Fit Hub Blog Sayfa 158

Total Testosteron Seviyesini Yükseltmenin Basit Ama Etkili Yolları

4

Testosteron, vücudunuzun en çok ihtiyaç duyduğu hayati hormonlardan biridir. Daha fazla kas, daha az yağ ve daha çok kuvvet, testosteronun vücut geliştirmecilerin seveceği özelliklerinden yalnızca birkaçıdır. Sadece ağırlık kaldırmada değil, bir erkek olarak sizi siz yapan hormondur. Gençlik ve 20’li yaşların başlarında, bu mucizevi hormonun seviyesi zirve yapar. Ancak şunu aklınızdan çıkarmayın: hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.

Testosteron seviyesi, cinsel gücünüzü belirler ve 30 yaşından sonra her sene %1.6 oranında azalır. Bu düşüşle beraber diğer alanlarda da düşüş görülür. Düşük güç, düşük libido, çekilmez kas ağrıları. Liste uzar gider. Düşük testosteron öyle bir sorun haline gelmiştir ki, 45 yaş üstü erkeklerin yaklaşık % 40’ı bu durumu yaşamaktadır (1).

testosteron-nedir

Bu semptomlar doktora görünmenizi gerektirebilir ancak bu %1.6’lık düşüşü besin takviyesiyle telafi etmeniz mümkündür. Yüksek ağırlıklarla yoğun antrenmanlar yapmak testosteron depolarınızın ağzına kadar dolmasına yardımcı olacaktır. Ancak beyniniz, besin takviyesi çözümleri düşünmeden önce bu makaleyi okumaya devam ederek testosteron nedir, ne işe yarar ve seviyesini maksimumda tutmak için yapmanız ve yapmamanız gerekenler nedir, öğrenebilirsiniz.

Testosterona Giriş

Testosteron hakkındaki gerçek şudur: Cinsel gücünüzü tamamlar ve normal üreme ve cinsel fonksiyonlarınız için temel androjendir. Beyninizin derinindeki hipofiz bezi ve hipotalamus; her iki organ da erkek hormonlarının ve spermin üretimini kontrol eder. Testosteron üretimini ateşlemek için LH ve folikül uyarıcı hormon (FSH) hipofiz bezinden testislere gönderilir. Bu da antrenmanınızda yapabileceklerinizi belirleyen unsurlardır.

Testosteron Türleri Nelerdir?

testosteron-kas

İki çeşit testosteron vardır: serbest ve bağlı. Bağlı testosteron protein globülinlerine ve albüminlerine bağlanır ancak serbest testosteron çaba harcamadan androjen reseptörlerine bağlanarak seks performansınızı, kas üretimini ve korunmasını, yağın yakılmasını ve spor salonunda performansınızın artmasını sağlar. Testosteron ayrıca kolesterol ile üretilir. Klinik Endokrinoloji ve Metabolizma Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmada bir grup erkek günlük olarak 100 gramdan fazla “sağlıklı” yağı iki hafta boyunca tüketir. Sonuç olarak da daha fazla serbest testosteron seviyesi görülmüştür. Sağlıklı yağları tüketirken çok çekingen davranmayın– bol bol fındık, tohum ve avokado tüketerek testosteron üretimini destekleyebilirsiniz.

Düşük Testosteron Seviyesine Sebep Olan Etmenler Nelerdir?

Testosteron seviyesi ergenlik çağında zirve yapar bu yüzden daha kalın bir sese, sık saçlara ve daha büyük kaslara sahip olursunuz. Düşük testosteronun en büyük nedeni hipofiz bezi ve hipotalamus ile ilgili problemlerdir. Örneğin beyniniz yeterince LH ve FSH salgılayamayabilir. Önceden de söylediğimiz gibi, testosteron seviyeniz 30 yaşından sonra düşmeye başlar. Bu yüzden bazı istenmeyen etkilere maruz kalabilirsiniz; belirgin kütle kaybı, düşük seks performansı, kas kütlesinde düşüş ve hatta depresyon.

Total Testosteron Seviyesi Nasıl Yükseltilir?

testosteron-jel

O halde 30 yaşından sonra bel kemeriyle takılmak mı gerekir yoksa fitness arafına düşmemek için alabileceğiniz önlemler var mıdır? Klinik Endokrinoloji ve Metabolizma Dergisi’ne göre tüm erkeklerin %5’i klinik olarak düşük testosteron problemi yaşarlar. Yalnızca kan seviyeniz düşük testosteronu onaylarsa, hormon değiştirme terapisi uygulanabilir. Değiştirme terapisi bir doktor tarafından önerilmelidir ve jel, hap, injeksiyon ya da parça parça verilebilir. Biliyoruz ki testosteron jel ya da testosteron hapı gibi şeyler biraz karmaşık görünüyor ve hatta bazılarına göre utanç verici. Ancak buraya kadar geldiniz, demekki yalnız değilsiniz. Daha basit çözümler tabi ki mümkündür.

Doğal Testosteron Arttırma Yolları

Reklamlarda gördüğünüz testosteron artırıcılara para harcamadan önce neden paranızı bu 5 yapıtaşıyla değerlendirmiyorsunuz? Hepsi söz konusu doğal bir şekilde testosteron artırmak olunca çok daha uzun süreli fayda sağlayan yapıtaşlarıdır.

barbell curl_0

1. D3 Vitamini

Testosteron seviyesini yükseltmeye yardımcı olabilecek en önemli besim maddelerinden biri D3 vitaminidir. Vitamin D3 biyolojik olarak testosterona çok benzemektedir, çünkü kolesterolden elde edilen steroid bir hormondur. 2011’de Hormone ve Metabolic Research dergisinde yayınlanan bir çalışmanın sonuçları, D vitamini takviyesinin kilolu erkeklerde testosteronu doğal olarak % 30’a kadar artırdığını açıklamıştır (2). Aynı dergide yayınlanan çalışmada, 12 ay boyunca günlük olarak D3 vitamini alan deneklerin testosteron seviyelerinin %400’e kadar yükseldiği de görülmüştür. Aynısı serbest testosteron miktarı için de geçerlidir. Testislerin D vitaminini algılayan reseptörleri olduğu düşünülmektedir. Ne kadar reseptör uyarılırsa, yüksek testosteron seviyesi ihtimali o kadar artacaktır.
Bonus: Bu doğal testosteron artırıcıyla kemik yoğunluğunu da artırabilirsiniz.

D Vitamini Takvileri İçin Tıklayın…

2. D-Aspartik Asit

total-testosteron

Bütün testosteron artırıcılarda D-Aspartik asit bulunur. D Aspartik asit iki amino asitten oluşur: aspartik asit ve L-aspartit. Hipotalamusta, D-Aspartik Asit LH, FSH ve büyüme hormonu (GH) salgılanmasını sağlar. 30 yaşından sonra büyüme hormonu GH seviyesi de 10 yıllık periyotlarla %12-15 arası düşer. Üretkenlik Biyolojisi & Endokronolojisi’nin yayınladığı bir çalışmada, 23 erkek 12 gün boyunca D Aspartik Asit alıyor. 23 erkekten 20’sinin testosteron seviyesinde %42 artış görülüyor. Bu yapıtaşıyla doğal testosteron seviyenizi ciddi oranda artırabilirsiniz.

3. Çemen Otu

Çemen otu medikal amaçlarla yüzyıllardır kullanılmakta olan ve bol miktarda vitamin ve mineral içeren bir bitkidir. İçeriğinde; demir, potasyum, kalsiyum, çinko, manganez, tiamin, B6 vitamini, A vitamini ve C vitamini bulunur. Bol miktardaki vitamin ve mineral içeriği sayesinde çemen otu kötü kolesterolün azalmasına ve bağırsaklarda glikoz emilimine yardımcı olur, libidoyu artırır ve egzersiz performansınızı ateşler.

Güçlenmek için en iyi yol çemen otu içeren bir takviye denemektir. Uluslararası Toplum Ve Spor Beslenmesi Dergisi’nin yayınladığı bir çalışmada 49 direnç atletine haftalık olarak 500 mg. çemen otu enjekte ediliyor. Sonuçlar: yükselen alt ve üst vücut gücü, düşük vücut yağı ve serbest testosteron seviyesinde artış olarak belirtiliyor.

4. L-Arjinin

arginine

Düşük testosteronla mücadele ederken, kas geliştirecek en verimli yöntemi bulmak zor bir iştir. Bu problemin bir başka çözümü de L-arjinindir. Vücutta arjinin nitrik oksite (NO) çevrilir bu da kan damarlarını genişletir. Kan akışındaki artıştan dolayı kaslara daha fazla besin ulaşır ve daha kısa sürede daha hızlı gelişmesini sağlar. Düşük testosteron seviyesine sahip bireylerde kas gelişiminin anahtarı arjinin içeren besin destekleri olabilir.

5. Ginseng (G115)

Uyarıcı olarak birçok alanda kullanılan ginseng diğer faydalarının yanında testosteron seviyesindeki düşüşü telafi edebilir. Asya bitkisi olan ginseng, özellikle vücut fiziksel stres altındayken dayanıklılığı artırır. Üroloji Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmada 53 erkeğe günde 3 ayrı seansta toplam 900 mg. kırmızı Kore ginsengi veriliyor. Sonuç olarak daha iyi cinsel fonksiyonlar gözleniyor. Bunun yanında gensing, hücresel yenilenmeyi uyararak cildinizin dokusunu da koruyor. Ayrıca cildinizin elastikliğini de artırıyor.

Eğer 30 yaşın altındaysanız ve kanınızda bol miktarda testosteron akıyorsa, legal testosteron artırıcılar sizin için uygun değildir. Eğer testosteron seviyeniz düzgünse ve bir testosteron artırıcıyı enjekte ederseniz, doğal testosteron üretiminize zarar verebilirsiniz. Eğer testosteron takviyesi almaya uygunsanız, bunu direnç antrenmanları ve dengeli bir diyetle destekleyerek total testosteron seviyenizi koruyabilirsiniz.

Ginseng Takviyeleri İçin Tıklayın…

Testosteron Hormonu ile İlgili Mutlaka Öğrenmeniz Gereken İlginç Bilgiler

Reklam

Fitness Hakkında Muhtemelen Sizin de İnandığınız 12 Gerçek Dışı Efsane

0

Fitness Hakkında Muhtemelen Sizin de İnandığınız 12 Gerçek Dışı Efsane

Fitness ve antrenman konu olunca, hele hele bir de beslenme işin içine girince herkesin doğru sandığı ama aslında büyük bir yalan olan pek çok mevzu ortaya çıkıyor.

İşte bu gerçek dışı olan efsanelerden en çok dillerde dolaşan 12 tanesi:

1. Şeker Kötüdür, Kilo Aldırır.

Şeker tüketmek, fitness sektöründe pek çok kişi tarafından kötü algılanıyor. Bir glisemik indeks yalanıdır, tutmuş gidiyor. Şeker tüketiminin çabuk acıktıran bir durum olması sebebiyle, diyet düşmanı olduğundan ve bu nedenle kompleks karbonhidratlara odaklanmak gerektiğinden sıkça bahsediliyor. Ancak şeker de, kompleks karbonhidratlar da eninde sonunda glikoz olarak depolanır.
Pirinç gibi örneklere baktığımızda, şeker yoğunluğu fazla olsa da son derece tok tutabilen bir besin olduğunu da görmek mümkün. Şeker daha çok, tadı güzel olduğu için daha çok tükettiren bir besin. Bu durumun üstesinden gelebilecek tek şey ise iradeniz. Şekeri suçlamak yerine, limitlerinizi bilip kalori sayarsanız şekerden zarar görmeyeceksiniz. Aksine şeker, enerji ihtiyacınızı karşılamanıza yardımcı olacak.

2. Bölgesel Yağ Yakımı Mümkündür.

 
Kalçada biriken yağları kalça çalışarak, karında biriken yağları karın çalışarak eritmeye çalışan pek çok kişi var spor salonlarında. Peki bu mümkün müdür? Tabii ki hayır. Bölgesel kas kütlesinin artması sebebiyle daha yağsız bir görünüme sahip olmak mümkün. Fakat yalnızca belli bir bölgede yağ yakımının gerçekleşmesi bilimsel olarak mümkün değil. Bu şekilde yağ yakabilmek, yalnızca liposuction yöntemi ile mümkündür. Bu nedenle bölgesel egzersizlere odaklanmak yerine, kardiyo yaparak yağ yakımını hızlandırmanız çok daha mantıklı olacaktır.

3. Az Tekrar ve Ağır Çalışmak Bulk İçindir, Çok Tekrar ve Hafif Çalışmak Definasyon İçindir.

 
Genellikle güç çalışmaları, kilo alma dönemi olan bulk döneminde önerilir. Bulk dönemine özel, definasyon dönemine özel programlar ile amacımıza ulaşabileceğimiz söylenir.
Aynı şekilde kilo verirken de çok tekrar, ve hafif çalışmanın doğru olduğu pek çok antrenör tarafından savunulmaktadır. Bu tip bilgilerin herhangi bir bilimsel dayanağı olmadığının altını çizmek gerekiyor.
Kilo alma veya kilo verme antrenman programıyla alakasızdır. Beslenme, bu durumun belirleyicisidir. Kişi yaktığından az besin ile besleniyorsa az tekrar ve ağır çalışırken de aynı şekilde kilo verecektir. Kişi ihtiyacı olan kaloriden fazla kalori tüketiyorsa hafif ağırlık ve çok tekrar yöntemi ile de kilo alacaktır. Amaca yönelik programlamada, kardiyo gibi faktörler etkili olabilir. Fakat tekrar sayıları ile oynamanın ek katkısı yoktur.

4. Kaslar Ağrıyorsa Çok İyi Antrenman Çıkardık Demektir.

Gelişmenin veya antrenmanın başarılı olduğunun belirleyicisi, fitness sektöründe kaliteli bir antrenmanın habercisi olarak algılanıyor. Fakat kas ağrısı, her zaman iyi bir antrenman anlamına gelmiyor. Vücudun toparlanmada eksiklerinin olması, vücudun antrenmanlara iyi adapte olamaması, vücudun yeterli sıklıkta çalışmıyor olması gibi durumların da göstergesi olabilecek olan kas ağrıları amaç haline gelmemelidir.

5. Her Antrenmanda Kapasitemizin Tamamını Kullanmalıyız.

Her antrenmanı kasları tüketene kadar yapan kişilere sesleniyoruz. Yapmayın! Çünkü sürekli olarak kapasitenizin tamamını kullanarak antrenman yapmak, kapasitenizi arttırmak yerine düşürebilir. Vücudunuz bir noktadan sonra sürekli olarak limitleri görmekten dolayı yorgun düşebilir ve hasta olabilirsiniz. Antrenman bilimi konusundaki uzmanların söylediği ise kapasitenizin tamamını nadiren kullanmanız gerektiği. Kapasitenizin tamamını kullanmadan, daha düşük eforlarla çok daha hızlı ilerleyebilirsiniz. Hafif günleriniz, orta seviye günleriniz ve ağır günleriniz olmalı ki sürekli olarak yorgun hissetmeyin.

6. Makinelerde Çalışmak Kasları En Doğru Şekilde Uyarabilmemizi Sağlar.

Makinelerde yapılan antrenmanların en güvenli ve kaslar için en doğru seçenek olduğunu düşünen bir çok spor tutkunu var. Makinelerin, belli kas gruplarını doğru şekilde uyarabilmek için tasarlandığı doğru. Ancak makinelerde de, serbest ağırlıklardaki gibi hile yapabilmek çok kolay. Kaslarınıza özel dizayn edilmiş bu makineler ile hareketi yanlış yapabilmeniz gayet mümkün.
Makineler yerine serbest ağırlıkları tercih ettiğinizde, stabilizasyon görevi gören pek çok küçük kas grubunu çalıştırabilirsiniz. Ayrıca günlük hayatta işinize yarayacak fonksiyonları da serbest ağırlıklar kullanarak daha iyi geliştirebilirsiniz.

7. Ağır Çalışmak Sakatlığa Neden Olur.

Ağır çalışmak, vücudunu geliştirmek isteyen kişilerin bir numaralı kuralı olmalıdır. Burada sormamız gereken soru ise şu:
Kime göre ağır?
Herkesin ağır kavramı, salondaki tecrübesine göre değişebilir. 10 yıldır düzenli antrenman yapan biri için 140 kilogram bench press gayet hafif olabilir. Şunu da vurgulamak gerekiyor ki, ağır çalışmak değil yanlış form ile ağır çalışmak sakatlar. Kişi kendisine göre ağır bir kiloyla düzgün formla egzersiz yapabiliyor ise sakatlanmayacaktır.
Ağır çalışmak sakatlık riskini arttırabilir, ancak sürekli olarak daha ağır çalışmak da vücudumuzu geliştirmenin en büyük koşuludur. Daha ağır ağırlıklara adapte olmayan bir vücutta kas gelişimi bir süre sonra kolay gerçekleşmeyecektir.

8. Squat, Deadlift Gibi Hareketler Sakatlar.

Temel egzersizler olan squat, deadlift gibi hareketler nedense pek çok kişinin korktuğu egzersizlerden. Bu egzersizler söz konusu olduğunda direkt olarak akla ilk gelen şey, bel sakaltığı oluyor. Bir önceki başlıkta da belirttiğimiz gibi, bu egzersizler de düzgün form ile uygulandığında sakatlamaz. Aksine, sakatlık engeller. Omurga çevresindeki kasların yanı sıra, kalçayı, merkez bölgesini ve bacakları güçlendiren bu egzersizler bel fıtığı dahil pek çok sakatlık durumunun tedavisinde kullanılır.
Bu egzersizler; günlük hayatta sık uyguladığımız yerden bir objeyi kaldırma, yere çömelme gibi basit fonksiyonları taklit eden egzersizlerdir. Bu nedenle temel egzersizler olarak adlandırılırlar. Bu egzersizlerden korkmak yerine antrenman programlarınıza bu egzersizleri doğru formda uygulayarak dahil ederseniz sonuçlara siz de şaşıracaksınız. Karın kası çalışmaya gerek kalmadan karın kaslarınız gelişecek, postürünüz düzelecek ve çok daha güçlü bir vücuda sahip olacaksınız!

9. Mekik Karın Kasları İçin Çok İyi Bir Egzersizdir.

Squat ve deadlift hareketinden daha fazla sakatlık riskine sahip bir hareket var ise o da mekiktir. Mekik, çok güvenliksiz bir pozisyonda yapılan bir egzersizdir. Yıllar süren çalışmalar sonucunda sağlam bir karın kası temeli atıldıktan sonra, karın kaslarını derinleştirmek için kullanılabilir. Ancak tecrübesi az kişilerde bel sakatlıkları, boyun sakatlıkları ve daha pek çok sakatlık konusunda bahsettiğimiz squat ve deadlift gibi temel egzersizlere oranla çok daha risklidir.
Doğru form ile uygulandığı takdirde bile sakatlık riski taşıyan mekik, çok fazla alternatifi olan bir egzersizdir. Mekik yerine squat ve deadlift gibi merkez bölgesini en üst seviyede çalıştıran egzersizlere yönelebilirsiniz. Bileşke egzersiz olmaları sebebiyle hem aynı anda pek çok kası çalıştırabilirsiniz, hem de karın kaslarına ek vakit ayırmanıza gerek kalmaz.
İlla ki izole olarak karın kaslarınızı çalıştırmak istiyorsanız; plank, dead bug, curl up gibi daha sağlıklı egzersizlere yönelebilirsiniz.

10. Fazla Protein Tüketmek Böbreklere Zarar Verir.

Proteinin böbreklere daha fazla iş yaptırdığı doğrudur. Protein, karbonhidrat ve yağa göre böbrekleri daha fazla çalıştırır. Ancak geçmişten gelen bir böbrek rahatsızlığınız yoksa ve protein alımını ekstrem noktalarda tutmuyorsanız böbreklerinizin zarar görmesi ihtimali bilimsel çalışmalara bakıldığında oldukça zor görünüyor.
Fazla miktarda protein tükettiğiniz bir diyetiniz varsa, su tüketiminizi arttırmanız kesinlikle böbrekleriniz için işe yarayacaktır.

11. Yüzme Kilo Verdirir.

Sanılanın aksine, yüzme iyi bir kardiyo seçeneği değildir. Yüzme, suyun kaldırma kuvvetinden dolayı karada yaptığımız koşu gibi kardiyo egzersizlerine oranla vücudu çok daha az çalıştırır. Yağ yakımı sağlayabilmek için saatlerce yüzmemiz gerekecektir.
Ayrıca yüzme, çok fazla kalori harcatmamasına rağmen açlık hissini çok fazla arttırır. Bu nedenle diyet dostu bir kardiyo seçeneği değildir.
Postür, sakatlıklar, ciğer kapasitesi arttırma, kaslardaki gerginliği azaltma gibi konularda çok işe yarar olan yüzme kardiyo seçeneği olarak pek verimli değildir.

12. Kreatin Çok Kilo Aldırır ve Şişirir.

Kreatin, bilimsel çalışmalara bakıldığında en çok faydanın sağlanabileceği takviyelerden biri olarak gözüküyor. Ancak pek çok kişi çok fazla kilo aldırmasından ve şişirmesinden korkarak bu faydalı takviyeyi tüketmeye cesaret edemiyor.
Kreatinin kaslarda su tuttuğu doğdudur. Ancak bu su tutumu, gözle fark edilemeyecek kadar azdır. Diğer faydaları olan güç artışı, anlık yüksek enerji üretimi gibi faydalarına bakıldığı zaman su tutuyor olması çok ekstrem bir durum değildir.
Beslenmeniz, kilo almaya yönelik değilse kreatin kilo aldırmayacaktır. Gözle görülür bir farkı gıda takviyelerinden beklemek, son derece yanlış bir tutumdur.
En doğru bilgilere ulaşmak için Dr. Hakan Tüfekçi ile Fitness ve Antrenman üzerine gerçekleştirdiğimiz bu röportajı okuyabilirsiniz.
Reklam

Tüm Yağları Yakıp, Belirgin Karın Kaslarına Sahip Olmak İstiyorsanız Yapmanız Gereken 10 Şey

0

Yazın sıcak günlerinin yavaş yavaş yaklaştığı günlerdeyiz ve sahil sezonu için sayılı günümüz kaldı. Daha fazla yağ yakmak ve vücudunuzdaki yağ oranını azaltmak için uzun zamandır antrenmanlarınızı aksatmadığınızı ve düzgün beslenerek ilerlediğinizi varsayıyoruz.

Ancak bir yerden sonra vücudunuz fazla yağlardan kurtulmak konusunda plato dönemine girer. Peki, platodan kurtulmak ve daha fazla yağ yakmak için neler yapabilirsiniz? Daha fazla yağ yakmak için size yardımcı olacak önerilerimizle karşınızdayız. Yazımızdaki önerilerimizi uygulayarak daha fazla yağdan kurtulacak ve yazı karın kaslarınızla karşılayacaksınız.

DAHA FAZLA YAĞ YAKMAK VE BELİRGİN KARIN KASLARINA SAHİP OLMAK İÇİN YAPMANIZ GEREKENLER

1. BESİN MİKTARINIZI 500 KALORİ AZALTIN

Vücut yağlarınızdan kurtulmak için kalorilerinizi azaltmanız, yani gün içerisinde yaktığınızdan daha az kalori alımı yapmanız gerekmektedir. Genellikle beslenme düzenimizde ne kadar kalori aldığımıza dikkat etmezken ne kadar kalori yaktığımız konusunda aşırı iyimser oluruz.

Size tavsiyemiz 3-6 gün boyunca yediğinizi içtiğinizi kaydedeceğiniz bir günlük tutun. Sonrasında daha fazla yağ yakmak adına günlük beslenme düzeninizden 500 kalori azaltın. Birkaç haftada bir de vücut yağ oranınızı bir yağ ölçer (kaliper) yardımıyla ölçün.

2. DAHA FAZLA YAĞ YAKMAK İÇİN HIIT KARDİYO YAPIN

Yağ yakımınız durduğunda yüksek yoğunluklu aralıklı antrenmanlar (HIIT) yapmanın zamanı gelmiş demektir. HIIT sabit hızda kardiyoya kıyasla daha fazla yağ yakmanıza imkân verir.

Haftalık antrenman programınıza fazladan bir HIIT günü ekleyin. Goblet squat, row, push press and şınavın dâhil olduğu bir tüm vücut antrenmanı yapın. Bu egzersizlerden her birini 30 saniye çalışma şeklinde uygulayın ve bir sonraki egzersize geçmeden önce de 30 saniye dinlenmeyi unutmayın.

Sprint yani kısa koşularla yapacağınız bir HIIT yerine bu şekilde bir HIIT antrenmanıyla tüm vücudunuzu çalıştıracaksınız ve metabolizmanız hızlanacaktır. Antrenman sonunda ise kürek makinesi, ağırlık kızağı çekme vb. ekipmanları tam efor çalışması yaparak yani 15 saniye çalışma, 15 saniye dinlenme şeklinde kullanabilirsiniz.

3. KAS KAYBINI ÖNLEMEK İÇİN DAHA FAZLA PROTEİN ALIN

Protein vücut yağlarından kurtulmak için olmazsa olmazdır. Protein kalori azaltmaktan kaynaklanabilecek olan kas kaybını önler. Protein ayrıca sizi daha tok hissettirerek aşırı yemenize ve abur cuburlara yönelmenize engel olur. Gün içi kalori yakımınızı da destekler çünkü protein, karbonhidrat ve yağlara kıyasla sindirilmesi için daha fazla enerji gerektirir. Her gün bir kilogram vücut ağırlığınıza karşılık 1 gram protein alın. Tükettiğiniz proteini fındık, ceviz gibi kuruyemişlerden, yumurta, yağsız et, yoğurt ve protein tozları gibi kaynaklardan elde etmeye çalışın.

4. BİRLEKŞİK EGZERSİZLER UYGULAYIN

Vücut yağınız fazlaysa (özellikle bel bölgesinde) bu testosteron seviyenizin az olduğu anlamına gelebilir. Ancak düşük testosteron seviyelerinin sonuçlarının sadece bel bölgesiyle sınırlı kalacağını sanmayın; düşük testosteron seviyeleri sağlığınızı, cinsel yaşamınızı ve ruhsal sağlığınızı (ki bu da cinsel yaşamınızla alakalıdır) etkileyebilir.

Testosteron seviyelerinizi arttırmak ise çok kolay. Yapmanız gereken kas gelişimini tetikleyen ağır ve tüm vücudunuzu çalıştıran hareketlere odaklanmak ve böylelikle hormon salınımınızı başlatmak. Yüksek ağırlıklı kuvvet egzersizleri biceps curl ve calf raise hareketlerine kıyasla yağ yakımınızı hızlandırır. Antrenmanlarınızda ağır squat, deadlift, lunge, barbell press (düz sehpa ya da barbell overhead press), heavy row ve carry (yük taşıma) egzersizlerine yer vermelisiniz. Formunuzu bozmadan olabildiğince yüksek ağırlıklar kaldırmaya da özen gösterin.

5. SAĞLIKLI YAĞLAR TÜKETİN

Şaka yapmıyoruz; yağ kaybetmek istiyorsanız daha çok yağ tüketin. Hayvansal kaynaklı, doğal tereyağı, sert kabuklu yemişler, Hindistancevizi yağı ve avokado tüketmek yağ oranınızı azaltır ve sizi daha kaslı yapar. Bunun nedeni bu yağların sizi tok tutup testosteron seviyelerinizi korumalarıdır. Sağlıklı yağlar tüketmek karbonhidrat tüketiminizi azaltır. Günlük kalorilerinizin %30’u iyi kaynaklı yağlardan gelmeli ve asla yapay yağlar tüketmemelisiniz ki bunlar kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.

6. SU TÜKETİN

Su spor salonundaki performansınız için önemlidir çünkü az miktardaki susuzluk bile performansınızı etkileyebilir. Bu arada su alımınız yeterli olmadığında metabolizmanızda yavaşlar çünkü vücudunuz sıvıları muhafaza etmeye çalışır. Tavsiyemiz sabahları büyük bir bardak su içmeniz. Gün içinde ne kadar suya ihtiyacınızın olduğu hala bir tartışma konusudur. Basit bir başlangıç olarak bir litrelik bir şişeyi suyla doldurun ve gün sonuna kadar şişeyi bitirmeye çalışın.

7. SADECE ANTRENMAN GÜNLERİ KARBONHİDRAT TÜKETİN

Beslenme düzeninizden tüm karbonhidratları çıkarmak antrenman verimliliğinizi düşürür ve alacağınız sonuçları da etkiler. Karbonhidratlar kas inşa etmek için yakıt sağlar, böylelikle vücudunuzdaki yağı azaltır ve karın kaslarınızı ortaya çıkarır; onlar olmadan spor salonu performansınız düşer. Meyve ve tam tahıllar gibi karbonhidratlar genel sağlığınızı iyileştirmede etkili olan lif ve vitamin yönünden zengindir. Nişastalı karbonhidratlar bile (pirinç ve patates) yağlarınızdan kurtulmanıza yardımcı olabilir çünkü bunlar sıkı bir antrenman sonrası glikoz seviyelerinizi yeniler. Sadece ağır, birleşik egzersizlerle kaslarınızı yorduğunuz günlerde karbonhidrat tüketin. Böylelikle vücudunuz gelen enerjiyi yağ biriktirmek yerine toparlanma ve kas gelişiminde harcar.

8. BALIK YAĞI VE L-KARNİTİN TAKVİYESİ ALIN 

Balık yağındaki omega-3 yağ asidi yağ atımınızı hızlandırabilir. Bir antrenman programıyla birlikte balık yağı takviyesi almak yağ parçalanmasını arttırır ve vücut yapınızı ve kolesterol değerlerinizi iyileştirir. Balık yağı takviyesi ayrıca yağ kütlenizde fazladan bir azalmaya, kas hacminizde ise bir artışa yol açabilir. Balık yağının bu etkilerinden faydalanmak için günde 6 gram tüketmeniz tavsiye edilmektedir.

L-karnitinde yağ kaybı konusunda kullanabileceğiniz bir diğer takviyedir. L-karnitin yağı hücre içerisindeki mitokondriye taşır ve burada yakıt olarak kullanılır.

L-karnitin takviyelerine hemen göz atın.

9. ARALIKLI ORUÇ (INTERMITTENT FASTING) DENEYİN

Aralıklı oruç yağ parçalanmasını arttırır ki bu durum daha çok yağ kaybına neden olur. Aralıklı oruç ve egzersiz yapmak insülin seviyenizi geliştirir ve vücudunuzun yağ yerine besin maddelerini kaslara iletmesine yardımcı olur. Daha da iyisi kalori kısıtlayıcı bir beslenme düzeni boyunca aralıklı oruç tutmak, aralıklı oruç tutmamaya kıyasla daha çok kilo vermenize yol açar. Basit düşünün; birkaç gün kahvaltıyı es geçin ve günün ilk öğününü öğleden sonra tüketin.

10. GÜNDE EN AZ 8 SAAT UYUYUN

Spor salonunda sıkı antrenman yapıyor, temiz besleniyor ama iyi sonuçlar alamıyorsanız suçlusu sizsiniz. Şikago Üniversitesi araştırmacıları az uyumanın yağ parçalanmasını yavaşlattığını ve kas kaybını %60 oranında arttırdığını buldu. Az uyku aynı zamanda kas gelişiminize zarar verir çünkü toparlanma ve büyüme hormonu üretimini sekteye uğratır ki bu hormonlar uyku sırasında salgılanırlar. Bu yüzden günde 8 saat kaliteli bir uyku çekmek önemli.

Reklam

Protein Tozu ile İlgili Herkesin Doğru Sandığı 9 Büyük Yanlış

1

Protein tozu ve beslenme hakkında bilinen 9 büyük yanlışın doğrusunu hep birlikte öğrenelim.

Protein Tozu Nedir?

Konu spor ve sağlıklı beslenme olunca, akıllara gelen ilk şeylerden birisi, şüphesiz ki protein kaynaklı beslenme ve protein tozu oluyor. Vücudumuzun en temel ihtiyaçlarından biri olan protein; et, süt ve süt ürünleri, bazı kuruyemişler ve baklagiller gibi birçok besinde bulunan, mikro besinlerdir.

Supplementler’in uzman bilgi birikimi ile derlediğimiz aşağıdaki yazı dizisini okuyarak hep birlikte doğruları öğrenelim.

Bütün Protein Tozları Aynı mı?

Hayır! Tarih boyunca yapılan en hatalı genellemelerden biri, “Protein, proteindir…” şeklindedir. İlk olarak, bütün protein tozları aynı olamaz çünkü protein moleküler seviyede incelendiğinde, binlerce farklı yapıya sahip olduğu görülür. Protein tozu ile ilgili bir konuşma yapıldığı zaman genelde şu şekilde kıyaslamalar görülür: İzole mi yoksa konsantre mi, kısa sürede mi yoksa uzun sürede mi çözünüyor, whey mi yoksa kazein proteini mi?

Whey protein nedir?

Protein tozunun emilim hızı, çok önemlidir. Whey proteini gibi, emilim ve çözünme hızı yüksek protein tipi, antrenmanlarınız esnasında ve sonrasında, kaslarınıza daha çabuk ulaşarak ihtiyacınız olan proteini hızlıca almanızı sağlar. Ancak uzun sürede çözünen kazein proteininin, emilim süresi daha geç olduğu için, özellikle gece yatmadan önce tüketilmesinin daha fazla fayda sağlayacağı bilinmektedir.

Çok Fazla Protein Tüketmek Böbreklere Ağır Gelir mi?

Hayır! Protein tüketmek böbrekler düşünüldüğünde çok aşırı seviyelere ulaşmadıkça bir hasar yaratmaz. Eğer günde 2 kutu protein tozu içmek gibi bir yanlış yapmıyorsanız, böbrekleriniz için endişelenmenize gerek yok. Böbreklerinizle ilgili ileri seviye bir hastalığınız yoksa, gönül rahatlığıyla protein tüketebilirsiniz.

Şu konuya açıklık getirmekte yarar var ki, çok fazla protein tükettiğiniz süre zarfı içinde, yeterli miktarda su tüketmeniz gerekmektedir. Ki zaten, ne olursa olsun, sağlıklı bir yaşam için, gün içinde bol bol su tüketiyor olmalısınız. Protein tozu markaları sütle değil daha çok su ile bu takviyeleri kullanmanızı önerir.

Protein Tozunu Pişirmek, Proteinin Yapısını Bozar mı?

Hayır. Protein tozlarını pişirdiğinizde, kendinize özel karışımlarda veya tariflerde kullanırken proteinin yapısını bozmazsınız. Tıpkı bir bifteği pişirirken, içerisindeki protein yapısının bozulmadığı gibi. Hem çeşitlilik olması açısından, hem de kendinizi ödüllendirmek adına, protein tozunu; kek, kurabiye veya muffin gibi gıdaların içine koyarak tüketebilirsiniz.

Yalnızca Protein Tozu Tüketmek Kilo Vermeyi Garantiler mi?

Hayır. Tıpkı karbonhidrat tozu kullanımında olduğu gibi fazlalıklar depolanır. Vücudunuz kullanmadığınız fazla proteini, glikoliz olarak adlandırılan işlemle, ufak moleküllere ayrıştırır. Tabi kullanılmayan bu fazlalıklar da, kilo almanıza sebep olur.

Protein Tozlarının Kadınlar Üzerinde Kötü Bir Etkisi Var mı?

Hayır. Protein tozlarının kadınlar için zararlı olduğu kanısı tamamen yanlıştır. Sporcu besinleri her cinsiyete uygundur. Protein, bütün insanların temel ihtiyacı olan bir besin maddesidir. Yalnızca soya proteininin, östrojen hormonu salınımı üzerinde ufak bir etkisi olduğu bazı kaynaklar tarafından doğrulanmaktadır. Ancak, whey veya kazein gibi diğer protein türlerinin biraz fazla kullanılması, kadınları kesinlikle bir anda çok geniş omuzlu veya inanılmaz derecede kaslı, maskülen bir görünüme sahip olmalarını sağlamaz.

Dayanıklılık Atletlerinin Proteine İhtiyacı Yok mudur?

Bu soru tıpkı, su içmeye ihtiyacımız yok mudur gibi bir sorudur. Hangi spor dalını yapıyorsanız yapın bu dayanıklılık atleti de olsa, ister uzun süreli dayanıklılık gerektiren, isterseniz başka bir tür… Kaslarınızın kendilerini yenileyebilmesi ve gelişebilmesi için proteine ihtiyacı olacaktır. Hatta spor yapmadığınız günlerde bile, vücudunuz için ekstra protein almanız gerekebilir. Vücut geliştirme protein tozu ile daha hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleşebilmektedir. Bu gelişimin süratli olması kişinin motivasyonunu yükseltir ve spor yaparken kendini daha dinamik hissetmesine yardımcı olur.

Bütçenizi sarsmadan satın alabileceğiniz protein tozu seçenekleri için “En Uygun Fiyatlı 5 Protein Tozu” makalemize mutlaka göz atın!

Protein Tozu Gaz Problemlerine Yol Açar mı?

Bildiğiniz gibi bir çok protein tozu, süt ve süt ürünlerinden üretilmektedir. Bu sebeple en iyi protein tozu için bile gaz problemleri insanlar tartışmakta ve konuda yorumlar bulunmaktadır. Gün içinde sıvı olarak yalnızca protein tozlarıyla elde ettiğiniz karışımları içtiğiniz taktirde, kendinizi sadece litrelerce süt içmiş gibi düşünebilirsiniz. Habuki, beslenme programınızı, biraz karbonhidrat, yağ ve sebze çeşitleriyle dengelediğiniz zaman, herhangi bir gaz problemiyle karşılaşmayacağınızı göreceksiniz.

Vücut Tek Seferde 30 Gramdan Fazla Proteini Sindiremez mi?

Sizce vücudumuz bir öğünde 30 gramdan fazla protein öğütemiyor olsaydı, biz burada bunları yazabiliyor veya siz okuyabiliyor olabilir miydiniz? Optimum protein tozu tüketimi ve sindirimiyle ilgili tek bir basit kural vardır, o da alınan fazla proteinin sindiriminin ve kullanılmasının daha uzun sürdüğüdür. Tıpkı kazein proteininin sindiriminin daha uzun sürdüğü gibi. Standart bir öğününüzün bile sindirimini, 5 saatten daha fazla sürdüğünü düşünerek, bu durumu daha normal karşılayabilirsiniz. En iyi protein tozu markası kişiden kişiye değiştiği gibi protein sindirimi de metabolizmaya göre farklılaşır. “Protein tozu ne kadar kullanılmalıdır?” sorusu da kişinin hedefine ve spor programına göre değişim gösterir. Diğer bir deyişle, kilo aldırıcı protein tozu diye birşey yoktur sadece faklılaşan miktarlar ve bünyeler vardır. Kişi kendi hedefine göre tüm bu değişkenleri uzman tasiyesi de alarak kontrol etmelidir.

Protein Çocuklar İçin Tehlikeli midir?

Kesinlikle protein çocuklar için tehlikeli değildir! Çocukların da protein ve amino asit ihtiyaçları vardır. Konu hakkındaki araştırmalar gösteriyor ki, çocuklar için esas tehlikeli olan şey, şeker ve yağ tüketimidir. Emekleme çağını geçtikten sonra çocuklarda, kas dokuları düzenli olarak büyüme ve gelişim göstermektedir. Bu dönemlerde çocukların proteine oldukça ihtiyacı vardır. Çünkü metabolizmaları, hayatlarında hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde çalışıyor durumdadır. Hatta günümüzde bazı bebek mamalarında ve gelişim çağındaki çocukların ek gıdalarının içeriğinde whey protein yani en kaliteli protein tozu içeriklerinden birine rastlamak mümkündür. Protein içeceği bir çocuk için daha iştah açıcı bir protein alma yöntemi olabilir, eğlenceli smoothieler yardımıyla protein ihtiyacı tamamen karşılanabilir.

Reklam

Miss Turkey 2017’yi Kazanmak İçin Yarışacak 20 Güzeller Güzeli Finalist Açıklandı!

0

Türk insanının özelliklerini ve imajını dünyaya en güzel şekilde anlatmak amacını taşıyan Miss Turkey organizasyonunda bu sene yarışacak finalistler belli oldu!

İşte karşınızda  Miss Turkey 2017’nin 20 finalisti!

 

1- Itır Esen
2- Alara Kaya
3- Gözde Baddal
4- Özge Türkyılmaz
5- Emire Cansu Kurtaran
6- Ceren Baykan
7- Ekinsu Kansu
8- Beril Altuntaş
9- Deniz Görgülü
10- Buse Çekmeceli
11- Merve Argun
12- Aslı Sümen
13- Hazal Karasıkı
14 -Bahar Gençalp
15 -Sura Yıldıran
16 -Bahar Merve Zırhlı
17 -Betül Ekşi
18 -Andre Raema Mungiu
19 -Yasemin Çoklar
20 -Pınar Tartan

Finale çıkanlar sosyal medyada pek çok kişiyi tatmin etmese de bize göre finale çıkmayı hak edecek kadar alımlı ve güzeller. Sizce bu senenin finalistleri bulundukları yeri hak ediyorlar mı?

Peki, Miss Turkey 2017’nin birincisi kim olacak?

Yorum olarak belirtmeyi unutmayın!

 

 

Reklam

Hem Fit Vücuduyla Hem de Başarılarıyla Adını Dünyaya Duyuran Türk Sporcu: İpek Soylu

0

Bugün sizlere fit vücudu ve güzelliği ile dikkatleri üzerine çektiği kadar, başarılarıyla da adından söz ettiren ve Türk sporunda kadının gücünü uluslararası alanda temsil etmeye
devam eden İpek Soylu’dan bahsedeceğiz!

 

İpek, tenis kortlarında bu zamana dek imza attığı başarılarla hem haberlerde hem de sosyal medyada pek çok kez adından bahsettirdi.

21 yaşında ve halen çok genç olmasına rağmen dünya çapında pek çok başarı yakalayan İpek, Türkiye’yi dünyada temsil eden Türk sporcular arasında belki de geleceği en parlak olanlarından biri!

 

İpek’in tenisle tanışması Adana’da henüz 6 yaşında iken başlamış ve 10 yaşına geldiğinde ilk profesyonel maçına Romanya’da katılmış.

13 yaşındayken tenise devam edebilmek için ailesi ile birlikte İstanbul’a taşınmış.

 

2012 yılında Wimbledon gençler kategorisinde oynayan ilk Türk kadın tenisçi olan İpek, daha o dönemde geleceğinin ne denli parlak olacağının sinyallerini de vermiş aslında.

2014 yılına geldiğimizde ise Türk kızı İpek, başarısını tüm Dünya’ya ikinci kere kabul ettirdi ve Amerika Açık Tenis Turnuvası’nda genç çiftlerde partneri Jil Belen Teichmann ile birlikte Türkiye’ye ilk Grand Slam şampiyonluğunu getirdi.

 

Bu başarılarının yanı sıra teklerde 8 ITF; çiftlerde 3 WTA ve 11 ITF şampiyonluğu var İpek’in.

Belki de bu noktada, yaşının henüz sadece 21 olduğunu tekrar tekrar hatırlatmak güzel olabilir…

 

Milli tenisçimiz İpek Soylu genç yaşında elde etmiş olduğu bu başarıları,  günlük yaşamını mesleğine göre şekillendirerek elde etmiş olduğunu belirtiyor.

Şimdi gelelim İpek’in bu başarılara adım adım yürürken takip ettiği spor rutinlerine.

 

İpek, muhtemelen tahmin edeceğiniz gibi günlerinin çoğunu antrenman ve spor yaparak geçiriyor.

Haftanın 6 günü antrenman yapan İpek, geri kalan zamanında ise bu ağır antrenman programına bir de yoga ve pilatesi ekliyor.

 

Kendisi gibi dünya çapında başarıyı yakalamak isteyen tüm sporcu gençlere ise asla hayallerinden vazgeçmemelerini ve kendilerine
inanmalarını tembihliyor.

Biz de bu genç sporcumuzu, daha bu yaşta yakaladığı bu önemli başarılar için tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz!

 

Reklam

Kas Kütlesini Artırırken IQ’sunu da Artıran Tüm Zeki İnsanların İlk Seferde Anlayacağı 23 Film

0

Sporu hayatının merkezine yerleştirirken, yaşamın olağan süreçlerinden ve kendini yetiştirmekten asla geri kalmayan zeki insanların hoşuna gidecek, izlerken ufkunuzu açacak en başarılı filmleri bu içeriğimizde sizler için topladık!

Not: Sıralama IMDb puanına göre yapılmıştır ve film özetleri sinemalar.com’dan alınmıştır.

23. Transcendence (Evrim), 2014

Dr. Will Caster, yaptığı çalışmalar ile bir bilge, insandan daha üstün bir süper bilgisayar yapmaya girişir. İnsan beyninden daha üstün bir bilgisayar yaratılmasını istemeyen radikal bir grubun saldırısına uğrayacaktır. Başrolünde Johnny Depp’in oynadığı filmde Rebecca Hall ve Paul Bettany, Depp’e eşlik ediyor.

IMDb: 6.3

22. La habitación de Fermat (Kapan), 2007

Birbirini hiç tanımayan dört matematikçi, gizemli biri tarafından büyük bir bulmacayı çözmeleri için davet edilir. Kendilerine yöneltilen soruları zamanında ve doğru olarak çözemezlerse, içinde bulundukları oda bir anda ölüm tuzağına dönüşecektir. Bunun yanı sıra çözmeleri gereken en önemli problem ise, kendilerini buraya getiren sebep ve aralarındaki ilişki olacaktır.

IMDb: 6.7

21. Primer (Kapsül), 2004

Yetenekli iki genç mühendis, bir garajda yürüttükleri deneyler sırasında kazara müthiş bir keşifte bulunurlar. Üzerinde çalıştıkları proje, onları zamanda geriye doğru yolculuğa çıkarabilmektedir. Sonsuz merakları nedeniyle, yolculuk deneylerini birbirlerinden habersiz yürüten mühendislerin bu deneyi çok ciddi sorunlara yol açacaktır.
IMDB: 7.0

20. Deja Vu, 2006

Kısaca Deja Vu olarak bilinen olayın rahatsız edici gizemini herkes bir şekilde deneyimlemiştir. Birisiyle yeni tanıştığınızda sanki onu yollardır tanıyormuş gibi bir hisse kapılırsınız. Veya herhangi bir yere ilk defa gittiğiniz halde sanki orada daha önce bulunmuş gibi hissedersiniz. Kısacası Deja Vu adı verilen duyguyu bilmeyen yoktur denilebilir. Peki, ya bu tuhaf ve tüyler ürpertici duygu aslında geçmişten gönderilen bir uyarıysa… Veya bilinmeyen geleceğe dair ipuçlarını barındırıyorsa…
IMDb: 7.0

19. The Mist (Öldüren Sis), 2007

Kasabaya sanki başka bir dünyadan gelmiş izlenimi veren tuhaf bir sis tabakasının çökmesi üzerine korku ve panik içinde süpermarkete sığınan kasaba halkı arasında David Drayton ve küçük oğlu Billy de vardır. Koyu ve kalın sis tabakasının içinde esrarengiz bazı yaratıkların pusuya yatmışçasına gizlendiğini ilk fark eden David olmuştur. Bu dünyaya ait olmayan öldürücü, korkutucu yaratıklardır bunlar… Kurtuluş ise marketteki herkesin hep birlikte hareket etmesine bağlıdır. Ancak insan doğası hesaba katılınca hep birlikte hareket edebilmeleri mümkün müdür?
Markete sığınan kasaba halkının korkuya kapılarak paniklemesi üzerine mantık devre dışı kalırken David kendisini en çok neyin korkuttuğunu merak etmeye başlamıştır: Sisin içinde pusuya yatmış canavarlar mı, yoksa marketin içindeki, daha düne kadar arkadaşı, komşusu bildiği insanların sergilediği tutarsız davranışlar mı?
IMDb: 7.2

18. The Fountain (Kaynak), 2007

The Fountain, üç farklı zamanda biriminde, bir adamın sevdiği kadını kurtarmak için başından geçen bin yıllık serüveni konu almaktadır. 15. yüzyılda İspanya’da yaşayan Tomas ölümsüzlük verdiği sanılan efsanevi bir çeşmenin arayışına çıkar. Günümüzde, Tommy Creo isimli bir bilim adamı, kanser olan eşi İzzy’yi kurtarabilmek için umutsuzca bir tedavi yöntemi keşfetmeye çalışmaktadır. 25. yüzyılda, astronot olan Tom ise uzaydaki gezintisi sırasında kendisini çok uzun sürelerdir rahatsız eden olayların arkasındaki gerçekleri keşfeder. Bu üç adamın hikayesi tek ve ortak bir gerçeğe uzanmaktadır…
IMDb: 7.3

17. Predestination, 2014

Tıpkı bir önceki filmlerinde olduğu gibi yine ünlü aktör Ethan Hawke ile işbirliği yapan Spierig Kardeşler bu sefer Looper ile Azınlık Raporu’nun karması olacak bir bilim kurgu-gerilim çeşitlemesine imza atıyorlar! Yılın sürpriz polisiye soslu bilim kurgusal hadiselerinden biri olmaya aday film kendi kulvarında bir hayli iddialı görünüyor!
IMDb: 7.4

16. Pi, 1998

Bir matematik dehası olan Max, sorunlu bir kişiliğe sahiptir ve insan hayatının belki de en önemli buluşuna ulaşmak üzeredir. Son on yıl boyunca sayısal olarak tabiatın bir kodlanma sistemine sahip olduğunu keşfetmiş fakat bunu çözmeyi başaramamıştır. Her şey ama her şey onu bir tek sonuca götürmektedir. Ulaştığı sonuç onu daha büyük kaoslara bunun da ötesinde problemin merkezi olarak kendine yöneltmektedir. Bulduğu sır için belki de insanlar birbirlerini bile öldüreceklerdir. Bunu herkesten saklamalıdır.. Max zincirin ilk halkası olan kodu kırmayı deneyerek bu riski yok etmeye karar verir.
IMDb: 7.5

15. Lost Highway (Kayıp Otoban), 1997

Film Fred Madison’ın (Bill Pullman) diafonda “Dick Laurent öldü” sözünü duymasıyla başlar. Fred ve karısı Renee (Arquette) her sabah evlerinin önünde bir video kaset bulurlar. Video kasette eve gizlice girilmiş ve çift uyurken videoya alınmıştır. Çift, iki detektife başvurur. Bu arada bir caz müzisyeni olan Fred, karısının onu aldattığından şüphelenir. Bir partide gizemli adam ile tanışır. Gizemli adam aynı anda iki yerde olabileceğini Fred’e gösterir. Sabah, Fred yine bir video kaset bulur. Video kasette ise karısını vahşice öldürdüğünü izler. Hatırlamadığını söylemesine rağmen, idama mahkum edilir ve hapse atılır.

IMDb: 7.7

14. The Game (Oyun), 1997

Nicholas Van Orton hem iş hem de özel hayatında kontrolü elinde tutmaya alışkın, zeki ve başarılı bir iş adamıdır. Bu düzenli hayatı, kardeşi Conrad’ın ona verdiği alışıldığın dışındaki doğum günü hediyesi ile köklü değişikliklere uğrayacaktır. Artık bir ölüm kalım savaşı başlamıştır.
IMDb: 7.8

13. Ex Machina, 2015

Caleb, dünyanın önde gelen internet şirketlerinden birinde çalışan bir yazılımcıdır. Günün birinde şirket içi bir yarışmayı kazanır. Ödül olarak ise şirketin herkesten uzak, dağlarda yalnız yaşayan CEO’su Nathan’ın orman içindeki evine bir hafta misafir olacaktır. Ancak Caleb’in bilmediği bir şey daha vardır: Bu misafirlik sırasında dünyanın ilk tamamlanmış yapay zekalı robotu olan Ava ile ilişki kurma deneyine katılması gerekecektir.
IMDb: 7.8

12. Mr. Nobody (Bay Hiçkimse), 2009

Başlıkta bahsi geçen Bay Hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki Némo adlı bir adam. Ölüm döşeğindeki Némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır… Ve pek çok gezegen, iki ölüm ve sevilecek kadınlar….
IMDb: 7.9

11. Mullholland Dr. (Mullholland Çıkmazı), 2001

Mulholland Çıkmazı, yönetmenliğini ve senaristliğini David Lynch’in üstlendiği 2001 ABD-Fransa yapımı psikolojik gerilim türündeki film. Kara film ve sürrealizmden ögeler sunan filmin başrollerinde Naomi Watts, Laura Elena Harring ve Justin Theroux yer alır. Film, Los Angeles’a gelip halasının evinde kalırken hafızasını kaybedip aynı evde saklanan Rita ile karşılaşan ve onunla arkadaş olan, Betty Elms adlı, gözü yükseklerde bir oyuncunun hikâyesini anlatır. Hikâye, ilgisiz gibi görünen fakat birbirleriyle bağlantılı vinyetler, çeşitli sürreal sahne ve imgeler içerir.

IMDb: 8.0

10. Shutter Island (Zindan Adası), 2010

“Departed-Köstebek” ile Oscar ödülü kazanan yönetmen Martin Scorsese’in yönettiği “Shutter Island-Zindan Adası”nda, Massachussets sahili açıklarındaki bir adada suç işlemiş akıl hastalarının tedavi edildiği hastanedeki bir katilin esrarengiz şekilde kayboluşunu soruşturmakla görevlendirilen Teddy Daniels ve Chuck Aule (Mark Ruffalo) adlı iki polisin baş döndüren hikayesi konu ediliyor.
IMDb: 8.1

9. A Beatiful Mind (Akıl Oyunları), 2001

John Forbes Nash Jr., genç yaşında geliştirdiği kuramlarla matematik dünyasının bir numaralı ismi haline gelir. Fakat kısa süre içerisinde bencilliği ve kendine olan aşırı güveni sonucunda oluşan kişisel problemleri ile baş edemez duruma düşer. Dahilik ile delilik arasındaki ince çizgide, delilik tarafına doğru sürüklenir.
IMDb: 8.2

8. 2001: A Space Odyssey (2001: Uzay Yolu Macerası), 1968

İnsanlığın şafağında Afrika çölünde bir grup primat kavga etmektedir. Aniden beliren siyah bir taş bu maymun insanlardan birini esrarengiz bir şekilde etkileyerek bir kemiği silah olarak kullanmasını sağlar: İnsanın ataları ilk aleti bulunmuştur. 2001’de, bir önceki sahneden 4 milyon yıl sonra, bir uzay gemisi aydan gelen esrarengiz sinyallerin ardında aynı siyah taşı keşfeder. Hem de ay yüzeyinde. Sinyaller Jupiter’e gitmektedir.
IMDb: 8.3

7. Memento (Akıl Defteri), 2000

Leonard Shelby, pahalı takım elbiseler giyer, son model bir Jaguar kullanır; bunun yanında ucuz, tanınmamış motellerde konaklar ve ödemelerini hep nakit parayla gerçekleştirir. Başarılı bir iş adamı görüntüsündedir… Ancak Leonard’ın tek işi intikam almaktır; karısının ırzına geçip öldüren adamın peşindedir. Şüpheleri polis tarafından dikkate alınmayan Leonard’ın yaşamındaki tek mücadelesi, adalet arayışı üzerine kurulmuştur. Katili belirlemesinde ise büyük bir zorlukla karşı karşıyadır. Leonard’ın nadir görülen, tedavisi olmayan bir hafıza kaybı hastalığı vardır. “Kaza” öncesi olayları tüm ayrıntılarına kadar hatırlayabilen Leonard, 15 dakika önce ne olduğunu, ne yaptığını, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilememektedir.
IMDb: 8.5

6. The Prestige (Prestij), 2006

Beğenilen yönetmen Christopher Nolan’dan (“Memento,” “Batman Başlıyor”) illüzyon kumaşından örülmüş bir macera geliyor. Bu beklenmedik dönüşlerle dolu gizemli öyküde, Viktorya Devri’nde iki sahne sihirbazı, giderek şiddetlenen bir savaşa ve birbirlerinin mesleki sırlarını ortaya çıkartmak için doymaz bir susuzluğa dönüşen güçlü bir rekabete girişiyorlar. Bu iki görkemli adamın cüreti tutkuya, şovmenliği bilime ve hırsı dostluğa kırdırmalarının sonuçları tehlikeli, ölümcül ve hileli oluyor.
IMDb: 8.5

5. The Matrix, 1999

Saygın bir yazılım şirketinde çalışan Thomas Anderson, gecelerini “Neo” adı altında program kırarak ve Matrix’i araştırarak geçirir. Esrarengiz şekilde Trinity ve Morpheus ile tanışan Neo, yaşadığı dünyanın aslında beyninde gerçekleşen bir simulasyon olduğu gerçeğini öğrendikten sonra ordan kurtarılır ve Morpheus’un önderliğindeki ekibe katılır. Neo gerçek dünyada ilk nefesini aldıktan sonra simulasyona tekrar girerek Matrix’in ne olduğunu kavrayacak ve kurtarılma nedenini öğrenerek gelişen olaylar çerçevesinde yeni kimliğini tanımaya çalışacaktır.
IMDb: 8.7

4. The Usual Suspects (Olağan Şüpheliler), 1995

Beşi de birbirinden yetenekli ve kendi alanlarında uzman sabıkalı, basit bir kaçırma olayından sonra gözaltına alındıklarında hiçbiri olaya bir anlam veremeden boş gözlerle birbirlerine bakmaktadır. Hikayeyi araştıran ajan David Kujan, Kaliforniya San Pedro Limanı’nda 27 kişinin ölümü ile sonuçlanan gizemli patlama ile bu beş kişinin bağlantısı olduğunu varsaymaktadır. Elinde kalan tek canlı tanık Verbal Kint hikayeyi baştan sona soğukkanlılıkla kendisine aktarmaktadır fakat tüm soru işaretleri bir kişinin üzerinde yoğunlaşır: “Keizer Soze”.
IMDb: 8.7

3. Interstellar (Yıldızlararası), 2014

Filmin geçtiği yakın gelecekte yeryüzünde yaşam, artan kuraklık ve iklim değişiklikleri nedeniyle tehlikeye girmiştir. İnsan ırkı yok olma tehlikesiyle yüz yüzedir. Derken yeni keşfedilmiş bir solucan deliği, tüm insanlık için umut olur. Buradan geçip boyut değiştirerek daha önce hiçbir insanoğlunun erişemediği yerlere ulaşmak ve insanoğlunun yeni yaşam alanlarını araştırmak ise bir grup astronot-kaşife kalır. Bu kaşifler, geçen 1 saatin dünyadaki 7 yıla bedel olduğu ortamda hem hızlı ve cesur olmak zorunda kalacaklardır.
IMDb: 8.7

2. Inception (Başlangıç), 2010

Dom Cobb, çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği her şeye mal olmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız başlangıcı tamamlayabilirse… Ama ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uzmanlıkları, onları, her hareketlerini önceden tahmin ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb’un görebildiği bir düşmandır.
IMDb: 8.8

1. Fight Club (Dövüş Kulübü), 1999

Oregon Üniversitesinde yüksek lisansını yapan Chuck Palanhiuk’un uzak olmayan bir gelecekte geçen ve kafası karışık genç bir erkeği konu alan romanından yola çıkılarak çekilen Fight Club’da filmi anlatan, ünlü bir otomobil firmasında iyi bir işe sahiptir. Tek düze yaşamı kronik uykusuzluk sorunuyla çekilmez bir hale gelmiştir. Ailesi ve yakın bir arkadaşı olmayan Jack doktorunun tavsiyesi üzerine kanserli hastaların terapi grubuna katılır. Bu toplantılar esnasında Marla’yla tanışır o da genç adam gibi hasta olmadığı halde grubun toplantılarına katılmaktadır. Jack’in ve Marla’nın çabaları tüketici kültürünün anlamsızlığına karşı bir duruştur adeta kariyer sahibi ama yanlız insanların bir tepkisi. Jack’ın jenerasyonu ölü bir jenerasyondur. Bir yolculuk sonrası evinin yanmış olduğunu gördüğünde arayabileceği tek kişinin yolculuk sırasında tanıştığı sabun satıcısı Tyler Durden olması da adeta bunun bir kanıtıdır. İçilen birkaç biranın ardından park yerinde Tyler, kahramanımızı kendine vurması için kışırtacaktır. Aralarında başlayan bu kavga Jack’in hayatını değiştirecektir. Bir süre sonra Jack Tyler’ın yanına taşınır. Tyler’ın liderliğinde bir dövüş kulübünün kuruluşuyla bu kulübde sayıları elliyi aşmamak kaydıyla genç erkekler birbirleriyle dövüşmeye başlayacaklardır. Kısa sürede popüler hale gelen kulüp ve Tyler Durden hızlı bir şekilde bu ölü jenerasyonun mesihi haline gelir.
IMDb: 8.9

 

Not: 2017 yılında vizyona girmiş en iyi filmlere de şuradan bakabilirsiniz.

Reklam

Mr. Olympia Hakkında Muhtemelen Sizin de Bilmediğiniz 10 İlginç Gerçek

0

Vücut geliştirme dünyasının efsanevi isimlerinin yıl boyunca verdikleri emeklerin karşılığını almak için jüri önünde tüm kozlarını paylaşacağı Mr. Olympia yarışması, bugün başladı ve 3 gün boyunca sürecek.

Biz de Muscle&Fitness olarak başka hiçbir yerde bulamayacağınız ilginç Mr. Olympia gerçeklerini sizler için derledik.

Hazırsanız başlıyoruz!

1. Las Vegas’a hoş geldiniz!

Las Vegas 1999 yılından berri Mr. Olympia’ya ev sahipliği yapıyor. Peki, ilk Mr. Olympia’nın nerede düzenlendiğini biliyor musunuz?

İlk Mr. Olympia 1965 yılında, New York kentinde düzenlenmişti.

2. Efsanevi Larry

Larry Scott, 1965 yılındaki ilk Mr. Olympia’da şampiyon olan ilk isim. Joe Weider (Muscle&Fitness’ın kurucusu) sonrasında Larry Scott’u değerli taşlarla süslenmiş bir taçla ödüllendirmişti.

3. Olympia ismi nereden geliyor?

Mr. Olympia ismi Leopold Schmidt tarafından 1896 yılında Washington’da kurulan Olympia Brewing Company isimli bir şirketten esinlenilerek konulmuştur.

4. The Blade

Dexter Jackson Mr. Olympia’ya en çok katılan isim olmuştur. Vücut geliştirmenin efsanevi ismi Ronnie Coleman ise 15 kez ile ikinci sıradadır.

5. Acemi ve kıdemli

Mr. Olympia’da yarışan en genç yarışmacı 1965 yılında 21 yaşındaki Harold Poole’du. 1991 yılında yarışan en yaşlı yarışmacıysa 53 yaşındaki Albert Beckles’ti.

6. Tek kişilik yarışma

1968 ve 1974 yılındaki yarışmalar sadece birer yarışmacıyı ağırlamıştı; Sergio Oliva (1968) ve Arnold Schwarzenegger (1971).

7. Mr. Olympia’nın yapıldığı ülke değişiyor!

Fransa’nın başkenti Paris 1971 yılında Mr. Olympia’ya ev sahipliği yapmıştı.

8. Yaş bir bahane değil!

Schwarzenegger’ın 1970 yılında yakaladığı başarı, o senenin şampiyonu olmasını sağladı ve o sene yalnızca 23 yaşındaydı.

Chris Dickerson ise 1982 yılında 43 yaşındayken Mr. Olympia olmuştu.

9. Mr. Olympia’nın efsaneleri

Ronnie Coleman (1998-2005) ve Lee Haney (1984-1991) Mr. Olympia’yı en çok kazanan isimlerdi; her iki isim de toplamda 8 kez bu ödüle layık görülmüştü.

10. Sihirli sayı: 13

Mr. Olympia’nın 51 yılı aşkın tarihi boyunca 13 isim bu ödüle layık görülmüştü.

Reklam

Zayıf Kaslarınızı Güçlendirmek İçin Yapabilecekleriniz

0

Zayıf kaslarınızı güçlendirerek daha sağlam ve daha güçlü bir fizik inşa edebilirsiniz. Spor salonunda mükemmel bir vücut inşa etmenize yardımcı olan genetik özellikleriniz yoksa üzerinde çalışmanız gereken bir ya da iki tane zayıf kas grubunuz mutlaka vardır. Bu kas grupları genellikle göğüs kasları, kol kasları ve omuz kaslarıdır. Ancak şunu unutmamalısınız; zayıf kaslarınızı güçlendirmek için onları daha yoğun bir şekilde çalıştırmak her zaman doğru cevap olmayabilir. Aksine zayıf kas gruplarınızı yoğun bir şekilde çalıştırmak sakatlanmalara yol açabilir. Ancak endişelenmenize gerek yok. Zayıf kaslarınızı güçlendirecek olan aşağıdaki önerilerimizle eskisinden daha sağlam ve daha güçlü bir fizik inşa etmeniz mümkün.

1. Duruşunuzu Düzeltin

Zayıf bir duruş (postür) ve zayıf bir kas grubu birbirleriyle yakın ilişkide olan kavramlardır. Dengeli bir duruş için kas sisteminizin önden arkaya dengeli ve güçlü olması gerekir. Zayıf kaslar dengesizliklere yol açabilir ve zayıf kas dokusu baskı altında kaldığında güçlü olan kas grupları devreye girer. Öne eğilmiş omuzlar ki çok yaygın bir örnektir, büyük miktarda dengesizliğe yol açmaktadır. Bench press yaptığınızda göğüs kaslarınızdan daha çok omuz ve triceps kaslarınıza baskı uygulamaya başladığınızı fark edersiniz. Egzersiz sırasındaki duruşunuzu istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz ama zayıf kaslarınızı geliştirmezseniz büyük bir değişiklik beklememelisiniz. Kürekkemiğinizi sağlamlaştırmanıza yardımcı olan kasları güçlendirmeli ve face-pull ve barbell row gibi hareketlerle göğüs bölgenizin hareketliliğini (alt trapez kasları, torasik ekstansör ve rhomboid kaslar) desteklemelisiniz. Bu hem duruşunuzu geliştirecek hem de daha sağlam bir temelden ağırlığı kaldırmanızı sağlayacaktır. Dahası baskı hangi kas grubunda olması gerekiyorsa o kas grubuna yönlendirilmiş olur. Zayıf bir duruş sadece daha dik durarak düzeltilemez. Zayıf bir duruş bazı kas gruplarınızın zayıf olduğunu ve güçlendirilmesi gerektiğinin bir işaretidir.

2. Tam Hareket Aralığında Antrenman Yapın

Kaslarınızın tamamen genişletebileceğiniz ve kasabileceğiniz (pazularınızı gösterirken yaptığınız gibi) bir aralığı vardır. Bir kası tam anlamıyla geliştirmek istiyorsanız eğer onu tam hareket aralığında çalıştırmanız gerekmektedir. Ancak çoğu kişi güçlerinin yetebileceği ölçüde bir ağırlığı kaldırmak konusunda hazır olmayabilirler. Her zaman zayıf olacağınız bazı hareket bölümleri mutlaka olacaktır. Zayıf olduğunuz kısmı çalışmaya odaklanırsanız kas hacminizi daha hızlı geliştirebilirsiniz. Ancak bir hareketin zor kısımlarına odaklanmadan ağırlığı kaldırmaya çalışmak fizik gelişiminizi yavaşlatır.

3. Kas Kontrolünüzü Geliştirin

Kas hacminizi büyütmek istiyorsanız çalıştırdığınız kası mümkün olduğunca uyarmalısınız ki bunun anlamı kontrollü bir şekilde ağırlığı kaldırmaktır.  Ekleminizi hareket ettirdiğiniz anda çalıştırdığınız kasın kontrolünü sağlamalısınız ve buna ağırlığı yere indirdiğiniz eksantrik kısım da dâhildir. Çoğu kişi düşük ağırlıklar kullanarak antrenman yapar. Bu belki egonuza zarar verebilir ancak spor salonunda daha iyi bir fiziğe kavuşmak için orada bulunduğunuzu unutmayın; amacınız birilerini etkilemek olmamalı.

4. Aktif Hareket Aralığınızı Öğrenin

Hedeflemeye çalıştığınız kası hissettiğiniz noktanın ötesinde antrenman yapmaya çalışmak hem sakatlıklara sebep olur hem de çalışan kasları devre dışı bırakır. Ağırlığı kontrol edebileceğiniz hareket aralığını bilmelisiniz. Bu aralığı zorlarsanız diğer kas grupları devreye girer. Örneğin, bench press egzersizini ele alalım; barı göğsünüze indirdiğinizde göğüs kaslarınızı hissedersiniz ama bar yukarı kaldırılırken omuz kasları devreye girer ve göğüs kaslarınızdaki baskı azalır. Bu noktada ağırlık omuz kaslarınıza, trapez kaslarınıza ve triceps kaslarınıza yönlendirilir. Bu şekilde göğüs kaslarınızı çalıştıramazsınız ve omuz kaslarınız da sakatlanmalara maruz kalır; özellikle “rotator manşet” bölgeniz.

5. Kas Liflerinizi Harekete Geçirin

Kas kontrolü hakkındaki 3. maddemizi hatırlayın: kaslarınızın hem tamamen genişleyen hem de tamamen kasılan bir hareket aralığı vardır. Bu yüzden tavsiyemiz harekete başlamadan önce kasınızı kasmaya başlamanız yönünde olacaktır. Bu şekilde geliştirmek istediğiniz kası harekete geçirmiş olursunuz. Dumbbell biceps curl örneğini verelim; ağırlık antrenmanı yapanlar tam genişleme durumunda biceps kaslarını sıkmaları gerekirken bu pozisyondan dambılları birkaç santim yukarı sallayarak onları kaldırmaya çalışırlar. Harekete başlamadan önce kasınızı sıkmak zordur ama çalıştırdığınız kası harekete geçirmezseniz diğer kas gruplarınızın hareketi yapmasını sağlarsınız. Bu örnekte devreye girecek olan kaslar omuzlardır. Egzersizlerinizi bu şekilde uygulamazsanız kas dokularınızın geliştirme fırsatını da kaçırmış olacağınızı unutmayın.

6. Duracağınız Yeri Bilin

Zayıf kas gruplarını sık çalıştırmak çok yaygındır. Ancak unutmamanız gereken konu zayıf kas gruplarınızı doğru bir şekilde çalıştırmanız gerektiğidir.  Zayıf bir kas grubunu haftada birden çok çalıştırabilirsiniz ama yorulduğunuz noktaya kadar onları çalıştırmanız gerektiğini de unutmamalısınız. Diyelim ki bu yazımızdaki tüm önerilerimize uydunuz ve 9 setten göğüs kaslarınızı çalıştırıp tamamen yoruldunuz; işte burası durmanız gereken noktadır. Devam etmeyin ve yoğunluk katmak için zayıf tekrarlar yapmayın. Antrenmanı 9 sette bitirin. Bu aşamada dinlenmelisiniz. 48 saat sonra geri gelin ve aynı şekilde devam edin. 18 kalitesiz set yapmak yerine antrenman yoğunluğunuzu iki seansa bölün. Kas, eğer doğru bir şekilde uyarılırsa hacim kazanacaktır. Bu yüzden mükemmel bir ağırlık kaldırma deneyimine odaklanmalısınız; yani nitelik nicelikten üstündür.

 

Reklam

Yeni Başlayanlar İçin En İyi 10 Göğüs Kası Egzersizi

0

Ağırlık antrenmanlarına yeni başlayan biri olsanız bile tişörtünüzü geren geniş ve hacimli göğüs kaslarına sahip olmak imkânsız değildir. Amacınız ister daha geniş ve hacimli bir üst vücut ya da spor branşınızda performansınızı arttırmak olsun, yeni başlayanlar için en iyi 10 göğüs kası egzersizi yazımız size gerekli olan yardımı sağlayacaktır. Yazımızdaki 10 göğüs egzersizi güç ve kuvvet kazanmanıza yardımcı olup temel ağırlık kaldırma becerilerinizi geliştirecektir. Tabii en önemlisi de kas hacminizde kayda değer bir artış elde etmenize de yardımcı olacaktır.

Kas hacminizde artıştan bahsederken beslenmenin önemi yadsınamaz. Özellikle ağırlık antrenmanlarına yeni başlayan biri için bu konu daha da önemli bir hal almaktadır. Ağırlık antrenmanları programınıza sadık kalıp makro besinleri (protein, karbonhidrat ve yağ) dengeli bir şekilde tüketmek gelişiminizi destekleyecektir. Peki, hangi protein tozunu seçmelisiniz? Kazein mi yoksa whey protein mi?

Kazein protein sütten elde edilen bir protein çeşididir ve kana yavaş salınım gösterdiği için genellikle gece yatmadan önce tercih edilir. Uzun bir zaman aralığında beslenmeyeceğiniz durumlarda da kazein protein iyi bir tercih olabilir. Yoğun bir ağırlık antrenmanı sonrası ise uzmanlar whey proteinin en iyi seçim olacağını belirtiyorlar. Peki, hangi whey protein tozunu seçmelisiniz? En etkili whey protein takviyeleri yazımıza göz atarak whey protein tozu ürünlerini inceleyip kendinize en uygun seçimi yapabilirsiniz.

1. Physio Ball Pushup

 

Pilates topu üzerinde şınav pozisyonu alın. Kürek kemikleriniz birbirinden ayrı durmalıdırlar. Göğsünüz neredeyse topa değecek kadar aşağı inin. Kendinizi pilates topundan uzaklaştırırken pilates topunun kontrolünü kaybetmemeye çalışın. Vücudunuz boylu boyunca düz kalmalı.

Physio ball pushup olarak da bilinen pilates topu üzerinde şınav egzersizi tıpkı normal şınav egzersizinde olduğu gibi göğüs kaslarınızı, omuz kaslarınızı ve triceps kazlarınızı çalıştırır. Ancak pilates topu üzerinde şınav çekilmesi merkez bölgeniz ve omuz kaslarınızın denge kabiliyetini geliştirmenizi de sağlar.

10 tekrardan 2 set yapın. Setler arasında 60 saniye dinlenin.

Sıklıkla yapılan göğüs antrenmanı hatalarını öğrenmek için “Göğüs Kası Geliştirirken Sık Yapılan 5 Hata” makalesine göz atabilirsiniz.

2. Barfiks

Barfiks barını üstten tutuşla kavrayın. Barfiks barından asılı halde durup vücudunuzu yukarı çekmek için kürekkemiklerinizi geriye ve aşağı doğru götürün. Kendinizi kollarınızın gücüyle yukarı doğru çekin.

Hiçbir hareket barfiks gibi sizi üçgen vücu inşa etmenize yaklaştıramaz. Barfiks çekerken üst sırt kaslarınız, omuz kaslarınız, biceps kaslarınız ve ön kollarınız çalışır. Göğüs kaslarınız da hareket anında çalıştırılan kas gruplarındandır.

10 tekrardan 2 set yapın. Set aralarında 60 saniye dinlenin. Sadece 5 tekrar barfiks çekebiliyorsanız, 5 tekrar yapın. Barfiks başlangıçta zorlu geldiyse squat rack’in altında bir bara geçip “yatay” barfiks ile işe başlayabilirsiniz.

3. Kettlebell Swing

Her iki elinizle tam önünüzde bir kettlebell’i tutun. Kettlebell’i bacaklarınız arasına aşağı götürürken çömelin. Kalça kaslarınızdan güç alıp kollarınız yere paralel olana kadar kettlebell’i kaldırın. Kollarınızı düz tutun ve kürekkemiklerinizi kettlebell’i yukarı taşırken geride ve aşağıda tutmayı unutmayın.

Kettlebell swing egzersizi direkt olarak göğüs kaslarınızı hedeflemez ama kalça kaslarınızı, omuz kaslarınızı ve merkez bölgenizi güçlendirmek konusunda birçok yararı vardır; kalori yakmak anlamında da faydasını görürsünüz. Sağladığı tüm bu artılar göğüs kası gelişiminize de yansır

10 tekrardan 2 set yapın ve aralarında 60 saniye dinlenin.

4. Bench Press

Ayaklarınız zemin üzerinde olacak şekilde bench press sehpasına sırt üstü uzanın. Omuz kaslarınız ve kalça kaslarınız sehpayla temas halinde olmalı. Elleriniz omuz genişliğinde olacak şekilde ağırlık barını kavrayın ve omuzlarınızın hizasında tutun. Nefes alın, ağırlık barını göğsünüze doğru indirin ve ağırlık barını tekrardan başlangıç pozisyonuna getirin. Kollarınızı ve omuzlarınızı tamamen genişlettiğinizden emin olun.

Amerikan Futbolu oyuncuları kendilerini bench press egzersiziyle test etmektedir; bench press göğüs kaslarınızın, omuz kaslarınızın ve triceps kaslarınızın gücünü test etmek için harika bir egzersizdir. Bench press egzersizini düşük ağırlıkla başlayabilirsiniz; etkisinde herhangi bir azalma olmayacaktır.

10 tekrardan 2 set yapın. Set aralarında 60 saniye dinlenin.

5. Dumbbell Bench Press

 

Sırt üst bench press sehpasına uzanın. Her iki elinizde dambılları tutun ve göğsünüzün üzerine kaldırın. Dambılları indirin; dambıllar omuzlarınızın dış kısımlarına değmeli. Sonra tekrar yukarı kaldırın.

Dumbbell bench press egzersizi omuz kaslarınızı sağlamlaştırır ve kuvvet dengesizliklerinin önüne geçer. Buna ek olarak bench press egzersizinin aynı yararlarından faydalanırsınız.

10 tekrardan 2 set yapın. Set aralarında 60 saniye dinlenin.

6. Dip

 

Dip istasyonu geçin ve üstten tutuşla paralel barları kavrayın. Ayak bileklerinizi çaprazlama şekilde bağlayın. Kendinizi yavaş bir şekilde aşağı indirin ve kontrollü bir şekilde kendinizi yukarı kaldırın.

Dip egzersizi vücut ağırlığınızın tamamını göğüs kaslarınızı kullanarak yukarı kaldırmanızı sağlar.

10 tekrardan 2 set yapın ve set aralarında 60 saniye dinlenin.

7. Burpee

 

Ayaktayken çömelin ve ellerinizi zemine yerleştirin. Şınav pozisyonuna “sıçrayarak” geçin. Bir şınav çekin ve sonra ayaklarınızı ellerinize götürün. Sonrasında olabildiğince yukarı sıçrayın ve bu esnada ellerinizi başınızın üzerine kaldırmayı unutmayın.

Burpee tüm vücudunuzu çalıştıran şınav benzeri bir egzersizdir. Kardiyovasküler sisteminizi çalıştırır ve antrenmanlarınızın yoğunluğunu arttırır.

10 tekrardan 2 set yapın ve set aralarında 60 saniye dinlenin.

8. Dumbbell Fly

 

Düz bir sehpaya sırt üstü uzanın. Her iki elinizde birer dambıl olsun ve dambılları göğüs kaslarınızın üzerinde tutun; dirsekleriniz hafif bükülü ve avuç içleriniz birbirine dönük olmalı.  Göğüs kaslarınızda bir gerilme hissedene kadar dambılları yan taraflarınıza doğru indirin. Hareketin alt noktasında avuç içleriniz tavana dönük olmalı. Başlangıç pozisyonuna dönün.

Dumbbell fly hem göğüs kaslarınızı hem de omuz ve biceps kaslarınızı çalıştırır.

2 setten 10 tekrar uygulayın ve set aralarında 60 saniye dinleyin.

9. Dumbbell Incline Press

45 derecelik bir sehpaya yaslanın. Her iki elinizde birer dambıl tutun. Dambılları göğüs kaslarınızın üzerine kaldırın ve sonra indirin; dambıllar omuz kaslarınızın dış kısmına değmelidir. Sonrasında dambılları tekrardan yukarı kaldırın.

Bu hareket göğüs kaslarınızı farklı açılardan çalıştırır ve üst göğüs ve ön omuz kaslarınıza daha çok baskı uygulamanızı sağlar.

10 tekrarlık 2 set uygulayın ve set aralarında 60 saniye dinlenin.

10. Medicine Ball Chest Pass

 

Ayaklarınız omuz genişliğinde olacak şekilde ayakta durun. Dizleriniz hafifçe bükülü olsun. Bir duvar karşısında ellerinizde bir sağlık topunu tutun. Sağlık topu göğüs hizasına getirilmeli ve duvara karşı olabildiğince sertçe atılmalı. Sonra sağlık topunu tutun ve başlangıç pozisyonuna dönün.

Bu hareket göğüs kaslarınızda patlayıcı kuvvetinizi geliştirmenizi sağlar.

30 saniyelik 2 set uygulayın ve set aralarında 60 saniye dinlenin.

Reklam