Fitness penceresinden bakarsak orijinal ismi ile HITT, yani “high intensity inteval training”, dilimize çevirirsek “Yüksek yoğunlukta aralıklı antrenman” anlamına geliyor. Peki, bu grup egzersizi acaba yarardan çok zarar mı getiriyor?
HIIT antrenmanları bir kaç yıldır fitness endüstrisinin sevgilisi haline geldi! Temelde tanımlamak gerekirse HIIT aynı sprint gibi kısa sürede (20-40 sn), maksimal eforlu ve yüksek şiddette tekrarlı yapılan HIIT antrenmanları arkasındaki teori çok basit! Kısa zamanda maksimal eforda ve tekrarda tüketici egzersiz yaparak diğer egzersiz yöntemlerine göre fazla kalori harcamak. Bu yüksek eforlu egzersizlerin tekrarları, kaç tane yüksek şiddette veya kaç tane düşük veya orta şiddette çalışma olması tamamen program göre değişiklik gösterir. Bilimsel çalışmalar göstermektedirki HIIT antrenmanı bitirdikten sonra bile metabolizma hızınız 24 saate kadar yüksek kalabilmektedir. (Kravitz, L., 2014, metabolic effects of HIIT, volume 1,no.5,16-18 ) yani eğer bir ofis çalışanı iseniz öğle yemeği arasında çalışıp akşama kadar masa başında yağ yakmaya devam edebilirsiniz. Ve antrenman sırasında HIIT çalışmaları çok etkileyici sonuçlar vermektedir. HIIT çalışamaları kardiyovasküler fitness kapasitenizi arttırır, vücudunuzu biçimlendirir ve metabolizma hızınızı arttırır. Özellikle son zamanlarda insanlar yüksek seste müzik ve loş ışık eşliğinde aynı gece kulübü modunda bu çalışmaları yapmakta ve ders çıkışında da aynı şekilde gece kulübünden çıkar gibi yürüyemeyecek hale gelmektedir. Fakat ben şimdi sizden resime büyük çerçeveden bakmanızı istiyorum.
Grup seansına katılan her katılımcı aynı fitness ve hareket seviyesine sahip midir?
Bu girdiğiniz mağazadaki farklı bedende olan her kıyafetin size uygun olmasını beklemek gibidir. Yapılan egzersizlerin kaçı başlangıç, kaçı orta seviye ve kaçı ileri düzeyde tecrübe ister? Çünkü grup seansında bir veya iki antrenör fakat ortalama 15-20 farklı postürde, kuvvette, farklı ağırlıkta, farklı kondisyonda ve varsa sakatlık geçmişi olan (hangimizin yok ki?) birey bulunmaktadır.
Fakat genelde çalışmadan ne kadar yorgun ve tükenmiş olarak çıktığımızla çalışamanın başarısını ölçmeye kalkarız! Halbuki bazı sabahlar aynı enerjide ve dinginlikte güne başlamayız. Biz böyle durumlarda vücudumuzun sesini dinlemeyi ve gerekirse o gün çalışmayı pas geçmemiz gerektiğini her yerde söylemiştik. Böyle bir günde 45 dk içinde kendimizi bütün gün 8-9 saatte harcadığımız kalorinin 10 katına çıkartmaya çalışamamız, masa başından kalkıp hem metabolik hem de hareket ve kas aktivasyonu olarak en az 20 dk ısınma yapamadan direk maksimal eforda çalışmalara başlamak ne derece sağlıklı? Son yıllarda “American journal of Medicine” dergisinde yayımlanan bir araştırmada “Rhabdomyolysis” adında, normalde ordu antrenman kamplarında tespit edilen bir durumun aynısının HIIT antrenmanlarda da yaşandığını göstermiştir. Bu anormal durumda kas hücre içi parçalanmakta ve hücre içi elemanlarının kana karışmasından dolayı ağrı oluştuğu görülmektedir. (Sinert R, Kohl L, Rainone T, et al. Exercise induced rhabdomyolysis. 1994 ;23:1301) Kısaca kasların erdiğini söyleyebiliriz. İleri safhalarda böbrek hasarına yolaçtığı bile görülmüştür. Yine yapılan çalışamalarda spora yeni başlayan insanlarda ilk hafta sinini derslerinde aynı durum gözlenmiştir. Sağlıklarını tehlikeye atacak olan en riskli gurup olarak bütün gün masa başında oturan ofis çalışanları ilk sırayı almaktadır. Amacımız son derece etkili olan bu antrenman modelinde daha çok kalori kaybetmek ve biçimli bir vücuda sahip olmak ise tavsiyem hazırlık aşamasını en az 30 dk tutmak ve içerisinde mutlaka esneklik, mobilite, kas aktivasyonları ve stabilize egzersizleri içeren bir hazırlık programı oluşturmaktır.