Kötü hissettiğiniz anlarda şöyle leziz ve sıcak bir çorba hissettiğinizi anımsıyor musunuz? Güzel bir dondurma ziyafeti sonrasında kendinizi çok daha iyi hissettiğinizi hatırlayabiliyor musunuz?
Muhtemelen bu tip duygulara siz de kapılıyorsunuz. Modunuz ve yedikleriniz arasında bir ilişki olduğu çok açık. Ancak yediklerinizin duygularınızı direkt olarak nasıl etkilediğini biliyor musunuz?
Çoğu zaman ya duygularınız sizi yediğinizi seçmede harekete geçiriyor, ya da yedikleriniz nasıl hissettiğinizi belirliyor. Yani etkileşim söz konusu. Ancak çoğu zaman bu durumun farkına varamayıp, kendimize kötülük ettiğimiz de acı bir gerçek…
Canınızın ne çektiğinin bilincine vararak, modunuzla ilgili bazı tespitlerde bulunabilirsiniz. Bu farkındalığı kazandığınızda psikolojik sorunlarınızı çözmede etkili kararlar vermeniz de mümkün.
Bir Beslenme Uzmanının Psikolojik Sorunları Çözebileceğine İnanır mıydınız?
Linsey Smith, TEDx konuşmasında son derece ciddi psikolojik sorunların üstesinden yediklerini doğru şekilde seçerek geldiğini anlatıyor. Henüz 12 yaşında ciddi boyutta panik ataklar geçiren Smith, her yolu denediğini söylüyor.
“Terapi? İşe yaramadı. Benim bu sorunları yaşadığım zamanlar benden 8 yaş büyük ablamda ise ciddi pozitif değişimler yaşandı. Bunun sırrı ise beslenme uzmanının yanı sıra Tai Chi yapıyor olmasıydı. Her ne yapıyorsa ben de yapmalıydım.” diyor.
6 ay sonra bambaşka bir insana dönüştüğünü söyleyen Smith, daha sonra Food Mood Girl olarak bu konsepti yaygınlaştırmaya çalışan bir isim.
Besinler ve hisler arasındaki bu bağı keşfettiğinde bu konunun üstüne çok daha fazla gidip kendini eğiten Smith, diğer insanlarda da kendisinin yaşadığı değişikliği meydana getirmek için çabalıyor.
“Tabii ki beslenmeniz her şey değil. Beslenme yalnızca bir araç, fakat bir araç olarak ciddi değişiklikler yaratabiliyor.” diyerek yalnızca beslenmeyle her sorunun çözülemeyeceğini de vurguluyor.
Hisler ve Yediklerinizin Hislerinizle Olan Etkileşimine Çarpıcı Bir Örnek
“Hayatta çok kötü hissettiğiniz de olabiliyor. Bazen o kadar kötü hissedebiliyorsunuz ki, ne yapacağınızı bilemez bir halde buluyorsunuz kendinizi. O an canınızın ne çektiğini kesinlikle analiz etmelisiniz, çünkü ben kendimi bu konuda incelediğimde çarpıcı bir sonuç elde ettim.
Berbat hissettiğim anlarda, canım hep kızarmış peynir istiyordu. Bunu sorguladığımda 2012 yılında babamı kaybedişim ve sonrasında ona olan özlemimle ilgili bir bağlantı kurdum. Babamla eskiden hep kızarmış peynir yerdik, dolayısıyla kötü hissettiğim zamanlarda ona olan özlemim kendini bu şekilde belli ediyordu.”
Smith, bu tip bağlantıların her insanda bulunduğunu söylüyor. Bunun farkına varıldığında ise hislerle ilgili bilincin çok daha iyi oturduğunu savunuyor.
“Belki de bu peynire avokado veya domates eklersiniz, bu sayede özleminizle diğer duygularınızı bir araya getirerek özleminizin bilincinde olup yeni bir lezzet türetebilirsiniz.” diyerek beslenmenin ve farklı lezzetlerin de bilincinde olmanız gerektiğini dile getiriyor.
Modunuzu Değiştirebilmeniz İçin Beslenme Tavsiyeleri
Modunuz düşükken B12 vitamini ve magnezyum gibi vitamin ve mineralleri içeren besinler tüketin. Bu besinleri bulamıyorsanız B12 vitamini ve magnezyum takviyelerine de yönelebilirsiniz. Seratonini arttırarak beyin fonksiyonlarınıza destek olan bu vitamin ve mineralleri önemsemelisiniz.
Canınızın şeker çektiği zamanlarda, mutluluğa, yani seratonine ihtiyacınız olabilir. Vücudunuz “beni mutlu et” diyor olabilir. Bunu göz önünde bulundurmalısınız.
Çok da düşük modlu olmayıp, enerjiye ihtiyacınız olduğu zamanlarda meyveler ve sebzeler çok iyi seçeneklerdir. Özellikle portakal gibi sulu meyvelere yönelebilirsiniz.
Yedikleriniz ve hisleriniz arasındaki etkileşimi küçümsemeyin. Çünkü siz inkar etsenizde, bu bağ daima var olacak!