Fit Hub Blog Sayfa 210

Uzman Cevaplıyor

0

Öncelikle “nispeten” kelimesi kişiye göre çok değişen bir kavram… Özellikle de karar verecek kişi kendisiyse. Emekli bir profesyonel olarak yolculuk sırasında fazla bir sıkıntıyla karşılaşmıyorum. Ama kilo vermek için diyet uyguluyorsanız temel olarak iki seçeneğiniz vardır. Ya nereye giderseniz yiyeceğinizi yanınızda götüreceksiniz ki bu pek pratik bir uygulama değildir. Ya da gerekli iradeyi toparladıktan sonra havalimanı terminalindeki Fast food restoranlarını es geçip daha uygun bir yerde tavuk ve pirinç yemeyi tercih edeceksiniz. Biftek, salata ve patatesi hemen her otelde rahatlıkla yiyebilirsiniz. Bu basit şeyler sayesinde hala formunuzu korumaya devam edebilirsiniz ve eve döndüğünüzde kendinizi ödüllendirerek uygun bir ziyafet çekebilirsiniz.​

Reklam

Karbonhidratla Kilo Verin

0

​Dirençli Nişasta

Yazı: Jordana Brown

Nişastalı yiyeceklerden bahsederken akla gelen ilk şey hafif, hızlı sindirilen, pirinç ve patates gibi pişirilirken nişastasını salan beyaz karbonhidrattır. Fakat bir nişasta türü daha var: Dirençli nişasta. Doğru, dirençli nişastanın gerçekten nişasta olup olmadığı kesinlik kazanmış değil. Daha çok bir lif özelliği sergiliyor. Ama lif gibi sindirilmeden kalmak yerine, bağırsaklara doğru hareket eder ve orada yaşayan bakterilerin saldırısına uğrayacağı kalın bağırsakta mola verir. Bu metabolik sürecin yan ürünleri arasında araştırmaların gösterdiğine göre yağ yakımını artıran ‘butyrate’ adında bir yağ asidi bulunmaktadır. Dirençli nişasta, ayrıca yiyecek tüketimi ve büyük ölçüde insülin seviyesini azaltarak da kilo kaybı üzerinde etkili olur. British Journal of Nutrition’da yayınlanan bir araştırmaya göre, dirençli nişasta yiyen deneklerin, açlık ya da toklukta bir değişim gözlenmeden, sonraki 24 saat boyunca kontrol grubundaki deneklerden yüzde 10 daha az kalori tükettiklerini ortaya koymuştur. Bilim insanları bunun nedenini bilmese de dirençli nişastanın lifin yaptığı gibi yiyeceklerin sindirim sisteminde hareketini yavaşlatmadığını biliyorlar. Dayanıklı nişastanın yağ yakıcı faydalarından, baklagiller (fasulye ye mercimek gibi), yulaf, tam tahıllı ve tam buğday ekmeği ve patates tüketerek istifade edebilirsiniz. Dirençli nişastanın içeriği aslında yiyecekleri pişirip daha sonra soğutmakla daha da artmaktadır, o nedenle az yağlı bir patates salatası, soğuk makarna ya da muz bunun için iyi örneklerdir.

Reklam

Fazla Süt İçmek Zararlı mıdır?

0

Soru: İyi bir karbonhidrat ve protein kaynağı olduğu için bolca süt içiyorum. Bu iyi bir fikir mi, yoksa fazla süt içmenin sakıncaları var mı?

Cevap: Tüm kalbimizle iyi bir protein kaynağı olan sütü size tavsiye ediyoruz. 300 ml’de yaklaşık 9 gram bulabileceğiniz en kaliteli proteinlerden içerir: %75-80’i kazein ve %20-25 whey’dir. Kazein yavaş, whey ise hızlı sindirilir, dolayısıyla sütün diğer protein kaynaklarından daha kullanışlı olduğunu iddia etmek mümkündür. Karbonhidrat açısından da laktozla (sütte bulunan bir tür karbonhidrat) ilgili hiçbir sorun yoktur, tabi laktoza alerjiniz yoksa. Fakat içtiğiniz süt miktarını dikkate aldığımızda bunun da sizin için bir sorun olmadığını görüyoruz. Laktozun sindirimi şaşırtıcı şekilde pek çok karbonhidrattan daha yavaştır ve bu da kan şekeri seviyesinde daha dengeleyici bir etkisi olması anlamına gelir. Böyle bir dengeleme kas büyümesini teşvik eder ve kan şekeri seviyesinde bazı karbonhidratlarla ilişkili seviyenin de düşmesine neden olur. Kısacası, süt içmeye devam edin.

Reklam

Kas Yapan Eski Dost: Süt

0

Bir ‘kas besini’ olarak süt, bugün bile, en güçlü adamları, vücut geliştirmenin öncüleri arasındaki popülerliğiyle büyülemeye devam ediyor. Son yıllarda yapılan tüm bilimsel araştırmalar da, bu sporcuların inandığı şeyin kesinlikle doğru ve sütün gücünün sanılanın çok daha ötesinde olduğunu ve gözle görülmeyen, sütün protein peptidlerinin de mucizeler yaratabildiğini ortaya koyuyor. Evet, sütün kas yapmaya, yağ yakmaya ve iyileşme sürecini hızlandırmaya yaradığını biliyoruz. Son yıllarda keşfedilen olumlu etkileri, kesinlikle onu eczanelerde satılan ilaçlara rakip kılacak nitelikte.
Peki, yatmadan önce çocuklara verilen bu sıvı nasıl oluyor da etkili bir kas yapıcı besin takviyesine dönüşüyor ve bizim besinlere bakış açımızı değiştiriyor? Bu sorunun yanıtları gerçek deneyimlerde ve bilimsel araştırma sonuçlarında gizli.

Önemini Onlar da Anlamıştı

Image result for milk

​Süt, peynir ve çökelek gibi süt ürünlerinin sağlık ve formda yaşam üzerindeki olumlu etkileri 1800’lü yılların sonlarından beri biliniyor. Bu dönemin ateşli ‘süt savunucuları’ halterlerini havaya kaldırdılar ve hayatlarının en formda dönemini bu sayede yaşadılar. Dahası, bu kişiler son derece de uzun ömürlü oldu: Efsane güç sembolleri Armand Tanny, Bernarr Macfadden ve George Hackenschmidt 90, 87 ve 89 yaşlarına kadar yaşamayı başardılar.

Sağıldığı saf haliyle değerlendirildiğinde sütün, hücrelerin yenilenme sürecini hızlandırdığını ve sayısız sağlık sorununa karşı etkili olduğunu söylemek mümkün. Tabii, bu etkilere, daha çok, ısıtılmamış ve pastörize edilmemiş halde olan ve fazla miktarda ‘bioaktif whey’ partikülleri içeren sütlerin sahip olduğunu hemen belirtelim.

“ABD’ye kıyasla, daha fazla süt ürünleri tüketen ülkeler bariz bir şekilde kalp ve damar hastalıklarına, insülin direncine, metabolik sendroma ve obeziteye daha az yakalanıyorlar,” diye başlıyor sözlerine, Beslenme ve Kas Metabolizması Fizyolojisi Uzmanı ve MET-Rx Besin Takviyeleri’nin kurucusu Dr. Scott Connelly. “Bu ülkelerde insanlar hala, şeker eklenmemiş saf, fermente ya da ekşimiş süt ve süt ürünlerini tüketebiliyor ve böylece glikoz alımını ve yakımını dengeleyebiliyorlar.”
İngiliz araştırmacılar da, sütün diyabet, kalp hastalıkları ve inme gibi hastalıklarla olan ilişkisi üzerine 324 araştırma yayınladılar. Ayrıca, süt ve kanser bağlantısını da incelediler. Ve bu araştırmaların hepsinin sonuçları, düzenli süt tüketmenin belirgin bir şekilde, kolorektal kanser, diyabet, kalp hastalıkları ve inme risklerini azalttığını destekler nitelikte çıktı.

Piyasadaki En İyi 5 Protein Tozu
Piyasadaki En İyi 5 Karnitin
Piyasadaki En İyi 5 Kreatin
Piyasadaki En İyi 5 Arjinin
Piyasadaki En İyi 5 BCAA

Süt ve Kasın Modern Tarihi

• 1899 yılında Bernarr Macfadden, ‘Physical Culture’ (Fizik Kültürü) isimli dergiyi yarattı ve işlem görmemiş sütü ön plana çıkaran yazılar yazmaya başladı. 1923 yılında ise ‘Süt Diyeti: Süt Diyeti Evde Nasıl Bilimsel Bir Şekilde Uygulanır’ başlıklı yazıyı yayınladı.
• 1930’lu yıllarda, Joseph Hise, sütü kas yapan süper bir besin olarak övmeye başladı. İddiasına göre sadece bir ayda 14 kilo almıştı ve bunun tek sırrı süt ve ‘squat’lardı.
• Hise’in bu iddiaları, kısa süre sonra, önce vücut geliştirme ikonu ve 1936 Olimpiyatları Halter Şampiyonu John Grimek tarafından, sonra da pek çok diğer vücut geliştirici tarafından benimsendi.
• 1950 yılında Mr. USA Armand Tanny, başarısının sırrının bol bol süt içmek olduğunu açıkladı.
• 1954 yılının Mr. Universe’i Steve Reeves sinemaya geri döndü ve hemen her söyleşisinde süt içmenin kas geliştirme ve sağlık üzerindeki faydalarını anlattı.
• 1958 yılında, o güne kadar tam 10 kez Mr. Universe seçilen Reg Park, günde 3-4 öğünden oluşan bir diyetin ne kadar başarılı olabileceğinden bahsetti. Bu diyetin bir kuralı da, günde 6 kez ballı süt içmekti.
• Ağırlık kaldırmada tüm ulusal rekorları alt üst eden Bruce Randall, 186 kg’lık ağırlığa günde 8-10 litre süt içerek ulaşmıştı. Randall, bundan bir süre sonra, 1959 yılında da Mr. Universe olmayı başardı. Yağsız süt, yine diyetinin önemli bir parçasını oluşturuyordu.
• 1950’li ve 80’li yıllar arasında, ‘Demir Guru’ olarak da anılan Vince Gironda, Mr. Olympia Larry Scott’tan Clint Eastwood’a dünyanın en iyi vücutlarını eğitti. Gironda’nın ‘Taş Devri’ isimli düşük karbonhidrat diyeti kas geliştirmesi amacıyla bol bol peynir içeriyordu. Scott’un, ‘6 Haftalık Hacim Diyeti’nde ise, bir bardak süt ya da bir parça peynir günde 4 kez ara öğün olarak tavsiye ediliyordu.
• 1962 yılında, Larry Scott, Mr. America titrini sütün ve süt ürünlerinin faydalarını herkese aktarmak için kullandı.
• 1977 yılında ise, Arnold Schwarzenegger, ‘Arnold: Bir Vücutçunun Eğitimi’ isimli kitabında yine sütün yararlarından bahsediyordu.

Süt Neden Böylesine Yararlı?

Image result for milk

Katkısız, saf süt tüm övgüleri alsa da bu pastörize sütün hiçbir faydası olmadığı anlamına gelmiyor. Sütte bulunan en önemli proteinler ‘whey’ ve ‘kazein’, tam yağlı, yarım yağlı, yağsız, hatta süt bazlı protein tozlarında aynı oranda (yüzde 20 whey ve yüzde 80 kazein) bulunuyor. Bu proteinlerin birbirinden çok farklı olan emilim ve amino asit oranları da işte kas yapımı için gereken o mükemmel sinerjiyi oluşturuyor.
Sütte bulunan proteinlerden whey, suda çözülebilen, kana oldukça hızlı karışabilen ve bu nedenle anabolik etkiyi çok çabuk bir şekilde tetikleyen bir madde.

Whey, aynı zamanda, diğer tüm protein kaynaklarından yüksek oranda amino asit (BCAA) konsantrasyonuna da (yüzde 23 – 25 arası) sahip. BCAA’ların, bir sporcu için gerekli olan egzersiz sonrası kas-protein sentezini sağlamaya yardımcı en güçlü besin olduğunu da ekleyelim.
“Güç isteyen atletler, whey’le, antrenmanlar sırasında tetiklenen protein sentezinden elde ettikleri kazancı ikiye katlayabilirler,” diye açıklıyor Connelly. Ünlü bilim adamına göre; bu durum, mTOR (memelilerin rapamisin hedefi) olarak tanımlanıyor ve bu sayede ‘sentetik protein yanıtı’ böyle büyük ve uyumlu olabiliyor. Aynı zamanda, bol miktarda ‘leucine’ amino asiti içeren proteinlerin (whey gibi) emilmesi de son derece hızlı gerçekleşebiliyor.

Whey’in böylesine hızlı emilmesinin olumsuz yönü ise, büyük bir amino asit akımına yol açması ve bunların kaslarda glikoza dönüşmesi. Whey, anabolizmayı bir kez tetiklediğinde, beden, kas kazanımını sabitlemek için sürekli bir amino asit ihtiyacına giriyor (özellikle de antrenman sonrasında). Kazein ya da kazein proteinleri, sütte bulunuyorlar ve kasların amino asit ihtiyacını temine yardımcı olma konusunda mucizevi bir şekilde işe yarıyorlar. Midede toplanan kazein proteinleri sürekli olarak metabolizmaya amino asit, peptid ve tam protein sağlıyor.

Genellikle 2-3 amino asitten oluşan kısa protein parçaları olan bu peptidler, süt proteininin diğer bir faydalı bileşeni. Laktokinin (spesifik whey peptidleri) ve kasokinin (spesifik kazein peptidleri) gibi peptidlerin, damarları büzen bir enzim salgılayarak tansiyonu düşürdüğü bilinen araştırma sonuçları arasında. Peptidlerin bu fonksiyonu aynı zamanda, kan dolaşımını hızlandırarak iyileşme ve büyüme gibi süreçleri de destekliyor.
Sütün yukarıda sıraladığımız faydalarının pek çoğuyla yeni tanıştığınızı tahmin ediyor ve kalsiyum konusundan bu nedenle pek fazla bahsetmiyoruz. Ama yine de kalsiyumun yağlarla, özellikle de karın ve bel bölgesindekilerle savaşta önemli bir rol oynadığını hatırlatmakta fayda var. Uzmanlara göre bunu şu şekilde açıklamak olası; kalsiyum, yağ üretimini tetikleyen ve yağ yakımını sekteye uğratan kalsitrol hormonunun salınımını düzenliyor. Yeterli miktarda kalsiyum aldığınızda, kalsitrol seviyesi ve tabii yağ üretimi düşüyor, yağ yakımı hızlanıyor. Kalsiyumun diğer önemli bir özelliği de bağırsaklar tarafından emilen yağ miktarını kısıtlaması.
Tam yağlı süt hiç trans yağ içermez ama bol miktarda linoleik asit, oleik asit, omega-3 yağ asitleri ve sağlık üzerindeki faydaları ve yağ yakmadaki etkileriyle bilinen kısa – orta zincirli trigliseridlere sahiptir. (Organik sütler daha da bol miktarda değerli yağ içerir)

Sütteki doymuş yağların bile kalp hastalıkları riskini arttırmadığı, insülin direnci ve glikoz toleransı sendromlarını hafiflettiği doğruluk payı olduğuna inanılan bilgiler arasında. İşte bu nedenle kas geliştirme sürecinde kalori alımına ihtiyacınız varsa, bunu kalp ve damar sağlığınızı riske atmadan sütle yapabilirsiniz. Amacınız fazla yağlardan kurtulmaksa, az yağlı ya da yağsız sütlerle aranızı iyi tutmalısınız. Fakat niyetiniz sadece güçlü olmaksa bunu tüm süt çeşitlerinin yapabileceğini hatırlatalım.

Kahverengi Bomba

Son birkaç yıldır arananlar listesinde olan çikolatalı süt geri dönüyor. ABD Indiana Üniversitesi Performans Laboratuarları’nda yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, piyasada bulunan başka karbonhidrat içeceklerine kıyasla çok daha etkili bir iyileştirici güce sahip. İngiltere New Castle’daki Northumbria Üniversitesi’nde yapılan benzer bir araştırma raporları da bu sonucu destekler nitelikte.

Yazı: Vince Andrich

Reklam

Dönüşümlü Beslenme

1

Eğer vücudunuzu her gün aynı miktarda yulaf ezmesi ve sebzeyle beslerseniz, günlük beslenmenizi zaten tahmin edilebilir hale getirmiş olduğunuzdan dolayı, vücudunuz buna kolayca adapte olur ve değişmeyi durdurur. Ortaya çıkarmak istediğiniz karın kasları ve kaybetmek istediğiniz vücut yağınız varsa, değişiklik yapmak tam ihtiyacınız olan şey demektir. Dolayısıyla, antrenman şeklinizi değiştirdiğiniz gibi, aldığınız gıdaları da aşağıdaki dört haftalık beslenme planına göre değiştirin. Sonuçta vücudunuz daha yağsız hale gelecekse ve kaslarınız daha belirginleşecekse, değişiklik yapmak kulağa pek de kötü gelmiyor, değil mi?

d1DÜZENSİZ YEMEK

Bu plan, karbonhidrat alımınızı çeşitlendirecek ve
ona çifte parende attıracak. Birinci gün düşük karbonhidrat yiyeceksiniz; ikinci gün o miktarı tam ikiye katlayacaksınız. Sonra bu düzeni tersine döndürerek, üçüncü gün yine daha yüksek karbonhidrat yiyip, dördüncü gün karbonhidratlarınızı ikiye böleceksiniz. 1. ve 4. günlerde vücut ağırlığınızın her bir kilosu başına 1 gr; 2. ve 3. günlerde kilo başına 2 gr karbonhidrat yemelisiniz. Programın akışında bu 4 günlük döngüler yedi kere
tekrar edilmelidir.

YAĞSIZ BİR VÜCUT İÇİN

Bu örnek mönüler, 90 kg bir erkeğin beslenme programı hedef alınarak hazırlanmıştır ve 80-100 kg arasındaki herkese uygundur. Eğer bu kilo aralığının altında veya üstündeyseniz, porsiyon boyutlarınızı kilonuza orantılı olarak ayarlayın.

1. ve 4. Gün

Kahvaltı: 4 bütün yumurta, 2 yumurtanın beyazı, 2 dilim az yağlı taze kaşar, 100 gr yulaf ezmesi

Sabah Ara Öğün: 2 servis whey protein, 1 yemek kaşığı fıstık ezmesi

Öğle Yemeği: 230 gr yağsız kıyma, 1 kâse karışık yeşil salata, 1 yemek kaşığı zeytinyağı ve sirke

Gün Ortası Ara Öğün: 200 gr az yağlı beyaz peynir, 2 yemek kaşığı hazır acı sos

Antrenman Öncesi Ara Öğün: 2 servis whey proteini,

Antrenman Sonrası Ara Öğün: 2 servis whey protein, 500 ml sporcu içeceği

Akşam Yemeği: 250 gr ızgara tavuk göğsü, 150 gr haşlanmış brokoli, 1 kâse karışık yeşil salata, 1 yemek kaşığı zeytinyağı ve sirke

Gece Ara Öğün: 200 gr az yağlı beyaz peynir

TOPLAM: 2.393 kalori, 338 gr protein, 93 gr karbonhidrat, 63 gr yağ

d2

2. ve 3. Gün

Kahvaltı: 4 bütün yumurta, 2 dilim az yağlı taze kaşar, 100 gr kuru üzüm, buğday kepeği, 1 bardak az yağlı süt

Sabah Ara Öğün: 2 servis whey protein, 30 gr karışık kuruyemiş

Öğle Yemeği: 1 orta boy light ton balığı (160 gr), 2 dilim tam buğday ekmeği, 1 yemek kaşığı light mayonez

Gün Ortası Ara Öğün: 200 gr az yağlı beyaz peynir, 100 gr dilimlenmiş taze ananas

Antrenman Öncesi Ara Öğün: 1 servis whey protein, 1 orta boy muz

Antrenman Sonrası Ara Öğün: 2 servis whey protein, 500 ml sporcu içeceği

Akşam Yemeği: 250 gr balık, 2 az yağlı pişirilmiş enginar, 1 kâse karışık yeşil salata, 2 yemek kaşığı zeytinyağı ve sirke

Gece Ara Öğün: 1 yemek kaşığı fıstık ezmesi, 200 gr az yağlı beyaz peynir

TOPLAM: 2.695 kalori, 314 gr protein, 183 gr karbonhidrat, 76 gr yağ

NOT: Tüm protein toz porsiyonlarınızı ürün etiketinin üzerindeki kullanım önerilerine göre hazırlayın.
Karbonhidrat alımınızı ‘bir az, bir çok’ olarak önerdiğimiz şekilde gerçekleştirdiğinizde, vücudunuz hem sabit düzeyde kalori almış hem de beslenmede alışkanlık oluşması engellenmiş oluyor. Bu programın yağ kaybını teşvik etmesi ve hızlandırması da cabası! Program, düşük karbonhidrat günleriyle daha yüksek karbonhidratlı günler arasında değişim yaparak, vücudun bir tek düzeyde karbonhidrat ve kalori alımına adapte olmasını engeller. Bu yöntem, 28 günlük program boyunca metabolizmanızı tam hızla çalışır halde tutacaktır. Bu mantık tıpkı ‘kasları şaşırtma prensibi’ndeki gibidir: Kaslarınız antrenmanınıza ne kadar az alışıksa ve antrenmanı tahmin etme ihtimali ne kadar düşükse, o kadar iyi tepki verir. Dolayısıyla sonuç da o kadar etkileyici olur. Diyetiniz söz konusu olduğunda da, iki çok farklı düzeyde karbonhidrat alımı, yağ stoklarınızı belirsizlik içinde bırakır ve vücudunuzun fazlalıklarını atarak tepki verme ihtimalini arttırır.

MERHABA YÜKSEK PROTEİN

Düşük karbonhidrat günlerinde kalorilerinizin çoğunluğu proteinden geliyor olacaktır. Bir günde vücut ağırlığınıza orantılı olarak kilo başına 3 veya 4 gr protein almanız gerekiyor. Örneğin; 90 kg bir kişi günlük 270–360 gr protein almalıdır. Bu diyetle, toplam kalorinizin %55’ini proteinden, %20’sini karbonhidrattan ve kalan %25’ini yağdan alıyor olacaksınız. Böylece 90 kiloluk biri, günlük olarak toplam 2.340 kalori alıyor olacaktır.

2. ve 3. günler için protein miktarı aynı kalır: Vücut ağırlığının her bir kilosu başına 3–4 gr alınır. Çoğalan karbonhidrat alımıyla protein, toplam kalorinin %45’i olur ve bunun %30’u karbonhidratlardan gelir. Yağ, hala %25 civarındadır. Kilo başına 30 kalori ya da 90 kiloluk birisi için 2.700 kalori olarak hesaplanır.

Her pazar günü, yani haftanın tek antrenmansız gününde, antrenman sonrası öğününü kaldırın ve yerine antrenman öncesi içeceğinizi ara öğün olarak alın. Eğer pazar günü, beslenme planının 1. veya 4. gününe denk gelirse bu, takriben her bir kilo başına 24 kalori ve eğer 2. veya 3. güne gelirse, kilo başına 28 kaloriye eşittir.

Dört hafta sonra büyük ihtimalle başka bir beslenme planına geçmek isteyeceksiniz. Özellikle, hedefinizi daha fazla kütle elde etmek veya daha fazla büyümek olarak belirlediyseniz, bu dönüşümlü karbonhidrat beslenme planından ayrılarak biraz daha fazla karbonhidratlı bir plana geçmekte serbestsiniz. Tekrar süper yağsız bir vücuda sahip olma zamanı geldiğinde ise gönüllü olarak yeniden bu dönüşümlü karbonhidrat beslenme planını uygulamak isteyeceğinizden eminiz.

Karbonhidratlar için bu ‘dönüşümlü beslenme’ programı uygulandığında, vücut sabit düzeyde kalori alıyor ve alışkanlık oluşumu engellenmiş oluyor.

d3

YANGIN ALANI

Dört haftalık antrenman ve diyet programınızı desteklemek için aşağıdaki besin desteklerini deneyin. Bu dört içerik sayesinde vücut yağınıza hücum hızlanacak ve elbette daha fazla yağ yakılacak.

KAFEİN: Şansımıza, piyasadaki en iyi zayıflama takviyelerinden biri aynı zamanda en kolay bulunanı. Kafein, yağ hücrelerine bağlanarak vücutta özel bir süreç başlatır. Bu aşamada en önemli unsur, yağın hücrelerden ayrılarak yakıt olarak kolayca yakılabileceği kas dokularına gidebilmesidir. Kafein aynı zamanda o hücrelerin yağı stoklama özelliğini köreltmesine yardımcı olur. Kafein almak için birçok insanın yöntemi kahve içmek olsa da, tablet formunu da tüketebilirsiniz. Tablet formunda aldığınız dozu kontrol etmek daha kolaydır.

En iyi yağ yakım dozu: Sabahları ve antrenmanlardan bir saat kadar önce 200–400 mg. Öğleden sonra da bir üçüncü doz daha alabilirsiniz.

  • YEŞİL ÇAY: Bugünlerde moda yeşillendi, üstelik de bunun geçerli bir sebebi var. Yeşil çay kateşin adı verilen bileşimler içerir. Özellikle biri, epigallocatechin gallate (EGCG), yeşil çayın yağ yakma fonksiyonunun büyük kısmından sorumludur. EGCG, metabolizmanın hızı ve yağ yakışını düzenleyen norepinephrine’i duraksatmaya uğratan enzimi kısıtlayabilir. Kafein ile norepinephrine’in duraksatılmasını sonlandırarak metabolizma ve yağ yakışını daha uzun süre yüksekte tutabilirsiniz. Bunu, özellikle yağ hücrelerinde bulunan yağı ayrıştırıp yakmak için kullandığınızda etkisini kolayca görebilirsiniz.

En iyi yağ yakım dozu: Sabahları ve antrenmandan 1 saat kadar önce EGCG için standardize edilmiş 500-1.000 mg yeşil çay özütü alın. Dinlenme günlerinde akşamüstleri ikinci bir doz alın. Günün ilerleyen saatlerinde bir üçüncü doz daha alabilirsiniz.

  • CARNITINE: Bu besin takviyesi, yağ yakımı için en mükemmel yol göstericidir. Özellikle karbonhidrat alımı az miktarda olduğunda… Amino asit grubundan vitaminimsi bir madde olan Carnitine, hücrelerin yağların yakıt olarak kullanıldığı yer olan mitokondriyaya transferi açısından çok önemlidir. Carnitine aynı zamanda müthiş bir takım oyuncusudur. Kafein ile birlikte alındığında yakılacak yağ miktarını arttırır.

En iyi yağ yakım dozu: Kahvaltı, antrenman öncesi ve sonrası içeceklerinizle birlikte ve son yemeğinizle L-Carnitine, Acetyl L-carnitine, L-Carnitine L-Tartrate veya Propionyl L-Carnitine formunda 1–3 gr alabilirsiniz.

  • BALIK YAĞI: Ateşe karşı ateşle savaşa kalkışmak akıllıca olmayabilir ama yağa karşı yağla savaşmak kesinlikle işe yarıyor. Balık yağı, hayati olan omega-3 yağ asitlerinden eicosapentaenoic (EPA) ve docosahexaenoic (DHA) asitlerini içerir. Bunlar metabolizmanın hızını yükselterek vücut ısısını arttırma sürecini gerçekleştiren hormon benzeri madde prostaglandin’lere dönüşmek yoluyla yağ kaybını arttırırlar. Ayrıca araştırmalara göre omega-3 yağ asitleri, besin yağlarının vücut yağı olarak depolanmalarını da önlemektedir.

En iyi yağ yakım dozu: Günde 1-2 kez öğününüzle birlikte 1–3 gr alabilirsiniz.

Reklam

Büyük Portakal mı, Portakal Suyu mu Tüketmeli?

0

Meyve ihtiyacınızı karşılamanın en iyi yolu hangisi?

Meyvenin yavaş sindirilen karbonhidrat içerdiğini ve yağ yakımını engellemeden enerjiyi arttırmak için yenmesini önerdiğimiz bir besin olduğunu biliyorsunuz. Ancak bütün portakalı mı yoksa %100 portakal suyunu mu tercih etmelisiniz?

CEVAP: İkisini de. Portakal suyunun gerçek meyveden daha hızlı sindirildiğini duymuş olabilirsiniz ancak bu, elma veya portakal suyu gibi meyve suları için pek de geçerli değil. İkisi de yavaş sindirilen karbonhidratların yanında bir dolu antioksidan ve bitkisel kimyasallar içeriyor. Diyet yaparken daha tok hissetmek için bütün meyveyi tercih ederken, antrenman öncesi shake’inizde portakal suyu kullanmak, yavaş karbonhidratı daha kolay tüketmenizi sağlıyor.

Reklam

Hızlı ve Yavaş Proteinler

0

Neden whey protein “hızlı” ve kazein ise “yavaş”tır?

Bu her zaman geçerli değildir. Süt proteini hem whey hem de kazein içerir. Whey proteininin kazeinden daha hızlı sindirildiği gerçek olsa da bu farklılığı en aza indiren alt türleri de yok değildir. Örneğin, whey ve kazeinin hidrolize edilmiş türevi, di ve tripeptid ve serbest aminoasitlerden oluşur. Vücut, di ve tripeptidleri bozulmadan sindirdiği için ikisi de çok hızlı sindirilir. Diğer bir değişle, bozulmamış kazein “yavaş” bir proteindir ve sindirilmesi dört ila yedi saat kadar süren bir zamana yayılır, fakat hidrolize kazeinin bir bölümü sindirilmiş “hızlı” bir proteindir ve kandaki amino asit seviyesinin hızla artmasına neden olur.
Hidrolize formda proteinin, insülin seviyesini bozulmamış proteinlerden daha fazla arttırdığı da düşünülmektedir. Bu iyi bir şey mi? Herkes aynı fikirde değil ama yaşlı insanlar genelde insüline dayanıklı olduklarından hidrolize proteine verilen ekstra insülin tepkisinin ileri yaşlardakiler için iyi olması muhtemeldir. Ayrıca hidrolize whey proteinini bozulmamış whey proteini ile kıyaslayan en az bir araştırmada, yıpratıcı egzersizlerin ardından kas işlevlerinin toparlanmasında hidrolizenin daha etkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle yoğun çalışan ve yüksek seviyede performansa ihtiyaç duyan sporcular hidrolize edilmiş proteinleri seçebilirler. Ama geri kalanlar için bu önemli bir fark değildir. Çalışın, protein tüketin, dinlenin ve tüm bunları tekrar edin.

Reklam

Yüksek Performans İçin Pancar Suyu

0

Tadının nasıl olduğu kişiye göre değişir, ama pancar suyu eğer İngiliz bilim insanlarının iddia ettiği kadar işe yarıyorsa tadı hiç umurumuzda olmaz. Sadece altı günde 500 ml pancar suyu tüketmiş olan denekler, plasebo (etkisiz madde) alanlardan yüzde 25 daha uzun süre egzersiz yapmışlardır. Pancar suyunda az ve yüksek yoğunluklu egzersizlerle ilişkili olan enerji maliyetini azaltan nitrattan bolca bulunmaktadır.

DENEYİN: Performansı arttırıp yorgunluğu azaltmak için antrenmandan bir saat önce 500 ml pancar suyu için. Besin takviyesi üreticileri suyu hapa nasıl çevireceklerini öğrendikten sonra sizi de haberdar ederiz.

Reklam

Yağsız Kas Kütlesi İçin Balık

0

Çoğu sporcu, egzersizin neden olduğu eklem ağrılarına ve kardiyovasküler hastalıklara karşı beslenme sigortası olarak balık yağı kullanır. İngiliz araştırmacıların kısa süre önce bildirdiğine göre, pankreas kanseri olan denekler, 1.5 gram eicosapenaenoic acid (EPA) tükettiklerinde vücutlarındaki yağsız kas kütleleri ve yaşam kalitelerinin arttığı görülmüştür. Aksine, sadece daha fazla protein tüketen ama EPA tüketmeyen deneklerde ise daha fazla yağsız kas kaybı tespit edilmiştir. EPA genel olarak, ağabeyi docosahexaenoic acid’le (DHA) birleşik halde bulunur. Tüm açıkları karşılamak için günde 1-2 gramlık EPA ve DHA tüketin.

Reklam

Vitamin ve Kalsiyum

0

D VİTAMİNİ: Bu yağda çözünen vitamin, kemik ve zihinsel sağlık için gereklidir, kas gücünü ve yağ yakımını artırır, testosteron seviyesini yukarıda tutma konusunda da önemli olabilir. Graz Tıp Fakültesi’nden (Avusturya) araştırmacılar, yeterli D vitamini alan deneklerin testosteron seviyesinin, D vitamini eksikliği çekenlere kıyasla çok daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.

KALSİYUM: Kemiklere olan faydalarının yanı sıra kalsiyum, kas kasılması için de faydalıdır ve hatta yağ yakımına bile yardımcı olmaktadır. Fakat kalsiyum, testosteron seviyesini de artırabilir. Selçuk Üniversitesi’nde (Türkiye) yapılan bir araştırmada, vücut ağırlıklarının her bir kilosu başına 35 mg kalsiyum tüketen deneklerin (80 kiloluk birisi için 2.800 mg civarı), egzersiz sırasındaki testosteron seviyelerinin kalsiyum takviyesi almayanlara kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür.

KULLANIM: Testosteron seviyenizi artırmak için günde bir ya da iki kez yemeklerle birlikte 400 IU D vitamini ve günde iki kez 500-1000 mg kalsiyum alabilirsiniz. -Dr. Jim Stoppani

Reklam