Fit HubBeslenmeMısır: Ne Kadar Sağlıklı?

Mısır: Ne Kadar Sağlıklı?

Yazan Cansu Beril Kızılırmak

Mısıra bugüne kadar el sürülmemiş olsaydı basit bir sebze ve tahıl tanesi olarak anılacaktı. Hatta koçan mısır sebze, patlamış mısır ise tam tahıl diyecektik. Ancak artık mısır dediğimizde aklımıza ilk olarak genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) geliyor.

GDO Nedir?

GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) gıdalar uzun süredir büyük bir tartışma konusu; insanlar bu tür gıdaların güvenli ve sağlıklı olup olmadığı konusunda pek emin değiller. Ancak bilim topluluklarının dediğine göre tüketilmelerinde bir zarar yok.

GDO nedir kısaca açıklamak gerekirse, böceğe, böcek ilacına ya da her ikisine birden direnç göstermesi için DNA’sı değiştirilen bitki ve hayvanlardır diyebiliriz. GDO gıdalarının ticari amaçla üretilmesinden önce yetkili kurumlarca onaylanması şarttır. GDO olarak en yaygın satılan gıdalar arasında aslın konumuz olan mısır dışında soya fasulyesi ve pamuk da bulunur. Bu ürünlerin çok uzun yıllardır büyük ölçeklerde üretildiğini hepimiz biliyoruz. Bu gıdalarda bulunan GDO’lar aslında işlenmiş gıdaların birçoğunda da bulunuyor. Örneğin, ABD’de yetiştirilen mısırın %90’ından fazlası genetiği değiştirilmiş ve böcek ilacına dirençli tohumlardan üretiliyor. Bu mısırlar mısır nişastası, mısır şurubu, mısır yağı ve benzer mısır bazlı ürünlerde de kullanılıyor.

Mısır GDO’lu mudur? GDO kanser mi yapar? GDO üreme sağlığını etkiler mi? gibi birçok soru sorabilirsiniz. Ancak dediğim gibi, dünya genelinde ve özellikle Amerika’da mısırın %92’si GDO’ludur. Ancak GDO korkulduğu kadar ciddi bir dönüştürme hareketi değil. Üstelik mısırı şu an rahatça bulabiliyor ve tüketebiliyor oluşumuzu GDO’ya borçluyuz. Bu konudaki kafa karışıklıkları hala devam ettiği için GDO’lu mısırın iyi veya kötü olarak net bir tanımlaması hala yok. Ancak bilinen bir gerçek var ki mısır, GDO çuvalı değil ama pestisit zengini bir besin.

Mısırın Tarihi

Mısır ilk olarak Meksika’da ortaya çıkmıştır ve Amerikalılar tarafından ana besin olarak tüketilmiştir. Hatta beyaz, sarı, mor, mavi, kırmızı renkli türleri de bulunur. Karbonhidrat, lif, vitamin mineral içeriği yüksek olan mısır; protein ve yağ bakımındansa düşük değerlere sahiptir.

150 gram mısır; 117 kcal enerji, 41 gr karbonhidrat, 5,4 gr protein, 2,1 gr yağ, 4,6 gr lif içerir.

Özellikle çölyak hastaları ve gluten intoleransı olan kişilerin mısırı çokça tercih etmelerinin sebebi glütensiz olmasıdır. Mısırı hangi yolla tüketirseniz tüketin, gluten tüketmemiş olursunuz!

Lutein ve zeaksantin içeriği yüksek olan mısır, ayrıca göz sağlığı konusunda hatırı sayılır bir yere sahip. Katarak ve maküler dejenerasyonu olan kişilerde bu iki karotenoide sahip olması sebebiyle çokça önerilmektedir. Özellikle sporcularda sık rastladığımız sindirim sorunları için de yüksek lif içeriği nedeniyle mısır, tercih edilebilecek bir besin olabilir. Diyabeti olanlara tekrar hatırlatmakta fayda var! Sindirim sorunlarınız olsa bile mısır gibi yüksek karbonhidrat kaynaklarını tüketirken dikkat etmelisiniz. Zira mısır, kan şekerini hızlı yükseltme özelliğine sahip.

Nasıl Tüketmeliyiz?

Mısırı taze koçan olarak tüketecekseniz ızgara veya haşlama şeklinde hazırlayabilirsiniz. Salata, çorba, pilav ve haşlanmış sebzeler ile birlikte ise yalnızca tanelerini tüketebilirsiniz.

Patlamış mısır, korkulacak bir besin olmamakla birlikte dışarıdan satın aldıklarınızdan ziyade evde yağsız ve tuzsuz olarak patlatılmış olanları tercih etmekte fayda var. Mısırı ocakta patlatmak veya bu yöntem için mısır patlatma makinesi almak, mikrodalga fırından daha sağlıklı bir tercih olur. Çevre Koruma Kurumu (EPA)’nın yaptığı çalışma mısırı eski yöntemlerle patlatmanın çok daha sağlıklı olduğunu; çünkü patlamış mısır torbalarının yüzeyinin bir kimyasalla kaplı olduğunu ve mikrodalga fırına girdiğinde perflorooktanoik asit (PFOA) denilen kanserojen bir ajana dönüştüğünü söylüyor. Teflon tavaların çizildikten sonra kullanılmaması gerektiği bilgisi de PFOA oluşumu nedeniyle söylenen bir durum zaten. Dolayısıyla en geleneksel yöntemler ile hazırlanmış mısırın sağlığa zararlı bir etkisi olmamakla birlikte, ölçülü tüketildiğinde nimetlerinden faydalanabileceğinizi söyleyebilirim.

BİZİ INSTAGRAM'DA TAKİP EDİN!