Hilal Zeyneb Saraç, 32. Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda, kadınlarda 47 dakika 52 saniyelik derecesiyle altın madalyanın sahibi oldu.
Saraç, sporcuların antrenman düzenini büyük ölçüde etkileyen pandemi sürecine rağmen elde ettiği bu başarıya aslında yabancı değil. 2018 ve 2019 yıllarında da boğazdan madalyasını almayı başarmıştı. “Bu noktaya geleceğim aklımın ucundan geçmezdi” diyen Saraç’la konuştukça anlıyoruz ki, aslında kendisi başarıyı seviyor. Zira milli bir yüzü olmanın yanında gelecek vadeden de bir öğrenci.
M&F editörleri olarak biz de Saraç’la başarısı ve gelecek hayalleri üzerine konuştuk.
Yüzmeyi kaç yaşında ve nasıl öğrendin?
Yüzmeye 2003 yılında 5 yaşımdayken başladım. Ankara’da bulunan 19 Mayıs Ziya Ozan Spor Kompleksi’nde yüzme kurslarına katılmıştım. Aklımızdaki spor yüzme değildi. Basketbol kursuna kayıt yaptırmak için gitmiştik. 5 yaşındaki çocuklar için basketbol önerilmediği için yüzmeye kayıt yaptırdık. Bu noktaya geleceğim aklımın ucundan geçmezdi.
İlk madalyanı kazanışını hatırlıyor musun?
İlk yarışım yüzmeye başladığım havuzda olmuştu. Yarışa gireceğimi başlamasına saatler kala öğrenmiştim ve çok gerilmiştim. Yanlış hatırlamıyorsam 6 veya 7 yaşımdaydım. O yarışta Ankara 1.’si olmuştum ve kupa almıştım. Birincilik kupası yanımda çok büyük kalıyordu. Kupanın bana ait olduğuna inanamamıştım. Çok büyük başarı elde etmişim gibi hissetmiştim.
O halde son madalyandan bahsedelim. 32. Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda birinci oldun. Nasıl bir duygu?
Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı dünyaca tanınan büyük ve önemli bir organizasyon. 2016 yılında WOWSA (Dünya Açık Su Kuruluşu) tarafından En İyi Açık Su Organizasyonu ödülüne layık görülen bu yarışa her sene 50’den fazla ülke katılıyor. Bu sene pandemiye rağmen 46 ülkenin katılım gösterdi. Böylesi bir yarışta şampiyon olmak gurur ve mutluluk verici.
Bu sene de geçen senelerde olduğu gibi başarımı devam ettirmek istediğim için kendimi yoğun stres altında hissediyordum. 2018’de ilk katılışımda kadınlar genel klasman birincisi oldum, 2019’da erkekler genel klasman birincisinden daha hızlı yüzerek boğaz tarihinde bir ilki gerçekleştirdim. Çalışmalarım sonuç verdiği için mutluyum. Bu noktaya gelebilmek için 17 sene çalıştım.
Yüzücüler genelde havuzda performans sergilerler, sense boğazda yüzdün. Aradaki fark büyük olsa gerek.
Havuzda yapılan yarışmalar ve denizde yapılan yarışmalar birbirinden farklı iki olimpik branşa ait. Havuzda yapılana “yüzme”, denizde yapılana ise “açık su yüzme” deniyor.
Havuzda yapılan yarışların mesafesi açık su yarışlarına göre daha kısa. 50 metreden 1500 metreye kadar mesafe seçenekleri var ve “kelebek, sırtüstü, kurbağalama, serbest” olmak üzere dört stil var. Her sporcu kendine ait kulvarda tek başına yarışır. Yarışma esnasında sporcuların birbirine teması bulunmaz.
Açık su ise adından da anlaşılabileceği gibi havuzda değil; deniz, göl ve okyanus açık sularda gerçekleşir. Açık suda yarışma mesafeleri ise 5 km, 7.5 km, 10 km’dir. Avrupa ve Dünya şampiyonalarında 25 km mesafesini de görebilirsiniz. Olimpiyatlar ise 10 km üzerinden yapılır. Açık su dayanıklılık sporudur, yön bulma kabiliyeti önem taşır ve dalga, akıntı, rüzgar, deniz canlıları, sıcaklık da yarışmanın parçasıdır. Yarış süresince sporcular küme halinde yüzerler bu sebeple sporcular arasında istemli ve istemsiz temas söz konusudur. Açık su yarışlarına katılan bir sporcunun hem mental hem fiziksel olarak güçlü olması beklenir.
Boğazı kulaçlarken insanın aklından neler geçiyor?
Benim gibi derece yapmak amacıyla yarışan sporcular için stres ve gerginlik geçiyor. Sadece bu yarış için değil tüm yarışlarda hedefiniz ne kadar büyükse o kadar çok gerilirsiniz. Eğer yarışın sonucu sizi memnun ederse çektiğiniz sıkıntılar ve stres yerini tatlı bir hazza bırakıyor.
İstanbul Boğazı gerçekten şahane bir yer. Deniz trafiği yarış günü bizler için kapatıldı. Tarihi yapıların aralarını doğal güzellikler süslüyor. Yarışmada sağa baktığınızda Rumeli Hisarı, sola baktığınızda ise Anadolu Hisarı’nın görüş açınıza girdiği bir an var. Böyle bir şansa başka nasıl sahip olunabilir ki?
Karantinada kaç gün yüzmeye hasret kaldın?
2.5 ay boyunca suya giremedim. Bu süre bir yüzücü için çok uzun. 17 yıllık yüzme kariyerimde yalnızca kolumu kırdığımda 1 ay suya girmediğim olmuştu, daha uzun ara vermemiştim. Su antrenmanı yapamadığım 2.5 aylık süre beni çok endişelendirdi. Performans kaybının çok olacağını ve toparlanmamın uzun süreceğini biliyordum. Elimden gelen tek şey evde çalışmalarıma devam etmekti. Her ne kadar bunlar su antrenmanının yerini tutmasa da faydasını gördüm.
Tekrar su antrenmanlarına başladığımdaki performansım benim için umut vericiydi. Beklediğim kadar kötü durumda değildim. Antrenmanlarımı Ankara’da bulunan Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi’nde Arnavut asıllı İtalyan antrenör Gjon Shyti ile yapıyorum. Gjon çok başarılı bir antrenör olduğu için beni Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’na kısa sürede hazırlayabileceğine güvendim.
Türkiye’de yüzme sporu sence nasıl bir konumda?
Yüzme sporu futbol, voleybol, basketbol kadar halk arasında bilinmiyor ve ilgi çekmiyor. Çok başarılı yüzücülerimiz olduğu halde basında yer bulamıyorlar.
17 yıldır yüzdüğüm için Türkiye’de yüzmenin gelişimini izleme şansım oldu ve diyebilirim ki, Türkiye yüzmede son yıllarda büyük ilerleme gösterdi. Şu an Ankara TOHM’da Gjon Shyti ile çalışan iki kadın sporcumuzun 3 tane olimpiyat A barajı var. Bu da Tokyo Olimpiyatları’na kota aldıkları anlamına geliyor. 3 tane olimpiyat A barajının yanı sıra takımımda olimpiyat B barajı geçen sporcular da var. 2019 yılında Avrupa Gençler Şampiyonası’nda madalyalar kazanıldı ve Dünya Gençler Şampiyonası’nda pek çok derece alındı. Birkaç sene önce böyle başarılar Türkiye için hayaldi. Bu sonuçlarda Gjon’un payı büyük.
Kariyer hedeflerin nedir?
Yüzme için öncelikle isteğim gençlere örnek olmaya devam etmek. Onların sorunlarına yardım etmekten ve sorularını cevaplamaktan keyif alıyorum. Bireysel olarak amacım daha iyi performansa erişmek. Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’na katılım sağlamak ve iyi dereceler yapmak.
TED Üniversitesi’nde elektrik elektronik mühendisliği son sınıf öğrencisiyim ve hukuk ek dalı yapıyorum. 2021 yazında mezun olacağım. İkinci Üniversiteyi okumayı ve yüksek lisansa başlamayı da düşünüyorum. Mezuniyetten sonra iş seçeneklerini de değerlendirerek yeni bir başlangıç yapacağım.