Fit Hub Blog Sayfa 200

Kokusu Ayrı Tadı Ayrı Güzel Tarçın Sağlığınız İçin Oldukça Faydalı

0

Tarçın… Bu lezzetli baharat, daha sıkı çalışıp, daha hızlı toparlanmanıza yardımcı olur!

Tarçın hem tatlı hem tuzlu yemeklerde kullanılabilir. Antrenman sonrası kas hasarını azaltan antioksidanlar yönünden zengin olduğu gibi, kan şekeri seviyesini düzenlemeye ve sindirime de yardımcı olur. Ayrıca öğünler arasında bastıran, bir şeyler atıştırma isteğinden sizi korur.

Tarçın yiyerek vücudunuzun daha fazla oksijen tüketmesini ve kaslarınızın tam kapasite çalışmasını sağlayan bir mineral olan manganez’de almış olursunuz. İçerdiği lif ve kalsiyum bileşiği bağırsak kanseri riskini de azaltır. Tarçın en basit yiyeceklere bile lezzet katar: Yulaf ezmenizin ya da bir dilim elmanın üzerine dökün ve fırına verip lezzetli ve sağlıklı bir tatlıya kavuşun.

Reklam

Daha Fazla Doğal Gıda Tüketin

0

Bu pratik ipucu yıllar boyunca edinilmiş deneyime dayanmaktadır. Sizi tek haneli vücut yağı yüzde değerlerine taşımayı amaçlayan diyet prensiplerini uyguladığınızda aç kalmak durumundasınız. Aslında açlık konusunda aşırı sıkıntı çekersiniz. Bu nedenle, aldığınız kalorilerin çoğunun besin takviyeleri yerine doğal gıdalardan gelmesini sağlayın….

Doğal gıda öğünleri, yağsız etler, sağlıklı yağlar, sebzeler ve işlenmemiş karbonhidratlardan oluşur ve sindirilmesi daha yavaş olur. Sizi daha uzun süre tok tutar. Ek olarak, bu gıdalar, öğünler arasında, daha dengeli bir kan glikozu ve amino asit dağılımı sağlarlar.

Protein karışımları daha güvenli olmasına karşın, açlık hissi duymanıza ve daha kısa sürede aperatif arayışına girmenize sebep olabilir. Kalorileriniz azaldıkça doğal gıdalara yönelin. Diyetinize odaklanmanızın da daha kolay hale geldiğini göreceksiniz.

Elbette, protein karışımlarını antrenman öncesi ve sonrasında içmeye devam etmelisiniz, çünkü daha fazla kas oluşturmanıza yardımcı olacaklardır.

Reklam

Düzenli Uyuyun

0

Pek çok kişi uyku kalitesi ve yağ yakımı arasında ilişki olduğunu bilmez, ama ikisinin arasında büyük bir bağlantı vardır…

Yeteri kadar uyumamak, aşırı karbonhidrat ihtiyacını tetikler. Aynı zamanda, kas harcayan stres hormonu kortizol gibi iştah açan hormonları da arttırır.

Diyet yapan pek çok kişinin uykuya dalmakta ve uykuda kalmakta zorlanması ilgi çekicidir. Bu da yağ kaybı açısından kötü bir haberdir. Uyku anormalliklerinden şikayet etmeye başlarsanız, şu eylem planlarından birini deneyin: Salya hormon testiyle ölçümü mümkün olan akşam kortizolünün artışından sıkıntı çekiyorsanız, akşam yemeğinde 100–200 mg ve yatmadan önce de 100–200 mg phosphatidylserine almaya çalışın.

Phosphatidylserine etkili biçimde kortizol düzeyinizi düşürmenize yardım eder ve böylece yeniden uyumanız mümkün olur.

Bunun, kortizol kaynaklı bir sebebi olmadığını düşünüyorsanız, ZMA takviyesi almaya çalışın. Magnezyum, uyku kalitenizi arttırmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca, çinko ve magnezyum yağ kaybının artmasına, güç ve hacim kazanılmasına yardımcı olabilir.

Daha etkili bir uyku takviyesine ihtiyaç duyuyorsanız, L-theanine (100–200 mg), 5-htp (50–300 mg) ve phenibut (100–500 mg) kombinasyonunu uyku zamanından 30 dakika kadar önce deneyin. Bu bileşenler merkezi sinir sisteminin sakinleşmesine ve uykuya dalmanıza yardımcı olurlar.

Bu stratejiler yüksek düzeyde etkili olsalar da her gece için takviye ilaçlara bel bağlamak bir problem olabilir. Unutmayın, bağımlılık bir şaka değildir. Bu yüzden, her bir stratejiyi, haftada 4 gece ile sınırlayın.

Reklam

Türkiye’de Laktoz İntoleransı Ne Kadar Biliniyor?

0

Süt şekerinin (laktoz) vücutta emilememesi sonucunda oluşan ‘Laktoz İntoleransı’, son yılların korkulan hastalığı oldu. Süt şekerinin sindirimini sağlayan laktaz enziminin eksikliği halinde görülen hastalığa, Türkiye’de her beş kişiden birinde rastlanıyor.

Halk arasında süt ya da süt ürünlerine hassasiyet olarak bilinen laktoz intoleransı, laktaz adı verilen enzimin eksikliği veya olmaması durumunda sütün sindirilememesi sonucunda meydana geliyor. Süt ve süt ürünleri tüketiminden sonra, bağırsaklardan emilemeyen süt şekerinin sebep olduğu hastalığın belirtileri karın ağrısı, karında kramplar, aşırı gaz ve ishal şeklinde görülüyor..

Laktoz İntoleransı ve İnek Sütü Alerjisi Karıştırılıyor

İstanbul Üniversitesi ÇAPA Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji Bilim Dalı Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Doç Dr. Vildan Ertekin, laktaz enzimi üretiminin 2 yaşından itibaren giderek azaldığını, fakat bunun çocukların büyüme ve gelişiminde olumsuz herhangi bir etkiye neden olmadığını belirtti. Sıklıkla inek sütü alerjisi ile karıştırılan hastalığın özellikle Türkiye’de çok yaygın olarak görüldüğüne değinen Ertekin, her 5 kişiden birinde laktaz enziminin yetersiz olduğunu sözlerine ekledi.

Laktoz intoleransı bulunan kişilere süt içirmek konusunda ısrarcı olunmamasının altını çizen Vildan Ertekin, süt ve süt ürünleri tüketimi halinde laktozsuz sütlerin tercih edilmesini önerdi. Ayrıca bebeklerde görülen sekonder laktoz intoleransı adlı farklı bir sağlık durumunu da değerlendiren Ertekin, “Ağırlıklı 2 yaşından önce sekonder laktoz intoleransı görülen bebekler için laktozsuz formül mamalar bulunmaktadır. İshal ile seyreden bu durumda mutlaka doktora danışılmalıdır” şeklinde konuştu.

Laktoz intoleransını teşhis etmek mümkün. Laktoz intoleransını teşhis etmek için birçok farklı yöntem olduğunu söyleyen Ertekin, bir kaç gün süreyle laktoz içeren besinlerden uzak durulduktan sonra 2 bardak yağsız süt içilerek evde test yapılabileceğini anlattı. Belirtilerin ortaya çıkması halinde bir uzmana başvurarak patolojik testlerin yapılması gerektiğini vurgulayan Ertekin, “Laktoz intoleransı teşhisi koyulan hastalar kendiliğinden süt alımını keser, pek çok kişi ‘sütü sevmiyorum onun için tüketmiyorum.’ ifadesini kullanır” dedi.

Reklam

Kabuklu Yemişleri Tanıyor Musunuz

0

Eskiden beslenme uzmanları, yüksek miktarlarda yağ içeren kabuklu yemişler konusunda bizleri uyarırlardı. Ama artık bu yemişlerdeki sağlıklı yağların vücudumuz için faydalı olduğunu, hatta yağ yakmamıza yardımcı olabileceklerini biliyoruz. Üstelik bu yemişlerde makul miktarda protein de bulunuyor. Kabuklu yemişlerin çoğu, sağlıklı tekli doymamış yağ kaynaklarıyken, içlerinden sadece bir tanesi önemli miktarda temel Omega 3 (alfa-linolenik) yağ asidi içeriyor. Peki hangisi; badem mi, ceviz mi?

Yanıt: Ceviz.

Klinik deneylere göre, bademin kilo vermeye yardımcı olduğunu hepiniz duymuşsunuzdur. Ancak badem, eser miktarda alfalinolenik asit içerir. Oysa cevizin yaklaşık 30 gramında neredeyse 3 gram alfa-linolenik asit bulunur. Hemen hemen 30 gramlık ceviz (yani ortalama 14 yarım ceviz) size 185 kalori, 4 gram protein, 4 gram karbonhidrat ve 18 gram yağ sağlar. Kısacası, ceviz bademe göre daha besleyicidir.

Reklam

Hem Yağ Yakımını Arttıran Hem Protein İhtiyacınızı Karşılayan İçecek: Süt

0

“Whey” proteininiz tükendiğinde, süt hem ucuz hem de besleyici bir seçenek olabilir. Yapılan araştırmalar, egzersiz sonrasında içilecek bir bardak inek sütünün hem protein sentezini arttırdığını hem de vücuda sudan ya da sporcu içeceğinden daha fazla su kazandırdığını gösteriyor. Ayrıca süt ürünlerinin yağ yakımını arttırdığı da bilinen bir gerçek.

İngiltere’de yapılan yeni bir araştırma, sütün gizli kalmış bir özelliğini daha ortaya çıkardı. Araştırmacılar, süt tüketiminin koroner kalp hastalıkları, felç, diyabet ve bazı kanser türlerinin ön belirtileri üzerindeki etkilerini konu alan 324 araştırmayı inceledi ve düzenli süt tüketiminin bu hastalıklardan ve kolorektal kanserden ölümleri önemli ölçüde azalttığını gösterdi. Sütün nasıl bu kadar çok koruma sağladığı bilinmese de, uzmanlar bu nedenlerden birinin tansiyonu düşürdüğü anlaşılan süt peptitlerinin olabileceğini tahmin ediyor.

Reklam

Keçi Sütünü İhmal Etmeyin

0

Proteinin üstünlük savaşında keçi sütü yavaş yavaş boynuzlarını göstermeye başlıyor. İşte keçi sütünün de inek sütü kadar iyi olduğunun göstergesi.

keci1

Reklam

Lezzetine Doyamadığımız Meyveler ile İlgili Gerçekler

0

myvMeyveler vitamin deposu, doğal, masum besinler olabilirler. Ancak dikkat! Hedefiniz yağ yakmaksa, meyvenin içeriğindeki şeker, bu planınıza engel olabilir. Tamamen yasaklanmış olmasalar da, diyet yaparken meyve tüketimini gözden geçirmenizde fayda var. İşte meyve ile ilgili bilinmeyen gerçekler…

NİÇİN KÖTÜ?
Meyveler, doğal bir şeker olan fruktoz içerir. Dolayısıyla meyve tüketimi vücut yağlarını yakmamıza engel teşkil edebilir.

NASIL KÖTÜ?
Vücudumuz fruktozu doğrudan bir yakıt olarak kullanamaz. Fruktozun önce karaciğere gidip glikoza dönüşmesi gerekir. Meyvenin çoğunlukla kandaki glikoz ve insülin seviyelerini hızlı artırmayan, düşük derecede glisemik bir karbonhidrat olmasının sebebi de budur. Eğer karaciğer glikojen (glikozun stoklanmış hali) ile dolu ise, gelen fruktozu glikoza değil, yağa dönüştürür.

DÜŞMANDAN UZAK DURUN!
Siz siz olun, her zaman taze ürünleri tercih edin. İşlenmiş, paketlenmiş ya da konservelenmiş ürünleri satın almamaya özen gösterin. İşlenmiş ürünler genellikle daha da çok şekerle doyuma ulaştırılmıştır ve tıpkı meyve suları gibi, uzak durulması gereken ürünlerin başında gelir.

JIM STOPPANI DİYOR Kİ:

“Meyve, glisemik indeksine bağlı olarak, idman öncesi ya da sonrası için ideal bir karbonhidrat olabilir. İdmanlardan önce, elma, portakal, çilek gibi düşük glisemik seviyeli meyveleri tercih edebilirsiniz. Bunlar daha uzun süreli enerji sağladıkları gibi, insülin seviyenizi birden yükseltmezler. Bu da idmanlarda daha fazla yağ yakmanızı sağlar. İdmanlardan sonra, karpuz, hurma, kavun gibi yüksek glisemik dereceli meyveleri tüketin. Bu meyveler, ihtiyaç duyduğunuz anda insülinin aniden yükselmesini sağlayarak, kasların toparlanmasını ve gelişmesini desteklerler.”

 

HANY RAMBOD DİYOR Kİ:

“Muz, mango, ananas gibi üzerinde kabuğu olan meyvelerden uzak durun. Bu tür tropik meyveler, şeker bakımından çok zengindir. Zaten onları bu derece tatlı kılan da budur. Siz en iyisi, şeftali, kayısı, nektarin gibi çekirdekli meyveleri tercih edin. Çilekler de genel olarak iyidir, ancak onları günün erken saatlerinde tüketmelisiniz.”myv2

 

 

BUNLARI UNUTMAYIN!
Meyve seçiminde kullanabileceğiniz en iyi referans “glisemik indeks” değerleridir. Bir meyvenin GI indeksi ne kadar düşükse, diyetinizde o kadar çok yer verebilirsiniz.
Glisemik indeksi düşük gıdaların seviyesi 55 ve altıdır; idman sonraları dışında glisemik indeksi 70’i aşan meyveleri tercih etmeyin.
Glisemik indeksi düşük karbonhidratlar, kandaki glikoz ve insülin seviyelerinde küçük dalgalanmalara yol açarlar.

Reklam

Temel Amino Asitler ve Vitargo

0

Amino Asit Nedir?

Genellikle proteinlerin yapı taşları olarak adlandırılan amino asitler, vücudunuzda birçok kritik rol oynayan bileşiklerdir. Amino asit proteinlerin inşası ve hormonlar ile nörotransmitterlerin sentezi gibi hayati süreçler için gereklidirler. Ayrıca bazı amino asitler doğal olarak atletik performansı artırmak veya ruh halini iyileştirmek için takviye formunda alınabilir. Amino asit çeşitleri birkaç faktöre bağlı olarak esansiyel (temel), yarı esansiyel ve esansiyel olmayan şeklinde ayrılırlar.

Esansiyel Amino Asitler (EAA-Temel Amino Asitler)

temel-amino-asitler

Amino asitler, değişken bir yan zincir grubuyla birlikte, azot, karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan organik bileşiklerdir. Vücudunuzun büyümesi ve düzgün çalışması için 20 farklı amino aside ihtiyacı vardır. Bunların 20’si sağlığınız için önemli olsa da, sadece dokuz amino asit temel ya da esansiyel olarak sınıflandırılmaktadır. Bu temel amino asitler histidin, izolösin, lösin, lisin, metionin, fenilalanin, treonin, triptofan ve valindir. Temel olmayan amino asitlerden farklı olarak, esansiyel amino asitler vücudunuz tarafından üretilemez ve beslenme yoluyla alınması gerekir. Temel amino asitlerin en iyi kaynakları et, yumurta ve kümes hayvanları gibi hayvansal proteinlerdir. Protein tükettikten sonra, kas inşa etmek ve bağışıklık sistemini düzenlemek gibi çeşitli süreçlerle vücudunuza yardımcı olmak için kullanılan amino asitlere bölünür. Bazı çalışmalar, temel amino asitleri antrenmanlardan önce almanın, antrenmandan sonra almaya göre çok daha iyi bir protein sentezi sağladığını gösteriyor.

Yarı Esansiyel Amino Asitler (Esansiyel Olmayan Amino Asitler)

Yarı esansiyel olarak sınıflandırılan birkaç amino asit bulunmaktadır. Bunlar sadece hastalık ya da stres gibi belirli koşullar altında gerekli kabul edilir. Örneğin, arjinin temel olmayan amino asit olarak değerlendirilmesine rağmen, vücudunuz kanser gibi bazı hastalıklarla savaşırken gerekli ihtiyacı karşılayamaz. Bu nedenle, vücudunuzun ihtiyaçlarını belirli durumlarda karşılamak için arjininin beslenme ya da takviye yoluyla alınması gerekir.

Vitargo

vitargo-karbonhidrat

Vitargo kompleks bir karbonhidrattır. Fakat, diğer kompleks karbonhidratların aksine çok daha hızlı sindirilir. (Araştırmalar, şekerden bile iki kat daha hızlı sindirildiğini gösteriyor.) En hızlı karbonhidrat çeşidi olarak gösterilen Vitargo, maltodextrin, dekstroz, izomaltuloz, sukroz ve glukoz gibi karbonhidrat çeşitlerinden çok daha üstün bir seviyededir. Bu karbonhidrat, özel yapısı sayesinde, adeta vücudunuza verebileceğiniz en hızlı sindirilen besindir. Vitargo midede sindirilmeden direkt olarak bağırsağa geçerek en hızlı şekilde emilir. Böylece antrenman sırasında, insülin düzeyiniz yükselir ve kaslarınız da daha hızlı büyür.

Vitargo Doz Önerisi

takviye-olcegi

Kas kütlenizi arttırmak için, antrenman sırasında yavaş yavaş alabileceğiniz EAA’ları tercih edin. 10-20 gr EAA ile 35 gr Vitargo’yu 2 bardak suya karıştırın ve antrenman sırasında yudumlayın. Son seti yaparken hepsini bitirmeyi de unutmayın.

Reklam

Omega-3 Yağ Yakımına Yardımcı Oluyor

0

Omega 3 yağ asitleri, fazla yağlardan kurtulmak için bir umut olabilir mi? Avustralyalı araştırmacılar, bu yağ asitlerinin, vücut yağlarından kurtulmak açısından önemli olduğu konusunda ikna edici kanıtlar sunuyor.

Avustralya’daki Newcastle Üniversitesi’nden araştırmacılar, farklı kilolardaki 124 kadın ve erkeği, vücut kitle indekslerine (BMI) göre üç gruba ayırdı: Sağlıklı kilodakiler, kilolular ve obezler. 10 saat boyunca hiçbir şey yemeyen deneklerin kan örnekleri alınıp Omega-3 birikimi ölçüldü. Araştırmacılar, kilolu ve obez deneklerin kanındaki Omega-3 yağ asidi miktarının, sağlıklı kilodakilere oranla çok daha düşük olduğunu gözlemledi. Ayrıca, deneklerdeki Omega-3 seviyesi ne kadar düşükse, vücut kitle indekslerinin, bel ölçülerinin ve kalça çevrelerinin o kadar yüksek olduğu ortaya çıktı.

NE YAPMALI?

Yağ birikimini önlemek için düzenli olarak uskumru, somon ve alabalık gibi yağlı balıkları yiyin. Ayrıca günde 1-2 kez 1 gram balık yağı tüketebilirsiniz.

Reklam