Fit Hub Blog Sayfa 81

En İyi Yağ Yakıcı Karnitin Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

0

Karnitin Nedir?

Genellikle bir amino asit olarak sınıflandırılmış olsa da, karnitin teknik olarak bir amino değildir. B vitaminleri ile ilişkili vitamin benzeri ve amino asit benzeri bir bileşik olarak kabul edilir. 1950’lerde ilk kez incelendiğinde, karnitine BT vitamini de denilmiştir. Karnitin karaciğerde ve böbreklerde lisin ve metiyonin amino asitlerinden oluşur. Bununla birlikte, vücutta öncelikle kaslarda (kalp de dahil), beyinde ve hatta spermde depolanır. Beslenme yoluyla esas olarak et ve diğer hayvansal ürünlerden elde edilir. Avokado ve soya fasulyesi gibi bazı bitkisel ürünlerden de karnitin alabilirsiniz, ancak esas olarak et en iyi kaynaktır; özellikle kırmızı et çok daha yüksek miktarda karnitin içerir.

Karnitin iki farklı şekilde bulunur: D-karnitin ve L-karnitin. L formu doğada bulunan ve biyolojik olarak aktif olan formdur. Etiketlerde L-karnitin, L-karnitin L-tartrat veya Propionil-L-karnitin olarak listelendiğini görürsünüz. Hepsi birbirine benzerdir ve benzer şekilde etki gösterir. Öte yandan, D formu biyolojik olarak aktif değildir ve takviye olarak satışı yoktur.

Asetilkarnitin veya ALCAR olarak da bilinen asetil L-karnitin, L-karnitinin bir başka popüler tamamlayıcı şeklidir. Enerji üretiminde rol oynayan ve önemli bir nörotransmiter olan asetilkolinin, üretildiği merkezi sinir sistemi boyunca bulunabilir (1). Karnitin molekülüne bağlı asetil grubu, kan-beyin bariyerini geçme ve beyine girme yeteneğini arttırır, burada da güçlü bir antioksidan görevi görür. Bu nedenle, bazı araştırmalar karnitin ne işe yarar sorusuna cevap olarak, asetil-L-karnitinin yaşlanma ve nörodejenerasyona karşı koruyucu eylemler sağlayabileceğini öne sürmektedir.

En iyi karnitin takviyelerini merak ediyorsanız Vücuttaki Fazla Yağları Yakıp, Küle Çevirmek İsteyenler İçin En İyi 5 L-Carnitine yazımıza göz atabilirsiniz!

En İyi Karnitin Nasıl Seçilir?

Bir karnitin yağ yakıcı ürünü seçmenize yardımcı olmak için öncelikle dikkat etmeniz gereken 5 özellik vardır. Bunlar sadece seçimlerinizi daraltmakla kalmaz, aynı zamanda satın alacağınız üründen en iyi şekilde yararlanmanızı sağlar.

1. Ürünün Saflığı ve Konsantrasyonu

karnitin-takviyesi

Bu listede ilk olarak ürünün saflığı bulunmaktadır. Çok fazla bileşen içerenlerin aksine nispeten saf bir konsantrasyonda olan ürünleri tercih edin. Bu sayede takviyenin tüm avantajlarından faydalanırsınız ve ayrıca harcadığınız paranın karşılığını alırsınız.

Sizin için seçtiğimiz en iyi karnitin ürünlerine buradan ulaşabilirsiniz!

2. Karnitin Formu

Söz konusu karnitinin formu olunca en uygun olan formu seçmenin iki yolu vardır: kimyasal form ve fiziksel form. Kimyasal karnitin formları, en etkili ve aynı zamanda en pahalı olduğu iddia edilen asetil l karnitin içerir. Bir diğeri, dolaşım için geliştirilmiş vücuttaki nitrik oksit (NO) seviyelerini yükseltmeye yardımcı olan ve egzersiz öncesi için harika bir takviye olan Propiyonil-L-Karnitin’dir. Sonuncusu en yaygın ve en ucuz seçenek olan L-Karnitin-L-Tartrat olup, vücutta emilmesi en hızlı olandır. Ayrıca, gelişmiş fiziksel güç ve kuvvet kazanımı ile birlikte L-Karnitinin tüm faydalarını sunar.

L karnitin ayrıca kapsül, çabuk çözülebilen jel kapsül, tablet, toz ve sıvı formda bulunabilir. Araştırmalara dayanarak, toz formundaki ürünlerin daha yararlı olduğu belirtilmektedir, ancak genellikle tatsızdırlar. Bu da onları iyi bir seçenek olmaktan alıkoyar. Aynı etkileri gösteriyor olsalar da, sıvı formları aromalıdır ve kullanılması çok daha rahattır. Bu, özellikle tabletleri veya kapsülleri yutma konusunda zorluk çeken kişiler için oldukça faydalıdır. Genellikle, sıvı formun şişeden tüketilmesi gerekir. Bununla ilgili sorun, ne kadar aldığınız konusunda kesin bir ölçüm yapamamanızdır. Buna rağmen, sıvı form hala en popüler seçenektir. Bu noktada karnitin takviyesi seçerken yapmanız gereken kendi rahatlığınızı düşünmenizdir. En rahat tüketebileceğiniz formu tercih etmeniz önceliklidir.

3. Dozaj

asetil-l-karnitin

Etkili minimum günlük karnitin kullanım dozu 1000 mg veya 1 gramdır. Bununla birlikte, günde 2 ila 3 gram dozlarda alındığında sporcular için daha faydalı olabilir. Ayrıca, takviyenin şişesi veya kabı üzerinde belirtilen talimatlara da dikkat etmeniz gerekmektedir. Bazı ürünler, porsiyon başına etkili bir doz oranına sahip olabilir, ancak günde bir kereden daha fazla alınması uygun olabilir. Diğerleri tablet veya kapsül başına tam etkili dozajda olabilir ve sadece bir kez alınması gerekir.

4. Üretici Güvenilirliği

Bir karnitin takviyesi satın alırken, onu üreten şirketi araştırın. Güvenilir bir şirket tarafından üretilen ve satılan ürünleri tercih edin. Bu ürünler her zaman daha etkilidir ve kafanızda herhangi bir soru işareti olmasına gerek kalmaz. Güvenilir şirketler GMP (İyi Üretim Uygulamaları) sertifikalı olduklarını gösterebilir. Bu, tesislerinin hükümet tarafından denetlendiği, uygun sertifikalara sahip oldukları ve itibarları olduğu anlamına gelir.

5. Ek Mineraller

fosfor

Çoğu insanın saf karnitin ürünlerini alması tercih edilse de, bazıları ek mineraller içeren ürünleri tercih eder. Gerçekten bazı minerallere ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız bu fazlasıyla pratik olabilir. Karnitinin emilimine yardımcı olan kalsiyum ve fosfor bu minerallere örnek olarak verilebilir (2). Ayrıca bunlar, vücutta hayati önem taşıyan elektrolit dengesi için de işlev görürler.

Reklam

Erkekler İçin Daha Yakışıklı Görünmenin En Etkili 3 Yöntemi

3

Kadınların hakkınızda herhangi bir şey konuşmuyor olması sizi korkutuyor mu? Popülerliğinizi artırmanız gerektiğini düşünüyor, fakat bunu nasıl yapacağınızdan emin olamıyor musunuz? Cevabınız evet ise yazımızı okumaya başlayabilirsiniz.

Nasıl Daha Yakışıklı Olunur?

Nasıl daha karizmatik ve yakışıklı olabileceğinize dair bu ipuçları sizi bir üst seviyeye taşıyacak. Kadınlara sizinle çıkmaları için yalvarmak geride kaldı. Artık onlar sizin dikkatinizi çekebilmek için birbiriyle yarışacaklar!

1. Daha Çekici Görünün

Modaya ayak uydurun. Vücudunuza iyi uyum sağlayan ve hoşunuza giden kıyafetleri tercih edin. Özellikle saçınızı, gözlerinizi ve ten renginizi tamamlayan renklere odaklanın. Şık kombinler oluşturmanın yanı sıra beyaz tişört, mavi ve siyah kot pantolon ile saat gibi daha nötr kıyafet ve aksesuarları da her zaman bir alternatif olarak bulundurun.

Spor salonuna gidin. Gerçek bir vücut geliştiricinin görüntüsüne sahip olmanız gerekmez, ancak daha fazla dikkat çekmek istiyorsanız formda olmanız gerekir. Kadınların hoşuna gidecek bir vücuda sahip olmak için kuvvet antrenmanları ile kardiyo çalışmalarını dengeli bir şekilde uygulayın. Dayanıklılık egzersizleri ve kardiyo, fazla kilolarınızdan kurtulmanızı, daha kaslı ve fit görünmenizi sağlar (1).

Ayrıntılara dikkat edin. Saç kesiminiz şık olsun, tırnaklarınızı düzenli olarak kesin, tıraş olun ya da sakallarınızı düzeltin. Bakımlı olmak fazlasıyla önemlidir. Kulağınız ya da burnunuzda kıllarınız varsa bunlardan en kısa zaman içinde kurtulun. Vücudunuzda aşırı kıl olmasından kaçının. Örneğin kıllı bir sırt neredeyse hiçbir kadına hoş görünmez.

Güzel koktuğunuzdan emin olun. Sürekli olarak kolonya sürmekten kesinlikle kaçınmalısınız ya da ısrarla kolonya kullanıyorsanız aşırıya kaçmamak adına dikkatli olun. Sıklıkla duş alın, kaliteli bir deodorant kullanın ve nefesinizi tazeleyin. Ne kadar formda olursanız olun ya da ne kadar şık olursanız olun, ter kokuyorsanız veya nefesiniz kötü kokuyorsa karizmatik erkek çizgisinden uzaklaşırsınız ve bunun sonucunda yalnız kalmanız kaçınılmazdır.

2. Vücut Dilinizi Etkili Kullanın

Göz teması ve yüz ifadeleri üzerinde çalışın. Gerçekten karizmatik ve yakışıklı erkek oyuncuların yer aldığı bazı filmleri izlemeyi deneyin. Bu kişilerin kadınlara bakışlarını örnek aldığınızda, işiniz daha kolay olacak.

Gülüşünüzü kullanın. Ağzınız kapalı bir şekilde gülümseyin ve çok aşırı gülmeyin. Ayrıca, ağzınızın bir köşesinin diğerinden biraz daha yükseğe çıkmasına izin verin.

Seksi bir şekilde yürüyün. Erkekler için yürüyüş ve adımlama kadınlarda oluşturacakları izlenim bakımından oldukça önemlidir. Bacaklarınız arasında biraz boşluk bırakın ve daha yavaş hareket edin. Çok kasılmamaya çalışın ve kendinize olan güveninizi hissettirin. Bu, kadınların mutlaka hoşuna gidecektir.

İyi duruş alıştırması yapın. Dik duran bir adam kendinden emin görünürken; kambur durmak güvensiz ve rahatsız olduğunuzu gösterir. İyi bir duruş geliştirmek, çekici olduğunuzu düşündüğünüz izlenimini verir; bu da kadınları aynı şekilde düşünmeleri için etkileyecektir.

Seksi bir ses tonu geliştirin. Radyo spikerlerini veya haber spikerlerini taklit etmekten kaçının. Dünyanın en yakışıklı erkekleri genellikle sinemada boy gösterir. Siz de bunun yerine, beyaz perdeden karizmatik bir adamın sesini taklit edin. Kadınlar sadece kimin konuştuğunu görmek için döndüklerinde ve siz konuşmaya başladığınızda fazlasıyla etkilenirler.

Sakin kalın ve güçlü görünün. Konuştuğunuz kadın duygusal veya asabi olabilir. Siz kontrolü elinizde tutun. Kadınların duygusal dalgalanmalarından etkilenmeden kaldığınızda daha çok puan kazanırsınız.

3. Kadınların Takdirini Kazanın

Nasıl yakışıklı olunur sorusunun yanıtını arıyorsanız kesinlikle tarzınızı ve tavrınızı gösterin. Kapıyı tutmak ve teşekkür etmek gibi ortak nezaket kuralları ona centilmen bir kişi olduğunuzu gösterir. Görgü kurallarını uyguladıktan sonra size garip bir şekilde bakarsa, muhtemelen bunun nedeni hoşuna gitmemesi değil, bugünlerde pek çok insanın bu kuralları uygulamamasıdır.

Sohbeti ona odaklayın. Kendiniz hakkında konuşabilirsiniz, ancak alçak gönüllü bir dokunuşla bu konuşmayı etkileyici ve kısa tutun. Konuşmanın yönünü daima ona çevirin.

Kendinizi geliştirin. Zaman kaybına neden olan faaliyetleri bırakın ve her gün bir kitap veya gazete okuyun. Siz ne kadar zeki ve bilgili olursanız, kadınları etkileme olasılığınız o kadar yüksek olur.

Şansınızı deneyin. Neyin işe yarayıp yaramadığını görmek için farklı yöntemler denemelisiniz. Ayrıca hiçbir zaman şansınızı denemezseniz muhtemelen hoşlandığınız kadının kollarında olmak yerine sadece arkadaş listesinde olmaya devam edersiniz.

Reklam

Bağışıklık Güçlendirici Besinler: Turunçgiller

0

Kış soğuk algınlığı, grip ve nezle gibi can sıkıcı durumlarla birlikte geliyor ama neyse ki doğa çaresini de beraberinde veriyor. Bu tip hastalıklara yakalanıldığında ilk tüketilenin bu meyveler olması tabii ki bir tesadüf değil. Turunçgillerin kış mevsiminin yıldızı olmasının nedeni basit; C vitamini. Gerçi sadece C değil, bütün bağışıklık sistemi güçlendirici vitaminler, deyim yerindeyse turunçgillerin içinde depolanmıştır. Askorbik asit olarak da bilinen C vitaminin birçok önemli işlevi vardır. Hücreleri sağlıklı tutma ve koruma konusunda bir uzmandır mesela. Ya da bağ dokusunun sağlıklı kalmasında görev alır, yaraların iyileşmesinde de yardımcıdır.

Düzenli spor yapanlar genelde sabahları greyfurt ve portakal suyu içmekle yetiniyor. Ama bilmedikleri şey turunçgillerin kuvvet çalışmalarına ve kas inşasına olan etkileri!

“Turunçgillerde bol miktarda C vitamini, elektrolit ve çabuk emilen karbonhidrat vardır” diyor uzman diyetisyen Kristin Reisinger. Üstelik oldukça güçlü bir antioksidan olan C vitamini ağır bir antrenman sonrasında meydana gelen iltihaplanmaları azaltabiliyor, bağışıklık sisteminin özellikle soğuk algınlığı benzeri hastalıklara karşı savaşmasını destekliyor, hatta cilt ve tendonların esneklik ve kuvvetini destekleyen kolajen üretimine yardımcı oluyor.

“C vitamini toparlanma ve performansta da önemli rol oynar” diyor Reisinger. İçlerindeki basit şekerler kas dokularındaki glikojen depolarının yenilenmesini de sağlıyor ancak bu gıdaların tüketiminde zamanlama çok önemli. “Vücudun en anabolik ve besin emme gücü en yüksek olduğu dilim kuvvet antrenmanından sonraki iki saattir” diyor Reisinger. “Protein ile birlikte yüksek glisemikli karbonhidrat tüketildiğinde kaslara aminoasit temin edilerek onarım ve büyüme aşamaları hızlanıyor.”

Turunçgillerde ayrıca yüksek miktarda kaliteli besin lifi vardır. Orta boy bir portakalda 4, greyfurtta ise 2 gram besin lifi bulunur. Bu meyvelerdeki lifin büyük çoğunluğu çözünür olduğundan kolesterolün düşürülmesine ve kan şekerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı oluyor. Geri kalan lif çözünür değildir ancak bağırsaklardan kolayca geçer, atılır ve pekliğe yol açmazlar.

Limon/Misket Limonu

Antibiyotik etkileri vardır. Bu meyvelerdeki limonoid bileşikleri kolesterolün düşürülmesine ve kanser hücrelerinin yayılmasını engellemeye yardımcı olur. Bütün bir limonu yemek ekşi tadı dolayısıyla herkese uygun olmayabilir. Fakat, kabuğu soyulmuş bir adet limon yemek, günlük C vitamini ihtiyacının yarısını karşılıyor!

Bağırsakları, böbrekleri ve karaciğeri temizleyici etkisi olan limon vücudu serbest radikallere karşı koruyor ve hastalığa yakalanma riskini de düşürüyor.

Portakal

İçindeki 170’den fazla fito-besin ve 60’dan fazla çeşit flavonoild ile portakal çok iyi bir iltihaplanma karşıtı meyvedir. Üstelik portakal, yaygın kanının aksine, sadece C vitamini zengini değildir. Aynı zamanda bolca B vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum da içerir.

Vücuttaki toksinleri temizleyen portakal eklemlerde oluşan iltihaplanmaları da önler. Eklem ve kemik ağrılarını azaltmaya yardımcı yapısıyla vücut iskeletinin sağlığını olumlu etkiler.

Greyfurt

2006 tarihi bir çalışmada greyfurtun insülin direncini düşürdüğü ve kilo almayı engellediği bulunmuştur. Lif bakımından zengin olan greyfurt, düşük kalorili gıdalara kıyasla daha uzun süre tokluk hissi yaratır. Lifli yapısına ek olarak düşük kalorili ve su içeriği yüksek bir meyve olarak greyfurt diyet yapanlara da bolca önerilir.

İçerdiği C Vitamini RDA’sının %142’si ve A vitamini RDA’sının %12’si ile keskin görüş için elzem bir besindir.

Bergamot

Dezenfektan ve antibiyotik özellikleri olan bergamot sinir ve kasları gevşettiğinden kramplara ve kasılmalara iyi gelir. İçinde bolca C vitamini, A vitamini ve B vitamini bulunan bergamot sinirlerin ağrıya duyarlılığını azaltan hormonların salgılanmasını tetikler. Böylece baş ağrısı, burkulmalar ve kas ağrılarına iyi gelir. Polifenol zengini bergamot antioksidan etkisi gösterir ve vücudun toksinlerden arınmasına yardımcı olur.

Bağışıklığınızı güçlendirmeye yardımcı C vitamini hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz ”En İyi 7 C Vitamini – En Etkili C Vitamini Takviyesi Hangisi?” yazımızı okuyabilirsiniz!

Reklam

Sporcu Besini Yulaf Ezmesi ile Yapılan 3 Sağlıklı Tarif

0

Yulaf ezmesi sporcuların en çok tükettikleri yiyeceklerden bir tanesi. Yulaf ile yapılan her yemek, ister atıştırmalık olsun ister kahvaltılık, tok tutucu özelliği ve güçlü lif içeriği sayesinde genel sağlık ve beslenme hedefleri açısından fayda sağlar. Sporcular protein ve lif ihtiyaçlarını ideal miktarda karşılayabilmek için yulaf tüketimine özen gösterirler.

Eğer siz de kahvaltınıza ya da atıştırmalıklarınıza yulaf eklemek istiyor ama lezzetli yulaf kepeği tarifleri nasıl yapılır bilmiyorsanız size mükemmel bir haberimiz var! Sporcu dostu yulaf ile hazırlanmış 3 adet yulaflı tarifi sizlerle paylaşıyoruz.

Yulaf Ezmesi Tarifleri

1. Hurma ile Tatlandırılmış Elmalı Yulaf Lapası

yulaf-ezmesi-ile-yapilan-tarifler

Bu tariften 2 porsiyon yulaf lapası elde edilir.

Birbirinden leziz yulaf ezmelerine buradan ulaşabilirsiniz!

Malzemeler:

  • 2 adet soyulmuş orta boy elma
  • 1 tatlı kaşığı bal ya da akçaağaç şurubu (maple syrup)
  • ¼ tatlı kaşığı tarçın
  • 1 tatlı kaşığı limon suyu
  • 1 su bardağı yulaf ezmesi
  • 1 su bardağı su
  • 1 su bardağı süt (ya da badem sütü)
  • 1 fiske tuz
  • 4 adet kıyılmış hurma (kudüs hurması)

Yapılışı:

  • Fırınınızı önceden 175 dereceye ayarlayın.
  • Fırın tepsisine yağlı kağıdınızı yayın. Üzerine ince dilimlediğiniz elmaları, tarçını, limon suyunu ve balı dökün. Tepsiyi 5 dakika kadar fırınlayıp tezgâha alın. Kâğıdı bir poşet gibi büzerek malzemelerin bir arada toplanmasını sağlayın ve 10-15 dakika daha bu şekilde fırınlayın.
  • Bir sos tavasını iyice ısıtın. İçerisine yulafı tuzu suyu ve sütü ekleyerek karıştırın. Karışım kaynamaya başlayınca ateşi kısın ve kremamsı yapışkan bir kıvam alıncaya dek karıştırarak pişirmeye devam edin. Kıyılmış hurmalarınızı yulafa ekleyin ve biraz daha karıştırın. Hurmalar yulafa tatlı bir aroma verecek ve yumuşatacaktır.
  • Eğer karışım çok yapışkan geliyorsa size, üzerine bir miktar süt ekleyebilirsiniz.
  • Fırınladığınız malzemeleri ve yulafı iki kâseye bölerek yulaf ezmenizi afiyetle yiyebilirsiniz.
  • İsteğe göre üzerine ceviz, badem ya da bal dökebilirsiniz.

1 Porsiyon İçin Besin Değerleri:

  • 314 kalori
  • 3,9 gr yağ
  • 60 gr karbonhidrat
  • 10 gr lif
  • 6 gr protein

Kahvaltıda daha klasik seçeneklere yönelmek isteyen sporcular “Her Birinde 32 Gram Protein Bulunan Kas Dostu Pankek Tarifi” yazımızı buradan okuyabilirler.

2. Çikolatalı Kırmızı Meyveli Yulaf Ezmeli Kek

yulaf-ezmesi-ile-yapilan-tarifler

Tariften size 6 parça yulaf ezmeli meyveli kek çıkacaktır.

Malzemeler:

Kuru malzemeleri:

  • 1 orta boy olgun muz
  • 2 büyük yumurta
  • 1 tatlı kaşığı vanilya ekstresi/tozu
  • ¼ su bardağı akçaağaç şurubu
  • ¾ su bardağı badem sütü

Islak malzemeleri:

  • 2 su bardağı yulaf ezmesi
  • Yarım su bardağı tam tahıllı un
  • 1 silme tatlı kaşığı kabartma tozu
  • 10-15 adet ahududu
  • 10-15 adet böğürtlen
  • 1/3 su bardağı çikolata parçası (kendiniz rondoda çekebilirsiniz ya da damla çikolata kullanabilirsiniz)
  • Bir fiske tuz

Yapılışı:

  • Fırınınızı 175 dereceye önceden kurun. Küçük borcam kabın içerisini yağlı kâğıt ile kaplayın.
  • Büyük bir kapta muzunuzu çatal ile püre haline getirip içerisine kuru malzemeleri ekleyerek iyice karıştırın.
  • Karışıma yulaf ezmesini ekletin tekrar karıştırın. Ardından diğer tüm malzemeleri de ekleyerek son kez karıştırın.
  • Spatula yardımı ile karışımı borcama alın ve düzgün bir şekilde yayın.
  • 175 derecede 30 dakika kadar pişirin. Daha sonra üzerine birkaç adet daha meyve ve çikolata ekleyip en fazla 5 dakika daha fırında kalacak şekilde pişirebilirsiniz.

1 Porsiyon İçin Besin Değerleri:

  • 342 kalori
  • 9 gr yağ
  • 52 gr karbonhidrat
  • 12 gr lif
  • 9 gr protein

Bir sonraki tarifimizde kullanabileceğiniz protein içeriği yüksek fıstık ezmelerine buradan ulaşabilirsiniz!

3. Fıstık Ezmeli Yulaflı Gece Atıştırmalığı

yulaf-ezmesi-ile-yapilan-tarifler

Akşam canınız yemek yemek isterse bu tarif tam size göre! 4 porsiyon için:

Malzemeler:

Fıstık ezmeli kısmı için

  • 1 su bardağı yulaf ezmesi
  • 1 su bardağından biraz fazla badem sütü
  • 2 tatlı kaşığı çiya tohumu
  • 1 yemek kaşığı bal, akçağaç şurubu ya da agave
  • 2 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu
  • 2 yemek kaşığı fıstık ezmesi
  • 1 fiske tuz

Çikolatalı kısmı için:

  • 1 su bardağı yulaf ezmesi
  • 1,5 su bardağı badem sütü
  • 2 tatlı kaşığı çiya tohumu
  • 1 yemek kaşığı akçaağaç şurubu
  • 2 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1 fiske tuz

Yapılışı:

  • Fıstıklı kısmı hazırlamak için tüm malzemeleri bir kaba alıp iyice karıştırıp en az 2 saat ya da tüm gece buzdolabında bekletin.
  • Çikolatalı kısmı için de tüm malzemeleri bir kaba alıp iyice karıştırın ve buzdolabında en az 2 saat ya da tüm gece bekletin.
  • Daha sonra servis kaplarınıza karışımı katman katman koyun.

1 Porsiyon İçin Besin Değerleri:

  • 279 kalori
  • 11 gr yağ
  • 41 gr karbonhidrat
  • 9 gr lif
  • 10 gr protein
Reklam

Ağırdan Al

0

Gelişimi hızlandırmak için yavaşlayın.

Vücudumuzun en az acı hissedecek şekilde dirence, tekrarlara ve set aralarına uyarlanmak için tasarlandığını çoğumuz biliyoruz. İnsan vücudu inanılmazdır ve rahatını pek bozmak istemez. Ancak maalesef fitness ve vücut inşası dünyasında rahatın yeri yoktur. Vücut kaldırılan dirence, verilen set aralarına ve tamamlanan tekrarlara alıştığında, vücudu süratli gelişim moduna geçirecek bambaşka bir yol var. Tekrarların süratini düşürdüğünüzde kasları daha uzun süre baskı altında kalıyor ve bu da daha üstün kas büyümesiyle sonuçlanıyor. Yanda kas büyümesini tetikleyen ve her sette 3 farklı süratin uygulandığı süper bir rutin paylaşıyorum.

Reklam

Diş İltihabı Nedir? Diş İltihabına Ne İyi Gelir?

0

Her dişin en iç kısmında pulpa adı verilen bir alan bulunur. Pulpa, besleyici ve koruyucu bir alandır. Bu alan sinirler ve kan damarlarıyla çevrilidir. Pulpitis ise, pulpada ağrılı iltihap oluşması durumudur (1). Bu sorun bir veya daha fazla dişte oluşabilir ve diş etini istila ederek şişmesine neden olan bakterilerden kaynaklanır.

Diş Eti İltihabı Nedir?

Pulpitisin iki farklı türü bulunmaktadır: geri dönüşü olan ve geri dönüşü olmayan. Geri dönüşü olan, iltihabın hafif olduğu ve diş özünün kurtarılabilecek kadar sağlıklı kaldığı durumları ifade eder. Geri dönüşü olmayan pulpitis ise iltihap ve diş ağrısı gibi diğer belirtiler şiddetli olduğunda ya da diş özü hasar gördüğünde ortaya çıkar.

Geri dönüşü olmayan pulpitis, periapikal diş apsesi denilen bir enfeksiyon tipine yol açabilir. Bu enfeksiyon, diş kökünde gelişir ve burada bir irin oluşur. Eğer tedavi edilmezse, bu enfeksiyon sinüsler, çene veya beyin gibi vücudun diğer kısımlarına yayılabilir.

Diş Eti İltihabı Semptomları Nelerdir?

Her iki diş eti iltihabı türü de ağrıya neden olur, ancak geri dönüşü olan pulpitisin neden olduğu ağrı daha hafif olabilir ve sadece yemek yerken ortaya çıkabilir. Geri dönüşümsüz pulpitis ile ilişkili ağrı daha şiddetli olabilir ve hem gece hem gündüz oluşabilir. Her iki pulpitis formunun diğer semptomları ise şunlardır:

  • İltihap
  • Sıcak ve soğuk yiyeceklere duyarlılık
  • Çok tatlı yiyeceklere duyarlılık

Geri dönüşümsüz pulpitis, ek enfeksiyon belirtileri içerebilir. Örneğin:

  • Ateş
  • Şişmiş lenf düğümleri
  • Ağız kokusu
  • Ağızda kötü tat oluşumu

Diş Eti İltihabının Sebepleri Nelerdir?

Sağlıklı dişlerde, diş minesi diş etini enfeksiyondan korur. Diş iltihabı, bu koruyucu tabakalar tehlikeye girdiğinde, bakterilerin pulpaya girmesini ve böylece şişmeye neden olur (2). Pulpa dişin duvarlarının arasında sıkışıp kalır, böylece meydana gelen şişme, basınç ve ağrı, enfeksiyona neden olur.

20’lik diş ağrısı çekiyorsanız ne yapmanız gerektiğini öğrenmek için “20’lik Diş Ağrısı Nasıl Geçer? 20’lik Diş Nasıl Çekilir?” yazısını mutlaka okuyun!

Mine tabakaları, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli koşullar nedeniyle zarar görebilir:

  • Dişlerde aşınmaya neden olan boşluklar veya diş çürümesi
  • Dişte darbeye bağlı yaralanmalar
  • Diş özünü açığa çıkaran kırık bir diş
  • Çene hizasızlığı ve diş gıcırdatma gibi sorunlar nedeniyle tekrarlayan travmalar

Diş Eti İltihabı İçin Risk Faktörleri Nelerdir?

Diyabet gibi diş çürümesi riskini artıran herhangi bir tıbbi duruma sahip olmak, pulpitis riskini artırabilir. Çocuklar ve ileri yaştaki yetişkinler daha yüksek risk altında olabilir, ancak bu büyük ölçüde diş bakımı ve ağız hijyeni alışkanlıklarının kalitesi ile belirlenir. Aşağıda bulunan bazı alışkanlıklar da diş iltihabı riskini artırabilir:

  • Yemeklerden sonra diş fırçalamamak ve düzenli olarak bir hekime görünmemek gibi kötü ağız hijyeni alışkanlıkları
  • Yüksek şeker içeren bir diyet uygulamak veya rafine karbonhidratlar gibi diş çürümelerini artıran yiyecek ve içecekleri tüketmek
  • Boks veya hokey gibi ağzınıza direkt etki etme riski bulunan bir sporla uğraşmak
  • Kronik diş gıcırdatma problemi

Diş Eti İltihabı (Pulpitis) Nasıl Teşhis Edilir?

Pulpitis tipik olarak bir diş hekimi tarafından teşhis edilir. Diş hekiminiz öncelikle dişlerinizi muayene edecektir. Sonrasında diş çürüğü ve iltihabının derecesini belirlemek için bir veya daha fazla röntgen isteyebilir. Dişlerinizi sıcak, soğuk veya tatlı uyaranlarla temas ettiğinde ağrı ya da rahatsızlık hissediyorsanız duyarlılık testi yapılabilir. Uyaranlara verdiğiniz tepkinin kapsamı ve süresi diş hekiminize, diş özünüzün tamamının mı yoksa sadece bir kısmının mı etkilendiğine karar vermesinde yardımcı olabilir. Diş hekiminiz, diş özünün ne kadarının zarar gördüğünü analiz etmek için farklı bir cihaz da kullanabilir. Bu alet, diş özüne küçük bir elektrik yükü verir. Bu yükü hissedebiliyorsanız diş özünüz çok kötü durumda değildir ve pulpitis muhtemelen geri dönüşümlüdür.

Diş Eti İltihabı Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavi yöntemleri, diş iltihabının geri dönüşümlü ya da geri döndürülemez olmasına bağlı olarak değişir. Geri dönüşümlü diş iltihabınız varsa, iltihabın nedenini anlamak ve tedavi etmek için öncelikle semptomlarınız giderilmelidir. Örneğin bir boşluk ya da oyuk varsa, çürümüş alanı çıkarmak ve oraya dolgu uygulamak ağrınızı giderebilir.

Geri dönüşü olmayan diş eti iltihabınız varsa, diş hekiminiz endodontist gibi bir uzmana görünmenizi önerebilir. Eğer mümkünse dişiniz pulpektomi adı verilen bir prosedürle kurtarılabilir. Bu köke uygulanan kanal tedavisinin ilk kısmıdır. Bir pulpektomi sırasında, diş özü çıkarılır ancak dişin kalan kısmı sağlam kalır. Diş özü alındıktan sonra, dişin içindeki oyuk alan dezenfekte edilir, doldurulur ve kapatılır. Bazı durumlarda, tüm dişinizin çıkarılması gerekecektir. Bu işlem diş çekimi olarak bilinir. Dişiniz kötü durumdaysa ve kurtarılamıyorsa, diş çekimi tavsiye edilebilir.

Bir pulpektomi veya diş çekimi sonrası, aşağıdaki semptomlardan herhangi birini yaşarsanız, en kısa sürede doktorunuza bildirmeniz gerekir:

  • Şiddetli ağrı veya giderek artan ağrı
  • Ağzın içinde veya dışında şişlik
  • Baskı hissi
  • Sahip olduğunuz başlangıç semptomlarının tekrarı

Diş Eti İltihabı Nasıl Önlenir?

Diş iltihabı nasıl geçer sorusunun cevabı genel olarak merak edilmektedir. İyi bir ağız hijyeni uygulayarak ve düzenli bir şekilde dişçiyi ziyaret ederek diş iltihabı probleminden kaçınabilirsiniz. Şekerli içecekler, kekler ve şekerleme gibi tatlıları azaltmak veya ortadan kaldırmak da diş iltihabını önleme konusunda etkilidir (3). Ayrıca diş gıcırdatma probleminiz varsa diş koruyucu kullanmak iyi bir seçenek olabilir.

Reklam

Antrenman Yaparken Terlemek Zayıflatır mı?

0

Yazar: Gül Kılıç

Yorucu bir antrenman sonrasında alnınızdan, burnunuzdan, dirseğinizden akan ter ya da tişörtünüzün renk değiştirdiğini görmek gibisi yok! Bu  durum size inanılmaz bir başarı hissi veriyor değil mi? Peki, neden terlediğimizi görmek bizi bu kadar başarı hissi ile doldurur hiç düşündünüz mü? Genelde aşırı terleme yağ yakmak ya da kilo kaybı ile bağdaştırılır. Acaba bu doğru mu? Spor yaparken terlemek gerçekten kilo kaybına yardımcı olur mu? Yoksa sadece vücudumuz su kaybetmiş mi olur? Gelin bu sorunun cevabına beraber bakalım.

Kilo Vermek mi, Yağ Yakmak mı, Farkları Nedir?

terleme-spor

Öncelikle kilo verme ve yağdan kaybetmenin farklı şeyler olduğunu anlamamız gerekiyor. Tartıdaki çıkan sonuç her zaman doğru bir indikatör değildir. Zorlu bir antrenman sonrası terlemek (kısa sureli terleme) kilo kaybından çok vücuttaki suyu kaybetmektir. Siz yoğun bir antrenmandan çıkarken nabzınız çok yükseliyor, belki nefes nefese kalıyorsunuz ve bu noktada vücut kendi sıcaklığını korumak ve dengede tutmak için dışarıya su atıyor – yani terliyorsunuz. Suyun bir ağırlığı olduğunu düşünürsek, tartıda eksi görmeniz çok normal yoğun bir egzersiz sonrası.

Aslında bu durumu, egzersiz yapmasanız bile yaşarsınız. Sıcak hissettiğiniz o anlarda terlediğinizi düşünün. Her terleme durumunda kalori yakıyorsunuz anlamına gelmiyor kısacası. Saunaya girdiğinizi düşünün ya da güneşli bir günde deniz kenarında güneşlendiğinizi, çok terliyorsunuz, su ağırlığınızı kaybediyorsunuz, bunun sonucunda oluşan dehidrasyondan kaynaklı, daha çok su içme gereği duyacaksınız.

antrenman-yaparken-terlemek

Sonuç olarak, terlediğimizde ve tartıda eksi gördüğümüzde aslında yağdan yakmadığımızı anlamış olmamız lazım. Aslında vücudumuz kalori yakmak, ya da yağ yakmak için bu kadar sert çalışmak zorunda da değildir. Sağlam, çok terlemeden de yapılan 30-45 dakikalık bir ağırlık ya da HIIT egzersizi sonrasında yağdan yakmanız daha olası bir durum, hatta siz uyurken otururken bile kalori yakımınız devam edecek.

HIIT antrenmanları hakkında daha fazla bilgi edinmek için “Tuğrul Çağrı Yılmazer HIIT Antrenmanlarını Öneriyor!” yazısını okuyabilirsiniz.

Egzersiz Esnasında Terlememek Bir Sorun mu?

Spor yaparken çok terlemek kesinlikle olumsuz bir durum değildir. Egzersiz esnasında terlemek ya da terlememek yapılan egzersizin yoğunluğu, şiddeti, kişinin ona harcadığı efor ile doğru orantılıdır. Kimi insan en ufak bir egzersizde çok terlerken kimi insanın terleme eşiği daha yüksektir ancak bu kesinlikle bir sorun teşkil etmez. Sadece, eğer hiç terleyemiyorsanız, yapılan egzersizin şiddeti çok ağır değildir demek olabiliyor. Egzersiz şiddetinizi artırırsanız belki az da olsa bir terleme belirtisi almanız mümkün.

Aşırı Terleme Nedenleri Nelerdir?

terlemek

Aşırı terleme sebepleri kişiden kişiye değişebilir. Öncelikle nasıl ve nerede terlediğinize dikkat edin. Mesela, kliması yoğun bir spor salonu ile yazın kavurucu sıcağında yapılan bir egzersizden alacağınız terleme sonucu aynı olmaz. Vücut her ikisinde de aslında çok çalışıyor, ama birinde kendi ısısını dengeleme ihtiyacı duymuyor dışarıdan soğuk hava akımı geldiği için.

Bol su için! Yapılması gereken şeyler arasında en önemlisi mutlaka kaybettiğiniz suyu geri alabilmenizdir. Terleyerek kaybettiğiniz suyu, yine yeterli miktarda su içerek karşılamaya çalışın.

Kıyafet seçimi önemlidir! Giydiğiniz kıyafet ile vücudunuzun nefes almasına izin verin. Vücudun nefes almasına izin vermeyen poşet, streç film, terleme eşofmanı, korse aslında çok da sağlıklı değildir. Terlemek için uygulanan bu yöntemler cildinizin nefes almasını engellemektedir.

Egzersiz Yaparken Terlemek Zayıflatır mı?

Bu konuyla ilgili çok söylenti var. Yapılan bazı araştırmalarda, yoğun terlemeli egzersiz esnasında kadın ve erkeğin yaktığı kalori miktarının, bir süre tempolu yürüme ile aynı etkiyi yarattığı sonucuna varılmıştır (1 2).

Terlemeden de yaptığınız egzersizler esnasında kalori yakabilirsiniz.

Terlemek yaptığınız egzersizin ağırlık derecesini ölçmek için iyi bir yöntemdir, ama olmaması da kalori yakmadığınız anlamına gelmiyor.

Neden Terlemek Herkeste Aynı Olmaz?

Genler, çevresel faktör, yaş, egzersiz derecesi ve ağırlık, kişilerde terleme konusunda farklılık gösterebilecek etkenlerdir. Bütün bunların yanı sıra, kilonuz ve egzersiz geçmişiniz en çok etkileyen faktör olacaktır. Egzersiz şiddetiniz arttıkça, vücudununuz daha çok enerjiye ihtiyaç duyacaktır, bu da daha fazla terleme ile sonuçlanacaktır.

Fit olan insanların daha çok terlemesinin sebebi de bundan kaynaklıdır. Vücut kendi ısısını dengelemek için daha iyi sonuç alıyordur. Erken terlemek ise, vücudunuz kendi ısısını daha hızlı dengeliyor anlamına gelmektedir.

Spor Yaparken Terlemek İyi mi, Terlemenin Faydaları Nelerdir?

terleme-egzersiz

En önemli faydası vücudun ısı dengesini düzenlemesidir, ancak bunun yanında daha sağlıklı bir cildiniz de olacaktır. Çünkü vücudun kan akışını sağlıyor, oksijen daha rahat gezerek cildinizi besliyor.

Diğer güzel etkisi de siz belki farkında olmasanız da kendinizi zorlamanızı sağlıyor.

Terlemek Zararlı mıdır?

En tehlikeli olan şey vücudun susuz kalmasıdır. Yoğun bir egzersiz sonrası, ya da sıcak bir havadan çıkınca oluşan terden sonra hemen su alımına başlamanız gerekmektedir. Hatta susamayı beklemeyin yanınızda her zaman su şişesi bulundurun.

Yaz Kış Demeden Yeteri Kadar Su İçiyor musunuz?” Öğrenmek için tıklayın.

Kilo vermeyi düşününce bunun su kaybı olmamasına daha çok yağdan gitmesi gerektiğini artık anlamış bulunuyoruz. Terlemeden sonra görülen eksilerin aslında vücudunuzdaki su ağırlığının gittiğine dayalı bir durumdur ve hemen su takviyesi yapmamız gerekmektedir. Son olarak, kendinizi kilo vermeye şartlandırmayın. Odak noktanız kilo kaybından çok, uzun vadede sağlığınızı ve hayat kalitenizi yükselttiğiniz yönünde olursa kendinizi daha iyi hissedersiniz.

Gül Kılıç eğitmen

Reklam

Hafta Hafta Gebelik: 33 Haftalık Gebelik

0

Doğuma yavaş yavaş hazırlanırken hamileliğin 33. bebeğin 31. haftasını birlikte incelemeye ne dersiniz?

Zaman su gibi akıp geçiyor değil mi? Hamile olduğunuzu fark ettiğiniz gün daha dün gibi ama üzerinden aylar geçmiş bile… Şimdi kalan haftaları iple çekiyorsunuz. Bebeğiniz kime benzeyecek, kaç kilo doğacak, hareketli mi olacak yoksa sessiz durgun bir bebek mi diye merak ediyorsunuz. Bunlarla beraber doğum hazırlıkları, bedeninizdeki değişimler, evdeki telaş sizin tüm dikkatinizi sadece bu konulara yöneltmenize sebep oluyor.

hafta-hafta-gebelik-otuz-uc-haftalik-gebelik

Bugün 33 haftalık bebek gelişimi ile ilgili aklınıza takılan soruları cevaplandıracağız. 33 haftalık gebelik kaç aylık oluyor, bebek kaç kilo olmalı, bedeninizde neler değişecek hepsini açıklayacağız. Bu yazının hamileliğinizin son dönemlerinde keyifle okuyacağınız bir yazı olmasını istiyoruz!

33 Haftalık Bebek Kaç Aylıktır?

33 haftalık gebelik annede 33. hafta, bebekte 31. haftadır. 33 haftalık bebek aynı zamanda 8 aylık bebek demektir.

33 Haftalık Bebek Kilosu ve Boyu Ne Kadardır?

Çoğu annenin en çok merak ettiği soru bu: 33 haftalık bebek kaç kilodur?

Siz de hızla kilo aldığınız bu dönemde bebeğinizin gelişimini haklı olarak merak ediyorsunuz. 33 haftalık süreçte bebekler oldukça hızlı ve çok kilo alırlar. Bu sebeple aldığınız kiloların çoğu aslında bebeğinize gidiyor. Bu haftada bebeğinizin kilosu 2 kiloya ulaşabilir. 8. ay içerisinde bebekler haftada ortalama 225 gram alır. 33. haftada bebekler 42-44 cm boya sahip olabilirler. Doğum yaklaştıkça büyüme hızları oldukça artar.

Tabii bu durum ile beraber mesaneye baskı da artar. Amniyotik sıvıda biraz azalma olabilir. Bebeğin rahatça hareket edebileceği alan da daralır. Bu da tüm tekmelerin daha çok hissedilir olmasına ve 33 haftalık bebeğin daha belirgin hareketlerinin olmasına yol açar.

33 Haftalık Bebek Gelişimi

Genel olarak bebeğiniz 3. trimester içerisinde kilo almaya odaklanmış durumdadır. Çünkü birçok organı tamamlanmış ve duyuları da oldukça gelişmiştir. 33. hafta ile birlikte bebek daha fazla yağlanarak kilo almaya çalışır.

hafta-hafta-gebelik-otuz-uc-haftalik-gebelik

Bebeğiniz bu haftadan itibaren hareketlerini belirli bir düzene oturtmaya başlayabilir. Bu normal bir durumdur ve en büyük sebebi olduğu alanın iyice daralmaya başlamasıdır. Bebeğinizin hareketlerini dikkatle takip ederek bir yere not alabilirsiniz. Bebeğiniz hareketli de olabilir daha durgun bir bebek de olabilir. Önemli olan hareketlerin düzenidir. Bu sebeple bebeğinizin hareketlerinin normal düzeninin dışında olduğunu fark ederseniz bu durumu doktorunuz ile paylaşmanızı öneririz. Bunun için bebeğinizin iki hareketi arasında geçen süreyi ve 1 saat içerisinde kaç kere hareket ettiğini inceleyebilirsiniz.

Bebeğinizin bu dönemde baş çevresi de 1 cm kadar artacaktır. Bunun sebebi ise hızla büyüyen beynidir.

Bebeğiniz bu dönemde plasentanın içinde gözlerini açacak, her şeyi duyacak ve elini, parmaklarını ağzına sokup, ayak parmaklarını kavrayacaktır. Siz tüm bu görüntüleri doktor muayenelerinizde göreceksiniz!

Hamilelikte 34. hafta ile ilgili bilgiler edinmek için “Hafta Hafta Gebelik: 34 Haftalık Gebelik” yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

33 Haftalık Gebelikte Annedeki Değişimler

Oldukça heyecanlı ve fiziksel olarak rahatsız olduğunuz dönemlerden birinde olduğunuzu biliyoruz. Bu heyecan da rahatsızlıklar da sonunda harika bir amaca ulaşacak olsa dahi, hamileliğin verdiği sancıların ve ağrıların son haftalarda artacağını söylemek zorundayız. (1)

33 haftalık gebelik size Braxton Hicks kasılmalarından bir miktar daha fazlasını verebilir.

Kasık ve rahimde ağrı olabilir, bu vajinanın, leğen kemiklerinin ve bedenin kendini doğuma hazırlamasından kaynaklanabilir.

Baş ağrıları bu dönemde artabilir. Hormonal değişimler 33 haftada annede dehidrasyon ve stres yaratabilir bu da baş ağrılarını arttırabilir. Bu sebeple bol bol su tüketmeye özen göstermelisiniz. Biliyoruz, ne yazık ki artık tuvalete çıkma ihtiyacınız da arttı ama su içmeniz oldukça önemli…

Bebeğinizin büyüklüğü sadece mesanenizi değil diğer organlarınızı da sıkıştırıyor… Ciğerleriniz de sıkıştığı için artık daha kısa nefesler alıyor olabilirsiniz. İkiz anneleri bu durumu çok daha kuvvetli yaşarlar. Ancak tedirgin olmanız gereken bir durum yoktur. Tedirgin hissediyorsanız doktorunuz ile konuşup rahatlayabilirsiniz.

Sıcak basmaları 33 haftada da sizi bırakmayacak…

Sakarlıklar ve unutkanlıklar bu dönemde annelerin en sık yaşadığı sorunlardan bir başkası. Bunun en önemli sebebi ise yaklaşan doğum süreci ile annenin dikkatinin tamamen bebekte ve bebek ile ilgili konularda olması. Siz rahat olmalısınız, 2 aydan kısa bir süre içerisinde sorunsuz bir şekilde bebeğinize kavuşacaksınız.

hafta-hafta-gebelik-otuz-uc-haftalik-gebelik

Bazı durumlar gebeliğin erken doğum ile sonlanmasına sebep olabilir. Bunlar:

  • Amniyotik sıvının şiddetli miktarda azalması
  • Plasentanın rahim duvarından ayrılması
  • Erken doğum sancıları ile doğumun başlaması
  • Çoğul gebelik

Özellikle plasentanın rahim duvarından ayrılması ve amniyotik sıvının azalması oldukça önemli iki konudur. Eğer plasentanın rahim duvarından ayrılması (dekolman) gerçekleşirse karın ağrısı ve kanama yaşayabilirsiniz. Bu durumda hemen doktorunuzu aramalısınız.

Aynı şekilde amniyotik sıvının azalması bebeğin fetal gelişimini tehlikeye atacaktır. Amniyotik sıvının azalması, sıvının keseden dışarı sızması ya da kesenin delinmesi ile oluşabilir.

Her iki durum da rutin olarak gerçekleştirilen doktor muayenelerinde dikkatle incelenmelidir. Olası bir probleme karşı doktorunuz gerekli tedaviyi gerçekleştirecektir.

33.haftalık gebelikte cinsel ilişki kadınların merak ettiği konulardan biridir. Doktorunuz tersini belirtmediği sürece kendinizi cinsel ilişkiden alıkoymanıza gerek yok. Ancak birçok kadın bu dönemde cinsel ilişki istemeyebiliyor. Bu da hem fiziksel stresten hem hormonal değişimlerden dolayı oldukça normaldir.

33 Haftalık Gebelikte Beslenme

hafta-hafta-gebelik-otuz-uc-haftalik-gebelik

Hamileliğinizin başından beri nasıl besleniyorsanız aynı şekilde beslenmeye bu hafta da devam edin. Bu hafta ile beraber bebeğiniz hızla kilo alıp yağlanmaya devam edecek, bu yüzden sağlıklı besinlere oldukça fazla ihtiyacı var.

Proteinden yüksek yiyecekler, doğal meyve ve sebzeler tabağınızdan eksik olmasın. Paketli ve işlenmiş gıdalardan, kızartmalardan uzak durmaya devam edin; doktorunuzun sakınmanızı söylediği yiyecek ve içeceklerden de!

Reklam

Dünya Starı Ariana Grande’nin Beslenme ve Antrenman Programı

0

Sesi ile son yıllarda tüm dünyayı kendisine hayran bırakan genç isim dediğimizde aklınıza kim geliyor? Ariana Grande diyorsanız doğru düşünüyorsunuz!

Sesi Mariah Carey ve Whitney Houston gibi isimlerin sesine benzetilen, şarkıları herkesin diline pelesenk olan, güzel yüzü ve fit vücudu ile herkesi kendine hayran bırakan Ariana Grande’nin formunu nasıl koruduğunu biliyor musunuz?

Vegan Beslenme Ariana’nın En Çok Önemsediği Konu

View this post on Instagram

‘God Is A Woman’ out now

A post shared by Ariana Grande (@arianagrande) on

Mükemmel bir fizik için gereken en önemli unsurun beslenme olduğunu kilo verme ile ilgili yazılarda okumuşsunuzdur. Ayrıca giderek popülerleşen vegan beslenme düzeninin birçok dünya yıldızının beslenme biçimi olduğunu da… Ariana Grande hem etik düşüncelere dayanarak hem de sağlık açısından vegan beslenme modelini seçmiş. Bunu duyduğumuzda doğal halinde bile nasıl bu kadar iyi bir cildi olduğunu anlayabiliyoruz. Sebze, meyve ve sağlıklı yemişlerin tüketiminin oldukça fazla olduğu vegan -ve vejetaryen- beslenme, sağlık açısından artılara sahip bir beslenme sistemi. (1) Ariana 20’li yaşlarının başından beri vegan. Bu da onun beslenme düzeninde tatlı patates, havuç, çiğ sebzeler ve tofunun bolca bulunduğunu gösteriyor.

Ariana Grande’nin yıllardır değişmeyen fit vücut ölçüleri, vegan beslenme ile sıkı bir denetim altında diyebiliriz. Ayrıca burada vegan beslenmenin doğru porsiyonlar ve yiyecekler eşliğinde kilo vermek isteyenlere yardımcı olabileceğiniz söyleyelim. (2)

Kolay ve Etkili Fitness Çalışmaları Grande’nin Sırrı

İlk kez sahneye çıktığında 8 yaşında olan Grande, kariyeri için de fiziğine önem gösteriyor. TV dizileri, sahne şovları ve klipleri için sıkı çalışmalar yapan Grande’nin antrenörü onun oldukça disiplinli olduğunu belirtiyor.

Ünlü yıldızın fitness ve beslenme koçu birçok dünya starının antrenörü olan Harley Pasternak. Antrenör Harley ile çalışan ünlü isimler arasında Lady Gaga, Kim Kardashian, Megan Fox, Amanda Seyfried, Rihanna ve Robert Downey Jr. gibi isimler de var. Pasternak’in en sevdiği öğrencilerinden biri olan Grande’nin fitness rutini ise çoğu diğer öğrencisinin çalışmalarına göre daha kolay ve yapılabilir! Yani Ariana Grande fit vücut ölçülerini, sıkı bacak ve karın bölgesini saatlerce yapılması gereken ağırlık antrenmanlarına borçlu değil…

View this post on Instagram

tagged by @brilovelife ?♡ ?

A post shared by Ariana Grande (@arianagrande) on

Ariana Grande’nin uyguladığı 3 temel hareket var. Bunlar: reverse lunge, pike plank ve superman. Ariana bu 3 egzersizi 5’er set 30 tekrar olarak uyguluyor. Yani az ve öz egzersiz yapıyor!

1. Reverse Lunge

Ayaklarınız omuz genişliğinde açık konumlanın. Bir ayağınızı geriye atın ve dizinizin üzerinde, öndeki bacağınız 90 derece olacak şekilde oturun. Başlangıç pozisyonuna dönerek hareketi tekrar edin. Hareketi bacaklarınızı değiştirerek uygulayın.

2. Pike Plank

Plank pozisyonu için yere yüzüstü yatın ve ellerinizin üzerinde yükselin. Plank uygularken ayaklarınıza doğru bakın, kalçalarınız ve karnınız sıkı ve içeride olmalı. Daha sonra yere geri yatın.

3. Superman

Yüzüstü yere yatın. Kollarınızı ileriye doğru uzatın. Kalçalarınızı ve göğsünüzü yerden kaldıracak şekilde bacaklarınızı ve kollarınızı yukarı doğru esnetin ve yavaşça yere geri dönün.

Ariana Grande hem muhteşem sesi, hem şarkıları hem de yaşına sığmayan başarıları ile 25 yaşında, 2018 yılında Billboard tarafından yılın kadını seçildi. Ariana’nın bu başarısını daha uzun yıllar koruyacağı şimdiden kendini gösteriyor!

Reklam

Daha Dengeli Yeni Bir Yıl

0

Yılın en heyecanlı zamanındayız! Yeni hedefler, yeni dilekler ve elbette yeni umutlar… Ama aslına bakarsanız bu yılın diğerlerinden önemli bir farkı var. Daha sıkı çalışacağımız, daha akıllıca besleneceğimiz ve adına “denge” dediğimiz çok daha güçlü bir temel üzerine kendimizi adeta yeniden yaratacağımız bir yıl olacak. Denge derken de zayıf kalan kas gruplarımızı geliştirmeye odaklanmaya; aile, sağlık, okul ve iş arasında daha dengeli köprüler kurmaya ve tüm bunları yaparken hız kesmeden büyümeye yoğunlaşmaktan bahsediyorum. Bu yıl sizlere motivasyonunuzu hep tam tutacak 3 önemli tavsiye vermek istiyorum. Bunun yanında önümüzdeki beş ay boyunca sürecek olan tek taraflı bir antrenman serisi hazırladım: Ocak ayında biceps/triceps, Şubat ayında sırt/omuz, Mart ayında baldır/ göğüs, Nisan ayında quads/hamstrings ve de Mayıs ayında karın/oblik kasları üzerine yoğunlaşıyoruz.

Başarılı Bir 2019 İçin 3 Önemli Tavsiye

1- Hazırlıklı olun: Hafta sonlarında önünüzdeki haftanın okul, iş, antrenman ve beslenme programını hazırlayın

2- Salona özellikle gitmek istemediğiniz günlerde gidin.

3- Kısa süreli hedefler belirleyin ve aklınızdan şunu çıkarmayın: başarılı bir fitness için %100 antrenman ve %100 beslenme şarttır. İkisinden birini seçmekle olmaz!

TEK TARAFLI ANTRENMAN NEDİR?

Tek taraflı antrenman, bir kas grubunun tek tarafını izole eden antrenmanlardır. Bu sayede güçlü taraf ile zayıf taraf arasındaki dengesizlik ortadan kalkar. 2019 En iyi yılımız olacak! Sağlam bir temelle en iyi fiziğimizi yaratacağız. Tüm Muscle & Fitness okurlarına sağlıklı, mutlu ve güçlü bir yıl diliyorum.

Reklam