Kolajen; kemiklerde, deride, kaslarda ve diğer vücut kısımlarında önemli bir bileşen olarak rol alıyor. Vücudumuz doğal yollarla kolajen üretimini gerçekleştiriyor ancak yıllar geçtikçe ve yaş aldıkça bu miktar azalabiliyor. Buna bağlı olarak da bazı etkilerle karşılaşmak kaçınılmaz oluyor. Yetişkin hayatında kolajenin önemi ise günümüzde hala çoğu araştırmanın ana konusu olmaya devam ediyor. Peki kolajen hakkında ne kadar bilgiliyiz?
Kolajen Nedir?
Kolajen; vücudumuzda en bol bulunan protein olarak biliniyor. Tendonlar, bağlar, cilt ve kaslar dahil olmak üzere çeşitli vücut kısımlarını oluşturan bağ dokularının ana bileşeni olan kolajenin; cildinize yapı sağlamak ve kemiklerinizi güçlendirmek dahil olmak üzere birçok önemli işleve sahip olduğu düşünülüyor. Birçok türde kolajene rastlamak mümkün ancak insanlar için önemli olan dört tane kolajen türü bulunuyor. Bunlar tip 1, tip 2, tip 3 ve tip 4 olarak listeleniyor. Genellikle kaslar, cilt ve bağ dokularında önemli bir etkiye sahip olan kolajen, yetişkinlik hayatında da gerek duyulan takviyelerin arasında yer alıyor.
Kolajenin Özellikleri
Kolajen, belirli bir yaştan sonra kullanılması önerilen takviyelerden biri. Özellikle yetişkin bireylerin kullanımına uygun olarak geliştirilen takviye ürünlerine de rastlanılabiliyor.
İşte kolajenin önemli bazı özellikleri…
Saç Yapımında Kullanılabilecek Amino Asitleri Sağlar
Saç üretiminde kullanılan keratin, yaş ilerledikçe azalabiliyor ve buna bağlı olarak saç dökülmeleri gibi olumsuz durumlarla karşılaşmak mümkün. Kolajen ise keratin üretimini destekleyen bileşenlerin arasında yer alıyor ve bunun sebebinin kolajenin içerdiği amino asitler olduğu düşünülüyor. Ek olarak; vücudunuzun üretebileceği 11 temel olmayan amino asit ve dışarıdan almanız gereken 9 temel amino asit bulunuyor. Kolajen ise 3 temel olmayan amino asidi bünyesinde barındırıyor. Bunlar; prolin, glisin ve hidroksiprolin olarak listeleniyor. Prolin amino asidinin keratinin ana bileşeni olduğu biliniyor. Bu nedenle, prolin açısından zengin kollajen tüketmek, vücudunuza saç oluşturmak için ihtiyaç duyduğu yapı taşlarını sağlamanıza yardımcı olabilir.
Yetişkinlikte Eklem Ağrılarını Azaltır
Egzersiz ve günlük aktiviteler sırasında rahat hareket etmek için sağlıklı eklemlere ihtiyacımız var. Daha düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak ise kilo yönetiminden mental sağlığa kadar birçok alanda fayda sağlıyor. Ek olarak yaş ilerledikçe eklemlerde ve kemiklerde gelişim yavaşladığı gibi bu durum egzersiz sürecini de etkileyebiliyor. Düzenli kolajen kullanımı, eklem sağlığınıza olumlu etki sağlayabilir.
Kas Kütlesini Artırabilir
Vücutta en bol bulunan protein olan kolajen, yaşla birlikte meydana gelen kas kütlesi kaybını engelleyebilecek özelliklere sahip. Bu sayede kas kaybından ziyade düzenli kullanım ile kas kütlesinde artış için gerek olan desteği de size sağlayabilir.
Cilde İyi Gelebilir
Tip 1 ve tip 3 kolajen cildinizin güç ve yapı sağlayan ana bileşenleri olarak biliniyor. Özellikle erişkin insanlarda meydana gelen kırışıklı gibi cilt problemlerinin oluşmasını engellemek için kolajen kullanımının önemi artıyor. Vücudumuz doğal olarak kollajen üretse de araştırmalar ciltteki miktarın her yıl %1 oranında azalabileceğinden ve bunun da cildin yaşlanmasına sebep olabileceğinden bahsediyor. Dolayısıyla düzenli kolajen kullanımı bu eksikliğin telafi edilmesine yardımcı olarak cilde iyi gelebilir ve kolajen eksikliği sebebiyle meydana gelebilecek durumları engelleyebilir.
Kolajen Bakımından Zengin Besinler
Kolajen, takviye olarak alınabildiği gibi bazı spesifik besinleri tüketerek de vücuda alınabiliyor. Bu besinlerin arasında ise şunlar bulunuyor:
Et, Tavuk, Balık
Kolajen, genellikle hayvansal gıdalarda daha çok bulunduğu bilinen bir bileşendir.
Kolajen yönünden en önemli kaynaklar ise sığır eti, tavuk eti, hindi eti, sakatatlar ve balıklar olarak bilinir. Bu besinler aynı zamanda da protein açısından zengin olmasıyla öne çıkıyor. En iyi protein kaynakları olan bu besinler cildin esnekliğini artırmak için gereken kolajen desteğine de sahip.
Yumurta
En kaliteli protein kaynağı olarak bilinen yumurtanın sarısı da beyazı da kolajen üretimi konusunda güçlü bir kaynak olarak açıklanıyor. Düzenli olarak yumurta tüketimi hem protein açısından sizi tatmin ederken hem de kolajen üretiminiz için size yardımcı olabilir.
Yeşil Sebzeler
Kolajenin sadece hayvansal gıdalarda bulunduğu kanısı, yeşil yapraklı sebzelerin kolajen bakımından zengin olduğunun bilinmesi sayesinde günümüzde değişti. Nane, adaçayı, roka, ıspanak, ısırgan otu, lahana, ebegümeci gibi yeşil yapraklı sebzeler vücudun kolajen üretimini artırmaya yardımcı olmasıyla öne çıkan besinlerin arasında yer alıyor.
Sarı, Turuncu Renkli Meyveler ve Sebzeler
Şeftali, mango, kayısı, ananas, limon, greyfurt, portakal, kavun, havuç, bal kabağı, patates ve kivi gibi C vitaminini bolca barındıran yiyecekler içerdikleri kolajen miktarı sayesinde en önemli besinlerin arasında yer alıyor.
Kırmızı Meyveler
Ahududu, böğürtlen, yaban mersini, kızılcık, çilek, kiraz, siyah üzüm, elma, pancar, kırmızı kapya biber, domates gibi besinler içerdikleri güçlü antioksidanlar sayesinde kolajen üretimini uyaran etkiye sahip. Dahası, bu besinlerin güneşin zararlı ışınlarının deriye etkilerini azaltabileceği de düşünülüyor.