Fit Hub Blog Sayfa 150

Hipertrofi ile İlgili Bilmeniz Gereken Bilimsel Bilgiler

0

Hangi sporla uğraşıyorsanız uğraşın, kaslarda hipertrofiye ihtiyaç duyabilirsiniz.

Hipertrofi Nedir?

Hipertrofi, spor salonuna giden insanların çoğunun hedeflediği bir gelişmedir. Kas kazanımı olarak da nitelendirilebilir. Kas hipertrofisi, kasın hem myofibriler hem de sarkoplazmik olarak gelişmesidir. Myofibril hipertrofide bir temel atıldığını düşünebilirsiniz. Bu nedenle güç antrenmanları uygulamanız için bas bas bağırıyoruz! Çünkü güç antrenmanları myofibril hipertrofi temelini atar. Kas hücrelerinin kalitesi myofibril hipertrofiye bağlıdır.

Sarkoplazmik hipertrofi ise kasın glikojen tutma ve depolama kapasitesinin artmasıdır. Güçlü bir myofibril hipertrofi temeli üzerine sarkoplazmik hipertrofi çalışmaları yapmak en doğrusudur. Aslında ikisi birbirine paralel ilerler, fakat iki tarafta da gelişmek en iyi sonucu verir. Bir noktadan sonra ikisini de ayrı ayrı geliştirmek gerekebilir.

Hipertrofi ve Bilimin Söyledikleri

Hipertrofi alanında en çok çalışması olan isimlerden biri olan Brad Schoenfeld’in dedikleri üzerinden size hipertrofinin belirleyicisi olan dinamiklerden bahsedeceğiz. Tamamen bilimsel yöntemler kullanarak yaptığı çalışmalardan yola çıkarak sizlere hipertrofinin şifresini çözeceğiz.

Kas Hipertrofisi İçin Gerekli Set Sayısı

kas-hipertrofisi

Tek bir rakam ile genelleme yapmak doğru olmaz. Ancak Schoenfeld çalışmalarında her bir kas grubu için haftada 10 set ve üzeri çalışmanın, 10 setin altında yapılan çalışmalardan iyi sonuç verdiği görülüyor.

Daha fazla set sayısı, daha fazla kas hipertrofisi anlamına gelebilir. Ancak mümkün mertebe az set sayısıyla ilerlenmeli ki set eklendiğinde kas kütlesi artışını direkt olarak gözlemleyebilelim. Yani set sayısını ekonomik kullanmak oldukça önemli gözüküyor.

Vücudun verdiği tepki her konuda olduğu gibi, set sayısında da değişebiliyor. Farklı set sayılarını deneyerek, sürekli bir artış grafiği izleyip sınırları görünce tekrar başa dönmek kötü bir deney olmayabilir. Bu şekilde optimum set sayısı bulunabilir.

Schoenfeld’in verdiği örnekte; ilk ay 10, ikinci ay 15, üçüncü ay 20 set deneyerek doğru sonuca ulaşabileceğinizden bahsediliyor. Bu setlerin her bir kas grubunun haftalık set sayısı olduğunu düşünürsek, gayet mantıklı görünüyor.

Büyük ve küçük kas gruplarına yönelik set sayısının değişimi ise çok fazla düşünmek gereken bir konu değil. Çünkü zaten küçük kas grupları, büyük itiş ve çekiş egzersizlerinde aktif olarak çalışıyor.

Kas Hipertrofisi İçin Gerekli Tekrar Sayısı

hipertrofi-antrenmani

Hafif ve çok tekrarla farklı kas fiberlerini, ağır ve az tekrarla farklı kas fiberlerini çalıştırdığımız söylenir. Bu nedenle her tür çalışmaya yer veren programlar oluşturmak gerekebilir.

Ancak yalnızca patlayıcı şekilde uygulanan güç egzersizleriyle tüm kas fiberleri aktif olarak çalışabiliyor.

Hangi tür çalışmayla daha çok hipertrofi gerçekleşeceğini belirlemek için daha çok bilimsel çalışma incelemek gerekecektir. Bu nedenle kesin bir şey söylemek zor. Yani hipertrofi için iyi bir aralık bile vermek doğru olmayacaktır. Çünkü hipertrofi, çok fazla koşula bağımlı olarak meydana gelir.

Risk almamak ve kas kütlenizi maksimize edebilmek adına güç antrenmanlarına önem vermelisiniz. Güç antrenmanlarının yanı sıra izole egzersizlerle sarkoplazmik büyümeyi de hedeflemelisiniz. Böylece en fazla kas kütlesini edinebilmenin tüm şartlarını yerine getirmiş olursunuz.

Hipertrofi İçin Gerekli Olan Antrenman Yoğunluğu

hipertrofi-kas

En çok tartışmanın döndüğü konu belki de antrenmanların ne kadar ağır olması gerektiğidir.

Araştırmalar, limitlerinizi sonuna kadar zorlamamanız gerektiğini doğruluyor. Bir harekette tükenişe gitmekle tükenişten biraz önce bırakmak arasında çok fazla kas kütlesi kazanımı farkı olmuyor. Sinir sistemi, tükenişe gitmeden aynı adaptasyonu sağlayabiliyor. Böylece daha risksiz bir hipertrofi meydana geliyor.

Schoenfeld, bu noktada Eric Helms’in kullandığı “Reps in Reserve” yani “depoda kalan tekrar sayısı” terimini vurguluyor. Bir egzersizde tükenişe ne kadar kaldığını bilerek, bilinçli bir kas kazanımı sağlayabileceğinizi söylüyor. Genellikle en azından bir tekrar kala bırakmanın en faydalı olduğunu savunuyor. Tabii ki izolasyon egzersizlerinde tükenişe gitmenin sıkıntı olmayacağını da ekliyor.

Merkezi sinir sistemini çok fazla yormayan her harekette tükenişe gidebilirsiniz. Ancak büyük egzersizlerde daima tükenişe mesafe bırakmalısınız.

Almanız Gereken Ders

Hipertrofiyi 8-12 tekrar arası 3-5 set arası yapılan egzersizler olarak tanımlamak yanlıştır. Bir çok araştırma, hipertrofinin çok kompleks bir olay olduğunu gösteriyor. Çoğu konuda tek bir doğruya varmak ise oldukça zor.

[yasr_overall_rating]

Reklam

Gelin En Doğrusunu Öğrenin: Squat Nasıl Yapılır?

0

Squat egzersizinin antrenmanların vazgeçilmezi olması gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. Tüm egzersizlerin kralı olan squat, birçok şekilde uygulanabiliyor. Herkes kendine en uygun olan squat hareketini seçiyor.

Peki size en uygun olan hangisi? Spor salonlarının çoğunda uygulayabileceğiniz, değişik ekipmanlara ihtiyaç duymayacağınız bütün squat çeşitlerini listeleyeceğiz. Bu sayede size en uygun olan squat çeşidini rahatlıkla seçebileceksiniz.

Air Squat

Squat öğrenmek istiyorsanız, ilk yapmanız gereken hareketlerden biri air squat. Adı üstünde, yalnızca vücut ağırlığınızı kullandığınız bir squat çeşididir.

Isınma için veya başlangıçta kesinlikle tercih edilebilir. Ancak bir noktadan sonra 100 tekrar yapacak konuma gelindiğinde bu egzersizden kas kütlesi arttırmak için gerekli uyarıyı alamazsınız. Zamanla ağırlık eklemeniz gerekir.

Kısaca başlangıçta ve tekniğe alışırken, aynız amanda ısınmalarda güzel bir araçtır. Bir noktadan sonra fayda sağlamayacağı için ağırlık eklemek gerekir. Bu da bizi “goblet squat” egzersizine götürür.

Goblet Squat

Ellerinizin arasına dambıl alarak air squat hareketine ağırlık eklediğinizi düşünün. Bu squat çeşidine goblet squat denir.

Bu squat çeşidi form çalışmak için ve başlangıçta güçlenmek için çok etkilidir. Bacaklar çok çabuk güçleneceği için ve dambıl ağırlaştıkça hareket zorlaşacağı için “bar” kullanacağınız hareketlere geçiş yapmanız gerekebilir. Ancak goblet squat her zaman antrenmanlarda kullanabileceğiniz bir squat çeşididir.

Formu iyileştirmek, dengeyi oturtmak, hareket mekaniğini kavramak ve başlangıçta güçlenmek için etkili olan goblet squat kesinlikle tavsiye ettiğimiz bir squat çeşidi.

Özellikle sürekli vücut ağırlığıyla kendini zorlamaya çalışan ve kalçalarına kas kütlesi ekleyemeyen kadınların goblet squat yapması faydalı olacaktır.

Box Squat

Sırtınıza bar koyarak yapacağınız squat egzersizlerine girişte, box squat etkilidir. Çünkü başlangıçta tam inilmesi gereken derinliğe doğru şekilde inebilmek zordur. Genellikle postürde bozulmalar meydana gelir.

Bu bozulmalardan kaçınmak için adım adım ilerlemek isterseniz box squat egzersizini kullanabilirsiniz.

Ayrıca çok ileri seviye bir sporcuysanız, omurga çevresindeki kaslarınızı güçlendirmek ve normal derinliğe inerek yaptığınız squat ağırlığını arttırabilmek için box squat egzersizinden faydalanabilirsiniz. Çünkü box squat, normalden daha ağır ağırlık kaldırılabilen bir squat çeşididir.

Box squat egzersizi ile daha çok ağırlık kaldırabilmeniz, kutuya değince durup patlayıcı gücünüzü kullanabilmenizdendir. Bu da güç artışı sağlar. Ayrıca derinlik problemi yaşamayacağınız bir squat olarak öğrenmesi de kolaydır. Bu nedenle box squat antrenmanlarınızın bir parçası haline getirebileceğiniz bir squat çeşididir.

High Bar Squat

Gelelim en sık uygulanan squat çeşidine. High bar squat, aslında yalnızca “squat” kelimesini duyduğunuzda aklınıza gelmesi gereken squat çeşididir. Bar sırtınızda, trapezin tam üstünde olur ve kalça ekleminizin diz ekleminizden aşağıda olacağı noktaya kadar aşağı inersiniz.

Quadriceps kaslarını güçlendirmede ve merkez bölgesini güçlendirmede en etkili egzersizlerdendir. Ne kadar derine inilirse (postürü koruyarak) o kadar kas kazanımı sağlayacaktır.

En derine inilen squatlara genellikle “ass to grass” yani “kalçalar yere” denir. Bu şekilde squat yapmaya herkesin esnekliği yetmeyebilir veya genetiği müsade etmeyebilir. Bu nedenle bu tip squatlara “olympic squat” da denir. Çünkü bu squat çeşidini en iyi olimpik halterciler uygular.

Bu şekilde squat yaptığınızda esnekliğiniz artar, kas kütlesini verimli bir şekilde ekleyebilirsiniz ve her türlü sporda performansınızı arttırabilirsiniz. Öğrenmesi zor olsa da çoğu insana bu şekilde squat yapmasını öneriyoruz. Eğer powerlifting, strongman gibi güç sporlarıyla ilgileniyorsanız daha iyi alternatifleriniz var.

Front Squat

Haltercilerin silkme hareketinde gelişebilmek için yaptığı front squat, en iyi quadriceps egzersizlerinden biridir. Normal squatlardan farklı olarak, bar silkmedeki gibi omuzların üstünde durur. Bu nedenle çok daha zordur.

Öne düşmemek için çok güçlü bir merkez bölgesi gerektiren front squat, bu nedenle merkez bölgesine de çok faydalıdır.

Front squat egzersizinin özellikle üst vücutta çok fazla talep ettiği esneklik vardır. Arka kol, kanat, omurga, el bileği ve omuz esnekliği front squat yaparken pozisyonu doğru şekilde koruyabilmek için çok önemlidir. Bu nedenle daha çok performans odaklı sporcuların yöneldiği bir egzersizdir.

Vücut geliştiriciler, çok fazla esneklik gerektirmeyen bir tutuş kullanırlar. Bu şekilde de front squat egzersizinin sağlayacağı faydalardan yararlanabilirsiniz.

Bu squat çeşidinin nasıl yapılması gerektiğini olimpik haltercilerden izlemelisiniz. Kusursuz formu en iyi bu şekilde öğrenebilirsiniz.

Low Bar Squat

Powerlifting sporu ile birlikte popüler olan low bar squat, barı sırtınıza koyduğunuz squat çeşitlerinden biridir. High bar squat ile farkı ise, barı trapezler yerine arka omuz kasları üzerine koymanızdır. Bu sayede güç açısından daha avantajlı olursunuz.

Güç açısından daha çok ağırlık kaldırmayı sağlaması, sırtın daha sıkı olması ve tork yüzündendir.

Bu şekilde squat yapmak da esneklik gerektirir. Özellikle omuz ve skapulanın rahat ve kasılabilir durumda olması gerekir. İlk kez low bar squat deneyip ısrarla devam edenler bu nedenle sık sık sakatlanırlar.

Low bar squat egzersizini güç sporcusu olmayı amaçlamıyorsanız çok fazla önermiyoruz.

Hareket mesafesi çoğunlukla kısalır, bu nedenle daha ağır kaldırıyor olsanız da daha kısıtlı bir mesafede kaldırış yapıyor olursunuz. Derinliği doğru algılamakta zorlanabilirsiniz.

Ayrıca kısıtlı hareket mesafesi dizlerin stabilitesini de azaltabilir.

Daha fazla ağırlık yükleyebilmek adına bir araç olarak kullanabilirsiniz. Ancak kas gelişimi ve atletik performans için high bar hem daha basit hem daha etkili bir seçenektir. Sakatlık riski de çok daha azdır.

Pause Squat

Dipte daha stabil olmanızı sağlayan pause squat egzersizi, “Anderson squat” olarak da geçiyor. Eski zamanlarda Paul Anderson isimli güç sporu efsanesinin sıkça uyguladığı bir egzersiz olan pause squat, daha iyi squat yapabilmeniz için oldukça faydalıdır. Dipte bekleyerek hareketi zorlaştırabilirsiniz, merkez bölgenizi güçlendirebilirsiniz ve formunuzu daha efektif bir hale getirebilirsiniz.

Performans odaklı bir sporcuysanız dönem dönem rutininizin bir parçası haline getirebilirsiniz.

Jump Squat

Atletik performansı ve zıplama gücünü arttırmak isteyenler için en iyi squat çeşitlerinden biri jump squat egzersizidir. Squat yapıp, dipten zıplayarak kalktığınız bu squat çeşidini hafif ağırlıklarla yapmanız önemlidir. Patlayıcı bir hareket olduğu için fazla kas fiberini aktive eder ve kas gelişimi de sağlar.

Özellikle zıplama içeren futbol, basketbol, voleybol gibi sporlar için çok etkili bir squat çeşididir.

Zercher Squat

İleri seviye squat çeşitlerinden biridir. Gerçekten profesyonel bir güç sporcusu değilseniz, yapabileceğiniz çok daha iyi alternatifler var. Ancak squat çeşitlerinde her yerde yapabileceğiniz squat egzersizleri arasında olduğu için bahsetmemek yanlış olur.

Ağırlık çalışan bir mahkumun hapisanedeykn bulduğu Zercher squat, rack imkanı olmayanların da hafif başlayarak test edebileceği bir squat çeşidi.

Barın bulunduğu konumun kolların arası olması nedeniyle, ağır ağırlıklar sakatlığa çok fazla imkan veriyor. Ancak merkez bölgesini, dengeyi ve omurga çevresi kasları front squat kadar güvenli olmasa da güçlendirdiği de bir gerçek.

Çeyrek Squat

Eğer eklemlerinizi seviyorsanız, kaçınmanız gereken bir squat çeşididir. Bu squat çeşidini bir uyarı olarak koyuyoruz. Kesinlikle uygulamamalısınız. Çok daha iyi egzersiz seçenekleriniz var…

Araştırmalarda depar hızı ve zıplama kapasitesini arttırmada etkili olduğu görülen çeyrek squat gerçekten etkili olabilir. Ancak ağırlıklar arttıkça, eklemlere binen yük de artar. Derin squatlardan katlarca kez daha fazla eklem düşmanı olan çeyrek squat mümkün mertebe kaçınmanız gereken bir squat çeşididir. Bir sonraki egzersiz, çeyrek squat için daha doğru bir alternatiftir.

Yüksek bir kutuyla box squat da yapabileceğiniz diğer “çeyrek squat” alternatiflerindendir.

Pin Squat

Her salonda bulunmayan bir ekipman olsa da, bazı salonlarda “pin” dediğimiz güvenliklerden bulunur. Bu güvenlikleri istediğiniz noktaya kurarak o noktadan itibaren squat yapmaya başlayabilirsiniz.

Squat yaparken en derin noktadan çıkışta, pek çok insanın zorlandığı bir “zayıf nokta” bulunur. Bu zayıf noktaya pin koyup ağır squatlar uygulayarak zayıflıklarınızı güçlendirebilirsiniz.

Çeyrek squat yapıp atletik kapasitenizi arttırmak istiyorsanız da çeyrek mesafeye bir pin kurarak daha güvenli bir şekilde çeyrek squat yapabilirsiniz.

Reklam

Duyunca Nasıl Yani Diyeceğiniz 16 Saçma Ötesi Gerçek

0

Her gün bizi şaşırtacak yeni bir şeylerle karşılaşabiliriz. Hatta bazılarımız etrafındakilere keşiflerini heyecanla anlatmaya bayılır.

Brightside, şimdiye kadar fark etmemiş olabileceğiniz oldukça saçma 16 gerçeği sizin için derlemiş. Biz de sizinle listeyi paylaşalım dedik!

1. Çinliler süt içemiyorlar. Çünkü laktoz intoleransına sahipler…

2. Güvercinlerin yürürken kafalarını ileri geri bir durup bir sallamasının sebebi görüş alanlarını dengede tutmak istemeleri…

3. İstatistiklere göre insanların %1.6’sı karşılarında acı çeken birini gördüklerinde o acıyı hissedebiliyorlar…

4. Bir kişi böbrek nakil ameliyatı olduğunda yeni böbrek kendisine eklenirken, yetersiz olan böbrek vücuttan alınmıyor…

5. Norveç’te ordu rütbesine sahip bir kral penguen var. Muhafızlara göre penguen kendilerini tanıyor ve onlarla birlikte olmaktan da gayet mutlu….

6. İsviçre’de sadece 1 tane guinea pig sahiplenmeyi yasaklayan bir yasa var… Bir arkadaşının olması için tek beslenemiyorlar yani minimum 2 tane guinea pig besleyebiliyorsunuz.

7. İkizler farklı babalara sahip olabiliyor. Bu fenomenle (superfecundation) dünyaya gelmiş 14 ikiz kardeş var. 1 çift İspanya’da, 1 çift Polonya’da 2’si, Amerika ve diğer 2’si ise Hindistan’da, 2’si Almanya’da…

8.Japonya’da bir çeşit yengeçin kabuğunda korkutucu, kızgın bir adam yüzünü andıran desen var.

9. Mavi gözlü insanlar seramiğin bulunmasından çok sonra dünyaya gelmeye başlamışlar…

10. Bir kağıt kesiği daha derin bir kesikten daha çok acı verir çünkü yaranın kan ile pıhtılaşıp açık bölgeyi kapamaması, bölgenin hava ile sürekli temasa kalmasına sebep olur.

11. Bir arı başka bir arıyı sokabilir. Eğer bir arı başka bir kovana girer ya da saldırırsa özel bekçi arılar saldırgana müdahale eder.

12. Tyrannosaurus Rex’in soyundan günümüzde yaşayan en yakın hayvan bir tavuktur…

13. Amerikalı bir psikoloğun yaptığı araştırmada göğüsteki kıl miktarının zekâ ile orantılı olduğu ortaya çıktı. Dr. Aikarakudy Adias, 1996’da yaptığı çalışmada iyi eğitim görmüş ve yüksek zekâlı kişilerin daha çok göğüs kılına sahip olduğunu buluyor…

14. Kolombiya’da çok adı Cano Cristales adında çok renkli bir nehir var. Bu ünlü nehir: kırmızı, sarı, yeşil, mavi ve siyah renklerine birden sahip olabiliyor.

15. Âdem elması yalnızca erkeklerde olmuyor kadınlarda da var… Tek erkeklerde çok belirgin olması.

16. 1973’te Japonya’da mavi trafik ışıklarının arkasından yeşil ışık verilmesi kararlaştırıldı. Tüm ışıklar yeşil yanıyor olmasına rağmen insan gözü bunu mavi görmeye devam ediyor.

Kaynak: https://brightside.me/wonder-curiosities/16-ridiculous-facts-that-turned-out-to-be-true-392810/?utm_source=fb_brightside&utm_medium=fb_organic&utm_campaign=fb_gr_brightside

Reklam

Kilo Verirken Beyninize ve Bedeninize Neler Oluyor?

0

Birazdan söyleyeceklerimiz sizi rahatsız edebilir ama kilo verdikçe iştahınız artmaya devam edecek…

Bunun bilimsel açıklamasını yapabilmek için, Kent State Üniversitesi Psikoloji Departmanı’ndan Profesör John Gunstad kilo verme sırasında beynimiz ve bedenimizde olan değişiklikleri araştırmış.

İşin özü kilo vermek ve yağ yakmak için oluşturduğunuz beslenme düzeninin doğrudan leptin hormonu üzerindeki etkisinden geçiyormuş.

Kilo Verirken İştahınız Neden Artıyor Birlikte Okuyalım:

Diyete başladığınız ilk hafta kilo vermeyi kolay bulabilirsiniz. Yalnız zaman geçip yeni beslenme düzeninize vücudunuz alıştıkça durum değişir. Kilo vermek diyetin ileri zamanlarında zorlaşmaya başlar.

İşin daha kötü tarafı ise yağ yakmak beraberinde iştahı da getirir. Yani sizin aç hissetmeniz ve iştahınız yağ yakımınız arttıkça artacaktır. Üstelik yağ kaybı fazla olduğundan beyin yağ oranı yüksek besinleri -pizza, hamburger vb.- daha çok istemenize sebep olur. Peki bu bilimsel olarak nasıl gerçekleşiyor?

Leptin hormonu, özellikle yemeklerden sonra yağ hücreleriniz tarafından salgılanır. Bu hormon oranının yükselmesi ve kana karışması ile beyninize doyduğunuza ve yemek yemeyi kesmenize dair bir mesaj gider. Siz beslenme planınızı değiştirdikten ve kilo vermeye başladıktan bir süre sonra vücudunuzda yağ oranınız düştükçe leptin hormonu salgılanması da düşecektir. Bu yüzden beyniniz normalde alışmış olduğu doyma sürecini fark edemeyecek ve açlık hissiniz/iştahınız artacaktır.

Az Yağ Hücresi:Az Leptin Hormonu.

Araştırmalar sonucu, kilolarının %10’unu kaybeden obezite hastalarının zamanla daha az leptin üretmesinin beyinde yemek yeme isteğinin oluşmasını kontrol eden bölgedeki aktivitelerin çoğalmasına sebep olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak yağlı yiyeceklerin istenmesine sebep olan beyin fonksiyonları da görülüyor.

Aslında siz diyet yaparken ölecek gibi açlık hissetmiyorsunuz ya da aç kalmıyorsunuz, sadece vücudunuz alışık olduğu durumun dışına çıkınca panikliyor ve direnç gösteriyor.

Leptin hormonunun eksikliği vücudunuzda böyle bir beyin çalışmasını aktif kılarken, kilo vermek ve yağ yakmak birçok açıdan sağlığınız için oldukça önem taşıyor.

Kilo vermek; kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, kolesterol ve tip 2 diyabet gibi önemli rahatsızlıkların önüne geçmek için bir yöntem. Ancak kilo vermenin faydaları arasında sadece bunlar bulunmuyor. Dizlerinizde ve bacaklarınızda oluşabilecek eklem ve kas ağrılarını da engelleyebilecek bir güç kilo vermek.

Kilolu insanların verdikleri 1 kilogramın dizde 4 kilograma eşit basınç azalttığı görülüyor.

Kilo vermek ayrıca damarlardaki basıncı azaltıp kan akışının normalleşmesine ve beyin fonksiyonlarının daha sağlıklı çalışmasına da yardımcı oluyor. Çalışmalar, zayıflamak için kilo veren insanların problem çözme, hafıza ve odaklanma yeteneklerinde 3 ay içerisinde artış yaşanmaya başlandığını gösteriyor.

İşin başka bir güzel yanı ise diyet yapmaya başladıktan sonraki açlık hissi ile boğuştuğunuz dönemi atlattıktan sonra geliyor. Kilo verip bu kiloyu 9 ay boyunca koruyan kişiler, yüksek kalorili yiyeceklere önceki hallerine göre daha farklı tepki gösteriyor ve istek duyuyorlar.

Yani siz o açlık hissinin üstesinden geldikten ve hedeflerinize ulaştıktan sonra koruma sürecinizi de yaptıktan sonra beslenme adına başka bir hayata adım atmış oluyorsunuz.

Sürekli Yiyen ve Kilo Almayan Arkadaşınızın Neden Zayıf Kalabildiğini Biliyor musunuz?

Reklam

Ünlü CrossFit Fenomeninden Kadınlara Motivasyon Dolu Sözler!

0

Hem havalı hem de sonuçları tatmin edici bir spor. Evet CrossFit’ten bahsediyoruz. Düşününce bile terletiyor ve kalp atışlarını hızlandırıyor.

Crossfit dendiğinde akla gelen eski spor salonlarında tebeşir tozları arasında bağırarak oksijen kapasitesini zorlayan sporcularla dolu bir an akılda canlanıyor.

Sizde de belki bu sporcularla aynı atmosferi solumak isteyen bir “süperkadın” geni vardır? Neden olmasın?

Ünlü CrossFit sporcusu Elisabeth Akinwale ile iletişim kurduğunuz an, bu genlerin farkına varmamanız imkansız.

Bilmeyenler için, CrossFit güç ve kondisyonu ön plana alan bir spor. İçerisinde bir çok disiplini bir arada barındırıyor ve her tür vücut fonksiyonunu ilerletmeyi amaçlıyor. Belki de tam aradığınız spor budur?

Elisabeth Akinwale’ye göre CrossFit göründüğü kadar korkutucu değil. Hatta CrossFit yapmıyorsanız bile antrenmanlardaki bazı hareketleri rutin olarak yapmanız gerektiğini söylüyor.

Hem antrenör, hem anne hem de bir şampiyon olarak Akinwale gerçekten “süperkadın” olmanın sınırlarını zorluyor.

Akinwale CrossFit’i ilk kez bir arkadaşının kardeşinden duyuyor. Yalnızca 6 aylık bir efor sonrası 2011’de CrossFit Games için seçiliyor ve 13. oluyor. Aslında herkes gibi bir çaylak olarak başlayan Akinwale, şanslı ve disiplinli olduğu için bir çok insandan daha hızlı yol katediyor.

“Bunu ben yapabildiysem bütün kadınlar, bütün anneler yapabilir. Bir fazlam olduğunu düşünmüyorum, yalnızca severek yaptığım bir sporda eğlenerek ilerliyorum.” diyor.

 CrossFit Yapmayı Denemekten Korkmayın!

Akinwale, tipik bir CrossFit sporcusunu “her konuda iyi olan, ultra fit insanlar” olarak tanımlıyor.

CrossFit ile ilgili: “Spor salonunda kendinizi kaybedip nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız kesinlikle doğru bir seçim” diyor.

Antrenmanların kendi seviyenize ve hedefinize göre değiştirilebilir olmasının güzelliğini de ekliyor.

Neden CrossFit?

Akinwale bu soruya şu şekilde cevap veriyor:

“Eliptik egzersizleri ve evde mat üzerinde yapılan egzersizlerin bir keyfi olmadığını düşünüyorum. Tabii ki bu tip şeyler zevkler ve renkler ile ilgilidir. Ben bir “atlet” olarak gelişebildiğim için CrossFit yapmaktan keyif alıyorum. İçimden gelen bu. Geniş bir egzersiz kütüphanesinde sürprizlerle dolu antrenmanlarda ter atmak benim için çok keyifli. Ayrıca CrossFit hem performansınıza hem de yapacağınız antrenmanlara limit koymuyor. Sayısız CrossFit antrenmanı yazılabilir, uygulanabilir. Sporda geliştirebileceğiniz her fonksiyonu geliştirmenizi sağlayan CrossFit ile gerçek bir canavar olabilirsiniz!”

Gelişimin takip edilebilirliğinin de önemli bir faktör olduğunu ekliyor. Geliştiğinizin farkındaysanız, bilimsel olarak uzun süreli hedeflere ulaşmanız kolaylaşıyor. Akinwale, bu özelliğe sahip olan CrossFit’i bu nedenle yaymaya çalışıyor.

CrossFit Sizi Şişirmeyecek!

Image result for akinwale crossfit

CrossFit yapınca her tarafından kas fışkıran bir vücuda sahip olmaktan korkuyor olabilirsiniz. Aslında bu doğru değil. Gerçekten çok estetik bir fiziğe sahip olabilirsiniz. Önemli olan koyduğunuz hedefler ve bu hedeflere göre beslenmeniz.

Akinwale bu konuya da şu şekilde yaklaşıyor:

“CrossFit yapmanın kadınları şişireceği yalnızca bir efsanedir. Bu tip antrenmanlar kadınların özgüvenini arttırır ve vücutlarının neler yapabileceğini gözler önüne serer. Bu yüzden git ve bu spora bir şans ver.”

Reklam

Cristiano Ronaldo’nun Bacakları Bebeğinden Çok Daha Büyük

0

Christiano Ronaldo futbol camiasında en çok tartışmaya sebebiyet veren oyunculardan biri. Kimine göreyse dünyanın en iyisi.

Futboldaki başarısı veya başarısızlıklarını bir kenara bırakınca hepimizin kabul etmesi gereken bir şey var: bu adam gerçekten fit. Hem de çok fit.

Geçtiğimiz hafta Real Madrid oyuncusu Instagram sayfasında yürekleri ısıtan bir fotoğraf paylaştı. Bacak gününü önemsediğini gösteren fotoğrafın içerisinde çocuklarına da yer veren Ronaldo’nun bacakları gerçekten devasa boyutta. Dikkat ederseniz yeni doğan bebeğinden çok daha büyük…

Reklam

Yeni Yıla Fit Girmek ve Yağ Yakmak İsteyenler İçin 7 Tüyo

0

Yeni yıla fit girmek herkesin istediği… Daha güçlü ve kaslı kollar, daha sıkı bir popo mükemmel karın kasları ile yeni yıla yepyeni bir başlangıç yapmak…

Yeni yıl yaklaşırken kilo vermek ve yağ yakmak hedefiniz olabilir. Abur cubur tüketmek, fast food gibi yağlı bel bölgesi oluşturan alışkanlıklarınızı yeni yılla birlikte geride bırakmak istiyor olabilirsiniz. Kendiniz için bir adım atın! Hedef belirleyin. Hep ertelediğiniz, vakit bulamamaktan şikayetçi olduğunuz antrenmanlarınıza artık başlayın. Beslenme programınızı gözden geçirin, hangi besinleri çıkarmanız hangi besinleri eklemeniz gerektiğini belirleyin. Uyku düzeninizi -varsa tabii, optimize edin ya da uyku düzeni oluşturun!

Yeni yıla fit girmek isteyen herkes birtakım alışkanlıklarını geride bırakarak bunu başarabilir. Hiçbir sporcu ya da vücut geliştirmeci spora başlamadan ve sizden yapmanızı isteyeceğimiz aşağıdaki tüyoları hayatlarına adapte etmeden başarılı olmadılar bunu asla unutmamalısınız. Bu yüzden, yeni yıla 2 ay kala iradenizi sıkı tutarak, başta sizi zorlayabilecek sonrasında ise size başarı ve fit bir vücut olarak geri dönecek bu tüyoları uygulamaya başlayın deriz!

1.Fit Bir Vücut İçin Planınızı Çizin

Hiçbir şey plansızlık kadar kötü olamaz. Bu neredeyse her konuda böyledir. Yağ yakmak ve daha düzgün bir fiziğe sahip olmak istiyorsanız amacınızı net bir şekilde belirlemeli ve buna uygun planı yaratmalısınız.

Beslenme ve antrenman programı yaparak işe başlayın. Hazır ve etkisi kanıtlanmışprogramları internetten de bulabilirsiniz. Spora yeni başladığınız bu süreçte başlangıç seviyesi antrenman programı tercih edin ve beslenmenizi de sizi aşırı yormayacak şekilde planlayın. Tek bir programınız olmalıdır, başlangıç aşamasında farklı programları bir arada denemenizi önermeyiz. Hızlı sonuç almanızı negatif etkileyebilir.

2.Yediklerinizi Benzerleri ile Değiştirin

Çok fazla tükettiğinizde yağ tutmanıza sebep olan yiyecek ve içecekler beslenme programınızı işgal etmiş olabilir. Bu ürünlerin benzerleri ve sağlıklı alternatiflerine yönelmeniz gerekir. Sağlıklı beslenme, kalori açığı yaratma ve spor üçlemesi, sizin kısa zamanda yağ yakıp incelmenize yardımcı olacaktır.

Kahve ya da yeşil çay yerine soda, beyaz şeker yerine stevia ya da doğal tatlandırıcılar, ketçap yerine acı ya da baharatlı sos tercih etmek gibi ufak değişikliklerle başlayabilirsiniz.

3.Öncesi Sonrası Fotoğrafı Çekin

Motivasyonunuzu yüksek tutmak istiyorsanız tüm bu değişikliklere başladığınız gün fotoğrafınızı çekin. Daha sonra isterseniz her hafta fotoğraf çekmeye devam edebilirsiniz. Zamanla arada gördüğünüz fark sizin en büyük motivasyon kaynağınız olacak.

4.Öğünlerinize Sadık Kalın

Fark etmeden bir şeyler atıştırıyor olabilirsiniz. Antrenman ve beslenme programı uyguladığınızı ancak bir şekilde değişiklik olmadığını düşünüyorsanız yediklerinizi not etmenin zamanı gelmiş olabilir. Öğün aralarınızda 1-2 minik kek 2-3 fazladan çerez derken sınırı aşıyor olmanız mümkün. Bazı kişiler yeni plana adapte olana kadar fark etmeden rotalarından şaşabiliyor.

Öğünlerinize sadık kalın. Gün içinde yağ yakmak için neyi ne kadar yemeniz gerekiyorsa o sınırın dışına çıkmayın.

5.Besinleri Kesmeyin, Arttırın

Yağ yakmak için kalori açığı oluşturmanız gerekir. Bunun için de muhakkak birtakım kısıntılara gitmeniz gerekecektir. Ama iş düşündüğünüz kadar korkutucu değil.

Besinleri organize ederken kalorilerine göre sıralayın. 3 kavanoz fıstık ezmesi yediğiniz zaman ortalama bir insana 1 günde alması gereken kaloriye yakınını almış oluyorsunuz. Bu da o gün başka besin almamanızı gerektirir ki kalorinizi aşmayın. Üstüne üstlük 3 kavanoz fıstık ezmesi size yağ ve şeker depolar. Hakkını yemeyelim biraz da protein verecektir…

İşte kalori açığı hesaplarken aslında kasttettiğimiz de tam budur. Sağlıklı besinleri öğünlerinizde arttırırken sağlıksız olanları ya da fazlası zararlılar beslenme programınızdan çıkarın. Yeşil sebzeler, meyveler düşük kalorili doğal şeker ve lif içerirken, balık et ve süt ürünleri sağlıklı protein kaynakları olacaktır.

3 makro besin olan yağ, karbonhidrat ve proteini kalori ihtiyacınıza göre hesaplayarak öğünlerinizi çok kısmadan alabilirsiniz.

6.Kardiyo Çalışın

Kardiyo egzersizleri özellikle antrenman öncesi kısa bir süre yapıldığında ısınma sağlayan ve performansınızı arttırabilen egzersizlerdir. Bunun yanında kalp sağlığınızı korumak için de yardımcı olur.

Zamandan tasarruf edebileceğiniz kardiyo çalışması olan HIIT antrenmanlarını tercih edebilirsiniz.

7.Tabii ki Daha Az Stres…

Stresi kontrol altına alabilmek yaşam kalitenizi her yönden arttıracak en önemli anahtardır. Stres, vücudunuzdaki kortizol oranınızı arttırabilir ve bu da karın bölgesinde daha çok yağ tutmanıza sebep olabilir.

Günlerinizin stresli geçtiğine inanıyorsanız gün içinde kendinize vakit ayırarak stresi kontrol altına almak için bir adım atabilirsiniz. Neler yapmaktan hoşlandığınızı keşfedin ya da bunları biliyorsanız her gün kısa bir zaman da olsa bunları yapmak için kendinize vakit ayırın. Motivasyonunuzu yönetmenize yardımcı, odaklanmayı ve dengeyi arttıran yoga çalışmaları da yapabilirsiniz.

Yeni yıla fit girmek ve yağ yakmak için ihtiyacınız olan temel şek planınıza sadık kalmak olacak. Beslenme ve antrenman programınızı uyguladığınız zaman adım adım yaklaşmış olacaksınız. Şunları da ekleyelim, dışarıda aile ya da arkadaşlarla yemek yemeniz gereken çok keyifli zamanlarınız olacak ve bunlar için üzülmeyin. Restoranlarda sosların yoğun kullanılmadığı, protein oranı yüksek besinleri, salataları ya da çorbaları tercih edebilirsiniz.

Reklam

7 Dakika Egzersiz Programları Hakkında İlginç Bilgiler

0

Egzersiz yapmak için gerçekten 7 dakikanın yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Hayalinizdeki vücuda yalnızca günde 7 dakika ayırarak ulaşabilecek misiniz?

Zamanının azlığından şikayet eden insanlar için 7 dakikalık YouTube videoları ve kısa antrenmanlar sunan telefon uygulamaları iyice popüler oldu. Bunun gerçekçiliği ve sizi hedeflerinize ulaştırıp ulaştıramayacağı tartışılır.

7 Dakika Egzersiz İşe Yarar mı?

Image result for 7 minute HIIT workout

Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişir.  İşe yararlık, kişinin hedeflerine uyup uymadığının cevabıdır.

Eğer gün içinde “hiç değilse egzersiz yapmış olmak” istiyorsanız kesinlikle işe yarar. Gün içerisindeki 7 dakikayı masa başında geçirmektense mat üzerinde egzersizler yaparak geçirmek kesinlikle hayatınıza olumlu yansır ve hedeflerinize yaklaştırır.

Ancak fitness hedefleriniz arasında güzel bir fizik varsa, günde 7 dakika ayırarak orantılı bir vücuda sahip olamamanız muhtemel.

Uzmanlar, günlük 30 dakika egzersiz yapmayı her gün için öneriyor. Güç antrenmanlarını haftada 2-3 kere uygulamak kaydıyla her gün spor yapabilirsiniz.

Yine de 7 dakikalık bir antrenmanda oksijen kapasitenizi arttırarak metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz. Bel çevresi yağlarından kurtulabilir, yağ oranınızı azaltabilirsini.

7 dakikalık antrenman çok yoğun olabilir, sizi gerçekten nefessiz dahi bırakabilir. Ancak vücuttaki kas gruplarını düşündüğümüzde, her birini doğru şekilde geliştirip ideal bir fiziğe ulaşmak biraz daha fazla çaba gerektirebilir. Kafanızdaki vücudun, estetik ve orantılı olduğunu varsayarak bunu söylüyoruz.

Başta da belirttiğimiz gibi, en azından hareket etmiş olmayı ve formda kalmayı amaçlayarak 7 dakikanızı ayırıyorsanız doğru yoldasınız!

7 Dakikada Yağ Yakılır mı?

Gün içerisinde yağ yakıp yakmayacağınız beslenmeyle ilgilidir. Hiç hareket etmeden dahi yağ yakabilirsiniz. Nasıl mı? İhtiyacınız olan kaloriden az kalori ile beslenerek.

Vücut ağırlığınızı korumaya yönelik bir beslenmede 7 dakikalık antrenmanla ciddi miktarda yağ yakabilirsiniz. Antrenmanınızı maksimum yoğunlukta tuttuğunuzda yavaş da olsa yağ yakımı gerçekleşebilir.

En Etkili 7 Dakikalık Antrenman İçerisinde Neler Olmalı?

Image result for air squats

7 dakikayı maksimum verimle geçirmek istiyorsanız, kalp atışını hızlandıran egzersizlere ve glikojen talebi yüksek olan egzersizlere yönelmelisiniz.

Kalp atışınızı yavaş yavaş arttırabilmek için jumping jack veya high knees gibi giriş hareketlerini öneriyoruz.

Sonrasında ise metabolizmanızı daha da hızlandıracak olan squat, lunge, split squat, plank, şınav, burpee gibi hareketlere yönelmenizi öneriyoruz.

Reklam

Evde Hızlı Karın Kası (Six Pack) Yapma Antrenmanı

0

Rectus abdominis karın kasları kasık kemiğinden başlar, gövde boyunca uzanır ve beşinci kaburga kemiğinden yedinci kemiğin arasına bağlanır. Göğüs kafesini pelvise doğru çekerek gövdeyi esnetmekle görevlidir. İç ve dış oblik kaslarından da destek alarak gövdenizi sağa sola çevirebilmenizi sağlar.

CRUNCH ZAMANI!

Rectus abdominis (RA) six-pack kaslarını oluşturan ana kas grubu, hareket esnasında omurgaya denge sağlar. RA kaslarını aktive eden başlıca egzersizlerden biri dizler gövdeye çekili şekilde yapılan crunch hareketidir. Crunch egzersizi alt karın kaslarından daha çok üst karın kaslarının dinamik olarak kasılmasına olanak verir. Bu sebeple crunch egzersizleri reverse crunch ile desteklenmelidir ki bu sayede alt karın kasları da iyi şekilde kasılabilsin. Twist ya da mekik hareketiyle farklı crunch egzersizleri de aynı şekilde oblik kaslarının gelişimi için antrenmana dahil edilmelidir.

Karın kasları egzersiz tekrarlarının zamanla artırılmasına iyi tepki verip gelişme kaydedecektir. 3 ila 5 kiloluk ağırlık plakalarını baş arkası ya da göğüs üzerinde tutarak yapılacak egzersizler direnci artıracaktır. Kullanılan ağırlık arttıkça 10-12 tekrar yapmak ideal olacaktır. Tekrar ve ağırlıklar, yüksek ağırlığın yerini zaman zaman hafif ağırlığa bıraktığı döngülerle rutinleştirilmelidir.

Karın kası geliştirme sürecinde yapmanız gerekenleri öğrenmek için “Güçlü Karın Kası Geliştirmek İçin Ne Yapmalıyız?” yazısını okuyabilirsiniz.

ALTERNATİF:

Abdominal crunch aleti ve cable crunch

CRUNCH YAPILACAĞI ZAMAN:

Gövde egzersizleri, antrenmanın sonunda yapılmalıdır. Crunch ve reverse crunch egzersizlerinin yapılma sırasını, hangi bölgenin daha çok gelişime ihtiyaç duyduğuna göre ayarlamalısınız.

WASHBOARD ABS EGZERSİZİ

EGZERSİZ                                             SET           TEKRAR

Crunch with Knees Up                          3                 12-15

Reverse Crunch on Bench                    3                 10-15

Twisting Crunch                                     3                 15-20

Reklam

Sivilcelerle İlgili Bir Kenara Bırakmanız Gereken 7 Efsane

1

Mükemmel bir sabaha uyandıktan beş dakika sonra yaşadığınız hayal kırıklığının sebebini söyleyelim: sivilceler!

Ergenlik yıllarından itibaren azalsa da yok olmayan. Kadın erkek fark etmeden en şık en güzel görünmeniz gereken günde yüzünüzün orta yerinde çıkıveren sivilceler… Eskiden beri sivilcelere çare ararken yok tonikti yok kremdi cebelleşip durduk. Hiçbir zaman sıkmadık ya da sıkmamak için kendimizi tuttuk çünkü biliyorduk ki sıkarsak izi kalacaktı… Peki gerçekten sivilce sıktığınızda çoğalan ya da izi kalan bir şey mi? Tıbbi ismiyle akne dediğimiz bu baş belası iltihaplı tepeciklerle ilgili ne kadar şeyi doğru biliyoruz?

Bu yazımızda sivilce hakkında doğru bilinen yanlışları inceleyeceğiz.

1.Yemek Düzeniniz ve Besinleriniz Sivilce Oluşumunu Tetiklemez

Aksine, tükettiğiniz besinlerin sivilce oluşumuna katkısı vardır.

Eskiden besinlerin ve sivilcelerin bir ilişkisinin olmadığı düşünülürken modern tıpta yapılan araştırmalar bazı besinleri tüketmekten kaçınmanın sivilce oluşumunuzu azaltabileceğini söylüyor.

Örneğin yüksek insülin salgılanması akne oluşumunu tetikliyor bu nedenle şeker tüketmek sivilce oluşumuna yatırım demek olabilir. Şekerin yanında, beyaz ekmek, bira, çikolata, soda gibi yüksek glisemik indeksi olan ürünlerden de kaçınmak gerekiyor.

Bu ürünlerin yerine;

Demir içeren et, yumurta, mantar ve deniz ürünleri tüketerek cildinizin yenilenmesini detekleyebilirsiniz.

Vitamin A içeriğine sahip havuç, ıspanak, lahana ile akne olan bölgenin iyileşmesine yardımcı olabilirsiniz.

Düşük glisemik indekse sahip tam tahıllı ekmekler, kuruyemiş, salatalık, karnabahar ile akne oluşumunun yayılmasının önüne geçebilirsiniz.

Ayrıca, sivilcelerden kurtulmak adına kullanabileceğiniz takviyeler hakkında daha detaylı bilgiler için Sivilce Problemi Çekmemek İçin Kullanmanız Gereken 5 Takviye başlıklı makalemizi okuyabilirsiniz!

2.Sigara Akne Yayılımını Kolaylaştırır

Sigara birçok hastalığa zemin yaratabilen bir alışkanlık olmasına rağmen sivilce oluşumuna ya da sivilce yayılmasına sebep olmuyor.

Sigaranın sivilce üzerinde etkisi ise şöyle; sigara içmeyi keserseniz, cildinizin oksijen alımı artar ve sivilceli yüzeyin iyileşme süreci hızlanır.

3.Kozmetik Ürünler Akneye Sebep Olur

Bütün kozmetik ürünler sivilce yapar ve düşmandır diye bir şey yok! Üzerinde komedojenik olmayan ibaresi bulunan kozmetik ürünler özellikle cilt problemi olan kişiler için üretilmiştir. Alkol ve yağ içeren kozmetik ürünlerden kaçının. Alkol, cildi kurutarak sivilce iltihabı oluşumunu tetikler. Yağ, cildi daha yağlı yapar ve hava gözeneklerini tıkar.

İçerisinde; aloe, retinol ve peptide 10 bulunan kozmetik ürünlerini tercih edin. Bu maddeler, kolajen üretimini arttırabilir ve sivilce iyileşmesine yardımcı olurlar.

4.Güneş Kremi Akneden Kurtulmanıza Yardımcı Olur

UV ışınlar da sivilce oluşumuna neden olabilir. Özellikle cildiniz problemli ise sivilcelerin yayılmaması için güneş kremi kullanmanızda fayda var.

5.Stres Sivilce Oluşturur

Bu konu ile ilgili yeni çalışmalar şunları gösteriyor; yeni sivilce oluşumları stres sebebi ile olmayabilir ama stresli olduğunuz dönemde sivilceniz zaten varsa sivilcelerinizin durumu kötüleşebilir. Çünkü stres iyileşme sürecinin önünde büyük bir engel oluşturur.

6.Yüzünüzü Yıkadıkça Sivilceleriniz Azalır

Yağ bezlerinin meyada getirdiği sebum salgısı cildinizdeki gözenekleri doldurarak siyah nokta ve sivilce oluşumuna sebep olurlar. Ne yazık ki gereğinden fazla yüz yıkamak bunun için bir çözüm değildir. Hatta yüzde tahrişe gidecek kadar yıkama yapmanız, sünger darbeleri vb. ciltte travma oluşturur. Bu da sivilcenin iyileşmesini zorlaştırır. Yüzünüzü yıkadıktan sonra havlu kullanırken de kağıt havlu kullanırken de hafif darbelerle kurulamanızı öneririz.

7.Diş Macunu Sivilceyi Kurutur

Diş macunu, sivilce kurutabilir ancak bölgede tahriş ve kızarıklıklara sebep olabilir.

Benzoyl Peroxide bazlı ürünler kullanarak akne iyileşmesine destek olabilirsiniz.

Bonus

Cildinizi irite edecek sivilce sıkma hareketinden vazgeçmeniz gerektiğini hatırlatalım. Sivilce sıkmak bögedeki iltihabın yayılmasına neden olacağı gibi elinizdeki bakterilerin de cildinize yayılıp yeni enfeksiyonlara sebep olması için bir davettir. Siyah nokta sıkmayı da gözden geçirmelisiniz. Bunun yerine diş ipi kullanmayı deneyebilirsiniz. İleri derece cilt problemleri yaşıyorsanız muhakkak bir uzmana danışın deriz.

Reklam