidir. Sivilce oluşumuna neden olan bakterilerin büyümesini engelleyerek ve yağ bezlerinin yağ salgılarını azaltarak sivilce oluşumuna engeller. Zerdeçalın sürekli kullanımı cildinizi kusursuz ve parlak bir hale getirir ve cildinizdeki akne izlerini temizler. Antiseptik ve anti-inflamatuar özellikleri, bir yaranın veya kesiğin iyileşmesini hızlandırır ve cilt tahrişini azaltır.

Ayrıca, zerdeçalda bulunan curcumin, serbest radikallerin büyümesini engellemek suretiyle kırışıklıklar ve pigmentasyon gibi yaşlanma belirtileri ile savaşan bir antioksidandır.

Sindirime Yardımcı Olur

Zerdeçalın köri tozu baharatının içerisinde olmasının sebebi yiyeceklere lezzet katmasıdır. Ancak zerdeçal yemeklerin sindiriminde de önemli bir rol oynar. Antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleri nedeniyle zerdeçal sağlıklı sindirim sistemine katkıda bulunur.

Ayurveda tıbbında sindirimi iyileştirici ajan olarak kullanılır. Günümüzde Batı tıp çevreleri, zerdeçalın sindirim verimliliğinin iki ölçüsü olan bağırsak iltihabı ve bağırsak geçirgenliğine nasıl yardımcı olabileceğini incelemeye başlamıştır. Zerdeçal, irritabl bağırsak sendromu için de bir tedavi olarak araştırılmaktadır.

Zerdeçalın Zararları Nelerdir ?karin-agrisi

Midenizi Rahatsız Edebilir

Sindirim sağlığını destekleyen zerdeçaldaki aynı maddeler, aşırı miktarlarda alındığında tahrişe neden olabilir. Kanser tedavisi için zerdeçal kullanımının araştırıldığı çalışmalarda yer alan bazı katılımcılar, sindirim sistemleri olumsuz yönde etkilendiğinden, çalışmadan ayrılmak zorunda kalmıştır. Zerdeçal, daha fazla mide asidi üretmek için mideyi uyarır. Bu, bazı insanlarda sindirime yardımcı olurken, diğerlerine gerçekten zarar verebilir.

Kanınızı Seyreltir

Zerdaçalın arıtma özelliği daha kolay kanama yaşamanıza neden olabilir. Bunun sebebi ise henüz belli değildir. Zerdeçalın düşük kolesterol ve düşük kan basıncı gibi diğer faydaları muhtemelen zerdaçalın kanınızda değişiklik yapabilme kapasitesine sahip olduğunun göstergesidir.

Varfarin (Coumadin) gibi kan seyreltici ilaçlar alan kişiler, yüksek dozda zerdeçal tüketmekten kaçınmalıdır.

Kasılmalara Neden Olabilir

Köri ile tatlandırılmış yiyecekleri yemenin sancıyı canlandırabileceğini duymuş olabilirsiniz. Bu iddiayı destekleyen çok az klinik veri olmasına rağmen, çalışmalar zerdeçalın adet öncesi sendromunun semptomlarını hafifletebileceğini düşündürmektedir. Yani bu batıl bir inanç olabilir.

Sadece kan seyreltici etkilerinden dolayı da olsa, hamile kadınlar zerdeçal takviyeleri almaktan kaçınmalıdır. Yemeklere baharat olarak az miktarda zerdeçal eklenmesi ise ciddi bir problem oluşturmayabilir.

Zerdaçal Nasıl Kullanılır ?

Bu bitkinin hem yemeklerde hem de geleneksel kozmetik alanlarında kullanımı mümkündür:

Kozmetik Alanda Kullanımı

zerdecal-sabunu

Zerdeçal suyu belki de tıbbi anlamda bitkilerin en yaygın kullanım şeklidir, fakat aynı zamanda yöresel tuzlar ve kremlerin içine de karıştırılabilir. Zerdeçalın esansiyel yağı da güçlü bir sağlık bileşenidir.

Diş beyazlatma: Giysiler üzerinde inatçı sarı lekeler bıraktığı bilinse de, hindistancevizi yağı ve kabartma tozu ile karıştırıldığında dişlerdeki lekelerin çıkarılmasına yardımcı olur.

Sabun: Bu inanılmaz anti-inflamatuar ve cilt beyazlatma maddesi bitkisel sabunlarda kullanılır.

Güneş yanığı ilacı: Yoğurt veya aloe vera jeli ile doğal bir cilt açıcı veya güneş yanığı iyileştirici olarak da kullanılabilir.

Yaralar: Kesik ve yaraları iyileştirmek için söz konusu olan bölgeye zerdeçal macunu uygulanabilir.

Yüz maskesi: Zerdeçal yüz maskeleri, cildin parlaklığını arttırırken sivilceleri de önlediği için eski çağlardan beri kullanılmaktadır. Yoğurt, gliserin, bal, aloe vera veya E vitamini ile karıştırılabilir.

Cilt nemlendiricisi: Zeytin veya hindistancevizi yağı ile karıştırılmış zerdeçal, doğal bir cilt yumuşatıcısı olarak kullanılabilir.

Mutfakta Kullanımı

zerdecal-yemek

Zerdeçal nasıl tüketilir sorusuna verilecek onlarca yanıt bulunmaktadır. Zerdaçal, çorbalar, soslar, et yemekleri, bisküviler ve onlarca diğer geleneksel yemek ve spesiyaliteler için genel baharat lezzetinde popüler bir malzemedir. Fakat en fazla çay formunda tüketilir.

Smoothieler: Pina kolada’ya benzeyen eşsiz bir tat sağlamak için, onlarca faydasıyla birlikte smoothielere eklenebilir.

Süt: Bir çay kaşığı zerdaçal katılmış ılık süt, yüksek ateşten soğuk algınlığına kadar bir çok hastalıkta iyileştirici bir etkiye sahiptir. Mükemmel ve doğal bir yatıştırıcı olarak işlev görür.

Çay: Zerdeçal çayı yapmak için 1 çay kaşığı zerdeçalı ılık su ile karıştırın. Bu çay sağlığınıza bir çok yarar sağlar. Zerdeçal çayı cilt parlaklığının korunmasına yardımcı olur.

Zerdeçal Çayı Nasıl Hazırlanır?

zerdecal-cayi

3 su bardağı su

2 çay kaşığı zerdeçal tozu

1 tatlı kaşığı toz zencefil

Yapılışı

Demleyeceğiniz kaba öncelikle suyu, sonrasında toz zerdeçal ve toz zencefili ekleyin. Kaynamaya başlayınca ateşi kısın ve bi 10 dakika da pişmesi için bekleyin.Süzgeç ya da bir tülbent aracılığıyla süzün.

Zerdaçal Çayı Nasıl Tüketilir?

Soğuduktan sonra dilerseniz biraz limon sıkarak veya bal ekleyerek içebilirsiniz.

Zerdeçal Çayı Neye iyi Gelir?

Karaciğeri temizler ve kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Aynı zamanda sinirleri sakinleştirir ve kas ağrılarına iyi gelir. Zayıflama üzerinde de etkili olduğu söylenmektedir. Ek olarak zerdeçal öksürüğe iyi gelir mi sorusu her ne kadar zerdeçal kullananlar tarafından iyi  geldiği yönünde cevaplansa da hala kesinlik taşımamaktadır.

Özet Olarak Zerdeçal Bitkisi

kalp-zerdecal

Zerdeçalın diyetinize dahil edilmesinin çok fazla olumlu etkisi olduğu görülmektedir. Altın baharat, bağışıklık sistemini destekler, ağrıyı hafifletmeye yardımcı olur ve diğer etkilerinin yanı sıra sindirim sistemini destekler. Ancak bazı yan etkileri nedeniyle, zerdeçal kimi insanlarda sınırlı tüketilmeli ya da hiç tüketilmemelidir.

Zerdeçalın denemeniz gereken bir şey olup olmadığına karar verirken dikkat etmeniz gerekir. Herhangi bir alternatif tedavide olduğu gibi, sahip olduğunuz herhangi bir sağlık durumunu tedavi etmek için zerdeçal kullanmadan önce doktorunuzla konuşmayı sakın ihmal etmeyin.

Beyniniz Yaz Diyetinizi Nasıl Sabote Edebilir?

Reklam

Soğanın ve Soğan Suyunun Bilimsel Olarak Kanıtlanmış 6 Süper Faydası

0
soganin-faydalari-ve-sogan-suyu-zayiflatir-mi

Mutluluk gözyaşlarınızı alalım, çünkü soğanla ilgili muhteşem haberlerimiz var!

Annelerimizin küçüklüğümüzden beri “doğal antibiyotik” deyip deyip yedirdiği, her yemeğe bol bol kattığı, çeşit çeşit salatasını yaptığı soğan gerçekten de sofranın her yerine konmayı kabul ediyor.

Aslında tahmin edemeyeceğiniz kadar uzun bir geçmişe ve sevgiye sahip olan bu sebzeyi ilk olarak milattan önce 5000 yılında görüyoruz. Arkeologlar eski Mısırlıların, katmanlı ve yuvarlak yapısından dolayı soğanı kendilerine sonsuzluğun simgesi olarak seçtiklerini ve soğana tapındıklarını söylüyor. Daha yakın bir zaman olan orta çağda ise, iyi hizmet ve malların karşılığında ödemenin soğan ile yapıldığını ve insanların hediye olarak birbirlerine soğan verdiklerini görüyoruz. Yani soğan hep kıymetli olmuş.

Aşağıda bilim insanlarının soğan üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucu buldukları 6 faydayı sizinle paylaşıyoruz.

Soğanın 6 Bilimsel Faydası:

1. Antioksidan Bakımından Çok Zenginler

soganin-faydalari-ve-sogan-suyu-zayiflatir-mi

Vitamin ve mineraller soğanın içinden taşıp dökülüyor diyemeyecek olsak da antioksidan bakımından soğan, tüketebileceğiniz en iyi sebzelerin başında geliyor. 1 orta boy soğanda yaklaşık olarak 44 kalori bulunuyor. Bu orta boy soğan ayrıca günlük c vitamini ihtiyacınızın yaklaşık %20’sini ve günlük B6, folat, potasyum, manganez ihtiyaçlarınızın %5 ile %10 arasında miktarını karşılıyor. Ancak soğan, quercetin dahil olmak üzere anti inflamatuar etkiye sahip olan antioksidanlardan çeşit çeşit ve bol miktarda bulunduruyor. Özellikle soğanın dış katmanları antioksidan açısından çok zenginler.

2. Kansere Karşı Koruma Sağlayabiliyorlar

American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan bir çalışmaya göre, araştırmacılar İtalya ve İsviçre’de insanların ne sıklıkta soğan ya da soğangillerden (allium bitkileri- sarımsak vb.) tükettiklerini incelemiş. İnceledikleri gruplar içerisinde, daha düşük kanser oranı ile daha çok tüketilen soğan benzeri bitki miktarı arasında bir bağlantı görülmüş. Yani ne kadar çok soğan ya da sarımsak tüketirseniz, kanser riskinizi o kadar çok azaltabilirsiniz.

3. Kemik Yoğunluğunu Arttırabiliyor

soganin-faydalari-ve-sogan-suyu-zayiflatir-mi

Burada özellikle kadınları ilgilendiren çok önemli bir araştırma var.

Menopoz öncesi ve sonrasının bakıldığı 50 yaş ve üzeri bir grup Kafkas kadında soğan tüketimi ve kemik sağlığı arasında bağlantı bulunmuş. Araştırmaya göre soğan tüketimi sık olan kadınların kemik yoğunluğunun daha fazla olduğu ve soğan tüketimi az olan kadınlara göre %20 daha az kalça kırığı riski taşıdıkları görülmüş.

4. Soğan, Sağlıklı Bir Sindirim Sistemi İçin de Önemlidir

Bunun sebebi, soğanın, prebiyotik olarak görev yapan inülin açısından zengin olmasıdır. Kısaca bahsetmek gerekirse prebiyotiklerin probiyotiklerin gelişimi ve işleyişi için gereklidirler. Bağırsak florasında probiyotiklerin görevlerini yapabilmelerine yardımcı olurlar. İnülin, kabızlıktan korunmaya, kan şekerini dengelemeye, besin emilimini arttırmaya ve sağlıklı kemik yoğunluğunu arttırmaya yardım eder. Ayrıca inülinin iştahı engelleme etkisi ile kilo vermeye destek olabileceği de düşünülüyor.

5. Kolesterolün Düşürülmesine Yardımı Olabiliyor

soganin-faydalari-ve-sogan-suyu-zayiflatir-mi

Bir başka araştırmada polikistik yumurtalık sendromu olan fazla kilolu ve obez kadınlar üzerinde yapılmış. Bu rastgele kontrollerin gerçekleştiği klinik çalışmada katılımcıların bir kısmı soğan miktarı çok bir diyet uygulamaya başlarken (çiğ kırmızı soğan) diğer kısmı soğan miktarı az olan bir diyet uygulamaya başlamış. 8 haftanın sonunda araştırmacılar iki grubun da kolesterol seviyelerinde azalma görmüş ancak fazla soğan tüketen grubun sonuçları diğer gruba oranla çok daha iyi olarak tespit edilmiş.

Başka bir çalışmada ortalamanın biraz üstünde kolesterol değerlerine sahip 24 kadın arasında yapılmış. Kadınlardan bir kısmına soğan suyu verilmiş diğer kısmına ise plasebo etkisi yaratacak bir içecek. 8 hafta boyunca her gün soğan suyu içenlerin kolesterol ve bel ölçülerinin düştüğü görülmüş.

6. Soğanla Yenilen Domateslerden Daha Çok Yararlanırsınız

Yiyecek sinerjisi kavramı soğan-domates ikilisi için oldukça doğru bir örnek. Buna göre, iki yiyeceği bir arada tüketmek, yiyeceklerden alınan besinleri ve yararlanılırlığı ayrı ayrı alınmalarına göre arttırabiliyor. Bilim insanları soğandaki sülfür bileşiklerinin likopen emilimini tetiklediğini düşünüyor. Likopen, domatesin içerisinde bulunan bir çeşit antioksidandır. Likopen, kanser, kalp rahatsızlıklarından korunmaya, kemik, beyin ve göz sağlığının güçlendirilmesine yardımcı oluyor.

Soğanın Yararlarından Nasıl En İyi Şekilde Yararlanabilirsiniz?

soganin-faydalari-ve-sogan-suyu-zayiflatir-mi

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda soğanın kan şekerini düzenleyebilmeye ve doğurganlığı arttırmaya yardımcı olduğu görülmüştür. Bu da soğan ile ilgili daha çok insan üzerinde araştırmalar yapılacağını gösteriyor. Siz bu dönemde rengi ve türü fark etmeksizin ister pişirilmiş ister çiğ olarak bol bol soğan tüketmeye devam edin!

Soğan doğrarken göz yaşlarına hâkim olamayanlara da küçük bir tüyomuz var: soğanı su altında kesebilirsiniz. Bu, soğanın göz yaşına sebep olan gazlarının gözünüz ile temasını azaltacaktır. Soğanı doğramadan önce biraz suda da bekletebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun!

Bahar Detoksu İçin Beslenme Uzmanından 2 Enfes Tarif

Reklam

Bedenini Başkalarıyla Kıyaslama, Başarmayı Öğren!

0
motivasyonu-yuksek-tutmak

Hepimizin hemen her gün yaptığı önemli hatalardan biri; kendini başkasıyla kıyaslamak… Eğitmen Musa Kılıçsor, bu davranışın bireyi ileriye götürmeyeceğini, başarının öğrenilebileceğini açıklıyor.

Spor salonunda, ofiste, hatta sokakta yürürken ya da bir kafede otururken; aklınıza gelebilecek her yerde, kendimizi daha üstün birisi ile kıyaslayarak bir yarışa giriyoruz ve onun gibi olmak için çeşitli çözümler üretme ihtiyacı duyuyoruz. Burada ki anahtar kelime; “onun gibi olmak.”

Kıyaslamak, temelde çok doğal bir aksiyon. Elbette insan, kıyaslar. “Onun kolu daha büyük, o işinde daha başarılı, onun boyu daha uzun.” Bu liste uzar, kıyaslar ve kıskanır. Ancak çok azı, bu kıyaslama durumunda bilinçli davranır ve kendinden üstün olan insandan bir şeyler öğrenmeye çalışır. Çoğunluk kıskanır ve o kişi ile kendisi arasında habersiz bir yarışa başlar. Onun gibi kollara sahip olmak için daha fazla antrenman yapar, onun gibi bir hayat için daha fazla çalışır, ancak bu süreç çok kısa sürer. Ulaşılamayan hedefler hayal kırıklığı, yöntemi olmayan hırs yorgunluk yaratır. Çünkü bu yol sürdürülebilir değildir ve sonucu kendine olan inancını yitirmekle sonlanır.

Kıyas Bilinçli Bir Şekilde Yapılmalı

Bilinçli bir şekilde kıyaslayan insan, tartar. Karşısındakine ve kendisine üçüncü bir pencereden bakar ve izler. Takip ettiği insan, yaptığı işte neden başarılı? “Onun kolları neden büyük? O neden daha uzun?”  bu neden soruları çoğalır ve mantıklı/mantıksız bir takım cevaplar dizilir. Önemli olan doğru cevabı kovalamak, görmeye çalışmaktır. Mesela; sistemli çalışıyordur, kendine güveniyordur, onun genetiği böyledir… Bu cevapların ardından tekrar kendimize yönelmek ve özeleştiriye başlamak gerekir. “Ben neden böyle olmaya çalışıyorum?” “Kollarımın büyük olması gerekiyor mu?” “NEDEN?”

motivasyonu-yuksek-tutmak

Odaklanın, Kendi Yolunuzu Keşfedin

İnsanlar rasyonel değildir, kimse kusursuz ve eksiksiz olamaz. Siz, teksiniz ve eşsizsiniz. Enerjinizi ve motivasyonunuzu kıyas yapmak için harcamayın. Başarılı insanlardan nasıl başarılı olduklarını ‘öğrenin’ ve bunları kendi hayatınıza uyarlayın. Motivasyonunuzu arttıran size ait başarılar olsun ve sizi işinizde, spor salonunda veya ilişkinizde hedefe götürsün. Ve unutmayın; en büyük rakibiniz, sizsiniz. Muhatabınız gibi kollarınız olmayabilir, ama sizin kolunuz da büyüyor, zayıflıyorsunuz veya güçleniyorsunuz. Eski halinizden daha iyisiniz ve devam ettikçe daha da iyi olacaksınız. Kendinizi her zaman yenin ve değerinizi bilin.

“Öz değerin gerçek ölçütü kişinin kendini pozitif deneyimleri hakkında nasıl hissettiği değil, negatif deneyimleri hakkında nasıl hissettiğidir” der Mark Manson, Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatında. Çok doğru değil mi?

Musa Kılıçsor Kimdir?

Ufak yaşlardan itibaren sürekli sporla iç içe olan Kılıçsor; ağırlık çalışmaları, genel fitness ve sporcu beslenmesi konularında uzmanlaşmıştır. Kendisi de aktif bir sporcu olan Musa, şu an ‘ağırlık çalışmaları’ üzerine eğitmenlik yapmaktadır. Bu eğitmenliğinin dışında “endüstriyel tasarımcı” ve girişimcidir.

Başarılı ve Mutlu Sporcuların Aldığı Hayat Değiştiren 6 Karar

Reklam

Gereksiz Kalorili İçeceklerden Sağlıklı Tarifler İle Kurtulun!

0
saglikli-icecekler

Gereksiz kalori almanıza neden olan şekerli içeceklerden, bu sağlıklı, taze meyve suları ve smoothie tarifleri ile kurtulun. Bu içecekler gün boyu enerji elde etmenizi sağlayacak ve sağlığınıza oldukça önemli katkılarda bulunacak. İçeceklerinize farklı sebzeler de katarak meyvelerde bulunan doğal şekeri dizginlemeyi unutmayın!

Egzersiz Sonrası Toparlanma

Tatlı patatesin meyve sıkacağında nefis bir şekilde kremsi hale gelmesinden çok etkilendik, ayrıca kalorisinin de biraz yüksek olduğunu gördük. Bu da egzersiz sonrası elektrolitlerinizi dengelemek ve yenilemek için potasyum yüklü tatlı patatesten faydalanmanız gerektiği anlamına geliyor.

Egzersiz Sonrası Tarifi

Malzemeler

  • 250 gr. doğranmış ve soyulmuş tatlı patates
  • 125 gr. soyulmuş portakal
  • 2 küçük havuç

Nasıl yapılır

  • Bir elektrikli meyve sıkacağı ile tüm malzemelerin suyunu sıkın. Maksimum fayda için 24 saat içinde tüketilmesi önerilir.
  • Posa Karışımı: Bu parlak ve lif dolu narenciye karışımını kabak veya muzlu ekmek hamuruna karıştırın.

Detoks

Yüksek lif içeren sebze kökleri ve meyveler sindirim sisteminizi hareketli ve sağlıklı tutarken, zencefil midenizi rahatlatmaya yardımcı olur.

Detoks Tarifi

Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı soyulmuş ve doğranmış taze zencefil
  • 1 ovulmuş ve iri doğranmış orta boy pancar
  • 4 ovulmuş ve dilimlenmiş orta boy havuç
  • 1 orta boy elma
  • 1 bardak su

Nasıl yapılır

  • Bir karıştırıcıda zencefil, pancar, havuç, elma ve suyu karıştırın.
  • Arada sırada, pürüzsüz bir kıvama gelene kadar kenarları sıyırmaya da devam edin.
  • Meyve suyunu süzün ve dilerseniz ilave su ile seyreltin.
  • 2 gün buzdolabında soğutun (servis yapmadan önce iyice çalkalayın).

Taze Zencefilli Bira

Zencefilli gazoza benzer bir lezzet olan zencefilli bira, alkollü bir bira değil, maden suyu, misket limonu suyu ve taze zencefil içeren gazlı bir karışımdır. Zencefil, mide ağrıları ve sabah rahatsızlıklarıyla mücadele etmek için yıllardır evde hazırlanan ilaçlarda kullanılmaktadır. Zencefilin osteoartritli kişilerde diz ağrısını azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteren bazı çalışmalar da vardır.

Taze Zencefilli Bira Tarifi

Malzemeler

  • 2 bardak soğuk su
  • 1 bardak taze misket limonu suyu
  • 4 çay kaşığı şişelenmiş taze zencefil (Spice World gibi)
  • 3/4 bardak ince şeker
  • 3 su bardağı maden suyu
  • Misket limonu dilimleri (isteğe bağlı)

Nasıl yapılır

  • Su, meyve suyu ve zencefili bir karıştırıcıda karıştırın; iyice karışana kadar işleme devam edin.
  • Tülbent kullanarak karışımı iyice süzün. Süzme karışımı bir sürahiye aktarın; katı olan kısmı atın. Sürahiye şeker ekleyin ve iyice çözünene kadar karıştırın.
  • Servis yapmadan önce maden suyunu ekleyin. Buz eşliğinde servis edin. İstenirse, misket limonu dilimleri ile süsleyin.

Şefin Notları

İnce şeker bulamazsanız, toz şekeri karıştırıcıya yerleştirin ve iyice karışmasını sağlayın. Ayrıca süpermarketlerin manav reyonunda şişelenmiş taze zencefil bulabilirsiniz.

Akşamdan Kalmışlığın Çözümü

Potasyumca zengin olan üzüm elektrolitleri yeniler, ağzına kadar magnezyum dolu kereviz baş ağrısını dindirir ve idrar sökücü özelliği bulunan kavun ise toksinleri temizler.

Akşamdan Kalma Olanlara Mükemmel Karışım Tarifi

Malzemeler

  • Yaklaşık bir kase doğranmış kavun
  • 150 gr. ıspanak
  •  Yaklaşık 3/4 kase üzüm
  • 2 küçük sap kereviz

Nasıl yapılır

  • Bir elektrikli meyve sıkacağıyla malzemelerin tamamını karıştırın. Maksimum fayda için mümkünse hemen ya da en çok 24 saat içinde tüketilmesi önerilir.
  • Posa Karışımı: Sade ve az yağlı krem peynirinizi, bu meyve suyundan elde edilen posayla canlandırın. Bu karışım tam tahıllı simit, pizza hamuru veya sandviçlerinizde mayonez yerine farklı bir lezzet katacak.

Narenciye Çayı

Başlı başına çayın kendisi antioksidan bileşikleri nedeniyle sağlığımıza önemli fayda sağlar, ancak portakal suyu ve çayı karıştırarak antioksidan yararlarını ikiye katlayabilirsiniz. Yaz boyunca havuz başında bu çayı yanınızdan ayıramayacaksınız.

Narenciye Çayı Tarif

Malzemeler

  • 6 bardak su
  • 1/2 bardak şeker
  • 3 bütün karanfil
  • 2 aile boyu poşet çay
  • 1 tarçın çubuğu
  • 1 bardak portakal suyu
  • 1 su katılmamış limonata özü
  • Buz
  • Limon dilimleri (isteğe bağlı)

Nasıl yapılır

  • Derin bir tavada 4 bardak su ve şekeri karıştırın ve kaynatın.
  • Şeker çözülene kadar devam edin; sonrasında karışımı ateşten alın.
  • Karanfil, poşet çay ve tarçını ekleyin; 5 dakika demleyin.
  • Bir süzgeç yardımıyla karışımı iyice süzün; arda kalan katıları atın.
  • Kalan 2 bardak suyu, meyve suyunu ve limonata özünü ekleyin; iyice karıştırın.
  • Soğuk olarak, buz eşliğinde servis edin ve istenirse limon dilimleri ile süsleyin.

Çilek Agua Fresca

Agua fresca, Meksika’da servis edilen, ferahlatıcı ve meyveli bir içecektir. Doğal meyve suyu bazlı bir içecek, yaz aylarında daha fazla vitamin almanın yanında dehidre olmamanın harika bir yolu.

Çilek Agua Fresca Tarif

Malzemeler

  • 4 bardak su
  • 1/3 bardak şeker
  • 6 kase soyulmuş çilek
  • 1/4 bardak taze misket limonu suyu (yaklaşık 2 misket limonu)

Nasıl yapılır

  • Suyu ve şekeri birleştirip, şeker çözülene kadar karıştırın.
  • Çilekleri bir karıştırıcıya yerleştirin ve topaksız olana kadar karıştırmaya devam edin.
  • Şeker karışımı, çilek püresi ve meyve suyunu birleştirin; iyice karıştırın.

Yeşil Sihir

Maydanoz ve lahanadan alacağınız 7g protein ile oldukça zinde tutan, mayhoş, muhteşem ve güçlü bir içecek. Ekstra tat için, Fuji veya Gala gibi daha tatlı bir elma çeşidi seçin.

Yeşil Sihir Tarifi

Malzemeler

  • 1.5 kase doğranmış tatlı elma
  • 1 demet doğranmış maydanoz yaprakları ve sapları
  • 120 gr. doğranmış lahana
  • 50 gr. soyulmuş limon

Nasıl yapılır

  • Bir elektrikli meyve sıkacağı içinde, kuru (lahana ve maydanoz) ve sulu (elma ve limon) bileşenlerini sırasıyla meyve suyu haline getirin. Mümkünse hemen servis edin.
  • Posa karışımını dilerseniz patatesli gözleme veya diğer tariflerinize ekleyerek değerlenirebilirsiniz.

Ahududu Limonatası

Limonatanızı bu defa pembe düşünün ve limonata konsantresine ezilmiş ahududu ekleyin. Ahududu size lif ve C vitamini sağlar ve kanserle savaşan zengin bir antioksidan kaynağıdır. Ve içine birkaç nane dalı atılırsa, daha da çok antioksidan alımı sağlayabilirsiniz.

Ahududu Limonatası Tarif

Malzemeler

  • 3 bardak soğuk su
  • 1 kase taze ahududu
  • 170 gr su katılmamış limonata konsantresi
  • Nane dalı (isteğe bağlı)

Nasıl yapılır

  • Bir karıştırıcıda 3/4 bardak su ve ahududuyu pürüzsüz bir hal alana kadar karıştırın.
  • Karışımı bir süzgeç yardımıyla orta boy kaseye boşaltın; tohumları atın.
  • Bir sürahi içinde sıvı ahududu, 2/4 bardak su ve limonata konsantresini birleştirin; soğutun.
  • İsterseniz nane ile süsleyerek servis edebilirsiniz.

Böğürtlen-Mango Kahvaltı Shake

Güne protein, lif ve C vitamini ile dolu bir karışım ile başlayın. Sabah enerjiniz yükselecek ve böğürtlen, mango, portakal suyu ve tofudaki besin öğeleriyle birlikte kalp hastalıkları ile baş etmeniz kolaylaşacak.

Böğürtlen-Mango Kahvaltı Shake Tarif

Malzemeler

  • Yarım bardak dondurulmuş böğürtlen
  • 1 kase soğutulmuş mango dilimleri
  • 1 kase az yağlı tofu (Silken gibi)
  • 1 bardak portakal suyu
  • 3 yemek kaşığı bal

Nasıl yapılır

  • Tüm malzemeleri bir karıştırıcıda pürüzsüz bir kıvam alıncaya kadar karıştırın, kısa sürede servise hazır.

Meyve Festivali

Bu üç bileşenli meyve suyu eğlenmek için oldukça ferahlatıcı alkolsüz bir içecektir. Misafirleriniz gelmeden önce bir sürahi kadar karıştırın. Bu üç meyve de – portakal, ananas ve yabanmersini – size hastalıklarla büyük ölçüde savaşan C vitamini sağlar.

Meyve Festivali Tarifi

Malzemeler

  • 4 bardak tonik su
  • 3 Kase buz küpü
  • 2 bardak soğuk ananas suyu
  • 2 bardak soğuk portakal suyu
  • 2 bardak soğuk yabanmersini suyu kokteyli
  • 1 adet dilimlenmiş misket limonu
  • 1 adet dilimlenmiş portakal
  • 1  adet dilimlenmiş carambola (yıldız meyve)

Nasıl yapılır

  • Tüm malzemeleri bir sürahide birleştirin.
  • Mümkün olan en kısa süre içerisinde servis edin.

Tatlı Krizi Tutanlara Çok Kısa Sürede Hazırlanan 3 Şahane Tarif

Reklam

Avustralyalı Yoga Koçu Amanda Bisk’in Mutluluk Veren Instagram Hesabını Gördünüz mü?

0
avustralyali-yoga-kocu-amanda-biskin-mutluluk-veren-instagram-hesabini-gordunuz-mu

Yaz ve yoga fotoğraflarının enerjisi sizi de büyülemiyor mu?

Mükemmel gün batımı manzaraları, deniz, kum ve güneşin ahengi bir yana yogadan gelen oldukça sade ama bir o kadar güçlü pozitif etkiyle yazın çekilen yoga fotoğrafları bizi anlatamayacağımız kadar çok büyülüyor.

Konu yaz olunca, yazın en güzel yaşanabileceği yerlerden biri olan Avustralya’ya yüzümüzü dönüyoruz. Avustralyalı yoga öğretmeni Amanda Bisk ile sizi tanıştırmak istiyoruz. Amanda Bisk’in instagram hesabı, esneklik ve yoganın doğanın tüm güzellikleri ile buluştuğu insana mutluluk veren bir hesap. Baktıkça içinizin pozitif duygularla dolduğunu hissediyorsunuz.

Amanda Bisk’in yogaya başlama yolculuğunu ve bu güçlü instagram hesabını birlikte keşfedelim…

Amanda Bisk, küçük yaşlarından beri sporla uğraşıyor.

İlk olarak ailesi Amanda’yı 3 yaşındayken fazla enerjisini atması için jimnastik derslerine yazdırmış. Ancak bu durum Amanda öğrendiklerini evde de uygulamaya ve elleri üzerinde tüm gün evin içinde turlamaya başladıktan sonra kontrolden çıkmış.

Amanda 6 yaşına geldiğinde profesyonel olarak jimnastik sporunu uygulamaya başlamış.

Western Australian Instute of Sports’ta profesyonel spor kariyerinin temellerini atmış. 6 yaşından itibaren jimnastikteki gelişimi ileride yaptığı sporları da belirleyecek bir yapı olmuş.

Lise son sınıfa geldiğinde aynı spor okulunun yaptığı yüksek atlama seçmelerinde,

Amanda elit programa katılma şansını yakalamış.

Daha sonra birkaç ulusal dereceye sahip olduğu yüksek atlamadan sırıkla atlamaya geçme kararı almış.

Amanda jimnastik becerilerinin yaptığı diğer sporlarda kendisinin hızlı ilerlemesine yardımcı olduğunu söylüyor.

2011’de ise herkesin başına gelebildiği gibi Amanda hem fiziksel hem mental olarak negatif bir döneme girmiş.

2010 yılında Commonwealth yarışlarına katıldıktan sonra, anlamlandıramadığı bir yorgunluk süreci başlamış.

Hayatı boyunca spor yapan Amanda ilk kez böyle bir dönem yaşadığı için kronik yorgunluk tedavisi gördüğü dönemde,

Depresyona benzer bir durumun içine düşmüş. Sanki spor onun hayatında hiç olmamış gibi davranmaya başlamış, en yakınları hatta ailesi ile b-bile bu konuyu konuşmaz olmuş.

2011 yılının sonuna doğru doktoru kendisine daha iyi hissetmesi için antidepresan kullanmayı önermiş.

Amanda o gün bir şeylerin değiştiğini söylüyor. Aldığı antidepresana bakıp bir küçük kutunun onu değiştireceğini ve iyi hissetmesini sağlayacağını doğru bulmamış. Antidepresanı kullanmadan çöpe atmış.

O günden sonra spor enstitüsüne ve spor eğitimine lisans için başlamış.

Beslenme ve sağlık hakkında bulabildiği her şeyi okumuş, diyetisyenler ile konuşmuş, internetin her bir köşesinde bulabildiği her bilgiyi öğrenmek için çalışmış.

Bu yıllar ona nasıl beslenmesi, nasıl hareket etmesi ve nasıl düşünmesi gerektiğini öğretmiş.

Amanda yaşadığı bu sürecin zamanla çok kötü günlerinin geride kalmasını sağladığını dile getiriyor. Hâlâ iyi ya da kötü olarak ayırabileceği günler yaşıyor olmasına rağmen, Amanda’nın artık çok kötü günleri yok!

2012’nin ortalarında yoga çalışmalarına başlamak istemiş.

Amanda Bisk yogayı denediği andan itibaren çok çok daha iyi hissettiğini söylüyor çünkü yoga Amanda’ya kendi bedenini daha iyi tanıma fırsatını ve zihnini yenilemeyi öğretmiş.

Gün gün küçük ya da büyük yoga çalışmalarına devam eden Amanda, yıllar içinde yoga öğretmenliği yapabileceği sertifikasını da almış.

Şu an tüm bildiklerini başkalarına da öğretebilmek için çalışıyor.

Bu rengarenk mutluluk veren instagram sayfasının hikayesi böyle doğmuş.

View this post on Instagram

It’s been just over a month since I released my yoga app ‘Fresh Body Fit Mind’ and I can’t believe all of your amazing messages, dm’s, emails, reviews, and even feedback in person! ☺️ This has been one of the most exciting projects I have ever worked on and I am just so happy you guys are getting so much out of it! ?? The best part is, it is just going to keep getting better! ??? I’ve been getting heaps of great class requests from you within the app and I will continually add classes (and courses!) you want to see! ??‍♀️??‍♂️ Fresh Body Fit Mind is growing and expanding every week and I am so happy that YOU guys get to be a part of that growth ? THANK YOU from the bottom of my heart ?? I can’t wait to see where we take this!!! ? #freshbodyfitmind ab♥️x

A post shared by Amanda Bisk (@amandabisk) on

Amanda, kendinizi tanımanızı, hayal etmenizi ve adım adım hayallerinizi gerçekleştirip hiçbir zaman durmamanızı dile getiriyor.

Gördüğünüz An Yaşam Kalitenizi Arttıracak Instagram Hesabı: Wellnesswithcourtnie

Reklam

Güneş Yanığı Tedavisinde Evde Uygulayabileceğiniz 8 Yöntem

0
gunes-yanigina-ne-iyi-gelir

Güneş Yanığı İçin Ev Tedavileri

Yaz geldi, dışarıya çıkıp güneşin tadını çıkarma vakti! Ancak yaz mevsiminde dışarıda güneş altında geçirilen tüm bu saatlerle birlikte, kaçınılmaz bir durum var: güneş yanığı. Neyse ki hepimiz için, güneşten kaynaklı hasarla oluşan güneş yanığı, kaşıntı ve soyulmayı iyileştirebilmek için evde uygulayabileceğimiz birçok yöntem var.

Cildinizi iyileştirmeye ve rahatlatmaya yardımcı olabilecek ev tedavileri hakkında bilgi edinmek için okumaya devam edin!

1. Soğuk Su

Güneş yanığı, temel olarak deri iltihabıdır. Enflamasyonu tedavi etmenin en kolay ve etkili yollarından biri etkilenen bölgeyi soğutmaktır. Güneş yanığına hemen müdahale etmenin etkili bir yolu, hala dışarıdayken -deniz, göl ,okyanus hiç fark etmez- suya atlamaktır. Gün boyunca suya dalıp çıkmanız güneş yanığının kötüleşmesini önleyebilir. Fakat klorlu su cildi daha fazla tahriş edebileceğinden, havuza girme konusunda biraz daha temkinli olmanızda yarar var. Ayrıca doğrudan buz uygulamaktan da kaçınmalısınız. Cildiniz yanıyorken buz uygulamak çekici görünmesine rağmen bu, güneş yanığı oluşmuş ekstra hassas cildinize daha fazla zarar verebilir.

Cildinizi serinletmek ve rahatlatmak için sık duş almak da başka bir seçenektir.

2. Kabartma Tozu ve Yulaf Ezmesi

Soğuk suyla dolu bir küvete birkaç çorba kaşığı kabartma tozu atmak ve suyun içinde yaklaşık 15 ila 20 dakika kalmak güneş yanığı hasarını en aza indirmenize yardımcı olur. Ayrıca bir bardak yulaf eklenmesi de tahrişi azaltır ve cildin doğal nemini korumasına yardımcı olur.

Cildinizi banyoda ya da banyodan çıktıktan sonra ovalamayın. Sonrasında kendinizi sadece bir havluyla hafifçe kurulayın.

3. Aloe Vera

Evinizde aloe vera bitkisi yoksa, bir tane edinmeniz gerekiyor. Bu özlü bitkinin içindeki jel, mide enfeksiyonlarından böbrek enfeksiyonlarına kadar her türlü rahatsızlık için yüzyıllardır kullanılmaktadır. Aynı zamanda tezgahlarda en çok bulunan güneş yanığı ilacıdır.

Bitkinin bir parçasını koparmak ve jeli doğrudan cilde uygulamak, çok büyük olmayan güneş yanığının sızısını kısa sürede yatıştırır ve rahatlama sağlar. Eğer isterseniz bunun yerine yüzde 100 aloe vera jeli (aloe bazlı losyon veya merhem değil) deneyin. Bu jelleri çoğu eczanede bulmanız mümkün.

4. Papatya Çayı

Papatya çayı ruhunuzu yatıştırıcı bir etkiye sahip olabilir, ancak güneş yanığı olan cildinizi de yumuşatabilir. Çayı normalde yaptığınız gibi demleyin ve soğumaya bırakın. Hazır olduğunda, bir bezi içine batırarak ıslatın ve etkilenen bölgeye uygulayın.

Polen alerjisi olan kişilerin, bu uygulamayı yapmaması daha iyi olabilir. Çünkü bu, cildinizde alerjik reaksiyona yol açabilir.

5. Sirke

Sirkenin güneş yanığına iyi gelip gelmediği ile ilgili görüşler biraz karışık. Bazıları, soğuk banyo suyuna iki bardak sirke ilave etmenin kişilerin yanıklardan kurtulmasına yardımcı olabileceğini söylerken, diğerleri sirke içindeki yüksek asitin sadece işleri daha da kötüleştireceğini söylüyor. Daha küçük, daha hafif güneş yanığı üzerinde daha önce denemediyseniz, daha büyük ve daha ciddi yanıklar için de bu yolu denememenizde yarar var.

6. Bol Giysiler Giyin

Cildiniz kendini tamir ederken, cildinize yapışmayan kıyafetler giydiğinizden emin olun. Cildiniz vücudunuzun en büyük organıdır, bu yüzden güneş yanığı gibi büyük bir travmatik bir durumun üstesinden gelebilmesi için nefes alabileceği alanlar sağlamak en iyisidir. Pamuk ya da bambu gibi doğal kumaşlar, güneş yanığına karşı en iyi korumayı sağlar.

7. Bolca Su İçin

Cildiniz güneş ışınlarından gelen hasarla savaşırken, güneş altındayken kaybettiği neme ihtiyaç duyar. Günde sekiz bardak su içmiyorsanız, kötü bir güneş yanığı buna yapmanız için geçerli bir sebep olmalı.

8. Nemlendiriciyi Unutmayın

İlk tedaviden sonra, cildiniz hala ona itina göstermenize ihtiyaç duyacaktır. Deri soyulmasını önlemek için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri – ya da en azından onu minimumda tutmak için – etkilenen bölgelere düzenli olarak nemlendirici uygulamaktır. Cilt tahrişini minimumda tutmak için koku ve boya içermeyen nemlendiriciler (hassas ciltler için olduğu söylenen) kullanın.

Ana fikir

Bol su için, serin yerlerde bulunmaya çalışın ve güneş yanığı çok acı veriyorsa, anti-inflamatuar bir ilaç alabilirsiniz. Bir dahaki sefere dışarı çıktığınızda, özellikle güneş yanığını olan bölgelerin daha fazla güneşe maruz kalmayacağından emin olmalısınız. Güneş yanığının neden olduğu ateş veya dehidrasyon belirtileri varsa fazla zaman kaybetmeden doktora gidin. Unutmayın ki, güneş yanığını tedavi etmenin en kolay yolu bunu en başından önlemektir.

Beyniniz Yaz Diyetinizi Nasıl Sabote Edebilir?

Reklam

Dışarıda Antrenman Yapmanız İçin 7 Neden

0
disarida-antrenman-yapmak

Özellikle kış ayları aklımızı da bedenimizi de oldukça yorabilir ve günlük ter atma rutinimiz için spor salonuna hapsolmuş hissetmemize neden olabilir. Fakat yazın güneşli günlerini yaşadığımız şu günlerde, bir süre mola alarak salonların bayat havasından biraz olsun kurtulup ihtiyaç duyulan D vitamini için dışarı çıkma zamanı! Dışarıda egzersiz yapmak, antrenmanınızın kalitesini artırmaya yardımcı olacak fiziksel ve zihinsel açıdan birçok yarara sahiptir:

1. Enerjiyi Yükseltir

Spor salonları karanlık ve kasvetli olabilir, ancak güneş serotonin seviyenizi yükseltir, bu da enerjinizi artırır, sakin kalmanıza ve odaklanmanıza yardımcı olur. Ne kadar iyi odaklanırsanız, sonuçlarınız o kadar iyi olur! “Parklar veya şehir etrafındaki parkurları kullanabildiğinizde koşu ve bisiklet gibi aerobik egzersizler dışarıda çok daha keyifli bir hal alır” diyor, güç ve kondisyon uzmanı Jon-Erik Kawamoto. Bazı insanlar kardiyo ekipmanlarını sıkıcı buluyor, bu yüzden de aerobik egzersizleri dışarıda yapmak fazlasıyla motive edici olabilir.

2. Ucuz

Dışarıdaki harika alanlarda pahalı üyeliklere veya herhangi bir ekipmana gerek yoktur. Daha sıcak aylarda, ihtiyacınız olan tek şey vücut ağırlığınız ve bir bank veya ormanlık bir yoldur. Bu size müthiş bir antrenman yapma olanağı sunar ve aynı zamanda paranızın cebinizde kalmasını sağlar.

3. Yaratıcı olabilirsiniz

Egzersiz ekipmanı olarak kullanabileceğiniz aletler ya da egzersiz yapabileceğiniz yeni alanlar ararken her gün kendinize meydan okuyarak oldukça eğlenebilirsiniz. Bir bankta triceps dips yaptığınızda veya oyun parkında demirleri kullanarak barfiks çektiğinizde, kapalı spor salonlarından farklı olarak egzersizinizi her günkü mekanda yapmak zorunda kalmayacak, antrenman yapacağınız yeri dilediğiniz her an değiştirmeye daha uygun olacaksınız. “Egzersiz yapmak için dışarı çıkmak gerektiğini her daim savunuyorum” diyor egzersiz fizyoloğu Andi Martin-Wagner. Park bankları, piknik masaları, merdivenler, ağaçlar ve tepeler antrenmanınızı geliştirmek ve çeşitlendirmek için farklı şekillerde değerlendirilebilir.

4. Daha iyimser hissedeceksiniz

Çevresel Psikoloji Dergisi tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre, aktif bir şekilde dışarıda daha fazla vakit geçiren kişilerin, iyimserlik konusunda zihinsel sağlığı geliştirdiği görüldü.

5. Sosyalleşebilirsiniz

Eğer arkadaşların seninle aynı spor salonunda değilse, antrenman için onları kendi salonuna çağırman pek mümkün olmayabilir. Ancak, hem sosyal hem de fiziksel anlamda birçok faydası olduğu kanıtlanmış bir grup antrenmanı için açık bir mekanda buluşma planlamak (tabii ki antrenman sonrası kahve içmek şartıyla) daha kolaydır. Egzersiz ve Spor Psikolojisi’nde yayınlanan bir çalışmaya göre, tanıdığınız insanların alışkanlıkları, özellikle de egzersiz söz konusu olduğunda, kendi alışkanlıklarınızı etkiliyor. Doğru yolda ilerlemek için, çevrenizi sizinle benzer bir yaşam tarzına sahip iyi arkadaşlarınızla kuşatın.

6. Daha fazla kalori yakacaksınız

Dışarıda koşmak hız kontrolü olmadığı anlamına gelir; bununla birlikte, rüzgar eşliğinde doğal bir arazide koşmak, bir koşu bandından daha fazla direnç sağlar. Spor Bilimleri Dergisi’ne göre, bu da daha fazla enerji harcamamıza ve dolayısıyla daha iyi bir kardiyo çalışmasına neden olur. İşi daha da zorlaştırmak için, tepeleri ve merdivenleri rotanıza ekleyebilirsiniz.

7. Ayna yok

Hepimiz bunu yaptık: Antrenman süremizi aynadan uzun uzun kendimizi izleyerek ya da sürekli selfie çekerek gereksiz yere uzattık. Fakat bilmemiz gereken bir gerçek var; aynalar sadece dikkati dağıtmaz, aynı zamanda formunuzu da engelleyebilir. Chicago Rehabilitasyon Enstitüsü’nden yapılan yeni bir çalışma, aynada sürekli olarak kendinizi izlemenin faydası olmadığını gösteriyor. Çalışmada, squat yaparken aynada kendilerini izleyen katılımcıların daha iyi bir forma sahip olmadıkları ve aynada kendini izlemeyen katılımcılara oranla %10 daha fazla baskın bacaklarına doğru eğildikleri görülmüştür. Dışarıda çalışırken, nasıl göründüğünüzden daha çok kendinizi nasıl hissettiğinize odaklanacaksınız.

Salondan Çıkın : Yerçekimiyle Antrenman

Reklam

Hormon Bozukluğu Nedir, Belirtileri Nelerdir? Hormon Bozukluğu Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?

0
hormon-bozuklugu-nasil-anlasilir

Hormonlar vücudunuzun kimyasal habercileridir. Endokrin bezlerinde üretilen bu güçlü kimyasallar, kan dolaşımı aracılığıyla doku ve organlara ne yapacağını ve ne zaman yapacağını söyler. Hormanlar metabolizma ve üreme dahil olmak üzere vücuttaki önemli süreçlerin çoğunu kontrol etmeye yardımcı olurlar. Hormonal dengesizlikler veya diğer bir deyişle hormonal bozukluklar, kan dolaşımında çok fazla veya çok az hormon olduğunda görülür. Vücuttaki önemli rolleri nedeniyle, küçük hormonal dengesizlikler bile vücutta ciddi yan etkilere neden olabilir. Hormonlar aşağıdaki süreçlerin düzenlenmesine yardımcı olur:

  • Metabolizma ve iştah
  • Kalp atışı
  • Uyku düzeni
  • Üreme ve cinsel fonksiyon
  • Genel büyüme ve gelişme
  • Ruh hali ve stres seviyeleri
  • Vücut ısısı

Erkekler ve kadınlar, insülin, steroidler, büyüme hormonları ve adrenalin dengesizliklerinden etkilenebilirler. Kadınlar östrojen ve progesteron düzeylerinde dengesizlikler yaşayabilirken, erkeklerin testosteron düzeylerinde dengesizlik yaşama olasılığı daha yüksektir.

Hormon Bozukluğu Belirtileri

Hormon bozukluğunun semptomları hangi bezlerin ve hormonların etkilendiğine bağlıdır. Hormon bozukluğunun yaygın olan nedenleri ile ilişkili belirtiler şunlardır:

  • Açıklanamayan kilo alımı veya kilo kaybı
  • Açıklanamayan şekilde aşırı terleme
  • Uyumakta zorluk
  • Soğuğa ve sıcağa duyarlılık değişiklikleri
  • Çok kuru cilt veya deri döküntüleri
  • Kan basıncında değişiklikler
  • Kalp atış hızında değişiklikler
  • Kırılgan veya zayıf kemikler
  • Kan şekeri yoğunluğundaki değişiklikler
  • Sinirlilik ve endişe hali
  • Açıklanamayan uzun süreli yorgunluk
  • Artan susuzluk
  • Depresyon
  • Baş ağrısı
  • Tuvalete normalden daha fazla veya daha az gitmeye ihtiyaç duyma
  • Şişkinlik
  • İştah değişiklikleri
  • Cinsel istekte azalma
  • İnce ve kırılgan saçlar
  • Kısırlık
  • Şişmiş yüz
  • Bulanık görme
  • Boyunda şişlik
  • Göğüslerde hassasiyet
  • Kadınlarda sesin derinleşmesi

Hormon Bozukluğu Nedenleri

Herkes hayatının belirli noktalarında hormonal dengesizlik veya hormonal dalgalanmaların doğal periyotlarını deneyimleyecektir. Ancak hormon bozukluğu, endokrin bezler düzgün çalışmadığında da ortaya çıkabilir.

Endokrin bezler, kanda hormonları üreten, depolayan ve salgılayan özel hücrelerdir. Vücudun her yerinde farklı organları kontrol eden birçok endokrin bez bulunur:

  • Adrenal bezler
  • Gonadlar (testis ve yumurtalıklar)
  • Epifiz bezi
  • Hipofiz bezi
  • Hipotalamus bezi
  • Tiroid ve paratiroid bezleri
  • Pankreatik adacıklar

Bazı tıbbi durumların endokrin bezlerinin bazılarını veya birkaçını etkilediği bilinmektedir. Bazı alışkanlıklar ve çevresel faktörler de hormonal dengesizliklerde rol oynayabilir.

Hormon bozukluğunun nedenleri şunlardır:

  • Kronik veya aşırı stres
  • Tip 1 ve Tip 2 diyabet
  • Hiperglisemi (aşırı glukagon üretimi)
  • Hipoglisemi (kanda var olan glukozdan daha fazla insülin üretilmesi)
  • Yetersiz tiroid (hipotiroidizm)
  • Aşırı aktif tiroid (hipertiroidizm)
  • Paratiroid hormonunun aşırı veya az üretilmesi
  • Kötü beslenme alışkanlıkları
  • Aşırı kilolu olmak
  • Hormonal değişiklik veya doğum kontrol ilaçları
  • Anabolik steroid ilaçlarının kötüye kullanılması
  • Hipofiz tümörleri
  • Cushing’s sendromu (hormon kortizolün yüksek seviyeleri)
  • Addison hastalığı (düşük kortizol ve aldosteron seviyeleri)
  • Endokrin bezleri etkileyen iyi huylu tümörler ve kistler
  • Konjenital adrenal hiperplazi (düşük kortizol seviyeleri)
  • Endokrin bezi hasarı
  • Ciddi alerjik reaksiyonlar veya enfeksiyonlar
  • Kemoterapi ve radyasyon tedavisi
  • İyot eksikliği (guatr)
  • Kalıtsal pankreatit
  • Turner sendromu (sadece bir X kromozomu olan dişiler)
  • Prader-Willi sendromu
  • Anoreksiya
  • Böcek ve bitki ilaçları dahil olmak üzere toksinlere ve endokrin bozucu kimyasallara maruz kalma

Kadınlarda Hormon Bozukluğu

Kadınlar doğal olarak yaşamları boyunca çeşitli dönemlerde hormonal dengesizlik yaşarlar:

  • Ergenlik çağı
  • Adet dönemi
  • Hamilelik, doğum ve emzirme
  • Perimenopoz, menopoz ve postmenopoz

Kadınlar ayrıca erkekle göre daha fazla hormonal bozukluk geliştirme riski altındadır, çünkü farklı endokrin organları ve döngüleri vardır.

Kadınlarda hormonal dengesizliklere neden olan tıbbi durumlar şunlardır:

  • Polikistik over sendromu
  • Hormon değişiklikleri veya doğum kontrol ilaçları
  • Erken menopoz
  • Birincil yumurtalık yetmezliği
  • Yumurtalık kanseri

Kadınlarda hormonal bozukluk belirtileri şunlardır:

  • Ağır, düzensiz veya sancılı adet dönemleri
  • Osteoporoz (zayıf, kırılgan kemikler)
  • Sıcak basmaları ve gece terlemeleri
  • Vajinal kuruluk
  • Göğüslerde hassasiyet
  • Hazımsızlık
  • Kabızlık ve ishal
  • Menstruasyon sırasında veya hemen öncesinde sivilce oluşumu
  • Yüz, boyun, göğüs veya sırtta artan tüyler
  • Kısırlk
  • Kilo alma
  • Saç dökülmesi
  • Sesin derinleşmesi
  • Klitoris genişlemesi

Erkeklerde Hormon Bozukluğu

Erkekler de hayatları boyunca doğal hormonal dengesizlik dönemleri yaşarlar. Erkeklerde hormonal dengesizliklerin doğal nedenleri şunlardır:

  • Ergenlik çağı
  • Yaşlanma

Erkekler de farklı hormonal bozukluklar geliştirme riski altındadır çünkü farklı endokrin organları ve farklı dönemleri vardır.

Erkeklerde hormonal dengesizliğe neden olan tıbbi durumlar şunlardır:

  • Prostat kanseri
  • Hipogonadizm (düşük testosteron)

Erkeklerde hormonal bozukluk belirtileri şunlardır:

  • Azalmış cinsel istek
  • Sertleşme bozukluğu
  • Düşük sperm sayısı
  • Azalmış kas kütlesi
  • Vücutta azalan tüy büyümesi
  • Meme dokusunun aşırı gelişimi
  • Göğüslerde hassasiyet
  • Osteoporoz

Hormon Bozukluğu Tedavisi

Hormon bozukluklarının tedavisi, nedenine bağlı olarak değişebilir. Her insan hormonal bozukluklar için farklı tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyabilir.

Hormon bozukluğu olan kadınlar için tedavi seçenekleri şunlardır:

  • Hormon kontrolü veya doğum kontrolü: Gebe kalmaya çalışmayanlar için, östrojen ve progesteron formları içeren ilaçlar, düzensiz adet dönemlerini ve semptomlarını düzenlemeye yardımcı olabilir. İnsanlar doğum kontrol ilaçlarını farklı şekillerde alabilirler.
  • Vajinal östrojen: Östrojen düzeylerindeki değişikliklerle ilişkili olarak vajinal kuruluk yaşayan kişiler semptomları azaltmak için vajinal dokulara doğrudan östrojen içeren kremler uygulayabilirler. Vajinal kuruluğu azaltmak için östrojen tabletleri de kullanabilirler.
  • Hormon yenileme ilaçları: Sıcak basması veya gece terlemeleri gibi menopozla ilişkili şiddetli semptomları geçici olarak azaltmak için ilaçlar kullanılabilir.
  • Eflornitin (Vaniqa): Bu reçeteli krem, kadınlarda aşırı yüz kılı büyümesini yavaşlatabilir.
  • Anti-androjen ilaçlar: Baskın olarak erkek cinsiyet hormonu androjeni bloke eden ilaçlar, ciddi akne ve aşırı saç büyümesi veya dökülmesini sınırlandırabilir.
  • Klomifen (Clomid) ve letrozol (Femara): Bu ilaçlar, hamile kalmaya çalışan polikistik over sendromlu kişilerde yumurtlamayı teşvik eder. Polikistik over sendromu ve infertilite olanlarda hamilelik şansını artırmak için gonadotropin enjeksiyonları verilebilir.
  • Yardımcı üreme teknolojisi: In vitro fertilizasyon (yapay ortamda döllenme), Polikistik over sendromu komplikasyonları olanların gebe kalmasına yardımcı olmak için kullanılabilir.

Hormon bozukluğu olan herkes için tedavi seçenekleri şunlardır:

  • Metformin: Tip 2 diyabet için bir ilaç olan metformin, kan şekeri düzeylerini yönetmeye veya azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Levothyroxine: Synthroid ve Levothroid gibi levotiroksin içeren ilaçlar, hipotiroidizm semptomlarının iyileşmesine yardımcı olabilir.

Hormon bozukluğu olan erkekler için tedavi seçenekleri şunlardır:

  • Testosteron ilaçları: Testosteron içeren jeller ve bantlar, hipogonadizm ve gecikmiş ergenlik gibi düşük testosteron seviyelerine neden olan diğer durumların semptomlarının azaltılmasına yardımcı olabilir.

Doğal Tedaviler

İnsanlar binlerce yıldır hormonal bozuklukları tedavi etmek için doğal takviyeleri kullanmışlardır. Bununla birlikte, yaşam tarzı değişikliklerinden başka, hormonal bozuklukları ve nedenlerini tedavi etmek için klinik çalışmalarda kesin bir şekilde kanıtlanmış doğal bir çare var demek pek mümkün değildir.

Hormonal bozukluklarla ilişkili semptomların azaltılmasında etkili olduğu düşünülen ve yaygın olarak kullanılan doğal takviyeler şunlardır:

  • Menopozun neden olduğu sinirlilik, endişe ve uyku bozuklukları için ginseng
  • Sertleşme sorunu için ginseng ve maca

Hormonal bozuklukların olasılığını ve semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilecek yaşam tarzı değişiklikleri ise şunlardır:

  • Sağlıklı vücut ağırlığına sahip olmak
  • Besleyici ve dengeli bir beslenme düzeni
  • Düzenli egzersiz
  • Stresi azaltmak ve stresi yönetebilmek
  • Yoga ve meditasyon
  • Şekerli yiyecekleri ve işlenmiş karbonhidratları sınırlamak
  • Paketlenmiş gıdalardan kaçınmak
  • Eski yapışmaz tavaların seramik tavalarla değiştirilmesi
  • Yiyecek-içecekleri saklamak ve ısıtmak için cam kaplar kullanmak
  • Çamaşır suyu gibi zehirli kimyasallar içeren temizlik ürünlerinin kullanımını kısıtlamak

Özet

Neredeyse herkes yaşamı boyunca en az bir veya iki farklı dönemde hormon bozukluğu sorunu yaşar. Hormonal dengesizlikler ergenlik, adet dönemleri ve gebelik sırasında daha sık görülür. Ancak bazı insanlar sürekli olarak hormonal bozukluk problemi yaşarlar.

Birçok hormonal dengesizlik stres veya hormon ilaçları gibi dış faktörlerden kaynaklanır. Bununla birlikte, hormonal dengesizlikler, endokrin sistemi veya bezleri etkileyen herhangi bir tıbbi durumdan da kaynaklanabilir.

Bir kişi uzun süreli açıklanamayan semptomlar yaşıyorsa, özellikle de ağrıya, rahatsızlığa neden olan veya günlük aktivitelerini olumsuz etkileyen belirtilere sahipse bu konuyla ilgili en kısa sürede bir doktora danışmalıdır.

En Kaliteli Vitamin Takviyeleri İçin Tıklayın…

Doğum Sonrası Karın Kasları Oluşturmak İçin Bu Uzman Tavsiyelerini Uygulayın!

Reklam