Genelde sağlıksız beslenmeyi bel çevresindeki yağlarla ilişkilendiririz, ancak beslenme yetersizlikleri çok daha ciddi sağlık sorunlarına kapı aralar. Öyle ki daha sinsi seyreden bu rahatsızlıkları bulmak için doktor muayenehanesine ihtiyacınız olabilir -kardiyovasküler hastalık riskiniz gibi- Sağlığınızı tehdit eden bir problemin hangi beslenme alışkanlığından etkilenebileceğini bilirseniz, sorunu çözebilirsiniz.
Osteoporoz
Osteoporoza neden olabilecek birkaç farklı risk faktörü var. Bunlardan birkaçı diyetle ilgili. Örneğin, yetersiz kalsiyum ve D vitamini alımı… En iyi kalsiyum kaynakları sebzelerdir, bunun dışında süt ve yoğurt da mutlaka beslenme planınızda olmalı. Kalsiyum ve D Vitaminin ne kadar düşük olduğuna bağlı olarak vitamin takviyeleri de gerekli olabilir.
Yeme Bozuklukları
Yeme bozukluğunun sağlıksız beslenmeden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz. Sürekli artan zayıflama arzusu, şiddetli gıda kısıtlaması gibi saplantılı düşünce ve davranışlar anoreksiyaya uzanan ciddi sağlık sorunları yaratabilir. Vücudumuz ve beynimiz, optimal işlev için gerekli belirli besin maddelerden yoksun bırakıldığında kendiliğinden koruyucu bir moda girer. Vücut gıda kısıtlamasına ve aşırı kilo vermeye karşı doğal dengeleyici mekanizmalara sahiptir, bu nedenle beslenme yanlışları vücut ve beyinde geri dönüşü olmayan zararlı etkilere neden olabilir.
Kronik Kabızlık
Kabızlığı ciddi bir sağlık komplikasyonu olarak düşünemeyebilirsiniz. Ancak birçok insanı etkileyen bu durum, oldukça rahatsız edici ve yaşam kalitesini düşürüyor. Susuz kalmak ve liften fakir beslenmek kabızlığı tetikleyebiliyor. Meyve, sebze, kepekli tahıllar ve baklagiller gibi bitki esaslı gıdalar vitamin, mineral ve lif deposudur. Günde 25-30 gram lif hedeflenmesi önerilir. Ancak beslenmenize lif eklediğinizde su alımını da arttırdığınızdan emin olun. Çorba gibi sulu yemekler ve salatalık, domates, yeşilbiber, karpuz, greyfurt gibi yüksek su oranına sahip sebze ve meyveler de işinizi kolaylaştırır.
Obezite
Vücudun makro besin maddeleri (protein, yağ ve karbonhidratlar) yanında metabolik ihtiyaçları için gerekli mikro besin maddeleri ve elektrolitler açısından dengede olması zorunludur. Vücutta doğru yakıtlar yoksa ve denge bozulmuşsa sistemik açıkların yanı sıra obezite gibi ağırlık yönetimiyle ilgili sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Metabolizma, hücresel reaksiyonların karmaşık bir etkileşimidir; bu besinler eş faktörler (tepkime yardımcıları) olarak hareket etmek için orada bulunmazlarsa, bir domino etkisi meydana gelir. Bu nedende besin madde miktarı, türü ve kalitesi çok önemlidir.
Koyu ve keskin idrar
Vücudunuzu susuz bırakırsanız daha az idrara çıkarsınız ve idrarınız koyu renk, güçlü bir koku ile birlikte gelir. Yani bu demek ki, daha fazla sıvıya ihtiyacınız var. Peki, ne kadar? Kadınların her gün yiyecekler de dahil yaklaşık 11 su bardağı su alması ve erkeklerin günde yaklaşık 16 bardak su içmesi önerilir. Soda, şekerli kahve ve enerji içecekleri gibi süt ve çayın suyun yerini tutmadığını da belirtelim.
Meme Kanseri Riski
Kronik hastalıkların büyük bir çoğunluğu (kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve birçok kanser türü) onlarca yıllık kötü beslenme ve yetersiz egzersizin sonucudur. Aslında ulusal sağlık istatistikleri, kronik hastalıkların üçte ikisinin yemek ve egzersiz modelleri de dahil olmak üzere yaşam tarzı faktörlerine bağlı olduğunu göstermektedir. Genetik faktörlerin de etkisi olmasına rağmen uzmanların çoğu, meme kanseri riskinin artışında beslenme faktörünün büyük önem taşıdığını vurguluyor.
Mide Rahatsızlıkları
Belli yiyecekler, yemek borusu ve karın arasındaki kapı geçişini zayıflatabilir, bu da reflüyü tetikler. Bu gıdaların başında çikolata, nane ve kafein gelir. Asitli gıdalar da midenin çalışma prensibini etkileyebilir ve yanma hissini arttırabilir. B vitamini eksikliği de özofagus duvarının büyümesini etkileyebilir ve mideyi daha hassaslaştırır. Eğer, ciddi mide rahatsızlıklarınız varsa diyetinizi yeniden planlamak sizi oldukça rahatlatacaktır.
Diyabet
Aslında dışarıdan aldığımız tüm gıdaların şekere (vücudun enerji kaynağı) dönüşme olasılığı var, sadece saf protein farklı bir şekilde kullanılıyor. Bu nedenle, herhangi bir gıdanın aşırı miktarda alınması diyabeti daha da kötüleştirebileceği gibi diyabet riskini de arttırabilir. Bununla birlikte, saf şekerler vücutta dramatik şeker dalgalanmalarına neden olabilir çünkü çok hızlı şekilde kullanılırlar. Kompleks karbonhidratlar ve diğer gıdalar (örneğin sebzeler dahil) daha yavaş emilir; bu da vücuda sindirime / kullanmaya daha fazla zaman tanır. Diyabet riskinin önüne geçmek için beslenme programında köklü bir değişiklik olmazsa olmazdır.
Saç Dökülmesi
Yetersiz protein alımı, saç kökünün yapısında hasara yol açarak saç dökülmesine neden olabilir. Demir eksikliği de saç dökülmesinin sebeplerinden biridir. Diyetinizde yoksunluk hissediyorsanız, yeniden gözden geçirmenizde fayda var.
Güçsüz Bağışıklık Sistemi
Zayıf bağışıklık sisteminin en büyük nedeni fakir diyetlerdir. Yeterli beslenme olmadan, vücudunuzun enfeksiyonlara tepki vermesi veya hastalıkla karşı savaşması çok zordur. Protein, çinko, A vitamini, C ve E vitamini bakımından zengin gıdaları düzenli tüketmek çok önemli. Yumurta, yağsız dana eti, balık ve tofu, tavuk başlıca sağlıklı protein kaynakları. Çinko için haftada iki ya da üç kez koyu yeşil sebzeler tüketilebilir. A vitamini için havuç ve tatlı patates gibi renkli turuncu gıdaları arayın. C vitamini için, turunçgiller, kırmızı biber, lahana ideal.
Tırnak Kırılması
Beslenme programlarında yeterince meyve ve sebze olmayan insanlar, genellikle tırnak kırılması yaşarlar. Araştırmalar gösteriyor ki erişkin bireylerin çok az bir kısmı günlük alması gereken sebze ve meyve oranını tüketebiliyor. Aslında tırnak kırılması bir sorundan ziyade ciddi rahatsızlıkların belirtisi de olabilir. Tabağınızda her öğün bol sebze olsun ve ara öğünleri mutlaka meyve ile değerlendirin.
Akne
İşlenmiş ve yüksek şekerli gıdaların aşırı tüketimi yetişkinlerde akne oluşumuna sebep oluyor. Çünkü bu gıdalar vücutta iltihaplanmayı teşvik ediyor. Beyaz ekmeği, patatesi ve paketli gıdaları sınırlayın. Bunun yerine tahıl, tatlı patates, fasulye ve sebzeye yer açın. Balık gibi omega-3 yağlı asitlerince yüksek gıdalar ve C vitamini bakımından zengin olanlar, ciltteki iltihapla hatta tüm vücutta meydana gelecek iltihaplanma ile mücadele edebilir.
Depresyon
Özellikle sağlıklı yağlardan, omega-3 yağ asitlerinden zengin bir beslenme planından konuşmamız gerekiyor. Çünkü çoğu insan, diyetin yağsız olması gerektiğini düşünüyor. Oysa yağdan yoksunluk depresif ruh halini tetikliyor. Beynin görevlerini doğru ve düzgün yerine getirebilmesi ve işlevini arttırabilmesi için bu yağ asitlerine ihtiyacı var. Özellikle de ruhsal durumu kontrol altına almak için! En iyi omega-3 kaynakları, somon, ceviz, chia ve keten tohumu ya da keten tohumu yağıdır. Çok aşina olmadığınız keten tohumu hakkında bilgi almak için Keten Tohumu Yağı Nedir, Nasıl Kullanılır? makalesini okuyabilirsiniz.
Depresyonu bertaraf etmek için aynı zamanda kepekli tahıllar, tatlı patates veya nişastalı diğer sebzeler gibi kompleks karbonhidratlarla da dengelenmiş bir programa odaklanmalısınız. Yağsız et, fasulye, yumurta ve yoğurt gibi protein kaynakları ve avokado, zeytinyağı gibi sağlıklı yağ kaynakları depresyon belirtilerini azaltmaya yardımcı olur.