Fit Hub Blog Sayfa 194

Bacak Kalınlığı – Kalp Sağlığı İlişkisi

0

Bacaklarınızı gelişmeleri için çalıştırmıyorsanız bile kalbiniz için çalıştırın. Danimarkalı bilim adamları, kalp hastalığı riskinin çok düşük olmasıyla, belli bacak boyutları arasında bir ilişki buldu.

Grafikte, bu ilişkiye dayanarak hem kadınlar hem de erkekler için belirlenen bacak boyutları gösteriliyor. 10 yıldan uzun bir süre 3000 kadın ve erkeği izleyen araştırmacılar, bacak çevresi 56 cm’den az (bacağın en üst kısmından ölçülüyor) olan kişilerin, on yıl içinde kardiyovasküler ve koroner kalp hastalığına yakalanma ve 12 yıl içinde ölme riskinin daha fazla (yaklaşık iki kat) olduğunu keşfetti. Bacak ölçüsü 61 cm’den fazla olan kişiler, 56 cm’den az olan kişilere göre çok daha az risk taşıyor.
bca1

UYARI: Araştırmacılar, bacak ölçüsünün daha geniş olması ile kardiyovasküler ve koroner kalp hastalıklarıyla ölüm riskinin azalması arasındaki ilişkinin, vücut yağından ve karındaki (abdominal) şişmanlıktan bağımsız olduğunu ifade ediyor ve fazla kasa sahip olmanın, kişiyi bu hastalıklara karşı koruduğu sonucuna varıyorlar. En azından uyluk ölçünüzü 56 santimden fazla tutmak için yeterince bacak egzersizi yaptığınızdan emin olun.

Reklam

Yağ Hücrelerinizi Küçültün

0

Artık, daha fazla kasa sahip olunca yağ hücrelerinin nasıl ufaldığını daha iyi anlıyoruz…

İşte size basit bir biyoloji dersi: Ne kadar çok kas yaparsanız, vücut yağınızdan o kadar kolay kurtulursunuz. Sonuçta kaslar var olmak için çok fazla yakıta ihtiyaç duyan yüksek metabolik dokular. Ne kadar yakıt (kalori) yakarsanız, o kadar az vücut yağına sahip olursunuz. Son araştırmalar kasların yağ yakımına nasıl etki ettiğini göstermekte.

Hawaii Üniversitesi’nden araştırmacılar, genetik çalışmalarla çok kaslı bir fare türü geliştiriyor. Bu faredeki yağ hücreleri, belli proteinleri oluşturmak için genler tarafından kullanılan ajanları uyararak, yağ yakımıyla ilişkili olan mRNA proteinini daha fazla üretiyor. Bu da yıllardır söylediğimiz şeyi destekliyor. Şimdi artık, daha fazla kasa sahip olunca yağ hücrelerinin nasıl ufaldığını daha iyi anlıyoruz.

Reklam

Boyun Ağrısı

0

Gününüzün büyük bölümünü bilgisayar başında mı geçiriyorsunuz? Eğer öyleyse ve dolayısıyla kronik boyun ve omuz ağrısına da neden oluyorsa, bize kulak verin…

Bu ağrıyla savaşmanın etkili yolları var. Danimarkalı araştırmacılar, kronik boyun ve omuz ağrıları çeken denekler üzerinde, omuz ve trapez kasları için ağırlık kaldırma veya bisikletin yer aldığı 10 haftalık bir program uyguladı. Trapez ve omuz programını uygulayan denekler, boyun ve omuz ağrılarında %80 oranında azalma hissettiler; buna karşılık bisiklet programını uygulayanlarda ise ağrı sadece %5 oranında azaldı.

Ağrı hissediyorsanız daha fazla omuz çalışmalı, hatta çalışma sıklığını haftada iki ya da üçe çıkarmalısınız.

Referanslar: L.L. Andersen et al., “Effect of two contrasting types of physical exercise on chronic neck muscle pain,” Arthritis and Rheumatism, 59(1):84-91, 2008.

Reklam

Evine Bak Kilosunu Anla

0

Washington Üniversitesi’nde yapılan araştırmanın çarpıcı sonuçları…

Washington Üniversitesi’nden (Seattle) araştırmacılar, Seattle’da yaşayan 9000 kişide obezite oranını analiz ettiklerinde oturdukları evlerin parasal değerinin ırk ve eğitiminden daha uygun bir gösterge olduğunu tespit ettiler. Bu grafikte de görüldüğü gibi ev fiyatlarının ortalama 585.000 dolar olduğu yerlerde obezite oranı yüzde 10 kadarken, ev değerlerinin ortalama 320.000 dolar olduğu yerlerde bu oran ikiye katlanmaktadır.

evlkg

Reklam

Sırt Ağrısı

0

Ağrı başladığında aktif dinlenin…

Eğer siz de diğer pek çok kişi gibiyseniz sırtınızda ağrı ya da tutulma olduğunda durur ve çalışmalara ara verirsiniz. Ama ağrı boyunca aktif kalmak (diğer bir deyişle hafif ağırlıklarla çalışmak) uzun vadede belki de daha iyi bir seçenek olabilir.

109 hastadan rastgele “ağrı sürse bile aktif kalmaları” ya da “aktivitelerini ağrıya göre ayarlamaları” istendi. Araştırmacılar, aktif kalan grubun kontrol grubuna göre daha çabuk iyileştiğini ve daha az depresif olduğunu gördüler.

Reklam

Sağlıklı Sperm Sayısının Zeka İle İlgisi Var mı?

0

Beyninizi çalıştırıyor musunuz? Eğer eş bulmak istiyorsanız bu şart…

Beyninizi çalıştırıyor musunuz? Eğer eş bulmak istiyorsanız bu şart. En azından New Mexico Üniversitesi’nde (Albequerque) yapılan araştırmaya göre öyle. Araştırmacılar, zeka testlerinde daha yüksek puan alan erkeklerin sağlıklı sperm sayısının da daha yüksek olduğunu ve düşük not alanların da daha az ve hastalıklı sperme sahip olduklarını ifade etmişlerdir. Araştırmacılar, bir erkeğin zekasının eş arayan kadınlara onun genel sağlığıyla ilgili bir fikir verebileceğini söylemektedirler.

Reklam

MRSA

0

Methicillin-dirençli staphylocossus aureus (MRSA) enfeksiyonu hangi sıklıkta ve vücudun nerelerinde oluşur?

Aşağıdaki grafik, otuzsekiz futbol oyuncusunda methicillin-dirençli staphylocossus aureus (MRSA) enfeksiyonu oluş sıklığı ve vücudun hangi bölgesinde olduğunu göstermektedir.

Dizler ve dirseklerin bu enfeksiyonun en sık yaşandığı yerler olduğu görülmüştür. Dolayısıyla hangi temas sporunu yaparsanız yapın korta veya sahaya çıkarken dirsek ve dizlerinizi korumayı ve maçın hemen ardından duş almayı ihmal etmeyin.

mrsa1

Reklam

Soğuk Algınlığı

0

Yeni bir araştırma sayesinde soğukta dışarıda durmanın soğuk algınlığına neden olduğu fikri sadece annelerin söylediği bir şey olmaktan çıkmış durumda…

60’lı yıllarda yapılan araştırmaların, soğukta durmanın üşütmeyle bir ilgisi olmadığı yönündeki iddiaları artık tarih oldu. Cardiff Üniversitesi’nden (İngiltere) araştırmacılar, ayakları soğukta duran deneklerin beş gün içerisinde bu tür bir şeye maruz kalmayan diğer deneklere kıyasla üşütme riskinin üç kat arttığını tespit etmişlerdir.

Teoriye göre soğuk yüzünden burun çevresine giden kan azalmakta (ısının en çok kaybedildiği yerlerden biridir) bu yüzden de virüslere karşı savunma zayıflamaktadır. Neyse ki bu zamana kadar annenizin sözünü dinleyip kaslarınızı örtme riskini bile göze alarak hep sıkı giyinmeye dikkat ettiniz.

Reklam

Sırt Ağrılarından Kurtulun

0

Yoğun antrenman yapan hemen her sporcu sırtının alt bölgesinde hissettiği ağrılardan zaman zaman şikayet etmiştir. İyi haber, sırt ağrısının oluşmasını önlemede yardımcı olan bir pozun mevcut olmasıdır…

YAZI: Dr. Jim STOPPANI
Yoğun antrenman yapan hemen her sporcu sırtının alt bölgesinde hissettiği ağrılardan zaman zaman şikayet etmiştir. İyi haber, sırt ağrısının oluşmasını önlemede yardımcı olan bir pozun mevcut olmasıdır.

Bu, kobra veya prone press-up (baş eğik şınav) olarak bilinen bir nevi yoga pozudur.

Danimarkalı araştırmacıların askerler üzerinde yaptığı bir çalışmada, kendilerine 8 ay boyunca her sabah 15 prone press-up (ya da kobra) hareketi yaptırılmış. Araştırmacılar, Spine dergisine yaptıkları açıklamada, prone press-up hareketini her sabah düzenli olarak yapan deneklerin, bu hareketleri yapmayan arkadaşlarına göre çok daha az sırt ağrısı çektiklerini belirtmişlerdir.

Her ne kadar gününüze kobra pozisyonu ile başlayabilirseniz de, M&F’in tavsiyesi, bunu idmanlarınızdan hemen sonra, soğuma ve esneme programınızın bir parçası olarak yapmanızdır. Zaten idman sonrası, esnemenin en iyi yapıldığı zamandır.

Ayrıca, araştırmalar göstermiştir ki, yoga pozları yapmak kortizol seviyelerinin düşürülmesine de yardımcı olabilmektedir. Kortizol idman sonrasında arttığı ve testosteron ile rekabet halinde olduğu için, kortizol’un azaltılması testosteronun kas geliştirici işlevini daha iyi yerine getirmesine yardımcı olur.

Reklam

Mutluluğun Formülü

0

San Francisco, Kaliforniya Üniversitesi’ndeki araştırmacılar diyet ve egzersiz yaparken stresten uzak kalmanın kanserle savaşta genleri nasıl etkilediklerini araştırdı…

Erken dönem prostat kanseri hastası olan 30 erkeğe egzersiz, sağlıklı bir diyet ve stres yönetimi derslerinden oluşan bir program uygulandı. Deneklerin prostatları üç aylık dönemin başında ve sonunda biyopsiye tabi tutuldu.

Bilim insanları, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilim Akademisi Çalışmaları’nın 2008 tarihli bir sayısında, daha sağlıklı bir yaşamla geçen üç ay sonunda tümör oluşmasında rol oynayan belli genlerin faaliyetlerinin azaldığını ve hastalıkla savaşan genlerin faaliyetlerin arttığını açıkladı.

Bir başka deyişle, Muscle&Fitness okuyup önerilerimize uyarsanız daha uzun ve sağlıklı yaşamanız mümkün.

Kaynak: Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America 105(24):8,369–8,374, 2008

Reklam